23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 29 Ocak 2019 SALI EDİTÖR: HAKAN AKARSU HABER / YORUM Çağdaşlıkla çatışmak, emperyalizmin kucağına götürür Türkiye’de çağdaşlık ve sosyal devlet karşıtlığı emperyalizm yandaşlığını besledi. Batı emperyalizmi ile tek yanlı siyasi, iktisadi ve askeri anlaşmaların imzalanmasına yol açtı. Sosyal devlet karşıtlığını destekleyen odaklar kimlerdi: Atatürk ve devrimlerine karşı olan ve Türkiye’de siyasal İslamın yeniden yerleşmesini isteyen değişik çevrelerdi bunlar. a) Atatürk devrimleri yüzünden güç kaybeden tarikatlardan gerici çevrelere kadar geniş bir yelpaze vardı. Ulusal birleştirici öğeler yerine İslam odaklı, ümmetçi “ortak değerleri” öne çıkarmak istediler. b) Aşiretlerden büyük toprak ağalarına antidemokratik güçlerden beslenen yerel güçler solun düşmanı oldular. c) Osmanlı döneminin “imtiyazlı elit” ve sermaye çevreleri de Türkiye’de solun gelişmesine karşıydılar. Laikliği benimsemelerine karşın, önceliği sol karşıtlığına verdiler. Bu çevreler, “Batılılıktan çok Batıcılığı öne çıkararak”, Batı çıkarları ile işbirliği içinde sosyal devlete karşı çıktılar. Siyasal İslam odaklarına uzak durmalarına karşı, “ABD’nin istekleri doğrultusunda yeşil kuşağa destek verme tuzağına düştüler”. Son safhada hem 12 Eylül, hem de AB ile tek yanlı bağlayan gümrük birliği, “Türkiye’de sola ve ulusalcılara karşı siyasal İslamın yolunu açtı”. Bunun tipik kanıtı, Abdullah Gül’ün, ABD karşıtı Erbakan’ın Refah Partisi’nde muhalefette iken 8 Mart 1995’te TBMM’de yaptığı tarihi konuşma ile 2004’te AB ile imzaladığı tek yanlı anlaşma arasındaki 180 derecelik farktır. Erbakan da siyasal İslamcı idi. Ancak onun farkı, ABD’nin bölgeye dayattığı yeşil kuşak operasyonuna karşı çıkabilmesiydi. Zaten bu yüzden (ve sayede) Ecevit ile birlikte 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı gerçekleştirilebildi. 1 Mart 2003 tezkeresi de Türkiye’de sol ile ABD’nin dayattığı yeşil kuşak arasındaki karşıtlığı kanıtlıyordu. Ve ABD, 1 Mart 2003 tezkeresinin TBMM’de reddedilmesinden hemen sonra, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının “fiili hazırlıklarına” başladı. Türkiye’de yeşil kuşak dayatmaları ile gerçekleştiremediği Kürdistan amaçlarını, siyasal İslam odaklı olarak yürütme yolunda hızlandırdı. Bugün yaşadığımız PKK, YPG ve PYD’yi ABD’nin Suriye’de, kendi kara ordusu durumuna getirebilmesi, bütün bunların sonucudur. Batıcılar, ‘Batılılar’, siyasal İslam üçgeni Bugün ülkemiz ABD, Moskova, siyasal İslam hattı tarafından bir üçgenin içine sıkıştırılmış durumdadır: ABD’nin ve kimi diğer Batı devletlerinin Afganistan’da başlattığı “yeşil kuşak” dinci hareketi son 15 yılda bir “bumerang” haline geldi. ABD ve Avrupa’da İslam düşmanlığı haline dönüştü. ABD, Almanya, Fransa, Avusturya, Hollanda ve Belçika’da sağcı iktidarlar ve hareketler güçlendi. Doğu Avrupa’ya da sıçradı. ABD’nin Türkiye’de desteklediği sağcı ve “ılımlı” İslamcı siyasal İslam hareketi, bugün Batı’nın İslam düşmanlığı ile yüzleşmek zorunda kalıyor. AKP iktidarı ABD’nin “ılımlı İslam” ve “yeni Türkiye” desteği ile iktidara gelmesine karşın ona muhtaç bir çelişki içine düşürüldü. Ekonomik düzen küresel finans sisteminin ve yabancı tekellerin etki ve kontrol alanına sokulduğu için onların desteği olmadan ayakta duramıyor. Buna, yerli firmaların ve yetişmiş insan gücünün dışarıya göçü eklendiğinde, durum daha da kötüleşiyor. Ayrıca demokrasiden uzaklaşılmasının getirdiği olumsuzluklar da eklenince vahamet artıyor. Siyasal İslam ve ekonominin özelleştirilerek yabancılaşması faktörleri birbirlerini tetikleyen faktörler haline geldi. Siyasetteki demokrasi zaafı ve ekonomideki yanlış politikalar sosyal devlet kimliğimizi tamamen bozdu. Eğitimden piyasadaki haksız rekabet koşullarına kadar bir sorunlar yumağı haline geldik. Çıkış yolu, siyasetin ve ekonominin, “ulusal çıkarları gözetebilecek bir yapıya dönüştürülmesinden geçmektedir”. Siyasal İslam, Batıcılık ve ulusal çıkarlar karşıtlıkları üçgenindeki sıkışmayı, “ulusal çıkarları gözeten politikalar yönünde değiştirmekten başka bir çaremiz kalmamıştır, bunu artık görelim”... 29 OCAK 2019 SAYI: 34082 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Hafta Sonu: Hilal Köse l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur. l Okur Temsilcisi: Cengiz Yıldırım cengiz.yildirim@cumhuriyet.com.tr l Mali ve İdari İşler Müdürü: Hasan Talay l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 06:43 06:27 06:49 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 08:11 13:22 15:59 07:53 13:07 15:46 08:13 13:29 16:12 Akşam 18:23 18:10 18:36 Yatsı 19:46 19:31 19:55 A nkaralı gazeteci Şinasi Nahit Berker’in ünlü “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur...” sözünden hareketle “gazeteci doğanları” anımsıyorduk... Sonrasında “gazeteci doğmayanlara!” başlamıştık. Basında sermaye yoğunlaşmasına yöneleceğim... HHH Türk basını; 20. yüzyılın 2. yarısında yapısal 2 önemli değişiklik yaşadı... Birincisi... 27 Mayıs yönetimince kurulan Kurucu Meclis’in açılışından 2 gün önce, 4 Ocak 1961’de çıkarılan “212 sayılı Basın İş Yasası’dır”. Çalışan fikir işçilerinin haklarını, yalnızca iktidarlar değil, işverenleri karşısında da güvence altına alan bu yasada özetle şu kurallar yer alıyor: * Çalışanların iş akitlerinin ister istifaları, ister işten çıkarılmalarıyla feshi durumunda kıdem tazminatlarının ödenmesini öngörüyor. * Beş yılını dolduran bir gazeteci, kendi isteği ile istifa ettiği takdirde kıdem tazminatına hak kazanıyor. 212 sayılı yasa, çalışanları; gerek işverenler ve gerek iktidarlar karşısında güvenceye alıyor ve dünyada en demokratik basın kurallarını sivil toplumcu düzene kazandırıyor. Ayrıca gerçek haberin, bilginin sunulmasını sağlayıp okuru da “basın özgürlüğü” açısından güvenceye alıyor. Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Tercüman, Yeni Sabah, Yeni İstanbul gazetelerinin sahipleri, bir askeri yönetim olan “Milli Birlik Komitesi’ne” tepki olarak 10 Ocak’tan itibaren Basın Nereye Gidiyor? (12) 3 gün süreyle gazetelerini yayımlamayacaklarını açıkladılar... Bunun üzerine çalışan gazeteciler 10 Ocak’ta gösteri yaptılar. O gün Ankara’da Cumhuriyet çalışanları, başta Temsilcimiz rahmetli Ecvet Güresin olmak üzere gösteriye katıldılar. 58 günlük gazeteci Özgen Acar’ı büroda nöbetçi bıraktılar! Ayrıca, çalışan gazeteciler “Basın” adıyla geçici bir gazete çıkardılar. Abdi İpekçi’nin de aralarında olduğu tüm yazıişleri müdürleri, bu eyleme sahip çıktı. Bu görkemli tepki gazete sahiplerini ürküttü... O günden sonra “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanıyor... Ankara, İstanbul, İzmir’de ayrı ayrı gazeteciler sendikaları varken bu gelişmeler Türkiye Gazeteciler Sendikası altında bütünleşmeye ve çalışanların güçlenmesine yol açtı. YapılmayanTürkiye’nin en pahalı mehter takımına soruşturma konsere ödeme HAZAL OCAK Fatih Belediyesi’nin mehter kültür sanat ve spor etkinlikleri organizasyon spor alımı ihalesi için 11 milyon 490 bin ödemesi soruşturulacak. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Dava Dairesi kararında yapılmayan konserlere ödeme yapılmasına dikkat çekti. CHP’li Meclis üyesi Fazıl Uğur Soylu, Fatih Belediyesi’nin 2017 yılı gelir ve giderleri ile hesap ve işlemlerinin denetimi için oluşturulan rapora şerh koymuş, belediyenin mehter kültür sanat ve spor etkinlikleri organizasyon spor alımı ihalesi için 11 milyon 490 bin ödemesinin de aralarında olduğu birçok tespitini yargıya taşımıştı. Fatih Kaymakamlığı tarafından 4 belediye yetkilisi hakkında geçen yaz soruşturma izni verilmemişti. Soruşturma izni Soylu, Bölge İdare Mahkemesi 1. Dava Dairesi’ne başvurarak karara itiraz etti. İstanbul İdare Mahkemesi itirazı inceleyerek Fatih Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından “Mehter Kültür Sanat Konser ve Spor Etkinlikleri Organizasyon Hizmet Alım İşi”ne dikkat çekti. Mahkeme “hizmet alım işi çerçevesinde yapılan hizmet alım işinde yapılmayan konserlere ödeme yapıldığı, ancak tekrar hakedişlerden kesilerek kamu zararının tazmin edildiği iddiasının; somut olayın niteliği dikkate alındığında, hazırlık soruşturması ve ceza kovuşturması yöntemleriyle sonuçlandırılması gerektiği sonucuna” varıldığını kaydetti. İtirazı Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Abdullah Kargılı ile Mali Hizmetler Müdürü Hasan Demircan yönünden sadece bu iddia bakımından kabul eden mahkeme haklarında soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın bu kısmının kaldırılmasına 20 Aralık 2018’de oybirliğiyle karar verdi. “İsrafa neden oldu” Gazetemize konuşan Soylu “Açık ihale bedeli çok yüksek ve belediye bütçesini hayli zorlayacak miktardadır. Bu hizmetin alınması bütçe harcamalarının düşüncesizce harcandığının bir göstergesidir. İhale bedeli çok yüksektir ve bütçe israfına sebebiyet vermiştir. Denetim raporumda bu şekilde yer verdim ve görevi kötüye kullanma şikâyetini yargıya taşıdım” dedi. Ödeme zorluğu çeken Sancaktepe Belediyesi’nde borç bitmiyor 13 dosyada 5 milyon TL borç LEYLA KILIÇ Dursun Ali Uzun isimli yurttaşın ödediği arsa parasını satıştan vazgeçerek iade etmediği gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde icra memurlarının geldiği AKP’li Sancaktepe Belediyesi’ni toplamda 5 milyon TL’lik borçla, 13 icra dosyasının daha beklediği öğrenildi. İcra dosyaları dışında belediyenin yaklaşık 400 milyon TL borcu olduğu, ayrıca belediyenin parasızlık nedeniyle mesaiye kalan personele ücret ödeyemeyerek yerine izin kullandıracağını tebliğ ettiği belirtildi. Sancaktepe Belediyesi’nden alacaklılar icra memurları kanalıyla belediyeye haciz işlemleri başlatarak ödemeleri tahsil etmeye çalışırken, Cumhuriyet sırada bekleyen 13 icra dosyasına ulaştı. Alacaklıların icra dosyalarının bir kısmında belediyeye ait araçların haciz edildiği görülürken, toplamda 400 milyon TL borcu olduğu belirtilen Sancaktepe Belediyesi’nin yapılandırmaya gittiği ödemelerde borç yükünün arttığı, ödeme güçlüğü çektiği ve faiz artışı nedeniyle iflas noktasına geldiği kaydedildi. İcra Müdür lüğünce takip edilen 13 icra dosyasında yer alan 5 milyon TL bedelin, ödenmesi gereken kurumlar ve fiyatlar şöyle: “Huzur Giyim; 18 bin 490 TL, Kent Sosyal Hizmetler Turizm Dağıtım Organizasyon Şirketi; 2 milyon 292 bin 415 TL, Ahmet Tarım; 60 bin 91 TL, Burhanettin Aslan; 87 bin 547 TL, Enfa Bilişim AŞ; 255 bin 487 TL, Mehmet Irmaklı; 345 bin 722 TL, Şerafettin Acaroğlu; 442 bin 908 TL, İsara Peyzaj İnşaat; 252 bin 624 TL, İbrahim Gönül; 109 bin 290 TL, Ha cı Bayram Yıldırım; 65 bin 289 TL, Ambulans İlk Yardım ve Hastane Cihazları; 414 bin 251 TL, Ortaş Üst ve Altyapı İnşaat; 582 bin 250 TL, Ramazan Karakuş; 29 bin TL.” Yüksek miktarda borcu bulunan Sancaktepe Belediyesi 18 Kasım 2018 tarihinde tüm birim müdürlüklerine bir yazı göndererek, mesai ücretlerinde tasarrufa gideceğini söyledi. Belediye başkanı İsmail Erdem’in imzası ile gönderilen yazıda mesailerin para yerine izinle karşılık bulacağı aktarıldı. Yazıda şu ifadelere yer verildi: “15 Eylül 2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ikinci bir talimata kadar fazla çalışmalara karşılık mesai ücretlerini, uygulamaya konulan tasarruf tedbirleri dikkate alınarak ödenmeyeceği, zaruret olmadıkça normal çalışma saatleri haricinde personele mesai yaptırılmayacağı, zorunluluk arz eden durumlarda ise fazla çalışma yapan personele, mevzuat hükümleri çerçevesinde hizmetlerin aksamaması dikkate alınarak, yapacakları fazla çalışmalarının karşılığı izne dönüştürülecek.” l İSTANBUL Ancak gazete sahipleri ile iktidarlar yasayı değiştirmeye, oldum olası hevesliler! HHH İkincisi... 5953 sayılı “Basın İş Kanunu’nun” 20. maddesi “Bayram” gazetesini öngörerek, öteki gazetelerin dinsel bayramlarda yayınını yasaklamıştı. Dinsel bayramların ilk günü gazeteler yayımlanır, ancak Ramazan Bayramı’nın 23. ve Kurban Bayramı’nın son üç gününde, gazeteciler cemiyetleri ile sendikalar ortaklaşa “Bayram” gazetesi yayımlarlardı. Bu uygulama çalışan gazetecilerin örgütlerini, gazete sahipleri ve iktidarlar karşısında maddi olarak güçlendirirdi... “Bayram” gazetesini, işsiz ve emekli gazeteciler çıkardıkları için onlara da simgesel bir maddi katkı sağlardı. Cemiyetler ile sendikaların kasalarına para girerdi... 12 Haziran 1992’de Sabah gazetesi, “Bayram” gazetesi geleneğine karşı çıktı. Gazetenin sahibi Dinç Bilgin’in sermayeden pay verdiği Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu şu açıklamayı yaptı: “Bayram günlerinde ulusal gazetelerin yayınlanmaması tam bir saçmalık... Biz bayramlarda da yayınlanacağız... Bu uygulama serbest piyasa ekonomisinin ruhuna aykırı... Okur, düşük kaliteli bayram gazetelerini almaya mecbur bırakılıyor!” Ertesi yıl, öteki gazeteler de Sabah’ı izlediler. Ardından, sorunu Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdılar. AYM, 21 Ocak 1993’te, “Dinsel bayramlarda Bayram gazetesi dışında gazete çıkarılmasını yasaklayan yasa hükümlerini” anayasaya aykırı bularak 20. maddeyi iptal etti. 1995’te “Bayram” gazetesi tarih oldu... (Not: Sabah gazetesi ile devam edeceğiz...) l Kaymakamlık bursu FETÖ’ye kaynak olarak aktarıldı Erzurum’da, FETÖ/PDY’nin sözde “büyük bölge mülkiye yapılanması”nda yer aldığı iddiasıyla yargılanan eski Ağrı Vali Yardımcısı Kamil Aksoy’un Pınarbaşı Kaymakamı olduğu dönemde, kaymakamlık bütçesinden öğrencilere burs olarak verilen paraların örgüte kaynak olarak aktarıldığı belirtildi. Tanık beyanlarına da yer verilen 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında Aksoy’un 6 yıl 3 ay hapse mahkum edildiği ve hükümle tahliye olduğu belirtildi. l AA l FETÖ’nün Nevşehir bölge talebe sorumlusu yakalandı Nevşehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, “FETÖ/PDY üyesi olmak, kurmak ve yönetmek” suçlarından aranan ve aynı zamanda Nevşehir bölge talebe sorumlusu ve Nevşehir mahalle örgüt evleri sorumlusu A.Ö. teknik ve fiziki takip sonucu Bursa İl Emniyet Müdürlüğü ile düzenlenen ortak operasyon sonrasında Bursa’da yakalandı. l İHA l Aydın’da yasadışı dinleme yapan 9 eski polise ceza yağdı Aydın’da FETÖ adına yasadışı ve usulsüz dinleme yaptığı iddiasıyla yargılanan, aralarında dönemin Aydın İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürünün de bulunduğu meslekten ihraç edilmiş 10 eski polisten 9’u, Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 yıl 7 ay 15 gün ile 10 yıl 2 ay 15 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. l AA l Aksaray’da operasyon: 3 şüpheli gözaltına alındı Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütün yeniden yapılanmasına yönelik eşzamanlı düzenlenen operasyonda örgütün il yöneticisi olduğu ileri sürülen H.M. ile H.H.B. ve V.K. gözaltına alınarak, Aksaray Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. l DHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Etli ve kalın yaprakları olan bir süs bitkisi. 2/ Yankı... İsviçre’ye özgü, ağaç kütükleriyle yapılan dağ evi. 3/ Tanrı... Gelin olacak kıza erkeğin verdiği para ya da 1 BAKA LORYA 2 EBAB İ L UR 3 R AN MA S A J 4 KN İ DOS NA 5 İ T AN I K N 6 T AL İ AST 7 MAN İ T A T İ 8 E TOL L EON armağan. 4/ Küçük 9 K A T A K O M P tuzlu bisküvi... Kuzu sesi. 5/ İskambilde bir kâğıt... “O” gösterme sıfatının eski biçimi... Kasımpatına benzer bir çi çek. 6/ Bir kitabı, bir yayını tamamlamak için yapı lan ek. 7/ Kendi kendine çeşitli işleri yapabilen oto matik aygıt. 8/ İtici neden, güdü... Türlü renklerde kareli kumaşlara verilen ad. 9/ 1281’de Japonya’yı Moğol istilasından kurtaran tayfunun adı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Acıtıcı bir şekilde alaycı ve iğneleyici olan. 2/ Tek sıra elmastan ya da inciden gerdanlık... Uzaklık işareti. 3/ İslam dinine göre haram sa yılan faiz... Sigorta için verilen ücret. 4/ Sahip... Sırbistan’a özgü bir halk dansı. 5/ Saldırı ama cıyla kullanılan bir tür bıçak. 6/ Eskiden harman ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi... Çok değerli bir kahve cinsi. 7/ “Acıyı eyledik” (Ha san Hüseyin)... Harman makinesi. 8/ Sıcaklığı çok yüksek ya da çok düşük olmayan... Tavlada “üç” sayısı. 9/ Açık yeşil renkli ve mayhoş bir elma... Tellür elementinin simgesi. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear