25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 22 MART 2021 PAZARTESİ HABER CHP lideri Kılıçdaroğlu, Down sendromlu bireylerle telekonferansla görüştü, sorunlarını dinledi ‘Aşıda öncelik tanınmalı’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü’nde 21 farklı şehirden Down sendromlu bireyler ve aileleri ile buluştu. Video konferans yöntemiyle yapılan toplantıda, Down sendromlu bireyler ile ailelerin sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, çözüm önerilerini anlattı. Down sendromlu çocuklara aşıda öncelik tanınması için çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Sağlık Bakanlığı ile görüşüyoruz, Down sendromlu çocuklarımıza aşının bir an önce yapılmasını isteyebiliriz. Yerleri belli, aileler belli. Aile hekimlerine talimat verilerek bu aşıları süratle yapabilirler” dedi. Kılıçdaroğlu, Down sendromlu çocukların hastaneye yatırıldığı dönemlerde ailelerin izin almakta zorlanmasının ciddi bir sorun olduğunu kaydederek şunları söyledi: “İzin için rapor verilebilir. Ailelerin lütfa ihtiyacı yok. Sosyal devlet haklarını vermeli. İş alanları yaratılmalı. Özel sektör ve kamuda bir kontenjan var ama devlet doldurması gerekirken, doldurmuyor.” Down sendromlu bireylerin, lise diploması alamadıkları için üniversiteye gidemediklerini söylemesi üzerine de Kılıçdaroğlu, “Bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Çünkü Down sendromlu çocuklarımızın bize göre üstün yetenekleri olabiliyor. Özellikle resim alanında. Benim odamdaki tablo da Down sendromlu çocuğumuzun tablosu. Yeteneklerin keşfedilmesi lazım” yanıtını verdi. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’li belediyelerde sosyal yardımlar iki katına, olumsuz propaganda ise boşa çıktı Engellemelere rağmen! ERDEM SEVGİ CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, yerel seçimlerde AKP ve MHP’den alınan beş büyükşehir belediyesinin sosyal yardımlarını açıkladı. “CHP gelirse yardımlar kesilir” propagandasının boşa çıktığına dikkat çeken Torun, “İstanbul, Ankara, Adana, Antalya ve Mersin büyükşehir belediyeleri 2018’de 496 milyon 724 bin TL yardım yaparken, bu rakam 2020’de 959 milyon 527 bin TL’ye yükseldi. Yardım yapılan hane sayısı da yaklaşık iki kat arttı” dedi. ‘İntikam istediler’ CHP’li Torun, partisine bağlı belediyelerin yerel seçim sonuçlarını içine sindiremeyen siyasi iktidarın tüm baskılarına rağmen çalıştığını belirterek “Sandıkta kazanamadığı belediyelerden merkezi yönetim yetkilerini hukuksuzca kullanarak intikam almaya çalışan iktidara rağmen, belediyelerimiz vatandaşa nefes oluyor. Sudan sebeplerle soruşturmalar açıyorlar, korkmuyoruz. Bağış kampanyalarına el koyuyorlar, yetkileri azaltıyorlar, gelirleri kesiyorlar yılmıyoruz. ‘CHP belediyeleri kazanırsa yardımlar kesilecek’ söylemiyle halkı korkutmaya çalışanların bu iftirası da boşa çıktı” diye konuştu. Torun, CHP’nin yerel seçimlerde Cumhur İttifakı’ndan devraldığı beş büyükşehir belediyesinin resmi rakamlarına göre, ihtiyaç sahiplerine yönelik sosyal yardım faaliyetlerinin iki katına çıktığını kaydetti. Torun, “İstanbul, Ankara, Adana, Antalya ve Mersin büyükşehir belediyeleri 2018 yılında 496 milyon 724 bin TL tutarında sosyal yardım yaparken bu rakam 2020 yılında 959 milyon 527 bin TL’ye yükseldi. Sosyal yardım yapılan hane sayısı da aynı beş büyükşehirde yaklaşık iki kat arttı. Pandemi sürecindeki, maske, dezenfektan vb. yardımlar ile ‘Askıda Fatura’ uygulaması gibi dayanışma projelerinden elde edilen destekler ise bu rakamlara dahil değil” ifadelerini kullandı. l ANKARA 11 CHP’Lİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI MUĞLA’DA TOPLANDI: Hükümete ‘eşit davran’ çağrısı Muğla Büyükşehir Belediyesi “Pandemi, dan tüm yerel yönetimlere eşit ve adil davranmaTurizm ve Deprem” ana sını istiyoruz.” başlıkları ile ‘CHP BüToplantıya ev sahipliyükşehir Belediye Başği yapan Muğla Büyükşekanları Toplantısı’na ev hir Belediye Başkanı Dr. sahipliği yaptı. ToplanOsman Gürün de şunlatıya Türkiye nüfusunun rı söyledi: “Özellikle 31 yaklaşık 40 milyonuna Mart seçimlerinden sonhizmet veren İstanbul, ra değiştirilen ve çıkarıAnkara, İzmir, Eskişehir, lan yasalarla hizmet etAydın, Antalya, Adana, memiz engellenmeye çaMersin, Hatay, Tekirdağ Toplantıların ardından CHP’li belediye başkanları ortak bildiri açıkladı. lışılıyor. Adeta üvey evve Muğla büyükşehir belediye başkanları katıldı. Toplantı sonrası 11 büyükşehir belediye başkanının imzası ile ortak açıklama yapıldı. Açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edilmesi eleştirilirken “Karanlık bir güne uyandık. Kadına şiddet olaylarının bu denli arttığı bir ortamda akıl almaz bir kararla karşılaştık. Şiddetin önlenmesi, mağdurların korunması ve şiddet uygulayanların adalete teslim edilmesi, İstanbul Sözleşmesi’nin temel hedefiydi. Kaldırılma kararı insan haklarına indirilen ağır bir darbedir. Bu hatadan hızla dönülmesini talep ediyoruz” denildi. Aşılamanın hızlandırılması ve turizmcinin hükümetçe desteklenmesinin de istendiği açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Vatandaşlarımıza en iyi hizmeti vermek için çalışan belediyelerimizi engellemekten başka hiçbir mantığı olmayan yeni kurallar koyma, yeni kanunlar çıkarma uygulamasına son verilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın davetiyle tam 557 gün önce yapılan toplantıda konuşulan hükümet ile yerel yönetimlerimiz arasında işbirliği hususlarında hiçbir adım atılmadığı gibi, 11 büyükşehir belediyemiz daha kötü uygulamalara maruz bırakılmaya devam etmektedir. Belediyelerimiz kimin hangi partiye oy verdiğine bakmaksızın, her vatandaşa ulaşmak için var güçleri ile çalışıyor. Aynı hassasiyeti hükümetin de göstermesini bekliyor, parti, şehir, isim ayrımı yapmalat muamelesi görüyoruz. Tüm engellemelere rağmen bizler halkımızın emrindeyiz. Ayrıştıran, ötekileştiren dil yerine sevgi, hoşgörü diline ihtiyacımız var. 11 büyükşehire yapılan baskı bize değil, hizmet ettiğimiz hemşerilerimize yapılıyor. Bölgelerimiz, plakalarımız, iklimimiz farklı olsa da bizler bir bütünün parçalarıyız” dedi. Kadınlardan tepki Öte yandan CHP’li başkanların Muğla buluşmasına eşlik eden başkan eşleri ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’ndan, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki geldi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün eşi Gülsüm Gürün’ün okuduğu ortak açıklamada, “Türkiye’de yaşayan kadınlar olarak 20 Mart 2021’de çok karanlık bir güİMAMOĞLU: ÖYLE BİR VAKIF YOK, DAVA AÇIYORUZ ne uyandık. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik şiddet Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama ile Taksim Gezi Parkı’nın mülkiyetinin “Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı”na geçmesinin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu açıklama yaptı. İmamoğlu, “Gezi Parkı’nın devredildiği Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı diye aktif bir vakıf şu anda yok. Gezi Parkı’nın mülkiyetini geri almak için İBB olarak davamızı açıyoruz” dedi. ve aile içi şiddetin önlenmesi adına çok kıymetli olan bu sözleşmeden çıkılması, tarihimizde kara bir leke olarak kalacaktır.Kadınlar tarih boyunca olduğu gibi hakları için mücadele etmeye var güçleriyle devam edeceklerdir” denildi. l İZMİR/ Cumhuriyet CHP’LI EMIR VE TAŞÇIER’DEN TAŞERON EMEKÇILERE ZIYARET: 3 yıldır kadro CHP HEYETİ GÜNEYDOĞU TURUNU TAMAMLADI bekliyorlar ERDEM SEVGİ CHP milletvekilleri Murat Emir ve Gamze Taşçıer ile parti meclisi üyesi Erbil Aydınlık, Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde taşeron olarak görev yapan Hastane Bilgi Yönetim Sistemi (HBYS) çalışanlarını ziyaret etti. 2017’de yayımlanan 696 sayılı Kanun hükmünde kararname ile kamuda taşeron olarak görev yapan yaklaşık 1 milyon çalışanın kadroya geçirildiğini ancak kendilerinin bu düzenlemeden yararlanamadıklarını belirten HBYS personeli, Emir ve Taşçıer’e taleplerini anlattı. HBYS çalışanlarının kad‘Kaygılı halk umut arayışında’ roya alınmamalarının büyük haksızlığa neden olduğunu belirten Emir, “Sağlık Bakanlığı’nda bazı bürokratlar, taşeron firmalara aktarılan fahiş ödemeler devam etsin diye mi kamuda tasarruf sağlayacak düzenlemeye engel oluyor” diye sordu. Taşçıer de “Buradan Çalışma Bakanı Selçuk ve Sağlık Bakanı Koca’ya sesleniyoruz: Bir an önce emekçi kardeşlerimizin haklarını verecek düzenlemeyi hayata geçirin” dedi. l ANKARA ALİ AÇAR Güneydoğu’da geçen hafta incelemelerde bulunan CHP heyeti içerisinde yer alan İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, “Bölgede yurttaşlar arasında bir alternatif, umut arayışı var. Bölgenin baMardin’de bir esnaf bunu ‘Siz burada şansınız olmayacağınızı düşünüyorsunuz ama doğru bir çalışma ve adaylarlar belirlense kimin kazanacağı belli olmaz’ diyerek sıkışmışlığı dile getirdi” dedi. ‘Koruculukla geçiniyorlar’ nın arttığını öğrendik. Yine konuştuğumuz birçok yurttaş intihar eğiliminde olduğunu ifade ediyor. Buralarda yurttaşlar tükenmişlik içinde” ifadelerini kullandı. ‘Yurttaş kaygılı’ Bazı güvenlik güçleri ile siviller arasında zı köylerinde tek geçim kaynağı korucuHakkari ve Şırnak’ın bazı köylerinde sı sıkıntıların da yaşandığına tanık olduklarıluk haline gelmiş. Yoksulluktan intihar va nırların da kapanmasıyla tek geçim kay nı söyleyen Kılınç, “Sivil ile nasıl ilişki kurKATAR’LA ‘SU YÖNETİMİ’ kalarında artış olduğunu öğrendik” dedi. nağının koruculuk olduğunu söyleyen Kı ması gerektiğini bilmeyen ya da bilinçli köANLAŞMASI YÜRÜRLÜKTE Yurttaşların siyasal gündemden kopuk ol lınç, “Asgari ücret aldıklarını söyleyen koduğunun altını çizen Kılınç, “HDP’nin ka rucular okula giden çocuklarını okutmaktü davranan güvenlik görevlilerini de gördük. Konuştuğumuz hemen hemen herKatar Emiri Şeyh Temim’in geçen yıl sonunda gerçekleştirdiği Ankara ziyaretinde imzalanan anlaşmalar arasında bulunan ve o dönem tartışma yaratan Türkiye ve Katar arasında su yönetimi anlaşması yürürlüğe girdi. Anlaşma, su kaynaklarının ve su tesislerinin yönetimi konusunda iki ülkenin işbirliğinin artırılmasını öngörüyor. Anlaşmada iki taraf arasındaki işbirliği yolları arapatılma davasına ilişkin bölge halkı ‘Acaba ne olacak’ diye kaygılarını dile getiriyor” ifadelerini kullandı. CHP’li 10 milletvekili geçen hafta beş gün boyunca Van, Hakkâri, Şırnak, Mardin ve Batman’da incelemelerde bulunarak yurttaşların sorunlarını dinledi. Bölgedeki izlenimlerini Cumhuriyet’e anlatan Kılınç, “Bölgedeki koruculuk, aşiret yapılanmasının güçlenmesine neden olmuş. Yurttaşta zorlandıklarını anlatıyor. Habur 2 diye adlandırılan köydeki korucular ‘Pençe Harekâtı’na da katılmış ve bir köyden 27 şehit verilmiş. Ama o köyün tek geçim kaynağı ve oradaki esnafın da satış yaptığı tek kesim bu olunca koruculuğa umut bağlanmış. İnsanlar ölüm pahasına geçinmek için korucu olmaya çalışıyor” diye konuştu. Politik kesim dışındaki yurttaşların siyasal gündemden kopuk olduğunun altıkes sürekli olarak ‘Biz toprağımıza, bayrağımıza ve devletimize bağlıyız’ deme gereği hissediyor. Kısaca biz ‘terörist’ değiliz deme gereksiniminde bulunuyorlar. Sınır güvenliğinin yanında jeopolitik öneme sahip olan bölgede komşularla ilişkinin sağlanması ve yurttaşlara demokratik bir ortamın sağlanması da kaçınılmaz bir gereklilik” dedi. Yüksel Mansur Kılınç, HDP’ye açılan kapatma davasına ilişkin ise bölgesında ise tecrübe değişimi amacıyla yapıla ların bir kısmı kendini güvende hissetme nı çizen Kılınç, “İnsanlar artık AKP ile ne de yurttaşların, “Acaba ne olacak” kaygısı cak ziyaretler, seminerler ve sempozyumlar duygusu ile aşiretlere, bir kısmı ise fark fes alamadığını, HDP’nin de sadece Kürt yaşadığını dile getirerek “HDP’nin de sağile tarafların ilgili bilim ve araştırma kuru lı gerekçelerle HDP ile korunma zırhının içi sorunu üzerinden yaptığı siyasetin ihtiyaç duyulu davranması ile bölge sakin görünüluşlarının uzmanları arasında karşılıklı ziya ne tabi tutmuşlar. Şimdi ise AKP ve HDP lara karşılık vermediğini söylüyor. Bölgede yor. HDP seçmeni sokağa çekilmek istediretler sayılıyor. l ANKARA/Cumhuriyet dışında bir alternatif, umut arayışındalar. geçim sıkıntısından dolayı intihar vakaları ğini düşünüyor” diye konuştu. Andımız... Andımız, dinci siyasal iktidarı rahatsız ediyor. Bu anlaşılır bir şeydir. Osmanlı saltanatını diriltmeye çalışan, şeriat ve halifelik özlemi çeken bir anlayış Andımız’dan rahatsız olacaktır. Türk ve Atatürk sözleri hangi kesimleri rahatsız ediyor olabilir? Üç kesim var ki bu sözlerden ve bu sözlerin arkasındaki ülkenin kurucu değerlerinden rahatsız olmaktadır. Birincisi, emperyalist kapitalizmin temsilcileridir. Bu sistemi temsil edenler “ulus devlet”i ortadan kaldırıp ülkeyi çokuluslu şirketlerin yönetimine geçirmeyi amaçlar. Bu amacı en iyi dile getirenlerden birisi Graham Fuller olmuştur. CIA’nın Türkiye istasyon şefi olan Fuller, halifeliğin olmayışını bir zayıflık saymış, baştaki kişiyi devşirmenin kolay olacağını açıklamıştır. İkinci kesim, İhvancı dinci siyasal iktidar sahipleridir. Bunlar da ulusu ümmete çevirmek, dine dayalı bir toplum düzeni kurmak peşindedirler. Hedefleri laikliği ortadan kaldırmak, Sünni İslamın İhvancı kurallarıyla toplumu yönetmek, biatitaat temelinde kul kimliğini yaşama geçirmektir. Üçüncü kesim, kendilerini Kürt milliyetçiliği ile tanımlayan, ulus devletin bütünlüğü yerine etnik kökene dayalı bir bölünmeyi amaçlayan kesimdir. Bu üç kesim de Atatürk’ten de Türk sözcüğünden de rahatsız olmaktadır. Türkiye’de Türk olmak Türkiye’de yaşıyorsunuz. Türk vatandaşısınız. Türkçe konuşuyorsunuz. Ama Türk sözcüğünden rahatsız oluyorsunuz. Kendinize kim olduğunuz sorulduğunda “etnik köken kimliğinizi” söylüyorsunuz. Ya da dinsel kimliğinizi öne çıkarıyorsunuz. Atatürk’ün “Türk kimliği” ırka, etnik kökene, inanca dayanmaz. “Türk kimliği” bir vatandaşlık belirtecidir. Etnik kökeniniz ne olursa olsun, Kürt, Arap, Çerkes, Rum, Ermeni, Yahudi, burada “Türk vatandaşıdır”. Amerika’da olsaydınız? Amerika’da olsaydınız. Amerikan vatandaşı olsaydınız, kim olduğunuz sorulunca “Ben Amerikalıyım” derdiniz. Amerika’da yaşayan, Amerikan vatandaşı olan İngiliz de, Alman da, Çinli de, Japon da, Kürt de, Ermeni de, Yahudi de “Ben Amerikalıyım” der. Hepsi de “Amerikan İngilizcesi” konuşur, o dille anlaşır. Almanya da böyledir, Fransa da İngiltere de. Ulusal bütünlük güç kaynağıdır Bölünmeye değil, bütünleşmeye çalışmalıyız. Bugünkü “İhvancı dinci siyasal iktidar”ın yaptığı en büyük yanlış, toplumun bütünlüğünü bozmak olmuştur. “Ya bizdensin ya da bizim düşmanımızsın” derecesine varan bir kindarlık toplumu bölmüş, bu bölünmeden siyasal çıkar uman anlayış giderek kaybettiğini bile göremez duruma gelmiştir. Kendinden saymadığı milyonlarca vatandaşı “terörist, FETÖ’cü, hain” ilan eden bir siyasal iktidar, ülkenin geleceğini tehlikeye atmakta, bunu da fark etmemektedir. Andımız bir ölçüt olmuştur “Türküm, doğruyum, çalışkanım...” sözleriyle başlayan Andımız, okul çocuklarının kendi vatanlarına bağlılığını simgeleyen bir ortak eylemdir. Okul hayatımız boyunca her sabah birlikte yüksek sesle okuduğumuz “Andımız”, elbette hepimizi doğru, çalışkan yapmamıştır ama bir yaşam ekseni olmuştur. İnsancıl öğeleri ağır basan “büyüklerimi saymak, küçüklerimi sevmek” sözleriyle toplumsal yapımızı pekiştiren “Andımız” bize toplumsal sorumluluğumuzu kazandırmıştır. Bundan rahatsız olmak, Türk sözcüğünü şovenizm olarak yorumlamak bize Osmanlı sarayının Türklüğü, Türkleri nasıl küçümsediğini anımsatıyor. Osmanlı sarayı, Arapları “kavmi necip” olarak tanırdı. Dinle ilgili her şeyde Arapça kullanılırdı. Edebiyat ise Farsçayı öne çıkarırdı. Türkçe gündelik dil olarak işe yarar, üst düzeyde sayılmazdı. Atatürk’ün Türklüğe verdiği değer, Türkçeye verdiği önem, Türk tarihine gösterdiği ilgi hep Osmanlı saray kültürünün etkilerinden kurtulmaya yöneliktir. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu gibi kurumsal yapılarla da bu değere, bu ilgiye süreklilik kazandırmak istemiştir. Andımız’ın sahibiyiz Bizim için Andımız’a sahip çıkmak, ülkemize sahip çıkmaktır. Her üç kesim de emperyalist kapitalistler, İhvancı dinci siyasetçiler, Kürt milliyetçiliği ile bölücülük peşindekiler ülke gerçeklerinin dışında kalmaktadır. Bugün, ülkemizin gerçekleri; Denetlenebilir parlamenter siyasal iktidar, Adaleti amaçlayan bağımsız hukuk, Laik eğitim, Emekten, üretimden yana ekonomi, İnsan haklarını gözeten sistem, Laik toplumsal yaşam, Her vatandaşa eşit değer veren demokrasi amacına yöneliktir. Hep birlikte bu amaçlara yönelelim ve oyunlara gelmeyelim...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear