23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 EYLÜL 2020 SALI 30 35 57 71 73 77 Joker SONUÇLARI 5 BİLEN: 315.058.65 TL 4 BİLEN: 1.779.95 TL 3 BİLEN: 118.80 TL 2 BİLEN: 11.35 TL 24 ON NUMARA 01, 05, 10, 19, 20, 26, 29, 36, 39, 42, 55, 59, 61, 64, 65, 68, 71, 72, 74, 77, 78, 80 10 BİLEN: 148.887.70’er TL (2 kişi) 9 BİLEN: 4.155.95’er TL 8 BİLEN: 248.30’ar TL 7 BİLEN: 44.80’er TL 6 BİLEN: 8.20’şer TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 6.75’er TL ‘Kendimle “Sanatdünyaya haykırmalı. Sanatçının içinde o haykırış, ifade yoksa bunun adı ‘memur sanatçılık’ oluyor. Müziği sevdirme yerine küstürüyor.” konuşuyorum’ Tohumlar geleceğe atılıyor MEHMET İNMEZ Bodrum Belediyesi’nin Tarım ArGe ve Yerel Tohum Merkezi törenle hizmete açıldı. Açılışa, CHP PM üyesi ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP PM üyesi ve İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, CHP Muğla Milletvekilleri Mürsel Alban, Süleyman Girgin ve Suat Özcan, STK başkan ve yöneticileri katıldı. Bodrum’un geleceğini, geçmişinden kopmadan şekillendirmek ve gelecek nesillere üretken bir kültür bırakmak için çalışmaların sağlam adımlarla devam ettiğini belirten Belediye Başkanı Ahmet Aras konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün burada yapılan, küresel şirketlerin bizlere dayattığı ve hasta eden o hibritli tohumları satan kapitalist düşüncenin önüne geçmekteki ilk adımdır. Bizden önceki nesillerin binlerce yıldır biriktirdiği, gözü gibi saklayıp kiler köşelerinde sakladığı tohumları alacağız ve bu tohum merkezimizde Karaovamızın bağrında saklayarak gelecek nesillere aktaracağız. Tüm dünya şu gerçeği biliyor ve kabul ediyor; gıdayı kontrol ederseniz insanı kontrol edersiniz. Biz de diyoruz ki eğer üretimden vazgeçerseniz geleceğinizi kaybedersiniz” diye konuştu. l İZMİR Atatürk’ün makam araçları Samsun’da CEMİL CİĞERİM Samsun’daki Gülsan Sanayi Sitesi’nde otomobil tamircisi Enver Yıldırım, Atatürk’ün makam aracı olarak kullandığı otomobillerden dördünün benzerini yaptı. Otomobilleri Anıtkabir’e giderek gören ve edindiği fotoğraflara bakarak yapan Enver Yıldırım, Samsun’a dört makam aracı kazandırdı. Enver Yıldırım 2020 yılında da Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’in talimatı ile iki makam aracı daha yaptı. 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a çıkan ve silah arkadaşları ile birlikte 25 Mayıs 1919 günü üç hurda Mercedes marka otomobille Havza’ya giden Mustafa Kemal Atatürk’ün o yolculukta kullanılan iki otomobilinin benzerini yaptı. Otomobillerden birine “1919 SAMSUN” diğerine de “55 ATA 55” yazılı plakalar takıldı. Yeni yapılan otomobillerden birinde Mustafa Kemal Atatürk’ün balmumu heykeli de bulunuyor. Makam araçları ulusal bayramlarda ve diğer bazı özel günlerde Samsun’da kent turu atıyor. l SAMSUN ‘Söz verdiniz, koşulları iyileştirin’ İzmir’in Tire Belediyesi Köpek ve Rehabilitasyon Merkezi’nde hayvanseverler, köpeklerin kötü koşullarda bakıldığını öne sürüp tepki gösterdi. 1 yıldır hayvan hakları için mücadele verilen ve pek çok kez gündeme gelen barınakta, belediyenin söz verdiği gibi hayvanların yaşam koşullarını bir an önce düzeltmesi isteniyor. Kimsesiz Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği (KİHAYKO) Tire Temsilcisi Seher Kul, “Tedavi yok. Mama ihalesine hala girilmedi. Temizlik anlamında çok kötü durumda. Hayvanlar ölüyor. Geçen yıl bir köpeğin bir köpeği yediğini gözlerimizle gördük” dedi. Tire’de yaşayan hayvanseverlerden Fulya Erdal, “Barınakta hayvanların birbirlerine karşı hırçınlaşmalarını gördüm. Açlıktan taş kesi lip öldüklerini gördüm. Belli bir alanda ölüp gömüldüklerini duydum. Biz duyarlı arkadaşlarla gömülen yerleri açtırmak istiyoruz. Böyle olduğu sürece bu hayvanlar ne kadar yaşamak için mücadele edebilirler bilmiyorum” dedi. l DHA SÜLEYMAN BOZ Piyanodaki ustalığı, besteleri ile dünyada iyi tanınan bir sanatçımız o. Sadece mesleğinin sınırlarından dünyayı seyretmekle yetinen biri değil. Ülkesinin, halkının, dünyanın sorunları ile dertlenen, düşüncelerini her ortamda ifade eden, her an lamda sınırları aşan bir eylemli aydın. Onun konumundakilerin çoğu sosyal medyayı zül sayar. O ise bu kanalları bir mücadele, aydınlatma aracı olarak virtüöz maharetiyle kullanıyor. Videoları, yazıları, cesareti ile karanlığı yarmayı sürdürüyor. Fazıl Say’dan söz ediyoruz. Suya Yazılan adlı 4. kitabı ile yine epey gündem ya ratacak. Sosyal medyadan paylaştığı anılar, anekdotlar, tavsiyeler, eleştiriler, konser gezilerinden oluşan yazılar da var kitapta. Müzikle uğraşan, sanatsever herkesin başucu kitabı olacak “olgunlaşmış” ama “delikanlılığı” elden bırakmayan bir yurtseverin çığlıkları adeta... Fazıl Say ile söyleşiyoruz. Kitaplarım sorumluluk ifadesi Sevgili Fazıl, nereden çıktı kitap fikri? 50. yaşına bir armağan mı? Korona günleri, içsesini duyma fırsatı mı yarattı? Kitaplarımın hepsi sosyal medyada yazdığım yazıların gözden geçirilmesi sonucu basılanlardır. Yazar değilim, müzisyenim. Tarihe de not düşme sorumluluğum var. Demokrasi, özgürlük, sanat adına. Kitaplarım sorumluluğumun ifadesidir. Bir yolda ısrarla gidin Kitap bazen günlük gibi Cibran ya da Osho kitabı gibi öğütlerle dolu, yer yer matrak anılarla fıkra kitabı gibi. Beethoven sonatlarına dair bölümlerle ders kitabı gibi. Edebiyatta yeni bir tür mü yaratıyorsun? Çok haklısın. Kitabım genç sanatçılara tavsiyeler, sanatseverlere bilgilendirmeler gibi anlaşılabilir. Aslında ben kendimle konuşuyorum, kendime tavsiyelerde bulunuyorum. 50 yaşındayım. Kitabı okuyanlar “Genç değilim ama bana da tavsiye gibi geldi kitabın, hayatla iç içe senin tavsiyelerin, sadece müzikle ilgili değil” diyorlar. Felsefi bir yörüngeden söz ediyorum. Belli bir yolda ısrarla gitmelerini öneriyorum. Kendime öneriyorum. Değişmeyen tek şey değişimdir. Paylaşmak güzel şey. Yeni fikirler ve yeni metotları paylaşmak için yazdım. Konserler için (yılda 130 konser) koşuşturduğumda ruh ve fiziksel olarak çok yorucu tempomda kendimle çok baş başaydım. Bir yalnızlık savaşıydı bu aynı zamanda. O yüzden kendime, daha çok da genç sanatçılara tavsiyelerim oldu. Hayatımızdan çaldılar Arada iktidarlarla çatışıyorsun. Baskılar, davalar, yıldırma girişimleri... İktidarlarla hemfikir olmadığımız konularda fikrimizi hep söyledik, hep söyleyeceğiz. Beni çok etkileyen sansüre uğradığım dönemler oldu. İhanetler de var. İlla ki sansürü iktidar yapıyor diye bir şey yok. Bakıyorsun meslektaşlarının kıskançlığı altını oymuş. Ülkemizin son 1015 yılında sanat ve muhalif sanatçılar için sansür açısından kötü bir dönem oldu. Bunun içinden hepimiz yara bere içinde çıktık. Hayyam rubaisini retweet ettim diye ceza alıp davanın düşmesi dönemini içeren 45 yılı hayatımızdan çalınmış gibi değerlendiriyorum. Düşünsene, Londra, Hamburg, Berlin’de konser yapmışsın, ülkene dönmüşsün, havaalanından Kartal Adliyesi’ne ifade vermeye gidiyorsun! Filanca cemaatin şikâyeti varmış. Din tüccarlarının eline düştü bir dönem. Temizlenmesi için hepimiz mücadele ettik. En sonunda iktidarın kendisini de yedi bu işler, buna şahit olduk. ‘TÜRKIYE’DE SANAT ORTAMI VAHŞI’ Türkiye’deki müzik ve sanat eğitimine çok değini yorsun. Kadro, “memur sa natçılar” konusu.. Devletin sanata, sanatçılara şaşı ba kışı, “üvey evlat” tavrı, ön yargılar nasıl değişir? Sanat dünyaya haykırmalı. Sanatçının içinde o haykırış, ifade yoksa bunun adı “me mur sanatçılık” oluyor. Mü ziği sevdirme yerine küstü rüyor. Bunun önüne geçmek için hevesli genç sanatçıların o kadrolarda olması lazım. İD SO, ADSO, Adana vs. kadro lar açık, orkestralar eksik. Yıl lardır sanatçı alınmıyor. Dün ya ile iç içe bir Türk sanatı Ahmet Say olması için sistemin tümden “Babam opera yazmamdan yana değil. Demode sanatlar araele alınması gerekiyor. Kita sında kaldığını düşünüyor. İlginç bir şey yaratılırsa, tasarım ve bımda bunlara geniş yer ver müzik olarak her şeyiyle, enternasyonel olarak ses getirecek dim. Kavga çıkarmak için de tir. Ben vokal değil, entsrüman bestecisiyim. Senfonik müzik ve ğil, ülke iyiliğine, hayrına.. piyano, bazen de şarkı besteliyorum. Olayı iyi bilmem, teatral “Memur sanatçı” bir kavram. dengeyi iyi kurmam, öğrenmem lazım. Hayatımda yaparım diye Çalışan sanatçılar üstüne düşünüyorum ama sözünü de vermeyeyim.” alınmasın lütfen. Konu mem leket konusu. Usta çırak ilişkisi de bu sanatın ustalığını öğrenmek için birlikte olurduk. Kamuran Hocam çok değerlidir. Hocalarını anlattığın bölümlerde bir 1982 sonrası 56 yıl, 1217 yaş arası önemli hüzün çöküyor. Ustaçırak ilişkisi önemli dönemimde benim gelişimimi o sağlamıştır. midir müzikte? Türkiye’deki sanat ortamında birbirini yeme Çok çok önemli. Ailenden bile daha fazla, celer, kuyu kazmacalar dünyadakinden da daha yakın, ustalarla vakit geçiriyorsun. Mit ha sert ve vahşi oluyor. Kamuran Hocamı da hat Fenmen, Kamuran Gündemir ve Davit kendi camiası bezdirmiş, harcamıştır. Bunun Levine hocalarımla haftanın uzun saatlerin üzüntüsünü yaşardı. VEDAT ARIK Şiire ilgim büyük Beslendiğin bir damar da Türk şiiri. Nâzım vazgeçilmezin. Daha çok İkinci Yeni fanatiği misin? Ahmet Arif, Dağlarca, Özdemir Asaf, Refik Durbaş, Küçük İskender’e de yer var mı şarkılarında? Aynen öyle! Şiir küçüklüğümden beri hayatımda. Gençliğimde de şiirler besteledim. İlk şarkılar gibi. Gelecek ay “Şu Dünya’nın Sırrı” adlı bir şarkı albümümüz de çıkıyor. Bu sefer eski Türk şairlerinden çok aldım; Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan, Hayyam.. Yenilerden; Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Metin Altıok. Her zaman şiire ilgim büyük. Çünkü, şiirin müzikle olan bütünleşmesinden aldığım haz çok büyük.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear