22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 1 EYLÜL 2020 SALI AKP iktidarının yanlış ekonomi politikalarının etkileri salgınla daha da arttı Küçüldükçe küçüldük Türkiye’nin ekonomisi yılın ikinci üç ayında yüzde 9.9 küçüldü. GSYH’deki küçülme en çok istihdam sağlanan hizmetler sektöründe yüzde 25’i buldu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “Dönemsel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, II. Çeyrek: Nisan Haziran, 2020” raporu, son 2.5 yıldır süren ekonomik krize Mart 2020 ortasından itibaren eklenen küresel Covid19 salgınının ekonomi üzerindeki ağır tahribatını ve yurttaşın yoksullaşmasını bütün açıklığı ile ortaya koydu. İşte detaylar: n Yılın ikinci çeyreğinde (nisan mayıs haziran) gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH), geçen yılın aynı dönemine kıyasla reel olarak yüzde 9.9 küçüldü. Üstelik GSYH, geçen yılın aynı döneminde 2018’in aynı dönemine kıyasla yüzde 1.7 küçülmüştü. Bankacılıkta canlılık n Yılın ikinci çeyreğinde GSYH, cari fiyatlarla yüzde 1.3 artarak 1 trilyon lirayı aşarken, dolar bazında yüzde 12.6 azalarak 153.2 milyar dolar oldu. İlk 6 aylık rakam da 329.8 milyar dolar. n Reel GSYH sonuçlarına sektörel olarak bakınca, imalat sanayindeki yüzde 18.4, hiz ÇIN BÜYÜDÜ ABD DARALDI Dünya ülkeleriyle ilgili açıklanan verilere bakınca, geçen yılın ikinci çeyreğine kıyasla bu yılın aynı döneminde Çin’in yüzde 3.2 büyüdüğü görülüyor. Buna karşın ABD yüzde 9.1, İngiltere yüzde 21.7, Singapur yüzde 13.2, Almanya yüzde 11.3, İtalya yüzde 17.3 küçüldü. Ayrıca Japonya yüzde 10, İspanya yüzde 22.1 ve G. Kore yüzde 3 küçüldü. metlerdeki yüzde 25’lik küçülme ile bankacılıktaki (finans ve sigorta) yüzde 27.8’lik büyüme özellikle öne çıktı. Tarım sektörü de yüzde 4 büyüdü. 2019 yılının aynı çeyreğinde ise imalat sanayi yüzde 5.7, hizmetler sektörü yüzde 0.3 küçülürken, bankacılık yüzde 3.9, tarım sektörü de yüzde 4ç6 büyümüştü. Yurttaş harcamıyor n GSYH’ye harcamalar açısından bakınca özellikle ihracattaki kan kaybı dikkat çekiyor. İkinci çeyrekte reel küçülme ihracatta yüzde 35.3, ithalatta yüzde 6.3 oldu. 2019’un aynı çeyreğinde ise ihracat yüzde 6.2 büyürken, ithalat yüzde 18.6 küçülmüştü. n İkinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine kıyasla yurttaşın (yerleşik hanehalkı) tüketim harcamaları yüzde 8.6 azaldı. Ayrıca bu azalış geçen yılın aynı döneminde yüzde 0.5’ti. 2020 ikinci çeyreğinde devletin nihai tüketim harcamaları da yüzde 0.8 azaldı. Devletin nihai tüketim harcamalarında düşüş ise yüzde 0.8 oldu. n Çok büyük oranda özel sektör rafından yapılan, ancak uzun zamandır neredeyse duran yatırım harcamaları ise ikinci çeyrekte yüzde 6.1 azaldı. Bu azalış geçen yılın aynı döneminde de yüzde 20.9’du. Dün TÜİK tarafından açıklanan “Yıllık Gayrisafi Yurtiçi Hasıla, 2019” başlıklı rapor göre, kişi başına ortalama GSYH, 2019 yılında cari fiyatlarla 52 bin 316 TL, ABD Doları cinsinden 9 bin 213 dolar olarak hesaplandı. Bu rakam 2018’de 9 bin 792 dolar, 2013’te 12 bin 582 dolardı. ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ENDIŞE KAYNAĞI Ekonominin ikinci çeyreğiyle ilgili sonuçları malumun ilanı olarak niteleyen ekonomist ve uzmanlar yılın üçüncü çeyreğine ilişkin değerlendirmeler de yaptı. Tera Yatırım’dan Enver Erkan, üçüncü çeyrekle ilgili şunları belirtti: “Talepte toparlanma vardı ancak bu ağustostan sonra biraz yavaşlayacak. Malum faiz oranları arttı. Bunun kredilerde yavaşlama şeklinde bir yansıması olacaktır.” Sonuçla ilgili benzer bir yorum yapan ve salgının tüm dünyayı etkilediğini belirten ekonomist Ege Cansen, ancak şu noktaya dikkati çekti: “2019 yılındaki daralmanın üzerine gelen daralma diğer ülkelere göre daha ciddi. Ekonomimiz döviz sıkıntısı içerisinde. Bunun da yarattığı bir daralma var. Pandemi bizi kötü zamanda yakaladı.” ‘V’ çıkışı olur Ekonomist Mustafa Sönmez de, üçüncü çeyrekle ilgili “Temmuz rüzgârı var. Ağustostan itibaren kredi faizleri yükseldi. Tüketim eylülde de gerileyecek. Dış ticaret ve turizm de katkı yapamaz. 3. çeyrek negatif gelebilir; 2019 baz etkisini de dikkate alırsak” dedi. Altınbaş Üniversitesi’nden Dr. Seçil Yıldırım Karaman da TL’nin değer kaybetmesinin negatif etkilerinin gelecek dönemlerde de görülebileceğini belirtti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise 2021’e pandeminin izlerini silerek girmekte kararlı olduklarını söyledi. Albayrak, “V çıkışı GSYH verilerinde de göreceğiz” dedi. Eksik ücrete devam İlk 7 ayda en çok ihracat Almanya’ya yapılırken, en çok ithal mal Çin’den geldi. İlk 7 aylık dış ticaret açığı yüzde 55.6 arttı Cari açığın önemli nedenlerinden olan dış ticaret açığı dikkat çekmeye devam ediyor. TÜİK’in dün açıkladığı “Dış Ticaret İstatistikleri, Temmuz 2020” raporuna göre, ihracat temmuz ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5.8 azalarak 15 milyar dolar, ithalat yüzde 7.9 azalarak 17.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret açığı da yüzde 18.2 azalarak 2.7 milyar dolar oldu. İlk 7 ayda ise ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13.7 azalarak 90 milyar dolar, ithalat yüzde 3.9 azalarak 116.6 milyar dolar olarak ger çekleşti. Açık ise yüzde 55.6 artarak 26.6 milyar dolar oldu. İlk 7 aylık ihracata teknoloji düzeyi açısından bakıldığında, ileri teknoloji ürünlerinin payının yüzde 3.4 olduğu görülüyor. Bu oran geçen yılın aynı döneminde yüzde 3.3’tü. Ayrıca geçen yılın aynı dönemine kıyasla ilk 7 ayda, orta yüksek teknolojinin payı yüzde 36.7’den yüzde 35.2’ye düşerken, orta düşük teknolojinin payı yüzde 27.5’ten yüzde 28.1, düşük teknoloji ürünlerinin payı yüzde 32.5’ten yüzde 33.2’ye çıktı. l Ekonomi Servisi 500 milyonluk krediye onay Libya’nın merkez bankasıyla anlaştı Merkez Bankası, dün Libya Merkez Bankası ile anlaşma yaptığını açıkladı. Açıklamada, “Merkez bankacılığı konularında işbirliğinin geliştirilmesine zemin oluşturmak üzere bir Mutabakat Zaptı imzalanmıştır. Söz konusu anlaşma kapsamında iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve finansal işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yürütülmesi planlanmaktadır” denildi. Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye Acil Durum Şirket Desteği Projesi için sağlanacak 500 milyon dolar tutarında bir krediyi onayladı. Proje, Covid19 pandemisinden ekonomik olarak etkilenen küçük ve orta büyüklükteki özel sektör işletmeleri (KOBİ) için finansmana erişim imkânı sağlamayı amaçlıyor. Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Kouame, “Dünya Bankası yaşayabilir durumdaki şirketlerin desteklenmesine ve istihdamın korunmasına katkıda bulunmak amacıyla Türkiye Hükümeti ve diğer paydaşlar ile birlikte çalışmaktadır” dedi. l Ekonomi Servisi İki ay daha uzatılan kısa çalışma ödeneği sistemiyle ücretlerin yüzde 60’ı alınabilirken, emeklilik prim ödemeleri de duruyor. MUSTAFA ÇAKIR Kısa çalışma ödeneğinde süreyi uzatan Cumhurbaşkanı kararı dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, 30 Haziran tarihine kadar kısa çalışma başvurusunda bulunmuş olan işyerleri için ödeneğin süresi 2 ay daha (eylül ve ekim) uzatıldı. Halen kısa çalışma ödeneği almakta olan işçiler, işverenleri vazgeçmezse yine bu ödeneği almaya devam edecek. 30 Haziran sonrasında yapılan başvurular kabul edilmeyecek. Bu ödenekten yararlanan işçiler, eğer aradaki fark işveren tarafından karşılanmıyorsa düşük ücret almaya devam edecek. Günlük kısa çalışma ödeneği, sigortalının son 12 aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde 60’ına denk geliyor. Bu şekilde hesaplanan ödenek, aylık brüt asgari ücret tutarının yüz de 150’sini geçemiyor. Bu süre içerisinde işçinin emeklilik prim ödemeleri de dondurulacak. Bu ödenekten yararlanan işçiler yıllık izinlerini de kullanamıyor. ‘İşten atma’ bitiyor Hükümet pandeminin yoğun olduğu dönemde işverene işçileri ücretsiz izne çıkarma yetkisi vermişti. Bu işçilere işsizlik sigortası fonundan aylık 1168 lira ödeme yapılıyordu. Şimdiye kadar kısa çalışma ödeneği süresi uzatılırken, işten çıkarma yasağı da uzatılmıştı. Yasada da cumhurbaşkanına bu süreyi 30 Haziran 2021’e kadar da uzatma yetkisi verilmişti. Ancak dün sadece kısa çalışma ödeneğinin süresi uzatıldı. İşten çıkarma yasağı ile ilgili herhangi karar yayımlanmadı. İşten çıkarma yasağı 31 Temmuz’da alınan karar ile 17 Ağustos’tan itibaren bir ay uzatılmıştı. Bu süre 17 Eylül’de dolacak. YARARLANANLAR 3.6 MILYON KIŞI Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, salgın nedeniyle kısa çalışma ödeneği uygulamasının ilk başladığı tarihten itibaren 3 milyon 576 bin 805 kişinin bundan yararlandığını belirtti. Selçuk, “Temmuz ayında 1 milyon 595 bin 467 kişi ödenekten yararlanmaya devam etti. 1 milyon 981 bin 338 çalışan için işverenler normalleşme süreciyle birlikte kısa çalışma talebinde bulunmadı” dedi. Selçuk ayrıca, sistemle ilgili uygunluk tespitine aykırı uygulama olup olmadığına ilişkin teftişlere de 712 iş müfettişi ile aralıksız olarak devam ettiklerini hatırlattı. THY’DE YÜZDE 50 ÜCRET KESINTISI Havaİş ve THY arasında protokol imzalandı. Buna göre, işten çıkarma ve zorunlu ücretsiz izin olmayacak ancak ücret kesintisi yaşanacak. Bu kesinti pilotlarda yüzde 50, kabin çalışanlarında yüzde 35, diğer personelde yüzde 30 olacak. Sendika yetkilisinden alınan bilgiye göre, ücret indirimi 2021 sonuna kadar geçerli olacak ancak her 6 ayda bir çalışanlar lehine gözden geçirilecek. THY personelinin toplu iş sözleşmesi ile daha önce kazanmış olduğu diğer tüm haklar korunacak. Kısa çalışma ödeneği uygulaması devam etmeyecek. l Reuters Yerli hammadde zorunluluğu Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, geri kazanım sektörünün yıllık hammadde ihtiyacının yarısını iç piyasadan karşılamasının zorunlu hale getirileceğini duyurdu. Kurum, “Atıkların doğamıza vereceği zararı en aza indirmek amacıyla bu düzenlemeyi hayata geçiriyoruz” dedi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Kurum, şöyle devam etti: “Sıfır atıkta en temel hedefimiz olan israfın önüne geçecek ve çevremizi daha da koruyacak bu adımla çocuklarımıza daha sağlıklı, daha temiz bir gelecek bırakacağız.” l Ekonomi Servisi Barış, yaraları sarma umudu var mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün Giresun’da yaraları sarma umudu üzerinden verdiği müjdeli haberler vardı. Yaralar açıldıktan sonra bir kent üzerinden yaraların sarılabilmesi adına yapılması olmazsa olmazların rakamları dudak uçuklatan boyutlara ulaşıyor.. Doğal olarak asgari yapılacaklara ilişkin vaat edilen yapılacakların harcamalarının boyutları dudak uçuklatan sıfırlarla katlanmış oluyor. Türkiye’nin gücü yetmez mi? Elbette yeter.. Ama adama “Ah daha önceleri nerelerdeydiniz” sorusu hiç sorulmaz mı? öncesinin, yılların sadece Erdoğan liderliğindeki iktidarları erklerinin kapsamında, felakete göz göre göre işlenmiş suçların bir hesaplaşması yapılabilse olmaz mı? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, dün belediye başkanığından gelmiş deneyimleri ile dün söylediklerine, yaraların sarılması adına öncelikle yapılacaklara ilişkin söylediklerine, vaadlerine itirazımız olabilir mi? “Yıkımsa yıkım, inşa ise inşa..hepsini yapacağız..” muştusuna kimin itirazı olabilir ki.. Giresunlular çok taze yaralarını, acılarını, yitirdiklerini, büyük kayıplarının can acısını birkaç saatliğine olsun bastırarak, umutlu, minnet içinde dinlemeyi seçtiler. Öylesine çaresizler ki.. Acıları bastıracak çare hangi boyutlarda gelirse gelsin dünden razılar.. Yatağa düşmüş, acılar, çaresizlikle kıvranan hastanın yatağında, doktorunun verdiği ilaçlara itirazı olabilir mi? Gelin görün ki yaşadıklarımızın gerçekleri, öyle pazarlandığı gibi sıradan bir çaresiz ağır hasta, yaralı doktor ilişkisi değil ki.. Giresun’da yaşananlar üzerinden en yakın günlerde yaşanmış gerçeklerin şöyle en iyimser boyutları ile boyutlarına bakmıyacak, zincirleme işlenmiş ağır suçlar sorumsuzluklarla hesaplaşmıyacak mıyız? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından çıkan sözlerden bu anlamda alınmış bir toplumsal dersten söz edebilir miyiz? Tek dişe dokunur anlamlı ders, dudak uçuklatan sonuç bedelleri il, gerçekten bu doğal afetle ilgisi olmayan, zincirleme toplumsal suçlar,cinayetler zincirinin halkaları adına, sadece yaşanmış felakete dönük önlemler gerçekten alınabilirse, ülkemizin 80 milyonu için geçerli maliyetleri tek başına burası için harcandıktan sonra, sadece ve sadece bu suçlar zincirinde yapılmış çarpıklıklar düzeltilmiş olacak değil mi? HHH Ülkeyi unutun, bir tek Karadeniz sahil şeridi için geçerli, bu türden zincirleme suçların sayısız, sınırsız yeni yıkımları, kırımları yaratmaması adına bölgede en acil, yaşamsal yapılması gereken yatırımların gereklerini şöyle bir düşünmeye, hesaplamaya çalışın.. Artık kaçınılmaz benzeri seller, doğa felaketleri, denizin alması, heyelan yıkımlarını göze göre göre, korku içinde beklememek adına en acil suçlar temizliğine girişilmesi yaşamsal değerde değil mi? Geçmişin işlenmiş suçlarını unutun, 2002’den günümüzü, sorumlu iktidarları erkelerinde işlenmiş suçlar üzerinden zincirleme hesaplaşmalarla geriye dönüş önlemleri için yola çıkılması sözünü duyabilsek.. Hani en yakını, son yerel seçimler öncesi, seçimlere kaynak yaratma uğruna, inadına inadına getirilen imar aflarıyla hesaplaşmaktan işe başlansa ya.. Hani söz konusu affın karşılığı yasallaştırmalar kesinleşmeden, İktidarlarının yetkisi tartışılmaz, belediyelerin sorumlulukları sorgulanamazken, yani defolu yapılar için ruhsatların verilmesi suçlarına suç ortaklığı yapılmasa, en kolayından, en acilinden işe başlansa.. Hani bilimsel gerçekler bas bas bağırırken, bir yandan Güneydoğu fay hatları hareket geçmiş, diğer yandan İstanbul depremi en ürkütücüsü, bütün Batı bölgelerimizde hızla yaklaşan depremlerde sorgulamasız yıkılacak binalar ile, sel felaketlerinin son yaşanan örnekte de görüldüğü üzere, asla doğal felaket boyutu söz konusu olamayacak bir dizi yapılaşma suç ortaklıklarında yaşanmış çarpıklıkların en acillerine dönük bir el atılabilse.. Felaket sonrası ortalığa saçılmış suçlarla hesaplaşılmadan, sadece yıkımın sonuçları ile sınırlı yaraların sarılması siyaset aldatmacasına sığınılmasa.. Yani Kartal’da depremsiz çöken binanın, yıktığı binalarla sınırlı yara sarma ayıplı, suç çözümlerden vazgeçilse.. Bugün 1 Eylül Barış Günü, ülkemiz adına barış umutlarımız diplerde. Uzmanlar dün de gün gece boyu, Libya üzerinden gelişmeleri, ülkemize dönük yeni savaş tamtamlı olumsuz gelişmeleri tartışıp durdular. Geç kalınmış Boğazlar’ın, Lozan’ın kazanımlarını işlevsiz bırakan Akdeniz üzerinden haklar çıkışımızdan söze girerek kuşatılmış yalnızlığımızın sorunlarını birbirleriyle olan keskin ilişkilerini değerlendirdiler. Suriye sil baştan, Irak’ta yeni geri ataklar, içine düşürüldüğümüz ekonomik çıkmaz, dış borçlar, hesapsız işlerin ürünü kuşatılmış şantajlar.. Cumhuriyet kazanımlarına bitmez tükenmez düşmanlık..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear