14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 15 OCAK 2020 ÇARŞAMBA EDITÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: İLKNUR FİLİZ OLAYLAR VE GÖRÜŞLERgorus@cumhuriyet.com.tr NÂZIM HIKMET VE KARIKATÜR: Direnmenin iki asi kolu Nâzım Hikmet, büyük usta doğum gününde bize dünya için, hayat için, hayallerimiz için mücadeleye devam daveti yapmıştır, yapmaya devam etmektedir. Kuşkusuz, karikatür bu davete övünçle ve mutlulukla uyacaktır. METIN PEKER KARIKATÜRCÜLER DERNEĞI BAŞKANI Toplumsal bir direniş, çoğalma, özgürlükçü bir derleniş ve dayanışmayı şiirleriyle aradı Nâzım Hikmet. Öyle bir aradı ki, bu bütün ömrüyle iç içe geçti. İyiliğin ve adaletin kulvarında koşmak o kadar kolay değildir. O da bunun farkındaydı. Baskılar, yıldırmalar devreye girer. Hayat zindan edilir. Tüm bunlara rağmen Nâzım Hikmet inandığı davasının bir parçası olmaktan geri adım atmadı. Yıllar yılı hapislerde suskunluğa terk edildi. Bir Cezaevinde Tecritteki Adamın Mektupları adlı şiirinde bu yüzden hürriyet yokluğunu bize alaysama yoluyla aktarır: “Velhasıl / o pul pul ışıltılı derisi, ateşten gözleriyle / bilhassa baharda ram eder kendine içerdeki adamı / hürriyet denen ifrit...” Ödünsüzlük paydası Dışarı çıktığında ise onu susturmak istediler. O ise söyleyecek sözleri, daha gür, daha güçlü sözleri olduğunun bilinciyle bunları söylemek için yoluna devam etti. Bu yol, onu enternasyonal bir figür, insanlığa adanmış şairliğe daha bir kararlılıkla götürdü. Nâzım Hikmet ve karikatür; kararlılık, doğruları haykırma, inceliği toplumsal bir değer kılma yolunda ödünsüzlüğü paylaşırlar. Bu noktada birbirlerinin arkadaşıdırlar. Karikatürün eşitsizliği, adaletsizliği, yozlaşmayı açık, etkili ve doğrudan açığa vuruşuyla; Nâzım Hikmet’in şiirlerinde her türden haksızlığı titreyen bir kalple aktarışı örtüşür, birbirini tamamlar. Çizgiler, kalemin kıvrımlarında kendisini var ederken, soluklanmak, enerji yüklenmek ister. Böylesi dönemlerde ustalar, bilgeler, yol göstericiler, bedel ödeyenler devreye girer; karikatüre konum, vizyon, yumuşaklık ve güç yüklerler. Nâzım Hikmet, karikatürcüler için böyle birisidir işte, onun varlığının ve yaşamının izdüşümleri karikatürün favori ve vazgeçilmez öğeleridirler. Özel albüm Hayatın içindeki aksak, eksik, düpedüz yanlış unsurlar ancak etkili ve ironik üsluplarla daha kolay bir biçimde kitlelere gösterilebilir. Bu yüzden karikatürün gösterime girmesi daima mizahtan ve bu uğurda bedel ödeyenlerden el almak zorundadır. Kendisini anlatmasına set ve ket vurulmuş toplumlar yaralı, içli, hüzünlü toplumlardır. Yaralarının üstü birer şal ile örtülmüştür. Uzaktan iniltileri belli belirsiz duyulur. İşte karikatür, bu yaraları örten şalı çekip alır, yaraları olduğu gibi göstermeye gayret eder. Ancak, kendi yaralarını görebilen toplumlar, onun tedavisi için de harekete geçer. Karikatürü, işte bu şalı çekip alan ellerden birisidir. Karikatürcüler Derneği, Nâzım Hikmet’in şiirleriyle dünyaya mal oluşunun ayırdında olarak, onun adına bir karikatür albümü hazırladı. Bu albüme pek çok ülkeden pek çok karikatürcü, onlarca eseriyle katkı sundu. Bu da bize gösteriyor ki, insanlığa kendi alanlarında umut ve şevk aşılayanlar birer idol olma konumlarını hep sürdürürler, tıpkı Nâzım Hikmet gibi. O ki, “Giderayak işlerim var bitirilecek, / giderayak. / Ceylanı kurtardım avcının elinden / ama daha baygın yatar ayılamadı. / Kopardım portakalı dalından / ama kabuğu soyulamadı. / Oldum yıldızlarla haşır neşir / ama sayısı bir tamam sayılamadı. / Kuyudan çektim suyu / ama bardaklara konulamadı. / Güller dizildi tepsiye / ama taş tan fincan oyulamadı. / Sevdalara doyulamadı. / Giderayak işlerim var bitirilecek, /giderayak.” diyerek yaşama inadını, yaşama inancını ve yaşama idealini hep yüreğinde ve şiirinin yüreğinde taşıdı. Karikatür de tastamam, bu uğurda vardır, var olur. Çünkü dünyayı çekilir kılmak, tüm insalığın ortak arayışlarının paydası yapmak gerekir. Nâzım Hikmet, büyük ustadoğum gününde bize dünya için, hayat için, hayallerimiz için mücadeleye devam daveti yapmıştır, yapmaya devam etmektedir. Kuşkusuz, karikatür bu davete övünçle ve mutlulukla uyacaktır. 2020 yılında para politikası nasıl olmalı? PROF. DR. SELVA DEMIRALP KOÇ ÜNİVERSİTESİ / YAPI KREDI EKONOMI ARAŞTIRMALARI KÜRSÜSÜ BAŞKANI Merkez Bankası kısa vadeli faizi kontrol eder. Nihai amacı ise doğrudan kontrol edemediği uzun vadeli faizi etkileyip bu şekilde fiyat istikrarını sağlamaktır. Merkez Bankası, bankalar arası piyasadaki para arzını artırmak ya da azaltmak sureti ile kısa vadeli faizi kontrol eder. Ancak işi burada bitmez. Bilakis esas iş bundan sonra başlar. Çünkü ekonomik büyümeyi etkileyecek, yatırım kararlarını belirleyecek ve fiyat istikrarını sağlayacak olan faiz, uzun vadeli faizdir. Uzun vadeli faiz ise para arzında bugün gerçekleşen değişimden ziyade ileriye yönelik beklentilerle şekillenir. Bu noktada iletişim politikaları devreye girer. Merkez Bankacılığını bir sanata dönüştüren, başarılı ve başarısız para politikasını birbirinden ayıran esas husus iletişim konusunda sergilenen başarıdır. Merkez Bankası bağımsız olmalı Etkin iletişim herşeyden önce sözüne güvenilen, bağımsızlığı sorgulanmayan bir Merkez Bankası ister. Çünkü Merkez Bankası atmış olduğu politika adımının ne anlama geldiğine ve uzun vadede gitmek istediği hedefin neresi olduğuna piyasaları ikna etmek zorundandır. Ancak bu şekilde piyasa oyuncuları beklentilerini Merkez Bankası’nın hedefleriyle tutarlı olarak şekillendirirler. Aksi takdirde piyasalar merkez bankasının söylemlerinden bağımsız olarak kendi inançları doğrultusunda beklenti oluşturur ve fiyatlama yaparlar. Şimdi beklenti yönetiminin başarısını değerlendirelim. Şekilde turuncu çizgi 2 yıllık, mavi çizgi ise 10 yıllık faizi gösteriyor. Bu şekilden yola çıkarak birkaç noktanın altını çizelim: Temmuz 2019 sonrası dönemde TCMB’nin 12 puanlık faiz indirimine karşılık 2 yıllık faiz 5 puan, 10 yıllık faiz ise 3 puan düşmüş. Aynı dönemde enflasyon 5 puanlık bir düşüş göstermiş. Sene sonu itibarıyla 2 yıllık ve 10 yıllık faizler hemen hemen eşitlenmiş. Bu gözlemler şunları ima ediyor: Enflasyonda geçtiğimiz sene içinde görülen baz etkisi kaynaklı düşüşün bire bir etkisini piyasa faizlerinde görüyoruz. (“Baz etkisi” 2018’de kur şoku ile yüzde 20’leri aşan enflasyonun kurdaki normalleşmeyi takiben tarihsel ortalamalarına yaklaşmasını gös teriyor.) Piyasa faizlerindeki düşüş, TCMB’nin iletişim becerisi ile enflasyon beklentilerini şekillendirmesinden ziyade mevcut enflasyondaki düşüşün bir yansıması. Zira eğer etkin bir beklenti yönetimi söz konusu olsaydı piyasa faizlerlerinde enflasyondaki düşüşten çok daha belirgin ve yüzde 5’lik hedefe yakınsayan bir iniş görmemiz gerekirdi. En önemli etken Keza, 2 yıllık faizin 10 yıllık faize eşitlenmesi de piyasaların önümüzdeki iki ila on yıllık dönemde enflasyonda ilave bir düşüş beklemediklerinin göstergesi. İşte vahim olan durum tam da bu. 2019’un ikinci yarısında TCMB Başkanı’nın değişmesi ve sonrasındaki beş ayda gelen 12 puanlık agresif faiz indirimi merkez bankası kredibilitesini önemli şekilde sorgulatıyor. Durum böyle olunca, TCMB politika faizini ciddi şekilde indirse de piyasa faizlerine yansıması çok sınırlı oluyor. Çünkü enflasyon beklentileri TCMB söylemi ile değil mevcut enflasyona bağlı olarak değişiyor. Baz etkisinin büyük ölçüde kaybolduğu bir dönemde, geçtiğimiz sene enflasyonu aşağı çeken en önemli faktör devre dışı kalacak. Bu şartlarda, politika faizindeki indirimler benzer hızda devam ederse enflasyon beklentilerinin tekrar yükselişe geçip piyasa faizlerini yukarı itmesi de kuvvetle muhtemel. Koç Üniversitesi’nden çalışma arkadaşım Cem Çakmaklı ile yaptığımız araştırmada elde ettiğimiz sonuçlar bu çıkarımı destekliyor. Yarınki toplantıda TCMB ne yapmalı? Enflasyonu düşürebilmek için kurda istikrar elbette gerekli ama yeterli değil. Bu nedenle para politikasında amaç, kuru tedirgin etmeden faizi azami miktarda indirmek olmamalı. Çünkü sular durulup baz etkisi ortadan kalktığında enflasyonu mevcut seviyesinden aşağı indirebilmenin tek yolu beklentileri aşağı çekebilmektir. Beklentilerde bir değişim ise ancak enflasyonu düşürme konusunda kararlı, bağımsızlığından şüphe götürmeyecek, gerektiğinde faiz artırabilecek ve maliye politikası ile uyumlu çalışacak bir merkez bankası algısı ile mümkün. 2020 yılında yapılması gereken bu algıyı oluşturacak kararlı duruşu para ve maliye politikasının bir bütün olarak sergilemesidir. Her fırsatta faiz indiren bir merkez bankası ise maalesef bu algıyı yaratamaz. Yunus Nadi Ödülleri 75. yılına girdi. 1946 yılından itibaren yapılan Yunus Nadi Ödülleri Yarışması, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi’ye olan saygı ve sevgiden kaynaklanıyor. Yalnız Cumhuriyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da büyük emeği bulunan Yunus Nadi’nin anısını her yıl tazelemek bizim için bir görev. Cumhuriyet’in Ulusal Bağımsızlık Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriyeti ile eşzamanlı ve eşanlamlı bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlarını ve misyonunu bu doğrultuda oluşturdu. Yunus Nadi’nin ölüm yıldönümünü geçmişe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kül 75. YILYUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2020 tür olayına dönüştürmek amacıyla bu yarışma düzenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye’de sanat alanında hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yalnızca CHP’nin düzenlediği bir şiir ödülü vardı. Aynı dönemde bütün dünyada sa nat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlardı. İsveç’te Nobel, ABD’de Pulitzer, Sovyetler’de Lenin, Fransa’da Goncourt ödüllerinin sonuçları ülkemizde de ilgiyle izleniyordu. Türkiye’de de bu alanda öncülüğü Cumhuriyet gazetesi üstlendi. Bundan 75 yıl önce düzenlenen Yunus Nadi Armağan Yarışması’yla kültür ve sanat alanında bir yarışma heyecanı oluşturuldu. Daha sonraki yıllarda ülkemizde de kültür ve sanat alanında yarışma ve ödüllerin sayısı çoğaldı. Yunus Nadi Ödülleri 75 yıl boyunca düzenli olarak gerçekleştirildi ve kültürsanat alanında amaçlanan katkıları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllendirmenin kapsamı 1990 yılından itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Cumhuriyet gazetesi, çağdaş uygarlığa giden yolun, kültür, sanat, fikir ve bilim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları desteklemek ve özendirmekte Yunus Nadi Ödülleri’nin işlevi sürecek. 2020 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Dalı’nda öykü, roman, şiir; Görsel Sanatlar Dalı’nda karikatür, fotoğraf; Bilimsel Araştırma Dalı’nda sosyal bilimler araştırması olarak sürüyor. Adaylara başarılar diliyoruz. ÖYKÜ Ödüle 1 Şubat 2019 ile 1 Şubat 2020 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazırlanmış bir “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul, ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Hikmet Altınkaynak, Sezer Ateş Ayvaz, Seval Şahin, M. Zaman Saçlıoğlu, Murat Yalçın. ROMAN Ödüle 1 Şubat 2019 ile 1 Şubat 2020 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazırlanmış bir “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların, beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Adnan Binyazar, İrfan Yalçın, Konur Ertop, Asuman Kafaoğlu Büke, Zeynep Aliye. ŞİİR Ödüle 1 Şubat 2019 ile 1 Şubat 2020 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da “kitap dosyası” ile aday olunabilir. Yayımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına ma kine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul, ödülü, kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Muzaffer İlhan Erdost, Doğan Hızlan, Turgay Fişekçi, Eray Canberk. SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMASI Ödüle 1 Şubat 2019 ile 1 Şubat 2020 tarihleri arasında yayımlanmış bilimsel araştırmalarla, yayına hazırlanmış en az 25 sayfa olarak beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış bilimsel araştırmalar katılabilir. Adaylar yapıtlarını sekiz adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici kurul ödülü kitap veya kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Prof. Dr. Rona Aybay, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen, Doç. Dr. Barış Doster, Dr. Deniz Yıldırım. KARİKATÜR Karikatürlerin boyutu 30x40 cm’yi geçmemelidir. Her türlü teknik serbesttir. Yarışmaya en fazla beş karikatürle katılabilinir. Seçici Kurul: Metin Peker, Kamil Masaracı, Mu hittin Köroğlu, Zafer Temoçin, Akdağ Saydut, Murat Sayın. FOTOĞRAF Ödüle en çok dört adet siyah beyaz fotoğraf ile aday olunabilir. Gönderilecek fotoğrafların en az 18x24 cm. boyutlarında ve daha önce başka bir yarışmada ödül almamış olması gerekmektedir. Seçici Kurul: İsa Çelik, Coşkun Aral, Garbis Özatay, İbrahim Yıldız, Dr. Ersin Turan. HER DAL İÇİN GEÇERLİ GENEL KOŞULLAR Ödüller her dalda amatörprofesyonel herkese açıktır. Cumhuriyet mensupları hiçbir dalda ödüle aday olamazlar. Adaylar gerçek ad ve adresleri ile telefon numaralarını belirtmek zorundadırlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tutulmasını isteyebilirler. Ödül koşullarına uymayan yapıtlar, yarışma dışında tutulacaktır. Adayların, yapıtlarıyla birlikte adlarını ve soyadlarını arkasına yazacakları iki adet fotoğraflarını, açık adreslerinin de yer aldığı katılım belgesini ve yaşamöykülerini 14 Şubat 2020 Cuma günü saat 17.00’ye kadar, “Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Ödülleri” Prof. Dr. Nurettin Mazhar Öktel Sokak. No: 2 34381 Şişli / İSTANBUL adresine iadeli taahhütlü olarak postayla ulaştırmala rı ya da elden teslim etmeleri gerekmektedir. Yayımlanmış yapıtların daha önce herhangi bir ödül almamış olması koşulu geçerlidir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun yazılması zorunludur. Ödül dallarında konu sınırlaması yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden geçirilen yapıtlar, genel yayın ilkelerimiz doğrultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuçları gazetemizin kuruluş yıldönümü olan 7 Mayıs 2020 Perşembe günü açıklanacaktır. KATILIM BELGESİ ADISOYADI: ADRESİ: TELEFON NUMARASI: EPOSTA ADRESİ:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear