23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 8 MART 2021 PAZARTESİ gorus@cumhuriyet.com.tr OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Atatürk’ün kadına saygısı: Özel bir anı PROF. DR. YAKUT IRMAK ÖZDEN ATATÜRK KÜLTÜR VAKFI BAŞKANI Bu yılki Dünya Emekçi Kadınlar Günümüzü annem Semiha Irmak'ın Atatürk'le ilgili bir anısını sizlerle paylaşarak kutlamak istiyorum. 20’nci yüzyılın başlarında Osmanlı toplumunda kimi “ulema” (!) hâlâ “acaba kadınlar insan mıdır, hayvan mıdır?” gibi çok derin (!) bilimsel konuları ciddi ciddi tartışabilirken, kökence kendisi de bir Osmanlı paşası olan Atatürk'ün kadınlarımıza gerçek bir “çağ atlayışı” sağladığı hepimizce bilinen bir gerçektir. Türk kadınına toplumsal yaşamın her alanında öncelik veren ve ona geniş ufuklar açan Atatürk, onu, “Yeryüzünde ne görüyorsak kadının eseridir” özdeyişiyle de açıkça yüceltmiştir. Dikkat çeken çaba Bu yazımda sizlerle paylaşmak istediğim anı, kanımca, atamızın kadına toplumsal düzeyde verdiği değeri, bireysel yaşamın ayrıntılarında da gösterdiği saygıyla pekiştirecek kadar benimsemiş olduğunu ifade etmektedir. Yıl 1936 ya da 37. Ben henüz dünyaya gelmemişim, rahmetli ağabeyim Sabri Irmak daha kundakta, ailemiz İstanbul'da, Şehzadebaşı'nda Çakır Apartmanı’nın mütevazı bir Türk kadınına toplumsal yaşamın her alanında öncelik veren ve ona geniş ufuklar açan Atatürk, onu, “Yeryüzünde ne görüyorsak kadının eseridir” özdeyişiyle de açıkça yüceltmiştir. dairesinde yaşıyor. Babam Sadi Irmak, İstanbul Tıp Fakültesi'nde henüz genç bir doçent ve Atatürk sayesinde Berlin Tıp Fakültesi'nde aldığı eğitiminin hakkını olağanüstü bir enerjiyle çalışıp, ülkesinin insanlarına faydalı olarak geri ödeme çabasında... Bir yandan üniversite hocalığını sürdürürken kendi derslerinin yanı sıra Atatürk'ün ülkemize kazandırdığı, Nazi rejiminden kaçan değerli Alman ve Avusturyalı bilim adamlarının derslerini de Türkçe'ye çeviriyor, bazılarının Almanca ders kitaplarını hızla Türkçeleştirerek öğrencilerin kullanımına sunuyor öte yandan akşamları ve hafta sonları evinde Goethe, Schopenauer, Nietze gibi büyük Alman düşünürlerinin eserlerini metinleri eski bir Remington makinesinde daktilo eden, kendisi de biyoloji öğretmeni olan annemin desteğiyle Türkçeye çeviriyor. Irmak, bir başka açıdan, ilk kurucuları arasında yer aldığı halk evlerinin pek çok etkinliğine katkıda bulunurken, gerek halk evleri dergilerinde gerekse Ulus gazetesinde yayımlanan yazılarında ülkenin çeşitli toplumsal sorularına eğiliyor. Elbette o günün koşullarında bu çalışkan genç bilim adamının çabaları Atatürk'ün dikkatini çekecekti ve Atatürk'ün kendisini, her biri değişik ülke sorunlarının akademik yaklaşımlarla tartışıldığı, günümüz deyimiyle, “beyin fırtınası” ortamının yaratıldığı akşam yemeklerinin bazılarına çağırması da kaçınılmazdı. ‘Hanımefendi merak etmesin...’ Atatürk, genç Irmak'ı sofrasına davet ederken, eşine de gösterdiği saygının bir belirtisi olarak onu da bu durumdan haberdar etmeyi ihmal etmez ve bir akşamüzeri evimizin kapısını çalan bir görevli anneme Ata'nın şu mesajını iletir: “Hanımefendi merak etmesinler, eşi bu akşam bizim misafirimiz”... Ben de daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış olan bu anıyı, Atatürk'ün kadına gösterdiği saygının incelik ve zarafetle somutlaştığı bir örnek olarak sizlerle paylaşmak istedim. Yazımı noktalarken, rahmetli babamın bana “hakkını helal etmek” için ileri sürdüğü koşulu, yani her yazımda bir Türk kadını olarak Atatürk'e olan minnetimi ifade etmemin gereğini bir kez daha yerine getirmenin mutluluğuyla, tüm kadınlarımızın bu güzel ve anlamlı gününü kutluyorum. BİK’in sopası!.. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta Cumhuriyet’i ziyaretinde Basın İlan Kurumu’nun (BİK) gazetemize yönelik resmi ilan cezalarını konuşmuştuk ki gündeme Anayasa Mahkemesi’nin Korkusuz gazetesiyle ilgili kararı düştü... Anayasa Mahkemesi’nin BİK’in verdiği cezalarla ilgili “ifade ve basın özgürlüğü ihlal edildi” şeklinde özetlenebilecek kararıyla ilgili hukukçuların görüşlerine bugün sayfalarımızda geniş bir şekilde yer veriyoruz. Kararı değerlendiren hukukçular özetle, “Bu karar sadece Korkusuz gazetesi kararı ile sınırlı olamaz. Emsal teşkil eder. BİK bu karara göre hareket etmek zorundadır. Cumhuriyet gazetesi de bireysel olarak AYM’ye gittiğinde aynı sonuç çıkacaktır” diyor... BİK, Cumhuriyet’e 2020 yılının kasım ve aralık aylarında tam 55 günlük resmi ilan kısıtlaması cezası uyguladı. 75 günlük ceza ise kapıda... Yargıya itirazlarımızı yaptık; sonuçlarını bekliyoruz. İktidar, haberleriyle, yorumlarıyla gündem yaratan gazetemizi BİK sopasıyla ekonomik darboğaza sokmak istiyor. Ne var ki Anayasa Mahkemesi’nin kararı bir kez daha gösteriyor ki bu sopa “hukuki” değil “siyasi”!.. Erdoğan’ın, iktidar temsilcilerinin hukukta reform söylemlerinin havada uçuştuğu şu günlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski Yargıcı Rıza Türmen’in dediği gibi: “BİK kendine çekidüzen vermeli!..” DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ Kadın devrimi!.. 8Mart öncesi yazıişleri masasında sayfayı çiziyoruz... Yazıişleri müdürlerimizden Olcay Büyüktaş şöyle bir teklif yaptı: “8 Mart’ta Cumhuriyet’in kadınları olarak izin yapmak istiyoruz!.. Gazeteyi erkekler yapsın!..” “Tamam” dedim hemen!.. Ama sonra bir baktım “tamam demekle” olmuyor!.. Yazıişleri, haber merkezi, dış haberler, ekonomi, kültür servisinde kadın meslektaşlarımız çoğunlukta... Hadi tüm servisleri ayarladık, o da ne! Sayfa yapımda iki erkek arkadaşımız var! Tüm sayfalar kadın tasarımcıların ellerinden çıkıyor!.. Elimde notlarla yazıişlerine indim, “olmuyor, olmuyor, sizler olmadan olmuyor” diyerek bu güzel teklifi geri çevirmek zorunda kaldım. “Cumhuriyet’te kadın devrimi var” dedikten sonra karşı bir teklif yaptım: “8 Mart’ta gazeteyi siz yapın, erkekler olarak biz o gün gelmeyelim!..” Yanıt mı? Yazmaya gerek var mı, işimizin başındayız!.. Cumhuriyet çalışanları adına Pazar Dergi Yayın Koordinatörü Hilal Köse’ye dört yıllık aradan sonra 2019 Martı’nda yeniden okura merhaba diyen Pazar Dergi’nin ilk sayısını armağan ettik. Nice yıllara Pazar Dergi... Geçen hafta Pazar Dergi’nin ikinci yaşını çatı katımızda pandemi koşullarında kutladık. Hilal Köse’nin Yayın Koordinatörlüğü’nde üçüncü yaşına merhaba diyen Pazar Dergi’nin gecesine Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun ve değerli yazarımız Ataol Behramoğlu da katıldı. Pazar Dergi’ye katkı sunan arkadaşlarımız, diğer eklerimizin yöneticileri de geceye renk kattı. Hilal Köse dün dergide yazdığı ikinci yıl yazısında “Mutfakta üç kadın var: Münevver (Oskay), ben, Emine (Bilget)...” diyor. Gazetemiz, Pazar Dergi ve eklerimiz “Cumhuriyet kadınlarıyla” büyüyor, daha da büyüyecek!.. Nice yıllara Cumhuriyet Pazar!..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear