Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 14 EYLÜL 2020 PAZARTESİ HABER/YORUM Çevrecilik ve şehircilik nedir? Sanayi, teknoloji, tarım, hayvancılık alanlarında üretime dayalı bir ekonomi geliştirmekte yetersiz kalan Türkiye, büyük bir şantiyeye dönüştü. Üretim ekonomisinin yerini beton ekonomisi aldı. Buna tembellik ve miskinlik ekonomisi de denebilir. Sanayide, teknolojide, tarımda, hayvancılıkta tembelleşen kamu sektörü ve özel sektör, umudunu inşaata ve betona bağladı. Padişahlık yetkileriyle donatılan “Cumhurbaşkanlığı”, imarlaşma, çarpık yapılaşma ve betonlaşma hizmetleri veren “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı”, vatan topraklarını ve kamuya ait devlet arazilerini satma işini üstlenen “Özelleştirme İdaresi Başkanlığı”, 81 ilde ve 900’ü aşkın ilçede bu doğrultudaki çalışmalarına tüm hızıyla devam etmektedir. Ormanlara, ağaçlara, makilere, bitkilere, çimlere baktığında, doğanın yeşilini değil, sadece doların yeşilini gören bu zihniyet, doğaya, doğadaki canlılara, insana ve topluma zarar vermektedir. İnsan ve doğa arasında bütüncül bir yaklaşım ortaya koymaktansa, insanı ve doğayı karşıt unsurlar olarak gören bu anlayış, kapitalizmin bir köşesine konuşlanmış tembellik ve miskinlik ekonomisiyle de birleşince, ortaya bugünkü manzara çıkmaktadır. HHH “Özelleştirme İdaresi Başkanlığı” kategorik olarak sorunlu bir kurum. Bu kurumun varlığı zaten başlı başına bir sorun. Kapitalizm ve neoliberal ekonomik anlayış tarafından Türkiye’ye dayatılan bu kurum, kamucu, halkçı, devletçi yapıyı yok etmek üzere kurulmuştur. Bu kurumun varlığı, Türkiye Cumhuriyeti anayasasında yer alan “sosyal devlet” ilkesine de aykırıdır. Öte yanda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı son derece önemli ve anlamlı bir kurumdur. Bu bakanlığın temel görevi, Türkiye’de çevreye ve doğaya zarar vermeden, şehircilik planlamasını, kamusal yararı dikkate alarak, sağlıklı bir biçimde geliştirmektir. Bu bakanlık, hem çevreyi ve doğayı korumakla ve çevre düzenlemelerini geliştirmekle, hem de kamu yararını temel alarak, şehircilik planlaması yapmakla yükümlüdür. Bu bakanlığın görevi, başıbozuk bir biçimde kamuya ve halka ait olan hazine ve devlet arazilerini imara açmak, seri üretim yapar gibi imar planları yapmak ve “imar barışı” veya “imar affı” adı altında, kaçak yapıların kaçak olmaktan çıkarılmasına öncülük etmek değildir. HHH Her şeyden önce, estetik kaygılarla birlikte, doğa, insan ve toplum ile ilgili kaygıların da ön plana çıktığı bir çevre ve şehircilik anlayışında, imar planları sık sık değişmez. Bu planlar bir ilde ve ilçede, on yılda, yirmi yılda, otuz yılda, kırk yılda, elli yılda bir yapılır, ama tam, sağlam ve doğru bir biçimde yapılır ve şehirleşme, yapılaşma ona göre planlı bir biçimde gerçekleşir, vatandaşlar her sabah uyandıklarında başka bir imar planıyla karşılaşmazlar. İkincisi, bir imarlaşma ve yapılaşma planı yapılırken, daha önce var olan yapılaşmalarla, yeni yapılaşmaların arasında, elden geldiğince geniş yeşil alanlar bırakılır, hatta arazi çöl bile olsa, arada geniş doğal alanlar boş bırakılır, yeni yapılaşmalar, eski yapılaşmaların dibine eklemlenmez. Böylece betonlaşma ve çarpık yapılaşma adı verilen durumun önüne geçilir, bir yapılaşma olsa bile, farklı yapılaşmaların arasında geniş yeşil ve doğal alanlar da bırakıldığı için, insan, toplum ve doğa, bir beton çığının altında kalmaz. “Aynı yerde daha önce de bir yapılaşma vardı, o yapılırken iyi, sonradan yapılınca kötü, yeni yapılaşmaları neden eleştiriyorsunuz?” biçimindeki çığırtkanlıklar, çevrecilik ve şehircilik konusunda ülkemizde yaygın olan cehaletten kaynaklanmaktadır. Türkiye’deki çevrecilik, şehircilik ve yapılaşma anlayışını eleştirenler, avcı toplayıcı toplum modeline ve mağara yaşamına dönülmesini savunmuyorlar. Sadece insana, topluma, doğaya uygun bir çevre ve şehircilik modeli talep ediyorlar. “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı”nın, belediyelerin ve onların amigoluğuna soyunanların, öncelikle bunu kavramaları gerekmektedir! 14 EYLÜL 2020 SAYI: 34673 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:10 06:37 13:05 16:36 19:23 20:44 Ankara 04:57 06:22 12:49 16:20 19:07 20:26 İzmir 05:22 06:45 13:12 16:43 19:29 20:46 Türkiye iki adaya Emekli Kurmay Albay Atabay, “Meis Adası’na asker çıkarmalı ŞahMat operasyonu yapılmalı” dedi: Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, Meis Adası’na bir ve batısında bulunan Kara ve Fener adasına asker çıkartılmalı. Bu adala “ŞahMat Operasyonu” rın İtalyanlardan bize in düzenlenmesi gerektiğini belirterek “Meis’in SENA tikal ettiği dünyaya duYAŞAR yurulmalı. Diğer adalara doğusunda ve batısın da boşaltılmadığı takdir da bulunan Kara ve Fener de harekât yapılacağı deklare Adası’na asker çıkarılmalı. edilmeli. Yunanistan böylece Diğer adalara da boşaltılmadı masaya oturtulmalı” dedi. ğı takdirde harekât yapılaca Bu küçük çaplı harekâtın ğı deklare edilmeli. Yunanis başka adalar grubuyla da ya tan böylece masaya oturtul pılabileceğine dikkat çeken malı” dedi. Atabay, şunları kaydetti: Atabay, Yunanistan’ın Me “Kara ve Fener Adası, is Adası’nın ardından Ka Yunanistan’a ait değil. Bu ra Ada’ya asker çıkarması adalar, Osmanlı döneminden nı ve adalardaki hareketliliği beri bize ait olan adalar. İtal Cumhuriyet’e değerlendirdi. yanlara I. Dünya Savaşı’ndan “Büyük bir çatışmadan ziya sonra geçmiş, İtalyanlar şu de, küçük bir hamle ile Yuna an Kara ve Fener adaların nistan ikna edilebilir ve ma daki haklarından vazgeçtik saya oturtulabilir” diyen Ata lerini ilan ediyorlar. Lozan bay, bu durumun her iki ül Antlaşması’nda da Kara ve ke için de avantaj olabileceği Fener adasının Yunanistan’a nin altını çizdi. Meis Adası’na verildiğine dair bir kayıt yok. bir “Şah Mat Operasyonu” ya Aksine İtalyanların hakla pılması gerektiğini belirten rından feragat ettikleri açık. Atabay, “Meis’in doğusunda Osmanlı’nın mirasçısı da Tür kiye olduğu için bu adalar Türkiye’ye ait olmalıdır. Meis Adası’nda durum farklıdır ama Kara ve Fener adalarında Yunan hâkimiyeti yoktur. Ululararası kayıtlarda da durum böyle. Bu iki adada Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bir hakkı ve hukuku vardır. Asker çıkartıp kendine ait adaları kontrol altına alabilir. Türkiye buraları kontrole aldığında, Yunanistan’ın Meis Adası civarındaki 40 bin kilometrekarelik kıta sahanlığı alanı iddiası da çökmüş olur. Biz kendi adalarımıza sahip çıkarsak, Yunanistan’ın tezi kendiliğinden çöker. Adalarda yaşananlar, geçmişten beri adalar üzerindeki hâkimiyet eksikliğimizden kaynaklı sorunlar. Bu iki ada, Türkiye tarafından kontrol altına alındığında bir örnek oluşturur. Bu da Türkiye’nin haklılığını ve kararlılığını göstermesi için elzemdir.” l ANKARA HAKKÂRI’DE ÇATIŞMA: 1 ŞEHIT Sinan Aktay İçişleri Bakanlığı, Hakkâri Yüksekova kırsalında iki teröristin ölü ele geçirildiği operasyonda, Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Sinan Aktay’ın şehit olduğunu duyurdu. Açıklamada, “Yıldırım2 Cilo Operasyonu’nda, mağarada kıstırılan teröristlerle çıkan çatışmada, bir Jandarma Astsubayımız şehit olmuştur” denildi. Acı haber, şehit Aktay’ın Konya Yunak’ta oturan ailesine verildi. Evli olan şehit Aktay’ın, iki ay önce baba olduğu öğrenildi. Öte yandan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Şehidimizin şehadetinden sonra Yüksekova’da, bir çok olayın failleri; Turuncu Kategoride aranan Eyyüp Alper ve Ahmet Akman adlı teröristler ölü ele geçirildi” dedi. l ANKARA/ Cumhuriyet Emekli binbaşıya FETÖ’den tutuklama Muğla’nın Milas ilçesinde, FETÖ’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında bir süredir aranan emekli Binbaşı M.D., Milas Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, yapılan baskınla yakalanarak gözaltına alındı. Emniyet’teki işlemlerin ardından, terör örgütü üyeliği suçlamasıyla Milas Adliyesi’ne sevk edilen M.D., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. l DHA Aranan Rus uyruklu IŞİD’li yakalandı TSK Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı hudut birlikleri, Hatay’daki Şehit Çavuş Murat Özeker Hudut Karakolu bölgesinde yurda yasa dışı yollarla girmeye çalışan bir grubu tespit etti. Rus uyruklu 7’si çocuk 9 kişi yurda girerken yakalandı. Yakalananlardan Arina Y. hakkında uluslararası arama kararı olduğu, Kızıgül C’nin ise terör örgütü IŞİD ile bağlantısı nedeniyle kırmızı bültenle arandığı ortaya çıktı. l ANKARA Prof. Arslan yeniden İVHO başkanı oldu İstanbul Veteriner Hekimler Odası (İVHO) seçimi dün yapıldı. 7 dönemdir oda başkanı Prof. Dr. Murat Arslan’ın başkan olduğu Demokratik Katılım Grubu listesi 562 oy aldı. Şişli’de dün bir otelde yapılan yapılan seçimlerde, Prof. Dr. Murat Şaroğlu’nun başkan adayı olduğu Çözüm Hareketi 402 oy alırken; Prof. Dr. Salih Kutlay’ın başkan adayı olduğu liste ise 227 oyda kaldı. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 23 4 5 6789 1/ Voleybolun ilk adı. 2/ Kadastro haritalarında parseller topluluğu... Hoş ve şaşırtıcı sözler söyleyen, güldürücü öyküler anlatan kimse. 1 234 5 678 9 1 1 DE V İ ASYON 2 2 3 ÜVEZ KUDU D İ N SAVAN 3 3/ Hiçbir ülkenin vatandaşı olmayan kimse. 4/ Romanya’nın para birimi... Bir organımız. 5/ Dürüst, iyi ahlaklı... Türkiye’nin plaka imi. 6/ Sodyum elementinin simgesi... Tanrıtanımaz... Toprağın nemi. 7/ Tropikal Amerika’da yetişen, “tar 4 ET B İ VA 4 5 6 NANA UKDE ALET ES 5 7 HOCA T ANA 6 8 9 AYAN EL İ M T A K S ONOM İ 7 8 çın elması” da denilen ve kansere karşı etkili olduğuna inanılan bir meyve. 8/ Lübnan’ın 5/ Uygun bulma, tas 9 plaka imi... Süs olarak kullanılan, altın benzeri dik... “Ka sarı tenekeden pul. 9/ Çağdaş... Kuzu sesi. racoğlan der ki taptığım / Yıkılmaz Tanrı’nın YUKARIDAN AŞAĞIYA: yaptığı yapı”. 6/ Kesintilerden sonra kalan 1/ Domino benzeri taşlarla oynanan Çin kökenli miktar... Meşin kesmek için kullanılan araç. 7/ bir oyun. 2/ Kaz Dağı’nın antik dönemlerdeki İçi kremayla doldurulmuş bir cins pasta... Tarla adı... Büyük Okyanus’ta küçük bir ada ülkesi. 3/ sınırı. 8/ Suyun dibinde sürüklenerek çekilen, Rize yöresinde, tahıl ürünlerini saklamak için geniş ağızlı balık ağı... Ehemmiyet. 9/ Notada du dört ayak üzerine kurulan ve “serander” de deni rak işareti... Futbolda topa kavis verilerek yapılan len ahşap yapı... Karışık renkli. 4/ Bataklık gazı. hafif vuruş. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com 12 Eylül: AKP’nin ideolojik doğum günü 12 Eylül’ü Kenan Evren’den ve onun askeri yönetiminden ibaret saymak büyük yanlıştır. 12 Eylül, Nisan 1979’da başladı ve hâlâ sürmektedir. Bu çerçeve içinde, 12 Eylül bir milat olarak AKP’nin de ideolojik doğum günüdür. Bir kere 12 Eylül askerden ibaret bir rejim değildir; iktisadi ve siyasi boyutu da vardır. 12 Eylül rejiminin askeri temsilcisi Kenan Evren, siyasi temsilcisi Turgut Özal ve iktisadi temsilcisi Feyyaz Berker’in şahsında TÜSİAD’dır. Ve 12 Eylül’ün düğmesine Nisan 1979’da TÜSİAD basmıştır. TÜSİAD’ın Ecevit hükümetini hedef alan dört ilanı, bu hükümetin devrilmesine ve 12 Kasım 1979’da Süleyman Demirel hükümetinin kurulmasına yol açmıştır. Ve Süleyman Demirel’e de iki ay sonra 24 Ocak 1980 Kararları aldırılmıştır. 12 Eylül, 24 Ocak’ın sopasıdır Nedir 24 Ocak Kararları? “Dünya ekonomisiyle bütünleşme” adı altında Türkiye’yi “serbest piyasa ekonomisi”ne geçirmek, ABD emperyalizminin müdahalesine açmak ve Cumhuriyet ekonomisini yağmalamaktır. Kararların mimarı da Turgut Özal ve ekibidir. İşte 12 Eylül askeri darbesi, 24 Ocak Kararları’nın uygulanabilmesinin sopasıdır! Yani 12 Eylül Türkiye’nin ekonomipolitik yapısının “zor kullanarak” değiştirilmesidir. Bu büyük değişim Özal’la başlamış, “son sosyalist devleti yıktık” diyerek kadeh kaldıran Çiller’le geliştirilmiş ve Erdoğan’la da taçlanmış, zirvesine ulaşmıştır. Yani Erdoğan’ın 1998’de Kenan Evren’e “Sizin zamanınızda belediye başkanı olsaydım İstanbul’u uçururdum” demesi sıradan bir iltifat değil, bir sisteme övgü ve bağlılıktır. Erdoğan, 12 Eylül’ün hedeflerini gerçekleştirdi Gerçi Erdoğan sık sık Özal’a gönderme yapmış ve Menderes’le başlayan siyasal zincire, kendisinin son halkası olduğunu belirterek işaret etmiştir ama biz somutlayalım: 1 12 Eylül, Cumhuriyetin birikimlerini, kamu iktisadi teşekküllerini (KİT) özelleştirme rejimidir. Özal başlatmış, Çiller geliştirmiş ama çoğunu Erdoğan özelleştirerek ve yabancılaştırarak tamamlamıştır. 2 12 Eylül, laikliğin tırpanlanması ve devletin İslamileşmesidir. Özal tarikat üyelerini devlet kurumlarına aldı, Çiller siyasal İslamcılığı iktidarına ortak yaptı, Erdoğan “tarikatlar koalisyonu” kurarak “tam iktidar” oldu. 12 Eylül’ün ideolojisi Türkİslam sentezidir; bugün AKPMHP koalisyonu Türkiye’yi yönetmektedir! 3 12 Eylül sendikaları bitirme rejimidir. 1980 yılında 2.2 milyon işçinin 2 milyonu sendikalıydı. Bugün işçi sayısı 13.8 milyondur ama sendikalı işçi sayısı sadece 1.9 milyondur! 4 12 Eylül, Kemalizme ve TSK içindeki solculara ve Kemalistlere de darbe demektir. 12 Eylül’de solcu ve Kemalist subayların bir bölümü tasfiye edilmiştir. Kalanları ve TSK’ye sonradan katılanları da ErgenekonBalyoz kumpasları ile tasfiye edilmiştir. TÜSİAD ilanlarını hazırlayanlar 12 Eylül’ün sadece bir askeri darbe ve askeri yönetimin 9 yıllık varlığı olmadığının göstergelerinin başında, kimi isimlerin “ortak kesen” özelliği gelmektedir: Ecevit hükümetini yıkarak 12 Eylül’ün birincisi aşamasını başlatan TÜSİAD’ın o dört ilanını kimler hazırladı? İlanların mimarı Turgut Özal’dı. 12 Eylül öncesinin DPT Müsteşarı Bilsay Kuruç, bu gerçeği TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na çağrıldığında açıklamıştı. O ilanları doğrudan kaleme alan ekipte ise Prof. Emre Gönensay, Prof. Memduh Yaşa ve Prof. Nevzat Yalçıntaş gibi isimler vardı. Prof. Gönensay 12 Eylül’den sonra önce Cumhurbaşkanlığı Müşavirliği, ardından da ANAPDYP hükümetinde dışişleri bakanlığı yaptı. Prof. Yaşa, Başbakan Menderes’in mali danışmanıydı, 12 Eylül’den sonra da milletvekili oldu. Prof. Yalçıntaş ise ErdoğanGül ikilisinin akıl hocalarının başında gelen isimdi. Yani Erdoğan’ın Evren’e iltifatı da, Gül’ün cumhurbaşkanı olunca Evren’i Çankaya’da ağırlaması da, Arınç’ın Evren’le birlikte açılış yapması da bir bütünün içindedir. IMFTÜSİAD12 Eylül 12 Eylül’ün 40 yıllık bir rejim olduğunu, değil bir gün yazarak, bir hafta yazsak bile anlatamayız. O nedenle şu son notumuzla bitirelim: TÜSİAD’ın kurucu başkanı Feyyaz Berker anlatıyor: “1969 yılında, sonradan IMF’nin başına gelen Anne Krueger de vardı. Sabaha kadar Turgut Bey ile konuştuk ve serbest piyasa mekanizmasına ikna ettik. Sonra Dünya Bankası’na gitti ve o fikirleri büsbütün perçinlendi, başka bir Turgut Özal olarak geldi ve 24 Ocak Kararları’na imzasını attı.”