23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 12 KASIM 2019 SALI EDİTÖR: ALPER İZBUL HABER El kesesinden antiemperyalizm Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yarın Washington’da ABD Başkanı Trump ile görüşecek. Cumhurbaşkanı, bu ziyaret konusunda çok tereddüt etmiş, kamuoyunda da, Washington’a gitmemesi konusunda güçlü bir eğilim belirmişti. Kamuoyunun tepkisi Trump’ın ünlü küstah mektubu ile Temsilciler Meclisi’nin yaptırımlar konusunda, Barış Pınarı Harekâtı’nın durdurulmasına rağmen, direnmesi ve “Ermeni soykırımı!” konusunda, son aldığı karardan kaynaklanmaktaydı. Türk kamuoyu bir zamanlar, “stratejik ortağı” olduğunu sandığı ABD emperyalizminin, Suriye’deki oyunlarıyla içyüzünü artık iyice fark etmiş görünüyor. Barış Pınarı Harekâtı’nın bu kadar büyük destek görmesinin nedeni de budur. Şu anda toplumdaki emperyalizm karşıtı ayaklanmış duygular egemendir. Tayyip Bey’in Trump ile görüşmesini de kamuoyu bu duyguların etkisini hissederek izleyecektir. “Hiç gidip görüşme!” çağrıları da buradan kaynaklanmaktadır. Bu güçlü tepkiye saygılıyız. Yalnız antiemperyalizm derken bazı şeyleri de bilmek zorundayız. Öyle bir gece, emperyalizmin bölge için planladığı “BOP’un eşbaşkanıyım!” diye yatıp, ertesi sabah “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!” diye kalkamazsınız. HHH Emperyalizme karşı mücadele, bir dünya görüşünün, bütüncül bir politik tavrın sonucudur. Emperyalizmle mücadele, bütün toplumun katılımıyla, ulusça hep birlikte dayanışmayla yürür. Emperyalizmle mücadele, kan kadar alın teri de gerektirir. O, emeğini seferber etmeyen toplumların başarabileceği bir şey değildir, ancak emeğin en kutsal değer olduğu toplumlarda antiemperyalist mücadele başarıya ulaşır. Avanta, talan, yağma toplumları antiemperyalist savaşım sürdüremezler. Ardına arkasına ürettiğinden çok üreyen ve tüketen bir toplumu almış olan liderlerin omuzlarına antiemperyalist bir mücadelenin yükünü yüklemeye kalkarsanız, taşıyamazlar. Türkiye, sürekli cari açık veren bir ülke. Ne demek cari açık? Cari açık, kısaca bir toplumun, ürediği ve tükettiği kadar üretememesi anlamını taşır. Türkiye cari açık bağımlısı bir ülkedir. Bu bağımlılığın, siyasi rejiminin simgesi de AKP’dir. Söz konusu bağımlılığın mazereti ise ekonominin çarklarının dönebilmesi için petrol, doğalgaz ve yatırım malları ile ara mallar ithali yapmak zorunluluğudur. Bu bahane ile uyutulan toplum, gerekli özverilerde bulunmak yerine, bir yandan kendisini ayakta tutmak için yeterli kaynağı üretemeyip, bunu talan, yağma, avanta ile bir ölçüde karşılayıp, sonra da kalanı için gidip eloğlunun kapısını çalarak, “Gel bana yatırım yap, sana herkesten fazla faiz vereyim, paranı bana getir!” deyip ardından da, o kapısını çaldığı emperyalizme karşı mücadele yürütemez. HHH Böyle bir davranış, gidip birine, “Benim ihtiyaçlarımı karşıla ki seninle mücadele edebileyim” demekle eşanlamlıdır. Onun için cari açık bağımlısıysan eğer, ne kadar cesur olursan ol, neyi göze alırsan al, emperyalizm kendisiyle mücadeleye giriştiğinde, önce ekonominin musluğunu keser ve sen daha bir tek kurşun bile atamadan alandan çekilmek zorunda kalırsın. Yarıda kesilen Barış Pınarı Harekâtı bunun canlı örneğidir. Yalnızca “kahrolsun!” diyerek de antiemperyalist mücadele sürdürülemez, onun karşısına, onunkine eş değilse bile yakın bir değerler bütünü oluşturarak çıkabilirsin. Antiemperyalist mücadele, söverek değil, sanatta, bilimde, sanayide, toplumsal hayatta, politikada üretmekle yürütülebilir. Tayyip Erdoğan ile Trump görüşmesini izlerken bütün bu gerçekleri bilmeli ve kendisinin dayatmacı ABD’ye karşı antiemperyalist bir savaşımı sürdürdüğü gibi yanlış bir kanıya saplanmamalı, omuzlarına kaldıramayacağı yükler yüklememeliyiz. Böyle bir davranış ona da haksızlık olur bize de, antiemperyalist savaşım kavramına da... BAKAN ÇAVUŞOĞLU: FETÖ’nün merkezi ABD Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bazı ülkelerin, artık terör örgütlerini desteklediklerini açıkça söylediğini belirterek “FETÖ terör örgütünün merkezi ABD’dedir” dedi. Antalya’da Alaaddin Keykubat ve Alanya Hamdullah Emin Paşa üniversitelerinin akademik yıl açılış programına katılan Çavuşoğlu, Batı’nın zayıflamaya ve cazibesini kaybetmeye başladığını ifade etti. Dünyada terörizmin farklı boyutlara ulaştığını söyleyen Çavuşoğlu, “Eskiden de terör örgütlerinin belirli güçler tarafından kullanıldığını söylerdik. Ama artık gizlemiyorlar. Açıkça destek verdiklerini söylüyorlar. En son ABD, Suriye petrolünü PKK’yi, YPG’yi güçlendirmek için kullandığını itiraf etti. Örgütler istihbarat örgütlerince kullanılıyor. FETÖ terör örgütünün de çok açıkça söylüyorum merkezi ABD’dedir” diye konuştu. l AA Kombassan’ı kurtarmaya yönelik yasa teklifine karşı mağdurlar suç duyurusu yapacak BİST’e zarar verir Borsa İstanbul Yönetimi’ni, Kombassan Holding’i kurtarmaya dönük yasa teklifinin yanlışlarını anlatmaya çağıran avukat Acun Papakçı, gelecek hafta mağdurlar adına tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlandıklarını açıkladı. Özellikle Avrupa’daki gurbetçilerden 1990 ile 2000 yılı arasında milyarlarca Avro para toplayan, ancak yarattıkları sorunlar sonrası hissedarlar tarafından açılan davalarda Yargıtay kararlarıyla mahkum olan Kombassan (Bera) Holding ve İttifak Holding’i kurtarmayı amaçlayan yasa teklifini engellemeye dönük çalışmalar hızlandı. Kombassan mağdurlarının avukatı Acun Papakçı, Borsa İstanbul (BİST) Yönetim Kurulu’na bir mektup yazarak teklifin hem hissedarlar hem BİST’te yaratacağı sorunları ortaya koydu ve harekete geçmelerini istedi. Ortaklık oluşmadı 2012 yılında BİST’e (İMKB) yolladıkları ve ancak ıslak imzalı olmadığı gerekçesiyle dikkate alınmayan ihbar ‘Hükümetten öğrenenler’ Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) kararıyla, Kombassan hisselerine, son dönemde yaşanan hareketler nedeniyle tedbir uygulandığını hatırlatan avukat Papakçı, hisselerin ani yükselmesinin sebebiyle ilgili şirketin 3 Kasım’da KAP’a yaptığı açıklamadaki şu vurguya bir kez daha dikkat çekti: “...Kanun go¨ru¨s¸meleri ile ilgili su¨rec¸ Tu¨rkiye Bu¨yu¨k Millet Meclisi’nde devam etmektedir. Bu maddenin kanunlas¸ması halinde, holdingimizin anılan madde kapsamında muhatap oldugˆu davalar ortadan kalkacak, henu¨z karara bagˆlanmamıs¸ ve devam eden binlerce dava kendiligˆinden sona erecektir.“ Bu açıklamanın bilgi vermekten öte bir amaç taşıdığına özellikle dikkat çeken Papakçı, “İçeriden öğrenenlerin ticareti, bu süreçte hükümetten öğrenenlerin ticaretine dönüşmüş durumda. Açıklama ile doğacak sorunlar yatırımcılardan gizleniyor. Biz son iki haftalık süreci inceliyoruz. Büyük bir ihtimalle gelecek hafta içinde mağdurlar adına tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmaya başlayacağız” dedi. larındaki öngörülerin geçen zaman içinde gerçekleştiğini vurgulayan Papakçı, Kombassan’a yatırım yapan mağdurların davalar açtıklarını ve ortaklığı kabul etmediklerini belirtti. Mahkemelerin de ortaklık oluşmadığı gerekçesiyle tazminat taleplerini kabul ettiğini hatırlatan Papakçı, şu bilgiye verdi: “Kanun geçtiğinde şirketin ödenmiş sermayesinin en az 30 katı yatırım yapmış yüzbinlerce ortak daha şirkete ortak edilecek. Bu durumda ortaklar doğal olarak paylarının oranını belirlemek isteyecek. Şirketin tuttuğu ikincil kayıtlar ile ellerinde olan makbuzlar arasında uyum yok. Bu da Kombassan’a karşı zorunlu olarak on binlerce ortak tarafından dava açılması anlamına geliyor. Tüm bu süreçte Kombassan şirketinin ortaklık du rumu iyice belirsizleşecek, eski ve yeni genel kurul toplantılarının geçersizliği gündeme gelecek.” Papakçı, bu noktada BİST Yönetimi’ne yolladığı mektupta şu çağrıyı yaptı: “Teklifin kanunlaşması ile ortaklık yapısı kesin olarak belirsiz hale gelecek bu şirketin normal şartlarda mevcut mevzuat uyarınca Borsa İstanbul AŞ’de işlem görmesi mümkün değildir. Şirketin işlem sırasının sürekli kapatılması halini doğuracak bu gelişmenin sadece yatırımcılara değil, doğrudan şirkete ve Borsa İstanbul AŞ’ye zarar vereceği açıktır. Kişiye özel olduğu açık olan ve hisseleri bünyenizde verdiğiniz izinler ile işlem gören Kombassan’a yönelik olarak hazırlanan bu kanun teklifinin Borsa İstanbul AŞ açısından yatırımcılarda güvensizlik yaratmasının yanında, sorumluluk doğurma tehlikesi de bulunmaktadır. Teklifin yasalaşmasını engellemek için gerekli adımları atmanızın ve TBMM’yi bu konuda bilgilendirmenizin doğru ve gerekli olduğunu düşünüyorum.” l Ekonomi Servisi Skandal ifadelerle dolu mektubun ardından Trump’ın bir mektup daha yazdığı ileri sürüldü Trump’tan S400 tehdidi iğneli fırça zafer temoçin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’la görüşmesini gerçekleştirmek üzere bugün ABD’ye gidiyor. Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı skandal ifadelerle dolu olan mektubun yankıları sürerken Trump’ın geçen hafta da S400’ler konusunda yaptırım tehdidinde bulunduğu yeni bir mektup yazdığı ileri sürüldü. İngiltere merkezli, Katar sermayeli yayın kuruluşu Middle East Eye’ın haberine göre ABD Başkanı Trump, geçen hafta Erdoğan’a Rusya’dan S400 alımı nedeniyle Türkiye’ye uygulanabilecek yaptırımlar konusunda bir mektup gönderdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’a teslim edildiği belirtilen mektupta S400 hava savunma sistemini aktif olarak kullanmaya başlanması durumunda Türkiye’ye yaptırım uygulanacağı tehdidinin yer aldığı kaydedildi. Mektupta, S400’lerin aktive edilmemesi ve Rusya’dan yeni bir silah alınmayacağı güvencesi vermesi karşılığında Türkiye’nin F35 programına yeniden dahil edilebileceği belirtildi. Trump S400’lerin aktive edilmediğinin yerinde kontrolü için ABD’li yetkililerin düzenli olarak ziyaretlerine izin verilmesi talebinde de bulundu. Trump’ın ikinci mektubunun, ilk mektubun aksine diplomatik bir dille yazıldığı ve teamüllere uygun olduğu belirtildi. Haberde, Erdoğan’ın mektuba yanıt vererek S400’lerin F35’lere zarar verip vermeyeceğinin tespit edilmesi için ortak komisyon kurulması teklifini yinelediği, buna karşın Türkiye’nin S400 konusunu önkoşullarla tartışmayacağını ilettiği kaydedildi. Erdoğan bugün gidiyor Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Trump’ın daveti üzerine ABD’ye giden Erdoğan’ın, ABD Başkanı Trump ile görüşeceğini açıkladı. Erdoğan’ın Trump’la görüşmesinde, mutabakata karşın Barış Pınarı Harekât bölgesinden çekilmeyen YPG’nin durumu ile bu harekât nedeniyle Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği Türkiye’ye yaptırım tasarısı ile Türkiye’nin Rusya’dan S400 alımı ve F35 programı öncelikli gündem konuları olacak. Erdoğan ABD’de ayrıca, ABD Ticaret Odası’nın düzenleyeceği toplantıda iş insanlarıyla buluşacak ve Amerika Diyanet Merkezi’ni ziyaret edecek. l ANKARA/Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmamoğlu’nun ‘temel atmama’ törenini hedef aldı İsrafı savundu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Haliç kıyısına yapılması planlanan arıtma tesisi projesini iptal ederek “temel atmama” töreni düzenleyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldı. Erdoğan, “Ülkeye ve millete hizmet bunların bünyesine ağır gelir. Onun için kendilerine yakışanı yapmışlar” dedi. Erdoğan, dün Batıkent Çakırlar mevkisinde düzenlenen “Milli Ağaçlandırma Günü 11 Milyon Ağaç; Bugün Fidan, Yarın Nefes” programında konuştu. İBB Başkanı olduğu dönemde İstanbul’u “tertemiz ve yaşanabilir” bir şehir haline getirdiklerini ileri süren Erdoğan, İmamoğlu’nun geçen hafta önceki belediye yönetimi tarafından ihale süreci tamamlanan Silahtarağa Arıtma Tesisi’nin bilimsel çalışmalar sonucu gereksiz olacağının tespit edilmesiyle iptal edildiğini “temel atmama töreni” ile duyurmasına değinerek “Birileri, bir önceki dönemde hazırlıkları tamamlanan ileri biyolojik arıtma tesisi yatırımı için, şu gaflete bakın, ‘temel atmama töreni’ yapıyor. Bunlar temel atma ve açılış töreni gibi işlere zaten yabancılar” dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabii hizmet bir vizyon ve nasip meselesidir. Vizyon olmayınca nasip de bağlı olunca işte burada olduğu gibi önünüze gelen hazır projeyi hayata geçirme fırsatını da tepersiniz. Milletimiz bütün bunları görüyor, takip ediyor, zihninde ve kalbinde de not ediyor. İnşallah vakti saati geldiğinde hepsinin de hesabını birer birer soracaktır” dedi. Erdoğan, öğleden sonra da Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Kazakistan Başbakanı Askar Mamin’i kabul etti. Basına kapalı yapılan görüşme yaklaşık yarım saat sürdü. l ANKARA/Cumhuriyet ‘AçıklamaYı okusa, teşekkür eder’ İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İma orada 70 bin metrekarenin üzerindeki arazide, 2 binin üzerin moğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip de ağacın içinde, belki de kendi Erdoğan’ın Silahtarağa’da in eliyle diktiği 2025 yıllık ağaç şa edilmesi planlanan ileri bi lar da vardır. Onların da kurtul yolojik arıtma tesisinin “temel duğuna mutlu olacaktır. Orada atmama töreniyle” ilgili eleş İmamoğlu derin bir teknik açıklama var, tirilerine, İBB Meclisi toplan İstanbul halkına. Nerdeyse 1.6 tısından önce yanıt verdi. İmamoğlu, katrilyonluk yanlış yatırımın önünü ke gazetecilerin konuyla ilgili sorusu üze serek, doğru noktalara, doğru yatırımı rine “Sıkı bir basın açıklaması yaptık. yapacak yönetim olma marifetiyle yo Ben tahmin ediyorum Cumhurbaşka lumuza devam ediyoruz. Sayın Cum nı, o basın açıklamamızı okuduğunda, hurbaşkanı da mutlu olacaktır bu tav bize çok teşekkür edecektir. Kaldı ki rımızdan” dedi. l Haber Merkezi TARIM ORMANİŞ SENDİKASI BAŞKANI: 11 milyon fidan aldatmacadır SENA YAŞAR Tarım Ormanİş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, Tarım ve Orman Bakanlığı’nca yapılan “Geleceğe Nefes” ağaç dikme kampanyasına ilişkin, “Fidan, nemli toprağa dikilirse tutar. Oysa biz son 10 yılın en kurak kasım ayını yaşıyoruz. 11 milyon ağaç kampanyası, bugüne dek yapılan talanı kapatmak için aldatmacadır” dedi. Bakanlık dün 11 milyon ağaç dikimi töreni gerçekleştirdi. Cumhuriyet’e açıklama yapan Durmuş, ağaç dikim töreninin “popülist” bir yaklaşım olduğuna dikkat çekerek “11 milyon ağaç kampanyası fiyasko, aldatmaca ve yapılan orman tahribatının maskesidir. 2018’de 50 bin hektar olan ağaçlandırma faaliyeti, Orman Genel Müdürlüğü’nce 2019’da “ekonomik nedenler” gerekçe gösterilerek, 10 bin hektara düşürüldü. Ekonomik nedenlerle ağaçlandırma oranı yüzde 10’a düşürülürken, 11 milyon fidan reklamı için 550 milyon TL israf yapıldı. Şimdi dikilen 11 milyon ağaç, toplamda 45 bin hektarlık alana denk geliyor” dedi. Fidanların tutma ihtimalinin yüzde 10’un da altında olduğuna dikkat çeken Durmuş, şunları kaydetti: “Ağaçlandırma, toprak ıslanınca, nemlenince yapılır. Toprak şu an kurak. Bugünkü fidanlar yol kenarı, mezarlıklar ve okul bahçesi gibi alanlara dikildi. Bu alanlara ağaç dikmekle orman yaratılamaz. İzmir’de yanan ormanları, Kaz Dağları ve Sipil Dağı’ndaki tahribatı değil 11 milyon, 111 milyon fidan dikseler yine kapatamazlar.” l ANKARA OTURUM GERGİN GEÇTİ İBB Meclisi’nde ‘damat’ tartışması HAZAL OCAK İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi dün tartışmalarla geçti. Mecliste “damat tartışması” gerginlik yarattı. Saraçhane’deki merkez İBB binasında yapılan kasım ayı meclis oturumunda söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’tan bahsederek “Damadın dediği gibi ekonominin nisanın marttan, kasımın ekimden daha iyi olduklarını zannettikleri bu dönemde” dediği sırada AKP’li üyeler sıralara vurdu. Oturumun gerilmesi üzerine araya giren İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafları sakinleştirmeye çalıştı. Salondan yükselen “Sen ne bağırıyorsun” ifadesine sert tepki gösteren İmamoğlu, “Ben bağırmıyorum, ben meclis başkanıyım. Elini indir, sakin ol. Haddini bildiririm sana. Sayın Grup Başkanvekili, terbiye sınırlarını aşan üyeni uyar” diye konuştu. Oturumda söz alan AKP Grup Başkanvekili Tevfik Göksu, Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Projesi’nin iptali için “temel atmama töreni” düzenlenmesine tepki gösterdi. Göksu’ya yanıt veren İmamoğlu, projenin, yerinin ve kapsadığı alanın yanlış olduğunu ifade ederek “1.5 milyar lira bir israfa sebep olacaktı. Yapmayacağız demiyoruz. Yapacağız. 2 tane yerimiz var. Tümüyle yanlış projedir” diyerek Göksu’yu bilgilendirme için İSKİ’ye davet etti. Öte yandan AKP’li Hukuk Komisyonu Başkanı Muhammet Kaynar, 23 Haziran seçimlerinin ardından belediye şirketleri ve müdürlüklerinden toplam 3 bin 400 işçinin işten çıkarıldığını öne sürdü. Kaynar’a yanıt veren komisyon üyesi CHP’li Ülkü Sakalar, “Bize göndermekten çekindiği, bize ulaştırmadığı raporu burada okumasını ve şov yapmasını kınıyoruz. Bizler raporu görmedik. Ya matematiği bilmiyor ya da bilerek çarpıtıyor. 1650 kişi emeklilik, süreli mevsimlik sözleşmelerin bitimi, askerlik, evlilik gibi işçi tarafından fesihlerdir. İşveren tarafından sözleşmesi feshedilen kişi sayısı 1652’dir” dedi. l İSTANBUL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear