22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 56 ŞUBAT 2020 PERŞEMBE TBMM güç kaybettiMeclis’in yasama faaliyetleri Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin gölgesinde kaldı TBMM’nin etkinliğinin artacağı söylemine karşın yeni sistemin 19 ayında yasama faaliyetlerin de Meclis niceliksel olarak Cumhurbaşkanlığı’nın gölge sinde kaldı. 600 vekilden oluşan TBMM 1046 mad de yaparken, tek MAHMUT LICALI bir kişiden oluşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdo ğan tarafından yayımlanan ka rarnamelerle 2064 maddelik yasal düzenleme yapıldı.  Kaboğlu ortaya koydu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatı üzerine CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu tarafından hazırlanan “Yasama Yetkisi Devredilemez” adlı çalışmada yeni sistemle birlikte Meclis’in yasama faaliyetlerinde etkinliğini yitirdiği gözler önüne serildi. Çalışmada; yeni sistemin hayata geçtiği 27. yasama dönemi süresi içerisinde bugüne kadar TBMM’deki yasama faaliyetleri  ile Cumhurbaşkanlığı kararnameleri karşılaştırıldı. Buna göre 27. dönemin başından bu yana TBMM’de bugüne kadar 57 teklif yasalaştı. 57 teklif içerisinde içtüzük değişikliğini düzenleyen teklif ile 18 uluslararası anlaşma da yer aldı.  TBMM’de yasalaşan 57 farklı teklifte 1046 madde yer aldı. Yeni sistemle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle Meclis’in neredeyse iki katı yasama faaliyeti yapıldı. Aynı dönem içerisinde yayımlanan kararnamelerinin sayısı 55 olarak gerçekleşti. 55 kararnamede düzenlenen toplam madde sayısı ise 2064 oldu. Buna göre yeni sistemle birlikte nicelik olarak tek başına Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2064 maddeyi çıkarırken, yasama erki olan TBMM’deki 600 milletvekili ise 1046 madde yapabildi. l ANKARA CHP’li Kaboğlu, yaptığı çalışma dolayısıyla bazı kesimlerin kendisini hedef aldığına işaret etti: ‘Mahkemedehesap verecekler’ CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, hazırladığı çalışma bahane edilerek kendisi hakkında “İbrahim Kaboğlu zaten sabıkalı adamdır” gibi açıklamalar yapılmasına tepki göstererek “Gerçekle ilgisi olmayan beyanlarda bulunan, kimi sözüm ona basın mensubu, eski milletvekili, akademisyen unvanlı kişiler mahkeme önünde hesap vermek durumunda” diye konuştu. CHP’li Kaboğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Yasama Yetkisi Devredilemez” başlıklı çalışmayla nitelikli yasamaya katkıda bulunmak istediğini belirtti. Çalışmada, anayasaya saygı sorunu ve yürürlüğe konulan yasaların ne ölçüde hizmet ettiğinin de sorgulandığına dikkat çeken Kaboğlu, “Çalışmamda, komisyonlarda olsun genel kurulda olsun esasen müzakereci yasa yapım yöntemine uygun bir yol ve yöntem izleyemediğimizi ortaya koymaktayım” diye konuştu. ‘Teyitli tespitler’ Kaboğlu, TBMM’de son iki haftadır komisyonların ve genel kurulun gündeminde olan Mahalle Bekçileri Yasası Teklifi’nin “Yasama Yetkisi Devredilemez” isimli çalışmada ortaya koyulan tespitlerin geçerliliğini teyit ettiğini söyledi. İki teklifin de komisyon aşamalarının gerçek bir müzakere sürecine olanak tanımadığını, sayısal üstünlük, çoğulculuk bir yana çoğunlukçu demokrasi uygulamasını engelleyici bir uygulamaya yol açtığını öne süren Kaboğlu, şunları dile getirdi: “Sayısal üstünlük belirli parti ya da partilerde olsa bile muhalefetin ikna edici, açık argümanlarıyla, kanıtlarıyla ikna olunursa değiştirilir; ona göre doğruya, gerçeğe ulaşılır. Fakat burada sayısal üstünlük bir bakıma demokrasinin, müzakereci sürecinin üstüne çıkıyor. Öyle olunca da oylanan kanunlar, sadece kamu yararı açısından ya da anayasal düzenin işletilmesi açısından sorun yaratmakla kalmıyor aynı zamanda açıkça anayasaya aykırı hükümler içerebiliyor.” Yaptığı çalışmanın bazı basın yayın organlarında verilme yöntemini de eleştiren Kaboğlu, şunları kaydetti: “Anayasa hukuku uzmanlığım çerçevesinde, 40 yıllık kuramsal bilgilerimden yararlanarak, TBMM’de gördüğüm uygulamayı kitaplaştırma çalışmamı vesile ederek hakkımda, ‘İbrahim Kaboğlu zaten sabıkalı adamdır’ gibi çirkin, gerçekle ilgisi olmayan beyanlarda bulunan, kimi sözüm ona basın mensubu, eski milletvekili, akademisyen unvanlı kişiler mahkeme önünde hesap vermek durumunda. Bir kişinin sabıkalı olması, onun mahkeme kararıyla suç işlediğinin tespit edilmesidir. Hiçbir şekilde hakkımda herhangi bir mahkeme kararı yoktur. Hiçbir zaman suç işlemedim.” l ANKARA/Cumhuriyet CHP İSTANBUL İL KONGRESİ’NDE KAFTANCIOĞLU’NA RAKİP OLACAK Nurhan Çetinkaya da adaylığını açıkladı Eski Adalar Belediyesi başkan aday adayı Nurhan Çetinkaya, hafta sonu gerçekleştirilecek olan CHP İstanbul İl Kongresi’nde Canan Kaftancıoğlu karşısında aday olduğunu açıkladı. CHP’de hafta sonu gerçek leştirilecek olan 37. Olağan İl Kongresi’ne tek adayla gidilmesine itiraz eden Nurhan Çetinkaya sosyal medya hesabından aday olduğunu açıkladı. Çetinkaya, “Kazanırsam sadece CHP tarihinde değil demokrasi tarihinde bir devrim yapmış olurum” dedi. l İç Politika İmamoğlu’ndan Erdoğan’a ‘derece kaybı’ yanıtı: Ben insan derecelendirmem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İSMEK’te başlatılan bir soruşturma ilgili olarak kendisine söylediği, “Ben İBB Başkanı’na cevap verecek kadar derece kaybına uğramadım” ifadelerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Derece deyince, benim aklıma ‘Fahrenheit’ gelir ya da ‘Celcius’ gelir. Derece deyince, benim aklıma o geliyor; insan gelmez. İnsanı hayatımda hiç derecelendirmedim. Cumhurbaşkanı’nın zihninde böyle bir şey varsa, üzülürüm. Üzücü bir yorum olmuştur” dedi. İmamoğlu, İBB ve iştiraki İstanbul Ağaç ve Peyzaj A.Ş.’nin ortaklaşa düzenlediği “İstanbul Yeşil Alanlar Çalıştayı”na katldı. Harbiye’deki İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen çalıştayda konuşan İmamoğlu, baraj havzalarında yoğun ağaç dikimi yapacaklarını belirterek, “200 binin üzerinde ağaç dikme hedefini arkadaşlarım ortaya koydular. Bunun, aynı zamanda İstanbul’un temiz su ihtiyacını karşılayabileceği gibi, baraj havlarının korunması, su tutumunun İmamoğlu, katıldığı İstanbul Yeşil Alan Çalıştayı’nda Erdoğan’a tepki gösterdi. güçlenmesi konusunda da değerli bir işlem olacağını sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlerin cebindeki parayı, en sağlıklı şekilde, en verimli biçimde kentin faydasına harcama konusunda titiz birer yönetici olmak zorundayız” ifadelerini kullandı. Konuşmasının ardından İmamoğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ulaştırma Bakanlığı’nın Kanal İstanbul’la ilgili imar planının onaylandığının bilgisini verdiğinin anımsatılması üzerine İmamoğlu, “Bakan, yaklaşık 7 aydır, ‘Kazmayı vuracağız’ diye, kazmayla samimi bir ilişki kurduğunu ifade ediyor. Bu işi, bu kadar basite alan bir bakan söylemi hayatımda hiç duymadım. Her cümlesi: ‘Kazmayı vuracağız.’ İstanbul halkının, bizim yaptığımız farklı araştırmalarda yüzde 55’i ile 65’i arasında, bu sürece tümüyle, şiddetle karşı olduğunu gö rüyoruz. Şimdi kamuoyunu görmezden gelen, bilimsel raporları bu kadar görmezden gelen bir akla gerçekten şaşıyorum. Elbette kendilerine göre süreci yönetiyor olabilirler. Ama biz de hukuki mücadelemize devam edeceğiz” dedi. Gazetecilerin, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli hakkında yapılan açıklamaların Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorulduğunu anımsatarak “Cumhurbaşkanı ‘Ben, İBB Başkanı’na cevap verecek kadar derece kaybına uğramadım’ yanıtını verdi” sözlerine İmamoğlu, “Derece deyince, benim aklıma ‘Fahrenheit’ gelir ya da ‘Celcius’ gelir. Derece deyince, benim aklıma insan gelmez. İnsanı hayatımda hiç derecelendirmedim. Cumhurbaşkanı’nın zihninde böyle bir şey varsa üzülürüm. Açıkçası, kimse doğuştan İBB Başkanı ya da Cumhurbaşkanı olmadı. İnsanların katkısıyla ve puanlamasıyla, insanların verdiği yetkiyle oluyor. Üzücü bir yorum olmuştur. Sanıyorum söyledikten sonra kendisi de üzülmüştür diye düşünüyorum” diye yanıtladı. l İç Politika HDP EŞ GENEL BAŞKANI PERVİN BULDAN’DAN CİZRESPOR TEPKİSİ ‘Irkçılıklarıyla spora da dokunuyorlar’ HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Şırnak İl Örgütü’nün 3’üncü Olağan Kongresi’ne katıldı. Konuşmasında, “29 Ekim günü Cizre Belediyesi’ne kayyım atadılar, ardından da diğer belediyelerimize kayyım atayarak zorla belediyelerimizi gasp etiler” diyen Buldan, “Şırnak’ta, Cizre’de, Uludere’de halkın iradesini yok saydılar ve bir kez daha Şırnak ve ilçelerine, bir halka, özellikle Kürtlere siz seçseniz de size yönettirmeyeceğiz mesajı verdiler. Çünkü Şırnak ve ilçeleri onların iktidarlarını sallıyor. Biz buradan onlara şunu söylüyoruz: Şırnak halkı bu direngen duruşu ile sizin saltanatınızı, iktidarınızı sallamaya da sarsmaya da devam edecektir. Son günlerde Cizrespor’a ırkçı davranıldığını biliyoruz. Bugün AKPMHP koalisyonunun yönettiği bir ülkede artık sporla uğraşanlara da dokunulduğunu görüyoruz. Bu ırkçı, kafatasçı yaklaşımın sonucu Cizrespor’un ligden çekilmek zorunda kalmasını şiddetle kınıyoruz” diye konuştu. l İç Politika rum diye bir şeyleri ezberleyip söylemiş. Ne kadar kızsam da hak veriyorum; atanamayan öğret men olarak bekler ken girip çok da ba Uzman çavuş, şarılı olduğu şu andaki işinde sesi kısılana kadar telefonda konuşup bekçi, polis! Ergen bile olmadan başladığı mahalle berberindeki çıraklık hayatını Cihangir’de kuaför dükkânı sahibi olarak sürdürürken saçlarını ağartan M., köyden kente gelen her yeni göçmen gibi çocuklarını okutmak hevesindeydi önceleri. Biricik oğlunu, devlette işe girer, hem güvenli hem de çok para alır diye sağlıkçı yapmak istedi. Hatta paraya kıydı, özel okula bile yolladı. Çocuk da okudu, anestezi teknikeri oldu. Ne ki, üniversitenin patronu, sağlığın da patronu olmuş, ayarı bozmuştu. Neredeyse bütün özel tıp okullarında teknik eleman sınıfları açılmış, mezunlar piyasayı gerekenden fazla doldurmuş, işe girmek için asgari ücrete bile razı olmuşlardı! Babası, bunun için mi okuttu oğlanı özel okullarda? Kendisi ilkokul mezunu, evi, arabası, dükkânı var. Öfkesinden oğlanı da dükkânında çırak yaptı önce. Annesinin kuzusu, elini sıcak su paket satıyor, asgari ücret alıyor. Polis olsa, üç katını alacak. Boşta olan öteki oğlan bekçi olsa, beş bin filan! Keşke okumasaydı, ortaokul mezunu bekçi bile olsa, benden fazla para alacaktı! Son açıklanan bekçi ve polis maaşlarını duyan öğretmenler, kibarlık olsun diye “yanlışlık onlara verilende değil, bize verilmeyende” diye kıvırıyor ama ortaokul mezunu bekçiye niye 5 bin lira veriyorsun, neyin karşılığında? Milis mi yetiştiriyorsun? Polis akademilerinde FETÖ’cü yetiştirdiler, biz 2 yıllık polis okullarını beğenmezken bir de iki aylık kursla sokağa salınan ve yarın bana sokakta kimlik sorma ve arama yapma hakkı verilen bekçiler çıktı başımıza! Onlar içinse mesele bir yerden başını sokmak devlete, sonrası Allah kerim. Sorgulamıyor yapılan yanlışı, faydalanmaya çalışıyor! Ayrıca sorgulasan ne olacak, saymışlar; okumayan, çalışmayan,1925 yaş arasında “ev çocuğu” olanların sayısı 5.5 milyona ulaşmış! dan soğuk suya sokmamış oğ HHH lan, niye gözden düştüğünü anlamadan, dükkânda kesilen saçları süpürüyor! Baba çözüm dü Şehitlerimiz uzman çavuş şünüyor. Önce ondan duydum Yaşları 2425 arasında deği zaten iki tarak darbesi arasında. şen 8 askerimiz, uzman çavuş, Bilgiç bilgiç, “Önemli olan ba uzman onbaşı. İdlib’de “hain bir şını bir yerden devlete sokabil saldırı” sonucu şehit düştüler. Ya mek” dedi. “Nereden olursa ol şamlarının baharında, daha yaşa sun. Şimdi bekçiliğe müraca mamışken hatta. Resmi açıkla at etti. Parası iyi. Sonra sağlığa malar karmakarışık. “Rejim güçle atlar. Ama alım yapmıyorlar. Bir ri” saldırmış. Rejim güçleri dediği, açsalar alımı.” Sanki şekerpan Suriye’nin resmi ordusu. Sen nere carı alacak fabrika. “Oğlanı bek desin? Suriye’de. Suriye İdlib’e ni çi mi yapacaksın” diye saf saf ye saldırıyor? Çünkü orada cihat sormuştum! çı, bölücü güçler var, Suriye resmi Polislik iyi ordusu onlarla savaşıyor. Türkiye, Suriye ordusu ile savaşa mı girdi? Biz okumuş kentli salakların Sözüm ona kendi sınırını korumak bu köylü kurnazlıklarını anlama için içinden çıkılmaz bir kaosa, bir ihtimali sıfır. Yıllardır kendi kı ABD, bir Rusya ile göz kırpışarak zım gibi sevip kolladığım, eğiti giren Türkiye, başından beri ikaz mine yardım ettiğim Diyarbakır edildiği, tehlikenin göz göre göre lı bir öğrencim var. Oralarda yırt geldiği İdlib’de askerini, insanını manın yolu, hele kız çocuğuysa kaybediyor! Suriye, ülkesinin bö devlet memurluğundan geçiyor. lünmesini istemediği için savaşı Başka yerde çalışmasına zaten yor. Biz hâlâ cihatçı güçlerin arka sıcak bakılmıyor. Devlet memur sında duruyoruz. Mezhep kavga luğu dediğin de öğretmenlik. Bir larının içinde işimiz ne? Üç çocuk halt olmayacağını biliyorum ama babası TIR şöförü İsmail Akay’ın hevesi kırılmasın diye destek yetim kalan çocuklarına anlatın ba ledim, hiç olmazsa çocuk yaş kalım babalarının niye öldüğünü? ta evlendirmezler. Okul bitti. Ata Eski Genelkurmay Başkanı, şim namayan öğretmenler listesine dinin Savunma Bakanı Akar açık eklendi. Okul yok, iş yok, köye lama yapıyor: “Rejim hedefleri”ne gönderildi. Hatta on kardeşten cevap verilmiş, “rejim mensubu as en büyük olan abi “berdel ya kerler etkisiz hale getirilmiş.” Re pın, ben de evlenmiş olurum” jim dediği Suriye. Göz göre göre diye tutturmuş, aklımı kaçıracak yanlış politika, yanlış taktik, yan tım, neyse bir işe soktuk da şim lış savaşta inat. Savunma Bakanı, dilik olay yatıştı. Ama kızın gözü savunma yapsın. “Rejim güçleriyle polislikte! Sınavına bile girdi, va savaş” değil. Suriye yetmedi, son tana millete hizmet etmek istiyo ra Rusya ile de mi savaşacağız?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear