23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DIŞ HABERLER EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ dishab@cumhuriyet.com.tr 78 KASIM 2019 CUMA NATO’da derin tartışmaFransa Cumhurbaşkanı ABD’ye yüklenirken NATO Genel Sekreteri, ‘ABD olmadan olmaz’ dedi ‘Bağdadi’nin eşi Hatay’da yakalandı’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı, ABD’nin geçen ay İdlib’de düzenlediği operasyonla ölü ele geçirdiği IŞİD lideri Ebubekir el Bağdadi’nin eşinin yakalanmasıyla ilgili ayrıntılar ortaya çıkıyor. Alman haber ajansı dpa, bir Türk yetkiliye dayandırdığı haberinde, Bağdadi’nin ilk eşi Esma Feysi Muhammed el Kubeysi’nin 2 Haziran 2018’de beraberindeki 10 IŞİD zanlısı ile birlikte Hatay’da yakalandığını aktardı. Esma el Kubeysi’nin kimliğinin kısa süre içinde tespit edildiği ve Bağdadi’nin yönetim çevresiyle ilgili pek çok bilgi verdiği kaydedildi. Habere göre yakalananlar arasında bulunan Bağdadi’nin kızının kimliği Irak’tan temin edilen DNA örneği ile teyit edildi. Zanlıların Türkiye’deki bir geri gönderme merkezinde tutulduğu da haberde verilen bilgiler arasında. Jeffrey’den Türkiye ziyareti Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye ve IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi James Jeffrey’nin Türkiye’ye iki günlük bir ziyaret gerçekleştireceği duyuruldu. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Erdoğan’ın13 Kasım’daki Washington temasları öncesindeki ziyarete ilişkin “Jeffrey’nin bugün ve yarın üst düzey Türk yetkililer ve Suriyeli muhaliflerle bir araya geleceği, Türk yetkililerle ortak çıkarlar kapsamında kuzey Suriye ve IŞİD terör örgütü ile mücadele konularını görüşeceği” kaydedildi. Bakanlıktan üst düzey bir yetkili ise gazetecilere verdiği demeçte, “Türkiye, Bağdadi’nin eşi, kız kardeşi, aile üyelerini yakaladığını söylüyor. ABD’nin bu kişilerin kimler olduğu konusunda bilgisi var mı? Bu kişilerin gerçekten aile üyeleri olduğunu doğrulayabilir misiniz?” şeklindeki bir soruya, “Hiçbirini doğrulayamam” yanıtını verdi. James Jeffrey’nin Türkiye ziyaretinin gündemine de değinen yetkili, bu temaslarda 17 Ekim’de Türkiye’yle ABD’nin Suriye konusundaki ortak açıklamasında yer alan unsurların hayata geçirilmesi, Suriye politikalarında Türkiye’yle nasıl daha iyi koordine olabilecekleri gibi konuların ele alınacağını söyledi. TSK destekli güçlerin Tel Tamer’e doğru ilerlediği yönündeki haberlerden endişe duyduklarını ve bu endişelerini Türk yetkililerle paylaştıklarını da belirtirken, “Türkler bize Tel Tamer’i almaya çalışmayacakları yönünde güvence verdi” dedi. Erdoğan: IŞİD’le mücadelede taviz yok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Macaristan’da Başbakan Victor Oban ile düzenlediği ortak basın toplantısında terörle mücadeleye dikkat çekerek, “Bugün Mazlum Kobani denilen adamın Bağdadi’den hiçbir farkı yok. Bağdadi ne kadar önemli bir teröristse Mazlum Kobani de o kadar önemli bir teröristtir” ifadelerini kullandı. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 4’üncü Toplantısı’na katılmak üzere dün Macaristan’a giden Erdoğan, “İlk etapta sadece El Bab’da 3 bini aşkın IŞİD’liyi etkisiz hale getirdik. Şu anda cezaevlerimizde 1150’yi aşkın IŞİD’li var. İşte en son Bağdadi’nin ablasını Azez’de eşiyle beraber yakaladık. Aynı şekilde eşini yakaladık. Şimdi en son13 tane en yakın çevresini yakaladık, onlar da şu anda elimizde. Biz IŞİD ile böyle mücadele ediyoruz ve asla bundan taviz vermeyiz” dedi. Erdoğan, Macaristan ziyareti öncesinde gazetecilerin Bağdadi’nin aile üyelerinin nerede yargılanacakları, yasal prosedürün nasıl işleyeceğine yönelik sorusuna, “Biz tabii bu yakaladıklarımızı, sonra kendi geri gönderme merkezlerimize alıyoruz. Ondan sonra Adalet Bakanlığımız bu konuda ne karar verecek bunu göreceğiz” yanıtını verdi. Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, CNN’e verdiği demeçte, IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi’ye yönelik oprerasyonda ABD ile askeri ve istihbarat koordinasyonu yaptıklarını belirtti. Akar ayrıca, operasyon öncesinde Bağdadi’nin İdlib’de olduğunu bilmediğini aktardı. Kuzey Atlantik İttifakı’ndaki anlaşmazlıklar Macron ve Stoltenberg’in açıklamalarıyla bir kez daha su yüzüne çıktı. Atlantik Okyanusu’nun iki yakasındaki müttefikler arasında, siyasi, askeri, ekonomik alanlarda yaşanan pürüzler ve Suriye sahasında ortaya çıkan görüş ayrılıkları, yine NATO’nun (Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü) sorgulanmasını beraberinde getirdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, başta Ankara ve Washington yönetimleriyle yaşanan uyuşmazlığa işaret ederek “Tanık olduğumuz şey, NATO’nun beyin ölümüdür” ifadelerini kullandı. Macron, Washington’a güvenerek hareket edemeyeceklerini savunurken, NATO Genel Sekreteri’nden “Avrupa Birliği (AB), Avrupa’yı savunamaz” çıkışı geldi. ‘Uçurumun kıyısında’ İngiltere’de yayımlanan The Economist dergisiyle 21 Ekim’de, Elysee Sarayı’nda yaptığı röportaj dün yayımlanan Macron, NATO müttefikleri arasında koordinasyon bulunmadığını dile getirdi. ABD Başkanı Donald Trump’ın, “Avrupa projesi”ne inanmadığını belirten Macron, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) çıkış sürecinin (Brexit) de Birlik’e zarar verdiğini vurguladı. Trump’ın geçen yıl ticari ilişkilerle ilgili bir konuşmasında AB’yi “hasım” olarak tanımlaması ve İngiltere’yi birlik Trump ile Macron, geçen ağustosta Fransa’daki G7 zirvesinde bir araya gelmişti. ten sert bir çıkış için teşvik etmesi, Avrupa’da eleştirilere neden olmuştu. Macron söyleşide, çok taraflılılık ilkesine karşın tek taraflı hareket eden ABD’nin “Avrupa’ya sırtını döndüğünü” ifade etti. Avrupa’nın savunma işbirliğini güçlendirmesi, Avrupa Ordusu için hazırlık yapılması önerilerini uzun süredir dile getiren Macron, daha önce Batı Avrupa’nın savunulmasında ABD’yi kritik önemde gören İngiltere ve kimi ülkelerden tepkiyle karşılaşmıştı. Avrupa’nın “uçurumun kenarında” durduğu değerlendirmesinde bulunan Macron, “Şu an deneyimlediğimiz şey NATO’nun beyin ölümüdür” dedi. Avrupa’nın “uyanması” gerektiğini, kendisini jeopolitik özne olarak düşünmediği sürece “silineceğini” savundu. Türkiye’ye suçlama Fransa Cumhurbaşkanı, NATO’daki koordinasyon sorunlarından söz ederken terör örgütü YPG’ye yönelik Suriye’deki Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle Türkiye’ye de suçlamalarda bulundu. “ABD’nin bağlılığı açısından NATO’nun gerçekliğini yeniden değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. ABD ve NATO müttefikleri ara sında stratejik karar alma aşamasında koordinasyon yok. Çıkarlarımızın tehlikede olduğu bir alanda ise, bir başka NATO müttefiki olan Türkiye’nin koordine edilmemiş saldırgan eylemleri var” ifadelerini kullandı. “Türkiye’nin NATO’dan çıkarılmasının, örgütün çıkarına olmadığı” değerlendirmesinde bulunan Macron, “ancak üye devletler NATO’nun ne olduğunu yeniden düşünmeli” şeklinde konuştu. Macron, Kuzey Atlantik İttifakı’nın temellerine ilişkin de sorgulamalarda bulundu. Müttefiklerden birine yapılan saldırının diğerlerine de yapıldığını öngören 5. Maddesi’nin geçerliliğine hâlâ inanıp inanmadığına yönelik soruyu “Bilmiyorum. 5. Madde yarın ne ifade edecek ki?” şeklinde yanıtladı. Rusya ile stratejik bir diyalog içine girilmesini önerdi. ‘AB savunamaz’ Fransa Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının yankıları sürerken, dün NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’den de ABD’yi savunan ifadeler gelmesi dikkat çekti. Stoltenberg, Berlin Duvarı’nın yıkılışının 30’uncu yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde bulunduğu Berlin’de ABD’nin Avrupa savunması açısından önemli olduğunu söyledi. Stoltenberg, AB savunma entegrasyonu yönündeki çabaları desteklediğini ancak ABD’nin yerinin doldurulamayacağını belirterek “Avrupa Birliği Avrupa’yı savunamaz” dedi. NATO Genel Sekreteri ayrıca, “Norveç, Kanada ve İngiltere ile güneyde Türkiye, Avrupa’yı güvende tutmak için kilit öneme sahip ülkeler” ifadelerini kullandı. Şili’de metro biletlerine yapılan zamlarla geçen ay başlayan eylemlerde en az 23 kişi yaşamını yitirdi. Pinera’nın dosyası mahkemede Metro biletlerine geçen ay yapılan zamların tetiklediği kitlesel protestolara sahne olan Şili’de, tepkilerin odağındaki Devlet Başkanı Sebastian Pinera hakkında “insanlığa karşı suç işlediği” gerekçesiyle yapılan suç duyurusunun işleme alındığı bildirildi. Venezüella merkezli TeleSur’un haberine göre başkent Santiago’daki mahkeme, Pinera’nın yanı sıra İçişleri Bakanı Andrés Chadwick, Jandarma Genelkurmay Mario Rozas ve General Javier Iturriaga hakkında da iddiaların bulunduğu dosyayı kabul etti. Kardeş Halkları Savunma Komite si ve Adalet Komitesi’ne bağ lı 16 avukat, geçen pazarte si günü suç duyurusunda bu lunmuştu. Hukukçular dava nın gerekçesi olarak sivil hal ka yönelik sistematik saldırı ları gösteriyor. Pinera 1973 yılında, solcu Devlet Başkanı Salvador Allende’yi darbeyle devirerek başa ge çen Diktatör Augusto Pinochet’nin 17 yıllık iktidarından bu yana en kan lı müdahalelerinin yaşandığı Şili’de gösteriler boyunca en az 23 kişi ha yatını kaybetti, 7 binden fazla kişi gö zaltına alındı ve 800’ü polis memu ru olmak üzere 1659 kişi yaralandı. İnsan hakları ihlallerine ilişkin iddialar, özellikle geçici süreyle uygulanan kısmi olağanüstü hal döneminde yoğunlaşıyor. Öte yandan, Santiago Doğu Bölge Savcısı Manuel Guerra, 14 polis hakkında işkence suçlamasıyla soruşturma başlatıldığını duyurdu. Savcıların ayrıca işkence, taciz, şiddet ve tecavüz suçlamalarının da aralarında olduğu 800 dosyayı inceledikleri belirtildi. Devlet Başkanı Pinera ise önceki gün yaptığı açıklamada, hak ihlalinde bulunduğu tespit edilen polis ve askerler hakkında işlem yapılacağını duyurdu. Pinera daha önce istifa etmeyeceğini açıklamıştı. Pentagon’dan itiraf ‘Petrol gelirleri SDG’ye gidecek’ ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Sözcüsü Jonathan Hoffman, ABD’nin Suriye’de kontrol ettiği petrol sahalarının gelirinin terör örgütü YPG/ PKK’nin ana omurgasını oluşturduğu SDG’ye gideceğini söyledi. Pentagon’da dün düzenlenen brifingde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hoffman, “Bizim bölgedeki çabalarımız IŞİD’in petrolü almamasına yönelik. Ayrıca SDG’yi IŞİD’e karşı mücadelede bu sahaları fon olarak kullanmaları için de çabalıyoruz” dedi. ABD ordusunun başka bir ülkenin sınırları içerisindeki doğal kaynakları alması ve kontrol etmesinin hukuki dayanağının sorulması üzerine ise bu durumun Trump’ın IŞİD’e yönelik terörle mücadele yetkisinden kaynaklanmakta olduğunu söyleyen Hoffman, “Bu sahaların gelirleri ABD’ye değil, SDG’ye gidecek” ifadelerini kullandı. Hoffman ayrıca Washington’ın Türkiye’nin ÖSO’ya yöneltilen savaş suçları iddialarını soruşturmasını beklediğini söyledi. Irak’ta gerilim dinmiyor. Irak’ta yine kan döküldü Irak’ta başta başkent Bağdat olmak üzere işsizlik ve yolsuzluk karşıtı protestolar sürerken can kayıpları da artıyor. Dünkü eylemler sırasında Bağdat’ta güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu en az dört kişinin yaşamını yitirdiği, 35 kişin yaralandığı duyuruldu. Ülkenin güneyinde yer alan Umm Kasr Limanı’nında ise yetkililer dün erken saatlerde eylemcilerin çoğunun bölgeden çekildiğini açıkladı. Ancak ilerleyen saatlerde araların da yaşamını yitiren göstericilerin yakınlarının da bulunduğu bir grubun, limana girişi tekrar kapattığı kaydedildi. Umm Kasr, Irak’ın tahıl, yağ ve şeker ithalatının büyük çoğunluğunun yapıldığı önemli bir liman. Geçen aydan beri ülke çapındaki eylemlerde 250’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği açıklanmıştı. Bu arada Birleşmiş Milletler’den, Irak’ta kapsamlı bir ulusal diyalog için garantörlüğe hazırız açıklaması geldi. CIA Direktörü Haspel, Suudi Kralı ile görüştü. Twitter’da ‘Riyad casusu’ Muhalifleri, üzerinde sosyal medyada baskı kurduğu eleştirilerinin odağındaki Riyad yönetimi, bu kez de Twitter üzerinden casusluk suçlamalarıyla karşı karşıya. ABD’de iki eski Twitter çalışanı hakkında Suudi Arabistan adına casusluk yapmak suçlamasıyla dava açıldı. San Francisco’daki Kuzey Bölge Mahkemesi’ne açılan davada, ABD vatandaşı Ahmed Ebuammu ve Suudi vatandaşı Ali ezZebara’nın, 2015’te Twitter kullanıcılarının kişisel bilgilerini, Suudi yönetimine yakın isimlere para karşılığı aktarmakla suçlandığı bildirildi. Söz konusu kişilerin, Suudi vatandaşı Ahmet elMutayri ile bağlantılı olarak faaliyet yürüttükleri, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’a ait MiSK Vakfı’nın yöneticisi Bedir elAsakir tarafından yönlendirildikleri belirtildi. Washington Post’un haberinde Ebuammu’nun, Twitter kullanıcılarına ait şahsi bilgileri, yetkisi dışında sorguladığı suçlamasıyla hakkında sürdürülen soruşturma kapsamında geçen salı günü Seattle kentinde gözaltına alındığı kaydedildi. Arkadaşları da izlenmiş İddianamede Ebuammu’ya çabaları karşılığında 300 bin dolar ile 20 bin dolarlık bir saat hediye edildiği öne sürüldü. Zebara’nın ise 6 binden fazla Twitter kullanıcısına ait kişisel bilgileri, Muteyri aracılığıyla Bin Selman’ın yakınındaki Asakir’e aktardığı iddia edildi. Zebara’nın takip ettiği isimler arasında 2017 yılında İstanbul’da öldürülen Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın arkadaşlarının da olduğu savunuldu. İddianamede adı geçen üç kişiden ikisinin Suudi Arabistan’da olduğu düşünülüyor. Öte yandan, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) Direktörü Gina Haspel’in dün Riyad’a ziyarette bulunması dikkat çekti. Haspel’in, Suudi Arabistan Kralı Selman ile bir araya geldiği bildirildi. Çocukların öldüğü saldırı istifa ettirdi Kolombiya’da ordunun, eski Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri’nin (FARC) barış anlaşmasını kabul etmeyen unsurlarına yönelik bombardıma nında çocukların yaşamını yitirdiği haberleri gün demi karıştırdı. Hava saldırısında sekiz çocuğun ölümünü gizlediği gerekçesiyle hem kamuoyunun hem muhalefetin koltu ğunu bırakma çağrısı yaptığı Savun ma Bakanı Guillermo Botero istifa et ti. Azledilmesine ilişkin Senato’da yapılacak oylamaya birkaç gün ka la Devlet Başkanı Ivan Duque ile gö rüşen Botero, istifa kararı aldığını önceki gün duyurdu. Yapılan operasyo Botero nun gerekli olduğunu belirterek, sal dırının düzenlendiği kampta çocukların olduğunu bilmediklerini savundu. Muhalefet, hava saldırı sında yaşları 12 ile 17 arasında değişen sekiz ço cuğun hayatını kaybettiği iddiasını gündeme taşı mıştı. Botero’nun azledilmesine ilişkin oylama 13 Kasım’da Senato’da yapılacaktı. Burkina Faso’da araç konvoyuna saldırı: 37 ölü Burkina Faso’nun doğusunda bir maden şirketine ait araç konvoyuna düzenlenen saldırıda sivil ve asker 37 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi. Burkina Faso resmi ajansına göre, Doğu Vilayeti’nde Kanada merkezli SEMAFO şirketinin işlettiği altın madenindeki işçileri taşıyan konvoy, Gourma ve Tapoa kentleri arasında saldırıya uğradı. Konvoyun en önündeki aracın yola döşenen mayının üzerinden geçerek infilak etmesinin ardından, saldırganlar diğer araçlara ateş açtı. Saldırıda sivil ve asker 37 kişi hayatını kaybetti, en az 20 kişi de yaralandı. Konvoydaki bazı kişilerden ise haber alınamadığı öğrenildi. İran’dan yeni nükleer adım İran yeraltında bulunan Fordo nükleer tesisindeki santrifüjlere uranyum gazı enjeksiyonuna dün itibarıyla başladığını duyurdu. İran Atom Enerjisi Kurumu enjeksiyonun gece yarısından sonra başladığını açıkladı. Santrifüjlerin uranyumu nükleer anlaşmadaki yüzde 3.67 seviyesinin üstü olan yüzde 4.5 oranında zenginleştirmeye başladığı kaydedildi. Washington’dan Tahran’a karşı “ciddi adımlar atılması” çıkışı yükseldi. Öte yandan Tahran, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na (UAEK) bağlı çalışan bir müfettişin geçen hafta Natanz nükleer tesisini ziyaretinin engellendiği ve kısa süreliğine alıkonulduğu yönündeki haberleri doğruladı. Tesise girerken bir alarmı aktive etmesi neticesinde üzerinde “şüpheli” bir şey taşıyor olabileceği endişesi doğurduğu savunulan müfettişin akreditasyonunun askıya alındığı, Viyana’ya geri gönderildiği, UAEK’nin durum hakkında bilgilendirildiği açıklaması yapıldı. Birleşmiş Milletler ise İran’a “UAEK müfettişlerinin görevlerini güvenli bir şekilde yapmalarının sağlanması” çağrısı yaptı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear