17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ Arkeologlar sonucu 139 AĞUSTOS 2019 CUMA görmeden ölürBüyülü kentin gün yüzüne çıkmasına vesile olan kazı başkanı MyrakAa1nz0ıdl. aryirıalıınkeın Prof. Dr. Nevzat Çevik ile ışık ülkesine bir yolculuk yaptık iz arkeologlar nihayetinde hayatı, hayatın tamamını “B ‘Yüksek bir sorumluluk anıydı’kazıyoruz” bu sözler Myra Andriake antik kentlerinin kazı başka nı Prof. Dr. Nevzat Çevik’e ait. Önceki akşam 10 . yılı kutladınız ve kutlamada önce 1 saat boyunca ilk yıl cadığımız vergilerin ve emekle Geçmiş zamanların sırlı bir konferans düzenlediniz o geceden dan son yıla kadar neler yaptık ve ne rin yüzlerce kat karşılığını verdiğimi yaşanmışlıklarından, sos yal, siyasi, ekonomik, mi mari gibi her boyutta ne kalmışsa bugüne tekrar ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK doğuyor ve kendilerini anlatıyorlar. Myra ve liman mahallesi olan Andriake, klasik dönemden beri antik çağlarda her zaman metropol statüsünde önemli bir Likya kenti olduğu için benzersiz ya da benzerli bilgiler veriyor her daim. bahseder misiniz? Çok keyifliydi ve yüksek bir sorumluluk anıydı. Çünkü 10 yılın hesabını veriyordum. Bunca işten sonra vatana ve halka ne verdiğinizin yanıtı da ve hesabını da verebilmek çok önemli. Protokolün, halkın, işçi ve öğrencilerimizin ve de bilim ekibimizin katıldığı ler değişti, sunumla anlattım. Bu sunumda bilimsel, sosyal, sanatsal, tanıtım gibi her konuda yaptığımız yüzlerce işimizi ve sonuçlarını anlattım. Ve gönlüm çok rahat ki bugüne dek har zi hep birlikte keyifle ve iç huzuruyla görmüş olduk. Artık bir pasta kesmek hakkımızdı ve sunumun ardından 10. pastasını da kesip misafirlerimiz ve ekibimizle kutladık. Bu etkinliğin kazdığımız ve müzeye dönüştürdüğümüz granariumdaLkya Uygarlıkları Müzesi’nde yapılmış olması ise içimizde gizli bir gurur ve tarif edilmez duygular yarattı. Myra ve Andriake kazılarının fark lı boyutlarda öne çıkmasının, Çevik’in hem arkeoloji ve hem de müzecilik bö lümleri öğretim üyesi olması ve bilim, edebiyat, küratörlük gibi farklı dünya larla doğrudan da ilgili olmasının kazı ların zengin çeşitlilikte, farklı çıktıla rının bulunmasına yansıyan katkıları var şüpesiz... Myra’ya ilk gittiğimde gözlerime ina namadım. Işık ülkesi Likya’nın fazla bozulmadan kalan kaya mezarları de yim yerindeyse beni büyüledi. 11 bin kişi kapasiteli tiyatrosu, ortaçağ kili sesi, kayalara oyulmuş insan yüzleri... Mutlaka gidip görülmesi gereken bir kent burası. Ayrıca her yıl gittiğim Myra’da gün yüzüne çıkarılmış Artık gözüm yeni yapılar görmek beni çok çok da arkada değil mutlu ediyor. Bu yıl Antalya Deme’de n Bir sonraki kazı sezonunda ne bulunan Myra ve Andriake ler hedefliyorsunuz? kazılarının 10. yılı... Ön Andriake’de sonuca ulaştık sayı tüğü yerleşi ceki akşam Çevik, “MyraAndriake Kazılarının 10. Yılı Muhasebesi“ adlı bir konferans vardı. Bu büyülü lır. Myra’da ise, kamulaştırma olursa kalın alüvyon yorganını kaldırarak müthiş bir saklı metropolü gün yüzüne çıkarmak istiyorum. Ko ca kentten görünen tiyat me bu nedenle “Anadolu Pompeisi” diyoruz. Görünmeyen bu kentin gün yüzüne çıkması ro yalnızlıkta sıkıldı gibi saklı kent müthiş na vesile olan kazı başkanı Çe hissediyorum. bir bilgi rezervi ola sonra dönüp arkaya ne yapıldığına bakmak heyecan verici. 20132015 arasındaki 3 yılı yaşanmamış olan ve aslında 10. yılda olmamıza rağmen 7 çalışma yılında sanırım 30 yıla karşılık gelen yoğunlukta işler başardığımızı söyleyebilirim. En başta söylemek istediğim konusunda ise oldukça memnuniyet verici bir nicelik ve nitelikte olduğumuzu söyleyebilirim. Yüzlerce bilimsel ve popüler makale yayımlanmış ve özellikle Myra’yı her boyutta değerlendiren 42 bilim insanının aklından çıkmış bölümlerden oluşan büyük bir çalışma ki vik ile ışık ülkesine bir yolculuk rak uzak geleceğin ar şey tüm bu yıllar boyunca ekibimiz tap olarak yayımlandı. Sonuçta kazıları yaptık. keolojisine taşınacak. Bu de olan yüzlerce işçi, operatör, öğrenci mızda ortaya çıkardığımız ya da yüzey n Bu 10 yılda bugüne kadar hangi yapılar çıktı gün yüzüne? Çok şey gün yüzüne çıktı. Myra’da bölgenin en büyük (11 bin kişi kapa nun nedeni kazılması gereken alanların tamamen halkın malı olması ve dolayısıyla kamulaştırma imkânsızlığı. ve bilimciyle hiç sorunsuz ve mutlukeyifli çalışmalar yapmış olmamız. Kazının hızına arkeologlar değil toprak karar verir. Bu nedenle biz yıl içindeki ça araştırmalarıyla incelediğimiz her yapı zamanında yayımlanmış ya da lisansüstü tez çalışmalarına dönüşmüş ve sonuçları bilim dünyasına aktarılmıştır. siteli) tiyatrosunun kazıları tamam Limanın yapıları lışma sezonunu uzatarak ve persone n Siz de son olarak bir Lykia Kitabı lanmış kısmen onarılmış ve konsolide edilmiş ve antik tiyatro bilgilerini çoğaltmıştır. Özellikle Roma dönemi tiyatrosunun tamamen altında kalmış olan küçük Helenistik tiyatronun keşfi de heyecan vermiştir. Tiyatro yakınlarında tamamen alüvyonlara gömülü ortaçağ kilisesinin hiç tahrip olmamış mimarisi ve freskolarıyla gün yüzüne çıkması da büyüleyici oldu. Myra gün yüzüne çıktı Andriake yerleşiminde ise limanın tüm önemli yapıları ortaya çıkarıldı ve koruma çalışmaları da tamamlandı. Her yapının hem kendisi hem de bulguları önemli sonuçlar vermekle birlikte 6. yy sinagogu gibi Anadolu Akdenizi’nde ilk kez keşfedilen ve bilim dünyasında ses getiren keşiflerimiz li çoğaltarak daha çok iş yapabilmenin yollarını bulduk. Özellikle ilk 4 yılda olağanüstü verimli çalışmalar yaptık. Myra’da akropol, tiyatro ve kilise kazıları tamamlandı. Andriake’de asıl liman merkezinin tamamı (granarium, agora, liman yapıları, hamamlar, onurlandırma anıtları, tersane – çekekler A, B ve C kiliseleri tamamen kazılarak ortaya çıkarılmış ve gereken konservasyon ve yayımladınız? En son yayımladığım Lykia kitabı’mda sadece kazdığım ve araştırdığım kentler değil tüm Likya’nın tarihi, kültürü, sanatı, geçim kaynakları ve 134 yerleşimi detaylıca 600 sayfada bilime ve halka sunuldu. n Kazı çalışmalarının veririmliliği sizce neye bağlıdır? 2009 başında laboratuvarlar, ofisler, akropolündeki kazılarımızda bir hero de oldu. Her iki yerleşimden sikkeden restorasyon çalışmaları da tamamlandı. depolar ve yaşam ünitelerinden oluşan on ve daha da önemlisi belki de klasik seramiklere, camdan metal bulgulara n Çıkan yapıların, eserlerin koru kapsamlı bir kazı araştırma istasyonu dönem’in tek toplanma yapısı keşfedil ve takılara kadar çok çeşitli yelpazede ması... nu ve çalışmalarımızda gereken tüm di. Bunlardan öte asıl 1 yıl süren jeofi ve dönemleri hakkında önemli bilgiler Kazımızın temel felsefesi bilim ve ko araçgereç, yazılımdonanım gibi her ne zik sondajlarında bugünkü Demre’nin veren binlerce buluntu ele geçti. ruma öncelikli. Bugüne dek ortaya çıka lazımsa daha ilk yıldan kurmuş ve te altında gömülü 1.5 km çapında bir ken n 10 yıllık bir sürecin muhasebesi rıp da koruma önlemlerini almadığımız min etmiş olmamdır. Kazı çalışmaları tin varlığı gözlemlendi. 410 metre ara ni kısaca anlatabilir misiniz? hiçbir yapı bulunmuyor. nın verimliliği ve niteliği tamamen bu sında değişen alüvyon katmanının ört 10 yıl büyük emeklerle geçtikten Asıl işimiz olan bilim ve araştırma bilim şantiyelerinin niteliğine bağlıdır. ‘Tüm çabalarımız dünden iyi olmak’ Ve Ateş Bizi Tüketiyor Murat Gülsoy, birkaç ay önce yayımlanan son romanına Ve Ateş Bizi Tüketiyor (Can Yayınları) adını vermiş. Romanın düşünsel içeriğini belirleyen “ateş”in nasıl bir ateş olduğu, 262. sayfada açıklanıyor: “Nerede görmüştüm bu lafı? Birdenbire aklımın içinde ışıklı harfler olarak yandı sanki. Bir kapının ya da bir geçidin üzerine yazılmış olmalıydı. Gizli kumarhanenin girişinde mi yazıyordu? Ateşe baktıkça daha neler gelecekti aklıma? Alevin içinde zaman da yanıyordu mekân da. Ruh da akıl da...” Gülsoy, alevin içinde zamanın, mekânın, ruhun, aklın yandığını belirterek okuru ancak derinlikli çağrışımlarla algılanabilecek kavramlarla düşündürüyor. Romanın başkişisi, “gece, karanlık, parlak, sırlarla dolu” serüvenlerle gelişirken, mevsimlerin hızla değiştiği, hayatın akıp geçtiği bir kış gecesi kaybolan yaşlı komşusunu aramaya koyuluyor: “Tam çayımı bardağıma koymuştum ki kapı çalındı. Komşularımdan biri. Meğer kocası kaybolmuş. Emekli ağır ceza hâkimi.” Romanda düşünsellik Her yıl yüzlerce roman yazılıyor. Çoğunun anlatısı sonu gelmez olaylar yığını olmaktan ileriye gidemiyor. Oysa Don Quijote, Suç ve Ceza, Madam Bovary gibi büyük romanlar ölçü alındığında bunun böyle olmadığı anlatının bir düşünsel tabana oturtulduğu görülecektir. Romanda beğeniyi, içeriği oluşturan düşünsel yapı, gerçeklik duygusu, yazara özgü üslup yaratır. İyi okur, belli bir düşünce temeline oturtulmamış anlatılara roman denilemeyeceğini bilir. Romanda düşünsellik, yazarın anlam alanını genişleterek kullandığı sözcüklerle yaratılıyor. Gülsoy, bunu dile getirirken çocukluk yıllarına uzanıyor: “Kelimelerin zihnimin içinde hakiki şeylere dönüşmesinin verdiği mutluluktu bu. Çocukluk... kelimelerin şeylere kolayca dönüşebildiği o harika zaman.” Gülsoy’un romanı Gülsoy, romanlarında, seçtiği konuyla, anlatısal arayışlarıyla bu dengeyi sarsıntıya uğratmayan bir yazar. Bu ölçü alınırsa, sorunsal olayları bir dil sihirbazı üslubuyla doğallaştıran Gülsoy’un, romanla romanımsıları birbirinden ayırma beğenisine erememiş okurların yazarı olmadığı anlaşılır. Bunu, az yazarda rastlanan, özentiye kaçmayan dilsel yalınlığıyla sağlıyor. Bu romanında dilsel beğeniyle yarattığı düşünselliği, sanırım ancak okurluk düzeyi yüksek olanlar çözümleyebilecektir: “Ey yalnız insan, ey bir rüyanın içinde kaybolmuş zavallı! Dinle beni küçük insan, dinle! Rüyalarla aynı malzemeden yapılmıştır ruh, hayatımız dediğimiz şey uyku denizinde kayıp bir adadır. Üstelik sislerle çevrili. (...) İnsan böyle bir varlık işte, çevresindekiler gülünce gülüyor, ağlayınca ağlıyor.” Romanın sözcük örgüsü Shakespeare’in, oyunlarında İngiliz diline binlerce sözcük kazandırdığı söylenir. Burada vurgulanmak istenen sözcük sayısıyla sınırlı değil, Yaşar Kemal’de olduğu gibi, onun, kullanılan sözcüklerin anlam alanını genişletmesidir. Murat Gülsoy dilsel arayışlara girmekten kaçınmayan sözcük üreticiliğiyle de bilinen bir yazardır. Sözcükleri, kendi söylemiyle zenginleştirip “zihninin içinde hakiki şeylere dönüştürerek”, duyumsadıklarını özgün imgelerle betimliyor, böylece gür yapraklı ağaçlardan oluşan anlatı ormanlarında dolaştırıyor okuru: “O da böyle, uçsuz bucaksız sapsarı steplerin, kızıl kahverengi sonbahar yapraklarıyla bezeli orman yollarının ya da nadir bir mücevher gibi parlayan yüksek dağ göllerinin büyüsüne kapılıp mı çıkıp gitmişti sıkıcı hayatından? İnsan kendi hayatından çıkıp gidebilir miydi? (...) Gecenin parlak karanlığı tenimizi yıldızlara boyuyordu.” n Kazılar için bakanlığın verdiği ödenekler sizce yeterli mi? Kültür ve Turizm Bakanlığı yıllık bütçesine ve gelirlerine bağlı olarak elinden gelen ödeneği yıllardır veriyor. Ama klasik arkeoloji kazıları çok pahalı bir iştir. Bu nedenle kazı başkanları Bakanlık dışında da çok kaynak bulmak zorundadırlar. Yoksa yeterli ilerlemeyi sağlayamaz ve yıllarca oyalanmak durumunda kalabilirler. Bilimsel personelin (Hoca, öğrenci, asistan vs.) parasız/gönüllü çalışmakta olması en önemli gider kalemini ortadan kaldırsa da en büyük gider kalemi işçi ve teknisyenler oluyor. Diğer sarf malzemeleri ve araçgereç vs. için de hem Bakanlığın kaynakları hem Akdeniz Üniversitesi ve kazıyla paydaş olan Koç Üniversitesi ve Demre Belediyesi gibi kaynaklardan karşılayarak kazılarımızı gerçekleştiriyoruz. kazı başkanı tripotun ayakta tutan devlet, üniversite ve halk ayaklarını birlikte tutabildikten sonra çözülmeyecek sorun yoktur. n Ödenek dağlımı sizce nasıl olmalı? Ödenek dağılımı, şimdi de kısmen ya pıldığı gibi, kazıların tipine ve yoğunluğuna göre yapılmalıdır. Prehistorik bir mağara kazısının, protohistorik bir höyük kazısının ve klasik kent kazısının ihtiyaçları tamamen farklı cins ve boyutlardadır. Kazı ve koruma kalemleri büyük farklılıklar gösterir. Ayrıca kazılara ödenek verilirken örneğin son 3 ya da 5 yılın çalışma verimliliğine bakılabilir ki aynı verimlilik sürdürülebilir olsun. Son uygulamada 12 aylık kazı programında başvuran kazıcıların tümünü Bakanlık kabul etmiş ve ayrıcalıklı olarak desteklemektedir. Yönetsel, iklimsel, ulaşım ve personel gibi konularda uygun olduklarını düşünen kazılar bu programı uygulamaya başlamışlardır. Geleceğin geçmişten geriye düşmeye hakkı yoktur. Tüm çabalarımız dünden iyi olmak üzerine kuruludur. Herhangi kaynaktan gelirse gelsin harcadığımız halkın vergileridir. Dolayısıyla bunun karşılığını fazlasıyla vermek gibi bir borcumuz vardır. Ve bu ülkenin hocaları olarak, memleket ve millet için yararlı işler yapmak gibi de bir aydın sorumluluğumuz vardır. ‘Arkeolog olmayan insanların günlük kaygıları bizde görülmez’ n Bu 10 yıllık kazı sürecinde nasıl zorluklar ve sürprizler yaşadınız? Arkeolojik kazı çok zor ve sıkıntılar dolu bir bilimsel organizasyon. Ve bildik kurumsal yapılara hiç benzemeyen yönetim ve gerçekleştirme formu var. Mesela belli olmayan yıllık kaynağa rağmen bütçe ve iş planı yapmak ve ekip oluşturmak gibi. Elbette finansal, organizasyonel, personel, lojistik gibi çok çeşitli sorunlar yaşanmıştır. Ama zaten kazı başkanı bunlar için vardır. Ve bana göre zaten bunların adı sıkıntı ve zorluk değil sadece iş durumlarıdır. Sıkıntılar giderilir iş tüm heyecanıyla devam eder. Ve arkeoloji biliminin derin heyacan verici özü gereği ne 40 derece sıcakta aylarca çalışmayı ne olmayan parayı ne de mutfakta eksik olan domatesi görmezsiniz. Sa dece bunları o ya da bu yolla temin edip işinize devam edersiniz. Neyse ki arkeologlar güneş enerjisiyle çalışıyor, araçları suyla yürüyor, kazıevindeki ekip bahçedeki ağaçlardan beslenmeyi biliyor da işler tüm keyfiyle ve üretkenliğiyle devam edebiliyor. Yani normal insanların günlük kaygıları bizde görülmez. Çapanın ucundaki yeni bir keşif olasılığının peşinde koşar dururuz. Yani hiçbir zorluğumuz ya da sorunumuz yoktur çok şükür. Beni en çok tedirgin eden şey ise kazı ekibinden birinin bir kaza geçirme ihtimalidir. Arazi tehlikelidir hem doğasındaki akrep yılan gibi faunadan hem de işin kendisinin barındırdığı tehlikelerden dolayı, bir kazı sezonu kazasızbelasız bittiyse rahat bir nefes alıp oturur şükrederim.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear