Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 9 OCAK 2021 CUMARTESİ HABER/YORUM Ördek Hüsnü Saraycılar, İlker Başbuğ’un, “Menderes seçime gitseydi, 1960 ihtilali olmazdı” yolundaki sözleri karşısında ördek Hüsnülük yaptılar. Hani, “Yağmur yağacak” dendiği için “Vay bana ördek dedin” diyen Hüsnü’nün öyküsü var ya, işte o... Gazetemizin başyazarlarından Nadir Nadi anılarında yazar: 1960’ın ilk aylarında DP’nin tek parti diktatörlüğünden bunalan halkın yükselen tepkilerini sezen Başbakan Adnan Menderes hükümetten çekilmek ister, ancak Cumhurbaşkanı Celal Bayar, “Dere geçilirken at değiştirilmez” diye bu girişime karşı çıkar. DP grubunda da panik havası esmektedir. Bir grup DP milletvekili, basın özgürlüğünün tam olarak sağlanması ve derhal erken seçime gidilmesi için önerge hazırlarlar. Saraycıların bu tarihsel olayların anımsatılmasından neden bu denli alındıklarını anlayamadık doğrusu... Yasağı Özgürlükten Saymak Saray’ın, yargıyı da avucu içine alabilme adına bir savcıyı Anayasa Mahkemesi’ne taşıma operasyonunu izlediğimiz günlerde; Fikri Sağlar, türbanlı yargıcı gündeme getirdiği için yalnızca AKP değil, kendi partisinin yöneticileri tarafından da neredeyse linç edildi. Yetmedi, düşüncesini açıkladığı için hakkında savcılıkça soruşturma açıldı. Oysa Sağlar’a göre; AKP, demokrasiyi, özgürlükleri ve adaleti yok ederek, din kurallarıyla yönetilen şeriat devleti hedefine Türkiye’yi adım adım sürüklüyor. Özellikle yargıdaki militanlaşmanın hedefi bu. Laik Cumhuriyete içtenlikle bağlı her yurttaşın bu düşüncelere katılmasında kuşku yoktur. Hele de içinde yaşadığımız ortamın bilincinde olanlar için. Bir arkadaşımız geçenlerde gazeteci olarak yargılandığı bir davadaki görüntüyü paylaştı bizimle. Mahkeme heyetinde üç yargıç vardı, bunlardan ikisi türbanlıydı. Bu durum bir rastlantı mıdır, yoksa Fikri Sağlar’ın dillendirdiği AKP’nin yargıdaki hedefi ile mi örtüşmektedir? Şeriatın kabulüne giden hedefi görmezden gelmeyi, kadınlara yönelik dinsel olduğu ileri sürülen bir yasağı özgürlükten saymayı, erkek egemen bir anlayışın sonucu olan kapanmayı, adalet terazisi gerektiren yargı gibi bir kamusal alanda inanç üzerinden siyasallaşmış bir simgeyi doğal karşılamayı en azından saflık olarak algılamak, sanırız abartı olmaz. Demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından laikliği, uygar düşünce ve tavrı, aydınlanmanın kazanımlarını elinin tersiyle iterek oy avcılığına yönelen siyaset anlayışının, geleceği kavrayamayan bir yol seçtiği söylenebilir. O yol da Türkiye’yi, muhalefetin beklentisi olan gerçek parlamenter demokratik düzene götürmez. Ancak, yürütme ve yasamanın ardından, yargıya odaklanmış şeriat heveslilerinin ekmeğine yağ sürer. Garibanizmi Yıkan Burjuva Uğur Mumcu gazeteciliğini “modası geçmiş” kabul eden Ertuğrul Özkök, geçenlerde televizyondaydı. 1970’li yıllarda Uğur Mumcu ve Emre Kongar ile çıktığı açık oturumlarda hep yuhalandığını anlattı ve dedi ki: “Ben ezik bir adamdım.” Genel yayın yönetmeni olunca “gazeteci garibanizmini yıktığını” da açıkladı aynı programda. Garibanizmi nasıl yıkmış? Aktardığına göre; iyi yemek yemiş, iyi arabalara binmiş, iyi şarap içmiş... Afiyet olsun... Yedikleri, içtikleri, yaptıkları yaramış olmalı ki bir burjuva olarak ölmek istediğini ilan etti. Garibanizmi yıkan burjuva olarak ezikliğini yenmiş olmalı. 9 OCAK 2021 SAYI: 34790 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:51 08:22 13:16 15:39 18:01 19:26 Ankara 06:34 08:03 13:01 15:27 17:48 19:12 İzmir 06:55 08:22 13:23 15:54 18:15 19:37 ABD’de Kongre binasının Donald Trump taraftarlarınca barasi Üzerine”, “Demokrasi ve Eleştirileri” kitaplarıyla tanısılmasıyla başlayan karnan ABD’nin ünlü siyagaşa, gündemdeki yeriset bilimcilerinden Roni koruyor. Bunalım, hem bert A. Dahl, rejimleri ABD’nin küresel hegesınıflandırırken kabaca monyasının zayıflamasıyla hem de ülkedeki siyasal, toplumsal, sınıfsal, kültüABD’deki şu ayrımı yapar: Tam demokrasiler. Kusurlu, eksik demokrasiler. rel kutuplaşmayla, varsıl yoksul uçurumunun derinliğiyle, fay hatlarının çokluğuyla ilgili. O nedenle, başkanın politik görüşünden kargaşa neyin yansıması? Melez (hibrit) rejimler (rekabetçi otoriter rejimler de bu başlık altında incelenir). Otoriter rejimler… Bunlar bağımsız olarak, ABD’nin dışında, başka tanımişi zor. Hem de çok zor… Öncelikle meseleye kurumsal, kuramsal, kavramsal açıdan bakalım. Kendisini demokrasi, özgürlük, kuvvetler ayrılığı, düşünce ve ifade hürriyeti, hukuk devleti, kurumların gücü ve istikrarı gibi konu başlıklarında çok üstün gören, bu yönleriyle dünyaya örnek olduğunu öne süren ABD’de sistem kusursuz mu? Önce ona bakalım… Sağlık hizmetinin ne kadar kötü olduğunu, sağlık hizmetlerine erişmede, sınıfsal farkın yakıcı biçimde yarunlardan bazıları. Kısacası ABD’nin derdi çok. Manzara, hiç de Hollywood filmlerinde gösterildiği gibi değil. Peki, bu siyasal, toplumsal, sınıfsal, iktisadi gerçeklik, ABD’nin yönetici seçkinlerinin, dünyada ve Türkiye’deki ABD hayranlarının öne sürdüğü gibi “harika bir demokrasi” çıkarır mı? Çıkarmaz. Çıkardığı da görülmemiştir. Aksini söylemek ya aklımızla alay etmek veya yalan söylemektir. Neden mi? Onu da açıklayalım… lar, sınıflandırmalar da vardır elbet. Fakat bu tanımların, bu ayrımların hiçbiri, ülkelerin tarihsel, siyasal, toplumsal, kültürel, coğrafi, iktisadi gerçeklerinden bağımsız değildir. Tek tip, şablon bir kalıp yoktur. Hele de sosyal bilimlerde. Örneğin, İngiliz demokrasisinin gelişmesinde, kralın yetkilerini sınırlamak için verilen mücadelenin; sömürgeci, emperyalist karakterinin de etkisiyle zenginleşmesinin; Sanayi Devrimi’nin; parlamentonun; hukukun üstünşandığını, küresel salgın hastalık sonrasında bir kez daha gördü ABD. Eğitim sistemi de her ne kadar dünyada üniversite sayısıyla, üniversitelerinin niteliğiyle öne çıksa da fazlasıyla piyasalaşmış olduğundan, büyük sorunlarla dolu. Zengin fakir, servet sefalet uçurumu korkunç. Dünyada gelir dağılımı adaletsizliği sıralamasında en yukarılarda. Milyonlarca çocuğun açlığı, yetersiz beslenmesi de unutulmamalı. Hapishanelerin doluluğu, yüksek suç oranları, medyadaki tekelleşme, ırkçılık, akla gelen diğer soABD’nin ‘demokrasi’ yalanları Malum; demokrasinin sağlıklı işlemesi için, an azından şunlar gerekir: Çok partili siyasal hayat, basın ve ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, örgütlenme hürriyeti. Asgari bir gelir düzeyi, asgari bir eğitim düzeyi de zorunludur elbet. Çünkü açlık ve cehalet demokrasi üretmez. Yoksulluk ve bağnazlık, diktatörlüğe zemin hazırlar. Siyaset bilimine meraklı olanların bildiği bir isim olan, ülkemizde de “Demoklüğü konusundaki bilincin; etkili, örgütlü işçi sınıfının payı vardır. O nedenle ABD’deki bunalım, sadece Trump’ın kişisel özellikleriyle, kabalığıyla, bencilliğiyle, küstahlığıyla, çılgınlığıyla açıklanamaz. Derin, tedavisi zor bir bunalımdır. Üstelik ABD’nin son yıllarda iyice açığa çıkan güç kaybından, küresel hegemonyasındaki aşınmadan bağımsız değildir. Kaldı ki böyle büyük iç gerilimler, yükselen güçlerden çok, gerileyen güçlerde yaşanır. FETÖ’ye ‘soru’ operasyonu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, 2005’teki polis memurluğundan komiser yardımcılığına geçiş sınavı sorularının FETÖ üyelerine dağıtılmasına ilişkin soruşturma kapsamında 27 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. 18 kişi gözaltına alındı. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, FETÖ üyeleri tarafından 2005’teki polis memurluğundan komiser yardımcılığına geçiş sınavı sorularının, yazılı sınav öncesi erişilerek örgüt mensuplarına dağıtıldığının tespiti üzerine soruşturma başlatıldığı açıklandı. l ANKARA/Cumhuriyet FIRARI İSTIHBARAT AMIRI TUTUKLANDI Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde devam eden, 2014’te Adana’da MİT’e ait TIR’ların durdurulmasına ilişkin davada müebbet hapis cezasıyla yargılanan ve hakkında yakalama kararı bulunan dönemin Adana Ceyhan İlçe Jandarma Komutanlığı İstihbarat Kısım Amiri Ö.M.G. ile kendisine yardım eden E.K., Antalya’da gözaltına alındı.???Ö.M.G., dün Antalya’da çıkarıldığı sulh ceza hâkimliğince tutuklandı.l AA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Denizli’nin Honaz ilçesinde, “Yeraltındaki Pamukkale” de denen bir mağara... İtalya’nın en uzun ırmağı. 2/ Kırkpınar güreşlerini düzenlemeyi üstlenen kişiye verilen ad... Osmanlı ordusunda, askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er. 3/ Sarı renkte bir peynir cinsi. 4/ Yerfıstığı. 5/ Asya’da bir ülke... Yumuşak olmayan, sert. 6/ Kalburda kalan iri saman ve başak taneleri... Hava basıncı birimi. 7/ Tahta perde ya da tahta bölme. 8/ Doğu Karadeniz yöresine özgü fırınlı soba... Eski dilde su. 9/ “Bir çeksem karşıki dağlar yıkılır” (Türkü)... Çalımlı, süslü kimse. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ İçinde su biriken taş ya da ağaç oyuğu... Polonyum elementinin simgesi. 2/ Kırsal kesimde büyük 1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 VARDA AGA 1 2 ALO G İ DER 2 3 L AKROS BU 3 4 5 6 L SARAZEN ARAFAL I K OL FEY İ Z 4 5 7 PLATO ARA 6 8 Ö NEB İ S İ 7 9 NÜ M İ SKE T 8 toprakları olan, varlıklı ve sözü 9 geçen kimse... Şiirde, bir uyaktan sonra yinelenen aynı anlamdaki sözcük ve eklere verilen ad. 3/ “Ap yarayan çengel ya da çivi... Kaplarda tal, sersem” anlamında argo sözcük. su nedeniyle oluşan tortu. 7/ Dükkân 4/ Zayıf ve ince uzun boylu kimse. kepengi. 8/ Su kazanlı fırın... Fas’ın 5/ Uzak... Kuşların “taşlık” da denen plaka kodu. 9/ Trabzon’un bir ilçemidesi. 6/ Sepet gibi şeyleri asmaya si... Halayık, cariye. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Trump’ın son kumarı Dış İlişkiler Konseyi (CFR) Başkanı Richard Haas, ABD Kongresi’nin Trump taraftarlarınca basılmasını şu sözlerle yorumladı: “Eğer ABD çağının sonu başlamışsa, o gün bugündür.” Kısmen yanılıyor Haas. Zira ABD çağının sonu çoktan başladı. ABD Hegemonyasının Sonu isimli kitabımızda ABD hegemonyasının ne zaman ve hangi olaylar nedeniyle inişe geçtiğini saptamış ve çok merkezli dünyanın kurulduğunu incelemiştik. Ve “Amerikan rüyası bitti, yeni bir dünya kuruluyor” demiştik. Belki de o rüyanın bittiğini en özlü şekilde dile getiren kişi, tek kutuplu dünyanın son ABD Başkanı George W. Bush oldu: “Seçim sonuçlarına bu şekilde karşı çıkmak bizim demokratik cumhuriyetimizde değil, ancak muz cumhuriyetlerinde olur.” Trump partisini kaybetti ABD Kongresi’nin basılması, seçim sonucuna direnen ABD Başkanı Trump’ın son kumarıydı. Seçiciler Kurulu oylarının sayılacağı ve sonuçlarının resmileşeceği Kongre oturumunu baskılamak için Trump hem Washington’da miting düzenlemiş hem de taraftarlarını Kongre’ye yönlendirmişti. Trump’ın, yardımcısı Mike Pence’i de kaybetmesinden sonra elinde kalan son kozdu bu… Senato Başkanı sıfatı taşıyan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Kongre’de seçim sonuçlarının resmileşmesi oylamasını yapmaya karar vermiş, Trump ise bu nedenle kendisini “cesaretsizlikle” suçlamıştı. Kısacası Trump bu son kumarıyla kendi yardımcısını da Cumhuriyetçi Parti’nin senatörleri ile Temsilciler Meclisi üyelerinin büyük bölümünü de kaybetti. Biden’ı ‘gayri meşru başkan’ yapma hamlesi Peki, bu bir darbe girişimi miydi? Pensilvanya Valisi Tom Wolf, New York Valisi Andrew Cuomo başta, pek çok vali “darbe girişimi” diyor. Yeni ABD Başkanı Joe Biden ise “demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne karşı bir kalkışma” olarak niteliyor. Önemli bir asker ve polis desteği bulunmayan Trump’ın ağırlıklı olarak ırkçıbeyaz taraftarlarıyla Kongre basarak bir darbe yapabilmesi elbette mümkün değil. O zaman Trump neden bu hamleyi yaptı? İşte “son kumar” dememiz bundandır. Trump, seçim sonucunu artık değiştiremeyeceğini görüyor ama başkanlık koltuğuna oturacak Biden’a, “oynak bir zemin” bırakmaya çalışıyor. Biden’ın başkanlığının ABD halkının yarısı tarafından “gayri meşru” görüleceği, oynak bir zemin… Bu zeminden, kendisi için olmasa bile, oğlu ya da damadı için bir başkanlık şansı yakalayabilmeyi umuyor. Ancak son kumarıyla Cumhuriyetçi Parti’nin en az yarısını da kaybettiğinden, bu şansını da yitirmiş görünüyor. ABD hegemonyasının sonu Trump, her ne kadar “hile yapıldı” diyerek seçim sonuçlarını tanımak istemese de bu seçimleri kazanamayacağını aslında görüyordu. O nedenle de daha yaz aylarında, seçimi ertelemeyi önermişti. Dahası satır aralarında sonucu tanımayacağının işaretlerini de vermişti. 2020 yılına girilmeden önce, seçimlerinin favorisi aslında Trump’tı. Ancak Trump salgınla mücadeleyi çok kötü yönetti. Öncelikle Çin’de salgının başlamasından memnundu. Trump’ın Ticaret Bakanı, açık açık salgının Çin ekonomisini zayıflatacağını, bunun da ABD ekonomisine yarayacağını savunuyordu. Ardından salgın ABD’ye geldiğinde ise Trump salgını küçümsedi; almadığı önlemler nedeniyle valilerle karşı karşıya geldi. Ardından patlayan “siyah öfke” Trump’ın desteğini biraz daha azalttı. Tüm bu süreçte ABD ekonomisinin küçülmesi, işsiz sayısının artması, ABD özel sağlık sigortacılığının yetersizliğinin görülmesi, evsiz milyonların varlığı, şirketleri kollayan ekonomi paketinin çıkarılması, ABD’nin en zenginlerinin salgında daha da büyümesi ama yoksulların daha da yoksullaşması Trump’a seçimi kaybettirdi… Bu tablo, ABD hegemonyasının inişe geçmesinin doğal sonucuydu… Özetle ABD Kongresi’nin basılmasının arkasındaki esas neden, ABD hegemonyasının zayıflaması ve bunun halka ekonomik yansımasıdır. ABD’nin en zengin yüzde 1’inin servetinin, halkın yüzde 50’sinin toplam servetine eşitlendiği bir zeminde daha çok baskınlar, işgaller olacak… O nedenle ABD açısından asıl sorun Trump ve ırkçıbeyaz destekçileri değil, “zengini zenginleştiren, yoksulu yoksullaştıran” kapitalist sistemin halktaki olumsuz sonuçları ve bunun doğurduğu önlenemez tepkilerdir.