23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 2 MART 2021 SALI Türkiye ekonomisi, 2020’nin 4. çeyreğinde yüzde 5.9, yılın tümünde yüzde 1.8 büyüdü 613 dolar fakirleştik 2019’da 9 bin 123 dolar olan kişi başına milli gelir 8 bin 599 dolara indi. Bu 2009’dan bu yana en kötü sonuç oldu. Ekonomide ‘tüketim”le büyüme ise devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Dönemsel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH), IV. Çeyrek: Ekim Aralık, 2020” raporu, Türkiye ekonomisiyle ilgili bir dizi tartışmayı yeniden alevledirecek şekilde dün açıklandı. Buna göre GSYH 2020’nin dördüncü çeyreğinde 2019’un aynı dönemine kıyasya reel olarak yüzde 5.9, yılın tümünde ise yüzde 1.8 arttı. 2020’nin tümünde GSYH TL bazında olarak 4.3 trilyon liradan 5 trilyon liraya çıkarken, dolar bazında 760.8 milyar dolardan 717 milyar dolara geriledi. 4. çeyrekte ise TL bazında 1.2 trilyon liradan 1.5 trilyon liraya çıkarken, dolar bazında 209 milyar dolardan 191.6 milyar dolara indi. Verilerin detayları ise Covid19 salgınına rağmen 2020’yi reel büyümeyle kapatan Türkiye ekonomisinin sorunlu alanlarını bir kez daha ortaya koydu. n Kişi başına gelir: Kişi başına GSYH dolar bazında 2019’a göre 613 dolar azalarak 8 bin 599 dolara indi. Bu rakam 2009’daki 9 bin 44 dolardan bu yana en kötü sonuç oldu. Geçen yıl istihdamda yaşanan büyük gerileme, işsizlikteki artış düşünüldüğünde önümüzdeki aylarda açıklanacak gelir dağılımı sonuçları bu konudaki bozulmanın daha da artacağını gösterecek. n Tüketim hızlı: Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, reel olarak 2020’nin dördüncü çeyreğinde yüzde 8.2, yılın tümünde yüzde 3.2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları da sırasıyla yüzde 6.6, ve yüzde 2.2 arttı. Ekonomik gelişmenin önemli oranda tüketim ağırlıklı olması, büyümenin kalitesi konusunda şüpheleri daha da artırıyor. n En çok finans: Zaten büyümeye sektörel olarak bakıldığında, ekonomiyi salgında “canlandırmak” teşvik edilen bireysel kredilerin (borçlanmanın) etkilerini görmek de mümkün. 2020’nin tümünde finans ve sigorta faaliyetleri reel olarak yüzde 21.4 büyürken, bu artış tarımda yüzde 4.8, sanayide yüzde 2 oldu. Büyük istihdam sahası hizmetler ve inşaat ise küçüldü. n İhracat negatif: 2020 yılının tümünde 2019 yılına göre reel olarak mal ve hizmet ithalatı yüzde 7.4 artarken, ihracat yüzde 15.4 azaldı. Bu ihracatın büyümeye negatif katkı verdiğini gösteriyor. n Yatırım sınırlı: Uzun zamandır düşüş trendi olan yatırım harcamaları (gayri safi sabit sermaye oluşumu) ise 4. çeyrekte yüzde 10.3, yılın tümünde yüzde 6.5 arttı. l Ekonomi Servisi Elvan’dan yine ‘kalite’ vurgusu Büyümeyi ekonomi yönetimi, iş dünyası ve uzmanlar farklı şekillerde yorumladı: n Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan: Küresel sağlık krizinin damga vurduğu 2020’yi büyümeyle kapatan nadir ülkelerden olduk. 2021 yılında temel önceliğimiz fiyat istikrarının sağlanması. Enflasyonla mücadele politikalarımız daha kaliteli ve sürdürülebilir bir yatırım, üretim ve büyüme patikasının da önünü açacak. n Prof. Dr. Veysel Ulusoy: İstihdam daraldı, sermaye stoku azaldı, teknolojik gelişme yok, dış ticaret geriledi ama büyüdük! Verilerin, teori ve ampirik modellerle bağlantısı yok. Dahası, piyasa ile uyumu kopuk. n QNB Finansbank Başekonomisti Erkin Işık: Hanehalkı tüketiminin büyümeye katkısı yüksek devam ederken, sabit sermaye yatırımlarının önceki çeyreğe göre gerilediği gözleniyor. Prof. Dr. Boratav verilerdeki çelişkilere dikkat çekti ‘İstihdam düşerken büyüme nasıl oldu?’ MUSTAFA ÇAKIR Türkiye’nin saygın uluslararası iktisatçılarından Prof. Dr. Korkut Boratav, 4. çeyrekteki yüzde 5.9, yılın tümündeki yüzde 1.8’lik büyümeyi değerlendirerek özellikle istihdamdaki düşüşü hatırlattı. “İstihdamın bütün sektörlerde bu derecede düştüğü bir dönemde pozitif büyüme, Türkiye ekonomisinde verimlilik artışında dünya rekoru oluşturuyor. Bu tür bir bulgunun istatistikler açısından sorgulanması gerekiyor” diyen Boratav, şöyle devam etti: “Hem tüm sektörlerde hem ekonominin tümünde 2020’deki istihdam düşüşü dikkate alınırsa, pozitif büyüme emek verimi açısından bir dünya rekoru kırmıştır. Bu tür bir bulgunun istatistiklerin güvenilirliği ve ekonomi açısından ayrıntılı olarak sorgulanması gerekir.” İstihdam düşerken, ekonominin böyle bir dinamizm içermesinin beklenemeyeceğine işaret eden Boratav, şunları söyledi: “Bu bir çelişkidir. İstihdam düşerken nasıl artış oldu? Bunu sağlayan nedir? Arka plan nedir? Ne türden bir teknolojik değişme olmuştur? Bir sıçrama mı olmuştur da üretim bu derece dramatik bir biçimde değişmiştir? Şüphe var. İstatistiklerin güvenilirliğini ciddi olarak şüpheye sürüklüyor. Tüm bunların ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekiyor.” l ANKARA Korkut Boratav ‘Dayanıklı mal’ alımı hızlandı GSYH verileri kapsamında açıklanan “yerleşik ve yerleşik olmayan (yurtdışından gelenleri fade ediyor) hanehalkı”nın nihai tüketim harcamaları, özellikle dayanıklı mallardaki artışı ortaya koydu. Buna göre 2020 yılında dayanıklı mallarda reel artış 4. çeyrekte yüzde 42.3, yılın tümünde yüzde 27.9 oldu. “Yarı dayanıklı mallar”da ise 4. çeyrekte yüzde 6.9 artış olurken, yılın tümünde yüzde 3.3 düşüş görüldü. Yine, “dayanık mallar”da artış 4. çeyrekte yüzde 8.2, yılın tümünde yüzde 3.3 oldu. Buna karşın hanehalkının “hizmetler” harcamaları ise 4. çeyrekte yüzde 6.2, yılın tümünde yüzde 11.1 düştü. “Yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalkı”nın toplam nihai tüketim harcamaları ise 4. çeyrekte yüzde 4.3 artarken, yılın tümünde yüzde 1.9 düştü. İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat PMI şubatta 51.7’ye geriledi MERKEZ’İN KARARI Ticari kredilere ‘kısıtlama’ ayarı Merkez Bankası’nın Resmi Gazete’de yer alan bankalarca ticari müşterilerden alınabilecek ücretlere ilişkin esasları belirleyen tebliğde değişiklik yapan tebliğe göre kredi kullandırım ücretleri kullandırılan kredinin yüzde 1.1’ini geçemeyecek. Bu oran daha önce yüzde 1’di. Tebliğle, kredilerde erken ödemeye ilişkin ücretlerde de artışa gidildi. Buna göre müşteri tarafından bankaya erken ödenen tutarın, kalan vadesi 24 ayı aşmayan kredilerde yüzde 1 olarak uygulanan alınacak ücret sınırı yüzde 2’ye çıkarıldı. l Ekonomi Servisi Sanayide sipariş sıkıntısı İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI’nın (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) şubat ayı sonuçları, salgının etkilerini yeniden ortaya çıkardı. Ocak ayında 54.4 olarak ölçülen PMI, şubatta 51.7’ye geriledi. Yapılan değerlendirme ise faaliyet koşullarında “genel iyileşme” vurgusu yapılırken, bunun Covid19 salgınının süregelen etkileri altında yeni siparişlerde yaşanan yavaşlamaya rağmen gerçekleştiği belirtildi. Yeni siparişlerdeki yavaşlama ve hammadde arzındaki sorunlara rağmen, talep tarafında gözlenen bazı iyileşme işaretleri, imalatçıların üretimi artırmasında rol oynadı. Yeni ihracat siparişleri de üst üste ikinci ay ama ılımlı arttı. İSO ile işbirliği için endeksi hazırlayan IHS Markit BAHÇIVAN: BÜYÜMEYE GÜÇLÜ DESTEK VERDIK Ekonomideki büyümeyi salgını hatırlarak yorumlayan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Dikkat çekmek istediğim nokta; sanayimizdeki büyümenin, Türkiye büyümesinden de öte bir başarı hikâyesi olduğu gerçeğidir. Ülkemizin, ekonomisini pozitif büyümeyle kapattığı bir yılda en güçlü desteği imalat sanayiinden almış olması, biz sanayiciler için tek kelimeyle ifade edecek olursam gurur vericidir” dedi. Ekonomi Direktörü Andrew Harker, şunları söyledi: Fiyatlar artıyor “Şubatta yeni alınan siparişlerin yavaşladığına ilişkin işaretlere rağmen manşet Türkiye PMI pozitif bölgedeki seyrini korudu. Bu durum, firmaların yeni siparişlerdeki büyümenin duraksamasından etkilenmeyerek üretim ve istihdamı artırmaya devam etmesinden kaynaklandı. Enflasyon cephesinde de olumlu gelişmeler dikkat çekti. Tedarik sorunlarının küresel çapta hammadde fiyatlarında yol açtığı yükselişe karşın, TL’deki değer kazancı bu baskıları hafifletmeye yardımcı oldu ve satış fiyatlarında geçen yılın nisan ayından beri en düşük oranlı artışın gerçekleşmesini sağladı.” Öte yandan takip edilen 10 sektörden dördünde üretim arttı. Kimyasal, plastik ve kauçuk ile gıdada üretim yeniden hız keserken elektrikli ve elektronik ürünler, giyim ve deri ürünleri ve ağaçta yavaşlama devam etti. l Ekonomi Servisi BDDK’DEN AÇIKLAMA Ocakta net kâr yüzde 45 düştü Bankacılık sektörü yeni yıla önemli bir kâr düşüşüyle başladı. Sektörün ocak ayı net kârı geçen yıl aynı döneme göre yüzde 45.2 düşüşle 4 milyar 340 milyon lira oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre sektörün toplam aktifleri 6 trilyon 45 milyar liraya çıkarken, mevduat toplamı 3 trilyon 419 milyar TL, kredi toplamı 3 trilyon 555 milyar liraya ulaştı. Ayrıca sektörün ocak ayında sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 18 olurken, sorunlu kredi rasyosu da yüzde 4.08 oldu. l Ekonomi Servisi Hazine ‘kripto para’yı takipte Hazine ve Maliye Bakanlığı, son dönemde fiyatları uluslararası piyasalarda büyük dalgalanma gösteren kripto paralarla ilgili Bankaclık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Merkez Bankası ve Sermaye Piyasaları Kurumu (SPK) ile işbirliği halinde çalıştıklarını belirterek, kripto paralarla ilgili gelişmelerin yakından takip edildiğini açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamda, “Kripto paralarla ilgili dünya genelinde oluşan kaygıları biz de paylaşıyoruz... Konuya ilişkin gelişmeler ve ülkemizdeki durum Bakanlığımız tarafından yakından takip edilmektedir” denilerek şu ifadelere yer verildi: “Bu çerçevede Bakan Yardımcımız başkanlığında, Merkez Bankası, BDDK, SPK ve ilgili diğer kurumlarla işbirliği halinde çalışmalar yürütülmektedir.” Türkiye’de kripto para yatırımcısı sayının 1 milyon kişiyi aştığı, aylık ortalama işlemin 500700 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. l Ekonomi Servisi ‘50 milyar dolar Türkiye’de kalır’ Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı” kapsamında, teknoloji seviyesi yüksek veya yoğun dış ticaret açığı verilen 919 ürünü yerli olarak üretecek yatırımları destekleyeceklerini duyurdu. Varank, sosyal medya hesabından “50 milyar dolar Türkiye’de kalacak” notuyla yaptığı paylaşıma göre ürünler kimya, bilgisayarelektronik ve optik, makine, eczacılık, elektrikli teçhizat, ulaşım araçları, tıbbi cihaz veya bu 7 alanda sektörün gelişimi için kritik önemi olan diğer sektörlerden seçildi. Yatırımlara yatırım yeri tahsisi, enerji ve sermaye desteği, KDV istisnası, nitelikli personel desteği, vergi indirimi gibi destekler verilecek. l ANKARA AKPMHP’nin 2002’den bugüne yolculukları.. Balık hafızalı olmayı sevsek, seçsek de, unutulamayacak kadar yakın tarihli, birbirinden daha çarpıcı gelişmeleri ile, bilinçlerimize kazılı siyasal dönemeçlerin, birbirinden çarpıcı sahneleri ile dopdolu.. Ecevit’in, AP, MHP ortaklıklı koalisyon hükümeti, büyük depremin vurgununun ardından gelen artçı depremlerle de beslenmiş, katlanarak yansımış ekonomik vurgunun altından kalkamamış. Zaman dilimi olarak da 2000’li yıllar Amerika’nın Ortadoğu haritalarını yeniden değiştirme sevdasına kapıldığı süreçlerle, Irak’la başlayan bölge işgalleri projeleriyle çakışmış.. Açık ve net biçimde doğrudan Irak işgalinin kuzeyden de, Türkiye toprakları üzerinde Amerika’ya verilecek birden fazla yeni üsle de gerçekleştirilmesi üzerinden Ecevit’e de doğrudan yapılan öneriye, net ret yanıtı geldikten sonra, gerisi dedikodulu bilinen Ecevit’in ağır sağlık sorunları de eklemlenmiş. O tarihlerde ANAP’tan Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, 1970’li yıllardan gazetecilik üzerinden iletişim trafiğimiz geçerli olarak Ülkücü Gazeteciler Derneği Başkanı.. HHH Yaşar Okuyan ANAP’tan Çalışma Bakanı, ancak gazetecilik bağları ile de, hem işçiler için gelecek iş güvencesi yasasının hem de gazetecilerin 212 olarak bilinen haklarının korunmasından sorumlu.. Bendeniz çok kısa süreli Türkİş’e bağlı TGS’nin amatör sendika başkanı olarak, haberleşme, dayanışma içindeyiz. Ama yasa metninin ulaşmamasından şüphelendiğim için, yine o tarihlerde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan Orhan Erinç’le örgütsel dayanışma içinde, stratejik daha doğru olacağı için Bakan Yaşar Okuyan’ı cemiyetin İstanbul’daki merkezine davet ettik. Bir kez daha açık ve net olarak işçiler ve gazetecilerin haklarını koruyacak iş güvencesi yasasından söz eden bir basın açıklamasından sonra, elimize yine yasa metni tutuşturmadan ayrılırken, sözlü, özel bilgi için yolunu kestik.. O da sözlü elinde net bir metin olmadığını itiraf ederken, açıkça büyük basın patronları ile AKP’nin çiçeği burnunda, yargılandığı için Meclis’e girememiş başkanı Erdoğan arasında yapılmış destek ittifakının sırrını paylaştı. Seçim destekleme koşullu 212’nin kapsam dışı bırakılması anlaşmasına oturtulduğu için ne kendi başkanı ne de CHP içinden bile güçlü isimlerin imzalarının alınabilmesi söz konusuydu. MHP’nin adı bile gündem dışında kalmıştı. Çünkü AKP milletvekili kurucu kadrolarının açık söz alarak ve oylarını kullanırken; dönemin Milli Görüş hareketi ve partisinden kopuyor olarak işçilerin iş güvencesi yasasının bütününe karşı oy kullanmaları yetmezmiş gibi.. Koalisyon hükümetinin dağılması MHP’nin istifası ile gündeme gelecekti.. HHH 2002 AKP iktidarı oluşumunda, yine o tarihlerde Gülen cemaati olarak bilinen kadrolarla, Amerikalılara tezkere sözü verilmiş olarak yapılan ittifakın birlikteliğinde kurulduğu anımsanırsa, MHP’nin istifası ile gerçekleşen Ecevit hükümetinin dağılmasındaki bilinçli ya da bilinçsiz rolü yadsınabilir mi? Bugüne hızlı geçişle, aslında Erdoğan liderliğinde Gülen cemaati ortaklığında geçilen başkanlık rejimi düzeninde, dünyada bir örneği daha olmayan umacı, bize özel model, istenirse partili kalabilecek iki şapkalı birden başkan modelinde yapılan referandum sonrası yıllara zıplamış olursak? 15 Temmuz FETÖ’cü darbenin apaçık Amerikancı ayağı, ağır darbe suçları bir yana. Ne kadarı ile haklı adil yargılama, sorgulama yapıldığı da öte yana.. Şimdilerde kutsal, bölünmez olduğu söylemlerinin altları ne kadar çizilirse çizilsin Cumhur İttifakı’nın MHP, AKP ayaklarında yaşanan gelişmeler ne yana? Başkan Erdoğan hafta sonu açıklamalarında da, AKP içindeki yeni atadığı yönetici kadroların kimlik özelliklerinin Milli Görüş kökenlerine dayanmakta olduğunun altını çizerken, yandaş habercilik ve yorumlarda kendisinin de altını çizmekte olduğu gibi, Saadet, İYİ Parti’den kopuşlara eski parlak dönüşlere, kopmalarla sağlanabilecek ittifaklara, ruhalara çağrışımlar yapılıyorsa da.. Açlıkta sınır tanımıyan gerçeklerin tokatları her gün yüzlere çarparken, Cumhur İttifakı’nda son yolculuklar ne yana?..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear