25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 EYLÜL 2021 CUMA9 YÜKSEK YERİLİM HATTI / Erdinç UTKU Ağlarsa “memleketimin Afganistan’a gitti. yınca… ülkemizde “zenginin mut- anası ağlar”, gerisi politika Atatürk ve laiklikle prob- H fağı, fakirin midesini gu- yapar :( lemi olan tüm gazeteci- Sosyal medya depresyo- ruldatıyor”… H ler Suudi Arabistan ve- na neden oluyor. H Sarhoş olanların dili sür- ya Afganistan’a en az üç Sen YAPAYyalnızlığın Maliyetler fırladı, konut çüyor, bizim iktidar sarhoş- yıl MECBURİ HİZMET’e selfiesini çekebilir misin fiyatları yüzde 100 artacak! larının ise dini… gönderilsin, hepsi Atatürk- Abidin? İstikbal GÖKDELENler- H çü olup üç ay sonra döner- H dedir! Bazı devlet adamları İZ ler ülkeye… İYİ KÖTÜ idare ediyo- H bırakır. H ruz, ÇİRKİNleşen dünya- Sadece kiralara ve fiyat- Bazıları da LEKE. Ben güzele güzel de- da… lara değil, politikacıların H mem, güzellik merkezinde H vaat ve uçuşlarına/atışları- Nagehan Alçı botoks ve dolgu yaptırma- Türk mutfağı zengin ama na da üst sınır getirilsin! l Mehmet Selçuk YOK ARTIK / Zafer ARAPKIRLI ‘Al gülüm - Ver gülüm’ unca yıldır (40 yılı aşkın) bu platformu, bir siyasi mesaj vesilesi Bmesleğin içindeyim, meslek ku- olarak da kullandı, haliyle. ruluşlarının yıllık geleneksel ödül- Ödül alanlara bakınca, “Körler Sa- lerine ne yaptığım işlerle başvuruda ğırlar...” misali, “Muktedirler - yan- bulunmuşluğum ne de başkaları ta- daşlar, birbirini candaşlar...” diye bir rafından önerilip ödüllendirilmişli- atasözü bile üretebilirdiniz. BİR DAKİKA / Mine G. KIRIKKANAT ğim vardır. Küçümsemek için söyle- Yılın En Başarılı Tombalağı Ödü- miyorum. İlgilendiğim bir konu de- lü mü istersiniz? ğil. Bunun dışında, beni onurlandıran Yılın En Başarılı Tereyağlı Pamuk DEYYUS-U EKBERLERİMİZ bazı sivil toplum örgütleri ve meslek Mucidi Ödülü mü ararsınız? kuruluşları, vakıflar gibi oluşumların Yılın Abdül’ü ödülü mü? ürkiye’nin artık iki reisi var. Şahsım rın pezevengi kim ola? “Kendiliklerinden Takdir” anlamı- Ne ararsan vardı sahnede. Tve Sedat. Herhangi bir pezevengin kesatlığı, vasat- na gelen ödüllerine layık görüldüm. En güzeli de Cumhurbaşkanı’nın, ken- Birinin muktedir, diğerinin muhalif ol- lığı ve hasatlığı, müşterinin azlığına, çoklu- Onurla aldım, baş köşemde saklarım. di İletişim Başkanı’na, “Yılın En Viz- Daha geçenlerde ustalarımdan rah- yon Geliştiren İletişimcisi” Ödülü’nü ması çelişki yaratmıyor. Mafyalaşan dev- ğuna… ya da eşi benzeri olmayan bir müş- metli Erbil Tuşalp adına, TAKSAV takdim etmesi oldu. Niyeyse? let ile devletleşen mafya zaten aynı kapı- terinin şanına, şöhretine bağlıdır. (Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Devr-i AKP’de öyle şeyler gördük ya çıkıyor. Halkımız anladı. “Devlet ba- Gerek Osmanlı, gerekse Türkiye Cum- Sanat için Vakıf) tarafından bana ve- ki, bunu da yadırgamadık tabii. ba” ile “mafya babası” arasındaki işlevsiz huriyeti tarihinde pek çok deyyus-u ek- rilen ödül gibi. Ama bir şeyi yadırgadık. ayrımı kaldırdı, her ikisine de Reis diyor. ber var. Geçen yüzyılın ekberini, Başba- Zaten, son yıllarda, özellikle AKP Ödülleri veren kurumu merak edip Ama son zamanlarda sözünün tersi muk- kan Adnan Menderes saptamıştı. “Sarışın iktidarında bu alanda, yani “Mes- de “Kimmiş bu zevat?” diye, Ana- tedir reisten bıktı, “Sözümün eriyim” di- metres”le buluştuğunda, Emniyet müdü- lek kuruluşları”nın ödüllerinde, bir dolu Yayıncıları Derneği’nin (AYD) yen muhalif reisin ağzına bakıyor. Soluk- rü atadığı kocası, polis üniformasıyla Park tür “kamplaşma” çağrıştıran “Bizim- internet sitesine girip “Hakkımızda” lar tutuldu, Sedat Peker’in Deyyus-u Ek- Otel’in kapısında nöbet tutardı. Ama “as- kilerden Bizimkilere Ödül” furya- yazılı sekmeyi “tık”layınca boş (val- ber İbşir Paşa’dan bile büyük, asrın peze- rın pezevengi olmak”, ister istemez “asrın sı dikkat çekiyor. Herkes kendi cena- lahi bomboş sayfa) bir sayfa çıkma- vengini açıklaması bekleniyor. müşterisi”ni düşünmeyi gerektiriyor. hından habercilere, TV - radyo - in- sı garipti. Doğrusu benim de yüreğim ağzımda. As- O da ancak ekber ve erşed bir mukte- ternet programcılarına, yazarlara bol Hani, insan “Riyaseticumhur se- rın liderimizi yetiştiren bu topraklarda, as- dir olabilir! kepçeden ödül veriyor. viyesinde ve himayesinde bir katı- Bir nevi “Söyle bana ödül alanı, lımla” ödül veren bir kurumu şöyle l Ahmet Öztürklevent söyleyeyim sana kimin verdiğini” “Kerli ferli” ve temsil kabiliyeti bir manzarası ortaya çıkmakta. hayli yüksek bir şey varsayıyor. HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ / Günhan AYDIN Çarşamba günü de bunun “Presi- O yüzden üzüldük. dential” (Riyaseticumhur) seviyede Yoksa, “Alana da verene de” ka- bir örneğine tanık olduk. “6. Anado- rışmayız. lu Medya Ödülleri” dağıtılırken, Re- Allah alışverişinizi bol eylesin. isicumhur da oradaydı. Hatta yine bu Bereket versin. Uçurtmanın Belleğindeki Son Kayıt 12 EYLÜL: Bir ordu kendi ülkesini iş- tu. Altı üstü bir vehim, keskin ama tedirgin di ebedi bakışının içinde yüzüyor, dönüyor; etmeyen saçaklar vardı, incecik müphem dönüp duruyordu. Hem bambaşka hem ay- gal etmiş gibiydi. Bir ordu kendi ülkesini işgal edip, namuslu insanları işkenceye çe- çizgiler; koyu yeşil yamaçta çocuğun haya- nıydı. Uçarken uçarkenki halini seyrediyor- kip çocukları astı. Elebaşı olan faşist ge- leti, bir çocuk hayaleti kuşun dinginliğinde du. Ölüm yoktu. Zaten yaşam yoktu. Artık neral, “töhmet” altında kalmamak için bir süzülen. Kargacık burgacık kelime artıkla- keskin saçaklar yoktu. Karanlıkta ışık de- sağdan bir soldan idam ediyoruz, diyordu. rı yoktu; onların mekanik telkinleri de. Boş- nizleri, ışığın içinde karanlık levhalar yoktu. Memleket düşmanı, halk düşmanı ve ge- luğu daha da hafifleten melekler vardı. Boş- Hiçlik tüm fiillerden muaftı. Ne yanmak ne ri zekâlıydı. luk melekti. Titreyen, dinmeyen; koyulaşıp tükenmek. Ne doğmak ne yinelenmek. Ne 13 EYLÜL: Uçmak derinliklerde yüz- açılan sürekli yeşilliklerde, hızına hiç aldır- bilincin esareti ne kurtuluş hayaleti. Hiçliğin mek gibiydi. Uçmak boşlukla birleşmek, madan, belirip yiten görünümlerle, silik göl- hükmü kendindendi. Meğer hiçlik kendine havada sırılsıklam olmak gibi. Uçarken bu- gelerle oyalanmadan, boşluğu çırılçıplak kat ermiş. Saat kulesinin saati altıyı on geçiyor- ediyordu. Sanki bütün o yeşiller buhar olup du. Derken işte hınçla dalgalanan, parlak iz- nu iliklerinde sezerdi. Uçarken uçabildiğine hiç hayret etmemişti. Uçmak, olmaktı. Aşa- yine ondan yükselmişlerdi; sanki boşlukta leri örten bir hışırtı… Duydum ama… en iç- ğısı yukarısı yoktu. Boşlukta zaman da yok- meleğin izlenimlerinde, kendi kendinde her lere gömülen sivri bir taş gibi… O hışırtı, o şeyin bir anısıydı. Yıldızlar teker teker yi- taş hiçliğin haricine gerisin geri atılmakmış. ne ondan dökülüyorlardı, aydede göğsünde Benden önce benim peşime düşmüş bir ok uyuyor, güneş kuyruğunun kıvrımlarından gibi, meğer ok’tan önce belliymiş, ok’un hi- sızıyordu. Bakışında başlıyor, ardında bı- zası, istikameti. Düştüğümde şahit olduğum l Birol Çün raktığı parlak izden akıyorlardı. O uçup geç- sonsuzluğu hatırlamayacağım. Beton dire- tikçe kâinat tepetaklak oldu. Hem artık bir ğe çarpıp, yapışıp kalmış kâğıt parçası sade- vücudu da yoktu. Hiçliğin içinde sırılsıklam ce. Rüzgârın unuttuğu yerde kendiliğinden somut bir his, mutlak bir bakış halinde kal- bir hışırtı. Çırpınıyordu bilmeden. Rüzgâr l Cemalettin Güzeloğlu mıştı. Dökülen her bir yıldız hiçliğin içinde kâğıdını yarınca beton direğin dibinde kav- eriyen yüzler gibi erimişti. Tek bir ezeli ba- rulan unutuş, oysa bir an için… O saf uçuş. kış olarak kalmıştı. O bakış kendi bakışı bi- Hurdacının çaktığı ince kemikleri çıtırdadı. le değildi. O bakışın içinden hiçlik bir başka Kıl kadar ince paslı bir çivide hiçlik bir baş- hiçliğe açılıyordu. O da bir başkasına. Ken- ka hiçliğe, o da bir başkasına açılıyordu. l Cem Koç l Kürşat Coşgun Taliban eskiden teröristti. Şimdi- H CUK / Günel ALTINTAŞ lerde diplomatik kimlik kazandı. Ek- “Cahil halkın ferasetiyle” bir par- selans diyebileceğiz artık liderine. lamenter sistem nasıl güçlendirilir sökülmesine karar verilmiş. H diye düşünmekten saçlarım ağardı. Verilsin. Nasıl olsa, heykellerini Kılıçdaroğlu, “Devlet soyuluyor” H dikecektir onların bu millet! demiş. Şevki Yılmaz “Mutfaktan geldik, H Soymadan mı yeselerdi? mutfaktan gideceğiz” demiş. “İstemezük”çüler Maltepe’de top- H Yanlış söylemiş: Din ticaretinden lanıp “Aşıya hayır!” diye nara at- Vatansever paşaların rütbelerinin geldiler, mutfaktan gidecekler. mışlar. l Murteza Albayrak l Murat Sayın l Kadir Doğruer
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear