Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 9 EKİM 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER MSB ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Fırat’ın doğusuna ilişkin mesajlar verdi: Harekât için hazırlıklar tamam Trump’ın ipi, Amerika’nın aklı Trump önce “Suriye’den çekiliyoruz” açıklaması yaptı, Türkiye’nin olası Suriye operasyonuna zemin açmış bir görüntü verdi. IŞİD ihalesini de bize keserek. Ardından Amerikan devlet aygıtları ve partileri, iç kamuoyu karıştı. Tepkiler arttı; izleyen saatlerde bir tweet daha attı ve özetle, “Sınırları ben çizdim. Türkiye sınırı aşarsa, daha önce yaptığım gibi ekonomisini mahvederim” tehdidi savurdu. Daha doğrusu, savurmak zorunda kaldı. “Sistemin mafyalaşması” böyledir. İç siyaset ile dış siyaseti kaynaştırır; içeride sopayı gören, dışarıya sopa gösterir. Trump neyi temsil ediyor? Küreselleşmenin sonunu. Amerikan hegemonyasının geri çekilmeye başladığı bir dönemde, korumacı ekonomi ve milliyetçi siyaset tarzıyla hareket etmeyi; bunu yaparken de geleneksel Amerikan emperyal aklının aktığı karar kanallarını boşa düşürmeyi temsil ediyor. Dışişleri’ni etkisizleştiriyor, güvenlik bürokrasisiyle sürekli oynuyor, dış politikayı şahsi ilişkiler ağının bir parçası gibi, iş bitirici bir tüccar edasıyla yürütüyor. Bir süredir bu hareket tarzı, Amerikan kurulu düzeninde en çok tartışılan ve Trump’ı azletme tartışmasına kadar varan çatlağın ana zemini. Ancak Trump’ın son kararı, bu çatlağı daha da derinleştiriyor. Trump’ın çekilme ve Türkiye’ye operasyon için yol verme kararı sonrası, hem iktidar blokunun en önemli bileşenlerinden, özellikle de Pentagon ve Dışişleri bürokrasisinden, hem de Senato’daki Cumhuriyetçi ve Demokrat isimlerden itirazlar hızla yükseldi. Trump’ın kararı sonrasında, Amerikan iki partili sisteminin gerçek yapısının daha iyi görüldüğünü söylemek mümkün. Gerçek partileşmeyi, saflaşmayı iç politika değil, emperyal dış politika belirliyor çünkü. Bir yanda Trump’ın “bedeli biraz da başkaları ödesin” diyerek propagandasını üstlendiği, seçim kampanyasında slogan haline getirdiği “America First Önce Amerika” yaklaşımı ve bunun taraftarları (ki bu yaklaşım güçlü kitle desteğine seslenen, popülist bir tarz); diğer yanda ise farklı partilerde olmakla birlikte dış siyasette Amerikan hegemonyasının, aktif varlığının korunmasını savunan, Amerikan geri çekilişinin rakip kuvvetlere etki sahası açacağını düşünen ve özellikle de sahadaki Kürtlerin feda edilmesiyle, bundan sonra potansiyel müttefik bulurken güvenilirlik sorunu yaşanacağından endişe eden cephe. Bu ikinci cephe uzun vadeli, emperyal devlet aklını temsil ediyor. Amerikan caydırıcılığının ortadan kalkışı gibi sonuçlara Trump’ın yanıtsız kalmasına karşı tepki fırsatı kolluyor. S400 alımına yaptırım için asıl bastıran da bu cephe. İkinci cephenin içinde yan yana gelmez gibi görünenler, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler var. İkinci cephenin ana çekirdeği, Trump’ı neredeyse ihanetle suçluyor. Nedeni basit: Bu cepheye göre Trump bir yandan Amerika’yı dış cephede liderlik yapma görevinden kaçan mağlup bir devlet görüntüsüne sokuyor, diğer yandan da farklı ülkelerin liderleriyle yaptığı telefon görüşmelerinden sonra “taviz veren” güçsüz devlet imajını besliyor. Nitekim basına demeç veren, ağırlıkla da güvenlik bürokrasisinden “isimsiz” kaynaklar bu noktayı özellikle vurguluyor. Çünkü Amerikan hegemonyası en çok da, karşıtları üstündeki caydırıcılığıyla ölçülüyor. Trump bunu neredeyse etkisizleştiriyor. Sonuç mu? Trumpçı Parti, yaklaşan seçimler öncesinde iç politikaya etkili bir malzeme sunmak istedi. Cumhuriyetçileri ve Demokratları, geride duran emperyal devlet aklını ve kadrolarını birleştiren Geleneksel Emperyal Parti ise bunu Trump’ı iç cephede daha da yalnızlaştırmak için fırsata çevirdi. İki gündür Suriye ve daha da çok Türkiye başlığının Amerikan gündemini bu denli meşgul etmesinin nedeni de bu. Dolayısıyla kısa vadeli, dar hedefli siyasal aklı Trump; uzun vadeli, stratejik hedefli emperyal aklı ise Geleneksel Cephe temsil ediyor. Kararın zamanlaması, yöntemi ve ardından ortaya çıkan gelişmeleri topladığımızda, bu genel sonucu çıkarabiliriz. Trump’ın bu son hamlesi, geleneksel emperyal partinin iktidara yeniden el koymasının bir fırsatına dönüşebilir. Ve bu noktada açık olan şu: Yalnızlaşan Trump’ın ipiyle kuyuya inilmez; karşısındaki emperyal cepheden ise demokrasi, özgürlük beklenmez. İlk mesaj iktidara, ikinci mesaj muhalefetlerimize. Bize bağımsız bir hat gerek. (Cumartesi devam edecek...) Türkiye’nin, Fırat’ın doğusuna başlatması gündemde olan olası askeri harekâtla ilgili ABD’den çelişkili açıklamalar yapılmaya devam ederken Ankara’dan “Harekât için hazırlıklar tamam” mesajı geldi. Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) açıklamasında “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), sınırlarımızda terör koridoru oluşturulmasına asla müsamaha göstermeyecektir. Harekât için tüm hazırlıklar tamamlanmıştır” ifadeleri kullanıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da “Uluslararası camiaya mesajımız nettir, Türkiye tehditlerle hareket edecek bir ülke değildir” dedi. MSB, Suriye’de Fırat’ın doğusundaki YPG hedeflerine yönelik düzenlenmesi gündemde olan operasyonla ilgili sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaptı. TSK’nin, Türkiye’nin güvenliğine yönelik tehdit oluşturan tüm terör örgütlerine karşı mücadeleye hazır olduğu belirtilen açıklamada “Bölgemizin istikrar ve huzuruna katkı sağlayarak Suriyelilerin güvenli bir yaşama kavuşabilmesi için güvenli bölge/ barış koridoru kurulması zaruridir” ifadeleri kullanıldı. MSB, dün akşam sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ise TSK’nin Fırat Kalkanı Harekatı’nda “sahada terör örgütü IŞİD ile göğüs göğüse mücadele eden tek koalisyon ve NATO ülkesi ordusu” olduğu belirtildi. Açıklamada, “Türkiye, hem yurtiçinde hem de sınırlarının ötesinde bu terör ör gütü ile artan tem akademik yıl açılış töre po ve şiddetle müca ninde konuşan Oktay, dele etti, Fırat’ın do “Uluslararası camiaya ğusunda da mücade mesajımız nettir. Türkiye leye devam edecektir” tehditlerle hareket ede denildi. Öte yandan, cek bir ülke değildir. Söz MSB’nin sosyal med konusu Türkiye’nin gü yadan Fırat’ın doğusu venliği olduğunda, Cum na yönelik harekâtın hurbaşkanımızın her za gündemde olduğu dö man vurguladığı gibi Tür nemde “Engel tanımaz aşarız” başlığıyla video Fuat Oktay kiye kendi yolunu kendi belirler, kendi göbeğini paylaşıldı. Videoda komandola kendi keser. Türkiye, hiçbir şart rın zorlu eğitimleri anlatıldı. ta sınırlarının yanı başında terör ‘Kararlılık’ mesajı koridoru ya da terör devleti oluşturulmasına müsaade etmez. Be Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fu deli ne olursa olsun. Hem sınır at Oktay da ABD Başkanı Donald larımızda huzurun hâkim olması Trump’ın, “Türkiye belirlediğim hem de Suriyeli kardeşlerimizin sınırları aşarsa ekonomisini yok geleceği için Suriye’nin toprak ederim” tehdidine isim vermeden bütünlüğü ve siyasi birliğinden yanıt verdi. Gazi Üniversitesi’nin yana tutumumuzu sonuna kadar devam ettirmekte kararlıyız” diye konuştu. Diplomatik tepki yok ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye yönelik tehdit mesajına Ankara’dan diplomatik bir tepki verilmemesi dikkat çekti. Geçen hafta sonu ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin Twitter hesabı üzerinden FETÖ firarisi Ergun Babahan’ın Twitter mesajını “yanlışlıkla” beğenmesi üzerine ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jeffrey Hovenier, Dışişleri Bakanlığı’na çağırılarak Türkiye’nin rahatsızlığı iletilmişti. Buna karşın Trump’ın Türkiye’yi ve ekonomisini çökertmekle tehdit ettiği mesajı üzerine benzer bir adım atılmadı. l ANKARA/Cumhuriyet Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş, Fırat’ın doğusuna olası harekâta ilişkin konuştu: Önce rejimle anlaşmalı EMEKLİ HAVA KORGENERAL KARAKUŞ: Kendi hava sahamız operasyon için yeter HÜSEYİN HAYATSEVER ABD’nin Türkiye’yi Suriye’deki “Hava Görev Emri”nden çıkararak keşif ve gözlem bilgilerini verilmesini durdurma kararı almasının, Fırat’ın doğusuna düzenlenmesi gündemde olan operasyonu etkileyip etkilemeyeceği tartışılıyor. Fırat’ın doğusunda Türk savaş uçaklarının ABD ile koordinasyonsuz uçmasını zorlaştıran kararın, ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’ye tehdit açıklamasındaki “sınır”la yakından bağlantılı olduğu belirtiliyor. Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyon için öngörülen en fazla 30 kilometre derinlik için Türk hava sahasında kalarak da hava operasyonu gerçekleştirilebileceğini belirtti. ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarının ardından olası operasyonda koordinasyon olmaksızın bölgede uçuş yapılması durumunda, ABD’nin Türk F16’larına karşı önleme yapıp yapmayacağı henüz belirsiz. Buna karşın Türkiye’nin Suriye sınır hattında kurmak istediği güvenli bölge için konuşulan azami 32 kilometrelik derinlikte Türk hava sahası kullanılarak hava desteği sağlanabileceği belirtiliyor. Konuyla ilgili Cumhuriyet’e konuşan emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, Türkiye’nin Suriye’deki “hava görev emri”nden çıkarılmasının, Trump’ın önceki gün Türkiye’ye yönelik tehdit mesajından bağımsız düşünülemeyeceğini belirtti. Trump’ın “Türkiye, sınırları aşmak olarak değerlendirdiğim bir şeyi yaparsa Türk ekonomisini daha önce yaptığım gibi yıkıp yok ederim” tehdidinde bulunduğunu anımsatan Karakuş, “Trump’ın ifadesinden bir anlaşma olduğunu anlıyoruz, ancak nasıl bir anlaşma olduğunu henüz bilmiyoruz. Ancak “belirlediğimiz sahanın dışında bir harekat yapamazsınız” mesajı var. Dolayısıyla üzerinde anlaşılan yerin dışına çıkmamak kaydıyla burada Türkiye’nin bir hava harekâtı yapabileceği anlamı çıkıyor” diye konuştu. Türkiye’nin kendi keşif uçaklarıyla ve insansız hava araçlarıyla bölgeden şu ana kadar istihbarat bilgisi elde ettiğini kaydeden Karakuş, sınır hattından güvenli bölge için öngörülen sahada büyük ölçüde hava desteği sağlanabileceğine dikkat çekerek “Bu konularda TSK’nin yetenekleri çok yüksek. ABD’nin keşif bilgilerini vermemesi çok büyük bir önem arz etmiyor. Ama ABD, Türkiye’ye ‘Size verdiğimiz sahanın dışına çıkmayın’ mesajı veriyor bu kararla” ifadelerini kullandı. l ANKARA Suriye’de ABD ve Rusya’nın Türkiye’yi bir çıkmaza sürüklediğini belirten Öneş, barışın ancak rejimle işbirliğiyle gelebileceğini söyledi. Sınıra sevkıyat sürüyor Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye sınırındaki askeri birliklere personel takviyesi yapıldı. TSK, terör örgütü PKK/YPG’nin ikmal hattını kesmek için önceki gece IrakSuriye sınırında hava operasyonu düzenledi. Şanlıurfa’daki 20. Zırhlı Tugay Komutanlığı’ndan çıkış yapan ve askeri personel taşıyan 4 otobüslük konvoy, güvenlik önlemleri altında sınır hattındaki Akçakale ilçesine ulaştı. Konvoyun, Suriye sınırında konuşlu askeri birliklere takviye amacıyla gön derildiği öğrenildi. Zırhlı personel taşıyıcılardan oluşan yaklaşık 50 araçlık konvoy da gerekli ikmalleri yapmak için Hatay’ın Kırıkhan ilçesine gitti. İkmalin ardından yoğun güvenlik önlemleri altında konvoy, Suriye sınır hattına doğru yeniden yola çıktı. TSK’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’na bağlı 15 araçlık konvoy da El Bab’dan Fırat’ın doğusuna doğru hareket etti. Fırat’ın doğusunda yapılacak olası operasyonda görev almak için yola çıkan konvoy, Türkiye’den gelecek emri bekliyor. l Haber Merkezi Sınır ötesi operasyon yapma yetkisi 1 yıl uzatıldı Tezkere Meclis’ten geçti TBMM Genel Kurulu’nda Suriye ve Irak tezkeresinin süresini bir yıl uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresi kabul edildi. Tezkereye AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti evet oyu verirken; HDP hayır oyu verdi. Tezkerenin henüz süresi dolmadan TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesi; Suriye’ye yapılması planlanan sınır ötesi harekât öncesi verilen bir mesaj olarak yorumlandı. Tezkere görüşmelerinde İYİ Partili Aytun Çıray, tezkereye parti olarak evet dediklerini ancak bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye politikasını onaylamak anlamına gelmediğini ifade etti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Erdoğan’ı kasım ayında Beyaz Sara’ya çağırmasının bir tuzak alduğunu söyleyen Çıray, Suriye’deki iktidar gücüyle diyaloğa geçilmesi gerektiğini ifade etti. ‘Gönül rahatlığıyla hayır’ HDP’li Hişyar Özsoy, tezkereye “içleri yana yana evet” demeyeceklerini ancak “gönül rahatlığıyla hayır” diyeceklerini ifade et ti. Türkiye’nin Esad ile gizli gizli görüştüğünü ifade eden Özsoy, “Güvenlik kaygıları doğru değil. Burada hedeflenen şey, sınırın karşı tarafından gelecek tehditler değil” dedi. ‘Kirli savaşın ortasında’ CHP’li Engin Özkoç da Suriye’deki savaşın emperyalist ülkelerin çıkarı için yapıldığını belirterek “Türkiye olarak biz bu kirli savaşın neresinde olduk? Tam ortasında. Erdoğan Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanıyım dedi. Bu bizim dış siyasetimizi oluşturdu” diye konuştu. Atatürk’ün dış siyasetin temelini “Yurtta barış, cihanda barış” olarak belirlediğini kaydeden Özkoç, emperyal güçlerin yaptığı bir oyunun parçası olunmaması gerektiğine işaret etti. Tezkerenin torba yasa gibi olduğunu belirten Özkoç, “Sınırlarımızı korumalıyız doğru. Ama Amerika’nın taşeronluğunu yapmamalıyız bu yanlış. Amerika’nın pisliği olan IŞİD’in sorumluluğunu almaya çalışıyorsunuz bu da yanlış” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA/Cumhuriyet Sırbistan’da üçlü zirve Sırbistan’da temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Sırbistan Sarayı’nda düzenlenecek TürkiyeSırbistanBosna Hersek Üçlü Liderler Zirvesi öncesi Belgrad Başbakan Yardımcısı, Ticaret Turizm ve Telekomünikasyon Bakanı Rasim Ljajic’i kabul etti. Erdoğan, daha sonra Balkanlar’da barış ve istikrarı pekiştirmek amacıyla oluş turulan TürkiyeSırbistanBosna Hersek Üçlü Zirve Toplantısı’na katıldı. Zirve’de Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçic ve Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konsey Başkanı Milorad Dodik, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konsey Üyesi Şefik Caferoviç ve Jelyko Komşiç yer aldı. Erdoğan, görüşme öncesi liderlerle aile fotoğrafı çektirdi. l İç Politika Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki kamp ve cezaev lerinde bulunan “IŞİD’lilerden artık Türkiye’nin sorumlu olacağı”na yö nelik kararını değerlendirirken, “Biz IŞİD’li teröristlerin bek çisi olamayız” dedi. Çı kar çatışmasında olan Rus ya ve ABD’nin oluşturdu ğu çıkmaz bir sokakta son noktaya geldiğimizi belirten Öneş, “Suriye rejimi Alican uludağ ile anlaşmadan Suriye’ye girmek de mek, ABD ile böylesine çatışma görün tüsü vermemize rağmen ABD’nin stra tejik hedefleriyle uyumlu olmaktır. Bu, Suriye’yi bölen, parçalayan bir durum yaratabilir” dedi. Cumhuriyet’in ulaştığı eski MİT Müs teşarı Cevat Öneş, iktidarın Suriye poli tikasını şöyle eleştirdi: n Çıkmaz sokaktayız: Geldiği miz nokta, bölgedeki emperyalist amaç ları için karşılıklı çıkar çatışması için de olan Rusya ve ABD’nin oluşturduğu çıkmaz bir sokak. Bu son nokta, tabii ki bize Ortadoğu bataklığının şartlarını daha açık şekilde gösterdi. n Yeni açmazlar: Suriye’ye gir me meselesi bu çerçevede düşünüldü ğü zaman Türkiye için yeni açmazlar da karşımıza çıkaracaktır. Suriye reji mi ile anlaşmadan Suriye’ye girmek de mek, ABD ile böylesine çatışma görün tüsü vermemize rağmen ABD’nin stra tejik hedefleriyle uyumlu olmaktır. Bu, Suriye’yi bölen, parçalayan bir durum yaratabilir. n Sıkışma uyarısı: Bu bataklığa girdiğimiz takdirde terör örgütleri ile olağan olmayan şartlarda askerimizin karşılaşması ve daha fazla kayıplar ver memiz durumu ortaya çıkar. Suriye so rununu çözemeyeceğimiz gibi hem ma halli halklar ve ülkeler ile çatışma ve ABDRusya çıkar çatışması içerisinde sıkışmış bir Türkiye konumunu ortaya çıkarırız. n IŞİD için Suriye ile anlaşma lı: IŞİD meselesi; miktarı dahi bilinme yen binlerle ifade edilen terörist ve aile yakınları ile birlikte 100 bin insan po tansiyelinin Türkiye’nin sorumluluğu içerisine girmesi demektir. Türkiye’nin Suriye rejimi ile anlaşmadan bu konu da nasıl bir çözüm ortaya çıkaracağı meselesi de soru işaretleri yaratıyor. n İdlib tehdidi sürüyor: Suri ye sınırları içerisindeki IŞİD unsurla rı dışında, zaten çok sorunlu İdlib böl gesindeki terörist unsurlar ve burada gene milyonu aşan sivil şahıslar soru nu ile karşı karşıyayız. Muhtemelen ge lişmelere göre Türkiye’ye gelme şart ları var. Bu tehdit de var. Böylesine bü yük bir sorun içerisine hesapsız Suri ye politikasını şeffaflık kazandırmadan, Meclis’te tartışmadan, milli iradenin kararını şekillendirmeden, Türkiye top lumunu hazırlamadan ve Türkiye’nin ekonomik şartlarını düşünmeden olu şacak şartları şahsen ben ifade etmek istemiyorum. n Teröristlerin bekçisi ola mayız: Hiçbir şekilde girmememiz ge reken bir bölge ve üstlenmememiz ge reken bir sorun. Biz IŞİD teröristlerinin bekçisi olmamalıyız. Bu Suriye rejimi nin sorumluluğunda olan konu. n Sorun Suriye rejimi ile çö zülür: Terörle mücadelede bugün or taya çıkan sonuçlar bize gösteriyor ki ancak Suriye rejimi ile işbirliği içinde bölge barışını sağlayabiliriz. Kendi iç politikamızın içerisinde, Meclis’te oluş turacağımız irade ve muhalefetin des teği ile barış şartlarını yaratan adımlar atmalıyız. l ANKARA