22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 30 EKİM 2020 CUMA YÜKSEK YERİLİM HATTI / Erdinç UTKU Sapasağlam adamsın, boykot edeceğine kendin üretsene! H Okusaydı adam olacaktı. Şimdi trilyoner! H Polis ve TOMA’lar da sınavla alınsın üniversitelere! H Fransızcadan Türkçeye sızan “blöf”, “şantaj” ve “boykot” sözcüklerini de boykot edelim! H Halktan uzak Saray ekonomisinin yeni sanat eseri: ÇAYDA ÇIRAğan! “Ekmek bulamıyorlarsa, keyif çayı içsinler!” H 30 Ağustos’tan sonra, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına da yasak getirenler, gitsinler 4 Temmuz ABD Bağımsızlık Günü’nü kutlasınlar... H Anlatacak başka hikâyesi kalmayanlar, masal anlatmaya başlayınca sonuç kötü bir fıkra oluyor... H Kötü günlerimiz için bir kenara “birkaç gün” saklamıştım. Gel onu yaşayalım! l Zafer Temoçin l Cem Koç l Murteza Albayrak l Raşit Yakalı l Cemalettin Güzeloğlu l Kürşat Coşgun CUK Günel ALTINTAŞ Askıda ekmek yetmez. Askıda çorba, askıda su ve elektrik, askıda kira falan da olmalı! H Vallahi! Adamlar kendilerine “cumhur” diyorlar ama, “Cumhur”iyet Bayramı’nı onlardan başka herkes kutluyor. H Ona buna meydan okuyanların kulağına fısıldayayım: Herkes meydanda dövüşmez. Kimileri arkadan vurur. H CHP’nin yayımladığı FETÖ’nün Siyasi Ayağı adlı kitapçık, mahkeme kararıyla toplatılmış. O kitapçık o ayaklara basmış demek ki! H Şiir, genellikle, seni/ onu seviyorum demek için yazılır ve her şairin ağzına göre biçimlenir. H Niçin “Tek millet, iki devlet” diyoruz da, “Tek millet, üç devlet” demiyoruz? KKTC’yi biz de mi tanımıyoruz? HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ / Günhan AYDIN l Birol Çün Luis Suarez’in Burukluğu 28 EKİM: Emekli tarih öğretmeni İhsan Bey, dirseğimi tutup “Biliyor musun Hüsrev” dedi, “galiba ben bütün hayatımı kötü bir rüyanın tesirinde geçirdim ve bunu az önce fark ettim…” Upuzun balkonlarını çok sevdiğim, şimdi ustaların neşeli bir heyecanla yıktıkları eski apartmanın önünden geçiyorduk o sırada, Büklüm Sokak boyunca Kocatepe’ye doğru yürürken “Bende de bebekliğimden beri akşamdan kalma bir vaziyet var sanki, semptomlar hep aynı, “dedim. Aslında niyetim “Şu duvarın kenarına oturup biraz dinlenelim,” demekti veya “O upuzun balkonlardan birinde seneler evvel bir duble rakı içmiştim adını hatırlayamadığım bir kadınla,” hiç değilse “Bayern Münih’in Luis Suarez ile ne alıp veremediği var sence?” falan deseydim, ama İhsan durup dururken dökülüverince ben de “akşamdan kalmalık“ meselesini açık ettim gayet safiyane. Gerçi tarihçi İhsan’ın en hoş taraflarından birisi de karşısındakinin söylediklerine dönük şirin tutumu. “Kalp krizi geçiriyorum” desen duymaz. O upuzun balkonlardan birinde seneler evvel atlıkarıncada unutulmuş, beyhude dönüp duran, bundan hiç şikâyetçi olmayan bir çocuk gibiydim. Ben esasen “uçan sandalyeler”den huylanırım ve annemin “korku tüneli mikrop yuvası oğlum” diyen sesi hâlâ kulaklarımda. Pamuk şeker gibi bir tonda devam etti İhsan, “Ta en başta biliyordum sanki yetişkinlerin âdetlerine, alışkanlıklarına, tavırlarına intibak edemeyeceğimi; heveslerini anlayamayacağımı, insiyaki tepkiler vereceğimi… Çocuk kalamadan, yetişkin olamadan ara bölgede bocalayacağımı…” “Peki bunu sahiden az önce mi fark ettin” diye sordum. Bazen insanı sahiden merakladırıyor İhsan. “ABD’de neden darbe olmaz” diye sordu o da. “Neden?” dedim. “Çünkü orada ABD elçiliği yok,” dedi. “Seni hiç anlayamıyorum” dedim. Anlaşılmaya değer biri değil zaten… Luis Suarez Atletico Madrid yerine Inter’e gitseydi belki de başına bunlar gelmeyecekti… “Herkesin bir derdi var, çok büyütme İhsan” dedim. “Neyi?” dedi. Güzel bir sonbahar günüydü en azından. Gerçekten mutlu mudur bir insan neden mutlu olduğunu bildiği zaman... l Ahmet Öztürklevent l Musa Keklik l Mehmet Selçuk l İsmet Lokman l Kadir Doğruer l Muhittin Köroğlu l Burak Ergin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear