23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY avro sterlin FAİZ BORSA 724 Ocak 2019 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 5.3080 4.2 kuruş 6.0300 4.3 kuruş 6.9320 0.8 kuruş 18.24 0.15 puan 100.141 464 puan 1462.65 16.03 lira 218.85 2.38 lira Paranızı çöpe atmayınIMF Başkanı: McKinsey gibi şirketlere plan hazırlatıp paranızı boşa harcamayın Christine Lagarde, Davos’ta yoksul ülkelere, danışmanlık şirketlerine boşuna para vermeme çağrısında bulundu. Hükümetin McKinsey ile anlaşması Türkiye’de de tartışmalara neden olmuştu. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, yoksul ülkelere çağrı yaparak “McKinsey ve Boston Consulting Group gibi uluslararası danışmanlık firmalarına kalkınma stratejileri hazırlatmaktan vazgeçin” dedi. İsviçre’nin Davos kasabasında önceki gün başlayan 49. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısında konuşan IMF Başkanı, bu tür danışmanlık firmalarına ödenen ücretlerin verimsiz olduğunu dile getirdi. Yahoo Finance’den Tom Belger’in aktardığına göre, ‘sürdürülebilir kalkınma hedefleri’ ile ilgili bir toplantıda konuşan Lagarde, düşük gelirli ve gelişmekte olan ülkelere gereksiz büyük projelere ve yolsuzluğa son verme, ülke içinde geliri kendi başlarına artırma tavsiyesinde bulundu. Toplantının düzenlendiği salonda McKinsey ve Boston Consulting Group’tan kimse olup olmadığını da soran Lagarde, “Birçok yoksul ve gelişmekte olan ülke, kalkınma stratejilerini oluşturmak için bu danışmanlık şirketlerine milyonlarca dolar harcıyor. Bunun yerine bu danışmanlık şirketleri hedeflerin gerçeğe dönüştürülmesine yardımcı olmalı, aksi hale para çöpe gidiyor” dedi. Geri adım atılmıştı IMF Başkanı’nın bu çıkışına dünyaya yayılan ve ABD’de yönetimle güçlü ilişkileri bulunan söz konusu danışmanlık şirketlerinden ne yanıt geleceği merak edilirken, konu Türkiye için de güncel. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Eylül 2018’deki ABD ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Yeni Ekonomi Programı (YEP) çerçevesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışacaklarını açıklamıştı. Karar büyük tepki çekmiş, Albayrak eleştirilere “Yapılan yorumlar cehaletten değilse ihanettir” yanıtını vermişti. Eleştiriler üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geri adım atarak McKinsey ile çalışmayacaklarını açıklamak zorunda kalmıştı. IMF Başkanı Christine Lagarde’ın Davos’ta konuşma yaptığı oturumda Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame ile İrlandalı ünlü rock grubu U2’nin solisti Bono da yer aldı. Davos’a jet akını Davos’a giden katılımcıların 1500’ün üzerinde özel jetle kasabaya ulaştığı ortaya çıktı. İklim değişikliğinin gündemde olduğu Dünya Ekonomik Forumu’na katılım için çevreye en fazla zarar veren ulaşım aracı tercih edildi. Geçen yıl zirve için toplam 1300 özel jet kullanılırken bu yıl sayının 2 bini aşması bekleniyor. Albayrak büyüme, IMF küçülme öngördü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Davos’taki konuşmasında Türkiye ekonomisinde yaz aylarına göre hızlı bir şekilde toparlanma olduğunu söyledi. Davos’ta Reuters’a da konuşan Albayrak, “Kurumsal kredi yapılandırmaları 20 milyar doların (118 milyar TL) biraz üzerinde bir miktara ulaştı” dedi. Albayrak ayrıca, büyümede 2019 için belirle nen yüzde 2.3 hedefinin halen ulaşılabilir olduğunu öne sürdü. Ancak Albayrak’ın tersine IMF, gelişen ülkelere dair büyümede ekim ayı büyüme tahminlerini 0.2 puan aşağı çekilmesinin ana nedeninin Türkiye’ye dair büyük daralma beklentisinden kaynaklandığı açıkladı. Hollanda merkezli ABN AMRO bankası da Gelişen Avrupa bölgesinde büyümenin Türkiye kaynaklı olarak yavaşlayacağını açıkladı. 2019’da Türkiye ekonomisinin yüzde 1.5 küçüleceği tahmininde bulunan banka, 2018 son çeyrekten başlayarak üç çeyrek üst üste küçülme olacağı öngörüsünde bulundu. Banka ayrıca, Türkiye’deki otoriter yükselişin yatırımcı güvenini tehdit ettiğini öne sürdü. Yapılandırma kuyruğuTorku’nun sahibi 2 milyar dolarlık kredileri için bankalarla görüşüyor İçki zammı turisti vuracak Rusya Tur Operatörleri Birliği’nin (ATOR) açıklamasına göre, Türkiye’de alkollü ürünlere konulan yüzde 13.48’lik son vergi üzerine, Rus turistlerin tercih ettikleri her şey dahil otellerde alkollü içkilerin sınırlandırılması bekleniyor. Son düzenlemeyle 70’lik rakıdaki tüketim vergisi de 59.64 TL’den 67.78 TL’ye yükseltilmişti. Bu durumda otellerin en büyük masraf kapılarından birini alkollü içkilerin teşkil edeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Alanya Turizm Tanıtma Vakfı Başkan Yardımcısı Mehmet Dahaoğlu, “Otel işletmecileri tur operatörleriyle bir yıllık sözleşmeler düzenliyor, ama bu fiyat artışları 2019 sezonunda otellerin genel giderlerine henüz yansıtılmadı” dedi. l Ekonomi Servisi Stopaj indirimi vadeleri uzattı Merkez Bankası’nın “Merkezin Güncesi” isimli blokunda yer alan analize göre eylül ayından itibaren TL mevduatta vade uzaması gözlendi. Bunda mevduat getiri eğrisindeki hareketlerin yanı sıra stopaj düzenlemesinin (vade uzadıkça stopaj indirimi) de etkili olduğu belirtildi. Yeni stopajların uygulandığı 31 Ağustos 30 Kasım dönemde vadesiz TL mevduatın toplamdaki payı yüzde 20.7’den yüzde 16.3’e düşerken, 6 aya kadar vadeli mevduatın payı yüzde 3.2’den yüzde 7.4’e, 1 yıla kadar mevduatın payı yüzde 1.4’ten yüzde 2.7’ye çıktı. Öte yandan Merkez Bankası’nın son PPK toplantı raporuna göre fiyat istikrarına yönelik riskler devam ediyor. İşgücü piyasasındaki zayıf görünüm toplam talebi sınırlamaya devam edecek. l Ekonomi Servisi Süleymaniye’ye yeniden uçuş Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turkan, Irak merkezi hükümetinin yayımladığı nota kapsamında 2017’de Süleymaniye Havalimanı’na getirilen uçuş yasağının 25 Ocak’ta kaldırılacağını söyledi. THY İstanbul Süleymaniye hattında haftada 7 sefer yapacak. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine 2019’a göre, Aralık 2018’de 58.7 olan tüketici güven endeksi, yüzde 0.9 dü güvensiz şüşle 2019 Ocak’ta 58.2 olarak kabaşladık yıtlara geçti. Endeksin 100’den bü yük olması iyimser durumu, küçük olması ise kötümser durumu gösteriyor. Genel ekonomik durum beklentisi de ocakta yüzde 0.6 artışla 76’dan 76.5’e yükseldi. İşsiz sayısı beklentisi endeksi 60.86’ya geriledi. Satın alma iştahı düştü Tüketicilerin satın almada etiket fiyatlarını iyice kontrol ettiğini belirten Sportive Genel Müdürü Zeynep Selgur, “2018 zor bir yıldı. Daha önce deneyimlediğimiz bir yıl değildi. Satın almada iştah düşüyor. Kârlılıklar bir şekilde devam ediyor ancak likiditenin azaldığı bir dönemden geçiyoruz. Bu sene kârlılık ve nakit dengesini iyi korumalıyız” dedi. Soysal ve Perakende Gü neşi Ödülleri 2018 sponsoru ATÜ’nün ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda konuşan Selgur, “İyi giden bir ekonomi olsa, büyümenin sürdürülebilirliği olurdu ancak kontrollü geçilmesi gereken bir süreç. Bu yüzden bu sene büyük kârlılıklar beklememek lazım. Ancak henüz ocak ayındayız. Yılın ikinci yarısında bambaşka bir dönemle karşılaşabiliriz” diye konuştu. 2019’dan umutlu olduğu nu dile getiren Roman Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Toplusoy da, “Şu anda nakitini iyi yönetemeyen ve lüzumsuz büyüyüp borca giren şirketler ekonomik sıkıntı içinde. Oysa ki öngörü, bir patronun olmazsa olmazıdır. Biz bu yüzden her yerde mağaza açmadık. Zarar eden mağazalarımızı da kim ne derse desin kapattık. Perşembenin geleceği çarşambadan belliydi” dedi. l Ekonomi Servisi Şekerkamışından motor yağı üretildi Madeni yağ üreticisi Castrol, Türkiye’de şekerkamışından motor yağı üretti. Yüzde 25’i şeker kamışından elde edilen baz yağdan oluşan Castrol MAGNATEC BIOSYNTHETIC, karbon nötr oluşuyla farklılaşı yor. Castrol Türkiye, Ukrayna ve Orta Asya Direktörü Aslı Yetkin Karagül, “Daha iyi bir gezegen için ve atıkların azaltılması için, çalışan, tedarikçilerle işbirliği halinde çalışmaya devam Aslı Yetkin Karagül edeceğiz” dedi. Akbank’tan ihracata yeni destek paketi Akbank, ihracatçılar için yeni bir destek paketi hazırladı.‘İhracat çının Gücü Paketi’ ile ihracatçılara avantajlı faiz/komisyon oranları ile nakdi ve gayri nakdi kredileri içeren kredi çeşitliliği sunulacak. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, “Bu uygulamamızla bir yandan mevcut ihracatçılarımızı destekler ken, diğer yandan da yarı nın potansiyel ihracatçılarına ulaşıp onları cesaretlendirmeye odaklanıyo Hakan Binbaşgil ruz” dedi. Yıldız, Doğuş ve Türk Telekom’dan sonra Anadolu Birlik Holding borç için yeni vade arayışında Torku markasının da sahibi olan Konya merkezli Anadolu Birlik Holding’in enerji yatırımları için kullandığı kredilerin yapılandırması için bankalarla görüştüğü iddia edildi. Bloomberg’in haberine göre, şirketin toplam 2 milyar dolarlık borcunun yarısından daha az miktarı için vade uzatılmasının amaçlandığı iddia edildi. Aynı kaynak görüşmelerin iki ay içinde sonuçlanmasını beklediğini iddia etti. Anadolu Birlik Holding Bloomberg’in yorum talebine yanıt vermedi. Santralları almıştı Anadolu Birlik Holding’in şirketlerinden Konya Şeker, Özelleştirme İdaresi’nden 2013’te 985 milyon dolara Kangal Termik Santralı’nı, 2015’te 685 milyon dolara da Soma Termik Santralı’nı satın aldı. Türkiye Bankalar Birliği aralık ayında yaptığı açıklamada Yıldız, Doğuş ve Türk Telekom ile 77 milyar lirayı bulan kredi yapılandırma ve hisse devri anlaşmasının tamamladığını açıklamıştı. l Ekonomi Servisi Buğdayda alarm Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar, Türkiye’de buğday ekim alanlarının sınır değerlere ulaştığını belirterek ürün destek politikalarının yetersizliği ve fiyatların ürün maliyetlerine yakın olması nedeniyle çiftçinin istediği geliri elde edemediği söyledi. Taşpınar, “Buğdayı, kıraç alanların ürünü ya da münavebe ürünü olarak görülmekten kurtarmak, tercih edilir bir ürün haline getirmek gerekir” dedi. Türkiye’de 2000 yılında 92 milyon dekar alanda buğday ekimi yapılırken, 2017’de 77 milyon dekara geriledi. l Ekonomi Servisi Bir semptom olarak ‘Fazıl Say olayı’ “Fazıl Say olayı”, iki “bedenin” buluşmasına, birbirlerini “görmesine” indirgenemez. İndirgenebilseydi bu kadar çok tartışma yaratmazdı. “Fazıl Say olayı” iki olanaksız arzunun beklenmedik bir biçimde buluşmasının bir semptomudur. İki olanaksız arzu Birincisi, siyasal İslamın arzusudur. Siyasal İslam, devletin biçimini değiştirmeyi başardı. Ancak, toplum üzerinde, bu devlet biçimine uygun totaliter toplumsal denetimi kuramadı. Siyasal İslam, genel seçimleri, özel önlemler almadan kazanmasına olanak verecek bir çoğunluğun “rızasını” hâlâ alamıyor. Çünkü, siyasal İslamın “hakikat rejimi” hâlâ karşıtından (“ötekisi”, hatta bir gün geri gelerek hesap soracak Nemesis’inden) kurtulamadı. Siyasal İslam, “toplumsal mühendislik” sürecinin artık bir sınıra dayandığını, “ötekini” kısa ve orta dönemde yok edemeyeceğini görüyor; rejimini, kazanımlarını koruyacak bir biçimde konsolide etmek, böylece “normalleşmek” istiyor. Siyasal İslamın muhalefeti dağınıktır, bir karşıt hegemonya projesinden yoksundur. O da bir tıkanıklık ile yüz yüzedir. Muhalefetin Cumhuriyetçi kanadının, sadakatinin kaynağı olan “olaya” nostaljisi, onu siyasal İslamın rejimiyle “ulusal çıkarlar” zemininde sık sık buluşturuyor. Bu buluşma liberal entelijansiyaya rejimin karakterini, onu “ebed müddet” bir devlete ve ulusalcılığa indirgeyerek gizlemesine yardımcı oluyor. Muhalefetin sosyalist kanadı, işçi sınıfının şekillenmesinde, ekonomik krizin, teknolojik gelişmelerin, siyasal İslamın toplumsal mühendislik projesinin etkileriyle yaşanan, kültürel dönüşümleri görmezden gelen, adeta özselci bir işçi sınıfı anlayışı (metafiziğiyle) rejimi bir ekonomik modele (neoliberalizme) indirgemekteki ısrarı, siyasal İslamı siyasi ekonomik çözümlemelerin dışında bırakmaya devam ediyor. Böylece, sosyalist kanat, kendisini daha baştan etkisizleştiriyor. CHP’nin rejimi meşrulaştırma makinesine dönüşmesi, sosyalistlerin çalışma tarzının bir fark yaratmaması bir tıkanıklık yaratıyor. Bu tıkanıklıktan kaynaklanan çaresizlik algısı, giderek daha fazla kayba uğramadan, tamamen yok olma noktasına gelmeden, var olmaya devam etmeye olanak verecek bir konsolidasyon arzusunu besliyor. Lider ve rejimi Bu iki konsolidasyon arzusu, her iki kanadın bir uzlaşma noktası bulmasını gerektiriyor. “Say olayı” böyle bir nokta bulunabileceğine, moda deyişle toplumdaki toksik kutuplaşmanın aşılabileceğine ilişkin, İmamoğlu kimliğinde şekillenen fanteziyi (pardon umutları diyecektim) güçlendirdi. Bir uzlaşma olabilmesi için tarafların bir şeylerden vazgeçmeyi kabul etmesi gerekiyor. Halbuki, siyasal İslamın konsolidasyon arzusu, bir şeylerden vazgeçmeyi değil, bugüne kadar elde ettiği kazanımlarını “ötekine” kabul ettirmeyi, bu kazanımların dünyasını “normalleştirmeyi” gerektiriyor. Muhalefetin konsolidasyon arzusu, bugüne kadar yaşadığı kayıplara ek olarak nelerden vazgeçmeyi gerektiriyor? Tüm yaşadıklarına karşın seçimlerin bir anlamı olduğunu mu, siyasal İslamın “siyaset rejiminin” eğitim sistemini, kadın çocuk politikasını mı, rejimin hapishanelere doldurduğu gazetecileri, öğrencileri unutmayı mı, ya da bunların kaderini liderin insafına bırakmayı kabul etmesini mi gerektiriyor? Bugün “buluşma noktası”, “toksik kutuplaşmanın” aşılması, var olanın normalleşmesi anlamına gelmiyor mu? Erdoğan ile rejimi birbirinden ayrı düşünmeye çalışan (“ne yapsa karşı çıkmak” apolitiktir filan), daha doğrusu ikisi arasındaki ilişkiyi kurmakta zorlanan yaklaşımlar, ne yazık ki “Say olayının” neyin semptomu olduğunu görmemizi zorlaştırıyor. Gerçekten, rejimi Erdoğan’a indirgemek, “her şeyi” Erdoğan’ın yaptığını düşünmek, bu “her şey”in içi doldurulmadığı, siyasi anlamı ortaya konamadığı takdirde, yanlıştır. Bu “her şey” bir rejim değişikliği için gereken adımlardır. Bu adımlar, toplumu siyasal İslamın iktidarına götüren adımlardır. Erdoğan yaptıklarını, kişisel kaprislerinin gelişigüzel dışavurumları olarak değil bir siyasi tarihsel, toplumsal, siyasi ve kültürel sürecin ifadesi olarak yapmaktadır. Erdoğan’la buluşan, ne yazık ki, bu Erdoğan’la buluşmuş olmaktan kaçınamıyor. KISA... KISA... l Türkiye’de geçen yıl köprü ve otoyollardan elde edilen gelir, bir önceki yıla göre yüzde 23.3 artarak 1 milyar 798 milyon 738 bin 189 liraya yükseldi. l Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye’nin Sulama Modernizasyon Projesi için 252 milyon dolarlık krediyi ve 2 milyon dolarlık Küresel Çevre Fonu hibesini onayladı. l Niğde Esnaf ve Sanatkârlar Odası ekmeğe 25 kuruş zam yaptı. Zamlı tarifeye göre Niğde’de 200 gram ekmek 1 lira 25 kuruştan satılacak. C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear