14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: CAFER KURT 97 OCAK 2020 SALI Rapor var tahliye yokAnne Karaoğlu, kızının hasta olduğunu belirterek, davayı ‘hukuk cinayeti’ olarak niteledi Uzun yıllardır psikolojik tedavi gören Berrak Karaoğlu, Beşiktaş’ta bir kadına tokat attığı için tutuklandı. Psikolojik tedavi gördüğü raporlarla sabit olan Kara oğlu hakkında, darp edilen kadının türbanlı olması nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” ve “basit yaraSEYHAN lama” suçlarından 4 yıla AVŞAR kadar hapis istemiyle dava açıldı. İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dosyalarını takip eden avukat Mustafa Doğan İnal, 15 Temmuz Darbe Davaları Platformu Başkanı Mehmet Alagöz dosyaya müşteki vekili olarak vekâlet sundular. Mahkeme Karaoğlu’nun cezai ehliyetinin olup ol Beşiktaş’da türbanlı bir kadına yumruk atan Berrak Karaoğlu’nun davasına müdahil olmak için sıraya girildi. madığının öğrenilmesi için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine karar verdi. Karaoğlu’nu ise tahliye etmedi. Berrak Karaoğlu’nun annesi kızının 2013 yılından beri rahatsız olduğunu belirterek “Konu türban davası değil. Dava başladığı zaman şunu anladım ki bu normal bir dava değil. Davada bir hukuk cinayeti işlendi” dedi. Psikolojik tedavi gören Berrak Karaoğlu 12 Kasım 2019 da Beşikaş’ta bir kadına tokat attı. Gözaltına alınıp tutuklanan Karaoğlu hakkında açılan davaya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan başkan yardımcısı olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) avukatı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı katılma talebinde bulundu. KADEM dışındaki katılma talepleri kabul edildi. Duruşmada Karaoğlu’nun akıl sağlığına ilişkin Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden gelen 25 Aralık 2019 tarihli sağlık raporu sunuldu. Raporda, Karaoğlu’nun değişik tarihlerde 5 kez yatarak tedavisinin yapıldığı, bipolar ve şizoaffektif bozukluk tanısına varıldığı, eylemlerinin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığı ve cezai sorumluluğunun olmadığı aktarıldı. Buna rağmen müşteki avukatları Karaoğlu’na bir de Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını istedi. Bu talebi kabul eden mahkeme Karaoğlu’nun tutukluluk hali ne devam kararı verdi. Kızının tahliye edilmemesinin bir hu kuk cinayeti olduğunu belirten Birsen Karaoğlu, davanın görüldüğü gün şikâyetçiye geçmiş olsun dileklerini ve üzüntülerini ilettiklerini anlattı. Karaoğlu “Konu türban davası değil. Benim kızım 2013 senesinden beri hasta. Dava başladığı zaman şunu anladım ki bu normal bir dava değil. 40’a yakın avukat ordusu ve bizi aşağılayan insanlar ordusu... Suratlarındaki nefret, öfke. Ben duruşmaya zorla girebildim. Oradaki avukatlar, sanki her biri doktormuş gibi Berrak ifade verirken garip garip yorumlar yaptılar. Duruşma sırasında kızım tir tir titriyordu. Gördüğü tedavi, aldığı ilaçlar, bulunduğu ortam onu daha da hasta hale getirdi. Bir anne olarak kendimi çok üzgün ve çaresiz hissediyorum” dedi. l İSTANBUL Arınç’ın damadı Yeter, FETÖ’den beraat ettiği kararın gerekçesine itiraz ederek istinafa başvurdu: Üye değil, sempatizanım ALİCAN ULUDAĞ Cumhurbaşkanlığı Yüksek İştişare Kurulu üyesi Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter, “FETÖ üye si olmak” suçundan yargılandığı davada mahkemenin verdiği bera at kararına, “gerekçede hataya dü şüldüğü” iddi asıyla itiraz et ti. Beraatın “delil yetersizliği”nden değil, “yüklenen suçun sanık ta rafından işlendi ğinin sabit olma ması” gerekçe siyle verilmesini isteyen Yeter’in avukatı, dilekçe Ekrem Yeter de, “sanığın ey lemleri sempa tizanlık düzeyinde kalmıştır” dedi. Yeter’in “cemaat diye bildiği, sempa ti duyduğu bu yapılanmadan 2015 başından itibaren hızla uzaklaştığı, örgütün kriminalize olma eğilimiy le birlikte tamamen koptuğu” savu nulan dilekçede, bugün bile benzeri dini cemaat ve grupların çeşitli der nek ve vakıflar altında örgütlendik lerine, dini içerikli sohbet tertip et tiklerine dikkat çekildi. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde beraat eden Yeter’in avukatı Selçuk Nuray, beraat ka rarına karşı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne 15 sayfalık itiraz di lekçesi verdi. Dilekçede kararın hu kuki yöden değil müvekkilin kayın pederi olan Bülent Arınç’ın siyasi kimliğinden dolayı siyasi hırs ve im tikam duygusuyla yapıldığı savunu du. Dilekçede, iddianamedeki delil lerin çürütüldüğü ayrıca Yeter’in ör gütün tepe yönetimi ile görüşmeleri nin “başarılı doktor olmasından kay naklı olduğu” ileri sürüldü. ‘Hızla uzaklaştı’ Dilekçede şu değerlendirmeler yer aldı: “Sanığın 2014 öncesine ait ve sohbete katılma aşamasını geçmeyen davranışlarının mahkemenin kabulü ve sanığın ikrarı ile sempati düzeyinde olduğu aşikardır. Sempatizanlığın varlığı örgüt üyeliği için beraata delil yetersizliği sayılamaz. Varlığı tartışılan ve yetersizliği kabul edilen delillerin tümü 2014 yılı öncesine dair davranışlardan ibarettir ve tamamı sempatizanlık düzeyinde kalmıştır. Müvekkil cemaat diye bildiği, sempati duyduğu bu yapıdan 2015 başından itibaren gerek USAF’ı (Uluslararası Sağlık Federasyonu) tasfiyeye girişerek gerekse diğer davranışları ile hızla uzaklaştığı, örgütün kriminalize olma eğilimiyle birlikte tamamen koptuğu, safını belli ettiğini, örgüt üyeliği anlamında bir kastının olmadığını açkça ispat etmiştir. Bugün bile benzeri dini cemaat ve grupların çeşitli dernek ve vakıflar altında örgütlendikleri, kendilerine özgü biçimde Kuran okuma veya dini içerikli sohbet tertip ettikleri ve toplumun büyük kesiminin her an bu toplantılara ve sohbetlere iştirak ettikleri çok açık bir gerçektir. Şimdi bunların tamamının sırf dini sohbetlere katılıyor diye örgüt üyesi sayılmaları nasıl imkânsız ise 2014 öncesinde sanığın tanık beyanları ile sohbetlere katıldığı yolundaki ifadelerine dayanarak örgüt üyesi sayılması elbette imkânsızdır.” l ANKARA PATRIKHANEDE AYIN DÜZENLENDI Hz. İsa’nın doğumu ve vaftiz edilişinin yıldönümü kutlamaları dün Fener Rum Patrikhanesi’nde başladı. Patrikhanenin bahçesinde bulunan Aya Yorgi Kilisesi’nde ayin düzenlendi. Fener Rum Patriği Bartholomeos tarafından yönetilen ayine katılanlar mumlar yaktı, dualar etti. Ardından denizde haç çıkarma töreni yapıldı. Balat’taki Fener İskelesi’nden atılan haçı çıkarma yarışı sırasında bir vatandaş denizde fenalaşarak boğulma tehlikesi geçirdi. Çok sayıda turistin katıldığı haç çıkarma töreninde denizden haçı çıkaran Nicolaos Solis oldu. l DHA FETÖ üyeliğinden hüküm giyen eski hâkime FETÖ’cü iması gerekçe gösterildi Barodan tartışmalı disiplin cezası SELDA GÜNEYSU Ankara Barosu, MHP Tokat Milletvekili ve Avukat Yücel Bulut’a, parti içi muhaliflerin 2016’da gerçekleştirdiği kurultay hakkında MHP Genel Merkezi’nin aldığı “tedbir” kararını kaldırıp kurultayın yapılabileceği yönünde karar veren, 15 Temmuz sonrasında “FETÖ üyeliğinden” hapis cezası alan eski hâkim Burhan Yaz’a, “FETÖ’cü imasında bulunduğu” gerekçesiyle, “disiplin cezası” verdi. MHP, 1 Kasım 2015 seçimleri sonrasında “olağanüstü kurultay” tartışmalarının odağı olmuştu. 19 Haziran 2016 yılına dek birbiri ardına karşılıklı alınan “mahkeme kararları” o dönemin siyasette ilk gündem maddesini oluşturmuştu. Dönemin Ankara 2. İcra Mahkemesi hâkimi olan Burhan Yaz, muhaliflerin 19 Haziran 2016’da gerçekleştirdiği kurultay hakkında MHP Genel Merkezi’nin aldığı “tedbir” kararını kaldırıp kurultayın yapılabileceği yönünde karar verdi. Karar üzerine, o dönem MHP Genel Merkezi avukatı olan Tokat Milletvekili Yücel Bulut da basın top lantısı yaparak isim vermeden Yaz ile ilgili, “Bu hâkimin kimliği ve mazisi genel merkezimiz tarafından çok iyi bilinmektedir. Mesaisinin bitimine sayılı saatler kala açıkladığı kararla hangi amaca hizmet ettiği de yine tarafımızca çok iyi bilinmektedir” açıklamasını yaptı. Burhan Yaz, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanarak 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Bu süreçte Yaz, Ankara Barosu’na, MHP’li Bulut’un kendisine yönelik açıklamaları nedeniyle şikâyette bulundu. Ankara Barosu, 10 Mayıs 2017’de, “Bulut’un beyanlarının iddia ve savunma sınırları içinde kaldığı” gerekçesiyle “disiplin kovuşturmasının açılmasına yer olmadığına” karar verdi. Ancak Yaz, bu karara itiraz etti. İtiraz sonrasında yeniden toplanan Ankara Barosu Disiplin Kurulu Başkanlığı, Bulut hakkında “uyarma” cezası verdi. ‘Maalesef ceza aldım’ Cumhuriyet’e açıklama yapan Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, baronun disiplin kurulunun “davanın hukuki boyutları içinde kalmak kaydıyla, zorunlu haller dışında, kişisel ve görsel iletişim araçlarına bilgi ve demeç veremeyeceği gerekçesine” dayanarak, böyle bir karar aldığını belirtti. Sağkan, “Kişisel olarak Ankara Barosu’nun 2017’de aldığı kararla aynı görüşteyim. Kanaatim kovuşturmaya yer olmadığıdır” dedi. Karara tepki gösteren Yücel Bulut, “Maalesef böyle... FETÖ’den 8 yıl hapis cezası alan ve FETÖ üyesi olduğu tespit edilen eski bir hâkime ‘FETÖ’cü imasında bulunduğum gerekçesiyle Ankara Barosu Disiplin Kurulu tarafından cezalandırılmama karar verildi. Karar üzücü ve düşündürücüdür. Bu karar doğru kabul edilirse, bundan sonra bu ülkede Abdullah Öcalan’a terörist başı demek de aynı şekilde gayri hukuki kabul edilecek demektir. Medeni bir üslupla yapılan tespit ve eleştirilerin cezayla karşılık bulması olsa olsa FETÖ mensuplarına moral anlamı taşımaktadır. FETÖ ile mücadelede net tavır alan kişileri tedirgin etmek amacına hizmet eder” dedi. MHP kanadı da sosyal medya paylaşımlarıyla kararı kınadı. l ANKARA Halisdemir’i şehit edenlerin cezası onandı Halisdemir Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında darbeci Tuğgeneral Semih Terzi’yi vuran Astsubay Ömer Halisdemir’in şehit edilmesine ilişkin davada 18 sanığa verilen hapis cezalarını onadı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı (ÖKK) ele geçirmek isteyen darbeci general Terzi’yi vurarak dar be girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Halisdemir’in şehit edilmesine ilişkin davada 18 sanığa verilen mahkumiyet kararları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi’nce yapılan inceleme sonucu hukuka uygun bulundu. Karara yapılan itiraz üzerine dosya, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne geldi. Dosyayla ilgili temyiz incelemesini tamamlayan Daire, 18 sanığa verilen hapis cezaları nı oybirliğiyle onadı. Halisdemir’e yönelik “nitelikli kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan 18 sanık, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmişti. Sanıklardan, 13’ünün cezası “fiilden sonraki davranışları” dikkate alınarak müebbet hapse çevrilmişti. l ANKARA/Cumhuriyet Trump koltuğu korudu, İran bütünleşti! ABD’nin yeni yılın girişinde İran’ın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi Bağdat’ta öldürmesi 2020’nin nasıl geçeceğini de göstermiş oldu. Tablonun görünen yüzü, ABD ile İran’ın birbirlerini karşılıklı olarak anladıkları dilden tehdit etmesi. Ancak madalyonun öteki yüzü daha farklı görünüyor. ABD’den başlayalım... ABD başkanları için ülkeyi kolay yönetmenin, içerideki gerilimleri ötelemenin birinci yolu, dış düşman üretip üzerine gitmektir. İran bunların başında geliyor. Önceki başkanlardan Clinton da çok sıkıştığı, azledilme olasılığının olduğu bir anda İran’a yönelik bir operasyon düzenlemişti. Böylece koltuğu kurtarmıştı. Yine benzer bir durumla karşı karşıyayız. İran’ın ikinci adamı Süleymani’nin, Irak’taki İran uzantısı olarak görülen Haşdi Şabi’nin komutanı Ebu Mehdi el Mühendis’le birlikte öldürülmesi, Trump’a ilişkin azil tartışmalarını da öteledi. Devamında gelen tehdit operasyonlarında İran, 35 hedef saptandığını açıkladı, ABD 52!  HHH İran boyutuna gelince... Kudüs Gücü, İran anayasasının beşinci maddesinde de yer alan, “İran İslam devrimini yayma” hedefinin somutlaşmış hali. Bu güç 1980’den beri sadece dış olaylara müdahale ediyor. Sayı değişiyor ama son bilgilere göre 15 binin üzerinde... İran’ın Humeyni döneminden bu yana süregelen bu politikası içeride de tartışılıyor. İran’da muhafazakârlarla reformcular arasında başka renklerin de olduğu iç tartışmalar var. 15 Kasım’da hayat pahalılığı ile ilgili başlayan gösterilerde çok sayıda ölen ve yaralanan olmuştu.  İran’ın ekonomisi de yılların getirdiği ambargo sorunlarının kıskacında. Ambargolar ülke yönetimini güçlendirir, ülkeyi zayıflatır. Süleymani’nin öldürülmesi bu tür olayların doğası gereği İran’ı birleştirdi. Bu aşamadan sonra İran içinde ana gündem, ABD’ye verilecek yanıt olacak. İran, Süleymani’nin yerine hemen yardımcısı İsmail Kaani’yi atadı. Bu aşamadan sonra Kudüs Gücü ile ilgili bir sorgulama da söz konusu olmaz. ABD ile İran fiilen şu noktada anlaşmış görünüyor: Topraklarımızın dışında kozlarımızı paylaşalım... Tehdit bombardımanları bir yana, başlıca kapışma zemini Irak görünüyor. Irak’ın durumunu da irdelemek gerekirse şu söylenebilir: Ülkeni bir kez, kurtarıcıya emanet etmeye gör, o kurtarıcıdan kurtulamazsın! 2003’te ABD, “Tam demokrasi getireceğim, sizi Saddam’dan kurtaracağım” diye Bağdat’a girmişti. Gelinen nokta ortada. Bir kez daha yaşanarak görüldü ki emperyal bir gücün girdiği ülkeye barış gelmez. Zira gelirse o güce gerek kalmaz! HHH Gelişmeler çevre ülkeleri nasıl etkileyecek? Durumdan memnun olan ülkelerin başında Rusya geliyor. Rusya, İran’ın özellikle Suriye’de yaptıklarından çok hoşnut değildi. İran’ın etkinliğinin kırılması, ABD’nin tedirgin olması... Rusya için bundan iyisi Şam’da kayısı! İsrail elbette memnun. ABD’nin İran’ı düşman bellemesinden daha güzel ne olabilir! Gelişmelerin Türkiye’yi hiç etkilememesi beklenemez. Sıcak durum, ABD, “İran’a tam ambargo için sen de devrede ol” diyebilir. Bunların ötesinde Türkiye’nin AKP öncesi geleneksel dış politikasının doğruluğu bir kez daha ortaya çıktı. Ortadoğu’daki ülkelerin iç dengeleri hiçbir zaman o ülkenin elinde olmadığı gibi, tek bir ülkenin elinde de değil. Ateşin ne zaman nereye sıçrayacağı da belli değil. 1639 Kasrı Şirin Antlaşması’ndan beri sınırlarımız değişmediği, sinirlerimizin hep değiştiği İran’la yan yana yaşamanın ortamını oluşturmaktan daha ileri yol almak zor!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear