14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ DOLAR AVRO STERLIN FAİZ BORSA 11 30 NİSAN 2021 CUMA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 8.2360 3 kuruş 9.9830 7.5 kuruş 11.5090 7.9 kuruş 18.08 Sabit 1.401 15.61 puan 3145.13 7.06 lira 470.19 7.15 lira ANADOLU’DAKI ESNAF, TÜCCAR VE SANAYICIDE BIÇAK KEMIKTE, SESLER YÜKSELIYOR TOBB’DA ISYAN VAR Jale Özgentürk YAKIN PLAN jale.ozgenturk@cumhuriyet.com.tr TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 81 ilden gelen tepkilere daha fazla dayanamadı, sorunları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a taşıyıp, anlatmak zorunda kaldı. Tüccar ve sanayici “yönetilemeyen ekonomide her şeyimizi kaybettik” diyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) önceki gün açıkladı. Türkiye, salgın sürecinde halkına en az yardım yapan ülkelerden biri. Rapora göre Türkiye ulusal gelirinin yüzde 1.9’unu yardım olarak ayırmış. Bu oran da Afrika ülkeleri gibi azgelişmiş ekonomiye sahip ülkelerle neredeyse aynı. Şirketlere olan yardımda ise benzer ekonomik çaptaki ülkelerin aksine, likidite, garanti desteği oranlarında Türkiye başı çekiyor. İşverene sağlanan destek, gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 6.4’ü kadar. Ancak Türkiye iki yıldır ekonomik bir krizin pençesinde olduğu için emekçiyi açlık sınırına iten pandemi nedeniyle esnaf ve küçük ve orta ölçekli işletmenin de nefesi kesilmiş görünüyor. Hükümetin görünür desteğine rağmen, iş çevrelerinde de artık bıçak kemiğe dayanmış olmalı... Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) gibi iktidara yakın duran iş dünyası örgütlerinde bu yüzden alttan alta muhalefet sesleri yükseliyor. 81 ilde 365 odada 1 milyona yakın üyesi olan TOBB’un başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu bir akşam vakti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gitmek zorunda bırakan da işte dipten gelen bu dalga... Tarihi boyunca bakanlar, başbakanlar çıkaran TOBB, uzun süredir iş dünyasında iktidara en yakın duran örgütlerden. Türkiye’de iş yapmak isteyen herkesin üye olmak zorunda kaldığı TOBB, rakamı tam olarak bilinemeyen büyük bir kaynağa sahip. Öyle ki üyelerine harcanacak paralarla iktidar istedi diye 500 milyon dolarını Yassıada gibi tamamen ihtiyaç dışı bir yatırıma bile harcadı. Hisarcıklıoğlu, bir süredir oda ve borsa üyeleriyle zoom toplantılarıyla buluşuyordu. 5 bölge toplantısı gerçekleştirildi. Oda başkanları, sorunlarının pandemiyle birlikte derinleştiğini anlattı. Tabandan gelen tepkileri yansıttı. Kimseye danışılmadan, hiçbir destek açıklanmadan verilen tam kapanma kararına da büyük tepkiler geldiğini anlatan başkanlar, seslerinin duyurulması konusunda baskı yapınca, Hisarcıklıoğlu da hazırlanan talep dosyaları ile Beştepe’ye çıkmak zorunda kaldı. Hisarcıklıoğlu’nun Erdoğan’a götürdüğü ve Twitter’dan yaptığı açıklamada çözülmesi için talimat verildiğini açıkladığı dosyalarda yer alan talepler arasında şunlar vardı: “Kamuya ait vergi, SSK ödemelerinin ertelenmesi. Hammadde tedarikinde sorunlara önlem alınması. Yapılandırılan kredi borçlarının bir daha ertelenmesi. Stok affı.” Hisarcıklıoğlu’nun toplantıdan sonra yaptığı Twitter açıklamasının altına yapılan yorumlardan bazıları ise şöyleydi: “Yönetilemeyen ekonomi yüzünden her şeyimizi kaybettik.” “Ekonomik krizler, döviz; seçimler. FETÖ. Papaz, pandemi. Hiçbiri esnafın suçu değil. Farkında mısınız esnaf batıyor.” Durumun vehametini anlatan bu isyan sözcükleri bakalım TOBB’un duruşunda nasıl bir değişim yaratacak? Ve çalışanı, işçiyi kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin kararlarıyla yoksulluğa mahkum eden hükümet, işverenin bu sesini ne kadar duyacak? EKONOMİK SOSYAL KONSEY OLSAYDI Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik hayallerinin güçlü olduğu dönemlerde bir “Ekonomik ve Sosyal Konsey” kurulmuştu. 2010’daki referandumda kabul edilmesinin ardından anayasal nitelik kazanan konseyin görevleri arasında şunlar vardı: 4 Toplumdaki ekonomik ve sosyal birimlerin, hükümetin ekonomik ve sosyal politikalarının oluşturulmasına katılımlarını sağlamak. 4 Devlet ile toplumsal kesimler arasında ve toplumsal kesimlerin kendi aralarındaki işbirliğini güçlendirecek çalışmalar yapmak. 4 Sürekli ve geçici nitelikte çalışma kurulları kurmak, bu kurulların raporlarını görüşmek. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) da dahil işçi sendikaları ile işveren örgütleri, sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı konsey, belli aralıklarla toplanırdı. Bu toplantılarda işçi ve işveren bir araya gelir, uzlaşma içinde iş dünyasını ilgilendiren kararların alınması sağlanırdı. Tabii ki her zaman ortak bir karar çıkmazdı ama taraflar bir araya gelir ve yüz yüze sorunlarını tartışırdı. Konseyi birleştiren güçler ekonominin tüm aktörlerinden oluşurdu. Ne yazık ki konsey bir türlü kurumsal hale gelmedi. Cumhurbaşkanlığı İdare sistemiyle birlikte de ne yazık ki işlerlik kazanamadı. Konsey var ama 12 yıldır toplanamıyor. Pandemi gibi ekonomiyi altüst eden bir olay karşısında bile toplanamıyor. Hiçbir kararda kimseye görüş sorulmuyor. Tek bir kişinin karar verdiği bir siyasi yapıda “Ekonomik Sosyal Konsey toplansın” demek çok naif bir talep ama yine de düşünmeden edemiyorum... Merkez Bankası yıl sonu TÜFE tahminini 2.8 puan artırarak yüzde 12.2’ye yükseltti Enflasyona ‘zam’ yapıldı Umudunu aşıya bağlayan Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu’na göre yıllık TÜFE nisan ayında yüzde 17’yi aşarak zirve yapacak ve sonra inişe geçecek. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, dün sabah online toplantı düzenleyerek yılın ikinci, kendisinin ilk enflasyon raporunu açıkladı. Uluslararası emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü hareket, güçlü iç talep, küresel ve yurtiçi tedarik sorunlarına bağlı üretim kısıtı, enflasyon beklentilerindeki yükseklik ve birikimli döviz kuru gibi etkilerin enflasyonda sorun yaratmaya devam ettiğini belirten Kavcıoğlu, bu tür nedenle 2021 sonu TÜFE tahminini yüzde 12.2’ye yükselttiklerini açıkladı. Böylece lımır ilk enflasyon raporundaki yüzde 9.4’lük tahmin 2.8 puan artırıldı. Ayrıca 2022 sonu tahmini de yüzde 7’den yüzde 7.5’e yükseltildi. Naci Ağbal’a atıf 2.8 puanlık artışın 1.8 puanı TL’ye bağlı ithalat, 0.4 puanı gıda fiyatlarından geldi. Yıllık TÜFE’nin nisanda yüzde 17’yi aşarak zirve yapacağını, sonra düşüşe geçeceğini belirten Kavcıoğlu’na göre aşılama sürecinin sonuçları hem enflasyonla mücadeleyi hem turizm gibi sektörler üzerinden makro ekonomik gelişmeleri olumlu etkileyecek. Politika faizinin ise “güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, gerçekleşen ve beklenen enflasyonun üzerinde bir düzeyde” oluşturulacağını söyleyen Kavcıoğlu, enflasyon, talep ve maliyetlerin ilave sıkılaştırma gerektirdiğini, bu nedenle önden yüklemeli faiz artışının martta (Naci Ağbal dönemi) yapıldığını, nisanda da sıkı duruşun sürdüğünü söyledi. “Marttaki ilave sıkılaştırma bizi güçlendirdi. Sıkı duruşta değişiklik yok. Reel getiri korunacak” diyen Kavcıoğlu, bu getirinin marjıyla ilgili yorum yapmadı. Dolar yükseldi Öte yandan Kavcıoğlu’nun konuşmasının ortalarında 8.1540 liraya kadar inen dolar, daha sonra yükselişe geçerek 8.2750 liraya kadar çıktı. Günü de 8.25 lira seviyelerinde kapadı. l Ekonomi Servisi EKONOMI ‘GÜVEN’SIZ TÜİK’in “Ekonomik Güven Endeksi, Nisan 2021” raporuna göre ekonomik güven endeksi önceki aya kıyasla yüzde 5.1 azalarak 93.9 oldu. Bu düşüş, daha önce yine nisan ayı için açıklanan tüketici, reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki düşüşlerden kaynaklandı. Bu endeksin 100’den küçük olması genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. l Ekonomi Servisi TÜİK MART VERİSİ ‘Hizmet’te fiyat patlaması oldu TÜİK’in “Hizmet Üretici Fiyat Endeksi, Mart 2021” raporuna göre HÜFE martta önceki aya (aylık) göre yüzde 3.96, 2020 Aralık ayına göre yüzde 6.11, 2020’nin aynı ayına (yıllık) göre yüzde 23.7 artış gösterdi. Yıllık oran şubatta yüzde 20.6 idi. En yüksek aylık artış ise yüzde 20.56 ile gayrimenkul hizmetlerinde. Bunu yüzde 5.07 ile ulaştırma ve depolama izledi. l Ekonomi Servisi Açlık sınırı 2 bin 767 lira Türkİş’in periyodik araştırmasına göre, nisan ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için gereken aylık gıda harcaması (açlık sınırı) 2 bin 767 liraya yükseldi. Bununla birlikte giyim, konut (kira, elektrik vb.), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamalarının toplamı ise (yoksulluk sınırı) 9 bin 13 lira oldu. Bu rakamlar geçen mart ayında sırasıyla 2 bin 735 TL ve 8 bin 912 liraydı. 2020 yılı Nisan ayında ise yine sırasıyla 2 bin 374 lira ve 7 bin 733 liraydı. Son 1 yılda açlık sınırı 393 lira, yoksulluk sınırı 1280 lira yükseldi. Ayrıca nisanda mutfak enflasyonu aylık 1.14 artarken, yıllıkta yüzde 17.99’a çıktı. l Ekonomi Servisi ‘Bankalar turizmcinin telefonuna çıkmıyor’ Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin toplantısına katılan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, sektörün içinde bulunduğu durumu değerlendirdi. Rusya’nın 1 Haziran’a ra dikkat çeken Bağlıkakadar olan turlaya, “Turizm pandemirı iptal etmesi nede riskli olarak algıladeniyle 800 bin tunıyor ve bankalar nerist kaybı bekledikredeyse turizmcilelerini hatırlatan rin telefonlarına ve bunun etkiçıkmıyor” diye lediği alanlakonuştu. Firuz Bağlıkaya KISA... KISA... l TİSK Başkanı Burak Akkol, işverenlere ücretli ya da ücretsiz izin yerine öncelikli olarak kısa çalışma ödeneğini tercih etmeleri çağrısında bulundu. l TBB, kapanma döneminde açık olacak banka şubelerinin 10.0016.00 saatleri arasında ve sınırlı sayıda personelle çalışacağını duyurdu. l Deloitte’un yeni “Perakendenin Küresel Güçleri” raporuna göre 250 şirketlik listede BİM 152’nci (7 milyar dolar gelir), A101 ise 244’üncü (4.1 milyar dolar gelir) sıra yer aldı. Walmart 524 milyar dolarla ilk sırada. l Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu üyesi Frank Elderson, bankaların risk yönetimine iklimle ilgili hedefleri dahil etmediğini, bu konuda önemli iyileştirmeler yapmaları gerektiğini söyledi. İşçi olmak... Yeni bir 1 Mayıs daha.. Ekonominin tüm yükünü sırtlayan onlar... Çarkları döndüren de onlar. Yani işçiler, emekçiler... 1.5 yıla yaklaşan pandemi, kısıtlamalar, kapanmalar emekçinin önemini daha da bir gözler önüne sererken en büyük bedeli ödeyenler de onlar oldu. Sağlıklarını hatta yaşamlarını kaybederek... İşlerinden olarak... Ya da köle düzeninde çalışma koşullarına itilerek... Ücretsiz izne gönderilip açlığa mahkum edilerek... Bildik konu ama tekrarlamakta yarar var. Hatırlamakta ve hatırlatmakta... İnsanın emeği üzerinden yükselir kapitalizm. Emeğin karşılığı da “ücret” adı altında ödenen parasal bir değerdir. Bireyin günlük çalışma saatine göre hesaplanır temel olarak. Üreticinin, işçinin kendi emeğini yeniden üretebilmesi için ihtiyacı olan gereksinimleri karşılayabileceği parayı elde etmesi için... (Barınma, gıda, ısınma, giyim, eğitim..) Emeğinin gerçekten karşılığı mıdır? Tabii ki değil... Çünkü işçinin aldığı ücret, kapitalistin kârı düşüldükten sonra ödenir. Ayrıca bireyin çalışma saatlerinin üzerinde her fazladan çalışması kapitaliste ekstra kâr olarak geri döner. İşte bu bildik durum bozuldukça bozuldu. Hâlâ da bu sürüyor. Çalışanların, emekçinin gelirinin milli gelirdeki payı sürekli olarak düşüyor. Bu da gelir adaletsizliğini, toplumsal eşitsizliği körüklüyor. Dünyanın birçok ülkesinde böyle. Türkiye de başı çekenlerden... Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) verilerine göre 1970’lerin sonlarından beri 133 ülkenin 91’inde, milli gelirleri içinde ücretlilerin payı sürekli olarak düştü. Şirketler maliyetlerini düşük tutarak daha ucuza mallarını satabilmek için maaşları düşük tutma eğilimi içine girdiler. Buna karşın şirketlerin elde ettikleri kârların milli gelir içindeki içindeki payı büyüdü. IMF ve OECD’de de benzer rakamlar var. Sonuç: Giderek artan gelir eşitsizliği, azalan talep ve işgücü verimindeki artışın azalması. Bir diğer bağlantılı konu daha var. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Fırat Kara’nın Herkese Bilim Teknoloji dergisindeki “Kapitalist çalışma koşullarında insan sağlığı” başlıklı yazısı son derece önemli. Kara, “Peki, bu durumun iş kazalarına etkisi nedir” diye soruyor. Yine ILO verilerine göre dünyada her yıl 3.2 milyondan fazla insan iş kazaları ve işle ilgili hastalıklar yüzünden yaşamını kaybediyor. Anlayacağınız, koronavirüs pandemisi yüzünden yaşamını kaybeden insan sayısı her yıl sürekli olarak tekrarlanıyor; iş kazaları ve hastalıkları nedeniyle. Türkiye’de sosyal güvenlik kurumu verilerine göre 2018 yılında toplam 430 bin 985 iş kazası meydana geldi. Bunlar içinde ölümcül kaza sayısı 1541 olarak belirtiliyor. Bir diğer deyişle Türkiye’de 280 kaza başına 1 ölümcül kaza meydana geliyor. Rakamlar Türkiye’de her gün 4.2 işçinin hayatını kaybettiğini gösteriyor. Hem Eurostat hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) verilerine göre Türkiye, Avrupa’da iş kazalarında en fazla insanın hayatını kaybettiği ülkeler sıralamasında birinci. Peki, nereye kadar? Eşitsizlik, dünyanın önemli sorunlar listesinde artık ilk sıralarda ve liberal ekonominin en sıkı savunucuları bile bu durumdan rahatsız. Ücretli bir büyüme stratejisinin, sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyi destekleyeceği ve bunun için radikal adımlar atılması gerektiği tartışılıyor. Ama nasıl? Ücretlerin payını doğru politikalarla yeniden artırmak mümkün. Finansal sistemi yeniden düzenleyerek, sendikaları destekleyerek, sosyal güvenlik ağları ve eğitim fırsatları ile çalışanları güçlendirerek... Tüm bunları sistemin kendisinden beklemek sadece enayilik olur. Kapitalist sistemin kâr hırsını törpüleyebilecek iki güç var sadece: Toplum bilinci ve sosyal devlet. Ve her ikisinden de giderek uzaklaşılıyor ne yazık ki... 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamak üzereyiz. Emeğin sömürüsüne göz yumarak, eşitsizlikleri artırarak insanlık kendi ayağına kurşun sıkıyor, farkında değil... Akaryakıta teminat şartı, çeklerin ibrazına erteleme TBMM Genel Kurulu’nda, Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi kabul edildi. Buna göre, akaryakıt, tütün ve alkol ürünlerine teminat uygulaması getiriliyor. Teminatı vermeyenlere ceza öngörülüyor. Teklife eklenen maddeye göre ibraz süresinin son günü 30 Nisan ile 31 Mayıs arasına denk gelen çekler, bu tarihler arasında ibraz edilemeyecek. 30 Nisan31 Mayıs arasında icra ve iflas takibi başlatılamayacak, ihtiyati haciz kararı verilemeyecek ve başlamış olan takipler duracak. l Ekonomi Servisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear