23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 19 TEMMUZ 2020 PAZAR TİYATRO YAŞASIN DİYE SAHNEDELER... ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK büyük bir krize sürüklenen tiyatromuz yangınlarına kanal kanal su değil, varil Sporu gösterisi, oyuncuların takımlara yaşasın diye, bu Doğaçlama Tiyatro varil sanat taşımak gerek! ayrılıp birbirleriyle “Müsabaka” Deli Sanat Doğaçlama Tiyatro Kumpanyası bugün saat 20.30’da Ankara Cer Modern Açık Hava gösterisi TİYATRO SPORU ile tüm tiyatro severleri dayanışmaya davet ediyoruz. Bu kentin tiyatrosuna sahip İnteraktif gerçekleşen gösteride, seyirciler verdikleri yönelimlerle oyunlara yön verip, bu eğlenceye yapması mantığına dayanır. Her iki takım tarafından, o anda doğaçlama oynanan bu oyunların önceden Martha Medeiros’a Sahnesi’nde bir gösteri yapıyor. Tiyatro çıkın... ortak oluyor. Pestil, “Kahkaha ve Sporu dedikleri doğaçlama gösterisi Cer Modern, seyircilerine tüm sağlık eğlence garanti” diyor. Oyunda, Aslı belirlenmiş, kendine özgü kuralları bulunmaktadır. Bu oyunlar, seyirciden açık mektup Fatih Pestil’in eğitmenliğinde ve koşullarını sunuyor ve bu koşullara Karatekelioğlu, Berdan Kurt, Damla alınan bir çıkış noktası/öneri/fikir/ moderatörlüğünde sahneleniyor. 2017 yılında kurulan Deli Sanat Doğaçlama Kampanyası tüm tiyatrolar gibi bir krizin içinde... Pestil, gelin destek olun, tiyatro yaşasın diyor ve ekliyor: “Deli Sanat, pandemi süreci itibarıyla tüm ülkedeki tiyatrolar gibi göre bir seyir kalitesi sağlıyor... Tüm Seyircilerimizi / Oyun arkadaşlarımızı oyunumuza, yine yeniden, birlikte oynamak için bekliyoruz... Dünyanın ve ülkenin gerçeklerine gelin mizahla ve doğaçlama tiyatroyla bir bakalım... Şimdi bir ülkenin koca koca Bayar, Ecem Yiğiter, Emre Dalarslan, Emre Yılmaz, Mert Şehun rol alıyor. Tiyatro Sporu... Modern Doğaçlama Tiyatro’nun dünyadaki en yaygın ve en keyifli oyun biçimlerinden biridir. Tiyatro yönelim doğrultusunda şekillenir. Seyirci her oyunun sonunda izledikleri bu doğaçlama oyunlara puan verir. Gösterinin sonunda bu puanlar toplanır ve ortaya bir galip ya da bir mağlup çıkar. Her iki takımın da puanları eşitse gösteri beraberlikle sonuçlanır. Sevgili Martha Medeiros, Geçen pazara dek, utanarak söylüyorum, adını bile duymamıştım. Varlığından haberim yoktu. O günün akşamında sevgili arkadaşım, sinema ve tiyatro oyuncusu Serra Yılmaz’dan aldığım bir mesajla önce başıma koca bir kaya düştü, ardından seni araştırmaya baş ladım... En iyisi başa dönmek: Geçen pazar, bu köşede, Neruda’nın ‘HUYSUZ VIRJIN’I KAYBEDELI ÇOK OLDU’ Güle yaş günü “bahanesiyle”, “Yavaşça ölür onlar” adlı, yıllardır okuduğum ve çok sevdiğim bir şiiri okurlarımla paylaştım. Birbirinden güzel tepkiler aldım. Kimi Neruda’nın başka şiirleriyle, kimi bu şiire ilişkin birbirinden renkli anılar ve çağrışımlarla bu yaş günü kutlama coşku Seyfi Dursunoğlu’yla uzun yıllar bir arada olmuş, aynı sahneye çıkmış ve çalışmış dostlarıyla konuştuk. Vasi ilan ettiği ÇYDD’nin Başkanı Ayşe Yüksel ve hayatını yazan Figen Akşit’e ulaştık. Sosyal medyada en içten düşüncelerini paylaşanları da derledik. güle suna katıldı. (İçinde yaşadığımız hoyrat, acımasız, kaba saba, öfke dolu, herkesin birbirine diş bilediği ortamda öyle ihtiyaç var ki böyle kutlamalara!) Sonra... İşte Serra’dan o mesaj geldi: “Şiir çok güzel ama Neruda’nın değil” diyordu. Ek olarak da koca bir kaynak yolluyordu. O andan beri hayatımdasın. Ön ce, başımdan aşağı dökülen kaynar su ‘ÇYDD’YI VASI ILAN ETTI’ lardan, kafama inen taşlardan kurtulma Prof. Dr. Ayşe Yüksel (ÇYDD Başkanı): “Bu ülkede kendisini yaratan bir sanatçımız. Cumhuriyet değerlerine bağlılığıyla, çağdaş sanatı ülkemize getiren, çok emek veren ve halkın da çok sevdiği bir konuma gelen, çok önemli bir kişi. Yaşamının son yıllarında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni vasi ilan etti. Dolayısıyla hem sanatçı olarak kaybımız nedeniyle hem de duyarlı kişiliği nedeniyle onu kaybetmiş olmaktan üzüntümüz çok fazla. Tabii ki yasal süreç başlayacak. Bu hukuksal süreç içinde vasiyetname açılacak, biz de bağış miktarlarını o zaman göreceğiz. Türkiye için çok büyük bir kayıp. Biz bu hukuksal süreç tamamlandıktan sonra onun adını derneğimizde yaşatacağız. Belki onun adına burs verdiğimiz öğrenciler olabilir. ‘TELEFONU BILE ESPRIYLE AÇARDI’ Seyfi Bey... Huysuz Virjin karakteriyle hafızalara kazınan Seyfi Dursunoğlu yaşamını yitirdi... Arkasında unutulmayacak izler bıraktı. ya çalıştım... (Ne de olsa kendi ülkemde yıllardır sahte Nâzım Hikmet şiirlerini, sahte Can Yücel şiirlerini ayıklamaya çalışan bir gazeteciyim...) Kendime geldikten sonra seni araştırmaya başladım. Kartopu gibi büyüyen yanlış Seni Türkçe, İngilizce ve Fransızca kaynaklarda araştırdım. Elbet internette... 1961 yılında Brezilya’da Porto Alegre’de doğmuştun. Üniversiteyi bitirince kısa bir süre Şili’de yaşadın ve orada şiir yazmaya başladın. Ülkene dönünce kendi kentinin gazetesi “Zero Ho ra” ve Rio’da yayımlanan “O Globo” gazetesinde çalıştın. Gazeteciliği ve edebi kimliğini bir arada sürdürdün. Çeşitli kitapların anadilin Portekiz ce yayımlandı. 2000 yılında, (farklı kaynaklara göre) ya Meksika’daki “Ölüler Bayramı” için ya da Brezilya’daki “Bütün Ruhlar Günü” için FİGEN AKŞİT (“Katina’nın Elinde yazdığın “Muere Lentamente” (Ya Makası” isimli söyleşi kitabının yazarı): 16 yıllık bir kitaptı ama ilişkimiz hiç kopmadı. Çok klişe bir laf ama o kadar özel bir insandı ki... Hayatımızdan büyük bir değer eksildi. (Söyleşi kitabı süreci) Aşağı yukarı 6 ay kadar sürdü, çok sık görüştük. Büyükbabamız gibi olmuştu. Haftada 2 günü birlikte geçiriyorduk. Bize yemekler yaptı, ağırladı... Bizim ondan bir şey istemememize çok şaşırmıştı, ‘Benimle tanışıp da benden bir şey istemeyen ender insanlardansınız’ demişti. Her aradığımda telefonu müthiş esprilerle açardı. Onu çok anacağız, hiç unutmayacağız. Dünyada eşi benzeri az bulunur, Türkiye’de zaten yoktu. (Son yıllarda televizyon yasağı ile ilgili) Çok üzgündü. Çünkü hâlâ yapabiliyordu ve sahneye çıkmayı çok seviyordu. Seyfi Dursunoğlu, 17 Temmuz Cuma günü Kadıköy’de bulunan bir hastanede 87 yaşında hayatını kaybetti. Hastaneden yapılan açıklamada, aynı zamanda KOAH hastası olan sanatçının 15 gündür zatürree tedavisi gördüğü belirtildi. Ünlü oyuncu mirasını Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bıraktı, bedenini tıp fakültesine bağışladı. Dursunoğlu, Huysuz Show programıyla ‘standup’ tarzı komedi programını Türkiye’de ilk yapan isimlerdendi. Aynı zamanda Türkiye televizyonlarında bir drag karakterini (eğlence veya moda için toplumsal kadın rolleri benimseyerek kadın kıyafetleri giyen kişi. Genellikle erkekler tarafından yaratılır) canlandıran nadir oyunculardandı. Kariyerinin başlarında önce küçük Dans Eder misin? ve Benzemez Kimse Sana gibi programlarda sunuculuk ve jüri üyeliği yaptı. Yasak koydular 2000’lerde Radyo Televizyon Üst Kurumu (RTÜK) tarafından programının yayımlandığı televizyon kanallarına baskı yapılması ve sansür uygulanmasını gerekçe gösteren Dursunoğlu, televizyon programlarında daha az yer almış, sonra da vaş Ölmek) şiiri internete düştüğü an, önce tüm Latin Amerika’nın sonra tüm dünyanın gözdesi oldu. Hemen hemen her dile çevrildi. Ancak senin değil, Pablo Neruda’nın imzasıyla... İlk yanlış ne zaman nasıl yapıldı bilen yok. Yanlış, kartopu gibi büyüdükçe büyüdü. Bugün herhangi bir dilde şiirin ilk dizesi yazıldığında karşımıza yüz binlerce sitede, Neruda’nın adı karşımı za çıkıyor. (Daha yenilerde bu köşede sakın Nâzım’ın şiirlerini internetten almayın, illa ki kitaplarından alın diye vurgulayan ben, tüm kitaplığımı Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın kütüphanesine armağan ettiğimden, ne yazık ki aynı hataya düştüm!) ‘TELEVIZYONA ÇIKAMADI’ YEŞİM SALKIM: Benim için çok kıymetliydi. Son zamanlarda televizyonda istediği mesleğini de yapamadı. Birtakım yasaklar geldi. Her şeyden önce bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü hayatında bir karakter yaratıp bu karakte kulüplerde sahneye çıkmaya başladı. Ancak ününün yayılmasıyla daha büyük kulüplerden teklif aldı. Her yıl İzmir Fuarı’nda sahneyi Türkiye’nin tanınmış solistleriyle paylaştı. TRT’de Öztürk Serengil’in yarışma programında esprili cevaplarıyla ünü iyice büyüdü. Yıllarca Huysuz Show isimli programını televizyonu tamamen bırakmıştı. Dursunoğlu’nun ölümünün ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı dahil AKP’li devlet yetkililerinden hiçbirinin mesaj yayım Keşke tek yanlış bu olsa Sevgili Martha Medeiros, baktın yanlış her gün daha da büyüyor, Şili’deki Pablo Neruda Vakfı’na başvurdun. Onlar da durumdan çok üzgündüler. Ellerinden geldiği kadar bunun Neruda’nın değil, senin şiirin olduğunu açıklamaya çalışıyorlardı, ancak başa çıkmak imkânsızdı. ri insanlara çok sevdirdi. Onun arkasından gelen birtakım insanlar televizyonda bazı kadın programlarında bir şeyler yapmaya çalıştı. Ama biz o insanı seyretmekten ekranlarda sürdüren Dursunoğlu, çok sayıda programda jüri üyesi olarak da görev aldı. Dursunoğlu, Popstar Türkiye, Huysuz’la lamaması sosyal medyada büyük tepki çekti. l Kültür Servisi Bu arada tek yanlışın bu olmadığını da öğrendim. Neruda’ya atfedilen “Queda Prohibido” (Yasaktır) ve “Nunca Te Queies” (Asla Yakınma) şiirleri de “Sahte” Ne mahrum kaldık. Bunun için çok üzgünüm. Çok kıymetli, çok özel bir adamı kaybettik. Bedenini bu ülkeye kadavra olarak bağışlamış, tüm mirasını bağışlamış bir adamı kaybettik. Keşke böyle olmasaydı. Ben buna üzgünüm, buna kırgınım. Yıllar önce Şükran Soner’e konuşmuştu ruda’lardı. Ayrıca Neruda Vakfı’nın açıkladığı na göre, internette sahte Borges’lerden, sahte Marquez’lerden de geçilmiyordu... Ve bu haksızlığa kimse herhangi bir önlem alamıyordu! Bir itirafta bulunayım, dünyayı, ülkeleri ‘SUÇU ÖZGÜR OLMAK...’ GENCO ERKAL: Suçu özgür olmak, bağımsız olmak, zeki olmak, aykırı olmak, sözünü sakınmamaktı. Böylelerini susturmak için elinden geleni yapar bu iktidar. Yaşamımıza renk kattı, dilediği gibi yaşadı, küstü gitti. ‘HIÇBIR ŞEYI SANSÜRLEMEZDIK’ ARMAĞAN ÇAĞLAYAN: Seyfi Bey’i yeni kaybettik ama Huysuz Virjin’i kaybedeli çok oldu. Çok üzgünüm. Çok sayıda program yaptım onunla. Birbirine şarabın ikram edildi Seyfi Dursunoğlu, yıllar önce yazarımız Şükran Soner’in sorularını yanıtlamış, birçok konuda samimi açıklamalar yapmıştı. 25 Şubat 1995 günü Cumhuriyet’te yayımlanan söyleşide Dursunoğlu, Huysuz Virjin’i nasıl yarattığını “Memur maaşı ile geçinemiyordum. Bir şeyler yapmam lazımdı. İlginç olması için zenneliği seçtim. Daha ilginç olması için espri kattım. Şov olabilmesi için dansı, müziği tekrar seyredilebilmesi için de doğaçlamayı düşündüm” sözleriyle anlatıyor. Sahnede her şeyin kendiliğinden geliştiğini söyleyen Dursunoğlu, “Ağırlık verdiğim hiçbir konu yok. İnsanları ilgilendiren her şey beni de ilgilendiriyor. Konu ne kadar özel ve aynı zamanda herkesi ilgilendiriyorsa, o kadar ilgi çekicidir. Ancak ben üç konudan ödüm koptuğu için hep kaçmaya çalışırım. Siyaset, din ve spor konuları üzerinde konuşmaktan ödüm kopar. İnsanımızın bu konularda hiç de hoşgörülü olmadıklarını, tabular içinde yaşadıklarını düşünüyorum. Şakada, espride sınırlama, sansür olursa bir anlamı kalmaz. Özgürlüğümü kısıtlamamak, sınırsız ta Dursunoğlu 18 yıl devlet memurluğu yaptıktan sonra 70’lerde sahnelere adım attı. Huysuz Virjin karakteri Kulüp 12’de çalışmaya başladıktan sonra çıktı. yönetmeye kalkan insanların “aldatıldım, aldandım, kandırıldım” deyip hesap vermedikleri bir dünyada, şiir sevenlerin aldanması daha az vahim geliyor bana. İşte böyle Martha Medeiroz, senden ve tüm okurlarımdan da özür diliyorum. Yolun buralara düşecek olursa PEN Yazarlar Derneği ve Nâzım Hikmet Sanat ve Kültür Vakfı olarak seni ağırlamaktan sonsuz mutlu oluruz. Sevgilerimle... NOT: Sevgili okurlar, Adalet Ağaoğlu için yazdığım yazıda ve demeçlerimde kullandığım “Cumhuriyet kadını, Cumhuriyet yazarı” sözlerine karşı öfke dolu tepkiler dolaşıyor ortalıkta. Ne yani Japon İmparatorluğu ya da Osmanlı hanedanı yazarı falan mı demeliydim! Hadi oradan! Sadece kitaplarını okuyun yeter! ği bir dönemdi. Hiç ekledim. kılabilmek için, yasaklı bu konulara gir bir şeyi sansürle Tekrar memeye çalışıyorum” diyordu. mezdik. Öyle bir dö nemin televizyonun dan söz ediyorum. kadaşım, ömür kocaman kahkahalara dönüştü. nın, iyi ki bir ömür kırmadan, bozmadan aynı yerde kal Belki de bugün içi lük şahidim, ahret Gönlümün ilkbaharı Huysuz’um giderken bile gül dık. Duygudaşım, gönüldaşım, güzel kalplim, kaybının mizi yakan, elimiz liğim... dürdün ya beni... Dedim ki kendime sen de zaten acısı gönlümden hiç gitmeyecek biliyorum ama söz ve den giden o zaman Ne anılar, ne böyle yolculanmak isterdin ya! Ölümün de yaşamın riyorum son güne kadar gülerek anacağım seni... lar. Acayip disiplinli hikâyeler, ne boz gibi kahkahayla kutsansın isterdin. Varlığın bu top Huzurla uyu yavrum, gülüm Katina’m... bir insandı Seyfi Bey. gunlar, ne umutlar, raklara, mizahınla büyüttüğün üç nesile, seninle çalış Çok saygılıydı. Çok ne emekler, hangi mış hepimize şanstı. Keskin zekân, mizah duygun, sı ‘UNUTTURAMAYACAKLAR’ naifti. birinden nasıl bahse nırsız yeteneğin, devrimci cesaretin, dobralığın, sami CANAN KAFTANCIOĞLU (CHP İstanbul İl ‘HUYSUZUM, deyim? miyetin, gönlünden geçeni eğilip bükülmeden söyleyi Başkanı): Çocukluğumda, izini sürdüğüm imkânsızı Sayısız videonu, birlik verişin, seni benzersiz kılan onca şeyden sadece bir hayal ederek tanışmak, tanımak istediğim kişilerden GÖKKUŞAĞIM...’ NÜKHET DURU: Huysuzum, gökkuşağım, oyun ar te görüntülerimizi izledim kaçıydı. Senin sayende dünya bir süreliğine daha iyi biri de Huysuz Virjin ama daha çok Seyfi Dursunoğlu bütün gece... Gözyaşlarıma bir yer oldu. idi. Çok şey öğretti. Unutturmak istediler ama bir kez önce gülümsemelere, giderek İyi ki kıymetli birer parçası olduk birbirimizin hayatı daha unutturamayacaklarını görecekler. Güle güle...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear