Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30 AĞUSTOS 2021 PAZARTESİ
8 SÖYLEŞİ
NEDEN AHMET YAVUZ? Geçen yıl 26-30 Ağustos arasında Başkomutan kitabının yazarı emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz ve foto muhabiri arkadaşım
Kaan Sağanak ile Büyük Taarruz’u Atatürk’ün izinden yürümeye başlamış, bir hafta süren bir yazı dizisi hazırlamıştık. Yine aynı ekip, bu kez bir ulusun
kaderinin yazıldığı yerde, Sakarya Meydan Muharebesi alanındaydık, Polatlı’da Haymana’da siperde, Atatürk’ün ve dehasının yolunda...
Gerçekle kavga eden çarpılır
4 Olup biten gerçek bir vatan savaşıydı. Oysa Yunan askeri
4Vatan kurtulmasaydı
işgal maksadıyla ve emperyalist bir planın parçası olarak
Cumhurbaşkanı ve Diyanet
yabancı topraklarda bulunmaktaydı. Savaş haklıyla haksızın
Işleri Başkanı’nın oturdukları
savaşıydı aynı zamanda. O günlerin bilinmezliği içinde bile
makamlar bu kadar itibarlı
milletin inancı ve coşkusu cepheye yansımaktaydı. Haklı bir
olamazdı. Gerçekle kavga
kavganın doğurduğu bilinç, hem vatan diye bastığı topraktan
eden çarpılır.
besleniyor hem de ona güç veriyordu.
Burası Basrikale mevzileri...
Türk ordusunun son
çekilme noktası. 31 Ağustos
1921’de Duatepe Yunan’ın
Ahmet Yavuz
eline geçer. Türk askeri
buraya çekilir. Bu son
çekilmedir. Türk ordusu bir
daha çekilmeyecektir. 10
Eylül sabahı Zafertepe’deki
Atatürk taarruz emri verir.
n Polatlı ve Haymana sınırlarında 23 Ağustos - diyorsunuz. Hangi olay bunu size söyletiyor? masını emretti. Daha sonra 27 Ağustos öğleden sonra-
13 Eylül 1921 arası 22 gün 22 gece süren Sakarya Atatürk’te çok bariz bir şekilde görülen büyük ko- ya kadar beklenmesini istedi. Esasen bu durum daha
Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın dönüm mutanlık vasıflarından biri de kişileri çok iyi tanıma- önce Meclis’te tartışılmış, ancak Diyap Ağa’nın tutu-
noktası sayılıyor. “Bir ulusun kaderi burada yazıl- sı ve işi ehline vermesiydi. Hatırlarsak, 4. Tümen Ko- mu üzerinde gündemden düşmüştü. Taşınmayı gerek-
dı” diyebilir miyiz? mutanı Yarbay Mehmet Nazım Bey, Kütahya-Eskişe- li kılan şartlar ortadan kalkınca, emri iptal etti.
Tam olarak dönüm noktasıdır. Viyana’dan bu ya- hir muharebeleri esnasında şehit olmuştu. Bu üzücü n Ve savaşın gidişatını değiştiren tarihi emri verdi...
na süren geri çekilmenin durdurulduğu yerdir. Bu ço- olayda 3. Grup Komutanı Albay Arif’in (Ayıcı Arif) ha- Muharebeler yeni bir evreye girmişti. Cephenin yarıl-
rak topraklar baştan aşağı vatandaş kanıyla sulana- talı olduğu belirlenmişti. Adı geçen, Mustafa Kemal ması söz konusuydu. 3. Grup Komutanı, Başkomutan’a
rak Türk milletinin ve onun ulus devletinin kaderi be- Paşa’nın çok yakın arkadaşı olmasına rağmen komu- telefonla geri çekilme konusunda ne düşündüğünü sor-
lirlenmiştir. tanlıktan alındı. Başkomutan’dan alınması gereken ması üzerine çok sert bir karşılık verdi. Farklı bir tarz-
n Hatırlayalım: Birinci ve İkinci İnönü muharebe- derslerden biri de adamcılık yapmaması, doğru işi ya- da sevk ve idareyi sürdürmek gerektiğinin bilinciyle
lerinin başarısına rağmen, Kütahya-Eskişehir çatış- pacak liyakatli adamı bulup görevlendirmesidir. Hat- Başkomutan, bu tarzı şu emirle tarihe mal etti: “Hattı
maları umulduğu gibi geçmemişti, firarlar orduyu za- ta en yakın arkadaşı Ali Fuat Paşa’nın “Senin ekibin müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün
yıf düşürmüştü, moraller bozuktu. Meclis’in 4 Ağus- kim” sorusuna, mealen “Ekibim işini kim iyi yapıyor- vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla
tos 1921’deki o çok gergin tarihi oturumunda ne tar- sa odur” dediği bilinir. sulanmadıkça, terk olunamaz. Onun için küçük büyük
tışıldı? Mustafa Kemal gizli oturumda neler söyledi? n Mustafa Kemal’in dehası Sakarya Meydan Duatepe, Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Eylül 1921 tarihin- her birlik, bulunduğu mevziden atılabilir, fakat küçük
de başlattığı taarruzla düşmandan geri alınan ilk tepe.
Meclis çatısı altında yoğun tartışmalar yaşandı. Bir Savaşı’nda kendini nasıl gösterdi? büyük her birlik, ilk durabildiği noktada tekrar düşma-
an önce barış yapılmasını önerenler vardı. Fevzi Pa- Bence Mustafa Kemal’in Sakarya Savaşı’ndaki de- na karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Ya-
SAKARYA SAVAŞI / 23 AĞUSTOS 1921 DURUMU
şa, Eskişehir’i boşaltmanın ve Sakarya’ya çekilmenin hasını, savaş öncesi ve sonrasındaki adımları dahil nındaki birliğin çekildiğini gören birlikler, ona tabi ola-
sorumluluğunu temmuzda üstlenmişti. Ortam kısmen olarak ele almak gerekir, çünkü genel bir tasarım söz maz. Bulunduğu mevzide nihayete kadar sebat ve muka-
de olsa yumuşamıştı. Yine de o gün gergin tartışma- konusudur. Tasarımın ilk adımı Kütahya-Eskişehir vemete mecburdur.” Esasen bu emir Başkomutan’ın 20
lar yaşandı. Mustafa Kemal, olağanüstü durumlarda muharabeleri esnasında yenilgiyi erkenden görme- Ağustos’ta verdiği uygulama emrinin biraz daha keskin
olağanüstü tedbirler alınmasının makul bir düşünce si ve geri çekilme kararını vermesidir. Tamamen as- halidir. Komutan’ın iradesini ve her seviyedeki askere
olduğunu belirtti. Tartışmalara ertesi gün de devam keri stratejinin gereklerine uygun davranmıştır: Top- tanıdığı inisiyatifi yansıtmaktadır. Tek er bile hayatını
edildi. Bir grup, Mustafa Kemal’in Başkomutan Veki- rak kayıplarına karşı orduyu muhafaza etmek. İkinci buna göre düzenleme ve tereddüt yaşamaksızın düşma-
li olmasını önerdi. O, buna karşı çıktı, “Hakiki Başko- adım, çekilmenin doğurduğu sıkıntıları göğüslemiş ve nın üstüne atılma hakkını elde etmiştir. O dönemde Ge-
mutan yüce Meclis’in kendisidir, manevi şahsiyeti- ortaya çıkan durumu fırsata çevirerek başkomutanlık nelkurmay Karargâhı’nda kurmay subay olarak bulu-
dir” dedi ve “Başkomutan” olması gerektiğini ifade et- yetkilerini elde etmiştir. Bu yetki kendisine verilmese nan Cevdet Kerim İncedayı, savunmanın başarısını bu
ti. Amacı, Meclis’in yetkilerini geçici de olsa tam ola- bile bu yetkileri kullanacağını açıklayarak adanmışlı- uygulamaya bağlamıştır. Başkomutan’ın bu emri verir-
rak kullanmaktı. Bu tayin yapılmasa da görevi yerine ğını sergilemiştir. Üçüncü adım olarak ordunun dona- ken, bir gün önce Fevzi Paşa’nın İsmet Paşa’ya söyle-
getireceğini konuşmasında belirtmek gereği duydu. tımı için gerekli adımları hiç gecikmeden atmış, Teka- diği, “Adım, adım savunmayla başarıya varacağız” sö-
Başkomutanlık Yasası 5 Ağustos 1921’de kabul edil- lifi Milliye Emirleri ve İstiklal Mahkemelerini hayata zünden esinlendiği ileri sürülmüştür. Sonuç olarak kar-
di. Başkomutan, ordunun maddi ve manevi kuvveti- geçirmiştir. En kritik aşamada en kritik emri vermiş- şı karşıya kalınan durumdan sıra dışı bir karar ve emir
ni azami surette artırmak, sevk ve idaresini daha et- tir: Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır... Düş- doğmuş ve uygulanmıştır. Conkbayırı’nda 25 Nisan gü-
kin kılmak adına Meclis’in bununla alakalı yetkileri- man Eskişehir-Afyonkarahisar hattına çekildiğinde nü verdiği “Size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyo-
ni Meclis namına fiilen kullanma hakkına kavuştu. hemen taarruz etmeyi uygun bulmamıştır. Bunların rum” emrinin duruma uyarlanmış halidir.
Artık verdiği emir kanun demekti. Orduya ve millete hepsi stratejinin gereklerine uygun davranışlardır.
bir bildiride bulundu: Aldığı yetkiyi, milletin kati ira- Deha bunun neresinde derseniz; bütün bunların tasa- GAZI VE MAREŞALLIK ILANI
desinin kaynağı olarak kullanacak ve sonucunda Yu- rımında ve zamanlamasındadır.
rinden uzak oldukları gibi, ikmal yolları üzerinde sü- n Size 22 gün ve gecenin dönüm noktalarını sor-
nan ordusu anayurdun mukaddes ocağında boğularak
vari üstünlüğüne sahip Türk kuvvetlerinin yarataca- sam, hangilerini, nasıl sıralarsınız?
kurtuluş ve bağımsızlık elde edilecekti. HAKLIYLA HAKSIZIN SAVAŞIYDI
ğı sorunlara karşı hassastı. Moral üstünlüğü bütün sı- Yukarıda açıklamaya çalıştığım emrin verilmesine
n Bir kısım ise onun yetkilerinin muharebe saha-
n Yunan ordusuyla kıyaslayarak: Asker, silah, süvari kıntılarına rağmen Türk komuta heyetindeydi. Başa- neden olan 26/27 Ağustos önemli bir dönüm noktası-
sıyla sınırlı olmasını talep ediyordu. Bu talebin al-
gücü ve moral üstünlüğünü de değerlendirir misiniz? rılı olunacağına dair yüksek bir inanç vardı. Nitelikli, dır. 30 Ağustos günü diğer bir dönüm noktasıdır zira
tında yatan sebep neydi?
Sakarya doğusunda muharebeye katılan Türk as- deneyimli subay ve komutanlar yanında giderek çok o günün sabahı Yunan pilotların verdiği rapor ki Çal
Bu talebi dillendirenlerin bir kısmı “topyekûn savaş”
keri mevcudu 101 bin 727’di. Bunun 5 bin 401’i su- daha disiplinli hale gelen imanlı ve itaatkâr Mehmet- Dağı bölgesinde 26 bin kişilik Türk kuvvetinin toplan-
kavramından habersizlerdi. Bir kısım muhalif ise bu yet-
baydı. 54 bin 572 tüfek, 825 makineli tüfek, 169 top, çik 1. Dünya Savaşı’nın üç büyük komutanının emrin- dığı şeklindeki yanlış bir bilgiyi içeriyordu, Papulas’ı
kilerin kendilerine olumsuz etki edebileceği kaygısı ta-
32 bin137 hayvan, 1284 araba, iki uçak mevcuttu. de olmanın güveni içindeydi. O günlerin bilinmezliği kuşatma işlevi yapan 2. Kolordu’nun büyük kısmını
şıyordu. Kabul görmedi. Yetkilerinin, ordunun faaliyet
Sakarya’da taarruz eden Yunan askeri sayısı 123 bin içinde bile milletin inancı ve coşkusu cepheye yansı- daha batıya kaydırmak suretiyle Türk ordusunu ku-
alanına ilişkin olması talep edildi; bu öneri kabul gördü.
780’di. Bu sayının 3 bin 780’i subaydı. 75 bin 900 tü- maktaydı. Haklı bir kavganın doğurduğu bilinç, hem şatma fikrinden caydırmış; raporun yanlışlığı ortaya
n Tarih 7-8 Ağustos 1921... Tekalifi Milliye Emir-
fek, 2 bin 768 makineli tüfek, 286 top, 3 bin 800 hay- vatan diye bastığı topraktan besleniyor, hem de ona çıkınca da cepheyi yarma manevrasına yöneltmiştir.
leri yayımlandı ve buna bağlı olarak İstiklal Mah-
van, 600 adet üç tonluk kamyon, 240 adet bir ton- güç veriyordu. On yıla yakın süren muharebelerde 2 Eylül günü Çal Dağı’nın düşmesi başka bir dönüm
kemeleri kuruldu. Amaç?
luk kamyon, 18 uçakları vardı. Yunan asker sayısı- karşı karşıya kaldıkları durumlarla korku duvarı çok- noktasıdır. Başkomutan, o gün Meclis’in taşınması-
O güne kadar seferberlik ilan edilmemişti. Oysa ordu-
nın Türk asker sayısına oranı 1.2’ye 1’di. Tersine ola- tan aşılmış; güven, cesaret, inanç ve tecrübenin verdi- nı yeniden gündeme almış ancak Fevzi Paşa’nın sa-
nun ihtiyaçları hem büyüktü hem de acil olarak karşı-
rak subay sayısında 1’e 1.4 Türk ordusu üstündü (3 ği güç, yatağını arayan su gibi akmaya hazır hale gel- vunmaya devam etme önerisini kabul ederek kararın-
lanması gerekmekteydi. Başkomutanın önündeki esas-
bin 780/5 bin 401). Bu durum muharebelerin gidişa- mişti... Olup biten gerçek bir vatan savaşıydı. Oysa dan vazgeçmiştir. Onun “Bize yağmur yağıyorsa onla-
lı iş, orduyu muharebeye hazır hale getirmekti. Bunun
tı üzerinde etkili olmuştur. Yunan ordusu Türk ordu- Yunan askeri işgal maksadıyla ve emperyalist bir pla- ra güneş doğmuyor” ifadesinin bu kararında etkili ol-
ilk boyutu tertiplenme ve teşkilatlanmaya ilişkindi. Ba-
suna göre tüfek sayısında 1’e 1.4; makineli tüfek sa- nın parçası olarak yabancı topraklarda bulunmaktay- duğu bilinmektedir. Ancak Yunan ordusunun 3 Eylül
tı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Sakarya mevziine çe-
yısında 1’e 3.4; top sayısında 1’e 1.7; uçak sayısında dı. Savaş haklıyla haksızın savaşıydı aynı zamanda... gününü dinlenerek geçirmesi yerine taarruza devam
kilmeyi sağlarken, Fevzi Paşa bu mevzilerin hazırlığı-
1’e 9 üstündü. Hayvan sayısı ve süvari gücü bakımın- Bu hal giderek subayın bilincinden askerin bilincine etmesi halinde durumun nasıl gelişeceğini ve han-
na girişmişti. Öte yandan Doğu, Merkez ve Güney cep-
dan Türk ordusu bariz bir üstünlüğe sahipti. Savaşın yansımıştı; milletin arasında da yayılmaktaydı... gi kararın daha doğru olacağı konusu müphemdir. 6
hesinden yeni birlikler ve toplar bölgeye sevk edilmek-
sevk ve idaresinde bu üstünlük, karşımıza kuvvet çar- n Yunan taarruzu 23 Ağustos’ta başladı. En kan- Eylül’de Papulas’ın Atina’ya müteakip hareket tarzını
teydi. İkinci alan Tekalifi Milliye (Ulusal Yükümlülük)
panı olarak çıkacaktır. Sonuç olarak bir Yunan tüme- lı muharebeler ise 26 Ağustos’ta yaşandı. Tarih, sorması savaşma azim ve iradesinin kaybolduğunu ve
Emirleri vasıtasıyla ordunun ihtiyaçlarını karşılamaya
ni, yaklaşık iki Türk tümeninden daha üstün bir gü- Başkomutan’ın orada derin bir ikilem yaşadığını Ankara’yı ele geçirme hedefinden vazgeçildiğini gös-
yönelikti. Bununla bağlantılı olarak da İstiklal Mahke-
ce sahipti. Ancak klasik askeri değer yargılarına gö- yazıyor... termesi bakımından dönüm noktasıdır. Nihayet Türk
melerinin kurulması sağlandı. Bu mahkemelerin esas
re taarruz harekâtı için öngörülen 1’e karşı 3 üstün- Düşman taarruzları gelişmekteydi. Cephede tehlike- ordusunun 10 Eylül taarruzu ve Yunan ordusunun Sa-
kuruluş maksadı; söz konusu emirlerin uygulanmasına
lüğe Yunan ordusu sahip değildi. Manevra planları da li bir durum oluşmuştu. Cephe yarılırsa Ankara tehli- karya batısına atılması nihai dönüm noktasıdır. Öyle
katkı vermek yanında firarları önlemek, kamu düzeni-
bu gücü biraz dağıtarak kullandığına işaret etmekte- keye düşebilirdi, ama savaşın esas merkezi Meclis’ti. ki böylelikle Gordion’un düğümünü çözmeye gelenler
ni sağlamaktı. Zira ülkede eşkıyalık kol gezmekteydi...
dir. Ayrıca Yunan askerleri yabancı oldukları bir coğ- Bu merkez düşmana bırakılamazdı. Başkomutan iki- yenilmiş ve Gordion yeni bir düğüme kavuşmuştur.
n Bugün yaşadığımızın aksini anlatacak bir yo-
rafyada ve alışık olmadıkları iklim koşullarında mu- lem yaşadı, zira düşmanı Sakarya’da durdurmayı ön- n Ya savaştan sonra?
rumunuz var: “Başkomutan’dan alınması gereken
harebe etmek gibi olumsuz bir durumla karşı karşı- görmekle birlikte bunda başarılı olunamazsa derinlik- Büyük bir tevazu içerisinde savaşı ordusunun ve
derslerden biri de adamcılık yapmaması, doğru işi
yaydı. Bunun yanında lojistik destek açısından da zor- te savunmayı devam ettirme ihtimalini göz ardı ede- milletinin kazandığını söylemekten geri durmadı.
yapacak liyakatli adamı bulup görevlendirmesi...”
luklara gebe bir durum söz konusuydu. İkmal üsle- mezdi. Buna hazırlık olarak Meclis’in Keskin’e taşın- Meclis de kendisini gazi ve mareşallikle onurlandırdı.
16 TEMMUZ SABAHI ATATÜRK POSTERINI KENDILERI ASTI
n Alparslan, Attila Han, Me- zenginliği ve yapıtaşlarıdır. Biri diğeri- ga eden çarpılır. da vatanımızı kurtaran kadronun Ata-
İstiklâl Harbi
Duatepe Şehitliği
te Han, Bilge Kağan gibi Asya’dan nin karşıtı değildir. Alparslan da Ata- n Diyanet İşleri Başkanı 30 Ağus- türk başta olmak üzere değeri mil-
Batı’ya yürüyüşte payı bulunan ve türk de bizimdir. Ancak 30 Ağustos’a tos hutbesinde yine Atatürk’ün adı- let nezdinde daha çok açığa çıkmış-
Anadolu’yu fethedenler asırlardır sırt çevirenin 26 Ağustos’a sahip çık- nı geçirmedi... tır. Daha da çıkacaktır. Atatürk’ü an-
minnetle anılıyor, ama bu topraklar- ması yapay bir gayrettir. AKP, Kurtuluş Diyanet İşleri Başkanı, canlarını, kan- lama çabasının arttığını gözlüyorum.
da esaretin zincirini kırarak bizlere Savaşı’nın kahramanlarını kendince iti- larını, terlerini, akıllarını harman ede- İçinde yaşanılan sarmaldan çıkış da an-
bir vatan armağan eden, ümmetten barsızlaştırmak için elinden geleni ya- rek yaşadığımız toprakları vatan ya- cak onun doğru anlaşılmasıyla müm-
millet, cehaletten medeniyet yara- pıyor ama 16 Temmuz 2016 sabahı Ata- pan ve bizlere bahşeden kahramanla- kün olacaktır. Çünkü yaktığı meşale
tan Mustafa Kemal ve silah arkadaş- türk posterini genel merkez binalarına rın kahraman komutanına lanet oku- hiç sönmeyecek... Bizlere düşen ku-
larının adı Sakarya Zaferi’nin 100. yı- ben asmadım. Kendileri astı. Oturduk- mak suretiyle, tarihin kendisine suna- ru kuruya Atatürk sevgisiyle yetin-
lında zikredilmiyor bile.. Bu zihniye- ları devlet koltuklarının tamamını da cağı en büyük lanete kucak açmıştır. mek değil, doğru anlaşılmasını sağla-
te ne demeli? o kadroya borçlular. Vatan kurtulma- Tarih, kendisini soğuk yüzüyle karşıla- mak suretiyle yolumuzu aydınlatma-
Öncelikle ifade etmem gerekir. saydı Cumhurbaşkanı ve Diyanet İşle- yacak ve hak ettiğini verecektir. Çok sına katkı vermektir. Bu da yaptıkları-
Saydığınız ve saymadığınız bütün de- ri Başkanı’nın oturdukları makamlar bu uzun süreceğini de sanmıyorum. Son nı ve ne maksatla yaptığını bilmekle
ğerli şahsiyetler Türk milletinin tarihsel kadar itibarlı olamazdı. Gerçekle kav- olarak şunu ifade etmek isterim. Aslın- mümkündür.