17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 19 AĞUSTOS 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Ayrıntılar Halk dalkavukluğu! İstanbul sağanak yağmurda can çekişirken, yandaşlar ve troller “İmamoğlu nerede?” diye kampanya başlattı sosyal medyada. Bir kez aklından vazgeçip vicdanını yitirdin mi, sonrası kolay elbette! Erdoğan kendi demedi mi, “İstanbul’a ihanet ettik” diye! Yirmi beş yıldır İstanbul’u kim yönetiyor, insaf! Gülüyoruz bu duruma ama acınacak haldeyiz aslında... Rant, talan uğruna İstanbul’u soluksuz bırakanlara tek laf etmeyeceksin, iki aylık başkana saldıracaksın. Pes! HHH Melih Cevdet bir yazısında halka yapılacak en büyük ihanetin “dalkavukluk” olduğunu söyler. Geçen perşembe yazımdan sonra onlarca telefon, ileti geldi. Arayanların bir kısmı siyasi oyunun doğrudan içindeler. Umarım değerlendirmeleri uğrunda kavga verirler. Yandaş basından da yazımdan alıntı yapıp İmamoğlu’nu eleştirenler oldu. Uyanıklıklarını anlıyorum ama benden ekmek çıkmaz onlara. Yirmi beş yıl sonra İstanbul el değiştirdi, süreç olabildiğince az hata ile yönetilmeli. Gördük işte, selle birlikte fatura kime çıktı, üstelik haksız yere! Hep söyledim, gericilikle uzlaşılmaz. HHH Belediyelerin nasıl çiftlik gibi kullanıldığını her gün okuyoruz. Kavakçı olayını yazıyor Terkoğlu günlerdir. Tarikatlara, cemaatlere peşkeş çekilen kamu olanaklarını Cumhuriyet muhabirleri manşetten vermeye devam ediyor. Yandaş basına aktarılan paralar kesilince, batacak hale geldi koca gazeteler, televizyonlar. Nasıl bir talan söz konusu, düşünün! Kim bilir daha neler çıkacak. Sıradan bir CHP’linin iletisi şöyleydi o gün: “Anama küfreden adam İETT’nin başında.”  Benim görevim bu insanların hakkını korumaktır. HHH Laf lafı açıyor, dört gün tatile çıktım, ardından bayram gelince on gün daha eklendi. Hemen sorular geldi: “Halk TV’den kovuldun mu” diye. Yurttaşa haksız diyebilir miyiz? İnsanlar mesleğini yapanların nasıl kolayca kapı önüne konduğunu bildiği için kaygı üretiyor. Her mahallenin ağası ve delisi var. Hangisi olmayı seçtiğin belirler yürüyeceğin yolu. Bizim ülkede her yazıdan, yayından sonra kapının önüne konma olasılığını bilmek gerekir. Nihayetinde ekran, köşe topluma yararlı olmak için kullanılması gerekir. Bu çağda hepimiz kolayca “popstar” oluyoruz, aldanmamak lazım. (Basında gazetecileri sendikasızlaştıran her kim varsa bugünün bir sorumlusu da onlardır. Patronlar kadar onlarla iş tutan yöneticileri kast ediyorum elbette.) HHH Saray’da yargı mevsimi açılıyor. Yargıçlar, savcılar alkış tutacak. Yetmiyor TBB Başkanı, temsil ettiklerine rağmen gideceğini söylüyor. Türkİş Başkanı ayıbını (elbette suçunu), “Beni eleştirenler terörist” diye örtmeye çalışıyor. Daha neler göreceğiz bakalım! Bu düzen tüm çürümüşlüğüyle ortada artık! Onarmaya kalkmak ya saflıktır ya da işbirlikçiliktir. HHH Cumhuriyet bir uygarlık hedefiyle kuruldu, özgün yanı “antiemperyalist”, “aydınlanmacı”, “laik” olmasıydı. Bunların tamamını yitirdik. Yeniden kazanmak için uğraşıyoruz. Burada vaziyeti idare edenlerle yan yana duramayız. Piyasacı çözümlerle gidilecek yol yoktur. Kim günlük siyasetten çıkar devşirmek adına hakikate gözlerini yumup kulağını tıkıyorsa hesabı vicdanında verir. Not: Perşembe günü yazımda Livaneli’nin konserde anlattığı bir öyküden söz etmiştim. Bu öykünün yakında yitirdiğimiz sevgili Cücenoğlu’nun “Çığ” adlı oyunu olduğunu öğrendim. Uyaran Ayşe Emel Mesci ve Orhan Aydın’a teşekkür ederim. Teknisyen Aykurt akıma kapıldı Asansör arızası can aldı Antalya’da asansör bakım firmasında teknisyen olarak çalışan Oğuzhan Aykurt (23), nöbet gününde bir kafenin arızalanan asansörüne müdahale ettiği sırada elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdi. Kepez ilçesi Yeşilırmak Caddesi’ndeki kafede dün öğle saatlerinde, asansör bakım firmasında çalışan ve nöbetçi olan Aykurt, asansör arızasına müdahale etmek için kafeye gitti. Aykurt, arızayı onarmak için asansör dairesine indi. Yaklaşık 2 saat boyunca Aykurt’tan haber alamayan kafe çalışanları meraklanıp, asansör dairesine indiğinde Aykurt’u hareketsiz yatarken gördü. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde Aykurt’un yaşamını yitirdiği belirlendi. Aykurt’un elektrik akımına kapılarak öldüğü belirtildi. Ekipler, Aykurt’un hemen yanında ucu yanarak kararmış yan keski buldu. l DHA CHP’li Çakırözer, başkanlık sisteminin birinci yılında basın özgürlüğü raporu hazırladı Basın OHAL’den çıkamadıAyrıntılar Ayrıntılar sistemle sertleşen kriz ağır yaraladı Sistemle birlikte giderek sertleşen ekonomik kriz de basın ve ifade özgürlüğünü yaraladı. HABERTÜRK gazetesi yayın hayatına son verdi. 46 yıl hizmet veren Anka Ajansı kapandı. Artan döviz kuru, gazetelere ağır bir kâğıt krizi yaşattı. Sözcü gazetesi eklerini kapattı. Vatan gazetesi önce hafta sonu eklerini kapattı, ardından tamamen kapandı. Pek çok basın yayın kuruluşu, çalışanlarının işine son verdi. 2016 yılında gazetecilik mezunları arasında yüzde 19.2 olan işsizlik oranı, 2019 yılında yüzde 19.1 oldu. Utku Çakırözer can çekişen yerel basının sonu olabilir Yerel basın; baskıdan kâğıda, mürekkepten boyaya her üretim kaleminde dövize bağımlılık nedeniyle büyük yara aldı. Yerel basının ilan alması, hiçbir borcunun olmaması şartına bağlı. Bu zorunluluğun ertelenmesi gerekiyor. Tüm bunların üzerine Yargı Reformu’nda icra iflas ilanlarının gazetelerde yayımlanması zorunluluğunun kaldırılacağı belirtildi. Yerel basın isyan ediyor, çünkü bu uygulama onların sonları anlamına gelecek. Ormanlar alev alev Muğla’nın Milas ve Bodrum, İzmir’in Sabuncubeli, Karabağlar, Menderes ve Urla ilçelerinde bulunan ormanlık alanlarda dün henüz bilinmeyen nedenle çıkan yangınlara ekiplerin müdahalesi gece boyu devam etti. Aydın’ın Söke ilçesinde üç farklı noktada çıkan yangınlarda da yaklaşık 200 dönüm zeytinlik alan zarar görürken, Hatay’ın Antakya ilçesindeki yangında ise 5 hektar ormanlık alan zarar gördü. Milas’ta Akgedik Barajı yakınındaki ormanlık alanda dün sabah çıkan ve rüzgârla kısa sürede büyüyen yangına müdahale edildi. Zeytinlik bölgesindeki yangın kontrol altına alınırken, ormanlık alanda çalışmalar gece boyu devam etti. Bodrum’un Mumcular Mahallesi’nde çıkan yangının yerleşim alanlarının bulunduğu bölgeye doğru ilerlediği belirtil di. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, “İki yangının birbirine yakın zamanlarda çıkması insanın aklına her türlü spekülatif düşünceyi getirebiliyor” dedi. İzmir Sabuncubeli yakınlarında dün ormanlık alanda çıkan yangın kontrol altına alınırken; Karabağlar, Urla ve Menderes’te ormanlık alanda çıkan yangınlara ekiplerin müdahalesi gece boyu devam ederken, Bahçecik Mahallesi, tedbir amaçlı boşaltıldı. Bölgeye gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, söndürme çalışmalarını helikopterle havadan denetledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de Tekketepe Gözetleme Kulesi’nde Bakan Pakdemirli ile görüştü. Pakdemirli, “İzmir’de en önemli yangınımız Karabağlar ilçesinde çıkan yangınımız. 2030 hektarda başlamış yangın 100 hektarın çok üzerine çıkmış durumda” dedi. Yukarı Orhanlı köyünün tahliyesinden bir süre sonra birçok ev alevler içerisinde kalarak yandı. Urla ilçesinin Demircili Mahallesi’ndeki ormanlıkta çıkan yangın, akşam saatlerinde yerleşim yerlerine kadar ulaşarak, Çamlıtepe Sitesi’ndeki boş olduğu öğrenilen eve sıçradı. Urla bölgesinde çıkan yangın gece saatlerinde kısmen kontrol altına alındı. Hatay’ın Antakya ilçesi Karlısu Mahallesi yakınlarındaki ormanlık alanda akşam saatlerinde başlayan yangın ise ekiplerin müdahalesiyle ilerleyen saatlerde kontrol altına alındı. Aydın’ın Yenicami, Yenidoğan ve Kemalpaşa mahallelerindeki zeytinlik alanda dün farklı saatlerde çıkan yangın güçlükle kontrol altına alınırken, 200 dönüme yakın alanın zarar gördüğü öğrenildi. l AA/DHA/İHA Adalar’da ‘görevli doktor memurları fişledi’ iddiası İstanbul’un Adalar ilçesinde sağlık merkezinde görevli doktor Ayşegül Kırıkçı’nın, hasta verilerini usulsüz olarak paylaştığı, bazı memurları fişlediği iddia edildi. Kırıkçı’nın avukatlığını yapan AKP Adalar Belediye başkan adayı Özlem Vural’ın soruşturmayı yürüten savcılar üzerinde baskı kurduğu ileri sürüldü. İstanbul’un en sakin ilçelerinden biri olan Adalar, garip bir fişleme skandalıyla sarsıldı. Adalar’da aile sağlığı merkezinde aile hekimi olarak görev yapan doktor Ayşegül Kırıkçı’nın yüzlerce hastanın kişisel verilerine, kullandığı ilaçlara ve hastalık bil gilerine ulaştığı, bu verileri yaydığı, kimi memurlar hakkında da “Şu ilacı kullanıyor. Bakanlığa söySEYHAN lesem görevden alıAVŞAR nır” şeklinde beyanlarda bulduğu iddia edildi. Şikâyetler üzerine Kırıkçı hakkında soruşturma başlatıldı. Kırıkçı’nın avukatlığını yapan 31 Mart yerel seçimlerinde AKP Adalar Belediyesi başkan adayı Özlem Öztekin Vural’ın ise soruşturma savcılarının odalarına giderek üzerlerinde siyasi baskı kurmaya çalıştığı öne sürüldü. Bu soruşturmayı yürüten iki savcının görev yerleri değiştirildi. Hakkındaki iddiaları reddeden Kırıkçı, “Bilgisayarım ortada duruyor. Hepimizin şifresi 123. Başkaları girmiş olabilir. Bana komplo kuruldu” dedi. Olay bir grup sağlık personelinin 2015 yılında Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmasıyla başladı. Sağlık personelleri, doktor Kırıkçı’nın hasta listesinde olmayan birçok vatandaşın nüfus ve sağlık bilgilerine yetkisiz şekilde ‘Bana tezgÂh kuruldu’ Ayşegül Kırıkçı ise hakkındaki iddiaları reddetti. Kendisine komplo kurulduğunu öne süren Kırıkçı, “Adalar’da bir ilçe sağlık müdürü vardı. Bana mobbing yaptığı için görevden alındı. Benimle uğraşan iki savcı vardı. İkisi de gönderildi. Bana tezgah kuruldu. Onlar hakkında avukatım Hâkimler Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyette bulunacak. Bilgisayarım ortada duruyor. Hepimizin şifresi 123. Başkaları girmiş olabilir. Hacettepe mezunu bir dokto rum ben. Girmek istesem enabız sistemine girer, hastaların her şeyini görürüm” dedi. Avukat Özlem Öztekin Vural ise kamu çalışanları hakkında soruşturma açılması için ön inceleme izni alınması gerektiğini söyleyerek “Ancak bu dosyada ön inceleme yapılmaksızın soruşturma başlatılmış” dedi. Vural, Savcıların odasına gitmediğini, hakkındaki iddiaların ise “yalan” olduğunu belirtti. erişim sağlayıp bunları yedeklediğini, kimi memurlar hakkında ise, “Şu ilacı kullanıyor. Bakanlığa söylesem görevden alınır” şeklinde beyanlarda bulduğunu iddia ederek şikâyetçi oldu. Savcılık tarafından yürütülen soruşturmada şüpheli doktorun, çok sayıda kişinin bilgi sistemine girdiği, hatta mesai saatleri dışında da giriş yaptığı tespit edildi. Bunun ardından ilçe sağlık müdürlüğü, doktor hakkında idari soruşturma başlattı. Doktor Kırıkçı, üç kez açığa alındı. Ancak idare mahkemesinde açtığı dava sonucu göreve geri döndü. İddiaya göre Kırıkçı’nın avukatlığını yapan AKP’li avukat Özlem Öztekin Vural, soruşturma savcılarının odasına giderek Kırıkçı’nın el konulan bilgisayarlarında inceleme yapılmaması gerektiğini söyledi. Bu duruma di renen iki savcı, birer yıl arayla, gerekçesiz bir şekilde İstanbul dışına tayin edildi. Bir savcı Şırnak’a gönderilirken, diğeri ise Kütahya’ya gönderildi. 136 hasta mağdur Dört yıllık soruşturmanın ardından doktor Kırıkçı hakkında Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı. İddianamede 136 hasta ise mağdur sıfatıyla yer alırken, 31 kişi müşteki olarak yer aldı. İddianamede Kırıkçı’nın, 280 kez kayıtlı olmayan hastanın bilgilerini sorguladığı, şüphelinin mesai saatleri dışında 39 kez sorgulama yaptığı ve 33 farklı kişinin sorgulamasını yaptığının saptandığı aktarıldı. Doktor Kırıkçı’nın, “kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma” suçundan cezalandırılması istendi. l İSTANBUL Başkanlık sisteminin fiilen yürürlüğe girdiği 25 Haziran 2018 günü 148 gazeteci hapisteydi. Bugün 134 gazeteci hâlâ cezaevinde. CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer, başkanlık sisteminin birinci yılında basın ve ifade özgürlüğü ihlallerinin bilançosunu çıkardı. Çakır özer, “134 gazeteci hâlâ cezaevinde. Bir yıl içinde en az 50 gazeteci toplamda 130 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı. Yani basın ve ifade özgürlüğünün 130 yılı, başkanlık sisteminin sadece 1 yılında ipotek altına alındı” dedi. CHP’li Çakırözer’in , başkanlık sisteminin ilk birinci yılında basın ve ifade özgürlüğü alanında çıkardığı rapordaki başlıklar şöyle: n 50 gazeteciye 130 yıl hapis: Sistemin fiilen yürürlüğe girdiği 25 Haziran 2018 günü 148 gazeteci hapisteydi. Bugün 134 gazeteci cezaevinde. Ancak yeni sistem OHAL koşullarında yürürlüğe girdi. İlk bir ayını OHAL koşullarında tamamladı. Basın ve ifade özgürlüğü 1 yıldır OHAL’den çıkamadı. Başkanlık sisteminin ilk yılında 132 gazeteci, yazar ve çizerin yargılanmasına devam edildi. En az 50 gazeteci toplamda 130 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı. n Cumhuriyet davası hukuksuzluk sarmalı: Eren Erdem 29 Haziran 2018’de tutuklandı, 1 Mart 2019’da haksız bir şekilde 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. İtirazı İstinaf Mahkemesi’nin önünde. Anayasa Mahkemesi başvurusu da mahkemenin tozlu raflarında bekletiliyor. Haklarında verilen hukuksuz cezaların kesinleştiği gazeteciler arasında, Cumhuriyet davası sanıkları da var. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet davasında yargılanan gazetecilerin, avukatların beraat ettirilmesini istedi. Ancak dosyaları üzerinde beraat kararı verilmesi istenen gazeteciler Musa Kart, Hakan Kara, Güray Öz ve Mustafa Kemal Güngör ile Önder Çelik hâlâ hapiste. Hem de daha önce tutuklu olarak yargılanmalarına rağmen. Bu hukuksuzluk sarmalını herkes kabul etti. Ama ‘başkanlık mekanizması’ onların özgürlüklerine kavuşması için işlemedi. n gazeteciler dayak yedi: Sözcü gazetesinin yazar ve çalışanları, başkanlık sisteminin ilk 1 yılında akıl almaz suçlamalarla yargılanmaya devam etti. Emin Çölaşan, Necati Doğru, Metin Yılmaz, Gökmen Ulu, Metin Yılmaz, Mustafa Çetin, Yücel Arı ve Yonca Yücekaleli sadece yargılanmakla kalmadı. Haklarında bir de 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istendi. Başkanlık sisteminin ilk bir yılında gazeteciler dayak yedi, hedef gösterildi. 2018’de 20 gazeteci saldırıya uğradı. 2019’da da 8 saldırı gerçekleşti. Gazeteciler fişleme raporları ile hedef gösterildi. Hedef gösterilenlerden bazıları bir süre sonra işinden oldu. Tüm bunlar geliştirilen cezasızlık politikası ile adeta teşvik edildi. n 657 basın kartı iptal: Başkanlık sistemi ile birlikte basın kartı işlemleri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na devredildi. Üye sayısı 10 binleri geçen Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Ankara ve İstanbul Gazeteciler cemiyetleri, Gazeteciler Federasyonu komisyondan dışlandı. Yeni Basın Kartı komisyonu 24 Temmuz’da toplandı. Yani tam da Basın Bayramı’nda. Basında sansürün kaldırılmasının yıldönümünde. 13 ay boyunca toplanmayan komisyon, toplanmadığı dönemde 657 basın kartını iptal etti. l Haber Merkezi GuardIan yazarıNA DARP Irkçılık karşıtı gazeteciye faşist saldırı İngiltere’de ırkçılık karşıtı mücadelesiyle tanınan gazeteci Owen Jones, faşist bir grubun saldırısına uğradı. Birçok politikacı, sendikacı, gazeteci ve kampanya grubu Jones’a destek açıklaması yaptı. İngiliz The Guardian gazetesi yazarı ve İşçi Partisi aktivisti olan Owen Jones, önceki gün arkadaşlarıyla birlikte 35. doğum gününü kutlamak için Kuzey Londra’da İslington bölgesindeki bara gitti. Jones ve arkadaşları, gece saatlerinde bardan çıktığı sırada ırkçıfaşist bir grubun saldırısına uğradı. Kafasından ve vücudunun çeşitli yerlerinden darp edilen Jones’ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. İktidardaki Muhafazakâr Parti politikaları ve ABD Başkanı Trump’ın ırkçı, ayrımcı ve cinsiyetçi politikalarına karşı çıkan ve İngiltere’de ırkçılık karşıtı mücadele veren gazeteci mücadele çağrısı yapmıştı. Saldırı üzerine birçok politikacı, sendikacı, gazeteci destek açıklaması yaptı. Ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, “Irkçılığın sokaklarımızda ve toplumumuzda yeri yoktur” diyerek Jones’a destek verdi. İngiltere’nin en büyük kamu sendikası olan UNITE Genel Sekreteri Len McCluskey de açıklamasında, tüm üyeler ve sendika olarak saldırıyı kınadığını söyledi. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear