25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 2 KASIM 2020 PAZARTESİ HABER/YORUM COVID19 TANISIYLA BIR SÜREDIR TEDAVI GÖRÜYORDU Kuzu yaşamını yitirdi Batıfobik Doğu taklitçiliği “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 97. yılında, düşüncesi, bilgisi, vicdanı özgür nesiller yetiştirmek için çıkılan yolun, sığ, bayağı ve çarpık bir Batı taklitçiliğine dönüştüğünü iddia ederek, Cumhuriyetin kazanımlarını eleştirdi! Bu açıklamalar, AKP’nin sığ, bayağı ve çarpık Doğu taklitçiliğinin ve Batı düşmanlığının sonucudur. Uygarlığı, kültürü, bilimi, sanatı ve eğitimi, insana ve dünyaya ait nitelikler olarak görmek yerine, din, mezhep, etnik kimlik üzerinden bir DoğuBatı karşıtlığı tasarlamak, Osmanlı İmparatorluğu’nun da sonunu getirmiştir. HHH Türkiye’de, Batı’yı da Doğu’yu da kavramadan taklit edenler vardır. Ancak, farklı uygarlıkların ve kültürlerin karşılıklı etkileşimlerini doğal karşılamak yerine, her etkileşimi “taklitçilik” olarak damgalamak, sığ, bayağı ve çarpık bir anlayıştır. Bu anlayışa göre, Orta Asya’dan göç eden Türklerin Şaman iken, Batı’daki Araplardan ve Perslerden etkilenerek Müslüman olmalarını da bir taklitçilik olarak mı değerlendireceğiz? Bu durumda Türkler de kendi kültürlerini bir kenara bırakarak, Arapları ve Persleri taklit etmiş olmuyorlar mı? Müslümanların, Musevilerden ve Hıristiyanlardan etkilenerek bir din kurmuş olmalarını, bir taklitçilik olarak mı değerlendireceğiz? Müslümanların, her şeyi yaratan mükemmel, akıllı, bilgili, adil, merhametli, ödüllendirici, cezalandırıcı tek ve tinsel Tanrı anlayışını, ölümsüz ruh, cennet, cehennem, vahiy, peygamberlik ve iman anlayışlarını, Musevilerden ve Hıristiyanlardan alarak, onları taklit ettiklerini mi savunacağız? Bu durumda İslamın kendisini de taklitçilik olarak mı nitelendireceğiz? Musevilerden, Hıristiyanlardan, Müslümanlardan, Araplardan, Perslerden etkilenmek taklitçilik olmuyor da Fransızlardan, Almanlardan, İngilizlerden etkilenmek mi taklitçilik olmaktadır?! HHH Öte yanda, Anadolu toprakları, köken itibarıyla Musevi, Hıristiyan, Müslüman değildir; ayrıca SamiSemitik dillerinin konuşulduğu bir coğrafya da değildir. Merkezi Anadolu’da olan en eski uygarlık Hitit uygarlığıdır; Hitit dili de Sanskritçe, Yunanca, Farsça, Latince, Almanca, Fransızca, İngilizce gibi HintAvrupa dil ailesine aittir. Türkçe ise Macarca ve Fince gibi UralAltay dil ailesine aittir. Arapça, İbranice, Süryanice ve Aramca ise SamiSemitik dil ailesine aittir. Hititlerden sonra Anadolu’da yüzlerce yıl antik Yunan uygarlığı egemen olmuştur. O uygarlığın da Musevilikle, Hıristiyanlıkla, Müslümanlıkla bir ilgisi yoktur. Türklerin veya Anadolu’nun, Araplaştıkça ve İslamlaştıkça kendi köklerine döndüğünü ve taklitçilikten kurtulduğunu sanmak bir yanılsamadır. HHH Atatürk Batı taklitçiliğini savunmamıştır, uygarlığı, belli bir coğrafyanın, dinin, mezhebin, etnik kimliğin tekelinde görmemiştir. Atatürk, Osmanlı’nın geri kaldığı alanları geliştirmek, demokrasi, laiklik, eğitim, bilim, matematik, felsefe, resim, heykel gibi alanlardaki eksikleri gidermek amacıyla bir mücadele vermiştir. Bu alanlarda dünyada hangi bölge daha ilerideyse, ondan etkilenmenin, ancak onu da daha ileri bir seviyeye taşımanın önemine inanmıştır. Nitekim Atatürk, Cumhuriyetin 10. yılında, Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmak hedefini ortaya koymuştur. Türkiye ise AKP yüzünden, bırakın çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkmayı, çağdaş uygarlık seviyesini bile yakalayamamış, Avrupa’da 18. yüzyıldan önce geçerli olan teokratik, monarşik, feodal düzene dönmüştür. HHH Erdoğan’ın Fransa’ya yönelik çıkışları da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Erdoğan demokrasiye, güçler ayrılığına, laikliğe, düşünce, ifade, yayın özgürlüğüne inanmamaktadır. Erdoğan, Osmanlı padişahlarıyla birlikte, 1789 Fransız Devrimi öncesinde yaşayan Fransa krallarını da taklit etmektedir. Atatürk’ün karşı çıktığı monarşiyi, teokrasiyi ve feodalizmi Fransa kralları da savunuyordu. Bugünkü cumhuriyetçi Fransa devleti İslama karşı değil, laiklik karşıtı İslamcı hareketlere ve teröre karşı mücadele vermektedir. Radikal sağdaki İslamofobiyi tetikleyen de radikal sağdaki İslamcı hareketler ve terördür. İslamofobi de İslamcılık da dünyayı Doğu ve Batı arasında kutuplaştırmak isteyenlere hizmet etmektedir. İslamı İslamcılık ile özdeşleştirenler, bunu da anlamaktan yoksundurlar. 2 KASIM 2020 SAYI: 34722 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:03 07:29 12:53 15:39 18:06 19:27 Ankara 05:47 07:12 12:37 15:26 17:53 19:12 İzmir 06:09 07:32 13:00 15:52 18:18 19:36 Üç dönem AKP’de milletvekilliği yapan anayasa hukukçusu Prof. Dr. Burhan Kuzu hayatını kaybetti. Yaklaşık iki haftadır koronavirüs tedavisi gören 65 yaşındaki Kuzu bugün Fatih Camii’nde saat 12.00’de son yolculuğuna uğurlanacak. Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde hayatını kaybeden Kuzu hakkında hastane açıklama yaptı. Açıklamada, “Hastanemizin yoğun bakımında bir süreden beri Covid19 nedeniyle tedavi görmekte olan 22, 23 ve 24. Dönem milletvekili ve anayasa komisyonu eski Başkanı Sayın Burhan Kuzu, yoğun çabalara rağmen kurtarılamayarak bu gece sabaha karşı saat 04.00’te vefat etmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz” ifadelerini kullanıldı. Uyuşturucu ticareti yaptığı ileri sürülen ve hakkında “adam öldürmek”, “cinayete azmettirBurhan Kuzu mek”, “FETÖ üyeliği” suçlamaları da bulunan İranlı uyuşturucu baronu Naci Şerifi Zindaşti, 19 Ekim 2018 akşamı tartışmalı bir şekilde 3 adamı ile birlikte tahliye edildi. Zindaşti’nin tahliyesinin arkasındaki ismin Burhan Kuzu olduğu iddia edilmişti. İddiaları, “Kendisini tanımam” diyerek reddeden Burhan Kuzu’nun Zindaşti bağlantısını Cumhuriyet, yemek yerken çekilmiş fotoğrafını yayımlayarak ortaya çıkarmıştı. Dava açılmıştı Zindaşti’nin tahliyesine ilişkin soruşturma başlatan Hâkim ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) görevlendirdiği müfettişlere ifade veren cumhuriyet savcısı Ercan Devrim ile hâkimler Özkan Gürel ve Ersin Öztürk, “Sürekli arıyordu. İran ile ilişkiler için serbest kalmalı diye” diyerek Kuzu’nun Zindaşti’nin tahliyesi için yaptığı baskıları detaylarıyla anlatmıştı. Kuzu hakkında “nüfuz ticareti” suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Davanın ikinci duruşması ocak ayında görülecekti. Ayrıca Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “yargı görevini yapanı etkileme” suçunu işlediği iddiasıyla soruşturma yürütülüyordu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Muhittin Böcek’in bilinci yerinde Covid19 tanısıyla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesinde 55 gündür tedavisine devam edilen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in bilincinin yerinde olduğu belirtildi. Böcek’in belirli düzeyde ağızdan beslenebildiği ifade edildi. Bir doktor daha öldü Bursa Tabip Odası, iç hastalıkları uzmanı Dr. Erol Bahçe’nin koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini duyurdu. Bursa ili Merkez ilçesinde görev yapan Dr. Erol Bahçe’nin branşının acil tıp uzmanlığı, uzmanlık alanının ise dahiliye olduğu öğrenildi. 1 KASIM PAZAR 123 BIN 343 2 BIN 106 74 1515 14 MILYON 125 BIN 157 10 BIN 326 % 5 377 BIN 473 2 BIN 177 325 BIN 486 Bakan Soylu bir süre dinlenecek Süleyman Soylu Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüse yakalanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bir süre dinleneceğini duyurdu. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Koca, “Sahadan uzak kalmak, mücadeleci ruhuna pek uygun olmasa da bir süre dinlenecek. Virüsle mücadele onun için kolay bir mücadele. Geçmiş olsun değerli kardeşim” dedi. Soylu önceki gün, eşi, kızı ve kendisinin koronavirüs testinin pozitif çıktığını açıklamıştı. l ANKARA/ Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Büyüklük, çalım, gösteriş. 2/ 1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6789 İki nicelik arasındaki bağıntı... Duvar içindeki kapaksız küçük dolap. 3/ Datça Yarımadası’na 1 NA LDÖKEN 1 2 A T E RAKAM 2 verilen bir başka ad. 4/ Gelenek... Eski Türk güreşlerinden biri. 5/ İslam dinine göre haram sayılan faiz... İlkel benlik. 6/ Uzaklık anlatmakta kullanılan 3 L ENGER Z A 4 DGGAN İ ME T 5 ÖREN NUN 6 KAR İ NE İ Ş 3 4 5 söz... Bizans kiliselerinde ka7 E K MU A N İ 6 dınlara ayrılan bölüm. 7/ Eski Rusya’da balıkçı, avcı ya da çiftçi derneklerine verilen ad... Evcil 8 9 NAZEN İ N L MA T Ş İ L E bir geyik cinsi. 8/ Büyük ırmak... 7 8 Gemilerde, küçük yaşta tayfa yamağı. 9/ Önceden verilen güvence parası... Gümüş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Aile halkı. 2/ Eski yapı ya yük. 4/ Kendini beğenme, ben 9 cillik. 5/ Zayıf yapılı, güçsüz. 6/ Hitit... Tarlalar arasında sınır güveden koruyacağına inanılarak çizgisi olarak kullanılan ekilmemiş yazılan ve tılsımlı sayılan sözcük. da kent kalıntısı... Keman yayı. bölüm... Bir nota. 7/ İri ve sert 9/ Eski Mısır’da güneş tanrısı... 3/ Sert ve sarımtırak renkte bir taş... Bir şeyin erebileceği uzaklık; Bir salgıbezi dokusunda gelişen peynir... Hayvanın bir yanındaki menzil. 8/ Elyazması kitaplara, tehlikesiz epitelyum uru. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Trump mı, Biden mı? Herkesin sorduğu soru: 3 Kasım’daki ABD başkanlık seçimini kimin kazanması Türkiye’nin çıkarına? Aslında soruyu daha da genişletebiliriz: Çin, Rusya, Asya, bölgemiz, Doğu Akdeniz vd. bölgeler açısından Trump mı, yoksa Biden mı daha “yararlanılabilir” ABD başkanı olur? Başkandan başkana büyük değişim olur mu? ABD politikalarını birey, devlet ve sistem düzeyinde incelediğimizde, karşılaşacağımız genelleme şudur: ABD başkanlarının değişimi, ABD’nin “büyük stratejisinde” köklü bir değişikliğe neden olmuyor. Bireyin politikaya getireceği değişim, devletin hele de sistemin üzerinde olamıyor. Şöyle de söyleyebiliriz: Bireylerin farkları esasta değil, uygulamada ve yöntemdedir daha çok. Ancak şunu da belirtelim: Soğuk Savaş boyunca bir kural olan bu durum, ABD hegemonyası zayıfladıkça kaçınılmaz olarak esneyecektir, esnemektedir... ABD’de çatışan iki görüş ABD açısından 21. yüzyılın en önemli problemi Çin’in nasıl durdurulacağıydı. Çin ekonomisi ABD’yi yakalıyor ve geçiyordu; askeri alanda makas daralıyordu; teknolojide Çin yetişiyor ve hatta 5G teknolojisinde görüldüğü gibi ABD’yi geçiyordu. Daha 90’lardan itibaren ABD’de iki temel görüş oluşmaya başladı: Birinci görüş, ABD’nin bir süre geri çekilmesi ve ekonomiyi yeniden güçlendirmesi şeklinde özetlenebilecek görüştü. İkinci görüş ise ABD’nin hâlâ çok büyük askeri güç olduğu gerçeğinden hareket ederek “yangını çıkaralım, yangından en az hasar gören biz oluruz” şeklinde özetlenebilecek görüştü. Bu iki görüşün temsilcisi olan emperyalist tekeller ve onların politik arenadaki ideolojik gladyatörleri, bu konuda uzun süre çatıştılar. Sonuçta ortaya “karma” bir strateji çıktı: Hem geri çekilecek ve içeride ekonomiyi güçlendirmeyi esas alacak ama hem de kritik düğüm noktalarında yangınlar çıkaracak. Trump, Obama döneminin devamı İşte Obama dönemi, bu karma dönemin başlangıcıydı. Hatta Bush’un ikinci döneminin son yılı da aslında bu karma dönemin hazırlığıydı. Öyle olduğu için de Obama, Bush’un en önemli bakanı ve bürokratlarıyla çalışmayı sürdürdü ilk iki yıl. Obama döneminde ABD, “karma stratejiye” uygun olarak önüne hem Ortadoğu’dan ve Afganistan’dan çekilmeyi koydu ama hem de kritik yerlerde, örneğin Ukrayna, Libya ve Suriye’de yangınlar çıkardı. Bu dönemde (ve sonrasında Trump döneminde de) geri çekilme konusunda Beyaz Saray ile Pentagon arasında yaşanan çelişmeler, hep bu “karma strateji” nedeniyleydi. Başta belirttiğimiz iki görüş uzlaşsa da çatışmayı sürdürüyordu. Trump dönemi de bu “karma stratejinin” devamıydı. O nedenle başlatılan Ortadoğu ve Afganistan’dan çekilmeyi sürdürmeye çalıştı. Karma stratejiye uygun olarak geri çekildi, “önce Amerika” stratejisini açıklayarak gümrük duvarlarını yükseltti, rakiplerine de müttefiklerine de çelikten enerjiye pek çok alanda ekonomik ambargo uyguladı. Yine karma stratejiye göre Obama da Trump da Çin’i çevrelemeyi esas aldı, AsyaPasifik merkezli strateji geliştirdi, Çin’e karşı ittifaklar oluşturmaya çalıştı. ABD Türkiye’den vazgeçmeyecek Dolayısıyla Trump ya da Biden’ın kazanması, bu özetlediğimiz “karma stratejisi” açısından büyük değişiklik göstermeyecek. Ancak Biden’ın yangın çıkarılmış bölgelerde közü yeniden harlamaya çalışması muhtemeldir. İşte Türkiye’yi esas ilgilendiren de budur. Kişisel olarak Erdoğan’ın Trump’ı tercih ettiği ortada. Zira ikisinin politika yapma yöntemi birbirine benziyor; ülkelerini şirket gibi görüp, işadamı olarak yönetiyorlar. Dolayısıyla daha iyi frekans kuruyorlar. Halkbank’tan Rahip Brunson’a, hatta Suriye’de PYD’yi doğrudan hedef alan operasyonun frenlenmesine kadar pek çok konuda, iki işadamı olarak pazarlık yaptılar. Dolayısıyla Biden’ın kazanması, Türkiye üzerindeki Amerikan basıncını biraz daha artırabilecektir. Ancak son tahlilde Washington açısından durum şudur: İster yeniden Trump kazansın isterse Biden; ABD her koşulda Türkiye’yi “kaybetmemek” için çaba göstermeye devam edecektir. Emperyalist ABD, Türkiye gibi bir ülkeyi S400 ya da Astana Platformu’nun varlığı gibi nedenlerle tümden karşısına almayacak. S400 vb. konuları Trump döneminde yaptığı gibi “geciktirmeye” zorlayacak. TürkRus işbirliğini sabote edebilmek için de Suriye’den Libya’ya çeşitli alanlarda fırsatlar kollayacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear