23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 3 MAYIS 2020 PAZAR EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: MEHMET AMAN OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Cumhuriyet’e sahip çıkmak görevimizdir MEHMET TÜM Cumhuriyet gazetesini FETÖ ve terör ile yan yana getirmek 2526. Dönem Balıkesir Milletvekili vicdansızlıktır. Ne yaparlarsa yapsınlar, tarihimizde cumhuriyet ile yaşıt Ne yazık ki ülkemizde iktidara yandaşlık etmeyen tüm basının üzerinde baskı ve yasaklar her geçen gün artarak devam ediyor. AKP iktidara geldiğinden beri, kendisine muhalif olan veya eleştiren kim olursa olsun sindirmeye, yok etmeye çalışıyor. 18 yıllık AKP iktidarı döneminde başta TBMM olmak üzere tüm kurumlar güçsüzleştirildi ya da baypas edildi, ülkemiz tek adam anlayışına teslim edildi. Bugün ülkemizde demokrasi değil, anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun adlandırmasıyla monokrasi yönetimi vardır. Yani ülkemiz tek adamın fermanlarıyla yönetilmektedir. ve önemli bir yere sahip Cumhuriyet’i ve değerlerini yok edemeyecekler. için; doğru haber veren, tarafsız davranan, özel hayata saygılı olan ve hukukun evrenselliğini savunan gazetelerimiz ve gazetecilerimiz muhalif diye nitelendiriliyorlar. Şu anda ülkemizde muhalif olarak nitelendirilen birkaç gazeteyi de birtakım baskılarla, yasaklarla, sindirmeye çalışıyorlar. Ne yazık ki, baskılarla ve tehditlerle halkımızın doğru haber alma özgürlüğünü de elinden almaya çalışıyorlar. Bundan dolayı Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik, Aydın Keser ve daha nice gazeteciler cezaevindeler. keleri uğruna birçok yazarını şehit verdi. Her darbe döneminde sansür, otosansür, baskı, hedef gösterme ve tehditlere asla boyun eğmedi ve dimdik ayakta kaldı. Bu anlamda hepimize düşen görev Cumhuriyet gazetesine sahip çıkmaktır. Bizler Cumhuriyet’e sahip çıkmaya devam edeceğiz. Cumhuriyet gazetemiz ile birlikte doğru ve eleştirel çizgide haber veren Evrensel, Birgün, Sözcü ve muhalif çizgideki tüm gazeteleri, internet mecralarını susturmak istiyorlar. Basın İlan Kurumu eliyle eşit dağıtılma TBMM gölgede Kurtuluş Savaşı döneminde bile devletin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’e kök söktüren, hesap soran TBMM’nin yerinde bugün Danışma Meclisi kadar bile etkili olamayan bir Meclis vardır. Ne yazık ki bugünkü Meclis, tek adamın gölgesinde kalmaktadır. Meclis’in, yasama organının görevi kanun yapmaktır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yürürlüğe girdiği 2018’de seçilen TBMM 101 kanun yaptı. Bunun 50’si uluslararası anlaşmaların uygun bulunduğuna ilişkin kanun. Yani rutin onama işleridir. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı ülkeyi kararnameler ile yönetiyor. Bugün itibariyle Cumhurbaşkanlığı kararlarının sayısı 2 bin 500’e yaklaştı. Kararlardan birçoğu da kanunla düzenlenmesi gereken işleri düzenliyor. Yargı bağımsızlığı tamamen ortadan kal Yola devam Muhalif veya eleştirel olduğu için baskı altına alınan gazetelerimizin başında Cumhuriyet, BirGün ve Evrensel gelmektedir. Cumhuriyet gazetesini Fetöcü olmakla suçlayarak yazarlarını ve ekibini geçmişte olduğu gibi bugün de tutuklayarak içeri atıyorlar. Eskiden adliyelere haber toplamaya giden gazetecilerimiz şimdi neredeyse her gün ifade vermeye gidiyorlar. Çünkü iktidar kendisine biat etmeyen gazeteci ve yazarları ya casus ya Fetöcü ya da hain ilan etmektedir. İktidarın değil halkın gözü, kulağı, dili olarak dürüst, objektif haber yapan tüm gazetelerimizde yapılan her haber, suç unsuru olarak kabul ediliyor. Oysaki Cumhuriyet gazetesini FETÖ ve terör ile yan yana getirmek vicdansızlıktır. Cumhuriyet gazetesi tarihimizde cumhuriyet ile yaşıt ve önemli bir yere sahiptir. sı gereken resmi ilan ve reklamları halktan, emekten, demokrasi ve barıştan yana olan gazetelerden esirgiyorlar. Dahası, uyduruk gerekçelerle altından kalkamayacakları ağır para cezaları uygulayarak, kapanmaya zorluyorlar. Ama her şeye rağmen eleştirel ve muhalif basın, halktan yana tavrını devam ettirecek, halkın sorunlarını, dertlerini dile getirecektir. Özgür basın susmayacak ve susturulamayacaktır. Umudumuz arttı Hak, hukuk, adalet ve objektif haber anlayışını ilke edinen bu gazetelerimize hepimiz sahip çıkacağız. Zaten objektif haber yapan birkaç gazete, radyo ve ekran kaldı. Onları da tehdit, şantaj ve baskılarla susturmaya çalışıyorlar. Bütün dünyayı ve ülkemizi tehdit eden koronavirüsle mücadele sürecinde bile ayrımcılık yapıyorlar. dırıldı ve saraya bağlandı. İktidara muhalif olan, eleştiren her ga Muhalif ve eleştirel basını susturmaya Demokrasinin gereği olan basın özgür zete ve yazar yandaş medya ve iktidar ta çalıştıkları gibi virüse karşı başarılı çalış lüğü de ne yazık ki büyük ölçüde kaldırıl rafından linç edilmektedir. malar yürüten belediyelerimizi de baskı dı; basının yüzde 90’ı iktidarın kontrolü Ama ne yaparlarsa yapsınlar, Cumhuri altına almaya çalışıyorlar. ne geçti. yet gazetesini ve Cumhuriyet’in değerleri Salgın herkesi tehdit ederken bile, yan Bütün demokratik ülkelerde basın hal ni yok edemeyeceklerdir. daş patronlara rant aktarmaktan, İstanbul’u kın gözü, kulağı, dilidir. Ülkemizde ise ne Bundan sonraki süreçte de halka doğ mahvedecek olan çılgın proje için ihale dü yazık ki “havuz medyası” da denilen yan ru haberi ulaştırmak için Cumhuriyet ga zenlemekten geri durmuyorlar. daş medya, iktidarın sözcüsü olarak mu zetesi susmayacak ve yoluna devam ede Ama ne yaparlarsa, yapsınlar, zalimin halefete karşı baskı ve tehdit, halka karşı cektir. zulmü arttıkça sonu yakınlaşır. manipülasyon aracı olarak kullanılıyor. Bu yüzden ülkemiz dünya basın öz gürlüğü sıralamasında 180 ülke içinde 157’nci sırada yer alıyor. Ülkemizdeki basın Endonezya, Tanzanya, Kenya gibi ülkelere göre daha alt sıralarda ve daha çok baskı altındadır. Ülkemizde kamuoyunu aydınlatmak Susturamayacaklar Bu ülkede on binlerce Cumhuriyet okuyucusu var. Cumhuriyet gazetesi aynı zamanda Yunus Nadi, Uğur Mumcu ve İlhan Selçuk’un gazetesidir. Cumhuriyet gazetesi doğru haber ve il Tüm olumsuzluklara rağmen geleceğe olan umutlarımız arttı. Bu ülkede demokrasiden ve cumhuriyetten yana olan büyük bir çoğunluk var. Halkı susturamayacakları gibi özgür basını da susturamazlar. Unutmasınlar ki, yarın iktidardan düştüklerinde bugün susturmaya çalıştıkları basına muhtaç olacaklardır. Biz demokratlar olarak, eksiksiz düşün ce basın ve ifade özgürlüğü istiyoruz. Düşüncenin terör suçu kapsamından çı karılmasını istiyoruz. Gazetecilerimizin yerinin hapishaneler ?%XDQODgPDWDU?KVHOGHáHUOHQG?UPHOHU? değil haber masaları olmasını istiyoruz. Hapishanelerdeki basın emekçilerinin N¸NWHQGHá?gW?UHFHN? ve siyasal eylemleri nedeniyle özgürlüklerinden yoksun bırakılan insanlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Yaşasın demokrasi. Yaşasın basın özgürlüğü. Seçmen ve tarih, adalete ve refaha göre karar verir Bütün liderler ölümlüdür: Hepsi yaşarken, taraftarları, militanları, muhalifleri, rakipleri, tebaası, vatandaşları, seçmenleri, gözlemciler, gazeteciler, yazarlar, bilim insanları tarafından sürekli olarak değerlendirilirler... Bu değerlendirmeler, hiç kuşkusuz onların siyasetteki başarılarından etkilenir ve döner bu başarıları da etkiler. Liderler, öldükten veya değiştirildikten sonra da bu değerlendirme tarih tarafından yapılır. Artık iktidar yolundaki başarıları değil, topluma yaptıkları katkılar veya verdikleri zararlar konusundaki nihai karneleri belirlenir. HHH Bütün iktidarlar değişmeye mahkumdur! Hepsi hüküm sürerken, aynen liderler gibi, taraftarları, militanları, muhalifleri, rakipleri, tebaası, vatandaşları, seçmenleri, gözlemciler, gazeteciler, yazarlar, bilim insanları tarafından değerlendirilirler... İktidar bittikten sonra da bu değerlendirme, topluma yaptıkları katkılar veya verdikleri zararlar açısından tarih tarafından yapılır. Bu değerlendirme nihaidir. Siz bakmayın George Orwell’ın (Eric Arthur Blair) 1984 adlı romanında anlattığı, mevcut ilişkilere ve siyasete göre tarihi değiştiren ve günlük kararlara uygun olarak olayları yeniden uyarlayan “Büyük Birader”in Okyanusya’sındaki “Gerçek Bakanlığı”nın başarısına... Nesnel olaylara dayalı tarihi saptırmak hiç de kolay değildir: Bakın bütün çabalara karşın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, İstiklâl Savaşı’nı, Lozan’ı, “Demokratik, Laik, ve Sosyal Hukuk Devleti” olan Cumhuriyeti tarihten silmeye kimsenin gücü yetebiliyor mu? HHH ErdoğanAKP, 18 yıldır iktidarda. Hiç kuşkusuz bu dönem, hem seçmen hem de tarih tarafından Adalet ve Refah ölçütlerine göre değerlendirilecek. Silivri davaları döneminde FETÖ/PDY’nin yaptığı haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklerin hâlâ (hatta şiddetlenerek) devam ettiği, bu nedenle, (artık hemen hemen tümüyle siyasal iktida rın emrine verilmiş görünen) adalet mekanizmasına güvenin toplumda nasıl düştüğü, bütün araştırmaların ve bizzat yargı mensuplarının saptamalarıyla, yadsınamaz bir gerçek olarak ortada. Adalet konusunda, İnfaz Yasası denilen son gizli af yasasına bile, gazeteciler ve yazarlar için özel madde konularak onların bu yasadan yararlanmalarının önlenmesi, seçmenin de, tarihin de not ettiği önemli bir haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik ayrıntısı. HHH COVID19 salgını dolayısıyla çıkarılan gizli af yasasının, bu pandemi konusunda bile yetersiz kaldığı, HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu’nun, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e cezaevleri konusunda verdiği soru önergesindeki şu hususlarla kayda geçmiş: 1) Cezaevlerinde 578 ağır olmak üzere 1535 hasta mahpus bulunurken keyfi uygulamalar var. 2) Temizlik ve dezenfektan ürünleri yeteri kadar verilmiyor. 3) Doluluk oranları olması gerekenden fazla. 4) Bireysel korunma alanları yok edilmiş. 5) COVID19 testinin acilen bütün cezaevlerinde yapılması gerekmekte. 6) Maskelerin dağıtılmadığı, kantinlerde parayla satıldığı bildirilmekte. 7) Hastaların hastanelere götürülmediği, çünkü geri geldikleri zaman 14 gün karantinaya alınmaları gerektiği, bunun koşullarının sağlanamayacağı için hastaneye götürülmedikleri, hijyen koşullarının ise son derece yetersiz olduğu ifade edilmekte. 8) COVID19’dan dolayı infaz yasasının bütün mahpuslara uygulanması çağrıları duymazlıktan gelinmiş, 6065 yaş sonrası ve hasta mahpusların cezalarını evlerinde çekmelerine imkân tanınmamış. HHH Bilmem refah konusunda, COVID19 salgını dolayısıyla artık zirveye çıkmış olan toplumsal ve bireysel yoksullaşma sürecini ayrıca anlatmaya gerek var mı? HHH Sonuç olarak, ErdoğanAKP iktidarının hem seçmen indinde, hem de tarih önünde nasıl değerlendirildiği konusunda artık kimsenin kuşkusu kalmamıştır herhalde! ZZZJDOHDW?\D\?QHY?FRP JDOHDW?\D\?QF?O?N JOHW?\D\?QF?O?N JDOHDW? Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ramazan ayının ilk cuma hutbesinde salgın hastalıkların olmasını “eşcinselliğe ve nikâhsız yaşamaya” bağlayan bir açıklama yaptı. Erbaş’a tepki gösteren Ankara Barosu “Şaşkınlığımız; sesi çağlar öncesinden gelen bu şahsın, bir devlet kurumunun başında oturup söylemini kutsal sayılan değerler üzerine inşa ederek halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesindeki kan kokan cüreti sebebiyledir” açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Diyanet’e laf eden devlete laf etmiş sayılır” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı da baro hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Barosu hakkında soruşturma açıldı, Baro Başkanı laik devleti korumanın görevleri olduğunu vurguladı. Ankara Barosu’na destek açıklaması yapan Diyarbakır Barosu hakkında da soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet ifade verdi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, Boğaz Öngörünümünde, vakıflara ait araziye yaptığı izinsiz çardak ve şöminenin İBB ekiplerince yıkılmasına ilişkin haberimis, Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesi kapsamında gösterilerek, muhabirimiz Hazal Ocak, fotomuhabirimiz Vedat Arık ve yazıişleri müdürleri İpek Özbey ile Olcay Büyüktaş hakkında soruşturma açıldı. Korona nedeniyle idari ve adli işlemin askıya alındığı, ertelendiği hapishanelerin boşaltıldığı bu günlerde, adı geçen gazeteciler Vatan Em 26 NİSAN 1 MAYIS niyet Kamu Güvenliği Büro Amirliği’nce çağrılarak ifadeleri alındı. Meclis’te gerilim CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız” ifadesinin özel seçilmiş bir cümle olduğunu belirterek, “Bu cümle Sivas katliamının azmettirici slogan cümlesini ifade etmektedir” diye konuştu. Bu sözlerin ardından MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Özel’e “Ülkücü hareket sana haddini bildirmeyi bilir” ifadelerini kullandı. Özel yanıt olarak “Savaş meydanında kurulmuş partinin grup başkanvekili bunlardan korkmaz” dedi. Engeller aşıldı CHP’li belediyeler ortak açıklama yaptı. Açıklamada, engellemelere karşın yardımların devam edeceğine dik kat çekilerek, “Yıllardır ihtiyaç sahibi ailelere verdiğimiz sıcak yemeğin kesilmesi için bazı belediyelerimizin banka hesapları bloke edilmişse de bizler bu engeli de kendi imkânlarımızla aştık” denildi. Kutlama sanal gözaltı gerçek 1 Mayıs nedeni ile Taksim Anıtı’na çelenk koymak isteyen DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve yanındaki 20 işçi temsilcisi gözaltına alındı, çelenkleri kırıldı. DİSK’in kırılın çelengini CHP anıta taşıdı. İktidarın 1 Mayıs Emek Mücadele ve Dayanışma gününde yaptığı bu sert uygulamaya yerli ve yabancı pek çok kesimden sert eleştiriler geldi. Ankara’da, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle izinsiz gösteri yapmak isteyen 7 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlara sokağa çıkma kısıtlamasını ihlalden para cezası verildi. Akşam saatler 21.00 gösterdiğinde ise ülkenin pek çok kentinde, sokağında evlerin balkonları ve pencerelerden 1 Mayıs marşları, türküler ve sloganlar yükseldi. Hafter: Devlet başkanıyım Libya sahasında kaygı verici gelişmeler yaşanıyor. Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter, Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde imzalanan “Suheyrat Anlaşması’nın hükmünü yitirdiğini ve ülkenin başına geçtiğini” iddia etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear