22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABer EDİTÖR: CAFER KURT 914 TEMMUZ 2019 PAZAR Bugünün samuraylarıEğitimin temelini teknik oluşturuyor. Teknik lise mezunları devamında üniversiteye gidiyor 15 Temmuz 2016... mühendislerDijital teknolojinin sınırı yok. Nerede duracağı, daha doğru anlatımla nereye evrileceği mühendislerin bileceği iş! 20.yüzyıl, iki büyük sıcak savaşın yanı sıra dünyanın dört bir yanında yönetimlerin askeri darbelerle değiştiği sancılı süreçlere sahne oldu. Yunanistan’dan İspanya’ya Avrupa’da, Arjantin’den Şili’ye La tin Amerika’da, Libya’dan Sudan’a Afrika’da, Pakistan’dan Suriye’ye Tokyo’nun 24 saat uyumayan teknoloji pazarı Akhibara’da iki saat önce piyasaya çıkan Asya’da halkın iradesiyle değil, emperyal ülkeler destekli askeri müda ürün bulabilirsiniz. halelerle rejimler değişti.  Türkiye de bu süreçten payını aldı. Darbe ve darbe girişimleri bağ lamında rekor Latin Amerika’da. 20.yüzyıl boyunca bu bölgedeki başarılıbaşarısız darbe sayısı dört haneli rakamlarda; bini geçiyor. 21. yüzyılda bu yöntemin coğraf yalara göre değişiklik gösterdiğini Günlük eşyaların yıllar önceki modelleri hâlâ evlerde kul görüyoruz. Küresel aktörler, çok mecbur kalmadıkça, askeri darbe yerine sivil görünümlü, doğrudan lanılıyor. Örneğin Türkiye’de çoktan “demode” olmuş tele ABD desteğinin sırıtmayacağı şekilde iç dinamikleri tercih ediyor. Kimi coğrafyalarda ise tercih, vizyonlar. Yeni çıkan ve dünyaya pazarlanan bir ürünün hedef ülkenin yönetilemez duruma gelmesi, küresel desteğe muhtaç olması, iç savaşa sürüklenmesi, önceki modeli Japon evlerinde kullanılıyorsa, iç piyasa devamında lime lime edilmesine yönelik... HHH uyandırılmıyor. 15 Temmuz 2016 son şıkka karşı 30milyon nüfuslu, 3 alt şehrin bileşiminden oluşan Tokyo’nun 24 saat uyumayan semtlerinin başında Akihabara geliyor. Merkez istasyonlardan 56 durak mesafede olan bu semte, “elektronik pazarı”, “teknoloji pazarı”, “hiç kapanmayan pazar” gibi yakıştırmalar yapılıyor. Ne dense tam olarak tarif edilemez. Hani Türkiye’de semt pazarları vardır. Pazarcılar, sebze meyveleri satmak için uyaklı sözlerle bağırırlar; işte öyle bir pazar yeri. Teknolojik üretim deyince akla gelen gelmeyen her şey var. Mağazaların girişinde bir görevli elinde mikrofon en son nelerin geldiğini duyuruyor. 56 katlı mağazaların giriş ve çıkış yerleri binanın sağından ve solundan. Hem yoğun trafikte kolaylık hem de kontrol amaçlı olmalı. Görevliler genellikle en son ürünlerin başında. Zaten Manga kültürünün merkezi Akihabara’da sadece iletişim ve benzer teknolojiler yok. Burası aynı zamanda Japon çizgi film sanatı manga kültürünün merkezi. Hem kitaplar hem çizgi film kahramanlarının objeleri sadece Japonya değil, tüm dünya ölçeğinde ilgi görüyor. Çizgi film kahramanlarının heykelciklerine, o kahramanın gördüğü kabule göre etiket konuyor. Fiyatlar 20 bin yene kadar çıkıyor. (Bir yen, Türk Lirasının yaklaşık 20’de biri.) Manga kahramanları bölgedeki dev binaların duvarlarını da süslüyor. Daha doğrusu duvarlar onlardan oluşuyor. Her yaştan Japonun üçte birini kapsama alınana katan manga, dünyaya da ihraç ediliyor. Türkiye de bu ülkeler arasında. Tokyo’daki anime müzesi Ghibli’yi de ziyaret etmek istedik. Öteki müzelere girer gibi gidip bilet yerini sorduk. Temmuz başıydı, şu yanıtı aldık: “Müzeyi rehber eşliğinde gezebilirsiniz. Temmuz ayı biletlerinin tümü satıldı. Ağustos isterseniz verelim...” Japonlar sadece metale dayalı teknolojinin yelpazesini genişletiyor. Geçen yılın vergi rekortmenleri arasına tekstil firması ve oyun konsolu Nintendo’nun yaratıcısı da girmiş... yor. Üniversiteyi bitiren bir mühendis için işyeri de eğitimin bir parçası. Fabrikaların ARGE bölümleri üretim kadar önemli bir yatırım alanı. Japonlar mühendislerini şöyle tarif Kimi ürünleri bizimkilerden daha çok satıyor. Ancak unutmayın, sonunda kalite kazanır...” Japon mallarının daha kaliteli olduğunu kanıtlamak istercesine, gün zun yumuşak yerlerini koyduğunuz alanın hemen yanında onlarca düğme var. İş edinip hangisinin ne işe yaradığını öğrenmeye çalıştım. Biri müzik; dışarıda bekleyen içeri lık geliyor. Bir başka deyimle, bir darbeden daha fazlası hedeflendi. 15 Temmuz’la ilgili her şeyin aydınlatılması için öncelikle darbe girişiminin hedefinde ve gelişmelerin merkezinde olan üç kurumun bilgilerini paylaşması gerekiyor; Cumhurbaşkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı... Bu üç kurum bütün bilgileri, bütün gerçekleri birleştirip paylaşmadıkça 15 Temmuz’la ilgili parçalı bulmaca tamamlanamaz. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulisi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan, TBMM’de bu amaçla kurulan komisyonun davetine katılmama haklarını kullandılar! Kamuoyuna yapılan sığ açıklamalar dışında bu kurumlardan bilgi sızmadı. Ayrıntılı bilgi yok diye, 15 ilgi de oralarda. Tüm dünyadan müşterituristlerin başlı ca uğrak yeri olan Akihabara’da, gerçekten sözgelimi değil, 24 saat açık mağazalar var. En yeni ve en çok ilgi görenlerden örnekler görevliler tarafından ayrıca kaldırımda duyuruluyor. Akihabara’da “en yeni ürün” derken, “yıl”, “ay”, “hafta” kavramlarından öte “gün” hatta “saat” kavramından söz ediyoruz. “Bu ürün son kontrollerin ardından dün üretilmeye başlandı, iki saat önce satışa sunuldu” gibi bir tanımlama duymanız olağan. Dijital teknolojinin sınırı yok. Nerede duracağı, daha doğru anlatımla nereye evrileceği mühendislerin bileceği iş! Fotoğraf makinelerinin, iletişim aparatlarının, saatlerin, mutfak eşyalarının, yaşama dair her şeyin en yeni modeli burada görücüye çıkıyor. Japonlar için teknoloji, elbette ekonominin motor gücü ama bundan önce bir sanat. Bu gözle bakıyorlar. Üstelik sürekli geliştirilmesi, yarış halinde tutulması gereken bir sanat. Yaşamın her alanında yeri var. Örneğin, televizyonlardaki klasik bilgi yarışmalarında ağırlıklı alan, teknoloji. Liseler arası bir yarışmada, bisikletinin daha hızlı gitmesini sağlayan bir lise ediyorlar: “Onlar bugünkü yüzyılın samurayları...” Sonunda kalite kazanır Japonya’da “HindoPasifik” diye coğrafi temelli bir kavram var. Hint Okyanusu’nu ve Pasifik Okyanusu’nu içine alan sahayı tanımlıyorlar. Hindistan, Çin, Kore ve Japonya; bu dört ülkenin toplam nüfusu dünya nüfusunun üçte biri. Toplam nüfuzu da fena sayılmaz. Özellikle teknolojide Japonya’yı, Güney Kore ve Çin fena zorluyor. Kimi alanlarda “made in China”, “made in S. Korea” önde. Bu üç ülke arasında rekabetin yanı sıra işbirliği de var. Ada devleti olmanın da getirdiği avantajla 125 milyonluk Japonya’nın yüzde 98’i Japon. Yüzde 1.5’i Çinli ve Koreli. Yüzde yarım öteki uluslardan. Müze, tren ve benzer ortak aktif yaşam alanlarında dört dilde bilgilendirme var; Japonca, Çince, Korece, İngilizce. ‘Her şey planlı; ne eksik ne fazla’ lük eşyaların yıllar önceki modelle den bundan başka ses duymuyor. ri hâlâ evlerde kullanılıyor. Örneğin Öteki; sadece hava veriyor. Ama iki Türkiye’de çoktan “demode” olmuş te düğme, sıcak ve soğuk... Bütün işleri levizyonlar, çamaşır makinaları hâlâ nizi bitirdikten sonra. aktif. Japonya ekonomisin Bir başkası; hoş bir koku yayı deki planlama gücüne toplum da karşılık Son teknoloji ürünü tuvalet. yor. Vücudunuzun her yeri güzel koksun diye... vermiş. Yeni çıkan Sıcak ve soğuk suları tah ve dünyaya pazar min etmek zor olmadı... lanan bir ürünün İnsan burada çok önemli önceki modeli Ja bir iş yaptığını düşünüyor. pon evlerinde kul Koltuğa, affedersiniz klo lanılmaya devam zete kurulunca bir rahatla ediyorsa, iç piyasa ma, önemseme hissediyorsu uyandırılmıyor. Ya da nuz. Bulunduğu yerde çok ke tam tersi yeni teknolojinin evlerde de olması planlanıyorsa, teşvik ediliyor. Bu teşvik sonucu ne kadar ürün satılacağı öngörülen rakam kadar oluyor. Ne eksik ne fazla. yifli oturan kişi için şöyle bir deyim üretmek yanlış olmaz: “Kurulmuşsun Japon tuvaletinde oturur gibi!” “Lütfen tuvalet kâğıdı atmayım” uyarısı yok. Çöp kutusu da yok. Her şeyi tuvalete atıyorsunuz, suda eriyen Tekno tuvaletler! cinsten. Tuvalet kâğıdı o kadar ince Japonya’ya gidip tuvaletlerine bir ara ki, al ipek gömlek diktir desem, biraz başlık ayıracağım aklıma gelmezdi! Gez abartı olur, o kadar. diğim 4 şehirde de birbirinden işlevsel Tuvaletlerin bulunduğu yere göre de tuvaletleri görünce paylaşmadan ede ğişen özellikleri var. Örneğin, Sumida Ir Temmuz’u okumak zor mu? Bizce değil! Bölgemiz açısından bakarsak, Bü yük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde küçültülmesi planlanan ülkelerde ne uygulandıysa Türkiye’de de o isteniyor. O da iç savaş ortamına sürükleyip, yönetilemez hale getirmek.  15 Temmuz’da bunu engelleyen başlıca unsur halk ve devlet kurumlarındaki sağduyulu kadrolardı... HHH Küresel adlandırmayla Gülen Movement (Gülen Hareketi) olarak 15 Temmuz’la görevlendirilen FETÖ ile ilgili güncel sorular şunlar: 1Yeniden benzer bir görevle ülkenin üstüne çökebilir mi? 2Bu ölçüde gücü var mı? 3FETÖ ile gerçekten mücadele ediliyor mu? 4Diri uzantıları nerelerde? En kritik soru üçüncüsü... İktidar, her şey bir yana genleri gereği böyle bir mücadeleyi verebilecek durumda değil. Bu iktidarın köklerinden yapılacak aşılama da çözüm olamaz. Buralardan medet ummak tam anlamıyla aymazlık olur.  Türkiye’nin siyasetten ekonomiye öğrencisi dereceye girebiliyor. Akihabara’da sohbet ettiğim bir satış medim. Kullanınca, “Bu da bir teknolo mağı kıyısında, yürüyüş yolu üzerinde her alanda yeni bir yön, yeni bir Eğitimin temelini de teknik eğitim oluş görevlisi bunu anımsatınca şunu söyledi: ji harikası” demeden edemiyorsunuz. ki bir tuvaletin içinde, bebeğinizi koy yöntem, yeni bir yönetime ihtiyacı turuluyor. Teknik liseden mezun olanlar “Evet, Çin ve Kore pek çok alanda İlk girdiğimde, bir an pilot kabinin mak için iki bacağını sallayıp durabile var... devamında o alanın üniversitesine gidi bizimle rekabet edecek düzeye geldi. Yollarda seyyar Robota da dava açılır mı?şantiye konvoyu de miyim, diye düşündüm. Vücudunu ceği aparat var. Erkekler bölümünde... Mühendislik sadece elektronik aletten, teknolojiden ibaret değil, kent plan laması da, altyapı inşası da bunun içinde. 56 katlı tren yolları, dev binaların arasın dan tünelle yoluna devam eden otomobil ler, olası en şiddetli depreme dayanıklı bi nalar, Japonya deyince ilk akla gelenler ara sında. Bir de bunun geri planı, yani alt yapı çalışması var. Bu çalışmalardan birini özetleyelim: Hareket halinde birkaç değişik araç tan oluşan, birbiriy Japon tipi bina. Balkon kahve fincanı şeklinde! le bağlantılı bir konvoy... En önde ucu değişken aletlerde toprağı açan bir kepçe... Hemen yanında kepçeden çıkan toprağı kamyona yükleyen küçük bir vinç... Arkada kazılan çukura planlanan boruyu döşeyen araç, onun ardında boruları birbi rine kaynaklayan ekip... Hemen arkada ön de çıkan toprağı çukura döken araç... Son ra toprağı sıkıştırma aracı, en arkada as faltlama... Hepsi birbiriyle zaman ayarlı, uyumlu şe kilde ilerliyorlar... Bu sistemlilik yaşamın, şehirciliğin her aşamasında dikkati çekiyor. Robot teknolojisi yaşamın her alanında karşınıza çıkıyor. Bir dijital ürün mağazasının girişinde sizi robot görevli karşılayabiliyor. İnsan elinin hemen hiç değmediği fabrikalar var. Japonların 1980’lerden beri sürekli geliştirerek sürdürdüğü çalışmalar için şu bilgileri paylaşıyorlar: “Japonya, robot teknolojisinin altyapısını tamamladı. Son buluşlar bu altyapının üstünde gerçekleştiriliyor. Bir anlamda, bu alanın tarlasını oluşturduk. Burada neler yetiştireceğimizi planlamak daha kolay...” Lokum ikramı Japonların “yetiştirmekte” olduğu robotlar özellikle tıp alanında ses getiriyor. Önümüzdeki dönemde daha çok getirecek gibi görünüyor. Ueno Parkı’nda bir pazar günü, geleneksel giysilerle Japon dansları yapan gruptaki sağlık teknisyeni Shingo’la park sohbeti yaptık. Sohbet güzel devam etti. Japonya’da ola ki biriyle karşılaşınca kanımız ısınır, hediye vermek isteriz, diye küçük paketler halin de lokumlar almıştık. Birini hediye edince sohbet tadından yenmez oldu. Japonlar kapalı kutu gibi duruyorlar, ama kutuyu açınca iyi dostluk oluşuyor. Küçük bir hediyenin onları heyecanlandırdığını okumuştum. Öyle oldu. Shingo’nun robotlarla ilgili anlattıkları şöyle: “İnsanın damarından içeri sokulan, gözle görünmeyecek küçüklükte iki robot, ameliyatla çözümlenebilecek bir sorunu giderip dönüyor. Buna benzer çalışmalar var. Japonya’da doktorlar bu çalışmaları yakından izliyor. Pek çok teşhisi de robotların koyması gündemde. Buna karşılık diyorlar ki; ‘Bu durumda olası bir hatada davanın robota açılması gerekir!’ Bugün için böyle bir şeyi düşünmek insanı gülümsetebilir. Ama gelecekteki sorunların habercisi gibi...” Shingo ile bu ve benzer konuları konuştuktan sonra şundan yakındı: “Geleneklerimiz zayıflıyor. Yeni kuşaklardan Japon kültürünün ayrılmaz parçası olan danslara ilgi gösteren az. Bakın buradakilerin yaş ortalaması 40’ın üzerinde...” YETİŞKİN BEZİ ÇOCUK BEZİNDEN ÇOK SATIYOR Japonya en uzun süre yaşayan insanların olduğu ülke. 100 yaşını geçmiş insan sayısı 70 binin üzerinde. 8090’ı siz düşünün. 61 yaşından sonra “İkinci Çocukluk Bayramı”nı kutluyorlar. Bu geleneksel kutlama ortalama ömrün bugünkünden çok daha az olduğu dönemlerde başlamış. Belki yakın gelecekte, “Üçüncü çocukluk” diye bir bayram daha çıkaracaklar. Zira son istatistiklere göre Japonya’da yetişkinler için üretilen bezler, bebek bezinden daha çok satılıyor. Bugün 125 milyon olan nüfusun adım adım 100 milyona kadar düşeceği hesaplanıyor. Yaş ortalaması 50. Türkiye’de 35’ler olduğu düşünülürse, durum daha net ortaya çıkıyor. Uzun yaşamanın sırrı ile ilgili pek çok unsur öne çıkarılıyor. Çoğunlukla balık yemeleri, üstelik çiğ... Hatır için biz de yedik... Çok çalışmaları... Sağlık sisteminin gücü... Ruhu dinlendirmek için buldukları yöntemler. Belki de hepsi. Ancak bunun da bir yaşam mühendisliği olduğunu söylemek mümkün. Osaka’da tarihi kaleye çıkarken, tekerlekli sandalyede bir kadın iniyordu. Etrafında üç kişi. Seferi cesaretiyle, Japon selamıyla önlerine geçtim. Hepsi gülümsedi; tamam, diyalog ortamı başladı. Dünyanın neresinde olursa olsun; gülümsemek iki insan arasındaki en kısa mesafedir. Yıllar zengini nineme yaşını sordum; eliyle işaret edip, dört dedi. Sonra açıkladı: “Yüz artı dört...” Yanındaki kuzeniymiş, o daha dünkü çocuk 70’inde ya var ya yok! Uzun yaşamın sırrını sordum, güldü. Bir daha sordum; daha fazla güldü! YARIN: Kadın, güçlü ve geride...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear