28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 12 KASIM 2022 CUMARTESİ 2 olaylar ve görüşler 1 Atatürk’ün Yolunda Türk Dil Devrimi Dil Devrimi’nin karşısında olanlar, genellikle Türk PROF. DR. RUŞEN KELEŞ me sözcükleri bol bol kullanmakta bir türmekte yarar gören çevrelere bilerek ya sakınca görmüyorlar. Bunun gibi, adı- da bilmeyerek araç olmaktadırlar. Devrimi’ni bütünüyle içlerine bir türlü sindiremedi. Bu iç kuşkusuz, dil ile düşünce na “Osmanlıca” denilen, yönetenlerle Yalnız seçimle göreve gelmiş olanlar de- kişiler yalnızca kimi sözcüklerin kullanımına değil, devrimin arasında çok yakın bir ilişki yönetilenler arasındaki anlama uyuş- ğil, siyasal erke 1980’lerin başlarında el özüne, Cumhuriyetin dayandığı temel ilkelere karşılar. Hvardır. Bu nedenle, Dil Devri- mazlıklarını artıran dili kullanmakta koymuş olan ve “Atatürkçülüğü” dillerin- mimiz ulusal kültür alanında girişil- direnenler bile yazarken ve konuşur- den iki gerilik türüdür. Bu ilişki, öz mak halk yığınlarının uyanışını hız- den düşürmeyen Kenan Evren ve arkadaş- miş büyük bir atılımı simgeler. Savaş landırmakla sonuçlanacağından Dil ken çok sık yanlışlar yapmaktan geri ile biçim arasında da var olduğu için, ları da Türk Dil Kurumu’nu, bir gönüllü ile kazanılan bağımsızlığın, kültür kalmıyorlar. Cumhuriyeti kuranlar kılık kıyafet Devrimi’ni de sevimli bulmazlar. kuruluş (dernek) olmaktan çıkararak ka- ve ekonomi alanında atılan adımlar- devrimine de önem vermişlerdir. mu kurumu durumuna sokmuş ve kuru- la tamamlanması zorunluydu. Dilde Cumhuriyet karşıtlığı Gelenek bekçileri Gerçekte, Dil Devrimi’nin kar- mun başına, şu tümceleri kurabilmiş bir özleşme bir bakıma kültürde de öze Türkçeyi yabancı dillerin boyun- Kısaca, Atatürk’ün Kültür ve şısında olanlar, genellikle Türk bilim (?) insanını getirmekten geri kalma- dönmek anlamına geliyordu. 1931’de duruğundan kurtarma kararlılığında Dil Devrimi’ni tüm öteki atılımla- Devrimi’ni bütünüyle içlerine bir tür- mışlardır: “Atatürkçülük bir ideoloji değil, Türk Tarih Kurumu’nun, 1932’de olan ülkemizde, yabancı sözcüklerin rı gibi benimsemediklerinden Dil lü sindirememiş olanlardır. Bunun Türkiye’de Atatürk öldükten sonra doğan Türk Dil Kurumu’nun kurulmaları- oranı hâlâ çok yüksek. Dilde özleş- Devrimi’nin karşısında olmak da bir örneklerini son yıllarda çok sık gö- bir içtimai hastalığın adıdır. Hakiki fikir- nın ardındaki temel neden de buydu. meye devletçe yön vermenin bir ka- görevdir onlar için. Bu tutum ve dav- rür olduk. Bu kişiler, yalnızca kimi lerin yerine geçmek isteyen hayallerden Ne yazık ki kimi bilim insanlarımız, 2 musal görev olduğu çok açıktır. Bu, ranışlarıyla belki de Atatürk’ün çağ- sözcüklerin kullanımına değil, dev- kurtulmamız lazımdır.” Oysa Atatürk adı- hem kolaylarına geldiğinden hem bilim dilinde de evrim kurallarının daşlaşma buyruğuna ayak uydura- rimin özüne, Cumhuriyetin dayan- nı taşıyan kurumların başında görev ala- Türk dilinin varsıllığına güvenleri ol- değil, devrim kurallarının geçerli kı- mayan bu “gelenek bekçileri”, içte ve dığı temel ilkelere karşıdırlar. Ulus- cak olanlarda, her şeyden önce Atatürk- madığından derslerinde, yapıtlarında, lınması anlamına gelir. Dilde gerilik- çuluk anlayışları ayrı olduğu için, la- dışta Türk toplumunu yerinde sayan çülüğe yürekten inanmış olmak aranacak konuşmalarında Batı dillerinden gel- le, kafanın içindeki gerilik at başı gi- bir toplum yapmakta ya da geriye gö- ik olmadıkları için, bilimi halka taşı- koşulların başında gelmelidir. 1- Topluçalışım, Atatürk’ün Yolunda Türk Dil Devrimi, Türk Dil Kurumu, Ankara 1981; Ruşen Ke- leş, “Toplumsal Gelişme ve Bilim Dili”, Atatürk’ün Yolunda Türk Dil Devrimi, s.90-104; Ruşen Keleş, “Atatürkçülük: İdeoloji mi, Hastalık mı?”, Cumhuri- yet, 7 Temmuz 1985. 2- Komünizmle Mücadele Dergisi, Sayı: 36, 15 Mayıs 1952. RUGX YDPHGL\ HUDQVéGH RQI ]DQ. R / ] ] HUDQVéG RQI DQ. YDPHGL HH RUGX \  ?LQNDOHPL\OH \QHS H = Né]é DPDN ?  'U' ?LQNDOH \QHS H = Né]é DPDN ?  U YLOGL?YL EHOOLGHEHOOLGH \\ +L©ELUcH+L©+L©ELUcH LOGL? ¾U¾\¾¾ << $GDOHW$GDOHW ¸UHQOHULQGHQ¸UHQOHULQGHQ HPWHPW FF - QHRODFDNWQHRODFDNWé" HOLNHOLN +DOLI+DOLI é" 0DU0DU H(\O¾OGDH(\O¾OGDUEHOH YY WW QHQH c¾?c¾? - Pé\Gé" HWNXUXODFDNHWNXUXODF XPKXUL\XPKXUL\ && Pé\Gé" DN " GDUEHJLUGDUEHJLULcLPL HPPX]HPPX] 77 ULQGHQULQGHQ - YOHWLQGLQLQHRODFDNWé"YOHWLQGLQLQHRO 'H'H DDFDNWé" \DS\DSWéUé  ROFXOXNROFXOXN \\ UHQNOLELUUHQNOLELU RNRN QH©QH© - HNWL" F ]¾OH .¾U.¾U ¸ WVRUXQXQDVéO©WVRUXQXQDVéO© HNW F ]¾OH ¸¸ W L" HH RUEL]RUEL] \\ HEXJ¾QGH \éO¸QF  WDW¾UN $$ \éO¸QF  WDW¾UN HHEXJ¾Q GH   RYUDI\DRYUD +HPGRYXSE¾\¾G¾Y¾F+HPGRYXSE¾\¾G¾Y¾F  HUPLcWLU Y \DQéW HUOLEXVRUXODUD © JHJ HUO © H L EXVRUXODUD HU Y \DQéW\  PLcWLU KHPGHKHPGH  RcXOODURcXOODU KHPPDGGLNKHPPDGGLN  HOHULQLQ HW HèVWDQEXOJD] è]PLW?Wè H ]PLW?W è VWDQEXOJD HOHULQ HW ]] LQ  YLQHGHQL\OHNDUcéODcWéYéYLQHGHQL\OHNDUcéODcWéY PHVOHPHVOH RSODQWé \DSéODQW\DSé EDc\D]DUODUé\ODEDc\D]DUODUé\OD RSOD ODQW DQWé HN JHJHU© \éOOéN\éOOéN \¾]\¾] \DUéP\DUéP QLQQLQ ?? HH ¾UNL\¾UNL\ 77 - VDDWV¾UG¾ EXEX©XN ©X©X VDDWV¾UG¾ N  Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu  RU H©DUSé\ \¾]¾P¾]  VéN OHOHULQLVéN UL H©DUSé\ \¾]¾P¾]  VéN QLVéN RSODQWéGD H¸QHPOLW F %X%XVRQGHUH H¸QH F VRQGHUH RSODQ POLWP QWéGD RUX] RQXcXODQODUéVXQX\ N QXQX cXODQODUéVXQX RUX] \\ Toplumların 13,5x20,513,5x20,5 1313,5x23,5x23 <DcDP¸\N¾V¾<DcDP¸\N¾V¾ èQFHOHPHè QFHOHPH 350 sa350 sayfayfa 1164 sa64 sayfayfa ruhu ‘sanat’ ERDEN BİLGEN anat bir eğlence unsuru değil, toplumların Syaşam kültürlerinin altyapısını oluşturan ru-  G¾Q¾EXJ¾QH QéQ DYFé < ?Q?QHU? < HU DY G¾Q¾E QéQ Fé XJ ¾Q H ELU YLPL] H F H \ 2NXPDGDQHGHPH2 NXPDGDQHGHPH LPL H ELU ]] hudur. Uygar ve huzurlu bir toplum olabilmek HVL G¾c¾QF  \DUéQDEDYODPD EXEXJ¾Q¾ J¾ Q¾ \ DUéQDED YO G  DPD ¾c ¾ için daha yüksek bir ruh kazanmamızı sağlayan \D\D]DUGéU+XJ\D]DUGéU+XJR R anıtsal konumdaki yapılarımızı değerleri ile bir-  écécéYéQGDKD]éUODGéYéEXNLWDSWD éY éQGDKD]éUODGé Yé EXNLWD SW likte en iyi şekilde korumak hepimizin ana gö- J¾UO¾Y¾Q ] EDEDYQD]OéYDNDUcé¸ YQ D]Oé YD NDU cé ¸ ¾UO¾ Y¾ Q YHGRYUXELUDNécéQ HH FF HQJHOHHQJHOH ©PLcW©PLcW *H*H YHGRYUX H EELUDNécéQ revidir. \éOODUé \¾]  VLPJHOHULQGHQELULRODUDNVL PJ \¾  HOHULQGHQELULRODUDN ] KDNVé]D HNDUcéL\LQLQHNDU ¸W¾\¸W¾\ NN L©LQGHL©LQGH K céL\LQLQ DNVé]DD Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), HNDGDUJHOHQ DcDcéSJ¾Q¾P¾] éS J HNDGDU ¾Q¾P¾] JH OHQ  ]LOHQLQ HHQHNDUcéH ]] HH NDUcéKDNOéQéQNDUcéKDNOéQéQ HQHNDUcé ]LOHQLQ ülkemizde çoksesli ve demokratik bir yaşam ]DQODU]D G¸URG¸UR WO¾NOHUL\OH¸O¾PV¾]WO¾NOHUL\OH¸O¾PV¾] QO HU \ \DQéQGD  NDUDQOéYDNDUcéD\NDUDQOéYDNDUcéD\GéQOéYéQ  \GéQOéYéQ \D HU \ DQéQGD kültürü edinmemiz için 100 yıl önce Atatürk ta- \D]éOéGéU\D]é  $cN$cN  HULQLDODQHULQLDODQ \\ DUDVéQGDDUDVéQGD O QéQ  ?'DKDLQVDQFDELUG¾Q\D?'DKDLQVDQF  DOGéDOGé FDELUG¾Q\ é DD Q rafından temelleri atılmış bir uygarlaşma proje-  VD\IDVéQGDVD\IDVé HULQLQLONHULQLQLON WW G¾Q\DGHIG¾Q\DGHI QG sidir. 1924 yılında başlayan çalışmalarını 1961- RUGX YLQHLQDQé\YLQH HH FF NXUXODELOHNXUXODELOH RUG LQDQé\ XX 2020 yılları arasında tarihi binasında sürdür- HVL GL]GL] GHQLOHQcLLULQLONGHQLOHQcLLULQLON *HQ©OLN*HQ©OLN H müş, yaptığı Anadolu turneleri ile çoksesli mü- EDcODUDcNODED ccO DUDcNOD zik ve ona bağlı gelişen eşitlikçi ve özgürlükçü yaşam biçimini toplumun tüm kesimlerine ulaş- tırmıştır. 13,5x2313,5x23 13,5x19,513,5x19,5 Müzik kültürü èQFHOHPHèQFHOH PH èQèQFHOHPH FHOHPH 1971 yılında Ankara konservatuvarını yeni bi- 296 sa296 sayfayfa 208 sayfa208 sayfa tirmiş bir müzisyen olarak adım attığım CSO ta- rihi binasında yaşadıklarım önemli ve gurur ve- riciydi. 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve eşi Mevhibe Hanım her hafta konsere geliyor, Mec- lis üyeleri ve büyükelçiler ile yerlerini alıp bilet bulabilen halkımız ile çağdaş bir ortamda müzik  \ ¸ N \DcéQGDNL(UGDOLOHDEODVé 2Q dinlemenin, sanat üzerine sohbet edebilmenin RNXOEHcLQFLVéQéI èNLVLGHLON QXQ $QDGROX QLQ ¸YUHWPHQLèQFL keyfini yaşıyorlardı. IDUNOéN¾OW¾UOHUHVDKLSOHU ¸YUHQFLVL ©LUGLNOHULELU \¾QGHJH ¸ ELUN X]DN Cumartesi sabahları aynı programla tekrarla-  RFXN ]DPDQODEXLNL©  DQFDN  \DcDQWé\éDQODWDQ  \éOOéN dığımız konserleri halkımız ve üniversiteli genç- NXUXOX ELUGRVWOXN DUDVéQGDVéFDN - ler yürüyüş merdivenlerine kadar dolduruyor, RPDQé 5 RFXN DUGHc? 'RYDQ. ]DPDQ \D]GéNODUé HU LQ HW <   RU \ bir gece öncesinin ağırlığı yerini coşkuya bırakı- ¸G¾O¾ \DUécPDVéQGD¾©¾QF¾O¾N ELU WDNéP  RU J¾U ¾¾]¾\ ] ]DPDQ? yor, konser sonrası kantinde yaptığımız sohbet- DOLS 7  RSUDYD%DVéQFD 7 ND]DQDQ RURQXQNDIDVéQ VRUXODUX\DQGéUé\ - ler hepimizin geleceğe umutla bakmasını sağ- HQH Y \DOéQNDOHPLQL $SD\GéQ éQ lıyordu. GD  \D]DUROGXYXQXJHQ© GHQOLXVWDELU Programlarımızda yer alan çoksesli türkü ve EDEDVéQD %XQODUéDQQHVLQH RNXUODUDGX\XPVDWDFDN bestelerimiz yabancı eserlerle yarışıyor, titizlik-  ©LN VH D©éN ] H RYXN ©  RU ¸QHOWL\ \ le hazırlanan kitapçıkta yer alan orkestra şefi, J¾U ¾Q ] HULVH? HW <   RU \DQéWDODPé\ besteci, solist biyografileri ve bölüm açıklama- RQODUé  RU \D]GéNODUéQDcDcéUé\ larını okuyan dinleyiciler hep birlikte derinleme- 2QXQGD  RU RUXPOX\ \ H HQGLQF N sine bir müzik kültürü ediniyorlardı.  RU HNOHQL\ NDIDVéQGDVRUXODU©L© Disiplinli çalışmalarla orkestramızı üst sevi- yelere çıkarmaya çalışan genel müzik direktörü 13x20,5 13,5x20,5 Alman G.E. Lessing binanın üst katında konaklı- ?RFXN 5RPDQ yordu. Dünyanın en tanınmış eserlerini progra- 210 sayfa 96 sayfa ma aldığı için zorlandığımız haftalarda bazı ar- kadaşlarımızın yönetimden izin alarak geceleri çalışmak zorunda kaldığını anımsıyorum. O yıllarda müdürümüzün vosvosu dışında ara- bası olan yoktu. Sabahları orkestranın iki oto- ©DSUD]ODPD NXcDYéQ %LU%LUND© DSUD]ODPD büsü duraklardan bizi toplayıp orkestraya getir- J¾Q¾P¾]GHELUJ¾Q¾P WDcéQGéNWDcéQGéN '¾c¾QG¾N'¾c¾QG¾N diğinde heyecanla çalgıları açıyor, ısınma etüt- \DcDPODUéQéQ YLQGHNL J¸©OHULQJ¸EHJ ¸ © QGHNL \ Dc DPODUéQéQ DKLULOH 7  \N¾V¾\N¾V¾ RQODUéQ¸RQODUéQ¸ DKLUROVDDKLUROVD 77 lerimizi yaptıktan sonra salonda yerlerimizi alı-   RU EHEHOJHOHQPHVLQLGHJHWLUL\ O   RU GHJHWLUL\   HQLGHQQDVéODHQLGHQQDVéODQODWéOéU \\ HH =¾KUHGL\=¾KUHGL\ yorduk. \DcDPéPé  *¸*¸©OHULQJHOJLWOHULQGH © \DcDPéPé  HULQGH -- GHGLGHGLN  QDVéOLOHWLOLUQDVéOLOHWLOLU N GDKD 0DVDOé RN \ ]éQQRNWDVé ]éQ GDKD 0DVDOé KHPLEXJ¾QKHPLEXJ¾QGHQ +HPLG¾QGHQ+HPLG¾QGHQ Çağdaş yaşam meşalesi RFXNOXYXQL©LQGHQ GRYUXVX© G R Y YXQL©LQGHQ \DcD\DQ  HOOHUHVWLULSJ¾OOHUDODUDN \ OOHUHVWLULS J ¾OOHUDODUDN TRT o dönemde harika müzik programları ya- EHOJHOLWDQéNOéNODUéWDGéQGD EH O DUéWDGéQGD QLQQLQ =¾KUH=¾KUH \DcD\DQ\DcD\DQ  DKLU OHDKLU OH 77 pıyor, yurdun dört bir köşesinde türküler, şarkı- JHUHN EéUDNPDN EéU   D  QGDQQGD JL(OPDVé JL(OPDVé YY PDVDOéQé6HPDVDOéQé6H lar, bugün popülerliği azalan oyun havaları, ser- hat türkülerimiz halkımıza Cumhuriyetimizin za- DQODWDOéPGHGLNDQ OD WD Oé P GHGLN C¾NUDQ6RQHU C ¾N fer ve vatanseverlik ruhunu en güçlü şekilde  \DUéVéEXJ¾Q\DUéVéE  \DUéVéG¾Q\DUéVéG¾Q (OPDQéQ(OPDQéQ aşılıyordu. Arabesk müzik ve ona bağlı gelişen RNX\DQODU KHULNLVLELUOKHULNLVLELUOHcH Hc RNX H \D QODU yaşam kültürü ülkemize henüz gelmemişti. EDYécOD\DED Yé cO D\ D 100 yıl içerisinde çoksesli müzik kültürümüz- DQVXDQVX WXI.WXI. $$ \KXQ\KXQ HH && deki olumlu gelişmeler doğrultusunda inşa edi- len CSO Ada ve İstanbul Atatürk Kültür Merke- 20x20x27 zi, gelişmiş ülkelere benzer çağdaşlığımızın en 13,5x2113,5x21 ??RFXN R F ?RFXN?RFXN güzel örnekleridir. Bu tip önemli yapılarda ger- 56 sayfa56 80 say80 sayfafa çekleşen etkinlikler gözden iyi geçirilmeli, halkı- mız için huzurlu bir yaşam kültürüne giden yo- lun taşları titizlikle döşenmelidir. CSO’da büyük önder Atatürk tarafından ya- kılan çağdaş yaşam meşalesi festivallerde yur- dumuzu aydınlatıyor. Dilerim sanatsal yapıt- lar farklı kültürlere olan sevgi, saygı ve hoşgö- rü kültürümüzü geliştirir ve yarınlara hep birlik- te daha umutla ve mutlulukla yürürüz. \H Q  H] ]J \HF HY NR FH /R
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear