22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 2 OCAK 2021 CUMARTESİ HABER Sayıştay raporu, Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirme olduğunu ortaya koydu Kaçış Yerine Akışa Odaklanmak: Platform Araf demişken, cennet ve cehennem olarak öte dünyanın Dante’nin İlahi Komedya’sındaki tasvirinin Gogol’ü ne denli etkilediğini de hatırlatmıştık geçen hafta. Sadece Gogol’ü mü? Bugüne gelelim ve Platform adlı filmle devam edelim. Platform (İspanyolca adıyla Delik) salgın döneminde dijital yayıncılığın da etkisiyle birçok ülkede izlenme rekoru kırdı. Ama Dante’yle ilgisi ne? Dante, İlahi Komedya’nın Cehennem bölümünde, ortaçağ Batı dinselliğiyle de bağlantılı olarak 3 sayısına özel önem atfeder. Rekin Teksoy, Türkçeye çevirdiği yapıtın önsözünde bunun kanıtlarını sayar. Yapıtın tümünün üçlüklerden oluşması, giriş kantosu hariç her bölümde 33 kanto bulunması bunlar arasındadır. Bitmez elbette, Teksoy’un cümlesiyle: “Dante’nin tasarladığı cehennem, dibine doğru inildikçe daralan bir çukurdur. Bu çukur iç içe dokuz daireden (kattan) oluşur.” Cehennem Dante’de dokuz katlıdır; üçün katıdır. İlginçtir, Platform’da da başkahramanımız Goreng, 6 ay kalış sonunda diploma alma vaadiyle hapishane benzeri bir mekâna kapatılmıştır. Ancak burası yukarıdan aşağıya derinleşen bir çukurdur. Dahası, bu çukur hapishanenin 333 katı vardır. Aşağısı ise karanlık bir son duraktır. 333, üç tane üç; dokuzdur. Dante’nin 9 katlı cehennemi bu dünyada, Platform’da karşımızdadır şimdi. Sadece burada mı? Goreng 48. kata düşerek sistemi tanır; 6. katta mekanizmayı bozma kararı alır, 333. kata bu karar sonunda ulaşır. Öyleyse Platform, bu dünyaya indirilmiş bir cehennem alegorisidir, bu cehennem insan eliyle yaratılmıştır, herkese yetecek kadar kaynak varken herkesin hayatta kalması sağlanamıyorsa bu, dünyevi cehennemdir ve film, cehennemden çıkış için Don Kişot’vari kahramanı aracılığıyla bizi düşünmeye davet etmektedir. Peki, nasıl? Hapishane filmlerinde iki yol vardır: İlk ve en yaygın yol, bir kaçış stratejisi geliştirmek, macerayı bunun çevresinde kurmaktır. Kahraman, tünel kazar, duvarı deler, tek başına ya da birkaç kişiyle oradan kaçar. Ancak kaçtığı olumsuz düzen hâlâ yerindedir. Bozulan sadece güvenlik duvarıdır; kaçanlar kurtulur; kalanlar içinse, artan güvenlik tedbirleri nedeniyle çoğu zaman mekanizma daha da sertleşir. Platform, bunu tersine çevirir, dolayısıyla ikinci yoldur; kahramanımız Goreng kaçışı değil, akışı bozmayı düşünür. Kurtuluş, bir yerden uzaklaşmakta, kaçmakta değil, her yere sirayet eden yanlış işleyişi sekteye uğratmaktadır. John Berger, Sanatla Direniş’te şöyle bir cümle kurar: “Cehennem içeriden geçersiz ilan edildiğinde, cehennemliği son bulur.” Platform’un önerisi tam da budur. Cehennemden kaçışı değil, bu dünyayı cehennem haline getiren mekanizmayı boşa düşürmeyi isteyen; bu yolda, dinde sosyal mesaj, sosyal mesajda dinsel bir boyut arayan, bu sınırları her kesime ulaşmak için bilinçli şekilde bulanıklaştıran akıllıca bir tercihtir kanımca. Mekanizma Peki, ya mekanizma nasıl işlemektedir? Sıfırıncı katta mükellef bir sofra hazırlanır; her kata yetecek kadar yemek, platforma konur; ama üst kattakilerin aşırı ve bencil tüketimi sonucu, aşağı katlara yemek ulaşmaz. Aşağı katlar ölümle sınanır; çaresi, ya yukarı kata denk geldiklerinde kaçmaya çalışmaktır ki başarılamaz; ya da varkalış için hücre arkadaşlarını öldürmek, insan kanı ve etiyle beslenmektir. Yani alttakiler birbirini boğazlamaktadır. Bu, Hobbesçu bir dünyadır. Düzensizlik, yönetenler için “düzen”dir. Buraya giren herkes yanına sadece bir şey alabilmiştir. Kiminin tercihi bıçak, kiminin silah, kiminin de paradır. Bunlar, buraya girenlerin hayatta kalmak için geliştirdikleri bireysel savunma/kurtuluş stratejilerinin aletleridir. Goreng ise kitleden ayrışır; yanına bir kitap almayı tercih eder: Cervantes’in Don Kişot’unu. Bu gönderme elbette tesadüf değildir; zira filmde Goreng adım adım, kendini kurtarma arayışının ötesinde, “akışı, mekanizmayı bozma” öncüsüne dönüşecek; bir “aydın öncü” profili olarak da bu uğurda yukarıya çıkma (sınıf atlama), tek başına kaçmaya çalışma hedefleri yerine aşağıya yönelecektir. Bu, Goreng’in “Halka Doğru” hareketidir. Yöntemi mi? Goreng bir sahnede, “değişim asla spontane değildir hanımefendi” der. Bu, mekanizmanın kendiliğinden bozulmayacağına ya da bizim dışımızda bir kurtarıcı gelmeyeceğine dair irade beyanıdır. Böylece filmde cehennem kadar, cehennemden kurtuluş fikri de dünyevileşmektedir. Bu dünyevileşme yine özneleşme kararıyla birlikte gerçekleşir. Goreng’in öncüleşme serüveni de bu saptamanın izindedir: 6. kattaki arkadaşı Baharat ile birlikte son kata kadar inmek, herkesin ihtiyaçlarına göre pay almasını, yaşamasını sağlamak ve böylece mekanizmayı bozmaktır görevi. Cehennemi içeriden geçersiz ilan etmek. Sıfırıncı kata gönderilen mesaj da budur. Platform’un Goreng’i ile Palto’nun Akaki Akakiyeviç’i… Biri yerin altından, diğeri yerin üstünden, gökten verdi mesajını. Sokakta, hayatın içinde, gün ışığında, eşitlik talebiyle ve ölmeden var olmayı hak ediyorlar. Ama daha yolumuz, ara duraklarımız var. Öyleyse haftaya, Dostoyevski ve “Yeraltından Notlar” ile devam. Tank Palet oyunları SAYIŞTAY’IN TOKAT VE EDİRNE RAPORU Özel idarelerde usulsüzlük HAZAL OCAK Sayıştay Başkanlığı’nın il özel idarelerine ilişkin raporlarında bir dizi usulsüzlük tespit edildi. Raporlara göre Edirne Özel İl İdaresi, bazı mal veya hizmet alımları ihalesini piyasa fiyat araştırması bile yapmadan doğrudan temin usulüyle yaptı. Fiyat araştırmasının sadece alım yapılan firmaların tekliflerinden oluştuğu tespit edildi. Tokat İl Özel İdaresi de doğal afetler gibi özel hallerde kullanılan pazarlık usulü ihaleyi genel bir uygulama haline getirdi. Edirne İl Özel İdaresi 2019 Sayıştay Denetim Raporu’nda “Yapılan incelemede 2019 yılı içerisinde özellikle iki firmadan 658.224.03 TL ve 277.867.12 TL tutarında yoğun şekilde mal veya hizmet alımı yapıldığı ve piyasa fiyat araştırmasının sadece alım yapılan firmaların tekliflerinden oluştuğu tespit edilmiştir” denildi. Alım konusunda ihtiyacın arz piyasasına göre değerlendirme yapılması gerektiği belirtilen raporda, piyasa fiyat araştırmasında tek teklif alınmasının kamunun zarara uğratılmasına neden olabileceği vurgulandı. Rapora göre idare, ayrıca aynı ihale konusu içinde yer alabilecek mal ve hizmet alımlarını tek seferde ihale yapması gerekirken kısımlara bölerek doğrudan temin yöntemi usulüyle ihalesini yaptı. Sayıştay yapım işi ihalelerinin sözleşmelerinde teknik personel çalıştırılması şartının aranmadığını da tespit etti. Buna göre aralarında lise ve ortaokul onarım işinin de yer aldığı 2019 yılı içerisinde yapılan 15 ihalede bu şart aranmadı. İhale uyarısı Tokat İl Özel İdaresi 2019 Sayıştay Denetim Raporu’nda da mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinde “Pazarlık ihale usulü”nün yaygın bir şekilde kullanıldığı tespit edildi. Bu kapsamda idare, 28 adet mal ve hizmet alımı gerçekleştirdi. Pazarlık usulünün özel haller için düzenlendiği anımsatılan raporda özetle şu ifadelere yer verildi: “Pazarlık usulü ile yapılan alımların genel bir uygulama haline getirilmesi (sıklıkla kullanılması) kanunun amacı dışındadır. İhalelerde kural olarak temel ihale usullerinin kullanılmasına gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi kamu menfaatına uygun olacaktır.” SOYLU, IDLIB’DE BRIKET EVLERI INCELEDI İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, beraberinde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Hatay Valisi Rahmi Doğan, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu, AKP Hatay milletvekilleri Hüseyin Yayman, Abdulkadir Özel, Hüseyin Şanverdi ve Türk Kızılay ekipleriyle Suriye’nin İdlib vilayetine gitti. İdlib’de, AFAD koordinasyonunda yaptırılan briket evlerde yaşayan Suriyelileri ziyaret eden Soylu, çocuklara oyuncak ve çikolata dağıttı. Yapımı devam eden briket evleri inceleyen Soylu, yetkililerden inşa süreciyle ilgili bilgi aldı. ADLİ KONTROLLE SERBEST BIRAKILDI, ‘TATİLDEYİM’ DEDİ Ünğan sahte kimlikle yakalandı Covid19 salgını nedeniyle cezaevinden izinli çıkan uluslararası uyuşturucu kaçakçısı olduğu ileri sürülen “Hayalet Orhan” lakaplı Orhan Ünğan, sahte kimlikle yurtdışına kaçmaya çalışırken yakalandı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Ünğan, “Ailem ve dostlarımla tatildeyim” dedi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Ünğan’ın Sabiha Gökçen Havalimanı’nda sahte kimlikle yakalandığı belirtildi. İşlemlerin ardından Anadolu Adliyesi’ne sevk edilen Orhan Ünğan, adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı. Serbest kaldıktan sonra Antalya’ya gittiği öğrenilen Ünğan, yayımladığı video mesajında, “Ailem ve dostlarımla birlikte tatildeyim. Gözaltında değilim. Çıkan haberler doğru değildir” dedi. Orhan Ünğan, İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerif Zindaşti’nin kızı Arzu Şerif Zindaşti ve yeğeni Devrim Öztunç’un 2014’te Büyükçekmece’de içinde bulundukları cipte çapraz atışa tutularak öldürülmesi olayının “azmettiricisi” olduğu ididasıyla tutuklanmıştı. Bu davadan beraat eden Ünğan, Bolu 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yürütülen farklı bir soruşturma sebebiyle cezaevinden çıkamamıştı. Orhan Ünğan’ın kardeşi İlhan Ünğan, 7 Nisan 2019’da Kadıköy’de öldürülmüştü. O saldıranın azmettiricisinin ise Naci Şerif Zindaşti olduğu iddia edilmişti. l Haber Merkezi MELİH GÖKÇEK VE BÜROKRATLARA SUÇ DUYURUSU İptal edilen ihaleye devam etmişler Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), görevden el çektirilen ABB Başkanı Melih Gökçek döneminde, Gökçek’in memleketi olan Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinde meydan düzenlemesi ve park yapılmasına ilişkin ihalede usulsüzlük belirledi. ABB Meclisi, 14 Şubat 2017’deki görüşmelerde, Halfeti’de meydan düzenlemesi ve park yapılması için karar aldı. Kararda, işlerin “ivedi yapılacak ihale ile karşılanması” gerektiği belirtildi. İvedi olarak yapılmasına ilişkin gerekçe gösterilmemesine karşın ihale, davet usulü ile gerçekleştirildi. İhaleyi ise belediyeden daha önce çok sayıda ihale alan Korkutata ailesinden üyelerin yer aldığı MFK Turizm Şirketi, 1 milyon 699 lira bedelle kazandı. İhaleye katılması istenen şirketlere davetiye mektuplarının ise mevzuata aykırı şekilde ihale tarihinden bir gün önce tebliğ edildiği ortaya çıktı. Kamu İhale Kurumu’nun, durumun yasalara aykırı olması nedeniyle iptal kararı aldığı ancak buna karşın ihaleye devam edildiği tespit edildi. ABB, usulsüzlükler nedeniyle Gökçek ve dönemin bürokratları hakkında ihaleye fesat karıştırma ve görevi kötüye kullanma suçlarından suç duyurusunda bulundu. l ANKARA/Cumhuriyet DAYANIŞMA Adını Atatürk’ün koyduğu C’in yanındayız ve yaşatacağız. MUĞLA CUMOK’TAN AV. KEMAL ERTUĞRUL AV. BIRDAL ERTUĞRUL ABDÜLKADIR BOZACI SBK’de bir tutuklama SBK Holding ve holdinge bağlı 6 şirketin hesaplarından 132 milyon dolar kara para aklandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 kişi Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Şüphelilerden Kamil Feridun Ö., tutuklanırken Ayşe Nil Y. ve Ziyaattin B. hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve konutu terk etmemek şeklinde adli kontrol uygulanmasına karar verildi. Diğer şüpheliler ise serbest bırakıldı. Bu arada, yurtdışında olduğu belirlenen SBK Holding’in sahibi Sezgin Baran Korkmaz’ın, avukatı Cesim Parlak, müvekkilinin hakkında yurtdışına çıkış yasağı olmadığı için resmi yollarla çıkış yaptığını ve işlerini bitirdiğinde gelerek ifade vereceğini belirtti. l DHA Menemen için karar 4 Ocak’ta İzmir Valiliği, mahkemelik olan Menemen Belediyesi Başkan Vekilliği seçiminin 4 Ocak tarihinde yapılmasına karar verdi. CHP’nin adayı Deniz Karakurt ile AKP adayı Aydın Pehlivan arasında yeniden kura çekilecek. Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un tutuklanmasının ardından başkan vekili seçiminde kura çekimi yapılmış, CHP’li Deniz Karakurt kazanmıştı. Ancak AKP kura çekimine itiraz ederek mahkemeye taşımıştı. Kura çekimi iptal edilmişti. CHP’nin yaptığı itiraz ise reddedilmişti l İZMİR CHP’li Özkoç, yapılan işlemin bir özelleştirme olduğunun Sayıştay raporunda da yer almasının kendilerini haklı çıkardığını söyledi. Özkoç, “Bizim ordumuz kullanılarak yapılan bu işlem vatana ihanettir” dedi. Tank ve Palet Fabrikası’nın hülle yoluyla ASFAT üzerinden yüzde 51 hissesi Katarlılara ait olan BMC’ye verilmesiyMAHMUT LICALI le ilgili gizli karar ve protokol, Sayıştay’ın raporundan çıktı. Sayıştay, Resmi Gazete’de yayımlanmayan 1105 sayılı karar kapsamında 2018 yılında özelleştirme kapsamına alınan fabrikanın ASFAT AŞ’ye üçüncü kişilere kiralanması amacıyla bedelsiz devredildiğini, fabrikanın da 2019 yılında imzalanan bir protokolle 25 yıllığına BMC’ye kiralandığını bildirdi. ASFAT’ın stratejik bir planının bulunmadığı vurgulanan raporda, şirketin işçi ücretlerini, proje gideri ve satış olarak gösterdiği belirlendi. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Yapılan işlem vatana ihanettir” dedi. Tank ve Palet Fabrikası’nın 2019 yılında gizli bir kararla devredildiği ASFAT AŞ’ye ilişkin Sayıştay denetim raporlarında ilginç ayrıntılar yer aldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın özelleştirme olmadığını savunmasına karşın Sayıştay raporunda Tank ve Palet Fabrikası’nın 2018 yılında özelleştirme kapsamına alındığı vurgusu yer aldı. Gizli karar varmış Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olmadığını söylediği gizli kararın sayı numarasına atıf yapılarak fabrikanın devri Sayıştay raporunda şu şekilde yer aldı: “4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkındaki Kanun’un 2i maddesi uyarınca, 14 Mayıs 2019 tarih ve 1105 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile bedelsiz olarak ASFAT AŞ’ye devredilmiştir. MSB, ASFAT AŞ ve BMC Savunma Sanayi ve Ticaret AŞ arasında imzalanan 5 Ağustos 2019 tarihli protokol ile de 1. Ana Bakım Fabrikası Müdürlüğü’nün işletme hakkı 25 yıllığına BMC Savunma Sanayi ve Ticaret AŞ’ye devredilmiştir.” Ücret oyunu Raporda, 2019 yılı sonu itibarıyla ASFAT’ta 554 personelin bulunduğu, 116’sının merkez ve taşra birimlerinde görevli yönetim ve büro personeli olduğu, 438’nin ise SakaryaArifiye 1. Ana Tamir Bakım Fabrikası’nda çalışan işçiler olduğu anlatıldı. Raporda, ASFAT’ın projeden çıkış tutarı olarak gösterdiği 26 milyon 354 bin TL’nin 22 milyon 188 bin TL’sinin Arifiye Fabrikası işçilik giderleri olduğu kaydedildi. Raporda, 1. Ana Tamir Bakım Fabrikası’ndaki işçi ücretleri satış olarak kurumun finansal tablolarında yer alırken şu tespit yapıldı: “Şirketin 2019 yılı satışları önceki döneme göre yüzde 253 oranında artışla 27 milyon 102 bin TL olarak gerçekleşmiştir. Ancak 2018 yılına göre ortaya çıkan artış, şirketin asli faaliyet satışlarından ileri gelmemiş; 1. Ana Tamir Bakım Fabrikası’nda, ASFAT AŞ kadrosunda çalışmaya devam eden işçilerin aylık ücret ve diğer özlük hakları tutarının her ay işletici şirketten fatura karşılığı tahsil edilmesinden, diğer bir ifadeyle işçilik hizmeti satışından kaynaklanmıştır.” Sayıştay raporunda, ASFAT AŞ’nin 2018 ve 2019 yılında stratejik bir plan çalışması yapmadığı, mevzuat gereği bunun zorunlu olmadığı belirtilirken şunlara dikkat çekildi: “Ancak bu durum stratejik plan hazırlanmasına engel teşkil etmemektedir. Şirketin kuruluş amacı ve faaliyet yapısı dikkate alındığında, bunun önemi açıkça ortaya çıkmaktadır.” Raporda, ASFAT AŞ’nin bütçeleme formatında eksiklikler olduğu belirtilerek 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin bütçe hazırlanamadığı kaydedildi. ‘Vatana ihanettir’ CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, yapılan işlemin bir özelleştirme olduğunun Sayıştay raporunda da yer almasının kendilerinin haklılığını ortaya koyduğuna işaret etti. Özkoç, “Defalarca söyledik: Özelleştirme kapsamında bedelsiz devredildi. Hülle yoluyla AFSAT üzerinden bu özelleştirmeyi gerçekleştirdiler. Bu yasalara aykırıdır, yasaları boşa çıkarmaktır” diye konuştu. Ordu malının ASFAT aracılığıyla hülle yoluyla Katarlılara peşkeş çekildiğine işaret eden Özkoç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakını olan Talip Öztürk’ün de ortak edildiğini kaydetti. 18 ay içinde ilk tankın teslim edilmesi gerekirken fabrika içinde bugün bile tank yapılmadığını söyleyen Özkoç, “Bizim ordumuz ve askerimiz kullanılarak yapılan bu işlem vatana ihanettir” dedi. l ANKARA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear