23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 27 MART 2021 CUMARTESİ HABER MSB yetkilileri, ‘irticaya karışmama’ şartının TCK’de suç olarak kaldırıldığına dikkat çekti Tenekeyi kim çalacak? Geçen hafta Emin Bey’in akışa teslim olma kararını okumuştuk. Tanpınar’ın Teslim hikâyesi aracılığıyla. Vüs’at O. Bener, Buzul Çağının Virüsü’nde akışa kendini kaptırmayı şöyle tarif etmiş, çok anlamlı: “Kendini akışa bırakıvermek, daha doğrusu bayağılaşmaya kalıplanmak.” Sıradanı ölçü alma, verili ilişkileri; sosyal, siyasal ve ekonomik yapıları olduğu gibi kabullenme, kendini kalıba uydurma. Böyle de açabiliriz. Oysa bir de Akışa Direnmek var. Akışa direnmek, iki sonuç üretebiliyor. Bazen o kalıplara direnen yeniliyor ve çomak soktuğu bataklığın içinden yükselen sivrisinekler, direnmiş olanı arkasından teneke çalarak uğurluyor. Örnek mi? Büyük yazarımız Yaşar Kemal, idealist, genç kaymakam Fikret Irmaklı’nın gariban köylünün yanında saf tutarak eşrafa, çeltik ağalarına kafa tutuşunu anlattığı Teneke romanında, direncin hangi koşullarda yıkımla sonuçlanabileceğini gözler önüne seriyor. Devrimci, genç Cumhuriyetin ütopyası, Anadolu’yu canlandırmak, dört başı mamur, bayındır ve çağdaş bir memleket yaratmaktı. Bu süreçte Finlandiya mucizesi aydınımızı ve kurucu kadroları epey etkilemişti. Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabı 1928’de Atatürk’ün de özel talimatıyla Türkçeye çevrildi, okullarda okutuldu. Bir dönemin genç aydınları için bu kitap, aydınların halka doğru, idealist, verici seferberliğiyle bataklıkların nasıl kurutulabileceğine, o zor koşullarda bile çiçeklerin nasıl açtırılabileceğine dair bir metafor olarak işliyor, etkisi yayıldıkça yayılıyordu. Teneke romanının genç, yeni mezun kaymakamını da bu kuşağın içine yerleştirebiliriz. Çukurova’da, atandığı ilk görev yerinde, kazançları için köyleri sualtında bırakan, bataklığı her alana yayan, sıtmayla gariban halkı kıran çeltik ağalarının zulmüne direnen genç kaymakam, kendisine kurulan tuzakları boza boza köylüyle birleşiyor, ancak yoksul köylüyle idealist, halkçı aydın arasında kurulan bu ittifak, devrimi geriye götüren merkezi kuvvetlerle yereldeki ağalık ve mütegallibe düzeninin ittifakının hileli elleriyle, kumpaslarıyla bozuluyor; sonunda kaymakamı göndermeyi başaranlar, arkasından teneke çaldırarak zaferlerini kutluyordu. Bataklığı kurutma ütopyası, bataklığın büyümesinden yana olan güçleri tasfiye etmeden, salt düşünsel düzeyde bir idealizmle amacına ulaşamıyordu özetle. El çektirilen kaymakamın ağzından aktarılan, “Şu koskoca ova, bütün bütün bataklık olur. Değil mi” sorusu boşuna olamazdı. Yaşar Kemal, çok iyi bildiği Çukurova gerçeğini duyurmaya çalışırken, idealist, halkçı aydına da yenilgiyi göstere göstere, zafere giden yolun ipuçlarını sunuyordu. ‘Kasabanın Sırrı’ndaki yol Başka bir yol daha var öyleyse. Tenekeyi zalimlere karşı halkın çaldığı bir yol. O da Robert Crichton’un romanından uyarlanarak Stanley Kramer tarafından sinemaya aktarılan Kasabanın Sırrı (The Secret of Santa Vittoria) filminde keyifle sergileniyor. 1969 yapımı filmde, uğurlayanlar ve uğurlananlar denklemi değişiyor. Nasıl mı? İtalya’da Mussolini faşizmi çökmüş. Kasabaya haberi geliyor. Kimsede ses, tepki yok önce. Sonra, yerel ağaların, üzümden, halkın tek geçim kaynağı olan şaraptan asıl payı alan, faşizmin yereldeki temsilcilerinin hükmünün kalmadığı söylenince coşku başlıyor. Halk, şahıslar ya da rejimler, ideolojiler olgusunu, gündelikekonomik gerçekliğiyle bağ kurulduğu oranda önemsiyor. Ekonomiyi siyasete tercüme böyle ilerliyor. Fakat sonra Nazilerin kasabayı işgal edeceği haberi geliyor. Halk biliyor ki kaynaklara, mahzende bekletilen milyonun üstündeki şişeye el koymak için geliyorlar. Böyledir faşizm, halkın aşına, işine göz koyar, kanını emer. Anthony Quinn, ki kendisi Bombolini karakteriyle döktürüyor ve arkadaşları şişeleri Nazilerin bulamayacağı bir yere taşımak zorunda. Tek yer var; kasabanın dışındaki mağaranın içinde yer alan uzun tüneller. İyi de 1 milyon 300 binden fazla şişe nasıl taşınacak? İşgalin de eli kulağında. Bu noktada halk tüm kuvvetiyle birlik ve dayanışma içinde örgütleniyor. Geceli gündüzlü çalışmayla, kurulan insan zinciri yüz binlerce şişeyi elden ele, mahzenden mağaradaki tünele taşıyor, bir de duvar örülüyor üzerine. İşlem bitiyor, işgal başlıyor. Kasabanın gerçek sayıyı sakladığı, beşte dört oranında şişenin kayıp olduğu SS güçleri eliyle ortaya çıkarılıyor. Her yeri arıyorlar, herkesi sorguluyorlar. Fakat nafile; zaten yenilmek üzere olan Alman faşizminin zamanı yok; geri çekilme emri geldiğinde işgalci komutan son kez soruyor: Şişeleri almayacağız ama sırrı açıkla. Yerini söyle. Burada artık direniş ve dayanışmanın yönü değişiyor. Faşizm, bilgi ve propaganda üzerinde tekel kurmaya mecbur. Kitleleri ancak böyle uyutabiliyor. Oysa şimdi bilginin, sırrın kaynağı halkta ve kimse bu sırrı paylaşmıyor. Sonuçta işgalci Alman faşizmi geri çekiliyor. Tüm kasaba meydanda kutlama yapıyor; bu kez tenekeyi, halka karşı güçler değil, halkın kendisi çalıyor. Mesele, tenekeyi kimin çalacağında. Halka doğru yerden, kendi gündemiyle dokunmak, bu dokunuşla en geniş örgütlenmeyi ve dayanışmayı sağlamak, direncin içeriden kırılmasını önlemek. Akışa direnmenin yolu bu filmde ne güzel sunuluyor. İrtica ‘muğlak’ oldu Yetkililer, muhalefetten gelen “Bu düzenlemeyle tarikat ve cemaatlerin TSK içinde yapılanmasının önü açılıyor” eleştirileriyle ilgili “Faraziyeler üzerinden değerlendirmeler yapılmamalı” ifadelerini kullandı. ‘GÖRÜNTÜLER İNCELENİYOR’ Bakanlık yetkilileri, bir muvazzaf amiralin makam arabasıyla gittiği bir tarikatın tekkesinde sarıklıcüppeli namaz kıldığına ilişkin görüntüler ile sosyal medya hesabındaki fotoğrafında “Tek yol İslam” yazısı yer alan bir bir teğmen ilişkin haberin incelendiğini belirtti. Teğmenin İsmet İnönü hakkında da hakaret içeren paylaşımlar yapmıştı. Yetkililer, FETÖ ile mücadele kapsamında 1 Ocak’tan bu yana 712 personelin TSK’den ihraç edildiğini, darbe girişiminden bu yana ihraç edilenlerin sayısının 21 bin 494’e ulaştığını kaydetti. Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokulları’na giriş için “irticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmamış olmak” koşulunun “Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) suç olarak düzenlenmediği, muğlak ve sübjektif değerlendirmelere açık olduğu” gerekçesiyle kaldırıldığını açıkladı. Bakanlık, kaldırılan ifade yerine getirilen “terör örgütlerine veya milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen gruplara üyelik, iltisak ya da irtibatı bulunmamak” koşulunun, eski düzenlemeye göre “daha etkin” koruma getirdiğini savundu. Askeri okullara giriş koşulları arasında bulunan “Kendisinin, annesinin, babasının, kardeşlerinin ve velisinin, tutum ve davranışları ile yasadışı, siyasi, yıkıcı, irticai, bölücü ideolojik görüşleri benimsememiş, bu gibi faaliyetlerde bulunmamış veya bu gibi faaliyetlere karışmamış olması” koşulu, 23 Mart’ta yayımlanan yeni yönetmelikle kaldırılmıştı. Yerine, “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, irtibatı olmamak” hükmü getirilmişti. ‘İstişare yapıldı’ Milli Savunma Bakanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında bakanlık yetkilileri, Cumhuriyet’in gündeme getirdiği yönetmeliğindeki değişiklik konusunda değerlendirmelerde bulundu.Bakanlık yetkilileri, eski yönetmelikte yer alan “irticai görüşleri benimsememiş ve bu faaliyetlere karışmamış olmak” şartının “subjektif değerlendirmelere açık, muğlak ve Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak düzenlenmediği” gerekçesiyle kaldırıldığını belirtti. Yeni yönetmeliğin “geniş kapsamlı, güncel mevzuata uygun ve daha somut, suçta ve cezada kanunilik ilkesini gözetir” olduğunu söyleyen yetkililer, yönetmeliğin hazırlık safhasında ilgili kurumlarla istişareler yapıldığını ve bu istişareler çerçevesinde yeni yönetmelik metninin ortaya çıktığını belirtti. Yetkililer, muhalefetten gelen “Bu düzenlemeyle tarikat ve cemaatlerin TSK içinde yapılanmasının önü açılıyor” eleştirileriyle ilgili “Faraziyeler üzerinden değerlendirmeler yapılmamalı” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Erdoğan cuma namazı çıkışında ‘yönetmelik değişikliğini’ değerlendirdi ‘İrtica şartı’ huzur için kaldırılmış IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Cumhurbaşkanı Recep Tayatılmış bir adımdır, alınmış bir kayip Erdoğan, akrarır” dedi. seri okullara girişİstanbul te “irticai faaliyetSözleşmesi’nden ler” koşulu aranCumhurbaşkanlımaması yönündeğı kararnamesiyki yönetmelik dele çekilme kararığişikliğinin “huna yönelik eleştizur” için yapıldığırilerin sorulması nı savundu. üzerine Erdoğan, Erdoğan dün Üs Recep Tayyip Erdoğan “Meclis’in alacağı küdar’daki Kebir karar filan derem Aydınlar Camisi’nde cu ğildir. Muhalefet bu işleri bilma namazını kıldıktan sonra miyor. Biz kararımızı verdik. gazetecilerin sorularını yanıt Gireriz ve girdiğimiz gibi de ladı. Harp Okulları Yönetme çıkarız. Bunun, kimse de ne liği’ndeki “İrticai faaliyetler” önünü ne arkasını karıştırmakısmının çıkarılmasına ilişkin sın. Bu işte böylece bitmiştir” muhalefetin eleştirilerinin so yanıtı verdi. Aşılama takvimirulması üzerine Erdoğan, “Mu ne ilişkin ise “Temenni ederiz halefetin bu tür eleştirileriki mayıs, haziran gibi bu iş tane alışığız. İrticai faaliyet fark mamlansın, bitsin” dedi. lı bir olay. Ama terörle irtibatlı veya iltisaklı olan faaliyetler ‘Çin’e hatırlattım’ ayrı bir olay. Bu bir yasal düÇin ile 100 milyon doz aşı anzenleme değildir, bir yönetme laşması yapıldığını ancak buliktir. Bakanlık veya bakanlık nun 50 dozunun henüz ulaşmalarımız bu tür yönetmelikleri dığını söyleyen Erdoğan, öncezaman zaman ülkemizin veya ki gün görüştüğü Çin Dışişleri hut da ordumuzun huzuru için Bakanı’na konuyu hatırlattığını yaparlar. Bu da bu vesileyle belirtti. l İç Politika MHP’DE BEŞ KİŞİ LİSTE DIŞI KALDI, 3 KİŞİNİN GÖREVİ DEĞİŞTİ Başkanlık divanına ‘tırpan’ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin 13. olağan kurultayının hemen ardından “A takımını” belirledi. Bahçeli’nin başkanlık divanına 5 yeni isim gelirken, 3 ismin de görev alanı değişti. İsmail Özdemir, Pelin Yılık, Filiz Kılıç, Tamer Osmanağaoğlu ve Bahadır Bumin Özarslan divana yeni giren isimler olurken, Kadir Şekerci, Hidayet Vahapoğlu, Deniz Depboylu, Emin Haluk Ayhan ve Fatih Çetinkaya ise yeni “A takımı”nda yer alamadı. Kurultayın ardından belirlenen yeni merkez yönetim kurulu (MYK) ve merkez disiplin kurulu (MDK) üyeleri ile ilk toplantı, Bahçeli başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda, partinin çekirdek yönetim kadrosu başkanlık divanı üyeleri de belli oldu. Buna göre Semih Yalçın yeniden Teşkilat İşleri’nden, Feti Yıldız Hukuk ve Seçim İşleri’nden, İzzet Ulvi Yönter de de yeniden ArGe’den sorumlu genel başkan yardımcısı olurken, daha önce Basın ve Halkla İlişkiler’den sorumlu genel başkan yardımcısı Mustafa Kalaycı ise Siyasi İşler, Parlamento ve Hükümet ile İlişkiler’den sorumlu genel başkan yardımcılığı görevine getirildi. İsmail Faruk Aksu Ekonomik ve Sosyal Politikalar’dan, İsmail Özdemir Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkiler’den, Mevlüt Karakaya Mali İşler’den, Kamil Aydın Türk Dünyası ve Uluslararası İlişkiler’den, Sadir Durmaz Yerel Yönetimler’den, Pelin Yılık Aile, Kadın ve Yan Kuruluşlar’dan, Yaşar Yıldırım Mesleki ve Sivil Toplum Kuruluşları İle İlişkiler’den, Filiz Kılıç Parti İçi Eğitim, Siyaset ve Liderlik Okulu’ndan sorumlu genel başkan yardımcıları oldular. Parti Genel Sekreterliği’ne ise İsmet Büyükataman seçilirken, Tamer Osmanağaoğlu ve Bahadır Bumin Özarslan ise yeni divanda genel sekreter yardımcılığı görevine getirildi. Yeni divanda iki ismin ise görevleri değiştirildi. Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kalaycı Siyasi İşler, Parlamento ve Hükümet İle İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu. Siyasi İşler, Parlamento ve Hükümet ile İlişkiler’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı’nı yürüten İsmail Faruk Aksu da Ekonomik ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. ‘Hukuken uygun’ Bahçeli, yeni MYK üyeleriyle yaptığı toplantı sonrasında açıklamalarda bulundu. İstanbul Sözleşmesi konusunu değerlendiren Bahçeli, “Uluslararası sözleşme hükümlerinin durdurulması, feshi veya sona erdirilmesi Cumhurbaşkanı kararıyla mümkündür. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi hem iç hukukumuza hem de uluslararası hukuka uygundur” dedi. l ANKARA MHP’LI SÖZLÜ’YE AKP KONGRESINE HAKARET CEZASI SUÇ DUYURUSU MHP lideri Devlet Bahçeli’nin danışmanı Hüseyin Sözlü’nün, Şeyma Subaşı’na hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada beş ay hapis cezası aldığı öğrenildi. Sözlü, iki yıl önce yapılan yerel seçimlerin ardından ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Şeyma Subaşı hakkında “Bilcümle taklacılar, Acun’dan boşanmış Şeyma gibi anında başka kucaklara atlayıp, üzerine bir de dava adamlığı adına habire vecizeler paylaşmazlar mı!” ifadelerini kullanmıştı. Paylaşım üzerine Şeyma Subaşı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak kamu davası açmıştı. l İç Politika Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), geçen çarşamba günü Ankara’da gerçekleştirilen AKP 7. Olağan Büyük Kongresi’nde koronavirüs tedbirleri uygulanmadığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara Valisi Vasip Şahin ile Ankara İl Emniyet Müdürü Servet Yılmaz hakkında suç dulurusunda bulunan HKP, “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesine aykırılık”, “Bulaşıcı Hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma” ve “Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” suçlarının işlendiğini belirtti. l İç Politika MİLYON LİRALIK LÜKS ARAÇLARI DİKKAT ÇEKTİ AKP’li danışmana uyuşturucu gözaltısı AKP Genel Merkezi’nde tülerde Ayvatoğlu, Hamza Dağ’a otuözel kalem göracağı yeri gösterevlisi olarak çarirken toplantı bolıştığı belirtilen yunca Dağ’ın yaKürşat Ayvatoğnında ayakta beklu, lüks bir aralediği görülüyor. cın içinde uyuştuAKP MKYK üyerucu kullanırken çekilen görüntüKürşat Ayvatoğlu si Mücahit Birinci ise sosyal lerin sosyal medmedya Kürşat yada yayımlanması üzerine Ayvatoğlu’na ilişkin yapıgözaltına alındı. lan yorumlara tepki gösterAyvatoğlu’nun AKP Ge di. Birinci, “Uyuşturucu kulnel Başkan Yardımcısı Ham lanan bir genci kınamak koza Dağ’ın danışmanı olduğu lay. Bir siyasi skandala çeileri sürüldü. Tepkiler üzeri virme çabası da kolay. Zor ne açıklama yapmak zorun olan o genç tek değil, uyuşda kalan Hamza Dağ, “Kür turucu maalesef gençlerimişat Ayvatoğlu danışmanım zi tehdit ediyor” dedi. veya özel kalem müdürüm değildir. Yaklaşık bir yıldır genel merkez büro personeli olarak çalışan kişinin dün akşam (öneki gün) iş akdi fesh edilmiştir. Şahıs hakkında gözaltı işlemi yapılmıştır. Yasal sürecin takipçisi olacağız” mesajı paylaştı. Ancak AKP ARGE ve Eğitim Başkanlığı’ndan sorumlu olan Hamza Dağ’ın önceki gün parti genel merkezinde devir teslim töreninde görevi Mustafa Şen’e devrettiği sırada Ayvatoğlu ile fotoğrafı ortaya çıktı. GörünLüks araç tutkunu Daha önce Kastamonu Belediyesi’nde görev yaptığına ilişkin bilgilerin paylaşıldığı Ayvatoğlu’nun milyon liralık lüks araçlarını sosyal medya hesabından paylaştığı bazılarını da satlığa çıkardığı ortaya çıktı. CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, sosyal medya hesabından Ayvatoğlu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile fotoğraflarını da paylaştı. l İç Politika MADENLER OLMASAYDI MEDENİYET OLMAZDI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear