22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 29 NİSAN 2020 ÇARŞAMBA Cenaze namazı 30 kişide daha virüs Koronavirüs ile mücadele kapsamında toplu kılınan cenaze namazı yasaklanmıştı. Yasağa uymayan Nevşehir’in Ürgüp ilçesine bağlı Taşkınpaşa köyünde 6 kişide koronavirüs testi pozitif çıkmıştı. Karantinaya alınan köyde dün 30 kişinin daha testi pozitif çıktı. Muhtar Emin Esertürk ile azalar ve imam hakkında soruşturma başlatıldı. l İHA 250/9 0 270/1 2 0 210/5 0 220/1 0 0 260/5 0 190/4 0 220/7 0 240/6 0 280/1 2 0 280/1 1 0 230/9 0 250/1 5 0 210/1 0 0 240/1 3 0 190/5 0 150/4 0 160/1 0 0 190/1 0 0 180/1 2 0 190/1 2 0 150/1 0 0 160/9 0 TARİHTE BUGÜN 1979: Türk tiyatro ve sinemasının önemli isimlerinden Muhsin Ertuğrul 87 yaşında vefat etti. 1980: Gerilim ve korku türünün ünlü yönetmeni Alfred Hitchcock öldü. Önlemleri gevşetmek için erken. Tedbirlere uyulmazsa ikinci üçüncü dalga çarpar YANGIN SÖNMEDI Sağlık Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde koronavirüs vaka ve ölüm sayısı her geçen gün azalıyor. SIBEL BAHÇETEPE Böyle devam etmesi durumunda Ramazan Bayramı ile birlikte tedbirlerin gevşetilmesi de gündemde. Ancak uzmanlar dikkatli olmamız gerektiğini vurguladı. ACELE ETMEYELIM l PROF. DR. KAYIHAN PALA: Türkiye’nin artık tepe noktasından vakaların azaldığı bir döneme doğru girdiğini söyleyebiliriz. Burada bulaş zinciri güçlü bir şekilde kırılmazsa, önümüzdeki haftalarda hastalık azalma seyrinde karşımıza çıksa bile daha sonra başka dalgaların karşımıza çıkma olasılığı var. Bu nedenle henüz hastalığın seyrini de henüz daha tam olarak anlayamamışken önlemleri gevşetmek için acele etmeyelim. (Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid19 İzleme Kurulu Üyesi) SALGIN BITMEDI l HALK SAĞLIĞI UZMANI PROF. DR. NILAY ETILER: Vaka sayılarındaki azalmaların salgının bittiği anlamına gelmediğini biliyoruz. Fazla vaka sayısına sahibiz ve aktif vakalar var. Aktif vakaların hepsi hastanede değil, toplumun içinde. Bir o kadar da semptomsuz geçenleri düşünürsek aslında salgının sona ermediğini sadece dramatik yükselme hızının azaldığını görüyoruz. Bizim önlemleri gevşetmemiz için rahatlama olabilecek bir düzey değil. Yoksa ikinci ve üçüncü dalgaları çok daha dramatik şekilde görebiliriz. YAZIN YOK OLMAZ l İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstatistik Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Haluk Zülfikar virüste 3 kırılma beklendiğini, Türkiye’de virüsün mayıs ve haziran ayında yaşanacak iki kırılmanın ardından, temmuz ayında durağanlaşacağını belirtti. Zülfikar, “Temmuzun birinci haftasını geçtiğimizde vaka sayısının iki haneli sayılara gelmesini bekliyoruz. Yazın virüs sabit halde ama ölmüyor ve yok olmuyor. Zaten tehlike orada, tekrar etme riski orada” dedi. l DHA Gevşesek daha kötü olur Bayram tedbirleri iyi yönetilmeli BAYRAMA DIKKAT l ENFEKSIYON HASTALIKLARI DERNEĞI BAŞKANI PROF. DR. MEHMET CEYHAN: Şu an iyi gidiyor ama ‘Salgında işi bitirdik, hallettik’ düşünceleri hem yanlış, hem tehlikeli. Çünkü bir taraftan 2 binden fazla ölen insan; bin 700 kadar da yoğun bakımda insan ve onların yakınları var. Bu söylemler onları yaralayan, kötü hissettiren şeylerdir. ‘Bu işi bitirdik’ dersek en ufak gevşemede eskisinden daha kötüye dönebiliriz. Çünkü virüs bir yere gitmedi. Önlemler gevşetildiği zaman virüs yine yayılabilecek, vaka sayıları artacak. Bayramda bayramlaşmaları eskisi gibi rahat bırakırsan o zaman çok kötü son ortaya çıkabilir. SOĞUTMA ZAMANI l SAĞLIK BAKANLIĞI KORONAVIRÜS BILIM KURULU ÜYESI PROF. DR. TEVFIK ÖZLÜ: “Aman dikkat! Salgın bitmedi. Her gün 2000’den fazla yuttaşımız hastalığa yakalanıyor ve 100 civarında yurttaşımız da ölüyor. Henüz yangını söndüremedik, kontrol altına aldık. Ardından soğutma yapmamız lazım ki, ikinci bir atak başlamasın. Gevşeyip bugüne kadarki tüm emeklerimizi, çektiğimiz zahmetleri boşa çıkarmayalım. Ramazan ve bayram dolayısıyla oluşabilecek bulaşma risklerini iyi yönetebilirsek bayram sonrasında normale dönmeye başlayabiliriz. Henüz tedbirleri gevşetmek için uygun zamanda değiliz.” Hastalığı yenen Biraz dişimizi sıkabilsek doktor anlattı: BAŞARI CIDDI OLACAK SİBEL BAHÇETEPE Kuru öksürük ve sırt ağrısı, ardından şiddetli halsizlik şikâyetleri olunca test yaptıran doktor, akciğer tomografisinin ardından koronavirüs olduğunu anladı. Hastanede 1 hafta tedavi gördükten sonra taburcu olan doktor 20 günün ardından görevine geri döndü. İstanbul’da bir kamu hastanesinde çalışan ve ismini vermek istemeyen doktor, “Hastalık beni elden ayaktan düşürdü. Herkes hastalığı ciddiye almalı. Hastanelerden gelen haberler yüzümüzü güldürüyor. Ama yine de rehavete kapılmamalı. Biraz dişimizi sıkabilsek başarı ciddi olacak” uyarısında bulundu. Umutsuzluğa kapıldım Hastalığın Türkiye’de ilk ortaya çıktığı 11 Mart’ın hemen ardından o haftalarda koronavirüs teşhisi konan doktor, “Fark etmediğim bir anda hastalığa yakalandım. Hastalığım ilk vakadan hemen sonra ortaya çıktı. Kuru öksürük ve bel ağrısı vardı. Sonrasında çok ciddi halsizlik ve iştahsızlık ile başvurduğumda tomografimin bayağı kötü olduğu ortaya çıktı ve böylece korona ile tanıştım” diyor. Hastanede o dönemde bir hekime daha koronavirüs teşhisinin konulduğunu, ardından koruma tedbirlerinin daha da arttırıldığını anlatan doktor, “İlk günlerde aslında çok umurumda olmadı, ‘Ben bunu kolay atlatırım’ dedim. Ama 34 gün sonra halsizliğim arttı, ciddi ateşim yükseldi. Asla kalkamadım ve o süreçte umutsuzluğa da kapıldım” diyor ve uyarılarda bulunuyor: “Türkiye çapında acillerden gelen haberlerle bütün herkeste bir tebessüm başladı. Parçalı, aralıklı karantina olmasa bir iki hafta sıkabilsek dişimizi hakikatten çok ciddi başarı sağlanacak. Yine de sosyal izolasyona önem vermeliyiz.” Kazancı Yokuşu’nda sosyal mesafeli 1 Mayıs anması Kazancı Yokuşu’ndaki anıta hayatını kaybedenler adına karanfiller bırakıldı, saygı duruşunda bulunuldu. ‘Sermayenin sözü kalmadı’ Türkiye Komünist Hareketi (TKH) 1 Mayıs 1977’de hayatını kaybedenler için Taksim Kazancı Yokuşu’nda anma düzenledi. Covid19 salgını nedeniyle temsili olarak düzenlenen anmada konuşan TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, “Aradan geçen 43 yıl içerisinde eşitlik ve özgürlük mücadelesinin haklılığı ve mücadeleyi büyütmenin zorunluluğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Sermaye sınıfının emekçi halka vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Emekçilerin tek kurtuluşu sosyalizmdir” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet 10 liralık benzinle kendini yaktı Polis, denetimden kaçan Suriyeli Ali’yi vurarak öldürdü Çaresizlik öldürdü Aksaray’da 2 gündür kayıp olarak aranırken boş bir arazide yanmış halde cesedi bulunan işsiz Nail Yılmaz adlı gencin, parası olmadığı için telefonunu emanet bıraktığı akaryakıt istasyonundan 10 liralık benzin alıp kendini yaktığı belirtildi. İHA’nın haberine göre İstiklal Mahallesi’nde bulunan boş arazide dün öğlen Yılmaz’ın (25) yanmış cesedi bulundu. Soruşturmada, cesedin çevresinde bulunan ve içerisinde benzin olan pet şişeden yola çıkan polis ekipleri, Yılmaz’ın 600 metre uzaklıkta bulunan benzin istasyonundan gece yarısı telefonunu emanet bırakarak 10 liralık benzin aldığını belirledi. Güvenlik kamerası görüntülerini de inceleyen ekipler, gencin kendini yakarak intihar ettiğini saptadı. Cesedi, otopsi yapılmak üzere morga kaldırılan gencin ölümüyle ilgili soruşturma sürüyor. Bıraktığı not bulundu Öte yandan İstanbul Aksaray’da yaklaşık 10 gün önce kendini üst geçide asarak yaşamına son veren Ahmet Karakeçi adlı yurttaşın geride bıraktığı not ortaya çıktı. Ekonomik durumu nedeniyle sıkıntı çektiği kaydedilen Karakeçi’nin, “Koronavirüs öldürmedi beni ama sahipsizlik, çaresizlik, umutsuzluk, tükenmişlik beni öldürttü. Ben kendim intihar ettim...” notunu bıraktığı açıklandı. l Haber Merkezi Tam kalbinden KAZAEN! Poliskurşunuyla can veren Ali El Hemdan’ın 7 yıldır Adana’da yaşadığı ve 6 yıldır overlok işçisi olduğu öğrenildi. Adana’da Suriyeli 18 yaşındaki Ali El Hemdan, polisin dur ihtarına uymadığı iddiasıyla kalbinden vurularak öldürüldü. Adana Valiliği olaya ilişkin ‘kaza’ ifadesini kullandı. İfadesi alınan polis F.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Aile yıkıldı. Polis tutuklandı Seyhan ilçesi Sucuzade Mahallesi’nde meydana gelen olayda polisin kimlik sorarak uygulama yaptığını gören Hemdan kaçmaya başladı. Ara sokaklara girerek, izini kaybettirmeye çalışan ve polisin ‘dur’ ihtarına uymayan Hemdan, havaya açılan ateşe rağmen kaçmaya devam etti. İkinci kez açılan ateşle kalbinden vurulan Hemdan, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Adana Valiliği’nin olayı ‘kaza’ olarak nitelendirdiği açıklamasında “Dur ikazına uymayarak kaçan Suriye uyruklu A. H. isimli şahıs, uyarı ateşi açılması esnasında ka zaen yaralanmıştır. A.H. yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir” denildi. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada ise polis memuru F.K.’nın ‘kasten öldürme’ suçundan Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklandığı belirtildi. Ön otopsi raporunda Hemdan’ın sol göğsünün üst kısmından (kalp) vurulduğu belirtildi. Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Nurettin Tanış, “Rapor yakın mesafeden ateş edildiğini gösteriyor” dedi. Tekstil işçisi olan Hemdan’ın kendi yaş grubuna konan sokağa çıkma yasağından dolayı ceza almamak için kaçtığı kaydedildi. CHP milletvekili Mahir Polat sosyal medya hesabında, “Polisin açığa alınması yetmez. Görüntüleri silmeye çalışmak ve ‘Bacağından vuruldu’ yalanını ortaya atan herkes cinayete ortaktır” dedi. l Haber Merkezi Polisten benzer savunma: Düştüm, silah ateş aldı ALİCAN ULUDAĞ Ali El Hemdan’ı kalbinden vurarak öldüren polis F.K, ifadesinde daha önceki polis cinayetlerindekine benzer savunma yaptı. Sendeleyip yere düştüğünü savunan polis, silahın yanlışlıkla ateş aldığını öne sürdü. F.K. savcılık ifadesinde “Ölen şahsı, yanında başka bir şahısla gördüm. Biraz tedirgin davrandılar. Yanındaki şahsı aldım. Ölen çocuk kaçmaya başladı. Arkasından koştum. Ara sokaklara girdiğim için ve sıkıntılı şahısların oturduğu yerler olduğu için elime silahı almıştım. Ben şahsın bana doğru döndüğünü görmedim. Yorulduğumdan sendeledim, yere düştüm. Yere düşerken de silah ateş aldı” dedi. Şüpheli, sulh ceza hâkimliğinde ise “Elim yanlışlıkla tetiğe değdi. Sendeleyip düştüğüm için yorgunluk ve Ramazan dolayısıyla böyle bir olay meydana geldi” ifadesini verdi. l ANKARA Kötülük Kötülük insanın doğasında mı, toplumsal sistemlerde mi, ikisinde birden midir? Toplumsal (siyasal) sistemlerin dayattığı kötülüğe insan iki nedenle katkıda bulunabilir: Birincisi, bu insan zaten kötülük kaynağı olan sistemin yaratıcısı ya da uygulayıcılarından biridir. Söz konusu sistemin hem nedeni hem sonucudur. Onun bir parçasıdır. Bu durumda sistemdeki kötülükle insandaki kötülük bir bütün oluşturur. Kötülüğe ikinci tür katkı, kötülük karşısında suskun kalarak yapılandır. Kötülüğün farkındasınız, fakat çeşitli nedenlerle buna göz yummaktasınız.. Bu nedenlerin başlıca iki tanesi ise korku ve çıkar hesabıdır. Kötülüğü görüyor, fakat korku nedeniyle suskun kalıyorsunuz.. Ya da kötülüğü görmekle birlikte çıkarınız gereği ses çıkarmıyorsunuz. Bu gibi durumlarda da söz konusu insan, kötülüğün yaratıcılarından biri olmasa da sistemden gelen kötülükle insan doğasındaki kötülük yine birbirine karışmakta, bir bütün oluşturmaktadır... Çünkü kötülük karşısında korku nedeniyle suskun kalan insan giderek bu kötülüğün ya kurbanı ya bir parçası durumuna gelecektir. İçindeki vicdan ve akıl dürtülerini susturmaya çalışacak, ortaya da hasta bir kişilik çıkacak ya da kötülüğün yanında yer alarak onun suç ortağı, uygulayıcılarından biri olacaktır. Bunun orta yolu yoktur... Kötülüğü görüp de çıkarı gereği suskun kalan insan ise zaten en baştan bu kötülüğün suç ortağı demektir. Böyleleri, kötülüğü yaratan sistemin ve yaratıcılarının uşakları, insan soyunun en düşük düzeydeki ürünleridir. HHH Şimdi daha açık ve somut konuşalım. Aralarında tahliye olur olmaz yeni cinayet işleyenlerin ve kaçınılmaz olarak işleyeceklerin de bulunduğu canileri serbest bırakırken gazetecileri, aydınları, düşüncelerinden ötürü sistemin suçlu bulduğu kişileri cezaevinde tutmak, dahası, uydurma olduğu apaçık yeni gerekçelerle bu suçlamaları daha da ağırlaştırmaya çalışmak kötülük değilse nedir? Sisteme ve temsilcilerine soruyorum: Bu kötülüğü nasıl açıklayacak, nasıl savunacaksınız? Canileri salıp aydınları içeride tutmanın kötülük dışında nasıl bir gerekçesi olabilir? Korku mu? İntikam duygusu mu? Topluma gözdağı vermek mi? Bütün bu ve benzer açıklamalar, kötülüğü ortadan kaldırmaz, haklı kılmaz, temsil ettiğiniz sistemin ve sizlerin kötülüğünüzü daha çok göz önüne serer. Kötü ve korkak, kötü ve intikamcı, kötü ve despot olduğunuzu gösterir. HHH Kötülüğe alet olan hukukçuya, savcıya, yargıca, yine açıkça ve somut olarak soruyorum: Caniler serbest bırakılırken aydınları içeride tutan kararları imzaladığınız elleriniz titremiyor mu, vicdanınız sızlamıyor mu, aklınız sizi rahatsız etmiyor mu? Kötülüğün de bir ölçüsü, bir derecesi vardır, bu kadarı fazla diye düşündüğünüz olmuyor mu? Kendinizi nasıl aldatıyor, vicdanınızı nasıl susturuyorsunuz? Yoksa sadece insanda değil hayvan dünyasında bile belli ölçülerde bulunan akıl, vicdan, adalet ölçülerinden tümüyle yoksun musunuz? HHH Bir başka somut örnek: Ölüm oruçları ölümle sonuçlanan Grup Yorum üyeleri. Ve şu anda ölümün kıl payı uzağında olanlar. Grup Yorum, kimsenin kuşkusu olmasın ki gün gelecek, türkülerini özgürce söyleyecek. Yetkili bir ağız, insanca, uygarca bunu dile getirse ölümler olmayacaktı ve olmayacaktır. Kötülük inatla suskunluğunu sürdürüyor... HHH Ve bütün bunlar karşısında suskun kalan büyük çoğunluk. Her şey yolundaymış, olağandışı bir şey yokmuş gibi, günlük yaşamlarını olağan akışında sürdürme çabası dışında bir kaygıları yokmuşçasına yaşayıp gitmekte olanlar... Bilin ki canilerin serbest bırakılıp aydınların cezaevlerinde tutulduğu, insanların adalete ulaşma uğruna canlarını feda etmeyi tek çare olarak gördükleri bir ülke, lanetlenmiş bir ülkedir. Suçludur. Kötülükle lanetlidir. Bu suç, bu lanet, bu kötülük, bugünümüzle ve geleceğimizle, hepimizi, bütün ülkeyi çürütecektir. (Az önce, gazete baskıya girmeden Makedonya Türk kültür ve edebiyat dünyasının büyük şair ve yazarı, dostum, ağabeyim sevgili İlhami Emin’i kaybettiğimiz haberi geldi, çok üzgünüm.) Maskeler işyerinden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 6 Nisan’da yaptığı açıklama ile satışı yasaklanan maskelerin, eczanelerden dağıtımında yaşanan yoğunluğun azaltılması için yeni kararlar alındı. İstanbul Eczacı Odası düzenlemeyi “Kamuda çalışanlar ile iş yerlerinde SSK’li olarak çalışanlar, eczanelerden dağıtılan ücretsiz maske sisteminden faydalanamayacak. Bu vatandaşlar, maskelerini çalıştıkları kurum ve işyerlerinden temin edecekler” ifadeleriyle duyurdu. l Haber Merkezi Saldırgan yine serbest Trabzon’da önceki gün Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’nde babasının hayatını kaybetmesinin ardından Dr. Esra Ersöz Genç’i darp eden İhsan Aydın (35) dün adliyeye sevk edildi. Olay günü gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra tekrar gözaltına alınan Aydın, çıkarıldığı mahkemede konutunu terk etmeme şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear