25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 19 ARALIK 2020 CUMARTESİ HABER TBMM Genel Kurulu’ndaki 11 günlük bütçe maratonu dün sona erdi Tatar Çölü’nden Kâtip Bartleby’a Bir 21. yüzyıl başyapıtı olan Ahlat Ağacı’ndaki suyu aramayı sürdürme iradesiyle başladık önce; sonra 20. yüzyıla döndük, Dino Buzzati’nin Tatar Çölü romanı etrafında oluşan geniş literatüre de değinerek döngüye teslimiyeti, suyu aramaktan vazgeçişi ele aldık. Tatar Çölü’nün başkahramanı Drogo’nun kendisini kaledeki akışa kaptırması üzerinden iki seçenek tarif etmiştik: İlki beklemek ve akışa teslimiyet, ikincisi ise akışa etkin müdahaleydi. Bu iki eksen, iki tutum arasındaki ilişkiyi sinema ve edebiyat üzerinden tartışmaya, böyle bir zincirin halkalarını oluşturmaya bir süre devam edeceğiz. Anlatılan bizim de hikâyemiz, açmazlarımız ve arayışlarımız çünkü. Şimdi bu denklemi akılda tutarak bir yüzyıl daha geriye saralım filmi. Bu kez 19. yüzyıldayız. Herman Melville’i Moby Dick romanıyla tanıyoruz, ama bir de Kâtip Bartleby’ı var. Kitap 1853’te yayımlanıyor; New York’ta, yükselişteki Wall Street bölgesinde bir hukuk bürosunda yazıcı olarak işe giren ve evrak kopyalama işini başarıyla yürüten Bartleby’ın öyküsü bu. Akış, kapalı mekânda ve patronla çalışanlar arasındaki ücretli iş ilişkisinin yapısına göre ilerlerken patron, Bartleby’dan bir küçük kopyayı gözden geçirme işine yardım etmesini isteyince düzenek sekteye uğruyor. Zira Bartleby’ın yanıtı, bütün öykü boyunca sürecek bir tutuma dönüşerek “Yapmamayı tercih ederim” oluyor. Patronu, “Azimli bir insanı pasif direniş kadar çileden çıkaran bir şey yoktur” diyor bir yerde. İlginçtir, Tatar Çölü’nün başkahramanı Drogo eylemliydi. Fakat önceden belirlenmiş bir akışa kendisini kaptırarak o mekanizmaya inanmayı ve eylemiyle yeniden üretmeyi tercih etmişti. “Yapmamayı tercih ederim” diyen Kâtip Bartleby ise görüntüde eylemsiz ama “yapmamayı tercih eden” tutumuyla akışa müdahale edip bürodaki düzeni sarsıyor. Öyleyse akışı yeniden üretmeyi reddeden her tutum, özünde bir eylem biçimine dönüşüyor. Ders dolu. Diğer yandan verili kalıplara ve akışa müdahale, özneleşmeyi de beraberinde getiriyor. Bartleby’ın kendisi oluşu, “yapmamayı tercih ettiği” anda gerçekleşiyor. İşyerindeki diğer üç çalışandan farkı, o saate kadar yaptığı işin niteliğiyle ölçülen Bartleby (kapitalizm ve ücretli emek ilişkisine göre), o tutumla birlikte, yani “yapmamayı tercih etmesi”yle, patronu tarafından belirlenmiş iş akışına (her işe koşturma eğilimi) müdahalesiyle değerlendiriliyor. Nesne, özneleşiyor. Özneleşme, itirazla başlıyor. ‘Hayır Demek Yetmez’ Ancak yeterli mi? Değil; Bartleby süreç içinde ne söylense “yapmamayı tercih ediyor”; en sonunda işine son veriliyor, “ayrılmamayı tercih ediyor”; hukukçu patronu onu oradan çıkaramayınca kendisi çıkıyor. Yazıhane ve semt değiştiriyor; sonra eski binanın sahibi ve kiracıları, bir şeyler yapmasını istiyorlar; çünkü artık binada, girişte, merdivenlerde oturuyor kâtibimiz. Devamında ise hapse atılıyor Bartleby; ilginçtir, yazar bu noktayı, “Zavallı kâtip hiç karşı koymamış, donuk ve kımıltısız tavrıyla sessizce boyun eğmişti karara” diyerek aktarıyor. En sonunda bu eylemsizlik, yemeden içmeden kesilmesiyle, yavaş intiharıyla sonuçlanıyor. Aklıma, Naomi Klein’ın günümüzde karşı karşıya olduğumuz sorunlarla mücadeleyi ele aldığı kitabının başlığı geliyor: “Hayır Demek Yetmez”. Akışa karşı koymak da tek başına yetmiyor. Bartleby’ın akışı bozması özyıkımı pahasına oldu. Ahlat Ağacı’nın son sahnesinde önümüze sunulan iki seçenekten ilki, yani intihar gerçekleşti; sadece yavaşlatılmış olarak. Belirlenmişi, önüne sunulmuşu reddeden ilk tutum, pozitif ve kolektif bir gündemle desteklenmediğinde sonuç yeniden edilgenlik, yalnızlaşma ve özyıkım oldu. Kazmayı ele almak, suyu aramayı sürdürmek... Özyıkımla sonuçlanmayan bir özneleşme üzerine düşünmek için bire bir örnek. Pasif direniş kadar, pozitif inşa da zorunlu. Yine de yazıldığı dönemi düşünürsek, “yeraltı”ndaki yalnız adamın yüzeye çıkma, yüzeyde tek başına akışa müdahale potansiyelini görme macerasından bağımsız değil Bartleby’ın öyküsü. Bu da önemli bir aşama. Yeraltı demişken, “yeraltı insanı”nı en fazla ele alan yazar Dostoyevski; geleceğiz oraya da. Ancak onun da etkilendiği bir isim var: Gogol. Gogol, “küçük insan”ın, “yeraltı”ndan kamusal alana çıkma mücadelesi veren yeni tip aydının ve emekçi sınıfların sancılı mücadelesinin işaretlerini sunuyor bize. En çok da Palto öyküsü ile. Yine bir kâtibin hikâyesi, yıl 1842, yer bu kez Petersburg, Rusya. Kâtip Bartleby ile Kâtip Akaki Akakiyeviç’in hikâyesinde “akış”a müdahale ve edilgenlik diyalektiğinde benzerlikler ve farklılıklar hangi temelde? Haftaya buradan devam. ‘Bu düzeni değiştireceğiz’ Bahçeli: Cumhur İttifakı 2023’te de iktidar olacak Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisiyle ilgili kullandığı “İttifakı bozmaya zemin hazırlıyor” sözleri ile ilgili, “Sayın Kılıçdaroğlu Bey’in birçok konuda ortaya koymuş olduğu görüşler zannediyorum inandırıcılığı olmayan, bir gündem oluşsun da nasıl oluşursa oluşsun inancıyla yapmaya çalıştığı bir çalışma. Cumhur İttifakı devam edecek. Cumhur İttifakı 2023 yılında inşallah tekrar iktidar olacak” dedi. IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN ERDOĞAN FAŞİZMİ GÖRDÜ! Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, muhalefeti faşistlikle suçlayarak “Ağızlarını her açtıklarında demokrasiden, haktan, hukuktan, adaletten bahsedenlerin AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na yönelttikleri tehditlere baktığımızda katıksız faşizmin izlerini görüyoruz” dedi. Erdoğan, dün Vahdettin Köşkü’nden Kâğıthane Meydanı’nın açılış törenine canlı bağlantıyla katıldı. Erdoğan, “Salgın gibi küresel bir sağlık krizine ve bununla bağlantılı olarak giderek derinleşen ekonomik sıkıntılara rağmen Türkiye’nin hedeflerine doğru yürümekten vazgeçmemesi bazılarını şaşırtıyor, hatta çıldırtıyor. Dışarıdaki şaşkınları anlayabiliyoruz ama maalesef içerideki şaşkınları anlamakta zorluk çekiyoruz. Ne diyorlar? İktidara gelirsem AK Parti’yi kapatacağız diyorlar. AK Parti’yi destekleyen işadamlarının şirketlerine el koyacağız diyorlar. AK Parti’ye karşı muhalefet etmeyen medya kuruluşlarının kapısına kilit vuracağız diyorlar. AK Parti’de görev yapanların mallarına, mülklerine el koyacağız diyorlar. Ee nerede kaldı sizin demokratlığınız, hukuk devletine bağlılığınız, insana saygınız?” dedi. l İç Politika Altun gazetemiz üzerinden CHP’yi hedef aldı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, gazetemizin 1940’lı yıllarda attığı manşetler üzerinden CHP’yi hedef alarak partiyi “faşistlikle” suçladı. Sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirileri yanıtlayan Altun, gazetemizin 40’lı yıllardaki başlıklarını göstererek, “Doğum gününe resmi heyet gönderecek kadar HitlerNazi hayranı olanları, Goebbels’i özel misafir olarak ağırlayıp icazet alanları, imrendikleri faşist Mussolini’ye her fırsatta selam gönderenleri milletimiz çok iyi tanıyor. Kötü geçmişlerini Cumhurbaşkanımıza saldırarak örtemezler” dedi. l ANKARA SELDA GÜNEYSU/ MAHMUT LICALI bu düzeni değiştirecek” dedi. Güçlendirilmiş parlamenter demokTBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinin son gününde AKP ile CHP arasında “diktatör” tarrasiyle, şahsım devleti yerine kurulacak hukuk devletiyle hakça zenginleşmenin önünün açılacağını kaydeden tışması çıktı. AKP Milletvekili Efkan Böke, “Hayat pahalılığına son vermek Ala, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile için her sofraya her yurttaş et koyabilCHP’yi “vesayet savunucusu ve dikta sin diye bu düzeni değiştireceğiz” ditör” olarak nitelendirince, CHP Grup ye konuştu. Kamu özel işbirliği projeleBaşkanvekili Özgür Özel, “Bir ülkerine kur farkından artan tutar nedeniynin cumhurbaşkanı çıkıp muhalefele 2020’de 83 milyar 700 milyon lira te ‘beşinci kol’ derse, o lafı aldığı Fran ödendiğini söyleyen Böke, “Rantçı 5’li co ile anılırsa, ona da cevap verilirken çetenin cebine gidivermiş o para halkın de ‘diktatör bozuntusu’ denirse, orada parası. 5’li çete yerine 5 milyon aileye düzeltilecek tek cevap vardır, ‘bozun devlet destek verebilirdi. Türkiye ekotu’ kısmını alıyorum, diktatör sizin ol nomisi 5’ten büyüktür, Türkiye de birsun” tepkisini gösterdi. den büyüktür” dedi. Böke, denetlene11 gün boyunca devam eden 2021 meyen ve aile şirketine dönüşen Türyılı bütçesine ilişkin görüşmeler dün tamamkiye Varlık Fonu’nu kaAkşener: İktidar patarak bünyesindeki landı. MHP’li Mustafa Kalaycı ve İsmail Faruk ile masa kurulabilir Cumhuriyet miraslarının Hazine’ye devredileceğiAksu, bütçe üzerine konuşmak yerine genellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni övdü. Bu nedenle ara ara muhalefet sıralarından alkışlı protestolar yapıldı. HDP’li Meral Danış Beştaş, iktidarın kendine yakın şirketlerin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek için iktidar partisi ile ittifak değil ama bir masa kurulabileceğini söyledi. Dün katıldığı bir TV programında konuşan Akşener, “Biz iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek üzere elbette o masani söyledi. AKP’li Ala da konuşmasında CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. Sağlık alanında “büyük başarılara imza attıklarını” ileri süren Ala, CHP sıralarına dönerek “Sizin genel başkanınızın müdürlüğü dönemivergi borçlarını sildiği da oluruz. Ama diyorum ki ni de biliyoruz. Oradani belirterek “Siz kimlerin borcunu, kimler için, hangi gerekçelerle siliyorsunuz?” dedi. CHP’li Abdüllatif Şener de iktidarın 2021 yılında bir avuç tuzu kuruya garantiler kapsamında 31 milyar TL verdiğini söysadece bizimle olmaz, çünkü o sistemin meşru olması için ana muhalefet partisine de ihtiyaç var. Seçim olduğu zaman seçilemeyecek dediğim şahsın parlamenter sisteme geçildiği zaman seçilme ihtimali var mı? Öyle bir şey yok” dedi. Akşener, Pelikan örgütüne dikki eksiklikleri de giderdik” dedi. CHP’yi “darbelerin yanında, tankla yürüyenlerin destekçisi olmakla” suçlayan Ala, “İkide bir diktatör deyip duruyorsunuz. Kim diktatör? Her siyasi problemi mahkemeye taşıledi. Şener, BM raporu kat çekerek, “FETÖ’nün ye dınız. Onlardan medet na göre Türkiye’de nü rini PEKÖ’ler alacak” dedi. umuyorsunuz. Sizin derfusun yüzde 1’inin eldiniz millet iradesiyle. de ettiği gelirin nüfusun yüzde 50’si Diktatörlük sizin ruhunuza işlemiş.” ne verilmediğini kaydetti. Şener, “Gelir dağılımının en bozuk olduğu 5. ülke Türkiye’dir. Bir numara Katar. Bir gördüm, aman dedim! Bizimkilerin Katar sevgisinin nereden geldiği belli” dedi. ‘Yuvarlanıyoruz’ ‘A Haber spikeri’ Ala’nın sözleri AKP ile CHP arasında tartışmalara neden oldu. CHP’li Özgür Özel, “Ala’yı dinlerken sanki yanlışlıkla A Haber’in spikerini dinliyormuş hissiyatına kapıldıklarını” kaydetCHP Genel Sekreteri Selin Sayek ti. Özel, “Eğer A Haber’in yaptığı monBöke de “Saray’a göre uçuyoruz. Oysa tajlaran, iftiralardan ve hakaretlerden 2014’ten beri, fiilen bu başkanlık reji ibaret o bültenleri izlerseniz, Ala gibi mine Türkiye’ye hapsettiğinizden be kürsü performansı göstermek mümri fakirleştik. 2014’te kişi başına mil kün” dedi. Özel, şunları kaydetti: “Açli gelir 12 bin 158 dolardı. Bugün 8 bin makla övündüğünüz o üniversitele455 dolar ve düşüyor. Uçmuyoruz, yu re atadığınız, gaflarına sahip çıktığınız varlanıyoruz. Hep birlikte fakirleşiyo adamlardan bir tanesi, AKP’li, MHP’li, ruz” diye konuştu. Gerçek verilere gö İYİ Parti’li, HDP’li milyonlarca anne ve re 10 milyona aşkın işsiz olduğunu babanın evlatlarına benim burada söysöyleyen Böke, “Hatta Saray’a göre iş lemekten utanç duyacağım sözler söysizlik yok, iş beğenmeyen gençler var” lediler. ‘Ülkeyi vesayetten kurtardık’ dedi. Böke, “Bu bütçe bir Saray bütçe diyorsunuz. Esas vesayet 5’li çeteye fisidir. Bir talan bütçesidir. Torpilin ka nans sağlayanlara Türk mahkemeleyırmanın, toplumu bölüp, parçalama ri karar verdiğinde Londra mahkemenın bütçesidir. Hiç kimsenin endişesi lerine taşımaktır. AB ile ilk anlaşmaolmasın biz buradayız. Halkla birlikte yı da İnönü yaptı. Ama AB ile köprüleri halkın bütçesini ilk seçimden sonra biz atmak da sizin başbakanınıza nasip olyapacağız. O bütçe ağır yıkımı yaratan du” diye konuştu. l ANKARA DAYANIŞMA DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. DİYARBAKIR MAARİF KOLEJİ 64 GİRİŞLİLER Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. İTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ 5960 GİRİŞLİ BİR GRUP DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. ACI72 MEZUNLARI DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. KABATAŞ ERKEK LİSESİ 3 FEN G 1985 MEZUNLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear