23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 29 EYLÜL 2019 PAZAR EDİTÖR: SERHAT ALİGİL TASARIM: SERPİL ÜNAY EKONOMİ Şekerde tablo vahimŞeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle muhatap bulamayan çiftçi üretimden uzaklaştı Türkşeker’e bağlı fabrikaların farklı sektör şirketlerine satılmasının vahim tablosu yeni yeni ortaya çıkıyor: Muş, Afyon, Erzincan ve Erzurum’da üretim en az 100 bin ton düşecek. Şeker fabrikaları özelleştikten sonra fabrika yönetimlerinin üreticiye key diye konuştu. Fabrikalar özelleştikten sonra çiftçiye alımda zorluk fi davranışlar sergilemeleri ve çıkarıldığını ifade eden Gök, zorluk çıkarma “Alımı kendilerine göre ları çiftçinin üre ayarlayıp ‘ürününü şu timden çekilmesi gün getir’ dediler. Bu da ne sebep oldu. geçen kış tonlarca ürü GAMZE BAL Türkiye Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker nün karlar altında kalmasına yol açtı. Fire oranları arttı” dedi. Özelleştir İş) Genel Başkanı İsa Gök, meden sonra sektöre has so “Fabrikaların özelleştiği böl runlar oluştuğuna da dikkat gelerin hemen hepsinde, özel çeken Gök, şöyle devam etti: likle Muş, Elbistan, Afyon, Erzincan ve Erzurum’daki üre İyi incelenmeli tim en az 100 bin ton düşe “Bir yerin kotası 10 bin ton cek. Rekolteye yönelik ilk tah olduğu halde 11 bin ton üretim minlerimiz bu yönde” dedi. gerçekleştiyse, kalan 1 ton da Bu sene şekerpancarı üre ha düşük fiyattan alınır. Nor timi için gereken uygun hava malde ton başına 300 TL ise (A şartlarının genel olarak sağ kotası), kalan pancarların alı landığını, yağışların iyi git mı 200 TL’ye (C kotası) düşer. tiğini, bu yüzden de verimin Bu sene istenilen üretim yapı bazı bölgelerde yüksek oldu lamadı. Bu da kotalarını karşı ğuna dikkat çeken Gök, “Özel layamayan bölgelerdeki fabri leştirmeden kaynaklanan böl kaların, başka illerden şeker gesel üretim düşüklüğü var, pancarı transfer etmesine yol ancak 2019’un toplam rekol açacak. C alıp A pancarı gi tesi düşmeyecek. Ancak bu, bi satacaklar. Yani daha ucuza daha fazla ekildiği için değil, alıp daha pahalıya satacaklar. yüksek verim sayesinde ay Bu durumu iyi incelemek gere nı yerden daha fazla mahsul kir. Önümüzdeki dönem kota elde edildiği için sağlanacak. sını dolduramayan bölgelerde Hava koşulları yardım etme nasıl bir üretim şekli belirlene seydi üretim iyice azalacaktı” cek, göreceğiz.” Geçen yıl, “Şeker vatandır, satılamaz” eylemleri yapılmıştı. Pancar üreticisi mısır ekti Bu yıl şekerpancarı üretiminin bölgesel olarak en çok düştüğü yerlerden Elbistan’ın Ziraat Odası Başkanı Memet Ali Bulut, “Geçen yıl 420 bin ton olan üretimimiz, bu yıl 300 bin tonu zor bulacak” dedi. Fabrikaların el değiştirmesinden sonra yönetim ekiplerinin hemen kurulamadığını, çiftçiye yanlış randevu verildiğini, bu ve benzeri sıkıntıların da üreticiye zorluk yaşattığını dile getiren Bulut, “Geçen sene yaşanan zorluktan dolayı ekimden vazgeçen çiftçiler oldu. Şekerpancarından kaçan üretici mısır ekimine yöneldi. Bu yıl yine aynı zorluklar yaşatılırsa, gelecek senenin üretimi daha da düşer. Geçen yılki tecrübeden sonra bu yıl üreticiyi sıkıntıya sokmazlarsa üretimi devam ettirir, geçen yıllardaki rekolteyi yakalarız. Şekerpancarı bizim olmazsa olmazımız” dedi. Destek yerine puan geliyor Tarımda destekleme modeli değiştirilerek, mazot, gübre ve prim desteği kaldırılıyor. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) yapılan başvuruya göre arazi büyüklüğüne bakılmaksızın çiftçi başına en az 500, en fazla 1000 TL doğrudan ödeme yapılacak. Dünya’daki habere göre puanlama sistemine geçilerek, çiftçiler puanına göre destek almaya başlayacak. Çiftçiler, son 3 yılda ektiği ürünlere göre puan toplayacak ve alacağı destek de bu puana göre olacak. Çiftçinin son 3 yıldaki ÇKS bildirimlerine bakılacak bu ürünlerden hangisini ekmişse ona göre puan toplayacak ve bu puana göre de destek alacak. Ancak bu desteklerin yüzde 40’ı kaldırılmış olacak. Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, “Tarım Kanunu’na göre destekler GSMH’nin en az yüzde 1’i olmalı. Ancak buna uyulmuyordu. Girdi maliyetleri yüzde 100’leri aşmışken destekleri tamamen kaldırmak üretime sekte vurur” dedi. Kredi kartlarında faizler düşürüldü Merkez Bankası, TL cinsinden kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranını yüzde 2’den yüzde 1.6’ya, yabancı parada yüzde 1.6’dan yüzde 1.28’e indirdi. Ayrıca aylık azami gecikme faiz oranları ise TL cinsinden kredi kartı işlemlerinde yüzde 2.4’ten yüzde 2’ye, yabancı parada yüzde 2’den 1.68’e düşürüldü. Faiz 1 Ekim’de yürürlüğe girecek. ‘Parlak fikirler’ destek alacak Zorlu Holding’in kurum içi girişimcilik platformu Parlak Bi’Fikir’den “tohum yatırımı” almaya hak kazananlar belli oldu. Seçilen 5 proje takımı, kasım ayında gerçekleştirilecek nihai yatırım sunumu için mentorluk desteğiyle çalışacak. Bu platform kapsamında verilen eğitimlerle çalışanlar; inisiyatif alma, ekip çalışması, planlama, organizasyon ve liderlik gibi yetkinliklerini geliştirme şansını yakalıyor. l Ekonomi Servisi Her yıl 12 milyon ton meyve ve sebze israf ediliyor. Bu, ihracatın 4 kat fazlası demek 214 milyar TL çöpe gitti Protestolu senet yüzde 15 arttı Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre geçen ağustos ayında 2018 yılının aynı ayına kıyasla protesto edilen senet tutarı yüzde 14.8 artarak 1 milyar 628 milyon liraya çıkarken, senet sayısı ise yüzde 7.8 azalarak 74 bin 196 adet oldu. İlk 8 ayda ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla tutar, yüzde 29 artarak 13 milyar 983 milyon liraya, senet sayısı da yüzde 10.2 artarak 648 bin 408 adede çıktı. Öte yandan ilk 8 ayda tutar olarak, Türkiye genelinde protesto edilen senetlerin yüzde 28’ini İstanbul ilindekiler oluştururken, bunu yüzde 9 ile Ankara, yüzde 6 ile İzmir, yüzde 4 ile Konya ve yüzde 3 ile Bursa izledi. Protesto edilen senet tutarının en düşük olduğu iller ise Tunceli, Bayburt ve Hakkâri oldu. l Ekonomi Servisi Ekmek israfı günlük 4.9 milyon adede ulaşıyor. Meyve ve sebzenin yüzde 2540’ı çöpe gidiyor. Türkiye’de her yıl israf edilen gıda miktarının 26 milyon ton olduğuna dikkat çeken Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı Prof Dr. Aziz Akgül, “Bunun maliyeti 214 milyar lira. TÜBİTAK’ın araştırmasına göre yalnızca israf edilen sebze ve meyve miktarı 12 milyon ton ve 25 milyar lira değerinde. Bu miktar, Türkiye’nin toplam meyve ve sebze ihracatının dört katından fazla. Yıllık yetişen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 2540’ı kayboluyor veya israf ediliyor” dedi. Ekmek israfı ise günlük 4.9 milyon ve yıllık 1.7 milyar adet. En çok sebze Dünyada ise her yıl üretilen gıdaların üçte birinin israf edildiğini belirten Akgül, şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkelerde israf edilen gıdanın maliyeti 680 milyar dolar iken, gelişmekte olan ül kelerde bu rakam 310 milyar dolar. Meyve ve sebzeler, en yüksek oranda israf edilen gıda ürünleri olarak karşımıza çıkıyor. ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından israf edilen gıda miktarı dünya nüfusunun 3 katını besleyebilecek miktarda.” Zengin ülkelerde sadece tüketiciler tarafından israf edilen gıda miktarı 230 milyon ton. Tüketiciler tarafından israf edilen gıda miktarı Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde 95115 kg arasında iken, Sahra Altı Afrika ve Güney Asya ülkelerinde bu miktar 611 kg arasında” diye konuştu. l AA İstanbul DOLDU Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, İstanbul açısından ağustos ayını iyi kapattıklarına, doluluk oranlarının yüzde 90’lara yükseldiğine dikkat çekti. Eresin, şöyle devam etti: “Ortalama oda fiyatlarımız da geçen senenin oldukça üstünde seyrediyor. Her ne kadar yıl bazında biraz geriden seyir etsekte, yıl sonunda açığı biraz olsa da kapatmaya çalışıyoruz. Düşük oranlarda da olsa Avrupalı turist gelmeye başladı. Japonlar, Çinliler ve Hintliler seyahat için uçak imkânı elde edebiliyorlar, bu çok önemli bizim için. Dolayısıyla Japon turistte artış gözlemleniyor. Hindistan’dan girişlerimizde artışlar var. Bu devam edecek.” Ekonomik veriler halkta karşılığını buluyor mu? Dengeli ekonomilerde verilerin dili ile halkın hissi aynı yönde gider... Enflasyon düşerken halkın üzerindeki yük azalır... Sanayi üretimi artarken, işsizlik azalır, halkın geliri ve firmaların satışı artar... Ekonomi küçülürken en azında gelir dağılımında bozulma olmaz. Dahası var! Artan gelir ve ekonomik aktivite ile toplumun eğitim seviyesi, kültürel aktiviteler ve toplumsal kaynaşma aynı çizgide buluşmaya başlar. Tersi de geçerlidir. Ekonomideki durgunluk çoğu olumlu seyreden bu davranışları yavaşlatır, bazen de durma noktasına getirebilir. Fakat verilerin kendi içinde kafası karışık ise ekonomide davranış bozuklukları ortaya çıkar. Söz konusu kafa karışıklığının ekonomi literatüründeki ismi ise oynaklık yani varyasyondur. Şimdi bu davranış bozukluklarını alt başlıklarla irdeleyelim... Sanayi üretimi Genel sanayi üretimi geçen yıla göre yüzde 1.2 azalırken, alt dallardaki madencilikte yüzde 8’lere varan yükseliş yaşanmış. Aynı zamanda, aramalı üretimi yüzde 6.3 azalırken sermaye malı ve enerji üretiminde yüzde 2 civarında artış olmuş. Teknolojik özelliklerine göre bakıldığında ise düşük teknolojik seviyeli üretim ile yüksek olanı artarken orta teknolojik yapıya sahip üretimde azalmalar yaşanmış. Diğer bir ifade ile, sanayi üretiminin kapsamındaki sektörler arasında kayda değer istatistiki oynaklıklar artış göstermiş... İşgücü piyasası Hayat pahalılığı, enflasyon, ekonomik büyüme ve diğer ekonomik verilerin ortak noktasını oluşturan işgücü piyasasında son dönemde gözle görülür önemli yapısal değişimler karşımıza çıkıyor. Nedir mi bunlar? En son 2008 küresel krizinde yüzde 14’lere varan işsizlik oranı Haziran 2019’da da görüldü. Ekonomi son aylarda istihdam yaratma kapasitesini kaybetti. Gençler ya işsiz ya atıl. Kalite temelli işsizlik yani mesleğini icra edememe yapısal sorun haline geldi. Son bir yılda istihdamdaki kayıp 800 bin, işsizlikteki artış 938 bin ve işgücü piyasasına küsüp ayrılanların sayısı da 663 bin oldu. En zor durumlarda bile artış eğiliminde olan istihdamdaki azalma ile işsizlikteki oynaklık sokağın yani halkın ekonomiden beklentilerini de olumsuz etkiledi... Enflasyon Son dönemde, hiçbir şey olmasa bile bir şeyler olmuş gibi kendiliğinden düşmeye başlayan bir enflasyonla karşı karşıyayız. Karar vericilerin yapısal anlamda bir adım atmamalarına rağmen bu düşüş hem halkın hem de ekonomistlerin kafasını karıştırmışa benziyor. Nasıl karıştırmasın ki! Hayat pahalılığı hissi ve olgusu artarken enflasyonun düşmesini rasyonel bir düşünce tarzına sahip bir tüketicinin kabullenmesi oldukça zordur. Bu hissi destekleyen verileri yine Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2018 gelir dağılımı tablolarında görmek olası: Buna göre; 22 milyon kişinin yüzde 70 olasılıkla yoksulluk riski var, Önceki yıldan bu zamana, en üstteki gelir grubu en alttakilere göre daha da zenginleşmiş… Öyle ki, bu gelir farkının yaklaşık yüzde 750’lere ulaşması hayat pahalılığı hissi endeksi (!) ile enflasyon verilerinin uyumsuzluğunun hangi boyutlarda olduğunu ortaya koyuyor. Özet Verilerin kafası karışık! Bu karışıklık çoğu zaman istatistiki oyunun bir parçası olan baz etkisi ile düzelmiş gibi gözükebiliyor, ama halkın his endeksiyle çelişmesine neden de oluyor... En büyük çelişki ise, pahalılığın artarken enflasyonun düşüyor gözükmesi, sanayideki küçülme azalırken istihdamın düşmesi ve işsizliğin artmasıdır. Daha ne olsun ki! Kuyumculara soruşturma Rekabet Kurulu, Tekirdağ ili Çerkezköy ve Kapaklı ilçelerinde faaliyet gösteren kuyumcuların altın alış ve satış fiyatlarını birlikte belirlemek suretiyle 4054 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlal ettikleri iddiasını içeren başvuru üzerine yürütülen önaraştırmayı karara bağladı. Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde yer alan duyuruya göre, ön araştırmada elde edilen bilgi, belge ve yapılan tespitleri müzakere eden Rekabet Kurulu, bulguları ciddi ve yeterli bularak 17 işletme hakkında soruşturma açtı. l Ekonomi Servisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear