13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 528 ARALIK 2019 CUMARTESİ Asker gönderme tezkeresine karşı çıkacaklarını açıklayan Kılıçdaroğlu, sert ifadeler kullandı Dış politika İhvan endeksli Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüklenen Kılıçdaroğlu, “Kendisini kefenle karşılayanları Libya’ya göndersin” ifadesini kullandı. Türkiye’nin Libya’da iki tarafla görüşmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, TOGO kulelerine Hazine’nin el koymasını istedi. CSERTAÇ EŞ HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Libya’da görev verilmesine karşı çıktı, TBMM’ye gelecek “Libya tezkeresi”ne “Hayır” oyu vereceklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İhvan aşkı”yla Türkiye’nin dış politikasını şekillendirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Kendisini kefenle karşılayanları Libya’ya göndersin. Türkiye bölgede elbette güçlü olmak zorundadır. Ancak Türkiye iki tarafla da görüşmeli ve barışı sağlayan taraf olmalıdır” değerlendirmesini yaptı. Sinan Aygün’ün CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a yönelik suçlamalarını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Yargı ranta kılıf hazırlıyor. Ankara Eskişehir yolundaki rantı 56 kişi kontrol ediyor. Hazine, TOGO kulelerinin arsasına el koymalı, Maliye denetmenleri devreye girmeli” dedi. Kılıçdaroğlu, kurulan yeni partilerin ardından yeni ittifakların oluşabileceğini de söyledi. Kılıçdaroğlu, gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı kahvaltılı toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine harekât yapmasının ne gibi yarar sağladığı sorusunu yönelttiğini ve bunun halen geçerli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Eğer siz Dışişleri Bakanlığı’nı devre dışı parıkıp Saray’daki bir avuç insanla İhvan eksenli bir dış politika oluşturursanız geleceğiniz nokta burasıdır. İdlibli kardeşlerimiz gelecek diyor. Götür Saray’da besle bunları. Yap çadırları, hamisi benim bunların de. Şimdi başımıza Libya çıktı. Suriye’deki meşru hükümeti tanımıyorsunuz. Niçin, Esad olduğu için ama Libya’daki meşru hükümeti tanıyorsunuz. BM kabul ettiği için. Esad’ı da BM kabul ediyor. Libya’ya İhvan kardeşliği için gidiyor, Suriye’ye gidildiği gibi... Türkiye’nin sağlıklı bir dış politikası yok. Tamamen İhvan endeksli bir dış politika yapıyoruz. Mısır’la dış politika bu çerçevede belirlendi” diye konuştu. ‘Tezkereye destek vermeyiz’ Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin TBMM’ye getirilecek tezkereye destek vermeyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bizim askerimizin kanlarının Arap çöllerinde dökülmesini istemiyoruz. Erlerimizin Arap çöllerinde şehit olmasının gerekçesi ne?” dedi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “Atatürk de Libya’ya gitti” şeklindeki sözünü de eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Bu kadar tarih bilgisinden yoksun olan bir kişi ilk kez görüyorum, devleti yönetenler arasında... Libya o zaman Osmanlı toprağı. Osmanlı toprağını korumak için Osmanlı paşasından ne beklenir. O da gidecek oraya mücadele edecek. Sadece o değil ki İnönü de Osmanlı coğrafyasında savaştı. Ama şimdi Libya devletine ait. Hangi gerekçeyle oraya gidiyoruz. Mısır oraya tanklarını soktu, ne olacak şimdi Libya? Bizim askerimiz Rusya, Mısır ve Libya güçleriyle çatışacaklar” dedi. Kılıçdaroğlu, iç çatışma olan bir ülkede taraf tutmak yerine iki tarafla da diyalog kurulmasını önerdi. ‘Ranta yargı kılıfı’ TOGO kuleleri konusunda Sinan Aygün ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile görüştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Olayın özünde yatan aslında şu: Rantiyeciler, yargıyı kullanarak ve idareyi dolaylı olarak devre dışı bırakarak kendi rantlarını sağlıyorlar. Yargı rantlara hukuki kılıf hazırlıyor. Karar verilinceye kadar bitti. Bittikten sonra rantiyeye kazanılmış hakkı oldu. Haksızlığın, usulsüzlüğün, yolsuzluğun, kul hakkı yemenin kazanılmış hakkı mı olur? Hangi haktan bahsediyorsunuz.” FETÖ suçlamalarının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Gazetelerde okudum, FETÖ’cü olanların bir kısmı yurtdışına kaçıyor, hisselerini devrediyorlar, birileri de alıyor. Normalde Bank Kılıçdaroğlu, gazetelerin Ankara temsilcileriyle yaptığı kahvaltılı toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ‘Ailesi savunma sanayisini ele geçirdi’ ‘Tamamen din istismarı’ Kılıçdaroğlu, gazetemizin duyurduğu “Şeri hukuk oluşturulması” yönünde Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Tamamen dini, inancı istismar. İslam Kalkınma Bankası örneği var. Orada denetim var. Böyle kuralların hiçbiri yok orada. Burada özel bir düzenleme yaptılar. Sandılar ki bu Türkiye’nin bir numaralı gündemi olacak, biz yine unutturacağız. Beceremediler. Bu sefer Kanal İstanbul’a sarıldılar. Buradan bir şey yapabilir miyiz diye. Bence ne yaparlarsa yapsınlar beyefendi gidicidir. En büyük endi şem giderken Türkiye’ye çok büyük zarar vermemesidir. Gitmemek için göze almayacağı hiçbir şey yok. İnançları istediği gibi istismar ediyor. Kalmak için ne gerekiyorsa yapıyor. Biz hukuk çerçevesinde gitmesi için ne gerekiyorsa yapacağız.” Uygulamanın “ikili hukuk sistemi”ni akla getirdiğinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye’de zaten ikili sistem olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Zaten iki tane devlet var. Saray devleti ve Türkiye Cumhuriyeti. Yani paralel yapı var. Güncel olarak böyle söylemek daha doğru” dedi. Erdoğan ailesi ve çevresinin savunma sanayisini büyük ölçüde ele geçirdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Tank Palet Fabrikası da bunlardan birisidir” dedi. Kılıçdaroğlu, Tank Palet Fabrikası’nın kiralanacağının söylenmesine karşın Ethem Sancak’ın kira ödemeyeceğini söylediğine de dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Düşünün Erdoğan yalan söylüyor Ethem sancak doruyu söylüyor. Şu geldiğimiz hale bakın. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi toplumu aldatıp kandırıyor. Erdoğan da dönüp bana diyor ki Kılıçdaroğlu yalan söylüyor. Pes yani” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Tank Palet Fabrikası’nın her aşamasını yakından takip ettiklerini de kaydetti. ABD’nin son günlerde Erdoğan’ın mal varlığını gündeme getirmediğini belirten Kılıçdaroğlu, bunu “iki damat” arasındaki kilişkiye bağladı. Kılıçdaroğlu, “Bu ilişki de ABD’de bazı çevreler tarafından güçlü bir şekilde analiz ediliyor. Trump’ın damadı da temiz değil. Berat da temiz değil” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, soru üzerine, Osman Kavala’nın Erdoğan’ın talebi üzerine hapis yattığını, yargıda yaşananların adaletsizliğe prim vermek olduğunu dile getirdi. Asya’nın önünden geçenleri hapse attığınıza göre Hazine bunlara niye el koymadı? El konulması lazım. Hisseyi sattığına göre ‘gel kardeşim hangi gerekçeyle bu hisseyi aldın, üstelik 15 Temmuz’dan sonra’ demesi lazım” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Projenin yapılacağına inanmadığını, gündemin değiştirilmeye çalışıldığını savunan Kılıçdaroğlu, “Hangi parayla yapacaklar. Katarlılara güveniyorlar, onlar gelip yapacak” ifadelerini kullandı. Proje sayesinde Erdoğan’ın “fizikçi, kimyacı olduğunu da kamuoyunun öğrendiğini” söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir de ahlak, erdem, adalet nedir bunu öğrense mutlu olacağım” dedi. Kılıçdaroğlu, yeni kurulan partilerle yeni ittifakların da gündeme gelebileceğini dile getirdi. Türkiye’nin demokrasiden yana olanlar ve otoriter rejimden yana olanlar bağ lamında ayrıştığını kaydeden Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve parti kurmaya hazırlanan Ali Babacan’ın parlamenter demokrasiden yana oldukları açıklamasını yaptığını anımsattı. Kılıçdaroğlu, “Bu bizi memnun ediyor. Türkiye’nin geleceğine aynı pencereden bakıyoruz. A veya B partisinin iktidarından çok Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu bir rejimi ihya etmelidir. Demokrasiden yana olanların işbirliği yapmaları gerekir... Önce demokrasi üzerinde uzlaşacağız. Kişiler gelip geçicidir” dedi. Asgari ücret açlık sınırı oldu Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, Davutoğlu ile bir kez görüştüğünü, Ali Babacanla hiç görüşmediğini, bir sağlık sorunu nedeniyle de eski Cumhubaşkanı Abdullah Gül ile telefon da görüştüğünü kaydetti. Kılıçdaroğlu, açıklanan as gari ücretle ilgili, “asgari ücret aslında açlık sınırını belirleyen ücret haline geldi” değerlendirmesini yaptı. Yaşanan krizin faturasını emekli, memur, işçi, esnaf ve çiftçinin ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Saray, çevresi, devletten dolar basında ihale ve garanti alanlar. Paralarını Londra’ya götürüp lüks villalar alanlar. Bunlar da kazananları. Saray kazananların arkasında duruyor. Yoksullardan elde ettiği tasarrufu, ödemesi gereken parayı kısarak eksik ödeyerek kaynakları bir şekilde bu tarafa aktarmış oluyor” diye konuştu. İstanbul Atatürk Havalimanı’nda sözleşmesi erken bitirilen firmaya 389 milyon Avro ödeme yapıldığının anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Tümüyle devlet yönetimindeki sorumsuzluğu gösteriyor” dedi. l ANKARA Soyer: O rant halkın olacak Tunç Soyer İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer “Başka bir Türkiye mümkün. O Türkiye, yerelden büyüyecek. O rant, halka dönecek” dedi. Tele1 TV ekranlarında Uğur Dündar’ın moderatörlüğünü yaptığı, Demokrasi Arenası programının bu haftaki konuğu Tunç Soyer ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel oldu. İzmir’in şansı Ankara ve İstanbul’a göre 25 yıllık planlarının çok iyi örülmüş olması olduğunu söyleyen Tunç Soyer, “Rant çevreleri nefes alamayacak. Ondan bu hırçınlıkları. O rant hakın olacak” dedi. Soyer Belediye olarak yapacakları çalışmala ra dair, “Bizde gökdelenlerin dikileceği yer Bayraklı’nın arka tarafına planlanmış. Kadife Kale’nin görselini bozacak yükseklikte bir bina yapılıyor. O ruhsatı iptal edeceğiz” dedi. Buca metrosu ihalesi Metro inşaatlarına hız verdiklerini belirten Soyer, “İzmir’i demir ağlarla örüyoruz” dedik. Bu toplu taşımada kaliteyi artırmakla olur. Buca metrosuyla başlayacağız. 2020 yılı içinde ihaleye çıkıyoruz. Dört yıl sonunda Çamkule’ye metro ile gideceğiz. Üçyol’dan başlayacak Çamkule’ye gidecek... 1 milyar 70 milyonluk bir bedelle yapılacak ve tamamen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesiyle ya pılacak. İstanbul’da metrolar hep devlet bütçesi ile yapılmıştır. İzmir’de hep kendi bütçemizle yapıyoruz. Çiğli tramvayına da hemen başlayacağız, arkasından GaziemirKarabağlar metrosu var. Narlıdere devam ediyor. Narlıdere metrosu 2020 yılı içerisinde tamamlanmış olacak” dedi. Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanıyla birlikte “Ege Et”i açtıklarını belirten başkan Soyer şu ifadeleri kullandı: “İzmir’in her alanında kooperatif mantığıyla küçük üreticiyi tüketici ile buluşturacağız. Bunu sadece İzmir’de değil 81 vilayette yapacağız. 11 büyükşehir belediyesi başkanı ile konuşuyoruz. İnce ince çalıştık. İstanbul’un halk pazarlarında kooperatif ürünleri satılacak, dı şa bağımlılığın önüne geçilecek.” ‘Körfez’de yüzeceğim’ Soyer, Körfez’deki koku konusundaki eleştrilere dair de, “Körfez kendini temizleme özelliğine sahip. Biz kirletmezsek kendini temizleyecek. Kirlilik yaratan meseleleri tespit ettik. 3 yıl sonra Körfez’de denize gireceğim” dedi. Özgür Özel’den öneri Özer ise yerli otomobil ile ilgili, “Bizim de bir önerimiz var. Eğer bu Meclis milletin Meclis’i ise yerli otomobilin makam arabası yapılmasını istiyoruz. Bu araçları test sürüşü milletvekilleri tarafından yapılmalı. Biz varız, herkesi de bekliyoruz” dedi. l Haber Merkezi “Sevdiklerinizi eğitim bursuyla yaşatın!” CUMHURİYET’TEN YENİ BİR ATILIM... Cumhuriyet Vakfı’nda eğitim bursu için fon oluşturduk. CUMHURİYET GELECEĞİN ÖNCÜSÜ GENÇLERE DESTEK OLUYOR. Gazeteniz Cumhuriyet’te yayınlanan vefat ve başsağlığı ilan gelirlerinin %20’sini Atatürk Cumhuriyeti’nin ilerici gençleri için Cumhuriyet Vakfı tarafından oluşturulan eğitim fonuna aktarıyoruz. Başarılı ve ihtiyaç sahibi gençlerimizin eğitim masraflarına destek olmanız acınızın bir parça dinmesine ve sevdiğinizin adının yaşamasına yardımcı olacaktır. C ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74 BAŞSAĞLIĞI “Ruhi Su’nun izinde 44 yıl” 1975’de Dostlar Korosu’na katıldı. 1987’de Ruhi Su Dostlar Korosu’nu yönetti. HÜSEYIN TUTKUN’U dün son yolculuğuna uğurladık. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.” &Ruhi Su Kültür Sanat Derneği Ruhi Su Dostlar Korosu CHP sakın itiraz etmesin! Saray’ın aldığı her karara bugüne kadar itiraz etmenize ses çıkarmadık. Haklıydınız, karşı çıkma argümanlarınız kamunun genel çıkarlarına uygundu ve bizler de bu itirazlarınıza destek çıkıyorduk. Ama bu kez durum farklı. Allah aşkına bu kez de itiraz edip ülke olarak huzura, refaha, velhasılı kurtuluşa ermenin yolunu tıkamayın. Yok yok, hemen aklınıza Kanal İstanbul konusu gelmesin. Konu, Kanal İstanbul’la ilgili olsa da nihai hedef başka. Şimdi olayı anlatınca siz de bana hak vereceksiniz. Kanal İstanbul’un yeniden gündeme gelmesi üzerine muhalefet olarak siz, “yaptırmayız” diye cayırtıyı kopardınız, İBB Başkanı İmamoğlu da “Ben Kaliforniya’nın değil İstanbul’un belediye başkanıyım buna izin vermem” dedi ya... İşte Saray da epeydir düşünüp harekete geçmek fırsat kolladığı hamlesini yaptı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla önceki gün Resmi Gazete’de yayımlanan genelge ile belediyelerin Yerel Akıllı Şehirler Kurulu tarafından yönetilmesini öngören “Ulusal Akıllı Kentler Stratejisi ve Eylem Planı (20202023)” açıklandı. BirGün gazetesinden meslektaşımız Nurcan Gökdemir’in haberine göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülecek plan, yerel yönetimlerde bütüncül strateji ile “ortak vizyon ve yol haritası” belirleme temelinde hayata geçirilecek. Eylem Planı’nda “Akıllı Şehir” modeli “insan müdahalesine gerek duyulmadan şehrin veri ve uzmanlığa dayalı olarak gelecek öngörüleriyle kendi kendini yönetebilmesi” olarak tanımlanmakla birlikte yönetsel ciddi değişiklikler getiriyor. Bir nevi yapay zekâ ile şehrin yönetilmesi demek yanlış olmaz sanırım bu modele. Hah işte zurnanın “zırt” dediği yer burası. Akıllı şehir modelinde “insan müdahalesine gerek duyulmadan şehrin veri ve uzmanlığa dayalı olarak gelecek öngörüleriyle kendi kendini yönetmesi” harika bir şey. Buna sakın itiraz etmeyin ne olur. “Ama nasıl olur? Bu genelge ile halkın iradesi yok sayılıyor, seçilmiş belediye başkanı devre dışı bırakılıyor” dediğinizi duyar gibiyim. Elbette bu dediklerinize hak vermiyor değilim. Ama ben sizin yerinizde olsam, Saray’ın seçilmiş belediye başkanını devre dışı bırakan bu “Akıllı Şehir Eylem Planı Stratejisi”ni fırsata çevirir karşı hamle yaparım. Benimkisi biraz “Zihni Sinir Projesi” olarak değerlendirilebilir ama sonuç alınırsa harika bir şey olur. Şimdi bu “Akıllı Şehir Modeli” nasıl işleyecek? İnsan müdahalesine gerek duyulmadan şehir, veri ve uzmanlığa dayalı olarak gelecek öngörüleriyle kendi kendisini yönetecek değil mi? E, madem bir şehir verileri yüklediğinde insan müdahalesine gerek duymadan kendi kendini yönetebiliyorsa bir ülke de pekâlâ aynı yöntemle kendi kendini yönetebilir. Ülkenin verilerini yüklersin yapay zekâya, çözümleri ve yol haritalarını pat diye çıkarıverir. Böylece tek adam yönetiminden de maaile kurtulmuş oluruz. Nasılsa insan müdahalesine gerek duyulmuyor bu modelde. Mesela bakın iki gündür asgari ücreti tartışıyoruz değil mi? Enflasyon hesaplama yöntemini bile değiştirmelerine rağmen, TCMB Para Politikaları Kurulu geçen ayın verilerine bakarak yıllık enflasyon oranının 10.56 olduğunu açıkladı. Asgari ücreti zammını da bu istatistik verilerle oynayarak belirlediler. Oysa önerdiğim “Akıllı Devlet Modeli” uygulansa enflasyon sepetindekileri değiştirmeye gerek kalmaksızın, çarşıda pazardaki fiyat verilerini girdiğinde hem enfyasyonu doğru ölçmüş oluruz hem de asgari ücret zammını o doğru ölçümlenmiş verilere göre belirleriz. Dün Sözcü gazetesinin yönetici ve yazarlarına FETÖ’den ceza yağdı misal. Akıllı Devlet Modeli olsa, bu yazarların geçmişteki eylemleri, yazıları, ilişkileri veri olarak yüklendiğinde makine “manyak mısınız oğlum ne FETÖ’cüsü, hadi işinize” der bu davayı ilk celsede bitirirdi. Ama davaya insan müdahalesi olunca işte böyle ceza yerler. Ey CHP’liler! Gelin bu “Akıllı Şehir Stratejisi Eylem Planı”nı bir adım öteye götürüp “Akıllı Devlet Stratejisi Eylem Planı”na dönüştürmenin yollarını arayalım. AYM’ye mi başvurursunuz, imza kampanyası mı başlatırsınız bilmem. Ama kurtuluşumuz bundadır bilesiniz. ‘En başarılı’ İmamoğlu çıktı Kamuoyu araştırma şirketi SONAR’ın “Büyükşehir ve İstanbul İlçe Belediye Başkanları Performans Araştırması Aralık 2019” sonuçlarını yayımladı. Büyükşehirler içinde en başarılı isim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olurken, ilçe belediye başkanları sıralamasında AKP Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ilk sırada yer aldı. “Büyükşehir Belediye Başkanınızı genel olarak düşündüğünüzde başarılı buluyor musunuz” sorusuna verilen yanıtlara göre ilk beş belediye başkanı şöyle: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (yüzde 61.7), Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay (yüzde 60.2), İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer (yüzde 58.2), Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin (yüzde 56.7), Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş (yüzde 54.4). İstanbul’da ilçe belediyelerinde ise en başarılı ilk 5 belediye başkanı şöyle sıralandı: Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu (Yüzde 73.3), Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç (Yüzde 60.2), Çekmeköy Belediye Başkanı Ahmet Poyraz (Yüzde 56.6), Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel (Yüzde 55.1), Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Fırat Çalık (Yüzde 54.8) l İç Politika
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear