23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 26 EYLÜL 2020 CUMARTESİ HABER ‘Adalet Hareketi’ Türkiye’de baskıların, tutuklamaların, sürgünlerin mağdurları genelde iktidarlara cesaretle karşı gelenler, çağdaş ve emekten yana değerler uğruna yazanlar, çizenler ve mücadele edenlerdir. Fakat ne hikmettir ki mağdurlar çoğunlukla cumhuriyetçilerde ve solda, bu hissi sömürenlerse hep otoriter sağdadır. Sağ siyasetin Demirel’in Adalet Partisi’nden günümüzde Adalet ve Kalkınma Partisi’ne kadar topluma adalet teması etrafında bir yeni düzen ya da sahte değişim vaadi sunması, baskıcı ve sermaye yanlısı kesimlerin adalet söylemini kendi ellerinde oyuncağa dönüştürmesinin, halkın bu özlemini sömürmesinin uzantısıdır. Demek ki yaptıkları sömürü emekle, dinle sınırlı değildir. Özlemler de sömürülmektedir. Toplumun özlemleri içinde, farklı özlemler arasında zincir kuran kavramsa adalettir. Bugün, yıllarca sağ siyasetler tarafından sömürülen adalet kavramının demokratik, çağdaş ve emekten yana bir düzen için birleştirici, köprü kurucu işlev görmesi, kavramın sömürüden kurtarılması mümkündür, şartlar uygundur. Denemeler de yok değildir; CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde başlayan Adalet Yürüyüşü önemli bir adım olmakla birlikte, siyasal alana bu tema etrafında hükmeden genişletici bir devamlılık sergileyemedi. Siyasal İslamcıların da milliyetçiliği toplumu ayrıştırmak ve kutuplaştırmak için kullanan yapıların da Türkiye’nin adalet özlemine yanıt veremeyeceği tarih ve tecrübeyle sabit. Bu noktada, adalet teması etrafında, toplumun farklı kesimlerinin özlemlerini ve beklentilerini siyasal alana taşımak için particiliği aşan bir harekete ihtiyaç olduğu kesin. Birçok yeni parti kuruluyor bu aralar. Türkiye’nin yeni partilerden çok, geniş bir Adalet Hareketi’ne ihtiyacı var oysa. Farklı talepler etrafında birliği sağlayacak köprü, birleştirici zemin Adalet olmalı. Adalet var mı? Adalet yok mu? Ben sorayım: var mı? Adalet olsa, aile, akraba, tarikat ya da parti bağıyla hak etmediği yerlere birileri gelebilir miydi? Yüz binlerce genç işsizlik sarmalında yaşama tutunmak zorunda bırakılır mıydı? Adalet olsa; kimisi çocuklarına özel dersler için daireler tutarken kimilerinin çocukları tarlada, toprakta, fabrikada, sokakta çalışmak zorunda kalır mıydı? Adalet olsa, binlerce sağlık emekçisi aylardır geceli gündüzlü ve canları pahasına bizim için mücadele ederken, birileri yeni yeni saraylar diktirebilir miydi? Adalet olsa, haksızca zenginleşenler milyonlarını yurtdışına kaçırıp vergi vermezken, verginin yükü emekçinin sırtına bindirilir miydi? Adalet olsa, geçinemeyen emekliler ek iş bulup çalışmak zorunda kalırken, 65 yaş üstü siyasetçiler sadece kendilerine göre bir siyaset dünyası kurarlar mıydı? Adalet olsa, mafya örgütlenmeleri dışarıda cirit atarken, iktidara ve ittifaklara göre affa uğrarken, siyasal muhalifler soruşturmalarla, tutuklamalarla, işten çıkarmalarla uğraşmak zorunda kalır mıydı? Adalet olsa, gazeteciler tutuklanır, üniversiteler yandaş çiftliğine dönüşür müydü? Adalet olsa; bir siyasi partiyle, hareketle bağı olduğu bilinenler serbest kalırken, başka bir siyasi partiye mensup kişilere, dün sabah olduğu gibi 5, 6 yıl sonra yeni suçlar icat edilir, sabaha karşı gözaltı operasyonları düzenlenir miydi? Adalet olsa, bu ülkenin kurucu lideri Atatürk’e ve kurtuluşun kadrolarına sabahtan akşama kadar hakaret, küfür edenler neredeyse el üstünde tutulur muydu? Adalet olsa, iç savaş, çatışma çığırtkanlığı yapanlar cezasızlıkla ödüllendirilirken, eleştirel tweet atanlar, yazı ya da kitap yazanlar kovuşturulur, muhalif televizyon kanalları kapatılır mıydı? Liste uzar gider. Her sorunun bağlandığı yer Adalet’tir. Emekten, milli bağımsızlıktan, demokrasiden, şiddetsiz ve barışçıl bir dünya özlemi duyanlardan oluşan, her siyasette kendine bu değerlerle yer açmaya çalışan onlarca öncü var. Sorun parçalılık, mahallelere bölünmüşlük, yalıtılmışlık ve öncelikler sıralamasıdır. Parçaya değil bütüne, bir “Adalet Hareketi”ne ihtiyacımız var. Varank: Asla unutmayız Diyarbakır’da Sanayi Mektebi’nin açılış töreninde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, operasyonun “adli mercilerin takdiri” olduğunu söyledi. Varank, “Günlerce şehirlerimizi yakıp yıkan, kamu binalarımızı talan eden, Yasin Börü başta olmak üzere birçok sivilimizin canına kasteden bu olayları, bu işin sorumlularını unutacağımızı sanıyorlarsa, büyük yanılgı içindeler. Türkiye’yi terör iklimiyle dize getirme planlarının ilk aşaması olan 68 Ekim olaylarını, bu ihaneti biz asla unutmayız. Hamt olsun, bize kurulan tüm tuzakları tersine çevirdik” dedi. l İç Politika Demirtaş ve Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 82 kişi hakkında gözaltı kararı verildi Kobani operasyonu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın 37 kişinin yaşamını yitirdiği olaylarda, “sokağa çıkma” çağrısı yapanları kapsadığını açıkladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu’nun da tutuklu bulunduğu Ayn El Arab (Kobani) için düzenlenen eylemlere ilişkin soruşturması kapsamında 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Soruşturma kapsamında, eski HDP’li vekil Sırrı Süreyya Önder, Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, HDP’li eski vekiller, belediye başkanları ve MYK üyeleri gözaltına alındı. Başsavcılık, olay tarihlerinde HDP MYK üyesi olan ve hâlâ HDP milletvekili oldukları anlaşılan 7 kişiye fezleke düzenleneceğini de açıkladı. 7 HDP milletvekilinin isimleri ise şöyle: Garo Paylan, Meral Danış Beştaş, Pervin Buldan, Hüda Kaya, Hakkı Saruhan Oluç, Sezai Temelli ve Serpil Kemalbay. Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, üke genelinde “Kobani” olayları olarak bilinen terör amaçlı eylemlerde 35 il, 96 ilSırrı Süreyya Önder çe ve 131 yerleşim yerinde 6 Ekim 2014’te başlayarak 9 Ekim’e kadar süren olaylarda 37 yurttaşın yaşamını yitirdiği belirtildi. Açıklamada, 37 nitelikli adam öldürme, 29 adam öldürmeye teşebbüs, 3 bin 777 mala zarar verme, 25 alıkoyma, 395 hırsızlık, 15 yağma, 308 işyeri ve konut dokunulmazlığını ihlal, 13 Türk bayrağını yakma, 7 Atatürk’ü Koruma Yasası’na muhalefet suçunun işlendiği, ayrıca 326 güvenlik görevlisi ile 435 yurttaşın yaralandığı kaydedildi. Açıklamada, “Eylemlerde sokağa çıkma çağrısı yapan PKK/KCK terör örgütü ve sözde örgüt yöneticileri ile bazı siyasi parti yönetici ve partililer hakkında, soruşturma başlatılmış, soruşturma kapsamında Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu tutuklu bulunmakta olup gelinen aşama itibarıyla Ankara merkezli 7 ilde, 25 Eylül 2020 tarihinden geçerli olmak üzere 82 şüphelinin gözaltına alınmasına karar verilmiştir” denildi. Bilgen’in evinde arama Terörle mücadele ekipleri, eski milletvekili ve HDP’li Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in Kars’taki evinde arama yaptı. Bilgen, zırhlı araca bindirilerek gözaltına alınırken, evin önünde toplanan bazı partililer de duruma tepki gösterdi. Eski HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise Aksaray’da bir otelde gözaltına alınarak Ankara’ya getirildi. Gözaltına alınanlar arasında eski HDP milletvekilleri Ayla Akat Ata, Altan Tan, Nazmi Gür, Emine Beyza Üstün, Emine Ayna, MYK üyesi Alp Altınörs, eski HDP MYK üyesi Cihan Erdal, HDP’li RTÜK üyesi Ali Ürküt ile mevcut ve eski HDP yöneticileri yer aldı. Terör örgütü PKK’nin sözde dağ kadrosunda yönetici konumunda olan Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan, Rıza Altun, Duran Kalkan, Murat Karayılan, Zübeyir Aydar, Remzi Kartal, Sabri Ok, Salih Müslüm Muhammed, Azime Yılmaz ve Hacire Ateş hakkında da gözaltı kararı verildi. ‘YARGIDAKI KUŞKUYU ARTIRIYOR’ Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, gözaltılara ilişkin Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Konu hakkında adli soruşturmanın hangi aşamada olduğunu, nasıl ve neden yürütüldüğünü bilmiyoruz. Bir hukukçu olarak, siyasi değerlendirme yapacak değilim. Adil yargılanmada soruşturmaya başlamak için 6 yıl beklemek; ne Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ne de Türk Anayasası’na uyan bir olay. Bunun kabul edilebilir tarafı yok. Şimdi öğrendiğimiz, 6 yıl sonra bir soruşturmanın başlamış olduğu. Rahatsız eden tarafı da zaten bu. Bu olay, Türkiye’de cereyan eden bazı olaylarla bağdaştırma olanağını ve yargı üzerindeki kuşkuyu daha çok artırıyor” dedi. Ayhan Bilgen’in daha önce Kobani olaşlarından yargılanması ve hakkında hak ihlali kararı verilmesini de değerlendiren Kanadoğlu, “Tekrar yargılamak, hak ihlalinin tekrarı olur” diye konuştu. BILGEN’E TAZMINAT Ayhan Bilgen, 2017 parti sözcülüğü görevini yürütürken yine Kobani eylemleri soruşturması kapsamında 8 ay tutuklu kalmıştı. Anayasa Mahkemesi, “tutuklamanın hukuki olmaması” nedeniyle hak ihlali kararı vererek Bilgen’e 20 bin TL tazminat ödenmesine hükmetmişti. l ANKARA CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, HDP’nin elindeki son ilin de alındığına dikkat çekti Çöküşü gizlemeye çalışıyorlar KEMAL KILIÇDAROĞLU, SANCAR’I ARADI: OPERASYON SIYASI CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ı arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. HDP’den yapılan bilgilendirmeye göre görüşmede, Kılıçdaroğlu “operasyonun siyasi nitelikte olduğuna inandıklarını” belirterek “operasyonun, iktidarın her alandaki sıkışmışlığıyla bağlantılı olduğunu” kaydetti. Sancar ise “hükümetin içeride ve dışarıda siyasi çıkmaz yaşadığını ve bu nedenle HDP’ye yönelik saldırılarına hız vererek bu durumun üzerine örtmeye çalıştığını” ileri sürdü. İsptraontbeuslt’doa HDP’ye yönelik operasyonlara karşı çok sayıda kişi dün Kadıköy’de HDP ilçe örgütünün önünde eylem yaptı. HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, TBMM’de Kobani olaylarını araştıracak bir komisyonun kurulmasını iktidarın kabul etmediğini söyleyerek, “Neyden korkuyorsunuz?” dedi. HDP İl Eş Başkanı Erdal Avcı ise “Ahmet Davutoğlu, Selahattin Demirtaş ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını açıklamalıdır” dedi. l Haber Merkezi Sancar: İntikam operasyonu HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin eski milletvekilleri ve siyasetçilere yönelik operasyonun siyasi intikam operasyonu olduğunu belirterek, “Bu iktidardan ve bu gidişattan bu zihniyetten bu politikalarından rahatsız olan herkes gücünü birleştirmelidir. Mücadeleyi büyütmenin yolu yan yana gelmek, ortak ilkelerde birlikte mücadele etmektir” çağrısında bulundu. Önerge vermiştik Sancar, operasyonla ilgili partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. “5 yıldır devam eden darbe planının yeni bir uygulaması ile uyandık güne” diyen Sancar, “Bu apaçık bir intikam operasyonudur. Bahçeli’nin her söylediğini talimat gibi algılayan, serbest bırakılmasını istediği kişileri ertesi gün serbest bırakan, iktidarın büyük ortağının tutuklanması gerektiğini söylediği herkesi ertesi gün operasyonlarla rehin alan bir yargı aparatıdır” dedi. 68 Ekim olaylarının sorumlusunun HDP olmadığını söyleyen Sancar, buna ilişkin herhangi bir delil ortaya konmadığını, Meclis’te de defalarca araştırma önergesi verdiklerini ancak iktidar oylarıyla reddedildiğini belirtti. “Eğer adil ve tarafsız bir araştırma ve soruşturma yürütülürse iktidar, elindeki bu kirli propaganda imkânını kaybedecektir” ifadelerini kullanan Sancar, “Biz nikah sonrası soluğu Saray’da alan savcının bu operasyonu hangi kaygılarla başlattığını ve yürüttüğünü biliyoruz. Hangi talimatlar çerçevesinde hareket ettiğini de biliyoruz” diye konuştu. Sancar, Ayhan Bilgen ve bazı isimlerin 68 Ekim olayları gerekçesiyle yargılanıp beraat ettiklerin, açılan bazı soruşturmaların da takipsizlikle sonuçlandığını vurguladı. Öte yandan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik başkanlığındaki heyetler de HDP’yi ziyaret ederek Sancar ile görüştü. l ANKARA/Cumhuriyet MHP’DEN OPERASYON DEĞERLENDİRMESİ: Emperyalizme mesaj SELDA GÜNEYSU Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HDP’lilere yönelik operasyonu MHP kanadı “olması gereken” olarak değerlendiriyor. MHP’ye göre operasyonun üç önemli boyutu var. Birincisi ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin geçen günlerde, “Türkiye, terör örgütlerine askeri operasyon yapmayacak” açıklaması. İkincisi eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın hakkında devam eden soruşturma ve muhalefetin erken seçim söylemlerinin önüne geçmesi. Cumhuriyet’e, operasyon hakkındaki partinin görüşü üzerine değerlendirmelerde bulunan MHP kurmayları, bu opersyonun aynı zamanda “emperyalizme ve emperyalizmin güdümüne girenlere yönelik bir operasyon olduğunu” değerlendiriyor. ABD’nin Suriye Temsilcisi James Jeffrey’in, PKK/YPG liderleri ve ENKS temsilcileriyle yaptığı görüşmede, “Türkiye’nin bölgede yeni bir askeri operasyon başlatmayacağına” yönelik sözleri anımsatılıyor. Bu sözlerle Jeffrey’in “kimi ve kimleri işaret ettiğinin tespit edilmesi gerektiğine” vurgu yapılırken, “sözlerin alt mesajı için Türkiye’nin yakın tarihine bakılması gerektiği” savunuluyor. Kobani, 68 Ekim olayları ve o süreçte yürütülen Doğu illerindeki “Hendek Operasyonu”nun ardında kimlerin olduğunun aydınlatılması gerektiğine işaret ediliyor. MHP’li kurmaylar, “erken seçim” tartışmalarına da sert çıkıyor. Kulislerde, HDP’ye yönelik böyle bir operasyonun da “muhalefetin dile getirdiği erken seçim iddialarını boşa çıkardığı” yorumları yapılıyor. CHPGrup Başkanvekili Özgür Özel, 68 Ekim 2014 tarihindeki Kobani eylemler, nedeniyle HDP’ye yönelik düzenlenen operasyondaki amacın kötü giden ekonomiyi gizlemek olduğunu belirterek “Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, bu iddiayla 9 ay tutuklu kalmış ve daha sonra Anayasa Mahkemesi haksız tutukluluk nedeniyle tazminat ödenmesine hükmetmişti. Yeni bir delil varsa açıklayın biz de bilelim” dedi. Özel, dün CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda açıklamalarda bulundu. Bilgen’in gözaltına alınmasıyla HDP’nin elindeki son il belediyesinin de alındığına dikkat çeken Özel, “Ekonomideki çöküşü gizlemeye çalışıyorlar. Siyasette yeni çalkantı yaratmak isteyenlere milletimiz uyanık olsun” dedi. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin terör örgütü YPG/PKK elebaşları ile Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) temsilcilerine Türkiye’nin bölgeye yeni bir operasyon düzenlemeyeceği güvencesini verdiği iddialarını değerlendiren Özel, “Bu kararı bizim adımıza James Jeffrey nasıl veriyor? Erdoğan bu konuda Trump’a ne dedi? Bugüne kadar yalanlanmadığına göre, doğruluyorlar. 6 yıl önce Erdoğan, cumhurbaşkanı olmadan önce muhalefet kulisinde Sırrı Süreyya Önder ile çaykahve içip şakalaşıyordu. Şimdi ise MHP ile birlikte 6 yıl önceki Sırrı Süreyya’yı yargılamaya kalkıyorlar” diye konuştu. Eski Zaman gazetesi yazarı Mümtaz’er Türköne’nin serbest kalmasına ilişkin de Özel, “Türköne, Bahçeli’nin 3 ay önceki sözlerinin ardından bırakılmıştır. MHP senin FETÖ’cün kötü, benim FETÖ’cüm iyi noktasına gelmiştir” ifadelerini kullandı. l İç Politika YAPILAN ZULÜMDÜR CHPtemsilcileri, çok sayıda eski milletvekili ve siyasetçinin de aralarında olduğu kişilere 6 yıl önce gerçekleşen Kobani olayları gerekçesiyle yapılan operasyona tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, önceki gün Merkez Bankası tarafından 2 puanlık faiz artışına gidilmesinin ardından operasyonun zamanlamasının manidar olduğuna da işaret ederek “Faizler düşerse enflasyon düşer diyen Saray’ın ekonomi bilmez tek adamının ve sosyete damadının gündem değiştirme çabasını boşa düşürmek gerekiyor. Gaspla, hınçla, hırsla devlet yönetilemez” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, iktidarın ne zaman ekonomik ya da yönetsel açıdan zora düşse bir kriz yaratarak gerçekleri perdelemeye çalıştığını ifade ederek “Gözaltılar, keyfi ve hukuk dışıdır. Tamamen siyasidir” dedi. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Gözaltılar Saray’a düğün hediyesidir” diyerek tepki gösterirken CHP milletvekili Tuncay Özkan da “Tam altı yıl sonra yargılanıp serbest kaldıkları dosyadan yüzlerce siyasetçiye yaptığınız zulümdür. Bunların sonunda zulmünüzde boğulursunuz” açıklaması yaptı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘DEVLET ADALETLE YÖNETİLİR’ HDP’ye yönelik operasyona, siyasi parti temsilcilerinden de tepki geldi. Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, “Yürütmeyle ilişkisinin başsavcının Saray’a düğün ziyaretiyle sembolleştiği yargıdan, hukuk ve adalet çıkmayacağı açıktır” dedi. DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Olaydan 6 yıl sonra Ayhan Bilgen, Altan Tan, Süreyya Önder ve diğerlerinin sırf hukuki gerekçelerle gözaltına alınmış olduğunu düşünmek, abesle iştigal olur. Yargıyı araçsallaştıran siyaset anlayışı adalet duygusunu ezdikçe terör örgütlerini sevindirir. Devlet adaletle yönetilir” ifadelerini kullandı. Gelecek Partisi Sözcüsü Selim Temurci, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Siyasi rakiplerimizi terörize ederek ve yargıyı buna alet ederek daha demokratik bir Türkiye’ye ulaşamayız. HDP yerel seçimlerde Cumhur İttifakı’nda yer alsaydı, bu gözaltılar olur muydu? Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, haksızlıklar ve zulüm karşısında dimdik durarak bu imtihanı vermeliyiz” dedi. SP Sözcüsü Birol Aydın da “adalete olan güvenin sarsılmaya devam ettiğini” belirterek, “6 yıl sonra ne değişti de yargılanıp serbest kaldıkları dosyadan dolayı insanları sabahın erken saatlerinde evlerinden gözaltına alıyorsunuz” diye sordu. AB: Beklemedeyiz AB Komisyonu Sözcüsü Ana Pisonero, “Avrupa Birliği halihazırda Türkiye’deki antiterör yasaları ve uygulamalarına ilişkin kaygılarını birçok kez dile getirdi. Benzer endişeler devam ediyor. Tepki konusunda şimdilik biz de beklemedeyiz” dedi. l ANKARA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear