23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 13 HAZİRAN 2020 CUMARTESİ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER/YORUM Sosyal Sosyal güvenlik? Emeklilere üç kuruş, beş para verme aygıtı… Çökertildi. Borç içinde. Sosyalizasyon? Sağlık piyasada, satılıyor. Hastaneler özel, ilaç ve tedavi paralı. Sosyal hukuk? Adalet ve eşitlik yok. Sosyal devlet? Yurttaş için devlete son verildi, artık saltanat için devlet geçerli. Sosyal politika? Altta kalanın canı çıksın. Sosyal yardım? El avuç açacaksın ki makarna, kömür versinler… Ne kadar oy, o kadar doy. Sosyal hizmet, sosyal destek? Cemaat ve de Saray vakıfları sağ olsun. Sosyal bilim? Hem sosyal, hem de bilim yan yana olamaz. Verin YÖK’ün eline, yok etsin. Sosyal konut? TOKİ, yandaş müteahhit ve de bol kazançlı rant… Sosyalizm? O epeydir öcü zaten. Uğur Mumcu’nun deyimiyle, serbest piyasa ekonomisine “Ya Allah” diye dalındığından bu yana kapitalizm de alaturka. Piyasa severlik, cemaattarikatticaret birlikteliği ile yürüyor. İşte böyle bir ülkede yurttaştan mesafenin sosyalini bekliyorlar! Gazeteci Yaratığı Biz gazeteciler, garip yaratıklarızdır. Gazetecilik bizim için bir meslek değil, yaşam biçimidir. Halka aktarılması gereken bir küçücük bilgi bile kanımızı kaynatmaya yeter; onu haberleştirene kadar gerekirse uyku uyumaz, yemek yemez, yorulmaz; araştırır, bulur, buluşturur mutlaka yazar ya da duyururuz. Sonunda belki de ölüm olduğunu bile bile savaşları, çatışmaları izlemeye gideriz. Mafya, gizli örgüt, terör merör dinlemez üstüne varırız. Kapıdan kovarlar, bacadan gireriz. İktidar, güç, zorba, diktatör, efendi, reis, başbuğ, ağa, bey, derebey, parababası filan vız gelir tırıs gider. Dünya halkları, bunların eninde sonunda hep gittiğini bizlerden öğrenir. Gazetecinin hancı, başta siyasetçiler olmak üzere kamuoyu adına denetlediklerimizin yolcu olduğunu varsayarız. Tehdide uğrar, ölümle gözdağı verilir, cezaevine atılırız; ustalarımız, arkadaşlarımız katledilir; ürkmez, yaşamımız ile bütünleşmiş işimizden ve ilkelerimizden vazgeçmeyiz. Bende, kul, köle, yandaş, iliştirilmiş boyun eğici olmayı namertlikten sayarız. Tek bir odağa kilitleniriz: Gerçeği, yalın ve doğru gerçeği yakalamak! Bu yaratıkla uğraşmak, uğraşana hiç hayır getirmez, getirmemiştir… Bilmem anlatabiliyor muyuz? Unutturmak İçin 783 bin 562 kilometrekarelik alanda, saray yapmak için hiç yer yokmuş gibi, gitti Atatürk’ün halkına bıraktığı Ankara’daki orman çiftliğini seçti. Koskoca Ankara’da, millet bahçesi yapacak boş arsa bulamadı, Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’nu söylediği Ankara Hipodromu’na karar verdi. Sıra geldi, Atatürk’ün Yalova Çiftliği’ne… Derdi tasası, Atatürk’ü unutturmak. Halk önderi unutulur mu hiç? Öngörü ve Özeleştiri Siyaset bir öngörü işi olmalı, yaşanan ya da yakın gelecekte yaşanacak ortamın bilincine varmalı. Yakın geçmişte, CHP yöneticileri, AKP’lilerin milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıracaklarını varsayarak Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili seçilebilmesi için kişiye özel anayasa değişikliğine destek olmuştu. Beklenti; dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla birlikte yolsuzluk ve usulsüzlüklerden dolayı AKP’lilerin yargılanmalarıydı. Beklenti yaşama geçemezdi, geçemedi de zaten. CHP, aynı tavrı daha sonra da sürdürdü, Meclis’te destek verdi, dokunulmazlıklar kalktı. Sonuçtan zarar gören CHP ve muhalefet oldu. Varılan sonuçtan dolayı özeleştiri yapan var mı? Yok… Anketlerde AKP’nin oranı düşüyor. CHP yükseliyor mu? Yok. 13 HAZİRAN 2020 SAYI: 34580 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03:24 05:24 13:09 17:09 20:44 22:35 Ankara 03:17 05:12 12:54 16:51 20:25 22:12 İzmir 03:50 05:40 13:17 17:11 20:43 22:25 Yazının başlığı, tanıdık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, lerdeki rolüne; Türkiye’nin iç ve dış siyaseti, güvenlik politikası, ekonomi başbakanlığı döneminde, si, bürokrasisi, akademi 2011’de, şubat ayının son gü si üzerindeki ağırlığından nü söylemişti bu sözü. Libya Ege’deki, Akdeniz’de lideri Muammer Kaddafi’yi ki, Yunanistan’la ilişkiler devirmek için ortaya atılan NATO müdahalesine karşı çıkmıştı. Fakat Türkiye, bu sö NATO’nun deki tavrına; sözde soykırım iddialarına ilişkin tutumundan Türkiye’ye yö Libya’da ne işi var? zün mürekkebi kurumadan ta vır değiştirmiş, 2011 yılı mart nelik yaptırım kararlarına dek, yüzlerce örnek veri ayının ortasında Libya’ya sal lebilir. dıran NATO’ya destek vermiş tur. Özellikle de siyasetçiler, as Yinelemek gerekir ki, ti. Sonrasını hepimiz biliyoruz... kerler, diplomatlar, gazeteci Akdeniz’de ve özelde de Libya Gelelim bugüne. Dışişleri Ba ler, uluslararası ilişkiler uzmanla meselesinde ABD’nin, NATO’nun kanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın, Libya konusunda ortak çalışma grubu kurulması üzerinde uzlaştıklarını, bakanlıklar ile istihbarat örgütü yetkililerinin yakın zamanda görüşmelere başlayacağını açıkladı. ABD’yi, Libya konusunda daha aktif rol almaya çağıran Çavuşoğlu, bölgenin istikrarının NATO’nun da faydasına olduğunu söyledi. Gerçekten öyle mi? Tartışalım… rı arasında. NATO’yu ister kitaplarımızda, ister televizyon programlarında, ister gazete sütunlarında, ister akademik makalelerde eleştirelim (ör: Barış Doster, “Türkiye’de NATO Karşıtlığının Tarihsel ve Siyasal Kökenleri”, Ortadoğu Analiz Dergisi, Nisan 2012, Cilt: 4, Sayı: 40), hep aynı tepkileri alırız. Bu tepkiler, Soğuk Savaş kalıntısıdır. Halen o dönemin düşünce kalıplarına dayanır. NATO’nun, ABD emperyalizminin işgal ay daha çok inisiyatif almasını istemek, bu yönde girişimlerde bulunmak, bölgeyi daha da istikrarsızlaştırır. Türkiye’nin Akdeniz’de ve Karadeniz’deki tezleri, en fazla ABD ile çelişmektedir. Akdeniz’de Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bir yanlarına Mısır ve İsrail’i, bir yanlarına da ABD ve Avrupa Birliği’ni aldıklarını unutmamak gerekir. ABD’nin, Irak’ı işgalinden ve Suriye’ye çullanmasından en olumsuz etkilenen bölge ülkesi, ABD’den yediğimiz gıtı olduğunu görmezden gelir. Türkiye’yi Yunanistan’a kar Türkiye olmuştur. ABD’nin Kıbrıs politikası, Türkiye’nin aleyhinedir. kazıklar şı NATO’nun savunduğunu söy Keza Ortadoğu’da dört bölge ül Türkiye’de merkezin sağında ve solunda, milliyetçisinden muhafazakârına, sosyal demokratından liberaline dek geniş bir yelpazede, NATO ezberi, NATO sadakati güçlüdür. Türkiye’nin leyecek kadar özgüven yoksunu, Yunanistan’ın gücünü abartan, Türkiye’nin gücünü yok sayan yaklaşımları dillendirenler bile vardır. Oysa Türkiye ABD ilişkileri incelendiğinde, kazananın kesini (Türkiye, İran, Irak, Suriye) bölüp, Kürt devleti kurmak istediği, bu amaçla etnik, dinsel, mezhepsel çatışmaları körüklediği bilinmektedir. Sözün özü, ABD’yi Libya’da ABD’yle ilişkileri ile Türkiye’nin ABD, kaybedenin Türkiye oldu daha aktif tutum almaya, NATO’yla ilişkileri iç içe geçti ğu görülür. ABD’nin PKK PYD NATO’yu daha fazla öne çıkmaya ğinden, bu konuları dokunulmaz, YPG ve FETÖ gibi terör örgüt davet etmek, Türkiye’nin ve tüm sorgulanmaz olarak gören çok lerine verdiği destekten darbe bölge ülkelerinin aleyhinedir. Kaya: Diyanet meşru değil Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, LGBTİ+’lerı hedef alan sözlerine tepki gösteren Ankara Barosu hakkında soruşturma açılmasını değerlendiren HDP milletvekili Hüda Kaya, “Diyanet, Diyanetliğini yapacaksa, din adına konuşacaksa hırsızlık için, çocuk tecavüzleri için konuşmalı. Kuran kurslarında tecavüze uğrayan erkek çocukların hakkını savunmalı. Yolsuzluklar için, haksız yere katledilen insanlar için konuşmalı” dedi. TBMM’de konuya iliş kin bir konuşma yapan Kaya, Diyanet gibi baroların da görüşlerini ifade etme hakkı olduğunu belirterek, “Biz muhafazakârız, biz aile kutsiyetine sahip çıkıyoruz diye kendinizi kutsalların sahibi gibi ilan edemezsiniz. Diyanet İşleri bir Müslüman olarak beni temsil eden bir kurum değildir. Meşru değildir. Diyanet bizim adımıza ahkâm kesemez. Mezhepçi, Emevici düşünceyi İslam adına bu topluma dayatma hakkına sahip değilsiniz” dedi. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Galeta ununa ve yumurtaya bulanarak kızartılan köfte... Küçük bitkilere verilen ortak ad. 2/ Bir mağazanın yalnız tek tür eşya satılan bölümü... Küçük erkek kardeş. 3/ Piyes... Akarsu yatağı; mecra. 4/ Vadesi belli olmayan ve yalnızca faizi ödenen devlet tahvili. 5/ Genişlik... “Panzehir taşı” da denen bir mineral. 6/ Karışık renkli... Oyunda cezalı çocuk. 7/ İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı aynı olan tasım. 8/ Özenli, düzgün... Neon elementinin simgesi. 9/ Sıcak bölgelerde yetişen çok sert bir ağaç... Kuyudan su çekmekte kullanılan kaldıraç benzeri düzenek. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çikolata tableti... Bilgisiz, kültürsüz kimse. 2/ Yapay ipek... Kayınbirader. 3/ Eski Türklerde 1 234 5 678 9 1 L A FÜGÜZ A F 2 E V İ N MA S A 3 BAL K İ TEL 4 İ N İ KAT N İ 5 DOZ ER PAH 6 ES NATO A 7 R K AMU T A Y 8 YEL ABAS I 9 A V ENNASAR 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 “şaman, baksı, kam, ozan” gibi 9 adlar da verilen büyücüşairler için kullanılan bir başka sözcük... Eğimi, inişi fazla olan yer. 4/ Bir iskambil oyunu. 5/ Hayvanlara vurulan damga... İnce ve düzgün dokunmuş pamuklu bir kumaş. 6/ Kekliğin boynundaki siyah halka... Nine. 7/ İnsanı istenmeyen seçe neklerden birini izlemeye zorlayan sorun. 8/ Dürüst, ahlaklı... Bir soru sözü. 9/ İstemdışı yapılan hareket... Meyve, sebze, tarhana gibi şeyleri kurutmaya yarayan genişçe balkon. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Kumpas 2.0’da ikinci dalga Müyesser Yıldız neden tutuklandı? Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel neden tutuklu? Şehit MİT’çinin ve Libya operasyonunun deşifre edilmesi? Askeri casusluk? Devletin güvenliğine ilişkin bilgi ve belgeleri açıklama? Geçiniz… Kumpas 2.0 yürürlüktedir; Barışlar ve Murat Ağırel’in tutuklanması birinci dalgaydı, Müyesser Yıldız’ın tutuklanması da ikinci dalga… Devleti ele geçirme operasyonları Ortada bir suç yoktur ve bu tutuklamalar kumpastır. Tıpkı Kumpas 1.0’da, yani Ergenekon ve Balyoz’da olduğu gibi… O nedenle mesele kumpasın arkasındaki güç mücadelesini ve hedefi aydınlatmaktır. Birinci kumpas AKP FETÖ ortaklığının devleti ele geçirme operasyonuydu. Devleti birlikte ele geçirdiler ama birlikte yönetemediler. Zira “iktidarın paylaşılamaması” durumu bir yasaydı! İki taraf da devleti kendi üstüne yapmak için uğraştı. Biri diğerini “paralel devlet” ilan etti. En sonunda da tasfiye etti. O günleri, bugünkü ağır siyasi iklim nedeniyle unutmuş olanlar için bir AKP yöneticisi hatırlattı: AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı, CNN Türk’teki tartışma programında söyledi: “Kemalistlerle FETÖ’yü birbirine kırdırmak suretiyle yol aldık.” (10.6.2020). Kumpas 1.0 olmasa 15 Temmuz yaşanmayacaktı Peki, Kemalistlerle FETÖ’yü neden birbirine kırdırmış AKP hükümeti? Onu da tane tane anlatıyor Ayvalı: “Birini müsteşar atayabilmem için onun genel müdür olarak 12 yılı doldurması lazımdı.” 12 yıl dedikleri liyakat idi; devleti ele geçirmek için liyakati ortadan kaldırmış, operasyonlarla devlet içinde boşluk yaratmış ve devleti ele geçirmişlerdi… Ki bunun en ağırı TSK içinde yaşandı: Sınav hırsızlığına göz yumarak FETÖ’cüleri orduya soktular, YAŞ’a müdahale ederek atılmalarını engellediler, tasfiye ettikleri generallerin yerini FETÖ’cülerle doldurdular! Yani Ergenekon ve Balyoz kumpasları olmasaydı, 15 Temmuz darbe girişimi yaşanmayacaktı! Makas değişikliği işaretleri Bugünkü operasyonlar da dünkünün neredeyse kopyası: Aynı şekilde avukatlara arama ve el koyma tutanakları verilmedi, aynı şekilde suçlamalar önce yandaş basında servis edildi vs. Ve aynı şekilde dalgalarla bir genel torba oluşturuldu: Birinci dalgada OdaTV ve Yeniçağ vardı; ikinci dalgada yine OdaTV ve TELE 1… Üç AKP muhalifi kurum! Mesele sadece AKP’ye muhalif olanların cezalandırılması mı? Kumpas 1.0’dan biliyoruz ki, o kadar basit değil! Operasyonlar doğrudan güç mücadelesiyle ilgili… AKP’nin ideolojik yayın organı Yeni Şafak’ın istihbaratçı köşe yazarı Bülent Orakoğlu, “Ergenekon tekrar faaliyete geçti” diyerek işareti veriyor zaten ve iz oluşturuyor: “Bu gizli ordunun 1 numarasının emekli bir orgeneral olduğu da biliniyor. Hatta bana göre ismi bile belli! Son dönemde enteresan ataklar yapan emekli bir üst düzey komutan.” (8.6.2020). Açık ki bir yönü 30 Ağustos’u, bir yönü kötü ekonomi baskısı nedeniyle siyasal iklimi, bir yönü de dış politikadaki sıkışmışlığı aşmak için makas değişikliğini hedef alan bir kumpas bu… Son dönemde AKP sözcülerinin ABD’li yetkililere “Rusya’yla ilişkilerimiz stratejik değil, taktik” demeleri ve Libya ile Suriye’de ABD’yle yeniden işbirliği yapma isteğinin dile getirildiği mektupların gönderilmesi önemle not edilmelidir. Ve elbette 15 Temmuz izlerinin temizliğiyle ilgili olan tasfiyeler de! Beka problemi Ve unutmayın; kandırılmadılar. Tersine dün kandırdılar, bugün yine kandırmaya çalışıyorlar! Fethullahçıların ne olduğunu gayet iyi biliyorlardı; devleti ele geçirmek için işbirliği yaptılar, günü geldiğinde de tasfiye ettiler. O işbirliğini ak’lamak adına da “kandırıldık” dediler! Yani kandırıldık derken de aslında kandırıyorlardı: Binali Yıldırım’ın, Mustafa Elitaş’ın ve diğerlerinin ara sıra “Ergenekon ve Balyoz vardı ama FETÖ sulandırdı” diye çıkışlar yapması, hükümetin yeni operasyon olasılığını “Demokles’in kılıcı” gibi muhaliflerin üstünde sallaması demekti! Ve aslında gayet açıklar: Dün, devleti ele geçirmek için FETÖ’yle işbirliği yaptılar, kendi ifadeleriyle Kemalistlerle FETÖ’cüleri birbirine kırdırdılar; bugün de kalan Kemalistleri, ulusalcıları, milliyetçileri temizlemeye hazırlanıyorlar! Kumpas 1.0’ın, yani Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının Türkiye’ye maliyeti ortada. O nedenle bugünler çok önemli: Yeni dalgalar ve makas değişikliği Türkiye’nin gerçek “beka” problemidir! Yeni dalgaları ve makas değişikliğini önlemek, hepimizin yurttaşlık görevidir!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear