Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 2 NİSAN 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ HABER/YORUM ABD’nin Venezüella’ya uyuşturucu komplosu Vaka sayısına göre koronavirüsün merkezi artık ABD. Üstelik ABD’nin “özel sağlık” anlayışı bu sorunla baş edebilmeyi güçleştiriyor. Yetersiz tıbbi ekipman feryatları Beyaz Saray’ın kapılarını vuruyor… İşte bu şartlardaki ABD, bir yıldan fazla süre önce yaptığı ama başaramadığı Venezüella’da darbe girişimini, farklı yöntemlerle sürdürüyor. ABD, Venezüella’nın parasını çaldı Anımsayalım: Ocak 2019’da ABD darbenin düğmesine bastı ve Chavez’in kamucu programını sürdüren Maduro’yu devirmeye girişti. Washington, desteklediği “serbest piyasacı” Guaido’nun başkanlığını tanıdığını ilan etti ve dünyadan da Maduro yerine Guaido’yu tanımasını istedi. Fakat Maduro, Venezüella halkının desteğiyle darbeyi püskürttü. ABD, bunun üzerine dünyaya “Maduro ile ticareti bitirin” çağrısı yaptı, Venezüella’nın ABD’deki mal varlıklarının kontrolünü Guaido’ya devretti! Dahası ABD, Venezüella petrol şirketinin 7 milyar doları dahil, mal varlıklarına el koydu! İngiltere Merkez Bankası, hesaplarındaki Venezüella’ya ait altınlara el koydu! Kısacası paralarını çalarak Venezüella ekonomisini boğacaklarını, böylece halkın Maduro’ya desteğini keseceğini sandılar ama başaramadılar. Uzatmayalım: Bir kez de Aralık 2019’da satın aldıkları askerlerle darbe girişiminde bulundular ama yine başaramadılar. Darbeci askerler önce Panama Büyükelçiliği’ne sığındı, ardından da ülkeden kaçtı. ‘Irkçı Kovboy’un tezgâhı Paralarına el konulan, petrol ticareti baltalanan, ağır ambargo altındaki Venezüella, koronavirüsle mücadele edebilmek için IMF’den 5 milyar dolar kredi istemek zorunda kaldı. Ancak IMF, “Venezüella hükümetinin uluslararası toplum tarafından tanınması konusunda netlik yok” diyerek kredi vermedi (17.3.2020). Çünkü ABD Maduro hükümetini tanımıyordu! Venezüella halkını koronavirüse mahkum etmeye çalışan ABD, 10 gün sonra yeni bir hamle daha yaptı. ABD Adalet Bakanlığı “uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı” suçlamasıyla Maduro hakkında iddianame hazırladı (26.3.2020). Darbesi ve ambargosu başarılı olmayan ABD, bir de uyuşturucu komplosu deniyordu yani! Oysa en iyi bilinen gerçektir, dünya uyuşturucu ağının kontrolü CIA’dadır! CIA buradan elde ettiği gelirle de denetimindeki terör örgütlerini finanse eder! Bu arada ABD Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yayımlayarak Maduro’nun tutuklanması ya da yakalanması için bilgi paylaşan kişilere 15 milyon dolara kadar ödül vereceğini ilan etti! Başına ödül konulan Maduro’nun Kovboy’a yanıtı şu oldu: “Trump hükümeti, aşırı derecede bağnaz, bayağı, sefil bir hareketle bir dizi sahte suçlama başlattı. Tıpkı 19. yüzyılın ırkçı kovboyları gibi, savaşmaya hazır olan devrimcilerin başına ödül koyuyorlar.” (27.3.2020) ABD’nin yakalanan silah sevkıyatı Maduro ABD’nin neden yeniden bir komploya yöneldiğini de açıkladı: Uyuşturucu kaçakçılarıyla işbirliği yaptığı ortaya çıkan General Cliver Alcala, hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle ülkeden kaçmış ve ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi tarafından kullanılmaya başlamış. Alcala, bu süreçte ABD’nin desteklediği Guaido ile anlaşarak silahlı eylem için ülkeye silah sokmaya çalışmış ancak başaramamış. Çünkü silahlar 24 Mart’ta ele geçirilmiş. Alcala Kolombiya’da katıldığı bir radyo programında, yakalanan silahların Maduro hükümetine karşı silahlı eylem yapılması amacıyla gönderilmesini yönettiğini itiraf etmiş, bunun ABD destekli Guaido ile arasındaki anlaşmaya dayandığını belirtmiş ve hayatının tehlikede olduğunu açıklamış. Bir girişimi daha başarısız olan ABD ise bunun üzerine iki gün sonra, üstelik kendi adamı Alcala’nın uyuşturucu kaçakçılarıyla fotoğrafını kullanarak Maduro’ya karşı uyuşturucu komplosu tezgâhlıyor! ‘Irkçı Kovboy’un utanmazlığı Washington şimdi bir hamle daha yaptı: ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, yaptırımların kalkması için Maduro’nun yerini bir “geçiş hükümetine” bırakmasını şart koştu. (31.3.2020) Tam bir emperyalist utanmazlık! Sanki ABD salgınla iyi mücadele edebiliyormuş gibi Pompeo, “Maduro rejiminin koronavirüs salgınına yeterince hazırlık yapmadığı ortaya çıktı, geçiş hükümeti teklifimiz bunun için” diyebiliyor! Nafile! Venezüella ve kamuculuk kazanacak, ırkçı kovboylar kaybedecek! 2 NİSAN 2020 SAYI: 34511 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:11 06:39 13:13 16:47 19:37 20:59 Ankara 04:58 06:24 12:57 16:31 19:20 20:41 İzmir 05:24 06:48 13:20 16:54 19:42 21:01 Haftaya açıklayacağım bir nedenle, Titanik’in batışının detayına ini yorum. Titanik, buzdağına çarptıktan yalnızca 2 saat 40 dakika sonra Atlantik su larına gömüldü. Felaket göz Gerekli ve gereksiz göre göre geldi. Bugüne dö nersek, biz korona buzda tartışmalar ğına çarptık ve ufukta görü nen olasılık şu ki üç ay civarında Titanikvari bir ekono mik batış yaşayabiliriz. Yalnız biz değil, tüm dünya iflas bayrağı çekebilir. Ülkemizin farkı şu: Bu korkunç krizi yaşayan diğer büyük ülkeler, korona mücadelesi için ortalama 30 mislimiz para ayırmışken, bizler el açıp IBAN numaraları servis etmekle meşgulüz. Bizim geminin batacağı sular çok daha derin olabilir! lık atarak kaçışabilirsiniz! Atasözümüz der ki, “Ak akçe ka ra gün içindir”… İşte bütün ciddi ülkeler, o birikmiş ak akçelere şimdi ihtiyaç duydular. Biz ise geçmişte kara günler için ayırdığımız fonların nereye gittiğini bilemiyoruz! Önerilen üç aylık SGK ertelemeleri de pek bir anlam taşımadığına göre, bu sefer IBAN’la ‘Kara gün akçeleri’ mi dediniz? para isteme dönemi başlattık! Yani devlet baba, diğer ülkelerde olduğu gibi 500 milyar Avro’luk fonlar kul Siyasal açıdan kaos dolu bir or lanamadığı için, halka çağrı yaparak tamda yüzdüğümüzü hatırlarsak, bu “Birbirinize yardım edin bakalım!” de tsunaminin nasıl bir felaket yaratabi miş oluyor. Bu arada, yarın IMF ve leceğini öngörebiliriz. Ülkemiz, Ba ya BM veya AB bize 100 milyar Avro tılı devlerin maddi gücüyle kıyasla akıtsa ha mesela “Sizce bu para ih namaz bir yetersizlik içinde kıvranır tiyaç sahiplerine ve hedefine anında ken, elindeki imkânlara bakmadan ulaşır mı?” dendiği zaman, neredey kâh Suriye’de kâh Libya’da kâh Ka se hiç kimse gönül rahatlığıyla “Me nal İstanbul topraklarında maceralara rak etmeyin, sorun olmaz” yanıtını ve koşan, bunlar yetmezmişçesine dün remiyor. Çünkü devlet katında neyin Yılmaz Özdil’in hatırlattığı gibi müs nereye harcandığının hesabı anlaşılan rif bir gösteriş meraklısı gibi milyarlar tutulamıyor veya… unutuluveriyor! ca doları başka ülkelere “yardım” di Herhalde o karışık sistem bozulmasın ye yollayan, elindeki milyarlarca do diye, belediyelerin de yardım toplayıp ları “benim etim ne, budum ne” de ulaştırmasına dur deyiverdiler (!). meden har vurup harman savuran bir “anlayış”la yönetiliyor. Ömür boyu şu Kavgalara son vermek: sahneyi unutmayacağım: Millet korona paniği ile evlerine çekilmişken, “Maskeli Beşler” filminin aktörlerine CHP/CNNTürk, futbol dünyamız ve hepimiz benzer bir grup, yangından mal kaçı Ortada büyük bir ortak düşman rırcasına Kanal İstanbul ihale masa var, ilk defa! Yani sağcısolcuBatı sına koşmuşsa (hem de “sokağa çık cıDoğucuRusçuÇincikinci tanı mayın” uyarıları bangır bangır yapılır mıyor! Büyük ülkeler de bir aydır ken), siz de o ülkede “Yangın var, ye barış çağrıları peşindeler! BM Ge tişin a dostlar tutuşuyorum!” diye çığ nel Sekreteri, “Savaşları durdu run” çağrısı yapıyor. Profesör Vamık Volkan, “Dünya liderlerinin virüs tehlikesi hakkında konuşması barışı sağlar” diyor! Kimsenin aklına gelmeyecek senaryolar şu anda gündemde. Dünyanın boş meydanlarını, sokaklarını şu anda binlerce insan kayda alıyor, ilerde “korona günleri” filmlerinde görsel altyapı olarak kullanmak için! Binlerce insan yaşadığımız sürece dair kitaplar yazıyor. (Ben yazmıyorum, çünkü zaten üzerinde çalıştığım 15 kitabım var). Şu anda sevişen çiftler de ilerde “korona kuşağı” olarak adlandırılacak bebekleri imal etmekle meşguller. Aralık ayındaki “baby boom”u görürsünüz! Hayatta her şeyin göreceli olduğunu bir daha öğrendik: Para köleliği, rakibe takılan çelmeler, kendi hırsının peşinde koşarken 1 veya 1 milyon kişiyi öldürmekten çekinmeyenler… İrili ufaklı kavgalar, savaşlar, polemikler her tarafımızı kuşatmış. Mesela CHP/CNNTürk krizi… Sorunun çıkma anında CHP’nin haklı olduğunu düşünüyorum. Ama işi uzatmaya gerek yok. Bu tartışmadan herkes dersini çıkardı. Ben başka kanallarda da dört kişiye karşı tek başıma mücadele ettiğim çok programa katıldım! CHP’li veya sol görüşlü Atatürkçü hiçbir ismin çıkarılmadığı başka haber kanallarını görmezden gelebilir miyiz? Onlar daha mı iyi sanki? CNNTürk’ün davet ettiği konuşmacı profilinde bazen düştüğü iktidar yanlısı hataları biliyoruz. Ama bunun çözümü, iki kurum arasındaki hattı koparmak olamaz. Bu ne demokrasi eğilimine ne de diyalogla sorun çözme mantığına uyar. CHP’liler yine ekrana çıksınlar, konuşma sürelerinde dengesizlikler veya haberlerde değinilmesi gereken konularda eksiklikler varsa, acımasızca eleştirsinler. Böylece, halk da şeffaflık içerisinde doğruları öğrenmiş olur. Küsmek veya hat koparmak, Türkiye’de oturtmak is tediğimiz ifade özgürlüğü ve demokrasi seviyesine uymuyor. Bu diyaloğun, artık kavgaların anlamsızlaştığı şu günlerde sağlanmasını ümit ediyorum. Türk sporunun en değerli isimlerinden Fatih Terim ve Rüştü Reçber korona teşhisiyle hastanedeydiler. Şükür ki Fatih Hoca çıktı, Rüştü’nün de bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyoruz. Bu iki isim, Fatih Terim ile ilgili birkaç yıl önceki polemikte karşılıklı sert yazışmalar yapmışlardı. Bugün eminim her ikisi de bu tartışmalardan uzaklaşmışlardır ve hepimizin aynı gemide, aynı zorluklara karşı mücadele içinde olduğumuzu görüyorlardır. Belki aralarında diyalog çoktan düzeldi bilemem ama şu yeryüzünde her birimiz sivri yönlerimizi törpülemekte büyük yarar olduğunu bir defa daha keşfettik. Aynı mantıkla Nihat Özdemir’e de Kayserili avukat Seyit Halil Yüzgeç’in dava açmasını gereksiz buluyorum. Dünyada her karar aynı anda alınmadı diye kalıcı “korona kinleri” icat etmenin sonu yok. Rica ediyorum, aranızın “limoni” olduğu insanları şu günlerde arayın, onlara iki çift güzel söz söyleyin. İnanın uzun vadede değmiyor. Değineceğim son konu, #evdekal kampanyaları hakkında… Devlet, her gün toplu ulaşım kullanarak evinden çıkmaya mecbur kalan ve göreve devam eden ister memur, ister özel sektör görevlisi veya işçilere bir çözüm getiremediği zaman, ortada büyük bir tutarsızlık oluyor. Bu vatandaşlarımızla hiçbir empati kurmadan onların hem işe gitmelerini hem de evde kalmalarını aynı anda beklemek, ikiyüzlü olduğu kadar mantıksız ve insafsız bir karar. Çalışmak zorunda olan vatandaşlarımızın psikolojisi hiçe sayılarak onlara şu denmiş oluyor: “Konu çok vahim, sakın kimse dışarda dolaşmasın ama seni işe bekliyoruz!” Kim bilir her birimiz farklı olarak nasıl hatırlayacağız bu günleri… DÜNYA OTIZM FARKINDALIK GÜNÜ İÇİN DESTEK ÇAĞRISI: Mavi ışığını evden yak Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde Türkiye bir kez daha “mavi”ye bürünecek. Otizme dikkat çekmek ve farkındalığı artırmak amacı ile tüm dünyada eşzamanlı düzenlenen “Otizme Mavi Işık Yak” kampanyası kapsamında ülkemizdeki önemli ikonik yapılar mavi ışıkla aydınlatılacak. Tohum Otizm Vakfı’nın çağrısı ile isteyenler de sosyal medya hesapları üzerinden #otizmemaviışıkyak etiketi ile “otizmin farkındayız ve onların yanındayız'' mesajlarını paylaşacak, mavi renkte giyinilecek. Vakıf, herkesi “Evde Kal''çağrısının yapıldığı bugünlerde evden otizme mavi ışık yakarak bu farkındalık hareketinin bir parçası olmaya çağırıyor. Birleşmiş Milletler, otiz Kampanyanın Türkiye elçisi Tohum Otizm Vakfı öncülüğünde bu yıl da eşzamanlı olarak aralarında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Diyarbakır Surları, Galata Kulesi’nin de bulunduğu birçok ikonik yapı mavi ışıkla aydınlatılacak. min hızlı artışını tüm ülkelerin gündemine taşımak için 2008 yılında 2 Nisan’ı Dünya Otizm Farkındalık Günü olarak ilan etti. Her yıl dünyanın dört bir yanında otizme dikkat çekmek ve farkındalığı artırmak amacı ile “Mavi Işık Yak” kampanyası düzenleniyor. Tohum Otizm Vakfı Ge nel Müdürü Betül Selcen Özer, “Bugün dünyada her 59 çocuktan 1’i otizm riski ile doğuyor ve bu rakam her yıl artış eğilimi gösteriyor. Doğuştan gelen ve yaşamın ilk üç yılında fark edilen gelişimsel bir farklılık olan otizme farkındalık yaratabilmek çok kıymetli'' dedi. Farkındalık şart “Türkiye’deki Bireylerin Otizm Algısı ve Bilgi Düzeyi” araştırmasının, farkındalığın yıllar içinde arttığını gösterdiğine dikkat çeken Özer, “Araştırma sonuçları umut verici olsa da otizmin belirtileri ile erken tanı ve eğitimin önemi konusunda farkındalık çalışmalarının artırılmasının kritik olduğunu gördük. Otizmlilere ışık olmak isteyen herkesi, otizmi gündeme taşıyarak Türkiye’nin otizme bakışının dönüşmesine, otizmli bireylerin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmaya ve kampanyaya destek vermeye davet ediyoruz” dedi. YÖK’ten kayıt dondurma hakkı Koronavirüs salgını nedeniyle isteyen öğrenciler, 20192020 öğretim yılı bahar dönemi kayıtlarını dondurabilecek. Kayıt dondurulan süre, azami süreden sayılmayacak. YÖK’ten yapılan yazılı açıklama göre tez savunma ve yeterlik sınavlarının denetlenebilir ortam ve kayıt altına alınma şartıyla video konferans gibi dijital imkânlarla yapılabileceği ifade edildi. Üniversite yönetimi tez savunmasının alınmasında, jüri toplamada vb. sıkıntı olması durumunda kişiye verilen sürenin dolmasını vs. azami süreyi dikkate almadan tez savunma ve yeterlik sınavlarını ileri bir tarihe erteleyebilecek.” l Eğitim Servisi Cenazenin nakli için aile yardım istiyor Almanya’dan tatil için gittiği İspanya’da trafik kazasında ölen Aziz Can Tokaker’in cenazesi salgın nedeniyle sınırlar kapatılınca İspanya’da defnedildi. Ailesi yetkililerden mezarın nakli için destek bekliyor. DW Türkçe’nin haberine göre Türk gencin ağabeyi Uğur Tokaker “Tek istediğimiz kardeşimin mezarının Almanya’ya, yaşadığımız kentteki mezarlığa nakledilmesi. Bu olmuyorsa, aile büyüklerimizin yattığı Adana’daki mezarlığa gömülmesi. Türk ve Alman yetkililerden destek bekliyoruz” dedi. Gencin ailesi, cenazenin Almanya’ya nakli için internette dilekçe kampanyası başlattı. l Haber Merkezi Sivas hükümlüsünün affına karşı dava Sivas katliamı davası avukatları ile Pir Sultan Abdal Derneği, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katliam hükümlüsü Ahmet Turan Kılıç’ın (86) kalan cezasını sağlık gerekçesiyle affetmesine karşı Danıştay’da dava açtı. Kılıç’ın eyleminin insanlığa karşı işlenmiş suç olması nedeni ile affının olanaksız olduğu belirtilen dilekçede, “İnfaz hukukunun temelini oluşturan eşitlik ilkesi gereği, yüzlerce ağır hasta mahkumun sağlık nedeni ile salınma istemleri değerlendirilmezken, Sivas katilinin affedilmiş olmasının, infaz hukuku önünde herkesin eşit olduğu ilkesine de aykırı siyasi bir karar olduğu açıktır” denildi. l ANKARA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ En sık 1 görülen 2 lenf dokusu 3 kanseri... Bir 4 nota. 2/ Yu 5 nan abecesinde bir harf... Otomobiller 6 7 de direksiyon 8 ile rotlar ara 9 KUZYAKA A ECE Z İ FOS SAYVAN SU T R İ ME L D EŞEY TAPE R İ KAB İ YE E L DAK İ KA ETÜV HAL EMEK ŞANO sında mafsal görevi yapan parça. 3/ Modası geçmiş bir şeyin yeniden moda olması... Kabadayı. 4/ İskambil oyunlarında kâğıt atma sırası... Bir tür yabanmersini. 5/ Yola çıkma, gidiş. 6/ Yedirip içirme, besleme... Bir kimsenin dinin buyruklarını yerine getirmek için yaptıkları. 7/ Her zaman yatar durumda bulunmayı isteme saplantısı. 8/ Argoda çok çalışan öğrenciye verilen ad... Kimi yiyeceklere lezzet ve renk katmak için eklenen suluca malzeme. 9/ Muğla’nın bir ilçesi... Bir yapının giriş bölümü. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sapkın. 2/ Yolcu evi... Hastalıklı, sakat. 3/ İki derenin ya da iki yolun birleştiği yer... “Melâli anlamayan nesle değiliz” (Ahmet Haşim). 4/ Hoş kokulu ve baharlı meyveleri yemeklerde kullanılan otsu bir bitki. 5/ Düşünülenin tersini söyleyerek yapılan ince alay... Volga’nın başlıca kolu olan ırmak. 6/ Japon lirik dramı... Cema ate namaz kıldıran kimse. 7/ Hakkâri yöresinde kışlık yoğurda verilen ad. 8/ Doku teli... En tiz erkek sesi. 9/ Yatağı korumak için kullanılan bir tür çarşaf... Bir öğretim kurumu.