25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 KASIM 2020 CUMARTESİ PROF. DR. HALUK ÖZENER: 7.2’den fazla enerji birikti SEFA UYAR TBMM Genel Kurulu’nda, depreme karşı alınabilecek önlemlerin ve depremlerin zararlarının en aza indirilmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis araştırma komisyonuna ilgili kurumlar bilgi verdi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Özener sunumunda, “Küçük depremlerin büyük depremlerin enerjisini aldığı” yönündeki yorumların teoride doğru ancak pratikte mümkün olmadığını söyledi. “Bu coğrafyada 7 ile 7.9 arasında ortalama her altı buçuk yılda bir deprem meydana geliyor” diyen Özener, Türkiye’deki 7 büyüklüğündeki son depremin 2011’de Van’da olduğunu vurguladı. Özener, “İstatistiğin üzerindeyiz. Felaket senaryosu olarak çizmiyorum ama şu anda dokuzuncu senedeyiz” diye konuştu. Ne zaman dolacak? Depremin büyüklüğünden çok depreme ne kadar hazırlıklı olunduğunun önemini vurgulayan Özener, yılda 300 bin ya da 500 bin konut dönüştürme hedefleri açıklandığını anımsatarak “Süper hedefler ama bu hedeflerin peşinde koşup bunları gerçekleştirmemiz lazım. Yılda 500 bin bile olsa on beş sene gerekiyor tüm Türkiye için. İnşallah deprem bizi o kadar bekler” dedi. Marmara’da olması beklenen depreme ilişkin ise Özener, “7’nin üzerinde deprem zaten olacak. Bugün, yaptığımız hesaplamalarla 7.2’nin üzerinde enerji birikmiş durumda. Ne kadar su aktığını biliyoruz ama kabın ne zaman dolacağını bilmiyoruz” dedi. Malatya’da deprem: 4.7 Malatya’nın Pütürge ilçesinde 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. AFAD’ın sitesindeki bilgiye göre, Pütürge ilçesinde saat 11.27’de yer sarsıntısı kaydedildi. Depremin 6.94 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi. Malatya Valisi Aydın Baruş, Pütürge merkezli depremin kent genelinde hissedildiğini belirterek “Şu ana kadar herhangi bir olumsuz haber almadık” dedi. Deprem nedeniyle kentte bazı yurttaşlar ev ve işyerlerinden sokaklara çıktı. Deprem, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman’da da hissedildi. l AA TORUN, KURUM’LA GÖRÜŞTÜ Deprem siyasi rekabet alanı değil MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’u ziyaret etti. Görüşmenin ana gündemini deprem konusu oluşturdu. Torun görüşmede, Kurum’a CHP’nin depremle ilgili kanun teklifleri ile İstanbul ve İzmir Büyükşehir belediyelerinin deprem konusunda hazırladığı çalışma raporlarını iletti. Torun, yaptığı açıklamada, “Ülkemizin yüzde 66’sı, 1. ve 2. derece deprem kuşağında yer almaktadır. Türkiye deprem tehdidi altındaki bir ülkedir, siyaset kurumu bu gerçekle bir an önce yüzleşmeli, gereken adımları ciddiyetle atmalı. Deprem bir siyasi rekabet alanı değildir. Şehirlerimizi deprem riskine karşı hazırlamak siyaset kurumunun kaçamayacağı bir sorumluluktur. Bu konuda, yerel yönetimlerle merkezi hükümetin işbirliği bir tercih değil hayati bir zorunluluktur” dedi. Düzenleme ihtiyacı var Torun, “Tüm yerel yönetimlerimizle birlikte üzerimize düşeni yapmaya hazırız. İktidar adım atmadan, belediyelerin yapacakları sınırlıdır” diye konuştu. Bakan Kurum’la depreme hazırlık konusunda atılması gereken adımlara ilişkin görüş ve önerileri paylaştıklarını belirten Torun, “CHP olarak görüşümüz şudur: Hiçbir proje, insanımızın canını korumaktan daha önemli değildir” diye konuştu. l ANKARA Bayraklı’da apartman görevlilerine yardım eli Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, depremde evlerini ve işlerini kaybeden apartman görevlileriyle bir araya geldi. Öncelikli işlerden birinin apartman görevlilerinin iş sorunu olduğunun altını çizen Sandal, “Bu süreçte en fazla mağdur olan kitle apartman görevlileri oldu. Evini kaybeden vatandaşlarımızın belki işi duruyor ama siz hem evinizi, hem işinizi kaybettiniz. Öncelikli sarmamız gereken yara bu. Sizi yalnız bırakmayacağız” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet Belediye binası yıkılacak İzmir Büyükşehir Belediyesi Başlendirilerek kullanılmasının” önerilkanı Tunç Soyer, diğini bildiren SoKonak’ta bulunan yer, “Biz, binabelediye binasının yı yıkıp yerine tayıkılacağını açıkladı. rihi Hükümet KoSoyer, dün akşam Tunç Soyer nağı ile bütünleTwitter’dan yaptığı açık şen sembolik bir başkanlamada binanın İzmir’de lık ve meclis binası yapa30 Ekim’de meydana ge rak kalan alanı Atatürk len ve 117 kişinin hayatı Meydanı’na katacağız. nı kaybettiği depremden Umarım Konak’taki diğer bu yana kullanılmadığını kamu kurumlarına da örhatırlattı. Binanın azorta nek olur” ifadelerine yer hasarlı çıktığını ve “güç verdi. l Haber Merkezi AYM’DEN BALIK TESISI KARARI Anayasa Mahkemesi (AYM), devlet ormanlarında balık üretmek üzere tesis kurulmasına imkân tanıyan düzenlemenin iptalini kararlaştırdı. Mahkeme, düzenlemenin “DSİ veya proje idaresi gerekli hallerde asgari tarımsal arazi büyüklüğünün altındaki tarımsal arazileri toplulaştırabilir veya kamulaştırabilir” cümlesindeki “proje idaresi” ibaresinin iptalini kararlaştırdı. Yüksek Mahkeme ayrıca, Sulama Birlikleri Kanunu’nda yapılan, “birliğin feshi, katılım payının DSİ tarafından belirlenmesi ve birliklerin birleştirilmesine” ilişkin düzenlemelerin de iptalini kararlaştırdı. DOĞA HARIKASI ISTRANCALAR’DA MADEN OCAĞI SKANDALI Madene sınır yok Trakya’nın doğa harikası Istranca Ormanları’nın bir taşocağı işletmesinin izinsiz biçimde yurttaşın tarlasına girerek kazı yaptığı ve büyük çukurlar açtığı ortaya çıktı. Şarap üreticisi Mustafa Çamlıca’nın, bağ yapmak için aldığı 5 dönüm tarla vasfındaki arazi kil ve kömür ocağı işletmesi tarafından talan edildi. Tarlasını geri getirmenin mümkün olmadığını anlatan Çamlıca, bu araziyi bölgedeki kil için aldığını ve bu kil sayesinde bağ üzümlerinin çok değerli olduğunu söyledi. Çamlıca, işletme hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu ocakların denetiminin çok zayıf olduğunu belirten Çamlıca’nın avukatı İlhan Durmuş da “Araziler talan edildikten sonra bize tek alternatif tazminat davası açmak kalıyor. Müvekillim yüksek tazminat değil, sadece tarla istiyor. Bağ ekmek istiyorsunuz. Bu da hakkınız” dedi. Bölgedeki kil çok değerli Tozaklı Köyü Kil ve Kömür Ocağı işletmesi, Çamlıca’dan habersiz Lüleburgaz, Pınarhisar Tozaklı köyündeki 5 dönüm tarlasına bırakması gereken 20 metre mesafeyi de bırakmayarak girdi ve kazı yaptı. Arazide derin çukurlar açtı. İlgili yerlere işletmeyi şikâyet eden ve işletme hakkında suç duyurusunda bulunan Çamlıca, tarlasının kömür ocağının içine kaydığını belirterek “Bölgede en değerli maden kil. Çok değerli. Biz de bu araziyi bağ yapmak için bu nedenle seçtik. En iyi üzümler ve şaraplar bu kil sayesinde üretiliyor. Siz bu kili madende mi kullanacaksınız, yoksa o kili bağda mı ÇEVRE Maden şirketi bağ yapılacak araziye girdi. kullanacaksınız? Burayı kazdığınız anda bu kil yok oluyor” dedi. Ruhsatlar iptal edilsin Arazisinin bir daha geri gelmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Çamlıca, “Bununla ilgili yasal süreç işleyecek. 5 dönüm feda olsun ama bunun sonucunda Istranca’da artık bütün işletmelerin ruhsatlarının iptal edilmesi lazım. Burada yok edilen taşın, kilin, kirecin tekrar geri getirilmesi mümkün değil. Oradaki doğanın tekrar geri getirilmesine imkân yok. Biz bağcılık yapıyoruz ve bu bağcılıktan katma değerli şarap üretiyoruz ve bunu yaparken ne buradaki taşı, ne kireci ne de kili yok ediyoruz. Buradaki kili, taşı yok eden işletmeler ‘kamu yararı’ kabul ediliyor. Bir de orman ve faunuya yok etme kararı veriliyor. Orada hayatlar yok oluyor ve geri gelmiyor” diye konuştu. Çamlıca’nın avukatı İlhan Durmuş da kil ocağının 20 metre derinlikte kazı yaptığına dikkat çekerek “Kömür ocağının izinli ve ruhsatlı arazisi ile bizim araziler arasında 20 metre yaklaşma mesafesi koyması gerekiyor. Bu mesafeyi aşmışlar ve bizim parsellere girmişler. Bununla kalmayarak 20, 30 metrelik bir çukur var ve tarla oraya göçmüş. Şu an can tehlikesi var. Çiftçi de traktör de sokamazsınız. İlgili yerlere başvurduk. Kömür ocağını işleten kişi de oraya geldi. Onlar olaya para ve anlaşma meselesi olarak görüyorlar ve bu tarım arazisini ‘bize satın, buradan maden çıkartalım’ diyorlar. Buranın bir alınış amacı var. Bağ ekilmek için alınmış bir tarım arazisi burası. Şu an oraya bağ ekmek de mümkün değil, bir anda her şey kömür ocağına yıkılabilir” diye konuştu. Çiftçiler kurtulamıyor Denetim sorunu olduğuna dikkat çeken avukat Durmuş özetle şu ifadeleri kullandı: “Çiftçi kendi haklarını tam olarak kullanamıyor. Araziler talan edildikten sonra bizim tek alternatifimiz tazminat davası açmak kalıyor. Müvekillim yüksek tazminat değil, sadece tarla istiyor. Bağ ekmek istiyor. Üzüm ve şarap üretmek istiyor. Bu da hakkı. Bu bölgeler tamamen tarım olarak düşünülmüş zaten. Biz çiftçi olarak kendimizi madencilerden kurtaramıyoruz. Sanayinin atıklarından kurturamıyor köylü kendisini. Bütün dereler fabrika ve foseltik atıklarıyla doldu. Bağ üreticisinden ve çiftçiden mucize bekleniyor. İyi üretim bekleniyor. Geçmişten beri gelen bir süreç var. Kömür ocağı ruhsatı aldıktan sonra bunu hep genişletmiş. Zaten karşımızdaki kişi, tazminat vermek istiyor. Biz onun istediklerinin engelleyemiyoruz. Onu oraya sokmayarak onu maden sahasının dışına çıkarmayarak başta idare engelleyebilir.” 14 köye içme suyu sağlanan barajın yanı başında altın sondajına başlandı ‘Yeter artık, bir durun!’ CEMIL CIĞERIM TÜMAD Madencilik AŞ Ayvacık’ın 14 köyüne su sağlayan kanyakların üstünde altın madeni sondajına başladı. TÜMAD Madencilik AŞ’nin altın madeni sondajına başladığı alanın çok yakınında Ayvacık’ın içme suyunu sağlayan Ayvacık Barajı ve Akçin Göleti bulunuyor. Akçin Göleti’nden de çok sayıda köyün tarım alanı sulanıyor. Sondaja tepki gösteren Ekoloji Birliği Eşsözcüsü Süheyla Doğan, “Covid pandemisinin nedeni zaten ormansızlaşma ve yaban hayatına müdahale. Bizi daha ne kadar ormansızlaştıracaksınız? Daha kaç pandemiye sebep olacaksınız? Kuraklık var, susuzluk var, iklim krizi var! Siz bilmiyor musunuz? Size ne var ki, krizlerin yükünü yoksul halk çekiyor ne de olsa. Yeter artık, durun!.. Bir durun!” dedi. Ekoloji Birliği Eşsözcüsü Süheyla Doğan, TÜMAD Madencilik AŞ’nin Çanakkale Ayvacık’ın yanı sıra Lapseki ve Burhaniyeİvrindi’de de altın madeni sondajı çalışması yaptığını söyledi. Doğan, “TokatErbaa’da Verusa, Taşova’da Uğur Barlık, Niksar’da Eczacıbaşı, Amasya’da Koza Madencilik, Pozitif AŞ ve daha yüzlerce şirkete ruhsat veren bakanlık, bir dön bak yaptığına. Ne yaylalar kalıyor ne meralar ne ormanlar ne su kaynakları. Memleketin yüzde 70’i maden alanı oldu sayenizde” dedi. Hiç mi insaf yok! Doğan özetle şöyle konuştu: “Hiç mi insafınız yok! Bu ne para hırsı, bu ne doymazlık, bu ne açgözlülük? Bu firmalara ruhsat veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı! Sana sesleniyorum: Pandemi koşullarında 766 maden alanını ihale ettiniz, her gün yeni alanları ihaleye çıkarıyorsunuz. Her gün yeni ruhsatlar veriyorsunuz! Ayıp artık. Hiç mi vicdanınız yok? Ey Çevre ve Şehircilik Bakanı! Sana da sesleniyorum: Pandemi koşullarında ÇED süreçleri başlatıyorsunuz. Halkın katılımı toplantıları yapıyorsunuz. O kadar itiraz dilekçesi verdiğimiz halde Cengiz Holding’e halkın katılımı toplantısı yaptırmaya kalktınız ve ortalık birbirine girdi! O ortamda acaba kaç kişi Covid kaptı!” Maden sahasında tarihi eser çalındı Kömür madeni açılmak istenen tarım cenneti Antalya Korkuteli Dereköy sakinlerinin, “Bölgede antik kalıntılar var, maden ocağı açılmamalı” diyerek Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’na örnek olarak gösterdikleri Roma dönemine ait tarihi eserin bulunduğu yerden çalındığını iddia etti. Köylüler jandarmaya şikâyette bulunurken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da dilekçe gönderdi. Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu (A Platformu) Sözcüsü Hediye Gündüz, “Köylülerin bölgenin antik yerleşim birimi olduğunu ispat etmek için gösterdikleri tarihi eserlerden en görkemli olanı çalınmış. Köylüler jandarmaya haber verdi. Ayrıca CİMER’e ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’na hırsızlığı yapanlarla ilgili görgü tanıklarının iddialarının yer aldığı bir şikâyet dilekçesi verdiler” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear