22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 5 16 TEMMUZ 2020 PERŞEMBE TBMM’DE ÖZEL OTURUM YAPILMAMASINA TEPKİ GÖSTEREN CHP’Lİ ALTAY: Siyasi ayağını soracaktık CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 15 Temmuz özel oturumu yapılsaydı Genel Kurul’da darbenin siyasi ayağı ve sorumlularını Meclis gündemine taşımayı istediklerine işaret ederek, “STK’lerdeki ayakları da ortaya çıktı. Ama siyasi ayak deyince hoplayan bir AK Parti ile karşı karşıyayız” dedi. CHP’li Altay, TBMM Basın Kapısı önünde yaptığı açıklamada, Meclis’te “bir ayıba şahitlik ettiklerini” belirterek, “15 Temmuz kalkışması salt Erdoğan’ı hedef alan bir kalkışma değildir. 15 Temmuz kalkışması, TBMM’ye ve demokrasimize yönelik bir kalkışmadır” dedi. 15 Temmuz’un dördüncü yıldönümünde TBMM’de özel oturumun gerçekleştirilmediğini kaydeden Altay, şunları dile getirdi: “15 Temmuz özel oturumu yapılsaydı TBMM’de, biz 15 Temmuz darbesinin siyasi ayağını ve sorumlularını TBMM’nin gündemine taşıyacaktık. 15 Temmuz şehit yakınları ve gazileri için toplanan 338 milyon li 15 TEMMUZ ŞEHİTLER ANITI’NIN MERMERİ FETÖ’CÜDEN CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün Anadolu tarafındaki girişinde yapılan “15 Temmuz Şehitleri Anıtı”nın mermerlerinin “FETÖ” soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Sami Çoban’ın şirketinden 33 milyona alındığını söyledi. Altay, önceki gün TBMM’de yaptığı açıklamada “15 Temmuz Şehitleri Anıtı’nın mermerleri nereden alındı biliyor musunuz? Birinci köprünün orada bir 15 Temmuz Anıtı vardır, 15 Temmuz Şehitler Anıtı’nın mermerleri FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Sami Çoban’ın şirketinden 33 milyona alındı, 33 milyona” dedi. ranın neden verilmediğinin hesabını soracaktık. FETÖ borsasını kimlerin kurduğunu, kimlerin hangi paraları alarak FETÖ’cüleri tahliye ettirdiklerinin hesabını soracaktık. Hangi FETÖ’cülerin rektör olarak atandığının hesabını soracaktık. İstanbul 1. Boğaz Köprüsü’nün girişine yapılan 15 Temmuz Şehitler Anıtı’nda kullanılan mermerlerin hangi FETÖ’cünün şirketinden sa tın alındığını soracaktık.” Altay, masumlarla darbecilerin bir birinden ayrılmadığını ancak bir FETÖ borsasının kurulduğunu belirterek, “Siyasi ayak deyince hoplayan bir AK Parti ile karşı karşıyayız” diye konuştu. Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elindeki bylock listesindeki siyasetçilerin isimlerini parti ayrımı yapmadan milletle paylaşması gerektiğini söyledi. l ANKARA CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: Göz yumanları unutmayacağız Siyasi parti liderleri 15 Temmuz darbe girişiminde mesaj yayımladı: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Demokrasiye ve millete kasteden hain terör örgütünü lanetliyorum. Demokrasi uğruna can veren 251 şehidimizi asla unutmayacağımız gibi FETÖ’nün, bu devletin kılcal damarlarına kadar girmesine göz yumanları da unutmayacağız. İYİ Parti lideri Meral Akşener: 15 Temmuz’da devletini sokaktan toplayan milletimize selam olsun. SP lideri Temel Karamollaoğlu: 15 Temmuz bitti mi? Hayır. FETÖ’cüleri temizliyoruz adı altında siyasi rakiplerini elemine ediyorlar. DEVA Partisi lideri Ali Babacan: Darbelerin ve paralel yapılanmaların her zaman karşısındayız. Demokrasimize sahip çıkmak, hepimizin görevi. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu: İktidar koalisyonu, 28 Şubat artıklarının FETÖ’nün darbeciliğini kendilerine kalkan olarak kullanmalarına müsaade etmiş, darbe çağrıları yapan bir sürü şahıs iktidar nezdinde itibar görmeye başlamıştır. Emekli subaylar MHP’nin gündeme getirdiği askeri lise ve hastaneleri Cumhuriyet’e değerlendirdi: Askeri liseler açılmalı SENA YAŞAR Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, bir askerin silah arkadaşını en yakından tanımaya başladığı yerin askeri lise olduğuna dikkat çekerek, “Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Rumlar parola kitapçığımızı çalmış ve karacıların anonslarına girerek pilotlara farklı koordinatlar vermiştir. Ama o dönem askeri liseden harp okuluna kadar beraber okuyan ve birbirlerine lakaplarıyla seslenen pilotlar bunu fark ederek, kendince lakaplardan yeni paralolar oluşturmuştur. Kıbrıs Barış Harekâtı, 2 bin uçakla ‘müşterek anılarla’ kazanılmıştır. Askeri okulların önemi bu açıdan bile ortadadır” dedi. Emekli subaylar, TBMM Savunma Komisyonu’nda Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin de gündeme getirdiği “askeri liselerin ve hastanelerin yeniden açılması” talebini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Emekli Koramiral Atilla Kezek: En büyük hata, bu kararların hemen 15 Temmuz’un ertesinde, hiç incelenmeden verilmesiydi. Çıkacak sorunlar dikkate alınmadan askeri liseler bir anda kapatıldı. Askeri liseler bu işin temelidir. Kapatılması büyük bir yanlıştır. FETÖ darbe yaptı diye okul kapatılmaz. Süratle tekrar açılmalıdır. Okullar yeniden açıldığında ise eski hatalar tekrarlanmamalı. Yeni grupların liselerin içinde oluşmasına izin verilmemeli. Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş: Günümüzde askerliğe uyum daha da zorlaştı. Eskiden piyade silahı çok basitti. Artık o silahlar bile farklı teknolojilerle donatıldı. Bunlarla ilgili bilgiyi elde edebilmek bir anda mümkün olmuyor. Biz askeri liseden itibaren bazı dersleri görmeye başlıyorduk. Yaz tatilleri normal okullardan daha azdı, kamplara gider mesleki eğitim görürdük. Şimdi de bu eğitimlerin devam ettirilmesi, subay adayının TSK’ye uyumunu artıracaktır. Liselerin yanı sıra, astsubay hazırlama okullarının da açılması gerekir. Askeri liselerin açılması yetmez, askeri liseler ve harp okullarının fiziken de yan yana olması gerekir. ‘Meclis de mi kapatılmalıydı?’ Emekli Öğretmen Albay Ümit Kılıç: Askeri liseler, modern Batı eğitimini ülkeye getiren kurumlardır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatını uygular, bunların yanı sıra yalnızca birkaç mesleki ders verirdi. Okulda laikliğe, bilime ve akla vurgu yapılırdı. FETÖ’den önce liyakata uygun, kaliteli öğrenci seçimi yapılırdı. Üst kademeler, askeri eğitim sistemine yapılan saldırıyı önleyemedi. Askeri lise, ‘silah arkadaşlığı’ kavramının önemini bir subay adayına daha 1314 yaşlarında vermeye başlar. Bu ordunun motivasyonu için şimdi de çok önemlidir. Bunların yanı sıra kültür, sanat, müzik eğitimi de üst düzey verilir. Kuleli’den mezun olmuş çok sayıda edebiyatçı, sanatçı, bilim ve iş insanı da var. Eski Tabip Albay Cerrah Ergün Özkan: Eğer savaşan bir ordunuz varsa, güçlü ordu için güçlü sağlık hizmetine ihtiyacınız var. GATA’da Fethullahçılar çıktı diye kurumu kapatamazsınız. Yorganda pire var diye yakılmaz. Rahatsızlık veren unsurları temizleyip sistemi korumak en doğrusudur. ‘Askeri tıpta Türkiye yok’ Emekli Tümgeneral Dr. Tarık Özkut: Yalnızca askeri hastenelerin açılması yetmez. Askeri sağlık sistemi yeniden kurulmalıdır. Çatışma koşullarındaki asker yaralanırsa yine bir silah arkadaşı tarafından en uygun tedavi yerine kadar taşınacağından emin olarak görevini yapar. Ordusu olan her ülkenin, askeri sağlık sistemi vardır. Türkiye’de 2016’dan beri yok. Avusturya’nın 34 bin askeri için 3 asker hastanesi, Almanya’nın 185 bin askeri için 5 asker hastanesi, Fransa’nın 278 bin 715 asker için 8 asker hastanesi var. Türkiye’nin ise askeri var, asker hastanesi yok. Uluslararası askeri tıp kongrelerine her ülkeden doktorlar gider, karşılıklı paylaşımlar olur. Türkiye oralarda artık yok. Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde var olan kıta revirleri, garnizon tabipliklerindeki pratisyen hekimler, aile hekimleri cerrah sayılamaz. l ANKARA İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Saraçhane’deki merkez binası önünde düzenlenen törende konuşan İmamoğlu, 15 Temmuz’un bir sonuç olduğunu belirterek, “15 Temmuz’a vesile olan hangi unsur var ise bundan sonra da devletimizin yol haritasından bunları söküp atmamız gerekir” dedi. 15 Temmuz şehitleri anıldı FETÖ’nün darbe girişiminde şehit ettiği 251 yurttaş başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yurt genelinde düzenlenen törenlerle anıldı. İstanbul Edirnekapı’daki 15 Temmuz Demokrasi Şehitliği’nde gerçekleşen törene İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu,1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş katıldı. Oğlunun kabrini ziyarete gelen şehit Tahsin Gerekli’nin babası Nurettin Gerekli, “Darbe haberini duyunca Bayrampaşa’dan Saraçhane’ye gitmiş. Arkadaşlarıyla birlikteyken nokta atışıyla kalbinden vurularak şehit düşmüş. 5 çocuğu vardı. Acımız hâlâ taze” dedi. Şehitler için Sultanahmet Camii’nde dualar okundu. Üsküdar’da bulunan 15 Temmuz Şehitler Makamı da dün ziyaretçi akınına uğradı. Kuleli Askeri Lisesi yerleşkesinin duvarlarında üç boyutlu ışık gösterisi ve İstanbul Boğazı’nda 200 İHA ile ışık gösterisi gerçekleştirildi. Ankara’da anma törenleri 15 Temmuz şehitleri için başkentin farklı noktalarında da anma törenleri düzenlendi. Karşıyaka Mezarlığı’nda bulunan 15 Temmuz Demokrasi Şehitliği’nde gerçekleştirilen törene TBMM Başkanı Şentop, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı İsmet Yılmaz, Ankara Valisi Vasip Şahin, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve şehit yakınları katıldı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise Ankara Hâkimevi’nde düzenlenen törende konuştu. Gül, “Yargı, 289 darbe davasından, 275’inin ilk derece yargılamalarını sonuçlandırmış, bugüne kadar 2 bin 332’si müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet olmak üzere 4 bin 130 sanığa ceza verilmiştir” dedi. TBMM’de Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından 81 ilden Ankara’ya getirilen sporcularla Meclis’te demokrasi nöbeti tutuldu. Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı’nda (JÖAK) görevli paraşütçüler şehit ve gaziler anısına özel atlayış yaptı. Jandarma Genel Komutanlığı Mehteran Birliği Ulus’taki Atatürk Anıtı önünde konser düzenledi. Türkiye Atletizm Federasyonu’nca düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Koşusu tüm kentlerde 30’ar atletin katılımıyla yapıldı. Etimesgut’ta inşa edilen “15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Anıtı” da açıldı. Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel ve İlçe Kaymakamı İzzettin Sevgili’nin katılımıyla Etimesgut Elvan Mezarlığı Şehitliği’nde de anma düzenlendi. Halisdemir Halisdemir’in kabrine akın 15Temmuz darbe girişiminin seyrini değiştiren isimlerin başında gelen şehit Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’in Niğde’deki mezarı dün ziyaretçi akınına uğradı. Çankırı’dan 415 kilometre kat ederek şehitliğe gelen bisikletliler, memleketlerindeki 15 Temmuz şehitlerinin kabirlerinden aldıkları toprakları, şehit Halisdemir’in kabrine serperek dua etti. l DHA 99 BIN OPERASYON İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yayımladığı mesajda FETÖ’ye yönelik operasyonlar hakkında bilgi verdi. Soylu, “Bakanlığımız bünyesinde FETÖ ile mücadele kapsamında 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 99 bin 066 operasyon yapılmış, 282 bin 790 gözaltı ve 94 bin 975 tutuklama gerçekleştirilmiştir. Halen bu suç kapsamında tutuklu olan kişi sayısı 25 bin 912, süreç içinde toplam işlem yapılan şahıs sayısı ise 597 bin 783 kişidir” dedi. l DHA Yapacakları son kötülük Kanal İstanbul olur Öyle bir inatlaşma, güç zehirlenmesi ve rant hırsı sürüyor ki ne hak, ne hukuk, ne çevre felaketi, ne siyasi sonuçları, ne uluslararası tepkiler, hiçbiri önemli değil, hatta caydırmak ne kelime, tetikliyor! Ayasofya’nın müze statüsünden çıkarılıp cami olarak tescili ve ibadete tümden açılması kararı da böyle. İktidar tarafından gündeme getirilmesinin nedeni ortalığı kızıştırmaktı. Muhalefet almaza yatıp hadi yapsana, yapamazsın ki deyince geri çekilemedi, yapmak zorunda kaldı! Bir kararnameyle açabilecek ama başını belaya sokmayacak formül aranmış, bulunmuş. Ayasofya’nın bir takıntılısı var, dernek kurmuş, dava açıp duruyor ve her seferinde reddediliyor. Yine dava açıyor ve hayret? Danıştay bu kez kabul ediyor! Üstelik davalı Cumhurbaşkanlığı, davalının vekili Av. Zeynep Gökçe Zengin, Ayasofya’nın müze olarak kalması yönünde savunma yapıyor! Üstelik Bakanlar Kurulu kararındaki imzaların da (Atatürk’ün imzasının) sahte olmadığını söyleyip davanın reddini istiyor. Ama heyhat, “tarafsız” yargı, Danıştay 10. Dairesi, Cumhurbaşkanlığı’nın bu savunmasını reddediyor ve Ayasofya, müze statüsünden cami statüsüne geçiyor? Tam bir yıl önce Ayasofya’yı ibadete açmasını isteyen ahaliye “Bu oyuna gelecek kadar siyasi istikametimi kaybetmedim” demiş ve namaz kılmak istiyorlarsa hemen karşısındaki Sultanahmet Camii’ni doldurmalarını tavsiye etmiş olan Cumhurbaşkanı ise Danıştay’ın kararını hiç bekletmeden imzalayıp akşamına da Ayasofya’nın içinden canlı yayınla dosta düşmana açıklıyor. Böylece hukuki olarak sorumlu değil, ileride dava açılamaz; uluslararası arenada, benim kararım değil, bağımsız yargıya saygılıyım diye sıyrılır, iç politikada ise sonuna kadar kullanabilir! Bir taşla üç beş kuş! Ama o kadar kolay değil. Dışarıda herkes biliyor, Rahip Brunson’un bir telefonla serbest bırakılırken Kavala’nın, Demirtaş’ın AİHM kararlarına rağmen nasıl yeni suçlar yaratılarak içeride tutulduğunu. Gündem değiştirme İçeride halk da biliyor kararın gündem değiştirmek için alındığını. Kamuoyu anketleri halkın yarısının bu kararla işsizliğin, ekonomik krizin örtülmek için alındığını bildiğini gösteriyor. Gençlerde bu oran yüzde 70’leri buluyor. Olsun, küçük de olsa cami cemaati memnundur, Anadolu’dan namaz turları düzenlenir, otobüslerle gelir, sabah namazını Çamlıca Camii’nde, öğleyi Ayasofya’da, ikindiyi Eyüp Sultan’da kılar, dönerler, turistik hareket olur? Sonra, camiyi müze yaptı diye Atatürk’e sataşılır. Ama hay Allah, o da olmadı, tapuya cami diye kaydettiren de Atatürk çıktı, o balon da elde patladı! Ne tarih biliyorlar, ne coğrafya! Tarladan kâr Kanal İstanbul inadı ve iddiası, bütün bilimsel karşı çıkmalara, raporlara, etütlere karşın sürüyor, çünkü satmışlar projenin civarındaki arazileri, sadece satmamışlar, almışlar da tarla fiyatına! Şimdi diyorlar ki 2. İstanbul Boğazı ve etrafında yepyeni bir cazibe merkezi kuruluyor. Köprüler, etrafında yalılar, malikâneler, AVM’ler! 2. İstanbul sizi bekliyor! Katar şeyhinin annesi bile tarla almış da şimdi değeri artmış! Sanki çok ihtiyacı vardı! Yahu avuç içi kadar ülkesinde şakır şakır petrol fışkırıyor, kadının yedi ceddine yetecek serveti var, tarlası turizm merkezi olacak diye sevinmek aklına mı gelir, ne dolaplar çevriliyorsa, arkasında kim varsa artık? Rize’yi, Çayeli’ni çarpık yapılaşmadan sel bastı, insanlar ölüyor, heyelandan evler yıkılıyor, zerre kadar akıllanma yok. Doğanın yapısıyla bu kadar oynanmaz. Kanal İstanbul, İstanbul’un ve Türkiye’nin sonunu getirecek bir doğa felaketine yol açar. Depremi tetikler, su havzalarını bitirir, tarım ve hayvancılık yok olur, büyük göç hareketleri gerçekleşir. Bu bir felaketler zinciridir, Ayasofya’nın cami mi olmuş, müze mi tartışması gibi değil, geri dönüşü de yoktur! Hepimizi öldürmek, ülkeyi yıkmak, yok etmek mi istiyorsunuz? Bu yapabileceğiniz son kötülük olur! Ayasofya meselesi yanında magazin kalır. Freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz, atlasan kurtulamazsın, içinde kalsan kurtulamaz!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear