15 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SÖYLEŞİ [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 96 OCAK 2020 PAZARTESİ NEDEN METİN GÜRCAN? TSK’nin değişik birimlerinde çalıştı. Güneydoğu Anadolu, Irak, Afganistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da görev yaptı, ABD Deniz Kuvvetleri Enstitüsü’nde “Bölgesel Kürt Yönetimi ile Bağdat merkezi yönetimi arasındaki çevremerkez ilişkisi” konulu teziyle master Türkiye olarak kemerleriderecesi aldı. İstanbul merkezli Episteme Danışmanlık’ta jeopolitik risk analizleri yapan Dr. Gürcan, Ortadoğu’ya ilişkin çalışmalarıyla da tanınıyor.  bağlamalıyız İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el Mühendis’in öldürülmesi dünyanın gündemine bomba gibi düştü. İran şimdi nasıl bir “intikam” alacak, yanıtı en çok merak edilen soru. Güvenlik Analisti Dr. Metin Gürcan’a göre, “belirsiz ve kestirilemez bir alacakaranlık kuşağına giriyoruz ve bizim evimiz camdan olduğu için başkasının evine taş atmamamız lazım.” ABD, İran’a karşı neden şimdi gerilimi daha da tırmandırdı?  Aslında eylül ortasında Irak’taki İran yanlısı milislerin Suudi Arabistan’ın Aramco petrol tesislerine yönelik hibrit roket ve drone saldırısından beri ABD ile İran arasında Irak’ta düşük yoğunluklu bir çatışma vardı. Aynı şekilde son bir senedir ABD ve İran yanlısı milisler Suriye’nin petrol zengini Deyr ez Zor bölgesinde de çatışma halinde. Ancak aralık sonu Bağdat’taki ABD elçiliğinin İranlı milislerce abluka altına alınması ve bir ABD’li güvenlik görevlisinin öldürülmesi bardağı taşıran son damla oldu. Amerikan medyasındaki yorumlara göre, zaten ABD güvenlik ve istihbarat bürokrasisi Süleymani’nin hareketliliğini altı aydır takip ediyormuş. Sanırım elçilik ablukasından sonra Trump’a bir karar teklifi sunuldu ve en sonunda o da bu saldırının kararını aldı. Tabii sosyal medya paylaşım ve açıklamalarından saldırının azil süreciyle sıkışan ve 2020 Kasım seçimlerine hazırlanan Trump’ın saldırıyı iç siyaset malzemesi olarak da gördüğünü anlıyoruz. Saldırı sonrası ABD’de iki görüş öne çıkıyor: İlk görüş, “İyi oldu, İran ABD’yi çok test etti ve hak ettiğini aldı” şeklinde saldırıyı olumluyor ki Trump’ın Cumhuriyetçi muhafazakâr tabanı çoğunlukla bu görüşte. İkincisiyse “Bu mevcut gerilimi kontrolsüz yükseltecek, gereksiz ve aşırı provokatif bir saldırı oldu” teziyle saldırıyı eleştiren görüş. Buna muhalif demokratlar daha yakın. Görünen o ki saldırı sonrası İran’la çatışma aynen bizim Barış Pınarı Operasyonu sonrası Türkiye ilişkileri gibi ABD seçim sürecinde bir iç siyasi malzeme haline geldi.   İntikamı zamana yayar n Dünya gözünü İran’a çevirdi, büyük bir intikam bekliyor. İran gazeteleri intikam başlıkları atıyor...  Hafta sonu İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi toplandı. Toplantıdan çıkan karara bakacak olursak İran, hemen, doğrudan ve sansasyonel bir misillemede bulunmayacak. İntikamını zamana yayarak ve “ABD saldırısında ölen el Mühendis de Kasım Süleymani gibi önemli bir isim. El Mühendis, İran’ın Irak sahasında askeri etkisinin derinleşmesinde, Haşdi Şabi’nin kurumsallaşmasında, IŞİD sonrası dönemde Kerkük gibi birçok yerde peşmergenin yerini Haşdi Şabi’nin alması gibi pek çok sürecin arkasındaydı. ABD elçiliğine yönelik ablukanın da azmettiricilerinden lduğu iddiası var. Onun öldürülmesi de Haşdi Şabi’nin statüsünü ve Bağdat üzerindeki Şii askeri vesayetin geleceğini etkileyecek.”  Vedat ARIK İnşallah tanker üzerimize gelmez  n Ortadoğu’nun geleceğini kestirmek her geçen gün biraz daha zorlaşıyor diyebilir miyiz?  Aynen. Süleymani’nin ölümü sonrası Ortadoğu’da artık hiçbir şey öngörülebilir değil. Meseleleri “ABD planı, İran oyunu, Rusya’nın işi vb.” tek aktörlü açıklayanlara itibar etmemek lazım. Belirsiz, tesadüfi ve kestirilemez bir süreç bu yaşananlar. Görünen, 2020’de bölgemizde düzen ve istikrar yok. Aslında bir ka os tankerindeyiz. ABD, Rusya, tüm aktörler dümeni gücü nispetinde istediği yöne bükmeye çalışıyor. Tanker nereye mi gidiyor? Sorun da bu. Bunu kimse bilmiyor. İnşallah tanker üzerimize gelmez.  soğuk almaya çalışacak. İran, AfganistanIrakSuriyeKörfezYemenKuzey Afrika hattındaki paramiliter güçleri ile eşzamanlı, farklı yerlerde ABD askeri hedeflerine yönelik doğrudan çatışmaya girmeden roket tacizleri ve bombalı eylemler, saldırılar planlıyor ve hazırlıklara zaman kaybetmeden başlamış durumda. Bu da belki senelere yayılacak bir düşük yoğunluklu çatışma dönemi demek. Yani vekâlet savaşlarının temel bir dinamik olduğu, belirsiz ve kestirilemez bir alacakaranlık kuşağına giriyor bölgemiz. O nedenle Türkiye olarak kemerleri bağlamamız ve evimiz camdan olduğu için başkasının evine taş atmamamız lazım zannımca.  n Saldırı, gerilimi “savaş”a taşır mı?   Savaşı, ABD ile İran arasında konvansiyonel yani nizami bir harp olarak tanımlıyorsanız bu olmaz. Çünkü İran ordusu konvansiyonel olarak yani tankla, topla, uçakla ve gemiyle ABD’ye kafa tutamaz. Zaten artık savaş dediğimiz şey Suriye ile uzun soluklu ve düşük yoğunluklu çatışmalar, suikastlar, vekâlet savaşları, drone savaşları, özel askeri şirketlerle yönetilen hibrit karakterli, az maliyetli ve az politik riskli bir güç mücadelesine dönüştü. Artık savaş topyekun mobilizasyon gerektirmiyor ya da savaş ilanı.  ABD bölgeye dönüyor n Trump, “Savaş başlatmak değil, bitirmek istiyoruz” diyor...  Trump ne tür bir saldırı emri verdiğinin farkında. Buna biz yüksek değerlikli ve provokatif bir eylem sonrası yatıştırma stratejisi diyebiliriz. Trump’ın burada bence mesajı İran’a değil uluslararası kamuoyuna. “Son 23 senede İran bölgesel anlamda çok yayıldı ve panŞii emelleri için pek çok ülkede silahlı milis güçleri kurdu ve onları vesayet odağı haline getirdi. Buna artık izin veremezdik” mesajı veriyor.  n ABD ve İran arasındaki son yılların en kritik dönemeci diyebi lir miyiz?  Aynen. ABD 1979 Kasımı’nda baş layıp dört ay süren Tahran Büyükelçiliği baskınının bir benzerinin yaşanmasına izin vermedi. Bence bu saldırı, yaratacağı sonuçlar açısından 1979’dan beri ABDİran ilişkilerindeki en kritik olaylardan biri.  n Bu arada ABD ordusu, 82. Hava İndirme Tümeni’nden yaklaşık üç bin askerin daha Ortadoğu’ya sevk edileceğini bildirdi. Nasıl okumak gerekiyor?  Bu güç artırımı yani “surge” stratejisi ABD yönetimine göre çatışma bölgelerindeki ABD misyonlarının ve Amerikalıların korunması maksadıyla. Görünen o ki Irak ve Suriye’deki ABD askeri sayısı artacak ve Suriye’de İran yanlısı milislere yönelik ABD ile YPG arasındaki işbirliği derinleşecek. Bu kuvvet artırımı bence diplomatik olarak Türkiye’nin hayrına değil. Saldırı sonrası bölgeden çekilme emareleri veren ABD, şimdi askeri anlamda daha güçlü şekilde geri dönüyor.  Rusya da, Esad da rahatsızdı n Süleymani, Türkiye’nin de karşı olduğu Esad rejiminin en büyük destekçilerindendi. Burada Türkiye’nin tavrını konuşmamız gerekiyor. Ankara’dan açıklamanın bu kadar geç gelmesini neye bağlıyorsunuz?   Ankara saldırının olduğu cuma günü akşama kadar “resmi bir pozisyon” alamadı. Akşam saatlerinde Dışişleri Bakanlığımız bir açıklama yaptı. Cumartesi günü de İran Cumhurbaşkanı Ruhani Cumhurbaşkanı Erdoğan’la telefon görüşmesi yaptı. Burada Ruhani’nin Ankara’dan destek talebi not edilmeli. Saldırı sonrası Ankara iki konuda hızla bir karar noktasına doğru gidiyor: İlki, Türkiye artık Irak’taki resmi iktidarla İran yanlısı paralel iktidarın gri alanda yan yana durma siyasetinin sonuna geliyor. Artık bir seçim yapmalı. Diğeriyse bugüne kadar Ankara, Rusya ve İran bloku ile ABD’yi birbirlerine karşı iyi kullandı. Aralarındaki gri alanlardan ve güç mücadelesinden istifade etti. Ancak bu stratejinin sonuna geliniyor. Bence ABD de, Rusyaİran bloku da artık Ankara’ya “tarafını seç” baskısını artıracak.   n Süleymani’nin öldürülmesine kimler, neden sevindi?   Bence sevinmek de üzülmek de an lamsız. Türkiye’nin konuya ideolojik olarak nötr yaklaşması lazım.   İsrail ordusu alarmda  n Türkiye’nin ABD, İran ilişkilerinde zorlu günler mi başlıyor? Bence ilk aylarda Ankara’nın önüne diplomatik anlamda hem ABD hem de Rusyaİran blokundan çok gollük paslar gelecek. Her iki taraf da Ankara’nın kalbini kazanmak için “havuç/ödül” stratejisi uygulayacak. Hem ABD’den hem de Rusyaİran blokundan gelecek “tarafını seç” baskısı arttıkça Ankara için denge siyasetini sürdürmek zorlaşacak. Ankara’nın artık aktif çatışmanın tarafı olan ABD ve İran ile aynı anda bir şey olmamış gibi ikili ilişkilerini sürdürmesi giderek zorlaşacak. Yine ABD’nin İran yanlısı milislerle hem Irak hem de Suriye’de aktif çatışma sürecine girdikçe YPG ve PKK’nin desteğine ihtiyacı artacak gibi. Zaten daha dün ABD’nin Suriye’deki Deyr ez Zor bölgesine asker ve silahteçhizat sevkıyatı yapması bunun açık göstergesi. Acaba İran yanlısı milislerle mücadelede ABD ile YPG işbirliği arttık ça Ankara ABD’yi ikna etmeye mi çalışacak, yoksa Rusyaİran blokuna mı yaklaşacak? Bu soru aslında yüzümüzü Batı’ya mı yoksa Asya’ya mı döneceğimizin de cevabı.  n İsrail, “Trump takdiri hak ediyor” diyor. İsrail en büyük düşmanından mı kurtuldu?  Yakın gelecekte evet. Süleymani’nin Bağdat’ta ABD tarafından öldürülmesi en çok İsrail’e yarar. Uzun dönemde bölgede kaos artarsa bu kaos İsrail’i de içine çekebilir. Gerçekten hassas bir dönem ve İsrail ordusu alarmda.  n Rusya ne yapar?  Şu an “bekle gör” politikası takip ediyor. Ama bakın Rusya da Suriye ve Irak’ta Süleymani kontrolündeki panŞii ve İran yanlısı silahlı milis güçlerinden rahatsızdı. Aslında Esad da onlardan rahatsız. Moskova’nın Astana süreci partneri Tahran’ın da çok fazla yıpranmasına izin vermeyeceğini düşünüyorum. Acaba İran ABD ile Rusya arasında yeni bir işbirliği sürecini mi yoksa çatışma sürecini mi tetikleyecek? Acaba Rusya, İran ile ABD arasında arabulucu rolüne bürünecek mi? Bence bu soruların cevaplarına göre Rusya bir pozisyon belirler.  Fazla nüfuz sahibi olmuştu n İran’da bir görüşe göre “radikal Şii kanadın desteklediği, devlet içinde devlet gücündeki Süleymani’nin öldürülmesi onu rejim için tehlikeli gören mollaları rahatlattı!” Katılır mısınız? Katılırım. İran’da devlet sistemi gücün farklı kurumlar ve klikler arasında dağıtılmasına dayanıyor ve siyaset bu klikler arasında sürekli bir güç mücadelesini öngörüyor. Süleymani, son 45 yılda devlet yönetiminde, özellikle güvenlik ve dış politika alanlarında çok fazla nüfuz sahibi olmuştu. Onun sistemden çıkması ve bunun yarattığı güç boşluğu illa ki bazı kliklerin işine gelmiştir ancak benim düşüncem, günün sonunda Süleymani’nin sistemden çıkmasının çok da bir şey değiştirmeyeceği yönünde. İran’dan gelen ilk açıklamalar da Süleymani sonrası İran devlet yö netiminde çok da bir şey değişmeyeceği yönünde. n Süleymani’nin yerine geçen İsmail Kaani ile ilgili ne biliyoruz?   Kasım Süleymani kadar karizmatik bir komutan olmasa da, operasyonel savaş deneyimi ve Horasan eyaletinden hemşerisi olan İran lideri Ali Hamaney’e yakınlığı ve ona sadakatiyle ön plana çıkıyor. Yine operasyonel anlamda Süleymani daha çok Irak, Suriye ve Lübnan gibi Batı Şii dünyasında etkinlik gösterirken Kaani’nin etkinlik ağı genelde Doğu Şii dünyası yani Afganistan, Pakistan ve Orta Asya ülkelerini kapsıyor. Bu açıdan bakıldığında Kaani liderliğindeki zaten tanıdığı Doğu Şii dünyasında yani Afganistan ve Pakistan’da daha agresif ve ABD karşıtı bir strateji izleyebilir. Ancak Kuzey Afrika, Yemen, Suriye ve Irak’ı tanıması için biraz zaman lazım.  Şii cihadı ile ABD’nin mücadelesi başlıyor  n Süleymani, Irak’ta IŞİD terör örgütünün elindeki toprakların kurtarılmasında en büyük mücadeleyi verenlerin başındaydı. IŞİD ile savaşın bundan sonrası için öngörünüz?   Güzel soru. IŞİD askeri ve toprak kontrolü anlamında mağlup edildi. Ama hayaleti hâlâ Suriye ve Irak’ın üzerinde dolaşıyor. Ayrıca IŞİD hâlâ ideolojisi ve propaganda gücü olarak hayatta. Şu gerçeği de kabul etmeliyiz ki IŞİD Suriye ve Irak’ta Sünni bir tabana oturuyor. Irak ve Suriye’de şimdi “Şii Cihadı” ile ABD’nin askeri mücadelesi başlıyor ve Şii milis grupları bu savaşta güç kaybettikçe onların bıraktıkları boşlukları kim dolduracak? Bu sorunun cevabı çok önemli.  n Irak Başbakanı ülkesinin egemenliğinin ihlal edildiğini, Irak ve bölgede yıkıcı bir savaşın fitilinin ateşlendiğini söyledi. Irak açısından bakarsak, ABD ül kedeki konumunu suiistimal etmiş olmuyor mu? Bağdat’ı neler bekliyor?   Bu son saldırının ilk kurbanı Irak olacak gibi duruyor. Artık Bağdat’taki resmi hükümet ile İran yanlısı paralel iktidarın gri alanda yan yana durma siyasetinin sonuna geldik. Artık Irak’ta her siyasi aktör Bağdat ile Tahran arasında bir seçim yapmak zorunda kalacak. İlginç şekilde Irak, ABD’yi tercih etmekle İran’ı tercih etmek arasına sıkışacak. Bu ileride ABD’nin 2003 işgali gibi bir sürece de evrilebilir, yani bir dejavu yaşayabiliriz. Bir de ben Irak’taki ABD ile İran arasında yaşanacak sert güç mücadelesinin zaten defacto olarak Şii Güney, Sünni merkez, kozmopolit Bağdat ve Kürt Kuzey şeklinde özetleyebileceğim dörtlü yapı arasındaki bağı daha da zayıflatacağını öngörüyorum. Irak, jeopolitik görünüm itibarıyla ne yazık ki bir dağılma sürecinde.  Mehdi’yi ve Mesih’i beklemek  n İşin Evanjelistler boyutu da var. Ortadoğu’daki karışıklığın ardından Mesih’in dünyaya geri döneceğini düşünüyorlar. İran’daysa bir kanat Mehdi’nin dönüşünü bekliyor. Şu sıralar Netflix’teki Mesih dizisini seyrediyorum. Zamanlaması ilginç olmuş. Bakın, Mehdi ve Mesih inancı günün sonunda Clausewitz’çi anlamda “bir başka şekilde siyasetinin devamı” olan savaşı eskatolojik boyuta taşıyor. Yani Mehdi ve Mesih inancına sahip kişiler şu anda siyasi bir amaç için değil gelecekte kafalarındaki distopik cehennem ve ütopik cennet için savaşıyor. Mehdi’yi ve Mesih’i beklemek bir güvenlik konsepti olur mu? Umarım olmaz, çünkü güvenlik alanında din soslu eskatolojik çıkarımların sonucu kan, gözyaşı ve yıkımdır. Dünya savaş tarihi bunun en açık ispatı. Çünkü eskatolojik bir savaşta derdiniz, düşmanın siyasi amacı veya savaşa devam etme azim iradesi değil bizatihi onun fiziki varlığı ve kimliği. Hal böyle olunca da düşmanı tüm zürriyeti, geçmişi ve geleceğiyle yok etmek temel amaç oluyor. Umarım bölgemizde çatışmalar politik boyuttan taşıp eskatolojik boyuta gelmez. Yoksa süreç çok kanlı ve yıkıcı olur. 
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear