25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 21 EKİM 2021 PERŞEMBE 2 olaylar ve görüşler Kışlalı ölebilir mi hiç? hati sırasında aldığını anımsarım, Daron Acemoğlu NilhaN Nur Kışlalı Çalan şarkıda, bir filmde gözümün önüne defterinin arasın- veya geçtiğimiz bir sokakta nsan babasını 29 günlük- da duran “Almanya’dan alınacak- ne diyor? onu buluyoruz bazen. ken kaybederse yine de lar” listesi gelir. aron Acemoğ- ve katılım), hem refa- İonunla büyüyebilir mi? Yi- Olsaydı ne derdi, sever Sabahları annemle televizyon- lu, iktisatçıdır. hı hem de büyümeyi ne de duyduğu bir şarkıda, miydi, sevmez miydi, diye da çizgi film oynatıldığını gör- DÇok da iyi bir sağlıyor, o zaman ni- yolda yürürken rast geldiği bir düğümüzde güler, “Babam ol- konuşuyoruz. Şu an burada iktisatçıdır. çin siyasal ve ekono- film afişinde onu hatırlayarak sa / Ahmet olsa kalkıp izlemiş- Çünkü iktisadi tez- mik krizler karşısında olsaydı, diyoruz. Hep o yüzünde ufakta olsa bir gü- ti” deriz. Kemal ve Hıncal am- lerini, teşhislerini, ta- toplumlar otoriterliğe olsaydı dedik yıllarca; ama lümse belirir mi? rihsel süreçleri göz- camla film izlerken “Bu filmi ba- doğru kayıyor? Bir insanı başkalarının ha- aslında şimdi bakıyorum lemleyerek ve çözüm- Yanıt şu: banla izlemiştik çok severdi” di- leyerek oluşturur. Toplumdaki ge- tıralarıyla yaşatmak mümkün yoruz, “O olsaydı beraber izler- da bunca yıldır hep Ben kendisinin ki- lir adaletsizliği ve ar- müdür? Peki ya tanımak? dik” şimdi. benimleymiş. Beni ben tan memnuniyetsizlik taplarından, konuş- Bu yazıyı yazmak için bilgi- malarından, tezlerin- demokrasileri zayıf- yapan en önemli insan sayar başına oturduğumda te- Beni ben yapan... den çok şey öğren- latıyor. Ayrıca bazen oymuş meğer. levizyon benim çalma listem- Çalan şarkıda, bir filmde veya dim, öğrenmeye de devletin sivil toplum den karışık parçalar çalıyordu. geçtiğimiz bir sokakta onu bu- katılımını yok ettiğini devam ediyorum. Bir anda Ravel’in Bolero’su baş- luyoruz bazen. Olsaydı ne derdi, Daron bazen de sivil toplu- yasından çıkarak irkildim; bir ladı. Yüzümde ufak bir gülüm- Acemoğlu’nun bü- mun (şirketlerin) dev- sever miydi, sevmez miydi, diye insanı başkalarının hatıralarıyla leti yok ettiğini, ara- se belirdi. Aklım, annemin yıl- tün incelemeleri so- konuşuyoruz. daki dengenin bozul- yaşatabilir miydi bir insan? nunda vardığı so- lardır anlattığı, babamla ikinci Şu an burada olsaydı, diyoruz. duğunu ve ikisi ara- nuç şu: Ailesinden ve arkadaşlarından buluşmalarına gitti. Operaya git- Hep o olsaydı dedik yıllarca; Ülkeler, uzmanların, sındaki denge bozul- Ahmet dinlediği karakterini örnek alır miş ve bu parçayı dinlemişlerdi. ama aslında şimdi bakıyorum masının demokrasiyi Taner Kışlalı sivil toplumların, geniş Babam anneme şefin yorumunu mıydı? Yıllar sonra katıldığı tar- da bunca yıldır hep benimley- yıprattığını söylüyor. kitlelerin katılımı ile iş- tışma programlarını izleyerek nasıl bulduğunu sormuş, annem miş. Beni ben yapan en önemli Çözüm önerisi şu: leyen gerçek bir de- rak vermiş. Annem heyecandan ise tebessüm ederek yanıtlamış- bir baba çizebilir miydi? insan oymuş meğer. Bağımsız yargı ve mokrasiyi işletebildik- pastili yutunca babam bir tane tı. Aslında şefin yorumuna çok da Üniversitede derste bazen gö- gerçek bir adalet ger- 22 yıldır o bizim her anımızda, leri zaman refahları ve çekleştirilmeli. Sade- dikkat etmemişti. daha uzatmıştı. büyümeleri artıyor. züm profesörün kolundaki saate sevdiklerinin gözlerinde gülümse- ce hukuk devleti ve Devlet, dikatörlük- Bir anda gözümün önünde ilişir, aklıma babamın derslerin- meyle anlattıkları her anıda. Sev- adalet de yetmez, bu- lerde olduğu gibi, bü- Her anıda, Ankara’da babamın çekmece- de saatini çıkarıp masaya koy- diği her şarkıda, tekrar tekrar oku- nunla birlikte mutla- tün karar alma süreç- sinde duran pastil kutusu belir- tebessümde... ması gelir. Ne ince bir davranış duğu her kitapta. ka gelirler arasında- lerini engelleyecek di. Bu anıyı sanki orada onlarla Parça sırasında ise annemi diye geçiririm içimden. Sevdiklerinin anılarında yaşa- ki uçurumu engelleye- kadar güçlendirilirse, paylaşmış gibi hissettim. Parça- hıçkırık tutmuş, babam cebin- Evdeki guguklu saat her öttüğün- dıkça, sahi, nasıl ölebilir ki bir cek sosyal adalet ve o zaman gelişme du- den küçük pastillerinden çıkara- nın ortalarına doğru hayal dün- de babamın saati Almanya seya- insan? bunu sağlayacak bir ruyor, refah da geri- toplumsal örgütlenme liyor. de gerekli. Ayrıca, ge- Öte yandan, devlet lecek inşası ve gele- kurumları, toplumdaki cek inşası için evren- öteki kurumların, şir- sel değişme ve geliş- ketlerin karşısında iyi- meleri yakalayacak ce güçsüzleştirilip yok Post(!)-Kemalist çağda bir Kemalist bir eğitim zorunlu. En edilirse yine refah ve sonunda bütün bunla- büyüme olumsuz et- rın toplamı olarak da kileniyor. daha yaygın bir umut HHH ve elbette mutluluk Benim yorumuma Şövalye: Ahmet Taner Kışlalı demokrasilerin deva- göre, bir anlamda ya- mını sağlar. rı Keynesien bir gö- rüşe yakın bir biçim- PrOF. Dr. haKKı uYar Yazılarında Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin ribata, antipatiye rağmen ger- Diktatörlükler de, devlet kurumla- çekleşti. Hem yurtiçinde hem de demokrat özüne sürekli dikkat çeken Kışlalı’nın, rının toplumdaki bü- nasıl gider? emalizm, temelleri ulusal ba- yurtdışında Post(!)-Kemalist tay- yümeyi, refahı ve en Daron Acemoğlu bu demokrasinin olanaklarını demokrasiyi yıkmak Kğımsızlık savaşına dayanan önemlisi de adaleti, fanın gördüğü destek neticesinde konuda: için kullananlara olan tavrı, Cumhuriyetin kurucu çağdaş bir ulus devlet kurma ide- eğitimi ve sosyal ada- yaratılan siyasal iklim, Kemalist “Diktatörlükler hiçbir leti sağlaması gerekti- olojisidir. Bu ideolojinin teorileş- değerlerinin demokrasi adına tahrip edilmesine bir zaman kendi başlarına aydınları kendi vatanında canın- ğine, ama bu kurum- tirilmesi için daha 1920’li yıllar- gitmiyorlar. Ekonomik dan edecek kadar öteki hissetti- isyan niteliğindeydi. ların, toplumdaki bil- krizler içinde… Eko- dan itibaren yoğun çaba harcan- recek boyuta ulaşmıştı. giyi, eğilimleri, bek- nomik krizler çoğu za- met Taner Kışlalı gibi aydınlar zitif Kemalizm algısı yaratmaya, mıştır. Bunlar arasında bir grup Katı olan her şeyin buharlaş- lentileri, meslek kuru- man demokrasiye yol Kemalizme devletin dışında si- Atatürk’e ve Cumhuriyet’e yö- olarak Kadrocuları, bireysel ola- masının ötesinde, katı olan her luşlarını temsil eden açıyorlar” diyor. vil toplum temelli (ADD, ÇYDD...) nelik saldırılara kibar ama net rak Mahmut Esat Bozkurt gi- şeyin yok olduğu bir çağdayız. sivil toplum kuruluş- Doğrudur, çünkü bir içerik kazandırmaya yönel- bir yanıt vermeye girişmişti. Öl- bi isimleri saymak mümkündür. Buna totaliter ideolojiler de da- ları ile dengelenme- otoriter rejimler hem diler. Bu içerik ilerici, demokrat dürülmesinden kısa bir süre ön- Sonraki yıllarda bunlara Niyazi leri gerektiğine işaret hil. Atatürk’ün kurduğu Cumhu- demokrasiyi rafa kal- ve laik bir kimlikteydi. 1990’la- ce “Ben Demokrat Değilim” dedi. ediyor. Berkes gibi önemli bir ismi ekle- dırarak özgürlükleri riyeti reklam arası olarak gören- Ama öte yandan, rın kaotik ortamı içerisinde ge- Aslında etnik kimlik temelinde yok ediyor hem de re- mek gerekir. lerin reklam arası olacağı bir dö- Chicago Okulu’nun, yürütülen terör örgütüne, siya- fahı ve büyümeyi en- 12 Eylül askeri darbesinin söz- nel anlamda hem ekonomik kriz- nem Cumhuriyetin ikinci yüzyı- Monetarizmin ve Fri- gelliyor. Böylece in- ler hem de siyasal krizler birbi- sal İslamcılara ve numaracı cum- de Atatürkçü, özde Türk-İslam lında bizi bekliyor. edmancılığın tuzakla- sanlar, otoriter rejim- rini izlemekteydi. Merkez sağ huriyetçilere yönelik yanıt niteli- sentezine dayanan ideolojik poli- Cumhurbaşkanlığı hükümet rını iyi bildiği için, şir- lerin altında hem mut- ğindeki bu kitabı, Nadir Nadi’nin tikalarını tamamlayan ANAP ik- ve merkez soldaki parçalanma sisteminden geri dönüşün ol- ketlerin ya da sivil suz oldukları hem de (hem 12 Eylül etkisi hem de li- 12 Eylül Atatürkçülüğüne yanıt tidarı döneminde ve sonrasında toplum kuruluşlarının mayacağı söyleniyor. Muhteme- yoksul kaldıkları için, niteliğindeki “Ben Atatürkçü De- Atatürkçü aydınlara yönelik sui- derler arasındaki rekabet), siya- devlet kurumlarını yok len beş yıldan uzun sürmeye- rejim zorunlu olarak ğilim” kitabından farklı değildi. etmelerine de karşı kastlar (Muammer Aksoy, Bahri- sal ve ekonomik krizle birleşti- demokrasiye dönüş- cek gibi görünüyor. Cumhuriye- çıkıyor. türülüyor. ye Üçok, Çetin Emeç, Uğur Mum- ğinde Refah Partisi’nin yükseli- tin ikinci yüzyılında hukuk dev- HHH Kutsal hedefin HHH cu, Ahmet Taner Kışlalı, Necip şi kaçınılmaz oldu. Aynı dönem leti, demokrasi ve çağdaş bir dev- Daron Acemoğlu, Sevgili okurlarım, gerektirdikleri Hablemitoğlu...) Kemalist ideolo- PKK terörünün de tavan yaptı- let/toplum ideali kazanabilir. tarihsal verilere da- Daron Acemoğlu’nun jinin iktidarlar nezdinde -ve hat- ğı yıllardı. 1994 ekonomik kri- Kışlalı kitabında, demokra- Bu, Atatürk’ün 1923’te önümü- yalı olarak yaptığı çö- kitapları ve tezleri ta devlet nezdinde- pek de itiba- zi sonrasında 28 Şubat sürecine sinin olanaklarını demokrasi- ze koyduğu hedefti. Bunun yo- zümlemelerde vardı- özel terimler ve kav- rının kalmadığını gösteriyordu. pupa yelken gidilirken faili meç- yi yıkmak için kullananların, de- lu, dinsel kimliğe dayalı yapıyı ğı bu sonuçlarla gün- ramlarla doludur. hul aydın cinayetleri ve diğer fa- cel gözlemlerini kar- mokrasi adına Cumhuriyetin te- Üstelik bütün tarih- tasfiye ederken yerini etnik ya Kemalizmin şılaştırdığı zaman çe- sel süreçleri ve siya- ili meçhul olaylar, dönemin ka- mellerine kazmayı vuranların da mezhepsel kimlikleri ön pla- lişik bir duruma ta- sal yapıları kendi üret- deniz feneri rakteristiğinin bir parçasıydı. İş- “demokrat” yaftasını taşıdıkla- na çıkaran bir yapının almama- nık oluyor ve bir so- tiği bu yeni ve karma- te bu ortamda tam anlamıyla Ke- 1990’lı yıllarda ikinci cumhu- rı yerde demokrat olmak isteme- sından geçiyor. Ortak Türk ulu- ru sorarak onun yanı- şık kavram ve terim- malist aydınlara yönelik faili diğini söylemekteydi. Yazıların- riyet tartışmalarıyla birlikte -de- sal kimliğinin laik ve demokratik tını arıyor. ler bağlamında irdele- yim yerindeyse- Kemalizmin öl- meçhul cinayetlerle bir sindirme da Atatürk’ün kurduğu Cumhu- bir toplum/devlet yapılanmasıy- Gözlemi şu: meye yönelik çözüm- hareketi başladı. Kışlalı cinayeti düğü ve Post(!)-Kemalist bir dö- riyetin demokrat özüne sürekli la ve üretime dayalı kalkınmacı Günümüzde gittikçe lemeler yapar. de bu faili belli cinayetler zinci- dikkat çeken Kışlalı’nın bu tavrı, derinleşen ekonomik nemin başladığı rahatlıkla id- bir ekonomik modelle desteklen- Bu açılardan onun ve siyasal sorunların tezlerini özetlemek ve dia edilebilir (Deyim ilk kez İl- rinin bir halkasıydı. Nitekim bu Cumhuriyetin kurucu değerleri- mesi gerekiyor. birçok kıtada ve pek kamuoyu ile anlaşı- sürecin sonunda Post(!)-Kemalist nin demokrasi adına tahrip edil- ker Aytürk tarafından kullanıl- Anti Kemalist dalganın Kemalist çok ülkede demok- lır bir biçimde paylaş- mıştır!). Buradaki “post” ifade- bir bombardımana maruz kalın- mesine bir isyan niteliğindeydi. aydınları biçtiği 1990’lı yıllarda, rasilerden otoriterliğe mak, kimi zaman aşı- si, “sonrası” anlamında değildir. dı. Kışlalı bu ortamda naif kimli- 1990’larda Kemalist aydınlar genç nesiller için 12 Eylülcülerden doğru bir eğilim yarat- rı basitleştirmeleri ge- Post(!)-Kemalist ifadesi, Kema- ği ile bir Kemalist pusula, bir Ke- devletten dışlanan Kemalizme farklı bir Atatürk/Kemalizm bilin- tığı görülüyor. rektiriyor. lizmin önemsizleştirildiği, değer- malist deniz feneri olarak dikkat “sivil” kimlik kazandırarak ye- ci ortaya koyan ve bu yolda diğer Çelişki şu: Bu nedenle, olası sizleştirildiği, itibarsızlaştırıldığı çekmekteydi. niden canlandırmaya büyük hiz- Kemalist aydınlar gibi hayatını or- hatalarım için özür Madem demokrasi anlamına gelmektedir. Kışlalı, demokrat, ilerici Ke- met ettiler. Üstelik bu 12 Eylül taya koyan Kışlalı’nın anısı önün- (demokratik etkileşim dilerim. 12 Eylül sonrası ortamda Ah- malist kimliği ile toplumda po- Atatürkçülüğünün yarattığı tah- de saygıyla eğiliyorum. DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler nedenyle Cumhuryet Gazetes’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto edyoruz. Haber alma özgürlüğümüz çn C’n yanındayız. BURSA ERKEK LİSESİ 5/A FEN 1958-1959 DÖNEMİNDEN BİR GRUP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear