25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 3 OCAK 2021 PAZAR KÜLTÜR Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur... Cem Yılmaz, saat 20.00’de yayında olacak. Osmanlı’daki en eski halk müziği kayıtları bilimsel bir araştırmayla ortaya çıktı. İstanbul Türküsü olarak bilinen “Üsküdar’a gider iken”den Ravel bestelerine kadar pek çok eser Edison fonografıyla kayıt altına alınmış. Festtogether’da Cem Yılmaz günü Sürdürülebilir müzik festivali Festtogether’ın bugün son günü. Dün başlayan festival, NetD ve YouTube Türkiye üzerinden canlı yayımlanacak. Festivalde bugün bilet alarak izlenebilecek özel etkinlikler olacak. Cem Yılmaz ve Ezhel, hayranlarıyla buluşacak. Festtogether için alınan her bilet sanat emekçilerine destek olarak aktarılacak. Ayrıca www.birkirabirsahne.com sitesinden de pandemi döneminde çok zor bir dönemden geçen sahne sanatları mekânlarına destek olunabilecek. Festtogether biletleri www.mobilet.com’da satışta! Kadıköy Belediyesi’nden destek Festtogether’a, Kadıköy Belediyesi kira ve depo desteği ile katılıyor. Konuya ilişkin Kadıköy Belediye Başkanı Şerdi Dara Odabaşı, “Festtogether festivali ile bir kez daha Kadıköy sınırları içinde yer alan sanat emekçilerinin yanında olacağız. Belediyemize ait salonlarımızı ücretsiz olarak tiyatro ekiplerine prova alanı olarak tahsis etmeye devam ediyoruz. Sahnesiz tiyatrolarımızın 6 aylık depo ihtiyacını karşılayacak ve sahnelerimizi ücretsiz olarak Kadıköy’de yer alan tiyatro ekiplerine açacağız. Ayrıca ilçe sınırları içinde yer alan sahnelerimizin kiralarına destek olacağız. Bu destek karşılığı, sahnesiz toplulukların bu sahnelerde yer almasını sağlayacağız” dedi. Sanal Dedektifler sanat turunda! İstanbul Modern, 20152018 yılları arasında Karaköy’deki eski binasında ziyaretçiyle buluşan koleksiyon sergisi “Sanatçı ve Zamanı”nı özel olarak tasarlanan “Sanal Dedektifler” adlı eğitim programını çocuklarla buluşturuyor. TAİDER Aile İşletmeleri Derneği desteğiyle Türkiye’nin her yerinden bütün çocuklar, programa ücretsiz erişebiliyor. Hubert Pernot, Paris Ses Arşivi’nde fonograf kaydı yaparken... Osmanlı topraklarında alanda yapılan en eski halk müziği kayıtlarını yapan Hubert Pernot ve Fenumuzun borcu oldu. Erdener de hem arşiv çalışan bir etmek için Berlin, Viyana ve Paris’teki ses arşivleriyle ilgili detaylix von Luschan’ın konuyla ilgili çalış nomüzikolog hem de lı bilgi aktardık kitapmaları ilk kez tüm detaylarıyla Türkçe Berceste Yayınevi sata. Avrupa, ses arşivliteratüre girdi. Pernot’nun 189899’da hibi olarak tam deslerini tarihsel insanlık Sakız Adası’nda Yunan dili araştırma tek verdi. Yani temehazinesi olarak görüları kapsamında Rum köylülerden kay li çok önceden atılyor. Türkiye’de de bu dettiği ezgilerin Bâbı Âli’den Fransız mış ama salgın döbilinci ön planda tutbesteci Ravel’e uzanan hikâyesi çok il neminde bir bölümü mak gerek. ginç. Luschan’ın arkeoloji araştırma sonlandırılmış bir çaDiğer taraftan ları için gittiği Zincirli’de Ermeni deli lışma. Dahası da geTürkiye’de uzun yıllar kanlı Avedis’ten kaydettiği Türkçe halk lecek... başka dillerdeki halk şarkılarında tanıdık ezgilere, özellikle İstanbul Türküsü olarak bildiğimiz Dili sade... müzikleri kayıtları göz ardı edildi. Rumca, ErÜsküdar’a Gider İken’e rastlamak şaşır n Kitabın başlımenice, Kürtçe, Sürtıcı. Edison fonografıyla taşrada yapılan bu kayıtlarla dönemin müzik üretimi, ses arşivleri ve bilimsanat ortamlarığı akademik olduğu yanice gibi bu toprakiçin uzman olmaLuchan, Zincirli arkeoloji gezisinde bekçi ların zenginliğini gösyan okuru korkutuHasan ve köy halkı ile... teren ezgilere dair kana dair her şey didik didik araştırılmış. yor ama dili sade ve yıtlar hep yabancı“Fonograf AlandaErken Dönem Karsunulan belgeler çok etkileyici. Okur lar tarafından yapıldı, Avrupa ve Ameşılaştırmalı Müzikoloji Çalışmaları ve bu kitapta ne bulacak? rika’daki arşivlere taşındı. Farklı dilTürkiye” başlıklı çalışma, bu güçlü içe Evet, akademik bir çalışma ama kor lerde olsa da halk ezgileri bu topraklarrikle ulusal ve uluslararası literatürde kutucu değil. Biz daha çok 20. yüzyıl da yaşayan kültürlerin buluştuğu ortak pek çok açıdan ilk olma özellida Avrupa’da ses arşivlerin bir payda. Bu sebeple Sakız Adası’nda ğine sahip. deki bilim ve sanat ortaklıkla Pernot’nun yaptığı Rumca kayıtlar ve Berlin, Fransa, Yunanistan ve rını, Türkiye’nin bu ortaklık Luschan’ın Zincirli’de yaptığı Türkçe Türkiye’yi içeren bölgedeki çalıştaki yerini gösteren bir fotoğ ve Kürtçe kayıtları tarihimize işlemek maları Türk okuyucusuyla buluşraf çektik. Bu fotoğrafta her önemliydi. “Üsküdar’a Gider İken’in geturanlar ise Mimar Sinan Güzel okuyucu, kendine göre bir de niş bir coğrafyadaki dolaşımını görmek Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) tay görecek ve istediği çerçe şaşırtıcı, onu 12 yaşındaki Avedis’ten İstanbul Devlet Konservatuvavede bu bilgileri kullanabile dinlemek keyif verici aynı zamanda... rı Müzikoloji Bölümü’nden bir ekip. Bu ekipten araştırma göcek. Dili de sade. Müzikolog olmayanların da müzikle iliş‘Geri dönüşler övgü dolu’ revlisi Nihan Tahtaişleyen sokisini başka bir boyuta taşın Nasıl geri dönüşler aldınız? rularımızı yanıtladı: yabileceğimize inanıyorum. Bizim alanımızda çalışmalarıyla lite‘Devamı gelecek’ Nihan Tahtaişleyen Türkiye’de ilk kez yayımlaratüre katkı sağlayan hoca ve mesleknan eski halk müziği notaları taşlarımızın hepsinden gerek yazılı gen Pandemi döneminde nı gören müzisyen dostlarım, rek sözlü olarak övgü dolu geri dönüşler böyle geniş kapsamlı bir çalışma na iyi birer tarih okuyucusu olan arkadaş aldık. Berlin Fonogram Arşivi’nin yönesıl yapıldı? larım hatta sosyolog, arkeolog ve artimi, Almanya ve Amerika’da arşiv çalıKitabın fikir annesi Elif Damla Yaşiv çalışan sanatçılardan da olumlu dö şan bazı müzikologlar yayının ardından vuz, ben ve Erdener Önder bir süredir nüşler aldık. Arşiv kayıtları, notalar, fo yeni önerilerle geldi, kitabı Türkçe de yabancı araştırmacıların Osmanlı coğ toğraflar, Osmanlıca, Fransızca, Alman olsa kurumsal ve kişisel arşivlerine alrafyası ve Anadolu köylerinde yaptıkla ca ilk elden belgeler, kitapta çok malze dılar. Türkiye’nin önde gelen üniversite rı kayıtlar üzerine çalışıyoruz. 2019’da me var... Okuması zor olmasa da okuyu ve kütüphaneleri de kitabı hemen edindünyanın en kapsamlı ve eski ses arşi cuyu bilgi bombardımanına tuttuğumuz di. Değerli klasik kemençe üstadı Derya vi olan Berlin Fonogram Arşivi’nde 7 ay için arada soluklanmak gerekebilir. Türkân en çok heyecanlanan müzisyenaraştırma yaptım. Elif zaten yıllardır Al n Osmanlı topraklarındaki halk lerden oldu. Beni en çok şaşırtan ise koman araştırmacıların yaptığı çalışmala müziği kayıtlarını neden Türkiye’deki nuya uzak olduğunu düşündüğüm caz ra hâkim ve yaptığı çevirilerle alana sü arşivlerde değil de yabancı arşivler müzisyenleri dostlarım Çağrı Sertel ve rekli katkı sağlayan bir müzikolog. Ela den buluyoruz? Eylül Biçer’in ilgisi oldu. Özellikle kitaAlpman, Divin Gençoğlan ve İdil ÖzNe yazık ki Türkiye’de koleksiyonu bın içinde yer alan ve ilk kez yayımlacan da başlangıçta Fransızca ve İngiliz na kolayca ulaşabileceğimiz kurumsal nan notaların, tarihin derinliklerindeki ce temel metinleri çevirmekle bu kita bir ses arşivi yok. İlgili kurumlar Avru sesleri bugüne taşıyor oluşu icracıları ba katkı sağlayacak iken hepimizin diz pa’daki gibi yeterli devlet desteğine sa epey heyecanlandırıyor. İsteyenler kitaginlenemez merakıyla iş büyüdü. Ber hip değil ya da isteksiz ve içe kapalılar. bı bercesteyayinevi.org adresinden onlilin ve Paris’teki ses arşivleriyle görüşül Bu malzemeye erişmek istediğinizde gi ne edinebilir. Çok yakında bu kitaptaki dü, Yunanistan’daki akademisyenler rişiminiz olumsuz sonuçlanıyor. Yine detaylardan başkaca sesli ve yazılı kayle ilişki kuruldu. Bulduklarımız sonu de ticari şirketler, kişiler üzerinden ha nakları müzikseverlere ve akademi cacunda bu çalışmayı genişletmek ve kita reket ederek bazı arşiv kayıtlarını ya miasına sunacağımızı da eklemek isteba dönüştürmek, literatüre katmak boy yımlayabiliyor. Bu konuya dikkat çek rim. l Kültür Servisi ‘GEYIK MUHABBETLERI’ YENIDEN BASILDI “Gulynezıürnui”vnGe3ryedu0sılyaöb.laiyuykirlsı’delMnidmşıurauinbehb3atMaa0ksbb.iiıznbmabalesaiıhktısbilo”PıeumnloraliiusınnyyntlıbaammlısinrgiıazmeiYyaleraahiizrnydlauıenköhsyilntetataadanrsbırü’azını.ıyC“dKolGaiailhteanraaıyrnpçnaidkı,kkDaYMt8eaıy.0umğaİ’hmmpliiarıyulzcbaıarilbc’lnYagaeiraüktn. P PONZA’dan yeni şarkı ONZA grubu “This Sikayıt yaptı. Ardından grubun kendi de” isimli yestüdyosu ve deni şarkısını yayımladı. “Another Land” alney merkezi olan Tarla’da kaydedilen bol bümünün varoluşsal temalarını genişleten efektli gitar tonları ile şarkı son haline gelPONZA, eğlenceli gitar riffleri ve dönüşüm di. “This Side” grubun bass gitaristi Burak halindeki ses dokuları ile evrilen yeni tek Serter tarafından mixlendi ve Güven Erlileri “This Side” için Babajim stüdyolarında soysal tarafından mastering yapıldı. muratbeser@muratbeser.com Mehmet Güreli ‘Koş Git Bir De Sen Bak’ (Ada Müzik) Reptilians From Andromeda ‘Must Be Destroyed!’ (Ada Müzik) Resim, sinema, yazarlık ve tabii ki müzisyenlik... Çeyrek asırdan beri dört karpuzu münasip biçimlerde koltuğunun altına sıkıştırmış bulunan Mehmet Güreli ismini çoğumuz bir dizide çalındığı için “Kimse Bilmez” şarkısıyla tanımış olabiliriz. Ancak kıymetini yıllardır bilenler bir yana, meraklı bir azınlık da popüler şarkısıyla aynı güzellikte sayısız eserinin olduğunu çoktan keşfetti. “Koş Git Bir De Sen Bak” adlı derleme Güreli diskografisinden seçilerek hazırlanmış minik bir buket. Toplam yedi albümü var Güreli’nin. Plak formatında 180 gr olarak basılan 13 parçalık “Koş Git Bir De Sen Bak” ise bu albümlerden sadece dördündeki şarkılardan seçilmiş, Güreli eliyle. Ki bunlar Yağmur 1998, Odamda Yolculuk 2002, İplerin Kopuşu 2007 ve Zamboni Sokağı – 2017. Burada yer alan parçaların masteringi İhsan Apça tarafından Ada Stüdyo’da yapılmış, kapak görselleri ve fontu Güreli tarafından özel olarak bu albüm için hazırlanmış. Güreli’nin nahif, kırılgan ve dumanlı sesiyle mırıldarcasına söylediği şarkılar; aradan yıllar geçmesine rağmen ilk günün tazeliğini koruyor; eski günlere götürmekle yetinmeyip yitik aşk ve dostluklara vefa dolu bir selam veriyor. Çok yönlü bir gönül adamının özeti bu güzel derleme. Reptilians From Andromeda İstanbul yeraltı müzik sahnesinin en verimli, en istikrarlı topluluklarından biri. Ülke ülke gezen, çokça çalan, kıçı yer görmeyen topluluğun yedi yıllık ömründe bir albüm, sekiz kısaçalar, bir de 45’lik plak mevcut. Şimdi albümler ikiliyor; 10 İngilizce besteden oluşan, 180 gr. plak formatında basılan “Must Be Destroyed!” ile RFA yine türünün ruhuna uygun, sadakati yüksek bir iş çıkarıyor. “Must Be Destroyed!” Kadıköy’de alternatif işlerin köklü yuvası olarak bilinen Karga Bar’da çalınmış, mekânın tonmaysterı Rammy Roo tarafından kaydedilmiş. Mastering Fran Ashcroft’a, harika kapak ise Kanadalı çizer Darren Merinuk’a ait. Vokalde Aybike Çelik Özbey, gitarda Tolga Özbey, basta Kerim Gönencer, davulda Onat Hafız; yenilenen kadrosuyla basılan ilk kayıt bu ama öncesinde topluluk epey hazırdı. Elemanlar idmanlıydı, zira bir Avrupa turnesinden alev almış halde dönmüşlerdi. Salgın günlerinin hemen öncesinde, mekânın boş olduğu günlerde seyircisiz ortamda hücum kayıtlarla çaldılar; bir albüm olarak basılması niyetiyle. Ayrıca bir parçada saksofoncu Deniz Felder’in varlığı da büyük renk. Sonuç son derece tatminkâr. Taşları iyice yerine oturan topluluğun şimdiye değin en iyi işi... Sanat, umuttur Kadınlara hakareti âdet haline getirmiş; kadına baktığında kendi kafasındaki pislikten başka bir şey görmeyen gerici, yobaz, din taciri bir zihniyetle yönetilen; her gün kadın katliamlarının rekor kırdığı bir ülkede... En ufak eleştiriye tahammülü olmayan; sosyal medyayı, meslek kuruluşlarını, sivil toplum örgütlerini “kitle imha silahı” olarak gören; sivil toplumu bitirmeye çalışan, üniversitelere kayyım atayabilen bir otoriter sistemde... “Sanatçı” diye sadece iktidara yalakalık ve biat edenlerin akla geldiği, tek adam yönetiminde... Yukarıdaki başlığa bakıp gülümsediğinizi görür gibi oluyorum. Ama inanın ki öyle! Yeni yıl konseri Dünyanın en nitelikli ve köklü orkestralarından biri olan Viyana Filarmoni Orkestrası’nın geleneksel yeni yıl konserini naklen yayımlayan TRT 2’ye teşekkürler önce. Dünyadaki 90 ülkede milyonlarca izleyici arasına bizleri de kattığı için... Nitelikli, köklü, geleneksel... Bu sözcükler rastgele seçilmiş değil. Anımsatayım: Orkestranın kuruluşu 1842. Yeni yıl konserleri 1941’den beri yapılıyor. Bu yılın şefi Riccardo Muti’ydi. O Riccardo Muti ki Viyana’da ilk yeni yıl konseri yapıldığı yıl Napoli’de doğmuştu. 2021 boyunca 80 yaşını kutlayacaktı. Bugüne dek 6 kez Viyana’nın o ünlü (Musikvereinsaal) “Müzik Dostları Derneği Salonu”nda yeni yıl konserini yönetmişti. Önceki gün ise bu orkestrayla 50 yıllık çalışmasını ve 500. konserini taçlandırıyordu. (Kabul edin ki üç satırda bunca yuvarlak sayıya zor rastlanır!) Çiçeklerle donatılmış salonda yeni yıl konseri ilk kez dinleyicisiz yapıldı. Ancak bir yıl öncesinden bilet almış olanlar, biletlerini iade ettiler ama evlerinden alkışlarla (çevrimiçi) katılmaya hak kazandılar. Alkışlar canlı olarak salona ve biz ekran başındakilere; alkışlayanların fotoğraflarıyla birlikte yansıdı. Müthiş duygusaldı. Gözyaşlarımı tutamadığım anlardı... Anılar demeti Size konseri anlatmayacağım. Muhteşem konserin sonlarına doğru Maestro Muti’nin yaptığı, müziğin işlevini, misyonunu dile getirdiği konuşmayı paylaşacağım... Ama önce: Konser boyunca bu olağanüstü şefle geçirdiğim saatlerin yakamı bırakmadığını söylemeliyim. Çoğu Leyla Gencer’li anılar. İstanbul’dayız, mehtaplı bir yaz gecesi Maestro’yu evimde ağırlıyorum. “Leyla, beni bu şehre âşık etti” diyor. Milano’da La Scala’dayız, kuliste, iki perde arasında Leyla Hanım çantasından çıkardığı keten mendille Muti’nin alnında birikmiş teri siliyor... Roma Operası’nda başladığımız sohbete Ravenna Festivali’nde devam ediyoruz: “Çocuktum, günün birinde orkestra şefi olacağımı bilmiyordum. Leyla’yı televizyonda izleyince ona âşık oldum. Her gece rüyamda onu gördüm.” ... “1970’te düşlerim gerçekleşti. Onunla ilk kez Attila Operası’nda, en sonra da Macbeth’de çalıştım. Şefe ecel terleri döktürür ama onunla çalışmayı hiçbir şeye değişmem.” ... “O, söylediği her söze evrensel bir anlam katar”... Maestro Muti’nin mesajı Maestro Riccardo Muti çok anlamlı, İngilizce, kısa konuşmasında müziğin misyonunu anlattı. Müzik böyle zamanlar için vardı: “İçinde bulunduğumuz bu zor koşullarda kültürü, müziği, tiyatroyu, tüm sanatları yok edemeyiz” diyordu. Boş salonda çalmayı, “garip, tuhaf bir duygu” diye betimliyor, yaşadığımız dönemi Latince “Annus Horribilis” (büyük felaket) olarak niteliyordu. “Ama hâlâ hayattayız, buradayız ve müziğin mesajına inanıyoruz” diyordu. (Konserde kimse maske takmamıştı, sosyal mesafe de gözetilmemişti, ancak herkes her gün test edilmişti.) Maestro’ya göre sahnedeki müzisyenlerin tek silahı çalgılarıydı ve o çalgılar işte bugün çiçek açıyordu. “Bizler, coşku, barış, dayanışma ve kardeşlik için çalıyoruz” diyordu. Beden sağlığı kadar akıl sağlığı ve ruh sağlığına da vurgu yaptıktan sonra, Almanca yeni yılı kutladı ve kendi ülkesine de tek kelime İtalyancayla “Grazie” diyerek selam yolladı. Biz de sana teşekkür ediyoruz Maestro Muti. Haklısın, müziğin misyonu yaşamak ve yaşatmaktır! Yaşamımızdan sanat, müzik, tiyatro hiç eksik olmasın.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear