23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 3 4 OCAK 2021 PAZARTESİ 200/80 230/90 110/20 180/120 180/20 130/10 20/120 110/10 180/90 140/60 130/40 150/120 40/20 210/130 50/30 20/30 40/20 60/30 50/10 100/30 80/30 110/00 5 sağlıkçı öldü Koronavirüs salgınına karşı ön saflarda büyük özveriyle mücadele eden sağlık çalışanlarından dün de kötü haberler geldi. Gaziantep’te eczacı Mehmet Çinpolat ve Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde eczacı Halit Usluel koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Kayseri’de Devlet Hastanesi’nde Satın Alma ve Muhasebe Birimi’nde sağlık memuru olarak görev yapan Oğuzhan Özkan (44) ve Mersin’de işyeri hekimliği yapan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Doğan Yıldırım Covid19 nedeniyle hayatını kaybetti. İzmir Medical Park Hastanesi’nde Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Uğur Yılmaz ise Covid19 tedavisinin ardından kalp krizi geçirerek dün yaşamını yitirdi. l Haber Merkezi TABLO AĞIRLAŞIYOR Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Tuğçe Tural Kara, Covid19’un çocuk hastalardaki etkisinin çoklu organ tutulumu olan, Çoklu Sistemik İnflamatuvar Sendrom (MISC) tablosu ile daha ağır seyredebildiğini belirterek “Ergenlik dönemindeki çocukların ‘Bize bir şey olmaz’ düşüncesiyle rehavete kapılmaması lazım” dedi. Kara, 021 yaş arasındaki bireylerde 24 saatten uzun süren dirençli ateş ile karşılaştıklarını söyledi. l DHA SGK’YE ÇAĞRI: İŞI YOKUŞA SÜRMEYIN Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun geçen günlerde Çankırı İl Sağlık Müdürlüğü 112 Acil Servis Hizmetleri’nde ambulans şoförü olan Hasan Aslan’ın Covid19 nedeniyle ölümünü meslek hasSIBEL talığı saymasının arBAHÇETEPE dından gözler Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) çevrildi. Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç, Yüksek Sağlık Kurulu’nun kararını anımsatarak SGK’ye “İşi yokuşa sürmeyin, topu taca atmayın” çağrısında bulundu. Covid 19 enfeksiyonu nedeniyle yaşamını yitiren, hastanede şoför olarak görev yapan çalışanın yakınlarının itirazı sonucu Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun bir karar verdiğini anımsatan Demir ve Kılıç “Kurul, Covid19 hastalığının meslek hastalığı olduğuna, bunun sonucunda meydana gelmiş olan vefatın da meslek hastalığına bağlı vefat olduğuna ve Covid19’un D4 mesleki bulaşıcı hastalıkları bölümüne eklenmesinin uygun olacağına karar vermiştir” değerlendirmesini yaptı. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun önemli bir karara imza attığını vurgulayan hekimler, şu görüşü dile getirdi: “Meslek hastalığına ilişkin yetki ve karar SGK’ye aittir. Dolayısıyla, SGK’nin iradesini sağlık çalışanları lehine göstermesi önemlidir. Tek tek itirazlarla yetim kalan çocukların ve ailelerin aylarca mağdur edilmesine izin verilmemelidir.” l İSTANBUL Melek Genç devletten yardım beklediklerini söyledi. Ateş düştüğü yeri yaktı Somali’de bir Türk yol yapım firmasının şantiyesine yönelik gerçekleştirilen terör saldırısında hayatını kaybeden Selami Aydoğdu (22) ile Erdinç Genç’in (44) cenazeleri Türk Hava Yolları’na (THY) ait uçakla memleketleri Çorum’a ulaştırıldı. Saldırıda yaralanan işçiler Ömer Aydoğdu, Yavuz Ercan, İmdat Uzuncaköşe ve Şakir Çetinkaya da aynı uçakla Türkiye’ye dönüş yaptı. Erdinç Genç’in cenazesinin Aşdağul beldesinde, Selami Aydoğdu’nun ise Mecitözü ilçesine bağlı Çayköy köyünde defnedileceği öğrenildi. Genç’in eşi Melek Genç, “Eşime ulaşamayınca televizyonu açtık ve alt yazıda eşimin çalıştığı yerde terör saldırısı olduğunu öğrendik. Daha sonra ise acı haberi geldi” dedi. Eşinin geliriyle geçindiklerini belirten Genç, devletten yardım beklediklerini kaydetti. Patlamada yaşamını yitiren diğer işçi Selami Aydoğan’ın 6 ay önce evlendiği ve koronavirüs salgını dolayısıyla düğün yapamadığı öğrenildi. Aydoğan’ın, evlendikten sonra, borçlarını ödeyebilmek için babasıyla birlikte çalışmak üzere Somali’ye gittiği belirtildi. Saldırıdan yaralı kurtularak yurda dönen baba Ömer Aydoğan “Oğlumu kaybettim. Çok büyük bir acı. Yapacak bir şey yok, Allah’tan geldi. Orada çalışan başka Türkler de var ama onların yerleri daha güvenli” dedi. l AA Yıkamak için para isteyen imama soruşturma açıldı Aydın Devlet Hastanesi morgunun gasilhanesinde, Covid19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin cenazelerinin yıkanması için hasta yakınlarından para istendiği iddiaları üzerine İl Sağlık Müdürlüğü harekete geçti. Yapılan inceme sonucu hastanede 25 yıldır görev yapan imam Lütfullah G.’nin ailelerden cenazeleri yıkamak için 650 1000 lira istediği belirlendi. Lütfullah G.’nin hastenedeki görev yeri değiştirilirken, hakkında idari soruşturma başlatıldı. l DHA 3 OCAK PAZAR 138 BİN 941 24.950.829 9 BIN 877 BIN 515 21 BİN 488 193 10 BİN 102 %3.8 2.241.912 3 BİN 612 2.136.534 Doktoru darp etti, serbest kaldı İzmir Karabağlar’da özel bir tıp merkezinde çocuk hastayı muayene ederken yanında bulunan kadına maske uyarısı yapan Dr. Hüseyin Nacar Mutlugüleçler, muayeneden sonra çocuk hastanın bir başka yakını tarafından taşlı saldırıya uğramış ve kafası yarılmıştı. Olayla ilgili gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen zanlı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. l DHA Engelli gence cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Güvemalan köyünde fırın ile market işletmeciliği yapan üç çocuk babası M.D. (56) iddiaya göre, uzaktan akrabası olan ve yüzde 80 zihinsel engelli erkek N.T’ye (25) cinsel istismarda bulundu. N.T. yaşadıklarını babası A.T’ye anlattı. Baba A.T. durumu jandarma ve köy muhtarına bildirdi. Jandarma ekipleri M.D’yi gözaltına aldı. Cinsel istismar suçmasıyla tutuklanan zanlının evi ve işyeri kimliği belirsiz kişiler tarafından taşlanırken, arabası da yan yatırıldı. l İHA Hitler’in saflarındaki sarıklı İnsan yüzünün, aklın bile tarif edemediği duyguları anlatan bir dili mi var? Mutluluğu ya da acıyı önce yüz mü dışa vuruyor? Sinemaya sesin henüz girmediği yıllarda, Maria Falconetti sadece yüzüyle Jan Dark’ın çilesini anlatmıştı. Kilisenin yaktığı ateşler içindeki Aziz Jan Dark’ın sureti, insana uzanıp dokunma isteği uyandırıyordu. İlber Ortaylı’nın Hüsrev Gerede’nin anılarına yazdığı önsözü okuyunca aklıma geldi. Ortaylı, “Yarı efsane olarak anlatılan, aslında oldukça gerçeği yansıtan bir olay vardır” diye başlıyor söze. Milli Mücadele’ye karşı ayaklanmaları bastırmaya çalışan Hüsrev Gerede’nin öyküsüne devam ediyor: “Gerede’de ayaklananlar kendisini yakaladığı zaman, bu seçkin zatı, güzel sıfatlı insanı, ‘asalım mı asmayalım mı’ münakaşasını yapmışlar. Bu arada Hüsrev Bey’in yüzüne sabah güneşi vurduğunda yakışıklılığından ötürü asmaya kıyamamışlardır.” Atatürk’ün Bolu ve Düzce isyanlarının bastırılmasındaki rolü nedeniyle Gerede soyadını verdiği Hüsrev Rıdvanbegoviç, yüz güzelliğini belki de Bosnalı tarafından alıyordu. İnönü’nün sözleri Balkan Harbi’nde 7. Tümen’de, 1. Dünya Savaşı’nda Kafkas Ordusu’nda, Mayıs 1919’da Bandırma vapurunda Atatürk’ün yanında olan Gerede’nin söz ettiğim anıları, II. Dünya Savaşı’nın ikinci gününde göreve gittiği Berlin Büyükelçiliği (19391942) günlerini kapsıyor. (Hitler Almanyası’nda Berlin Sefirliği Hatıralarım İş Bankası Yayınları Eylül 2020) Kuşkusuz güncel politikayla bir ilgisi var. Zira başta Erdoğan olmak üzere Saray’ın önde gelenleri, Türk Dış Politikası’nın bu dönemi üzerinden, devleti yönetenlere sık sık ağır yakıştırmalarda bulunuyor. Okuyunca meselenin hiç de öyle olmadığını anlıyoruz. 740 sayfalık anı kitabının özeti Gerede’nin şu sözlerinde gizli: “Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bana, aşağı yukarı Türkiye’nin bir savaşa girmeye henüz hazır durumda olmadığını, savunma hazırlıklarını tamamlamadan, savaş yangınına tutuşmaktan çekinmemiz gerektiğini bildirmiş, ‘Almanya ile mevcut iyi münasebetleri devam ettirmek istediğimizden, bunu kolaylaştırmaya çalışmam’ için direktif vermişti.” Gerçekten de işgalden yeni kurtulmuş, ordusunu henüz organize etmiş, yakın dönemde savaşlarda bütün birikimini yitirmiş bir devlet için savaş, yeni bir felaket demekti. Öte yandan Sevr’i yırtıp Lozan’a ulaşmış bir Türkiye için savaşın anlamlı bir nedeni de yoktu. Büyük dünya devletlerinin savaştığı koşullarda, en rasyonel politika savaşın dışında kalmaktı. Daha da önemlisi, Sovyetler Birliği dahil birçok devlet, savaşın kendi topraklarına sıçramaması için çalışıyordu. Türkiye, tarafsızlık politikasını bütün büyük başkentlere gönderdiği “tesadüfen seçilmemiş” elçiler ile kurdu. Hitler’le ilk görüşme Büyükelçi Gerede, Hitler ile ilk resmi görüşmesini şöyle anlatıyor: “I. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın müttefiki sıfatıyla dört savaş cephesinde askeri tetkik seyahati yapmış, Balkan Savaşı’ndan önce de Von der Goltz’un ülkemize gönderdiği değerli öğretmenlerle çalışma fırsatı bulmuş, Alman milleti ve ordusuna karşı samimi sevgi ve dostluk hissi taşıyan, yüksek meziyetlerini bilen eski bir asker olduğumu hatırlattım(…) Bir Akdeniz devleti olmanın ve Boğazlar çevresinde bulunmanın yarattığı nazik jeopolitik durumun zorlaması ile İngiltere ile ittifak ettiğimizi, fakat bu ittifakın sırf tamamiyeti ülkiyemizi (bütünlüğümüzü) koruma amacına yönelik olduğunu, tarafsızlık politikası takip edeceğimizi, hangi taraftan gelirse gelsin, tecavüze karşı meşru savunmamızı yapmakta tereddüt etmeyeceğimizi…” Gerede, Türkiye’yi II. Dünya Savaşı’ndan koruyan dış politikayı Hitler’e bu şekilde özetliyordu. 3 yıllık görev süresi boyunca bütün görevini “Almanya’nın Türkiye’ye saldırmasını engellemek” olarak tarif ediyordu. İşin esası, bunu da başarıyordu. Peki ayrılık? Türkiye, savaşın yön değiştirmesiyle beraber Almanya ile denge kuran bütün politikacıları geri çekti. Gerede de bu sürecin kurbanı olarak 28 Haziran 1942’de aldığı telgrafla merkeze çağrıldı. Ortaylı durumu şöyle açıklıyor: “Savaş talihinin Almanya’nın aleyhine döndüğü zamanda, merkezi hükümet bir politik manevra yapmıştır. Bilhassa askerler arasında Mareşal Fevzi Çakmak’a olduğu gibi, birtakım askerler ve birtakım diplomatların geri hizmete çekilmesi gibi bir politika takip edilmiştir.” Gerede’nin anılarında yer alan mektuplarından okuduğumuz; Naziler, bugün Saray’ın anlattığının aksine, Türkiye’deki Alman aleyhtarlığından oldukça rahatsızdı. Gerede, Hitler’le son görüşmesini şöyle aktarıyor: “Eski savaş müttefikleri dost Türkiye’nin kararsız tutumuna üzüldüklerini belirten Hitler, ‘Türkiye ile Almanya birlikte savaşa girmiş olsalardı, savaş çoktan biterdi’ dedi.” Bu geri çekilme, Gerede için acı bir kadere dönüştü. Tam 4 yıl 7 ay devletten uzak tutuldu. Hem ekonomik sıkıntılarla boğuştu hem de 24 yaşındaki oğlunu askerde kazara patlayan bir bombayla şehit verdi. Son görevi Brezilya elçiliği gibi önemsiz bir görevdi. Türkiye’nin hamurunda suyu olan savaş ve diplomasi adamı, öldüğünde kiralık bir evde oturuyordu. Eşi, evlerindeki eşyaları satmak zorunda kalmıştı.   Hitler’in saflarındaki müftü Peki, siyasal İslamcılar? 20. yüzyılda, bir büyük devletin kucağından öbürüne savrulan siyasal İslamcılar, Nazileri de es geçmedi. Müslüman Kardeşler’in fikir babası, bir zaman İngilizler için çalışırken Yahudilere karşı Nazilerin hizmetine giren Kudüs Müftüsü Emin elHüseyni de Gerede’nin anılarında yer buluyor: “Hitler, Reichstag’a (Alman Meclisi) Nazilerin bir ağızdan söyledikleri şarkı sesleri arasında, 6 Ekim günü mağrur ve muzaffer bir eda ile girmişti. O gün orada, gözüme ilişen bir sarıklının kim olduğunu sormuş, Kudüs Müftüsü olduğunu öğrenmiştim.” Sakalını keserek sahte pasaportla Kudüs’ten kaçan, Hitler’in “Haydar” adında gizli bir Müslüman olduğunu savunarak Nazi saflarında savaşa çağıran Hüseyni ile Gerede daha sonra da karşılaşıyor: “Hüseyni’nin, dünyanın bu bölgesinde, politika alanında hayalperest olmaktan çok, gerçekçi bir adam olarak belirdiğini söyleyen Hitler, müftünün ince bedeni ve fare gibi haline rağmen, sarı saçlı ve mavi gözlü oluşunun, ecdadı arasında Aryen bulunduğunu gösterdiğini söylüyordu.” Hayal kırıklığı mı çile mi? Bir zaman düşmanlarının kıyamadığı Gerede’nin fotoğraflarında zaman içinde derin çizgiler belirmiş gibi. Eminim o yüz, bugünden geçmişe parmak sallayanlara çok şey anlatıyor. Birlikte yaşadığı kadını öldürüp, teslim oldu Çorum’da Polat H. (31) birlikte yaşadığı Aslıhan Dal (29) ile arasında çıkan tartışmanın ardından Dal’ı boğarak öldürdü. Polisi arayarak işlediği cinayeti bildiren Polat H. gözaltına alındı. Mersin’de cezaevinden haziran ayında çıkan Şerif Aksoy (29), boşanma davası açan eşi Derya Aksoy’u (26) tabancayla sokak ortasında bacaklarından 18 kurşunla vurdu. Derya Aksoy yoğun bakım servisinde 3 günlük tedavinin ardından taburcu edilirken; Aksoy tutuklandı. l DHA CEZAİ EHLİYETİ TAM Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i öldürdüğü için tutuklanan Cemal Metin Avcı ile ilgili hazırlanan raporda, akıl sağlığının yerinde ve cezai ehliyetinin tam olduğu belirtildi. l AA CANSIZ BEDENİ BULUNDU Isparta’da 13 gündür kayıp olarak aranan Gülsüm Doğan’ın (31) cansız bedeni Burdur’un Ağlasun ilçesindeki dağlık alanda bulundu. Doğan’ın cansız bedeni, otopsi için morga götürüldü. l DHA EverGuard TPO Membran Sistemi Dünya çapında 300 milyon m2 üzerinde satışla performansı kanıtlanmış, uzun ömürlü ve güvenli TPO membran sistemi. Birbiriyle tam uyumlu detay çözümleri ve geniş ürün gamı. Sosyal, ticari, kamu yapıları ve sanayi, lojistik tesislerinin çatıları için. bmigroup.com/tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear