Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
gorus@cumhuriyet.com.tr
24 ARALIK 2022 CUMARTESİ
2 olaylar ve görüşler
Tarımda yeniden yapılanma
MEHMET ŞAKİR ÖRS lı mevduata ve garanti ödemeleri-
Seçimden sonraki yeni dönemde; tarımın tümüyle
ne gitmektedir. Yaşanan bu süreç,
ARAŞTIRMACI
yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Muhalefet, bu sürecin
bir anlamda üreticinin, çiftçinin ve
hazırlıklarını şimdiden başlatmalı ve hayata geçirmeli.
on günlerde tarımla ve tarım- üreten insanların cezalandırılması
Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılına girerken Türkiye
sal üretimle ilgili olumsuz ha- anlamına gelmektedir.
‘Yönetmelik
Sberler yeniden gündemde.
tarımı tepeden tırnağa yeniden yapılandırılmalıdır.
Üretici desteklenmeli
Üreticinin mağduriyeti artıyor ve
olmadıysa
tarımla/gıdayla ilgili sorunlar gi- Oysa tarım kanununun 21’in-
ci maddesine göre, her yıl milli ge-
derek daha da ağırlaşıyor. Bu du-
rum, tarımsal faaliyetin ve üreti- lirin yüzde 1’i oranında tarıma ve
yasayla yaparız’
üreticiye destek verilmesi gerek-
min azalmasını, üreticinin tarımsal
üretim faaliyetinden çekilmesini mektedir. Maalesef bu yasa sürek-
AKP iktidarı, içinden geldiği
li göz ardı edilmekte ve yok sayıl-
ve verimli tarım alanlarının gide-
siyasal İslamcı geleneğin
rek kaderine terk edilmesi ile baş- maktadır. Bırakın yüzde 1 oranını,
eklemlendiği küresel
bu destek yüzde yarımı bile bulma-
ka amaçlarla kullanılması sonuçla-
kapitalizmin talepleri ile
rını da beraberinde getiriyor. maktadır. Tarıma, tarımsal üretime
ve çiftçiye böylesine olumsuz ve
Tarımda yaşanan olumsuzluk- uyumlu biçimde, ülkemiz
lar, bu iktidar döneminin en çarpı- yetersiz yaklaşım, sonuçta tarımın
doğasını vahşi kapitalizmin
ve üreticinin kaderine terk edilme-
cı göstergesidir. Bu çarpıcı durum,
saldırılarıyla baş başa bırakan
yalnızca siyasal yanlışlıkların, ha- si anlamına gelmektedir.
bir siyaset izlemektedir.
Tarımdan, tarımsal üretimden ve
talı politikaların simgesi olmakla
kalmıyor aynı zamanda gıda üreti- gıda sektörlerinden yükselen ses-
AV. MURAT FATİH ÜLKÜ
lere kulak verilmelidir. Tarım sek-
mi açısından da önemli bir tehdit
tarımsal üretimden çekiliyor. Buna olanakları da daralıyor. Dolayısıy-
haline geliyor. törü, üretici kaderine terk edilme-
20 yıllık AKP iktidarının, ülkemi-
koşut olarak tarımsal gıda üretimi la, ülkelerin ve toplumların, ken- meli ve başta girdi maliyetlerinin
zi vahşi kapitalizmin saldırısına aç-
Çiftçi üretimden çekiliyor
azalıyor. Gıdaya ulaşmak ve eriş- di tarımsal alanlarına gözleri gibi düşürülmesi olmak üzere, birçok
masının sarsıcı ve üzücü sonuçlarını
Son dönemde bu olumsuz geliş- mek daha da zorlaşıyor. bakması ve üreticilerini özenle ko- yönden desteklenmelidir. Yoksa
yaşıyoruz hep birlikte. AKP, iktidara
meleri tetikleyen bir başka önem- Dünyanın önemli tahıl üretim ruması gerekiyor. bu olumsuz gidişatın faturası, gün
gelirken yoğun desteğini aldığı küre-
li sorun da iklim koşullarında- bölgesinde yaşanan savaşın sür- Meclis’te halen görüşmeleri de- geçtikçe daha da ağırlaşacak ve tü-
sel kapitalizmin önüne koyduğu poli-
ki olumsuzluklar. Çiftçi, toprağı- mesi ve taraflar arasındaki tahıl vam eden 2023 bütçesi ile ilgili ra- müyle içinden çıkılmaz hale gele-
tikaları -esasen kendisi de istekliydi-
nı işleyemez ve ürününü yetiştire- anlaşmasında yaşanan sıkıntılar, kamlar da tarıma, üreticiye, tarım- cektir. Aslında yapılması gereken,
uygulayarak 20 yılda ülkemizi eko-
mez duruma düşüyor. Üretici, üre- özellikle tahıl, gıda ve beslenme sal üretime ne denli sınırlı kaynak tarımın ve tarımsal alanın tepeden
nomik açıdan da yıkımın eşiğine ge-
tim giderlerini karşılayamaz ve ta- alanındaki tehlikeyi daha da belir- ayrıldığını ortaya koyuyor. Öyle ki tırnağa ele alınarak tüm yönleriy-
tirmiştir.
rımsal girdilerin maliyetleriyle baş ginleştiriyor. Bunun olumsuz yan- tarımsal desteklemeye yalnızca 54 le yeniden yapılandırılmasıdır. Ta-
1980 darbesi ile birlikte gözden çı-
edemez hale geliyor. Dolayısıyla, sımaları, tarımda ve gıdada hem milyarlık bir kaynak ayrılırken bu- rımdaki sorunların çözümü, böyle-
karılan kamucu politika ve ekono-
para kazanamayan, maliyetlerini riskleri hem de endişeleri artırıyor. nunla kıyaslanamayacak büyük- si bütünsel yeni bir yaklaşımdan
mi AKP döneminde tamamen terk
bile karşılamakta zorlanan çiftçi, Gıdada ve tahılda giderek ithalat lükteki bedeller faize, kur koruma- ve yapılanmadan geçmektedir.
edilmiş, Cumhuriyet Devrimi’nin ya-
rattığı ekonomik değerler haraç me-
zat özelleştirilmiş, kamu özel işbirli-
ği (KÖİ) adı altında, kamu eliyle ya-
pılması gereken ve gerekliliği tartış-
malı projelerle, bütçeye ve toplumun
Pamukpınar Köy Enstitüsü Yerleşkesi
sırtına ağır bir borç yükü getirilmiş-
tir. Bugün muhalefette “Bizim zama-
kadar eğitim faaliyetine aralıksız len tepkiler üzerine yetkililerin, ması” talep edilmiştir. nımızda ekonomi iyiydi” diyerek ge-
SERCAN ÜNSAL
zinen bazı eski AKP’li siyasilerin et-
devam etmiştir. - YİBO’ya öğrenci temininde güçlük Bu taleplere ve girişimlere rağmen
kin olduğu dönemde ise tamamen
çekildiği, yerleşkenin,
amukpınar Köy Enstitüsü’nün
Kapısına kilit vuruldu
üretimden uzak, küresel kapitaliz-
- Yerleşke binalarında ve arazide - Orman fidanlığı yapılmak üzere
Pinşasına Sivas’ın Yıldızeli ilçesi-
1970’li yıllarda ise enstitü dönemi min (günümüzde küresel ölçekte de
bakım, onarım, koruma ve güvenlik Orman İşletme Müdürlüğü’ne,
ne beş kilometre mesafedeki Sivas-
binalarının bir kısmı yıkılarak yerle- tükenmekte olan) finans ekonomisi
sorunları yaşandığı, - Yarı açık cezaevi kurulmak üzere
Tokat karayoluna yakın bir mev-
rine yapılanlarla eğitime devam edil- oyunları ve siyasal İslam geleneğinin
- Yerleşkedeki bina ve arazilerin Adalet Bakanlığı’na devredilmesi de-
kide 11.10.1941 tarihinde 17. Köy
miş, kalan enstitü binaları ise ge- en iyi anladığı betonlaşma ile ekono-
kamu kurumlarınca değerlendirilme- ğerlendirmelerinin yapıldığı duyum-
Enstitüsü olarak başlanmıştır. Dö-
rekli koruma önlemi alınmadığı için mi idare edilmeye çalışılmıştır.
si yönünde çalışmalar yapıldığı, ları alınmaya başlanmıştır. Yapılan
nemin Sivas, Erzincan ve Tokat il-
“kaderlerine” terk edilmiştir. Kayse-
- Pamukpınar’da faaliyet gösteren kadastro, sınır ve parsel çalışmasıy-
lerinin köylerinden öğrenci ka-
Vahşi kapitalizm
ri Kültür Varlıklarını Koruma Bölge
arşiv ile enstitü dönemi demirbaş ve la Pamukpınar müzesinin ilçe mer-
bul eden Pamukpınar Köy Enstitü-
AKP iktidarı, içinden geldiği siya-
Kurulu’nun 26.10.2000/2675 tarih
belgelerin kurulacak “Pamukpınar kezinde kurulması dikkate alındığın-
sü, 01.02.1942 tarihinde kısa süre-
ve sayılı kararı ile yerleşkedeki bir sal İslamcı geleneğin eklemlendi-
müzesinde” değerlendirilmek üzere da “yerleşkenin kuruluş amacına ay-
de eğitime başlamıştır. 1942 yılın-
ği küresel kapitalizmin talepleri ile
kısım binanın ise tescil edildiği bilin-
ilçe merkezindeki Pamukpınar Ana- kırı olarak” diğer kamu kurumlarına
da göreve başlayan kurucu Müdür
mektedir. uyumlu biçimde, doğal kaynaklar ve
dolu Lisesi’ne nakledildiği yönünde devredileceği ve Pamukpınar ışığının
Şinasi Tamer ve Eğitimbaşı Osman
çevre konusunda, önceden de son de-
Köy Enstitüsü ve eğitmen kur- açıklamalar yapılmıştır.
söndürüleceği kanaati güçlenmiştir.
Yalçın ile öğrencilerin, İkinci Dün-
su olarak eğitime başlayarak devam rece aksak işleyen denetim mekaniz-
Cumhuriyetimizin en önemli ve öz-
ya Savaşı ve yokluk yıllarında öz-
Kuruluş amacına aykırı malarını tamamen ortadan kaldırmak
eden eğitim kurumlarıyla, 12 Eylül
gün eğitim, aydınlanma ve kırsal kal-
verili ve cefakâr çalışmaları sonu-
2022 kapatılış tarihine kadar 4 bin Değinilen süreçte, yerelde gösteri- isteyen, ülkemiz doğasını vahşi kapi-
kınma projesi olan Köy Enstitüleri
cu vücut bularak kapatılışına kadar
talizmin saldırılarıyla baş başa bıra-
500’ün üzerinde eğitimci yetiştiren len tepkiler sonucu, 6 Ekim 2022 ta-
eğitim sisteminin ayrılmaz bir par-
eğitime devam etmiştir. Köy Ensti-
Pamukpınar’ın kapısına hiçbir resmi rihinde Yıldızeli CHP, İYİ Parti ve Sa- kan bir siyaset izlemektedir. Ne uğ-
çası olan Pamukpınar Köy Enstitüsü
tülerinin kapatılmasından sonra Pa-
runa? Küresel sermaye ve onunla ta-
açıklama yapılmadan “kilit vurularak adet Partisi ilçe başkanlarınca basın
yerleşkesinin “uygun ölçekte eğitim
mukpınar ismi ile sırasıyla; ilköğ-
eğitim faaliyetine” son verilmiştir. açıklaması yapılarak “Pamukpınar’da mamen uyumlu hareket eden yerel
faaliyetine devam etmesi, mevcut bi-
retmen okulu, öğretmen lisesi, Ana-
ve yandaş sermayenin kısa vadeli kâr
Yerleşkede faaliyet gösteren kuruluş amaçlarına uygun eğitim fa-
nalarının korunması ve Pamukpınar
dolu öğretmen lisesi, yatılı ilköğre-
YİBO’nun hiçbir açıklama yapılma- aliyetlerine” devam edilmesi ve Pa- hırsları uğruna.
müzesinin” kurulması için tüm eği-
tim okulu, güreş okulu ve yatılı böl-
Kapitalizmin yapay, manipüla-
dan kapatılmasından sonra gösteri- mukpınar müzesinin yerinde kurul-
tim bileşenlerini göreve çağırıyoruz.
ge ortaokulu (YİBO) olarak bugüne
tif ekonomik yarar söylemine karşı,
zeytinliklerin madencilikten katlar-
ca fazla ekonomik yarar sağladığının,
sağlıklı yaşamın devamının kapita-
Tamamlanmış insan
Seydibeşir Toplama Kampı
listlerin sevdiği deyimle optimal fay-
dayı sağladığının altını çizmemiz ge-
Öyleyse, bir insan başka bir insanın ira-
MEHMET UYSAL
rekir.
da Birinci Dünya Savaşı’nda şehit düşen
DAVER DARENDE
desi üzerinden, o insanın iş ve düşünme
FELSEFECİ
Türk askerleri için şunları yazmıştı:
gücüne egemen olmakla, o insanın ca-
EMEKLİ DİPLOMAT
Zeytinlikler hedefte
“Biz Türk askerini harpte değil, kumar-
nına egemen olur. Bu nedenle bir insa-
n son söylenecek şeyi baştan söy-
da kaybettik.” Bu dönemde, zeytinlikleri madenci-
irinci Dünya Savaşı sırasında nın, başka bir insanın vücut bütünlüğü-
Eleyelim: Tamamlanmış insan, “her-
Yafa’da İngilizlere karşı çarpışırken
liğe açmak isteyen değişiklikler, yar-
BFilistin’de, Sina ve Kanal Harekâtı’nda ne saldırısının ötesinde, iradesine ege-
kese yaşama hakkı”nı içselleştirmiş olan
esir düşen babam o zorlu günleri bana
İngilizlere karşı savaşırken geri çekil- men olması da yaşama hakkına müdaha- gı kararları ile önlenmiştir. Son ola-
insandır. Buna göre, tamamlanmış insa-
şöyle anlatmıştı:
mek zorunda kalan on binlerce Türk as- ledir. Yaşanmış ve yaşanmakta olan bü- rak, Maden Yönetmeliği’ne eklenen
nın, her şeyden önce yaşama hakkı bilin-
“Yafa civarındaydık. Birliklerimizin bir
keri esir düştü. İskenderiye’nin 15 kilo- tün haksızlıklar ve acılar yaşama hakkı-
bir madde ile zeytinlikler madencili-
cine sahip olması gerekir.
kısmı geride kalmıştı. Bıkkınlık, bezginlik
metre kuzeydoğusunda Seydibeşir Top- na müdahaleden kaynaklanır.
Öyleyse nedir yaşama hakkı bilinci? ğe açılmak istenmiş, Danıştay bu yö-
vardı hepimizde. Çölün kavurucu sıcağı
lama Kampı’na yerleştirilen esirlerden bi-
Yaşama hakkının kaynağı, insanın doğa-
netmeliğin yürütmesini durdurmuş-
altında savaşıyorduk. 18 Haziran 1918
risi de yedek subay teğmen olarak sava- Egemenlik ilişkisi
sındaki yaşama yönelimidir. Canlıların
tu.
gününe kadar dayandık, sonunda boz-
şan babamdı.
İşte ana çizgileriyle yaşama hakkı bi-
yapıtaşı genlerdir. Genler yaşam-kalım
Hukukla arasının iyi olmadığını
guna uğradık. Sabah saat sekiz buçukta
Babamın bir silah arkadaşı tarafından
linci budur. Tamamlanmış insan olmak
maddesi buldukça, kendilerini sonsuzca
iyi bildiğimiz AKP iktidarı, şimdi de
Yafa’da esir düştüm.”
21 Kasım 1920 tarihinde çekilmiş fotoğ-
için yaşama hakkı bilinci taşımak yet-
kopyalayabilir. Genlerin, kendilerini son-
“Yönetmelikle olmazsa yasayla yapa-
rafa dikkatle bakıyorum. Fotoğrafta grup-
mez; bu bilince uygun yaşamak, insan-
suzca kopyalayabilme yeteneği, canlılar-
Yurtta barış dünyada barış rız” diyerek Danıştay’ın yürütmeyi
lar halinde askerler, Sina Çölü’nde kav-
lar ile doğrudan dolaylı, hukuki hukuk dı-
daki yaşama yöneliminin temelidir. Gen-
Babamın Seydibeşir Toplama Kam- durdurma kararı verdiği yönetmelik
rulmuş yorgun yüzler, kalpaklılar... Bazı-
şı, örtülü açık, bireysel grupsal her tür-
ler kendilerini kopyalama hareketini, ya-
pı’ndaki tutsaklık dönemi 12 Haziran
larının başı açık, kimi sivil, kimi ünifor- hükmünün hemen hemen aynısını
lü egemenlik ilişkisinden arınmak da ge-
şam birimleri halinde yaparlar. “Yaşam
1920 tarihinde sona erdi. Onun “Öğle ye-
malı... Yürek çarpıntılarını duyar gibi olu- yasa önerisi olarak karşımıza getirdi.
rekir.
birimi”, canlı yaşamı taşıyıp kalıtan her
meğinde kurtlu bakla, akşam yemeğinde
yorum. Savaşın vahşetini, tutarsızlığı-
Tamamlanmış insan olmak için birey- Bu yasa önerisinde de aynı yönetme-
bir tekil organizmadır. İnsan da bir ya-
kokmuş katır eti verirlerdi” sözleri belle-
nı anlayan onlar, halk adını verdiğimiz in-
sel yaşama hakkı bilincine uygun yaşa-
şam birimidir. Bu nedenle insanın doğası lik gibi akla ziyan yöntem yer alıyor,
ğimden silinmedi.
sancıklar. Babam zorlukla gülümsüyor.
mak yetmez; bu bilincin toplumsal ya-
da yaşamaya yöneliktir. Birer yaşam biri-
“zeytinliklerin taşınması”.
Birinci Dünya Savaşı’nı üç cephede sa-
Az mı çile çekmişti üç cephede çarpı-
şam pratiğine geçmesi için mücadele et-
mi olarak yaşamaya yönelik olduğu için,
Yılda tüm çevresiyle ekosistem
vaşarak yaşayan Rumeli kökenli babam
şırken... Can kulağı ile dinlerdim anlat-
mek de gerekir. Çünkü bu bilinç toplum-
her tekil insan, doğasından gelen “yaşa-
oluşturan zeytinlik sahaları, on bin-
geçirdiği hüzün dolu yıllardan sonra bu
tıklarını, İngilizlere ait Seydibeşir Topla-
sal yaşamın gözeneklerine kadar sindiril-
ma hakkı”na sahiptir. Her insanın doğası
lerce zeytin ağacı sağlıklı biçimde
kez de İkinci Dünya Savaşı’nı bizimle bir-
ma Kampı’nda geçirdiği acılı yılları... Bir
medikçe, bireysel olarak yaşama hakkı
yaşamaya yönelik olduğu için, yaşamak
taşınabilir mi? Bir memurun tayin
likte Üsküp’te yaşadı. Hitler faşizminin bu
film şeridi gibi geçerdi gözümün önün-
bilincine uygun yaşamanın sürdürülebi-
bütün insanların doğal hakkıdır. Bundan
olunca taşınması gibi kullanılan “zey-
acılı dönemini “Sirenler Çalıyor”, “Bir Ço-
den anlattıkları. Galiçya ve Irak cephe-
lirliği tehdit altında olacaktır. Bu neden-
dolayı, hiçbir insanın, diğer insanların
cuk Gözüyle İkinci Dünya Savaşı” adlı ki-
tinlik alanların taşınması” ifadesine
sinden sonra Filistin-Sina cephesi, Kanal
le, tamamlanmış insan, yaşama hakkı bi-
yaşamına müdahaleye hakkı yoktur.
taplarında anlattım.
Harekâtı, cephede yaralandıktan sonra karşı söylemek gerekir ki “Flora bir
lincinin hayata geçmesi için mücadele
Tüm savaşların ne kadar gereksiz oldu-
hastanede geçen acılı günler, aylar...
eden insandır. Bu mücadele, en genelin- yerden bir yere taşınır” gibi zeytinlik
Yaşama hakkına müdahale
ğunu Melih Cevdet Anday dizelerinde ne
de, “herkese yaşama hakkı” şiarını mer- alanlar, ekosistem kavramlarını hi-
İnsanların yaşamına müdahale ne de-
güzel anlatmış:
‘Kumarda kaybettik’
keze alarak, düşünce üretmek ve üreti-
çe sayan yaklaşım ile “Maden nere-
mektir? Bir insanın iradesi üzerinde-
“Nasıl sabrettim bugüne kadar,
Babamın da çok sevdiği Nâzım’ın dize-
len düşünceleri hayata geçirmek ama-
ki, doğrudan dolaylı, hukuki hukuk dışı, de olursa olsun çıkarılır” biçiminde-
Ölümden bahsetmemek için,
leri aklımdan çıkmıyor: cıyla örgütlenip siyasi iktidar için eyle-
mutlak nispi, örtülü açık, bireysel grup-
ki tüm değerleri paradan, madenden
Farkına varmamak mümkün mü?
“Biz ki İstanbul şehriyiz
mektir.
sal, her türlü egemenlik, o insanın yaşa-
ibaret sanan yaklaşım, artık hukuk
Âşık olmak gayrikabil uyanmanın ta-
Seferberliği görmüşüz Özetle, tamamlanmış insanın üç koşu-
ma hakkına müdahale etmektir. Bir in-
alanına, doğamıza, yaşamımıza sız-
dı yok
Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin
lu taşıması gerekir: yaşama hakkı bilin-
san üzerinde egemenlik kurulmasının
maktan vazgeçmelidir.
Birinci Harbi Umumi’de doğmuşum.
Vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nez- cine sahip olmak, bu bilince uygun ya-
nihai amacı, onun yaşama olanaklarını
Bizim hesabı kesmek için ikincisine ne Bu yazıyı kaleme alırken yükselen
lesi,
şamak ve bu bilincin toplumsal yaşamın
ele geçirmektir. İnsanlar her şeyden ön-
lüzum vardı?”
kamuoyu tepkisi, AKP’nin yasa öne-
Bir de İttihatçılar, gözeneklerine kadar sindirilmesi için
ce işgücü ve düşünme gücünden ibaret
Ülkemizin de bulunduğu coğrafyada
Bir de uzun konçlu Alman çizmesi, risini geri çekmesini sağladı. Ama
mücadele etmek.
olan olanaklarını kullanarak yaşayıp ya-
tehlikeli gelişmeler yaşanırken hedefimiz
914’ten 18’e Ne mutlu tamamlanmış insan olabi- unutmamak gerekir ki yine gelecek-
şamda kalırlar. İnsanların iş ve düşün-
Atatürk’ün “Yurtta barış dünyada barış” il-
Kadar yedi bitirdi bizi”
lenlere...
lerdir.
me güçlerinin kaynağı, onların canlarıdır.
kesini benimsemek olmalıdır.
Falih Rıfkı Atay, “Zeytindağı” kitabın-