23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ DOLAR EDİTÖR: SERHAT ALİGİL TASARIM: SERPİL ÜNAY avro sterlin FAİZ BORSA 1126 EYLÜL 2019 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.6950 0.2 kuruş 6.2500 1.5 kuruş 7.0680 6.5 kuruş 14.20 0.38 puan 102.618 771 puan 1870.82 5.04 lira 278.89 53 kuruş Yapımı 2012’de başlayan Finans Merkezi’nin yüklenicileri Ağaoğlu, İntaş ve YDA İnşaatı varlık kurtardı Türkiye Varlık Fonu, 1.7 milyar TL bedel karşılığında İstanbul Finans Merkezi’ne ortak oldu. Sakarya’daki Tank Palet fabrikasını, 50 milyon dolar bulunamadığı için Katar’a satan hükümet, 1.6 milyar TL bedelle İstanbul Finans Merkezi’ne (İFM) ortak oldu. Kredi borçları ve satılamayan varlıkları nedeniyle zor durumdaki müteahhitleri kurtarmak için adım atıldı. Türkiye Varlık Fonu (TVF) Genel Müdürü Zafer Sönmez, “1.3 milyon metrekarelik kullanılabilir alanı olan projenin 465 bin metrekarelik kısmını proje, hafriyat, arsa bedelleri ve bugüne kadar tamamlanan inşaat maliyetleri dahil olmak üzere 1.7 milyar TL karşılığında devralacağız” dedi. “Projede ilk etapta inşaatın tamamlanması için müteahhit şirketlerle görüşmeleri hızlandırdık ve her biriyle kamu yararını gözeterek rayiç bedellerin altında, oldukça makul meblağlar üzerinden anlaşmalar yaptık” diyen Sönmez, “Ofis ve çarşı alanlarını içeren bu kısımlardaki 3 yüklenici firma ile anlaşmaları imzalıyoruz. İnşaatların bir an önce başlaması için Emlak Konut GYO ile birlikte ihale düzenleyeceğiz. En geç kasım ayında vinçlerin çalışmaya başlayacağının müjdesini ve rebiliriz” ifadelerini kullandı. İFM’yi “stratejik yatı rım” olarak gördüklerini ve 2022’de tamamlamayı hedeflediklerini belirten Sönmez, TVF olarak projenin bir kısmına yatırım yapacaklarını ağustos sonunda duyurduklarını anımsattı. Bankalar gelecek Sönmez’in bahsettiği üç yüklenici firma, AKP döneminde kamudan birçok ihale alan Ağaoğlu, İntaş ve YDA. 9. Kalkınma Planı’nda yer alan İFM projesinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) imar planlarını 2008’de onaylamış, ilk inşaat ihalesini 2012’de Ağaoğlu kazanmış ve 6 blokluk inşaata başlamıştı. Devam eden süreçte İntaş İnşaat ve YDA Grup da diğer inşaat ihalelerini aldı. TVF bünyesine aktarılan Ziraat Bankası, VakıfBank ve Halkbank ile birlikte Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Sermaye Piyasası Kurulu’nun İFM içinde bir araya getirilmesi planlanıyor. Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bazı müdürlüklerinin de İFM içinde yer alacağı açıklandı. l Ekonomi Servisi Nurettin Özdebir Murat Uysal Uysal’dan faizde ‘temkinli’ duruş TCMB Başkanı Murat Uysal, para politikasında oluşan hareket alanının önemli kısmını temmuz ve eylülde önden yüklemeli olarak kullanmayı tercih ettiklerini belirterek yılın geri kalanındaki iki toplantı için “temkinli” konuştu. ASO’da konuşan Uysal, “Para politikasını enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirleyeceğiz” dedi. Batıklara Merkez’i ortak etme çağrısı EMRE DEVECİ Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal’ın da katıldığı meclis toplantısında “TCMB şirketlere ortak olarak dahil olabileceği yeni mekanizmalar geliştirmelidir” dedi. Özdebir, piyasanın işler hale gelebilmesi için kamunun reel sektöre sermaye niteliğinde kaynak aktarması gerektiğini düşündüklerini belirtti. Dr. Ali Rıza Güngen, Özdemir’in çağrısının bir devlet kapitalizmi ya da kamulaştırma değil “şirket kurtarma operasyonu” olduğunu savundu. Bankalardaki sorunlu kredile rin gerçek hacmi ve bunların ne kadarının aslında batık kredi olduğu konusunda belirsizlik olduğunu, muğlak bir şekilde şirket kurtarma hazırlıkları yapıldığını belirten Güngen, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yurtiçi ve yurtdışındaki şirketlere ortak olabileceğine dair geçen ay çıkarılan Cumhurbaşkanı kararını anımsattı. Fed’in yetkisi yok “Dünya genelinde bir iki istisna dışında merkez bankalarının özel sektörden hisse ve tahvil alma yetkisi bulunmuyor” diyen Prof. Dr. Selva Demiralp, “Çünkü bu tür bir alım piyasaya müdahale olarak algılanır ve fiyatlama davranışı nı bozar. Merkez bankası bağımsızlığını zedeler” dedi. ABD örneğinde hissedar olanın Fed değil Hazine olduğuna işaret eden Demiralp, Fed’in hisse alma yetkisi bulunmadığını hatırlattı. 20072009 krizinde ABD hükümetinin ve Fed’in kimi şirketlerin batmasına izin verdiğini ancak çok büyük ve sisteme yayılmış kimi şirketlerin ortak bir çaba ile kurtarıldığını belirten Demiralp, “Türkiye özelinde endişem şu: Kurumsallaşmanın çok oturmadığı bir ortamda kamu tarafının müdahil olması kırılganlıkları artırıp kurumsal bağımsızlığın sorgulanmasına sebep olabilir” ifadelerini kullandı. Kristalina Georgieva IMF’nin yeni başkanı Georgieva IMF Başkanlığı’na Bulgar asıllı Kristalina Georgieva (66) seçildi. IMF İcra Kurulu, Georgieva’nın 1 Ekim’den itibaren 5 yıl süreyle IMF başkanı olması kararı alındığını açıkladı. AB üyesi ülke liderleri, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanlığı görevi sona erecek Mario Draghi’nin yerine getirilecek isim konusunda yapılan müzakereler sonucu, IMF Başkanı Christine Lagarde ismi üzerinde uzlaşı sağlamıştı. Lagarde, ECB Başkan adaylığı nedeniyle IMF’deki görevinden ayrılmıştı. AB üyesi ülkeler, IMF başkanlığına Dünya Bankası CEO’su olan Georgieva’yı aday gösterme kararı almıştı. Georgieva daha önce AB Komisyonu üyeliği de yapmıştı. l AA ‘Kayıt dışı istihdam medeniyet ayıbı’ İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, devlet gelirlerinin azalmasına, bütçe açığının artmasına neden olan, emek yoğun başta olmak üzere tüm sektörlere zarar veren kayıt dışı istihdama dikkat çekti. Dün yapılan İSO Meclisi’nde konuşan Bahçıvan, bu konuda şunları söyledi: “Türkiye’de kayıt dışı istihdam oranı yüzde 35. Bu çağda kayıt dışı insan çalıştırmak en büyük medeniyet ayıbı. Haksız rekabete yol açan kayıt dışıyla mücadelede kalıcı ve yapısal çözümlere ihtiyaç var.” Bahçıvan ayrıca, 2023 yılı hedefleri doğrultusunda İstanbul’daki sanayinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. l Ekonomi Servisi ABD’den Çin’e İran yaptırımı ABD Hazine Bakanlığı, bazı Çin vatandaşları ve Çin şirketlerine İran bağlantıları nedeniyle yaptırım uygulayacağını duyurdu. Bu şirketler arasında Cosco Shipping Tanker Co ve China Concord Petroleum Co’nun olduğu ifade edildi. Kararın gerekçesi olarak İran’dan petrol almak gösterildi.Dışişleri Bakanı Pompeo, “Çin ve diğer ülkelere, yaptırımları her ihlallerine karşı uygulayacağımızı söylüyoruz” dedi. Uzan Grubu’ndan TMSF’ye geçen lüks yatların satışıyla ilgili davada sona yaklaşıldı Zimmete 15 yıl hapis ‘Garanti’ 150 bin liraya çıktı Banka ve katılım bankalarında, gerçek kişiler adına açılmış olan tasarruflara Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kanalıyla sağlanan garanti 100 bin liradan 150 bin liraya çıkarıldı. Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan TMSF’nin ilgili yönetmelik değişikliğine göre, ayrıca bankalara söz konusu sigortayı şubelerde yazılı olarak ilan etme yükümlülüğü, “di jital ekranları” da içerecek şekilde genişletildi. Öte yandan BDDK’nin verilerine göre 2019 yılı temmuz sonu itibarıyla bankalarda 10 bin liraya kadar mevduatı olan mudi sayısı 96.6 milyon, 1050 bin lira arası mevduatı olan mudi sayısı 6.5 milyon ve 50250 bin lira arası mevduatı olan mudi sayısı da 3.5 milyon düzeyinde bulunuyor. l Ekonomi Servisi Seçim tekrarı ve kriz REKLAM yatırımInı vurdu Medya ve reklam yatırımları, mart ayındaki yerel se çimler ile sonrasındaki seçim tekrarı ve ekonomik krizin et kisiyle sert düştü. Danışmanlık şirketi Deloitte’un hazırladığı Med ya ve Reklam Yatırımları Raporu’na göre, medya yatırım ları 2019’un ilk 6 ayında yüz de 3.8 düşüşle 4.3 milyar liraya geriledi. Bu yatırımlar da yüzde 48.1 ile en büyük payı yine te levizyon aldı ancak televizyondaki med ya yatırımları da yüz de 7 düşüşle 2 milyar 83 milyon TL’ye indi. Açık ha va yatırım ları yüzde 1.8 düşüş le 395 mil yon TL’ye, Ahmet Pura radyo yatı rımları yüzde 5.1 düşerek 157 milyon TL’ye geriledi. En sert düşüş ise yazılı basında yaşandı. Buna göre basın yatırımları yüzde 31 düşüşle 294 milyon TL’ye geriledi. Tüketicinin dijital mecraları kullanımının artması üzerine ise dijitaldaki yatırım yüzde 10.8 büyüyerek 1.3 milyar TL’ye çıktı. Sinema yatırımları söz konusu dönemde yüzde 8.2 artarak 55 milyon TL’ye yükseldi. Dijital reklamcılıktaki meslek örgütü AB Türkiye Başkanı Neslihan Olcay, yılın ilk iki ayında iyi bir ivme yakalamışken Türkiye’nin siyasi ve ekonomik konjonktüründen olumsuz etkilendiklerini söyledi. Reklamverenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura ise, “Sektör kan kaybediyor. Tüm paydaşlar bir araya gelip çözüm aramalı” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Eski TMSF Tahsilat Dairesi Başkan Yardımcısı Fethi Çalık’ın da aralarında bulunduğu 13 sanığa zimmet suçlamasıyla 315 yıl arası hapis istendi. SEYHAN AVŞAR Uzan Grubu’nun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devri sonrası el konulan lüks yatların satışı sürecinde haksız yere ödeme yaptıkları iddiasıyla, eski TMSF Başkan Yardımcısı Fethi Çalık’ın da aralarında bulunduğu 13 sanığın yargılandığı davada Cumhuriyet savcısı esas hakkında mütalaasını açıkladı. Savcı, Fethi Çalık ve 4 sanığın “zimmet” suçundan 7 yıl 2 aydan 15 yıla kadar hapsi istendi. Diğer sanıkların ise “zimmete yardım” suçundan 3 yıl 9 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Fethi Çalık, İsmail Murat Ça ğatay, Nazım Barış Çağcağ ve Deniz Bozkurt ile şikâyetçi TMSF avukatları katıldı. Duruşma ertelendi Mütalaada, sanıklardan Fethi Çalık’ın Uzan Grubu Şirketi tarafından yönetim kurulu başkanlığı görevine fon alacaklarının tahsili amacıyla atandığı, sanıklardan Deniz Bozkurt’un ise suç tarihinde söz konusu şirketin genel müdürü olduğu aktarıldı. Yine Çalık ve Bozkurt’un, kendilerine görevleri nedeniyle verilen devredilmiş mal ve parayı haksız menfaat sağlamak amacıyla hareket ederek usülsüz işlemlere konu ettikleri belirtildi. Mütalaanın ardından mahkeme heyeti, sanık ve avukatlara esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hazırlamaları için süre vererek duruşmayı erteledi. ‘Afet bölgesi ilan edilsin’ MUSTAFA ÇAKIR Türkiye’ye en çok turist getiren turizm acentelerinden biri olan İngiliz Thomas Cook şirketinin iflas etmesi, özellikle Muğla’da çok sayıdaki işletmeyi zor durumda bıraktı. CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban, otellerin büyük sıkıntı yaşayacağını belirterek şu noktalara dikkat çekti: “AKPTayyip Erdoğan hükümeti acilen duruma müdahale edip, zararları büyük ölçüde giderecek çalışma yapmalıdır. Nasıl meteorolojik olaylar sonucu doğal afet meydana geliyorsa bu iflasın sonucu da bir turizm afetidir. Bölge acilen afet bölgesi ilan edilmelidir. Turizmcinin başta KDV olmak üzere devlete olan tüm borçları ertelenmelidir. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanı’nın sözünü ettiği 50 milyon Avro’luk kredi, devede kulak kalır. Çok daha ciddi önlemlere ihtiyaç var.” Öte yandan AA’ya açıklamalar yapan Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık, “Sorunu yönetmeye, en az mağduriyetle krizden çıkmaya çalışıyoruz” derken, Thomas Cook’un Almanya iştiraki olan Thomas Cook GmbH da iflasını istedi. l ANKARA Uygarlık 2 kült arasında... Üsküdar Üniversitesi Rektörü ve “psikiyatrist” Nevzat Tarhan, kansere karşı verdiği mücadeleyle tanınan Neslican Tay’ın ölümü hakkında, Twitter’da paylaştığı, “Neslican kızımız çok çile çekti, ama ümidini kaybetmedi. Ölümle yüzleşebilseydi, ölüm bilincine sahip olsaydı, seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgârına kapılmasaydı, dinlerin hayata anlam katma ve teselli gücünden faydalanabilseydi hastalığı düşman gibi görmezdi diye düşündüm” sözleri büyük tepki çekti. Ancak izleyebildiğim kadarıyla, bu sözlerin ait olduğu büyük ideolojik, kültürel dünyaya pek kimse değinmedi. Bu sözleri, yalnızca bir şahsın duyarsızlığı, hatta kötülüğü olarak değerlendirirsek, ait oldukları, “siyasal İslamın ideolojisi ve kültürü olarak” tanımlayabileceğimiz “dünyayı” gözden kaçırabiliriz. Bu “dünyanın”, dinamikleri ülkenin seküler modern dünyasını işgal ediyor, eğitim sisteminden hukukuna, devletinden (bürokrasi ve şiddet aygıtları) “sivil toplum” kurumlarına, hatta aile ilişkilerine, beden estetiğine, dahası “mahalle baskısı” ile zamanı ve mekânı kullanma alışkanlıklarına kadar dönüştürüyor. Bu dönüşüm, kadın haklarını, çocukların güvenliğini imha ediyor, cinsel baskıyı, şiddeti artırıyor. Bu dönüşüm, Türkiye kapitalizminin bölüşüm ilişkilerini de, siyasal İslamın üretilen artık değerden “rant”, haraç, komisyon yoluyla (siyasikültürel araçlarlaekonomi dışı zorla) pay almasını kolaylaştıran ilişki ağlarını örerek, yaygınlaştırarak dönüştürüyor. Ekonominin bölüşüm ilişkilerindeki bu dönüşüm, kriz eğilimlerini sertleştiriyor, karşıt eğilimlerin çalışmasını önlüyor. Bu “dünyanın”, doğa ve tarih anlayışı, bölüşüm ilişkilerinde yaşanan dönüşümle birleşince ağaç kırımı, çevrenin ve suların kirletilmesi, kentlerin betonlaştırılması yoluyla ülkenin ekolojik dengelerini altüst eden, “Hasankeyf”i yok edecek olan baraj projesi örneğinde gördüğümüz gibi, yalnızca bu topraklara değil, insanlığa ait binlerce yıllık tarihsel mirası imha edebilen uygulamaları besliyor. Tüm bunları yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünya çapında, kapitalizmin son yapısal krizi, “neoliberal küreselleşme” döneminde şekillenen, geldiği noktada tüm uygarlığı tehdit eden bir “ikilemin” içine yerleştirmek de olanaklı, hatta gereklidir. İki ‘kült’ arasında Kapitalist uygarlık bugün iki “kült” arasına sıkışmış durumdadır (Badiou’dan yararlanıyorum). Biri bedenlere ve hazlara aittir, öbürü de ölüme... Birincisi, özneyle bedenin ayrılabileceğini varsayan bir anlayışla, “bu dünyada”, bedenin hazlarını artırmaya yönelik, her seferinde, ölüm sınırını zorlayan, ama asla (uyuşturucu, uyarıcı maddelere ve seks oyunlarına ilişkin kazalar hariç) geçmeyen deneyler yapar. Bu “kült”, bu bedenle yapılan deneylere odaklıdır. “Haz kültü” yereldir; ufku, içinde bulunduğu mekânla ve bugün ile sınırlıdır. “Ölüm kültü” de bedenle öznenin ayrılabileceğine inanır, ama o hazlara, bedenlere özellikle de kadın bedenine düşmandır. “Ölüm kültü” için bu dünya önemsizdir. O “bu dünyanın ötesinde” var olduğuna inandığı bir dünya ve ebediyet için “yaşar”. “Haz kültü”nde özne, bu dünya içinde bedeniyle deney yaparken, “ölüm kültü”nde özne, “öbür dünyaya” gitmek, ebediyete kavuşmak için bedenini ve bu dünyayı harcamaya, tüketmeye, feda etmeye hazırdır. Ne “haz kültü” ne de “ölüm kültü” insanlığın sorunlarına cevap üretemez. Biri bencil ve kısa dönemli bir öznellik olarak uzun dönemli, kolektif eylem, planlama gerektiren sorunlar karşısında paralize olmuştur. “Ölüm kültü” için bu dünya ve bedenler yalnızca tüketilecek, sömürülecek, öbür dünyaya giderken geride bırakılacak şeylerdir. “Ölüm kültü” bu dünyanın, uygarlığın sorunlarına ilgisizdir, çoğu kez çözüm üretmeye çalışanlara düşmandır. Bu iki “kültün” dışında, uygarlığın ve dünyanın sorunlarına cevap verecek, özneyle bedenin ayrılamayacağının bilincinde bir üçüncü seçenek vardır. Bu seçeneğe genel olarak “komünist hipotez” (şeylerin andaki hali değişmelidir!) içinde eşitlik, özgürlük, kardeşlik, “bunları kapsayan ekosistem (doğa ve iklim) korunmalıdır” ilkelerinin savunulmasından, Cumhuriyet ve demokrasi pratiklerinden geçerek ulaşılabilir. KISA... KISA... l Tekfen Holding’in bağlı ortaklığı Toros Tarım’a ait CFS Petrokimya Sanayi AŞ’nin Mersin’de yapılması tasarlanan 500 bin ton kapasiteli polipropilen üretim tesisi için ön hazırlık ve etüt çalışmaları başlatıldı. l Suudi Arabistan’ın, 14 Eylül’de Aramco tesislerine gerçekleştirilen silahlı saldırılarının ardından beklenenden daha kısa sürede eski üretim değeri olan 11.3 milyon varile ulaştığı ortaya çıktı. l SOCAR Türkiye’nin İzmir Aliağa’daki “Depolama Terminali Tank Genişleme Projesi” kapsamında yeni bir yatırım başlatıldı. Bu yatırımla şirketin depolama kapasitesi 2.5 milyon tona çıkacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear