29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 EYLÜL 2021 PAZARTESİ 10 KÜLTÜR ASSOS CAZ MAZ; SANAT ‘SIFIRINCI SENE’ FESTIVALI Assos’ta CAZ tınıları DÜŞMANLIĞI ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK VISAL (Velican Sagun ve Bora Çif- anda, yüksek bir enerjiy- Tek günlük festivalde sanatçıla- terler) ve Kahadır Bartal müzikse- le kabuğunu kırarak yük- rı kendisinin belirlemediğini söyle- on yirmi yıldır “Kültür KONUK andemi uzun sürdü hâlâ da devam verlerle buluşacak. seldi ve biz Contrapol ola- yen Korkmaz, “Müzik daima en has- SEndüstrisi”nin ülke- YAZAR Pediyor ama festivaller de tam gaz Bu denizle iç içe müzik deneyi- rak aksiyona geçme kararı sas önceliğimiz, orası bizler için kut- mizdeki oyunlarına tanık GÜLSELI başladı. Yeni bir festival önümüzdeki minin oluşum, fikir sürecini merak aldık. Assos Caz Maz: Sıfı- sal bir alan. olduk, oluyoruz. Yaratı- INAL günlerde başlayacak. ettik ve festivalin kurucularından rıncı Sene, serüveni artık Aslında biz kişisel olarak hiçbir sa- cı sanatın merkezleri ko- Assos’ta, Assos Caz Maz, “Sıfırıncı Ozan Korkmaz’a sorduk. başlamıştı. natçıyı “belirlemedik”. Assos Caz numumdaki geleneksel Sene” ile 11 Eylül Cumartesi günü ilk Korkmaz, “Assos’ta bir müzik ve Bu olağanüstü dinamiz- Maz’ın hayal sürecinde, tam da olu- ve çağdaş alanların işlevsiz hale geti- defa katılımcılarıyla buluşacak. deneyim festivali uzun süredir ha- mi cesaretlendiren baş- şacağını öngördüğümüz “hissin” tam rilmesiyle toplumun atardamarları ke- %100 Müzik sponsorluğunda, Koz- yalini kurduğumuz bir içerik. Fa- ta %100 Müzik ve Kozlu- merkezine yerleşebilecek farklı müzis- sildi. Sanatın her alanında küskünlük luyalı Glamping’de düzenlenecek olan kat hayata geçmesi, dönemsel belir- yalı olmak üzere herkesi ve her şeyi yenler, hayatımızda belirmeye başladı. yaratıldı. Atatürk’ün kurduğu İstanbul tek günlük festivalde, Çağıl Kaya Trio sizliklerin yarattığı sıkışma hissiyatı- Contrapol adına kucaklayarak baş- Onlarla temas edip, tanışıp eserlerini Resim Heykel Müzesi, Taksim’de Ata- (Çağıl Kaya, Tamer Temel, Eylül Biçer) nın tam ortasından, beklenmedik bir lamak isterim” diyor. dinleyince bir bağ kuruldu” diyor. türk Kültür Merkezi’nin makus talihi ve daha benzeri birçok irili ufaklı ku- rum ve sanat platformu bugün atıl du- rumda. Özellikle hiç durmadan ertele- nen sanat projeleri, parçalanan hey- keller, sağcı-tutucu şiirin ödüllendiril- mesiyle taçlanan ve harabeye dönen sanat dallarını; tasarlayarak yıllara Ustaca bir sanat işi yayılmış darbeyle dağıttılar, dağıtıyor- lar.Bu bir başarı mı! Tam tersi ülkem adına utanılacak bir durum. Böylece Atmosferi, kurgusu, müzikleri, sanat de zekice yakalıyor. Film, gösterime girdiği KONUK gerçek sanat bir avuç cahilin elinde Açık havada dokunuşları ve entelektüel boyutuyla yeni hafta sadece Amerika’da 22.37 milyon dolar YAZAR oyuncağa dönüştü. Candyman, gerilimi tırmandırarak hissettirdiği hasılat yaparak zirveye otururken yönetmen Nia CENK sinema gibi ırksal meselelerle kurduğu güçlü bağ ile DaCosta’ya gişe 1 numarası olmayı başaran ilk Siyasiler sanattan korkar ERDEM yapımcı koltuğundaki Jordan Peele’in önceki siyah yönetmen unvanını getirdi. Candyman, İnsanın ütopyasını, umudunu, düş- işlerini solluyor. Görselliği ile etkileyici bir sanat işi diğer ülkelerde de şimdilik toplam 34 milyon dolar lerini gerçekleştirebileceği bir alan- çıkaran yönetmen Nia DaCosta, detaylarda dehşeti hasılatla ilgi görmeye devam ediyor. dır sanat. Bugünkü toplumun ötesini düşleyen sanat; bireysel ve toplumsal andyman bir korku filmi olarak ütopyanın kaynağıdır da. Yanı sıra sa- dehşeti en âlâ yakaladığı gibi nat yaratısı, içinde bulunduğu toplu- Cfilmin işlenişiyle, atmosferiy- mu yansıtarak değil onun içinde bu- le, müzikleriyle ve konuyu incelik- lunduğu koşulları sorgulama gücüne le ırksal adaletsizliğe bağlama biçi- sahiptir. İşte bu noktada siyasiler sa- aşka Sinema Film Gösterimi kap- miyle bir başyapıt. Nia DaCosta yö- nattan korkmaktadır. Siyasilerin he- Bsamında, Hayao Miyazaki'nin yaz- defleri, biçimlemek istedikleri toplu- netmen koltuğunda filme sanat doku- dığı ve yönetiği “Princess Mononoke” mu sanatın yüksek diliyle değil hura- nuşu katarken yapımcı Jordan Peele adlı film 9 Eylül'de saat 21.00'de Zor- felerle oyalamaktır. Sanat yapıtının şimdi ustalığının zirvesinde kusur- lu Vestel Amfi’de gösterilecek. Orma- ruhları özgürleştirmesi, bilinçleri yük- suz bir iş ortaya çıkarıyor. 1992 yılı- nı koruyan doğaüstü yaratıklarla, do- sek seviyelere çekmesi, hedefleri net- nın kült filmiyle kurduğu bağ da yi- ğanın kaynaklarını hızla ve acımasızca leştirmesi, toplumları güzelle tanış- ne çok incelikli ve etkileyici. Filmin tüketen insanların amansız mücadele- tırması, siyasilerin yasaklar getirme- görselliği ve farklı hikâyeleri yerleş- si. Ashitaka, köyüne saldıran şeytan- sine neden olur. Umudu yok etmeye tirme biçimi de türünün ötesine ge- laşmış domuz tanrıyı öldürürken şeyta- çalışan savaşçı politikalar sanat düş- çiyor. Yönetmen DaCosta, şehir ef- nın koluna bıraktığı izi ölene kadar ta- manıdır çünkü sanat imgesi; toplu- şıyacaktır. Ashitaka, bu lanetin geldiği sanesi Candyman’in ortalığı kana lediğimiz yeni Candyman filmi de yapımcı Jordan Peele’in çok övül- mu zapturapta almaya çalışanları sor- yeri öğrenmek için köyünden uzaklaşır buladığı sahnelerdeki detaylarla da gerçek korku sineması fanatikleri- düğü halde bana kalırsa metafor- gulama gücüne sahiptir. Ekonomik, ve bu savaşa son vermek için daha ön- görsel bir incelik yakalıyor. Gerilim ni asla hayal kırıklığına uğratma- ların gözümüze sokulduğu ve zor- dini ritüeller, hurafeler, anti-söylem- ce karşılaştığı kurt kızı San ile birlikte ustası Hitchcock’un meşhur pren- yacak cazibede. Jordan Peele’in , lama mesajlarla dolu daha önce- ler, korku gibi araçlar insanı baskı al- kendini bu savaşın içinde bulur. sipleri arasında belirttiği gibi “Gör- yönetmen Nia DaCosta ve ki işleri “Get Out” ve “Us” tında tutar ve toplumu karartır. Bu da mediklerinizden daha çok korkar- Win Rosenfeld ile ortak- filmlerinden çok daha usta- günümüz siyasilerinin çok işine ge- sınız, çünkü o kısmı zihniniz dol- laşa kaleme aldığı ve ya- ca. Candyman, hâlâ devam lir. Sanat’tan sanki yüce bir güç gibi durur”, bu bağlamda DaCosta kat- pımcılığını üstlendiği ye- eden ırkçılık meselesinin korkan siyasiler, sanatı düşman ola- liam sahnelerinde dehşetin ipuçla- ni Candyman, başrole düş köklerini özellikle günümüz- rak gören siyasiler, sanatı “lüzumsuz” rını veriyor ancak gerisini zihnimi- kırıklıkları olan siyah bir deki ırkçı polis şiddetiyle de bulan toplumun yöneticileri bireyi kö- ze bırakıyor ki korku filmi ustalığı sanatçıyı, Anthony karak- kusursuz bir şekilde buluş- reltmek için ellerinden geleni yapar- da bunu gerektirir. terini yerleştiriyor. Yah- turuyor. DaCosta, özellikle lar. Günümüzde normatif, bürokra- tik “Tiranlıklar” yanlış dünya siyaseti- ya Abdul-Mateen II’nin epik bir polis baskını sahne- Barker’ın kısa öyküsü nin yarattığı çöküş politikalarıdır. Kül- canlandırdığı Anthony, sinde, izleyiciye yıllarca ırk- tür emperyalizmi vahşi kapitalist sis- Vaktinde Clive Barker’ın kısa öy- adı ayna karşısında beş çı zulme uğrayan tüm siyah- temin bir programıdır. küsü “Forbidden”dan uyarlanan, kez söylendiğinde ortaya çıka- ların öfkesini hissettirerek, öç al- Bernard Rose imzalı 1992 tarihli rak dehşet saçan katil Candyman dırmayı da başarıyor. Harika mü- Kin ve kibir orijinal Candyman filmi, başroldeki hikâyesinden yaratıcı bir ilham zikleriyle de güçlü bir film olan Dünya siyasilerinin inşa ettikleri ya- Virginia Madsen’ın izleyiciye karak- alıyor. Nitekim, Anthony’nin “Adı- Candyman müzikleri arasında de- Demir çağ pıyı, burada size tek tek saymak isti- terin yaşadığı acıyı ve dramı derin- mı Söyle” (Say My Name) adlı ese- ha besteci Philip Glass’dan bile yorum: Deforme olan iyilik ve saygı, den hissettiren performansı saye- ri galerideki yerini aldığında da bir eser var, nasıl sanat işi artık sevginin yok oluşu, umutsuzluk, yok- üzerine sinde kült bir korku filmi olarak ha- efsane geri dönüyor. Filmin derin siz karar verin. İlgiyle ve hazla iz- sulluk, açlık, sömürünün had safa- fızalara yerleşmişti. Heyecanla bek- toplumsal ve politik göndermeleri lenir, benden söylemesi. sman Dinç‘in 2014 yılında açılan “Te- ya ulaşması, kin ve kibir, “Birkaç Bü- Oorem” sergisinin devamı niteliğinde- yük İblis”in dünyayı kendilerinin san- ki sergisi “Teorem II” Tarık Zafer Tuna- 78. VENEDIK FILM FESTIVALI'NDEN NOTLAR: ması, dünya topraklarına, denizlerine ya Kültür Merkezi’nde kapılarını açtı. 30 bahaneler yaratarak el koyma, Atlan- Eylül’e kadar Beyoğlu’ndaki kültür mer- tik ötesinden uzak ülkelere saldırma, kezinde devam edecek sergiyi ücretsiz öldürme, dağıtma, işkence, Doğu’nun olarak ziyaret etmek mümkün. Sanatçıların yok edildiği antik sanat eserlerini sahiplenme. Sanatçı, sergisinde yer alan yapıtlarını, Dünya toplumlarını yakından izleme “Bence hâlâ yaşamakta olduğumuz de- olanağı yaratan Facebook ve diğer in- mir çağın, insanlık üzerinde yaptığı, ya- bir ülke düşünün!.. ternet kuruluşlarının Amerika’daki de- pım/yıkım devam etmekte. Kısacası: Her rin devletin bir parçası olması. Ülke- kullanılan malzemenin bir tarihi ve ortak lere pazarlanan sanat ideolojilerininki belleklerde bıraktığı bir iz var... Unutul- ido’da Afgan sinemasından bir ör- mikrofonu: “Her şey bir anda muş ortak belleklerin arkeolojik kazısını Lnek yok ama Afganistan gerçeği çöktü. Kâbil’de, kız/erkek öğ- belli bir sanat imgesini, tarzını belirle- yapmak için yola çıkan sanatçı olarak, gündemden düşmüyor... rencilerin birlikte ders aldık- yip empoze ederek küresel anlamda malzemenin tarihiyle yol almam gereki- “Sanatçıların yok edildiği bir ülke ları tek müzik okulu kapatıl- kabul ettirme. Sanatçıların yaratı öz- yor. Oturup heykellerimi kendim yapar- düşünün!” dı. Taliban bütün müzik alet- gürlüğünü kısıtlama. Yaratının tonu- ken demirin ve kullandığım diğer malze- Bu çığlık, Afganistanlı iki kadın yö- lerini tahrip etti. Öğrencile- nu, diskurunu belirleme. melerin özelliklerini, tarihini unutmuyo- netmenin Venedik Festivali’nde yap- rin eğitim görmeleri mümkün Yaratıcı sanatın her dalı; edebi- rum. Onları kullanan ustaların deneyimle- tıkları basın toplantısında acı yan- değil artık; üstelik tehdit al- yat, plastik sanatlar, müzik sanatının rini heykellerime ve gelecek nesle yansıt- kılar uyandıran içten bir acil yardım tındalar, saklanmak zorunda- temsilcileri günümüzde bürokratik ti- maya çalışıyorum” cümleleriyle anlatıyor. çağrısıydı. Festivalin sanat yönetme- lar(...) Biz yönetmenler, oyun- ranlıklarla karşı karşıya. Böyle bir sa- Sahraa Karimi ni Alberto Barbera’nın da gazeteci- cular ve film yapımcıları, po- vaşa gerek var mıydı? Bu aşamada ler arasında yer aldığı basın toplan- litika yapmıyor, düşlerimi- sanatçının gözden kayboluşunu, si- tısında, Talibanların iktidarı yeniden se hepsi, imkân bulabildikleri oran- zi gerçekleştirmeye çabalıyo- linmesini, tutucu kavramlar arasında ele geçirdiği Afganistan’da yaşanan, da yurtdışına kaçtılar. Birkaç sa- ruz... Bize yardım edin”... erimesini keyifle seyredenler yaratı- tanık oldukları acı gerçekleri dile ge- at içinde her şey yerle bir oldu san- Ve birlikte ekliyorlar: “Taliban sa- lan egemenlik biçimini bir matah gibi tiren iki Afgan kadın yönetmen, tüm ki. Tüm arşivlerimiz Taliban’ın eline dece eskisi kadar gaddar olmakla ileri sürüyor. sinema dünyasına seslendiler. geçti!...” kalmayıp yeni iletişim teknolojisini Bireysel varoluşumuzu bir ideoloji- Birçok festivalde ödüller alan, 38 “Bana Benzeyen Bin Kız” adlı bel- kurnazca kullanmakta da ustalaş- ye indirgeyerek insanı prangalayanla- yaşındaki Sahraa Karimi, şöyle hay- geselin yönetmeni ve iki yıl önce Af- tıkları için, daha tehlikeli. Ilımlı gö- ra bir sözüm var. Bizi rahat bırakın! kırıyordu: “İki hafta içinde ülkede- ganistan Sinema Kurumu’nun ilk ka- rünmeye çalışmalarına sakın aldan- ki kalburüstü sanatçıların neredey- dın müdürü olan Sahra Mani alıyor mayın!” Caz ve Dans stanbul Kültür Sanat Vakfı, İs- İtanbul Caz Festivali’nin “Festival- de #İstanbulBirSahne” ve Parklar- İDOB sezonu Fidelio da Caz konserleri öncesinde, ABD Büyükelçiliği’nin destekleriyle, çocuk- lar ve ailelere yönelik atölye ve et- kinlikler düzenlenecek. Şişli Habitat Operası ile açtı Parkı’nda, 11 Eylül Cumartesi ve 12 Eylül Pazar günü “Cazı Dansla Hisset” DOB Müdür ve Sanat Yönetmeni niyle konser düzeninde Almanca etkinliği gerçekleştirilecek. İstanbul ISuat Arıkan, bu sezon opera, ba- seslendirilen eseri şef Murat Cem Lindy Hoppers dansçıları ve Uninvited le ve modern dans dallarında yeni Orhan yönetiminde IDOB orkest- Jazz Band müzisyenlerini bir araya ge- eserlerin de olduğu repertuvarın rası ve koro şefi Volkan Akkoç yö- tiren Cazı Dansla Hisset, cazın ritmiy- AKM’nin yanı sıra Kadıköy Sürey- netiminde korosu ve solistleri; Al- le swing dans adımlarını Şişli Habitat Parkı’nda buluşturacak. ya Opera Sahnesi, Beşiktaş Süley- per Göçeri, N. Işık Belen, Yoel Ke- Festivalin Parklarda Caz etkinlikle- man Seba Kültür Merkezi, Istanbul şap, Şebnem A. Kışlalı, Göktuğ Al- ri kapsamında ise 4 Eylül Cumarte- Arkeoloji Müzesi ve Büyükyalı Fi- paşar, Hale Soner ve Ufuk Toker si Kalamış Parkı’nda ve 18 Eylül Cu- şekhane’ de sanatseverler ile bu- seslendirdi. Fidelio Operası 3 ve 4 martesi Beylikdüzü Yaşam Vadisi’nde luşacağını açıkladı. Eylül günleri de Süreyya Operası 7-12 yaş grubuna yönelik “Caz, Caz, Küresel salgın koşulları nede- Sahnesi’nde izlenebilecek. Caz” başlıklı atölye düzenleniyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear