25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ dishab@cumhuriyet.com.tr d ABD’ye ortak çıkışAstana ortakları, Suriye’de farklı yaklaşımlara karşın birlikte yola devam mesajı verdi 717 EYLÜL 2019 SALI Ankara dün Suriye’de “çatışmasızlık bölgeleri” uzlaşısının merkezindeki Astana sürecinin garantör ülkeleri RusyaTürkiyeİran liderler zirvesine evsahipliği yaptı. Görüşmeden çıkan en somut sonuç Suriye’de siyasi çözüm için önemli görülen Anayasa Komitesi’ni oluşturulacak isimler üzerinde uzlaşıldığı açıklaması oldu. Şam’ın yakın müttefikleri MoskovaTahran hattından TSK’nin de konuşlu olduğu İdlib’e ilişkin “Bu bölge teröristlere bir sığınak olmamalıdır” çıkışı yinelendi. Ortak bildiride, Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapılırken tüm tarafların hedefinde ise ABD vardı. Çankaya Köşkü’nde düzenlenen üçlü zirve, Rusya destekli Suriye ordusunun TSK’nin gözlem noktalarının da bulunduğu İdlib’de cihatçı gruplara karşı hakimiyetini artırdığı bir dönemde düzenlendi. Ankara, gözlem noktalarına yönelik güvenlik kaygılarını yüksek sesle dile getirirken 2017’de varılan Astana ortaklığı konusunda da “devam mı tamam mı” soruları son dönemde sıkça gündeme geliyordu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi Astana sürecinde 5. kez bir araya getiren zirvenin sı Erdoğan’ın ev sahipliğinde, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin katıldığı zirve İdlib gölgesinde yapıldı. Suriye’nin toprak bütünlüğü, ortak vurgu olarak öne çıkarken üç liderin hedefinde ABD vardı. işbirliğinin derinleştirildiğini belirtti. “Suriye’nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğünün muhafazası, sahada sükunetin korunması, ihtilafa kalıcı bir siyasi çözüm bulunması noktasında tam bir mutabakat içindeyiz” dedi. ‘Adana mutabakatı’ hatırlatması Ruhani de Suriye krizinin sa dece siyasi yolla çözülebileceği ne işaret etti. İran liderinin gün deminde İdlib konusu da vardı, Türkiye’ye isim vermeden eleş Erdoğan’ın zirveyi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda değil, Çankaya Köşkü’nde yapması dikkat çekti. Zirve öncesinde Erdoğan ilk olarak Ruhani, ardından Putin ile ikili ve heyetler arası görüşmeler yaptı. Putin, Suriye görüşmelerine ilişkin yeni turun ekim ayında Nursultan’da olacağını söyledi. tirileri dikkat çekti. “Biz teröristlerin bu bölgeden çıkarılması ve Suriye hükümetinin teröristlerin kontrolündeki bölgelere tekrar hâkim olmaması için mutabaka cak gündem maddeleri başında İd ra arasında varılan ateşkesin sağ ta destek verdik. Fakat mutaba lib’deki gelişmeler, Türkiye’ye doğ lanması mutabakatında şu ana katın uygulaması, planlandığı gi ru yeni göç dalgası, Suriye’de si kadar net bir sonuç alınmış değil. bi ilerlemedi. Teröristlerin kont yasi çözüm için hayati önemde gö Ankara’da dün öğleye doğru rolündeki bölgeler azalmadığı gi rülen anayasa komitesinin oluş başlayan görüşmeler dün akşam bi inanılmaz bir şekilde artış gös turulması, Ankara’nın ABD ile 21.00’a kadar sürdü. Üçlü görüş termiştir” dedi. Suriye’nin kuzeyinde “güvenli böl menin ardından liderler ortak ba İran lideri, ABD’ye de işaretle ge” planları da vardı. sın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Suriye’deki yabancı güçlerin ül Nusra bağlantılı HTŞ’nin bü Astana toplantılarıyla son iki se keden çıkması gerektiğini söyle yük oranda kontrolünde olan nede Suriye’de barış, güvenlik ve di. Türkiye’nin ABD’yle “güvenli İdlib’e yönelik MoskovaAnka istikrarın yeniden tesisi amacıyla bölge” planlarına tepki olarak de KREMLİN: KARMAŞIK DUYGULAR... ğerlendirilen “yabancı güçler bugün ya da yarın bölgeyi terk ede cektir fakat biz komşular burada Rusya Devlet Başkanı Putin, ortak basın toplantısında İdlib’le ilgili kaygılı olduğunu belirtti. “Son olacağız” diye konuştu. Suriye ve Türkiye arasında1998 tarihli te ddbdruööoenlğnoglaeuelrmmsı,utadsenlaeırddödabırerkiu.sciStebduleöuSrrirluygeureemisy’dyıeğieiç’ınnnianüiaşnfkdıurteıoozgl“pmarErluanaapnmdkllaiabaşrrelüııınndtvaüıfrean”braldiöüclieğlyimddüeieinrt..lküSeOnurkirarkaaibyodruetratul’knıen.iinBmdguiüklaevusmeızteneeylzimk” seifolainderörmleeymkaaanütnıcfAiazyddmaaepnaltesaıı,inmç“ıitunedtkaairlbekaatraikşphaisamtayınaa sini kullandı. Öte yandan zirve sonrasında Kremlin’in internet sitesinde ta geçirilmesi iki tara yer alan haberde, Putin’in Erdoğan’la yaptığı görüşmede “Fırat’ın doğu fın endişelerini gide sundaki durum bizde karmaşık duygular uyandırıyor. Oradaki büyük gerginlik sürüyor. Bunun hem Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, hem de tüm komşular için ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz” denildi. recek bir olgu olabilecektir” görüşünü dile getirdi. ANAYASA KOMİTESİ Gözler Cenevre’de İdlib’de ateş hattından kaçanların durumu her geçen gün ağırlaşıyor. Çoluk çocuk çok sayıda sivil, açık alanlarda yaşam mücadelesi veriyor. Zirvede Suriye Anayasa Komitesi’ne ilişkin isim listesi konusunda uzlaşı sağlandığı haberleri gündeme damga vururken Cumhurbaşkanı Erdoğan da BM sürecine işaret etti. “Cenevre’de komite çalışmaları süratle başlayacaktır. Pürüz kalmadı diyebilirim” görüşünü aktardı. Zirve öncesinde kimi kaynak, komisyon çalışmalarında sona yaklaşıldığını, ancak Türkiye’nin “bağımsızlar” listesindeki bazı isimlere PYD/YPG bağlantısı nedeniyle karşı çıktığını aktarmıştı. ‘Avrupa etkilenir’ Erdoğan, zirvede İdlib konusuna odaklandıklarını kaydetti. “Ülkemizin yeni bir göç akımını kaldırması mümkün değildir” diyen Erdoğan, “Bundan sadece Türkiye değil, Avrupa da etkilenir” çıkışını yineledi. Astana sürecinin geleceği açısından önem taşıyan zirvede İdlib’de Suriye ordusunun ilerleyişiyle ancak Rus askerlerin nezaretinde ikmal sağlanan Morik başta olmak üzere TSK gözlem noktalarının durumunun da masaya yatırılacağı daha önce gündeme yansımıştı.19 Ağustos’ta İdlib’in güneyinde yer alan TSK gözlem noktasına takviye kuvvet olarak ilerleyen Türk askeri konvoyu “nokta atışla” hava saldırısına uğramış, üç sivilin yaşamını yitirdiği açıklanmıştı. Ankara tepki gösterirken Rusya’dan “Suriye’nin İdlib’deki operasyonlarını destekliyoruz” açıklaması gelmişti. ORTAK SATIR BİLDİRİDEN BAŞLARI... 4 Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM ilkelerine kuvvetli taahhüt vurgulandı. 4 Liderler tarafından Suriye’nin kuzeydoğusundaki güvenlik ve istikrarın toprak bütünlüğüne saygı temelinde sağlanabileceği vurgulandı. Suriye’de gayrimeşru öz yönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişim reddedildi. 4 Liderler, ABD’nin İsrail işgali altındaki Golan’a dair uluslararası hukukun ihlalini teşkil eden ve bölgesel barış ile güvenliği tehdit eden kararını kınadı. 4 Liderler, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine, yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve ev sahipliğinde, BM’nin kolaylaştırıcılığında siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını teyit etti. Erdoğan’dan iki hafta Ankara’daki üçlü liderler zirvesinde Suriye’nin kuzeyindeki ABD destekli YPG/PYD etkinliğindeki bölgeye ilişkin gelişmeler de ele alındı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Bu ülkedeki PKK/PYD varlığı devam ettikçe ne Suriye ne de bölgemiz huzura kavuşabilir” ifadesini kullandı. “Suriye sınırımız boyunca bir terör oluşumuna rıza göstermeyeceğimizi ifade ettim” dedi. Erdoğan, gelinen nokta itibarıyla Suriye’de IŞİD tehdidinin ortadan kalktığını belirtti ve “En büyük tehdit kaynağı PKK ve onun uzantısı PYD’dir. ABD ile 2 hafta içinde istediğimiz sonuçlara ulaşamazsak kendi harekât planımızı uygulamaya başlayacağımızı buradaki dostlarımıza da anlattım” diye konuştu. Çobanbey’de önceki gün 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya da değindi, “Hastaneyi hedef alan terör saldırısı, bölücü örgütün vahşi yüzünü bir kez daha göstermiştir” dedi. ‘Koridor Rakka’ya kadar uzanabilir’ Çözümün Suriye topraklarında aranması gerektiğini kaydeden Erdoğan’ın şu sözleri dikkat çekti: “Ülkemizin yeni bir göç akınını kabul etmesi mümkün değildir. Fırat’ın doğusundaki barış koridoru mülteciler için korunaklı liman olacaktır. Ülkemize sığınan en az 2 milyon Suriyeli kardeşimizin bu bölgeye yerleştirilebileceğini düşünüyoruz. Hatta bu hattı Deyr ez Zor ve Rakka’ya kadar indirebilirsek, geri dönecek sığınmacı sayısı 3 milyonu aşacaktır.” ‘450 km’lik bölgede konutlar yapacağız’ Mültecilere şu ana kadar harcanan paranın 40 milyar doları aştığını, BM ve AB’den gelenin ise 7 milyar Avro olduğunu belirten Erdoğan, kurulması planlanan “güvenli bölgeye” ilişkin soru üzerine, şu yanıtı verdi: “450 km. batıdan doğuya konutlar yapalım diyoruz. Çadır hayatıyla mı insanlar hayatını devam ettirecek? Okul, hastane, iş imkanı hazırlayalım. BM Güvenlik Konseyi üyeleri de işin içinde olmalı. İnşa hareketine girersek insanlar güvenli bölgede yaşamaya başlarlar.” ABD DESTEKLİ ÖRGÜT İÇİN ‘AYRILIKÇI TERÖRİST’ DEDİ Şam’dan SDG manevrası Suriye Devlet Başkanı Esad, önceki gün Rus temsilci Lavrentyev ile bir araya gelmişti. Suriye’de Beşşar Esad hükümeti, iç savaşın başlamasından bu yana çatışmaya girmediği ve pek çok alanda işbirliği yaptığı, ana omurgasını Ankara’nın terör örgütü gördüğü YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ni (SDG) “ayrılıkçı terör milisleri” olarak nitelendirdi. Suriye devlet ajansı SANA’nın haberine göre, Suriye Dışişleri Bakanlığı, SDG’yi Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterliği ve Güvenlik Konseyi’ne gönderdiği mektuplarla şikâyet etti. SDG ile defalarca müzakere masasına oturan ve işbirliği yapan Esad hükümeti, örgüt için “ayrılıkçı terör milisleri” ifadesini kullandı. Mektuplarda “Terörist milislerin Haseke, Rakka, Deyr ez Zor ve Halep’te Suriyelilere karşı terör ve suç eylemlerinde bulunduğu” belirtildi. SDG’nin ayrıca “ABD ve İsrail’in bölgedeki tasarılarına hizmet eden yeni bir statüko kurma hedefiyle gençliği gayri meşru bir biçimde kendi saflarına kazandığı” belirtildi. SDG’nin Suriye halkına yönelik insan hakları ihlallerini sürdürdüğü kaydedildi. l Ankara/Cumhuriyet Basra’da tanker krizi WashingtonTahran hattında gerilim dinmezken dün Basra Körfezi’nde de yeni bir petrol tankeri krizi patlak verdi. İran Devrim Muhafızları’nın Birleşik Arap Emirlikleri’ne kaçak dizel ya kıt götürdüğü iddiasıyla bir tankeri alıkoyduğu bildirildi. Devrim Muhafızları’na bağlı gemiler, temmuz ayında Stena Impero isimli 23 mürettebatlı İngiliz petrol tankerine el koymuştu. ABD, PETROL TESİSİNE YAPILAN SALDIRIDA İRAN’I SUÇLADI... TAHRAN REDDETTİ Karşılıklı tehditler havada uçuşuyor Suudi Arabistan’ın milli petrol şirketi Aramco’ya ait tesislere yönelik saldırıların ardından bölgede tansiyon yüksek. Yemen’de Mansur Hadi yönetimini destekleyen Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri liderliğindeki koalisyonun operasyonlarının hedefindeki İran bağlantılı Husilerin üstlendiği saldırıya ilişkin Tahran’ı suçlayan ABD cephesinden açıklamalar sürüyor. ‘Atışa hazır’ ABD Başkanı Donald Trump, önceki günkü Twitter paylaşımında, saldırının arkasındaki güçlere yönelik “atışa hazır” olduklarını belirtirken “Krallığın kimin bu saldırının sorumlusu olduğuna kanaat getirdiğini ve hangi biçimde hareket edeceğimizi bize söylemesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Riyad liderliğindeki Sünni koalisyondan yapılan açıklamada ise saldırının tam olarak hangi ülkeden yapıldığına değinilmezken “Soruşturmadan elde edilen ilk bilgiler, kullanılan silahların İran’a ait olduğuna, Yemen topraklarının dışından ateşlendiğine işaret ediyor” denildi. Suudi Arabistan yönetimi de, dün Bahreyn’e petrol taşıyan boru hattını kapattıklarını duyurdu. Bu arada saldırının Irak toprakları üzerinden yapıldığı iddialarını önceki gün yaptığı açıklamayla reddeden Bağdat yönetiminin, dün Washington’la temasa geçtiği bildirildi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’yle yap tığı telefon görüşmesinde, “Washington saldırının ardında Irak’ın bulunmadığını doğruluyor” ifadelerini kullandığı kaydedildi. ‘Yeniden vururuz’ Öte yandan saldırıyı üstlenen Husiler de, “Aramco’daki şirketleri ve yabancıları tesislerde bulunmamaları konusunda uyarıyoruz. Her an yeniden vurabiliriz” açıklaması yaptı. Suudi Arabistan’ın enerji üretimini kesintiye uğratan ve petrolün varil fiyatlarının yüzde 20’ye kadar yükselmesine sebep olan saldırının ardından şüphe oklarının çevrildiği Tahran yönetimi ise iddialara, Washington’la olası müzakerelere kapıları kapayarak yanıt verdi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile ABD Başkanı Trump’ın ay sonunda New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sonrasında görüşmesinin söz konusu olmadığını söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Trump’ın “Hiçbir ön şart olmadan” Ruhani ile görüşmeye hazır olduğunu söylemişti. Trump ise önceki gün, “Yalan haberlere göre İran’la ‘koşulsuz’ görüşmeye istekliymişim. Bu her zamanki gibi yanlış bir söylenti” sözleriyle bu hamlesinden de geri adım attı. İran Devrim Muhafızları, önceki günkü açıklamasında kullandığı “ABD üsleri ve uçak gemileri İran’ın 2 bin km. çevresinde ve bizim füzelerimizin menzilinde” ifadesi, Washington’a gözdağı olarak yorumlanmıştı. FILISTIN KABINESINDEN GÖVDE GÖSTERİSİ Filistin hükümeti, haftalık kabine toplantısını İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun İsrail’e ilhak edilmesi vaadinde bulunduğu işgal altındaki Batı Şeria’nın doğu bölgesinde yer alan Ürdün Vadisi’ndeki Fasayil beldesinde gerçekleştirdi. Netanyahu da önceki gün kabine toplantısını aynı bölgede yapmıştı. Netanyahu’dan yeni ilhak vaadi! İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bugün yapılacak erken genel seçimler öncesinde işgal altındaki Batı Şeria için sert tepkilerin merkezindeki ilhak planı açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Jerusalem Post gazetesine demeç veren Netanyahu, yeniden başbakan seçilmesi halinde El Halil’in bir kısmı ve Yahudi yerleşimlerin olduğu bu bölgedeki Kiryat Arba’nın ilhak edileceğini iddia etti. ElHalil’deki Eski Şehir bölgesinde 400 kadar Yahudi yerleşimci yaşıyor. Yerleşimciler, 1500 İsrail askeri tarafından korunuyor. Katı ulusalcı seçmenin desteğini almaya çalışan Netanyahu, pazar günü yapılan kabine toplantısında, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerin artırılacağını savunarak bunun İsrail’in egemenlik hakkı olduğunu öne sürmüştü. Geçen hafta Batı Şeria’daki Ürdün Vadisi ve Ölü Deniz’in kuzeyini ilhak etmeyi vaat eden Netanyahu’ya uluslararası toplum sert tepki göstermişti. Netanyahu ise ABD Başkanı Donald Trump’ın “barış planının” Batı Şeria’nın ilhakı için “tarihi fırsat” anlamına geldiğini belirtmişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear