22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr AVRO STERLIN FAİZ BORSA 11 25 ŞUBAT 2021 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.2140 15.1 kuruş 8.7550 17.1 kuruş 10.2030 24 kuruş 14.92 0.03 1483 34,84 puan 2797.45 6.29 lira 418.40 6.29 lira ‘Sıkılaştırma’ adımlarına devam edilirken dış ve iç gelişmeler mali piyasaları vurdu Dövizin ateşi yükseldi Dolar 7.26 liraya, Avro 8.79 liraya yaklaştı. ABD tahvilleri, Merkez Bankası’nın rezervleriyle ilgili tartışmalar ve Albayrak’a kabinede yeni görev verileceği söylentileri etkili oluyor. Mali piyasalarda hafta başından bu yana yaşanan dalgalanma, dün şiddetini artırdı. Dolar/ TL ABD tahvillerindeki yükseliş ve özellikle Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olduğu dönemi kapsayan Merkez Bankası (TCMB) rezerv kayıplarına ilişkin tartışmalarla baskı altında bulunuyor. Muhalefetin bu konudaki eleştirileri sürerken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün de “Rezervler kurdaki dalgalanmayı önlemek için kullanıldı” dedi. Ayrıca Albayrak’a kabinede yeni görev verileceği söylentileri de etkili oluyor. Bu tür gelişmeler altında güne 7.08 liradan başlayan dolar, en yüksek Albayrak’a ‘kabinede görev’ iddiası Rezerv tartışmaları ile gündeme gelen eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yeniden kabinede görev alma olasılığına ilişkin söylentiler piyasada baskı oluşturmaya başladı. Reuters’in haberine göre, AKP’ye yakın bir kaynak kabinede değişikliğin konuşulduğunu ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın temkinli olacağını, eğer Albayrak’ı atayacaksa da ekonomi dışında görev alabileceğini söyledi. Aynı kaynak, “Son iki haftadır Albayrak'ın partide üst düzey bir görevde yer alması ya da Enerji Bakanı olarak kabinede yer alması konuşuluyor, çok da zemini yok denilemez” dedi. AKP’ye yakın üst düzey bir isim ise “Yeni görev verilmesini beklemek gerçekçi değil” ifadesini kullandı. 7.2555’e kadar çıktı. Güne 8.60 liradan başlayan Avro da 8.7844’e liraya kadar yükseldi. BİST yüzde 2.3 düştü. TCMB ise dün sıkılaştırma adımlarına devam etti ve TL zorunlu karşılık (ZK) oranların tüm vadelerde iki puan artırdı. 25 milyar TL adımı Bununla TL ZK tesisinin 25 milyar TL artması, döviz ve altın ZK’nin 500 milyon dolar azalması öngörülüyor. Açıklamada, kararın “Fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğinin artırılması için” alındığı belirtildi. Kararla TL ZK’ye uygulanacak faiz/nema oranı 1.5 puan artırılarak yüzde 13.5 yükseltildi. İktisatçı Hakan Kara, “Faiz artışının etkisini güçlendirmek amacıyla ZK’yi artırmış görünüyor. Bunun yerine ölçülü bir faiz artışı gerçekleştirmek çok daha etkili olurdu. ZK artışının tercih edilmesi faiz konusunda kısıt yaşandığını düşündürüyor” dedi. Merkez Bankası, dün ayrıca yurtiçi yerleşiklerin yabancı para mevduatlarındaki değişim tutarının parite etkisinden arındırılmış olarak da açıklanacağını duyurdu. Uygulama 19 Şubat haftası veriyleriyle başlayacak. Moody’s tahmini Öte yandan kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in, Türkiye için 2021 büyüme tahminini yüzde 3.5’ten yüzde 4’e yükselttiği açıklandı. 2020 yılı için yüzde 1.1 büyüme öngören kuruluş, 2022 tahminini de yüzde 4’ten yüzde 5’e çıkardı. l Ekonomi Servisi Reuters Kartlı harcamalar hareketlendi Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) periyodik hazırladığı “Kartlı Harcamalar Bülteni”ne göre, kredi kartı ve banka kartıyla yapılan harcamalar geçen ocak ayında 2020’nin aynı ayına kıyasla yüzde 19 artarak 102 milyar TL, işlem adedi de yüzde 1.8 artarak 540 milyon adet oldu. Ayrıca Aralık 2020’ye göre artış tutarda yüzde 3.9, işlemde yüzde 2.6 oldu. Önceki aya göre ocak ayında 26 harcama grubundan 15’inde artış gerçekleşti. Ancak, seyahat, konaklama ve yiyecek gibi hizmet sektörlerinde olumsuz seyir devam ediyor. Öte yandan internet üzerinden alışverişin payı yüzde 27.2 oldu. YÖNETMELIK DEĞIŞTI Krediler Merkez’e aylık bildirilecek Merkez Bankası’nın döviz pozisyonunu etkileyen işlemleri izlemek üzere firmalardan bilgi ve belge toplamasına ilişkin yönetmelikte dün değişiklik yapıldı. Buna göre firmalar, yurtiçinden ve yurtdışından sağlanan 15 milyon dolar ve üzeri yabancı para nakdi ile dövize endeksli kredilerini Merkez Bankası’na aylık olarak bildirecekler. Önceki uygulamada, kredilerini ilgili hesap döneminin son iş günü itibarıyla Merkez Bankası’na bildirmekle yükümlü tutuluyorlardı. Kredi tutarı 15 milyon doların üzerinde olan firmaların bağımsız denetim şartı da kaldırıldı. TKYD BAŞKANI ÜNAL ‘Küçük şirketler ülkesi olmamalı’ Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) düzenlediği XIII. Kurumsal Yönetim Zirvesi, dün başladı. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, şirketFeyyaz Ünal lerin imkânları ölçüsünde kurumsal yönetim unsurlarını uygulamak zorunda olduklarına dikkat çekerken, TKYD Başkanı Feyyaz Ünal, Türkiye’deki şirketlerin ömrünün çeyrek asır ile sınırlı olduğunu belirterek, “Girişimciyiz ama bunu sürdüremiyoruz. Şirketlerimizi kurumsal yönetmezsek ‘küçük şirket ülkesi’ oluruz” dedi. Zirve bugün de devam edecek. l Ekonomi Servisi JAPONYA’DAN KAÇAN Ghosn’a yardım edenler ceza aldı Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi, eski Nissan Genel Müdürü Carlos Ghosn’un Japonya’dan kaçmasına yardım etmekle suçlanan MNG jet yetkilisini ve iki pilotu suçlu buldu. Mahkeme, Ghosn’un 2019 Aralık ayında Japonya’dan Lübnan’a kaçışına yardımcı olmakla suçlanan MNG Jet yetkilisi Okan Kösemen ve pilotlar Noyan Pasin ve Bahri Kutlu Sömek’i göçmen kaçakçılığından suçlu buldu. Mahkeme suçlu bulduğu üç kişiye 4 yıl 2 ay hapis cezası verirken diğer iki pilotun ise beraatına karar verdi. l Reuters Sabancı Holding salgına rağmen 2020’yi yüzde 26 kârla kapattı İÇ TALEPLE BÜYÜDÜ Sabancı Holding, pandeminin yaşandığı 2020 yılını yüzde 26 kâr, yüzde 15 ciro artışıyla kapattı. İç talep ağırlıklı büyüdüklerini belirten Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, “Bu yıl ekonomide biraz soğuma bekliyoruz ancak iç talep yine canlı olacak” yorumunu yaptı. Alper, yeni ekonomi yönetimi ile iletişimin ciddi şekilde arttığını da belirterek, “Ülkenin ekonomik dertlerini birlikte konuşup birlikte çözümler üretme noktasına geldik” dedi. Alper ve CFO Barış Oran, 2020 finansal sonuçlarını çevrimiçi bir toplantıda değerlendirdi. Alper ve Oran şu bilgileri verdi: n 2020’de yüzde 15’e yakın artışla 21.53 milyar lira hasılat, yüzde 8 düşüşle de 37.82 milyar lira finans sektörü hasılatı elde ettik. Net kâr yüzde 26 artışla 4.77 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu dönemde banka dışı kombine gelirlerde yüzde 17 gibi ciddi bir büyüme görülürken, banka dışı gelirler yıl sonu itibarıyla 65 milyar 980 milyon TL’ye yükseldi. n 20212025 döneminde satışlarda yüzde 8 büyüme hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde daha fazla ihracat getirisi olan işlerde büyüyeceğiz. Tüm uzay araçlarında Kordsa’nın ürettiği ürünler kullanılıyor. Yani uzay yarışında ‘biz de varız’ diyoruz. n Kısa çalışma ödeneğinden sadece Teknosa’da faydalandık. Salgında hiçbir çalışanımızla yollarımızı ayırmadık. Bulaş oranımız çok düşük. Çalışanlarımıza salgında iyi baktık. Ekonomi soğuyacak n Yeni ekonomi yönetimimizi destekleme konusunda üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Bizi mutlu eden en önemli şeylerden bir tanesi hem Merkez Bankası ile hem yeni ekonomi yönetimi ile STK’ler ya da şirketler olarak iletişimimiz çok ciddi şekilde artmış durumda. Dolayısıyla ülkenin ekonomik dertlerini birlikte konuşup birlikte çözümler üretme noktasına geldik. n Önümüzdeki dönemde yüksek enflasyonla birlikte ekonominin bir miktar soğuyacağı görülüyor. Ancak hâlâ Türkiye’deki iç tüketimin ciddi oranda yüksek olacağını düşünüyoruz. l Ekonomi Servisi Cenk Alper BES’te yeni ortak Ageas Belçikalı sigorta şirketi Ageas, İngiliz Aviva’nın bireysel emeklilik şirketi AvivaSA’daki yüzde 40 payını 122 milyon sterline (yaklaşık 1.2 milyar lira) satın aldı. Ageas’tan yapılan açıklamada, bu yatırımın yüksek gelişme gösteren piyasalardaki büyüme stratejileriyle uyumlu olduğu ifade edildi. Sabancı Holding Finansal Hizmetler Grup Başkanı Haluk Dinçer de, “Türkiye’nin sigorta sektöründeki güvenilir gücü olmaya devam edeceğiz” dedi. Ageas aynı zamanda Sabancı’nın Aksigorta’daki ortağı konumunda. Buradaki payı, Sabancı ile eşit olarak yüzde 36. Elektrikli hızlanacak kemerleri bağlayın Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim cut araçların satışı da yasak olacak, bazı ülkeler buna hazırlanıyor. SaMerkezi’nin (IICEC) önceki aktış stratejilerini değiştiriyor dev şam düzenlediği online topşirketler. Çin bu alanda öncü. lantıda konuşan UluslaraTürkiye’deki otomotiv sektörası Enerji Ajansı Başkarü bu gelişmelerden dersler nı Dr. Fatih Birol, iklim deçıkarmalı” dedi. ğişikliğinin önüne geçmek Obama döneminde ABD için emisyon değerlerinin Enerji Bakanı olan Prof. Dr. 2050’de sıfıra inmesi gerek Ernest Moniz Ernest Moniz de şu vurgutiğini hatırlatarak “Bu sayede yu yaptı: “Bugün içten yanmahayatlarımızı kurtaracağız. lı motorların payı hâlâ yükBu konuda sihirli kelime sek. Ancak, örneğin GM ise inovasyon. Bu tür çalış2035’te buna son verecek. malara büyük destek verilTesla’nın önemli yatırımlameli” dedi. rı var. Elektrikli araçların Emisyonların azaltılmasın Fatih Birol daha hızlı ilerlemesini sağda elektrikli taşıtların da büyük lamalıyız. Bu devrim çok hızlı rol oynayacağını vurgulayan Birol ilerleyecek, kemerlerinizi bağlayın.” “Bunun için her satılan iki arabadan Moniz ayrıca, “net sıfır” emisyondan biri elektrikli olmalı. Bugün 100 sonra “net negatif”e geçilmesi gerekarabadan üçü. 2030’lu yıllarda mev tiğini belirtti. l Ekonomi Servisi Nihat Aydın Salgına rağmen 22 mağaza açtı Türkiye çapında 60 ilde 286 mağazaya sahip olan ve 50’ye yakın dünyaca ünlü markayı satan Atasun Optik, pandemi de de büyüyerek 22 yeni mağaza açtı. GrandVision’un 44 ülkedeki faaliyetlerinin bir parçası olarak Türkiye pazarına 2007’de adım attığını belirten Atasun Optik CEO’su Nihat Aydın, bir toplantı düzenleyerek, sektöre ilişkin bilgiler verdi. Aydın, “Güneş gözlüğü ve optik dahil toplamda 5 milyar liralık bir büyüklük söz konusu. Gelişmiş ülkelere bakıldığında, Almanya’daki pazar büyüklüğü Türkiye’nin yaklaşık 10 katı. Sektör büyük bir potansiyel barındırıyor. Özellikle pandemi ile birlikte yaşanan tedarik sorunları nedeniyle Türkiye’nin sektörde bir üretim üssü olabileceğini düşünüyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Ekonomi, siyaset, kültür üzerine üç not 1) CHP sözcüsü sordu: “Merkez Bankası kasasından 128 milyar dolar, bir kuru inat uğruna boş yere yakıldı. 128 milyar dolar nereye, nasıl, kimlerin imzasıyla satıldı?” Cumhurbaşkanı cevap verdi: “Biz birbirimizle dayanışma halindeyiz, kendi işimizi kendimiz görürüz... Berat Bey de hukuk çerçevesinde bugün itibarıyla yargıda hakkını arayacaktır... Ne dövizin buharlaşması ne haksız kazanç söz konusudur.” Eleştirirken “yapısal belirleyicileri” unutmamak gerekiyor: Döviz rezervlerini eriten düşük faiz politikasının arkasında belli sınıfsal dinamikler var. Bu dinamikleri “Bir toplumda egemen sınıfları nasıl tespit edebiliriz” sorusunun ışığında irdeleyebiliriz. Örneğin, “Ekonomi hatta kültür politikaları hangi sınıfların nesnel ve öznel varoluş koşullarını yeniden üretiyor?”, “Hangi sınıfların çıkarlarıyla örtüşüyor ya da çelişiyor?” Bu soruların tutacağı ışık, siyasal İslamın egemen sınıfı dinci entelijansiyayı (AKP liderliği, Diyanet personeli, tarikatları, vakıfları vb.), bunların beslendiği rant ekonomisinin sınıflarını aydınlatacaktır. “Birbiriyle dayanışma halinde olan, kendi işini kendi gören” bu sınıfın çıkarları, Türkiye kapitalizminin yabancı sermaye girişine bağlı birikim süreçlerinin sınırlarına dayanınca faizdöviz politikası değişti, Berat Bey “kızağa” çekildi. Muhalefet, rejimi sıkıştırmak istiyorsa, bu “yapısal belirleyiciliklerin” kaynağı sosyalkurumsal şekillenmeyi, çıkarlar zincirini doğrudan hedef almalıdır. HHH 2) Yukarıdaki tartışma, hızla artan dış borç, Boğaziçi öğrencilerinin direnişi, Gara fiyaskosu, HDP’yi kapatarak Kürtleri “siyaset alanının” tamamen dışına itme çabaları, rejimin projesinin tıkanmasıyla ilgilidir. Rejimin liderliği, tıkanıklığı kutuplaşmayı derinleştirerek aşmaya çalışıyor. Bu noktada muhalefetin, rejimin tabanına hoş görünmeyi amaçlayan söylemlerin sonuç vermediğini artık anlaması gerekiyor. Gerçekten de ABD Duke Üniversitesi’ndeki “Kutuplaşma Laboratuvarı”nın araştırmaları ve deneylerinin bulguları, “kutuplaşmış ortamda tarafların, karşıtlarının savlarına kulaklarını kapattıklarını” gösteriyor. Laboratuvar, her iki taraftan deneklerin yarısına, karşıt savları okumaları için ekonomik teşvik sunduğunda dahi, para alarak karşıt savları okuyan Cumhuriyetçilerin daha da sağa, Demokratların daha sola kaydığı görülüyor. Laboratuvarın başkanı Prof. Bail, “İnsanlar karşıt siyasi görüşleri dikkatle irdelemiyor, aksine bunları kimliklerine yönelik saldırılar olarak algılıyorlar” diyor. Rejimin toplumsal tabanında, refaha ve adalete ilişkin düş kırıklığı artarken (“Aksoy Araştırma’nın verilerine göre yurttaşların yüzde 83.8’inin, tarikatların kapatılması ya da sıkı denetlenmesi görüşünde olması” halkın bu mekânlarda yaşayan sınıfı tanımaya başladığını düşündürüyor) muhalefet bir çekim merkezi olabilir. Ancak önce kendi saflarını, bu safların “kültürel” özelliklerini ve özlemlerini belirginleştiren, pekiştiren bir söylemle inşa ederek güçlü ve inandırıcı bir varlık inşa etmeyi başarması gerekiyor. HHH 3) Türkiye sol hareketinin geleneğinde, bir taraftan sınıf mücadelesini genel olarak ekonomik çıkarlara dayandırmak, kültürün maddiliğini yadsımak, “kültür savaşlarını”, esas mücadeleyi saptıran bir pratik olarak görme, diğer taraftan “kültürü” bugüne ilişkin bir “alan” olarak değerlendirme eğilimi egemendir. Halbuki, Latince kökenli, yetiştirme, büyütme anlamlarını kapsayan “kültür”, bugünden yarına uzanan, gelecek kuşakları şekillendiren bir sürece ilişkindir, din, gastronomi, bilim, sanat, cinsel, etnik davranış kalıpları, teorileri olmak üzere geniş bir alanı kaplar. Nöroendokrinoloji uzmanı Prof. R. Sapolsky’nin (Behave: The Biology of Humans at Our Best and Worst, 2017) “şeylerle ilgili düşünce kalıplarının ve davranışsal tarzların bir sonraki kuşağa genetik olmayan yollardan aktarımı” tanımı, kültürün maddiliğini, bugünden yarına uzanma özelliğini, tüm karmaşıklığını kapsıyor. Böyle bakınca, “kültür savaşları”, “esas mücadeleyi” saptırmak bir yana, haklar ve özgürlükler alanını, adalete ve ahlaka ilişkin sorunları kapsayan bir bütünsellik sunuyor; ekonomik ve siyasi çelişkileri kucaklar, sınıflar arası hegemonya savaşlarının belirleyici “anını” oluşturuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear