25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Pazartesi 26 Mart 2018 8 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Müdür hız kesmiyor Ya bir de diktatör olsaydı… A KP Reisi’nin kendini yasa tanımazlıkla ve diktatörce davranmakla eleştirenlere bir cevabı var. Güçlü olduğunu sandığı bir cevap: Diktatör olsam böyle konuşabilir miydin? Benim de her duyduğumda içimden “Yav acaba diktatör olsaydın daha farklı ne yapardın Reis” diye sormak gelir. Bir yerlerde, mesela uçağında filan karşılaşsam sorarım da. Ne çare ki uçağı her zaman, benden kat kat daha önemli ve değerli gazetecilerle dolu. Bana yer kalmıyor anlaşılan… Bari buradan, Tırmık üstünden sorayım… HHH Müslüman mahallesinde salyangoz satmak misali Boğaziçi Üniversitesi’nde fetih lokumu dağıtmaya kalkanlarla salyangoz yiyebilen ama fetih lokumu ikramını savaş karşıtı ideolojik tercihleri yüzünden geri çevirenler arasında yaşanan gerginliği biliyorsunuz. Reis’in buna çok içerlediğini, taaa Karadeniz kıyılarından kükrediğini de biliyorsunuz. Hem de ne kükreme… Lokum dağıtanları “imanlı, yerli ve milli gençlik” diye övüp, itiraz edenleri de “komünist vatan haini, terörist” ilan ettikten sonra narasının desibelini daha da yükseltti: “…Eşkâllerini belirlemek suretiyle bu gençlere üniversitelerde okuma hakkı vermeyeceğiz…” HHH Bu satırlar yazılırken Reis’in polisleri, çoktan savaş ve fetih lokması karşıtı öğrencilerin “eşkâllerini belirlemiş”, Boğaziçi Üniversitesi’nin yurtlarını, kütüphanesini, kantinini basmış, öğrenci evlerine dalmış, çok sayıda öğrenciyi gözaltına almıştı bile. Anlaşılan şimdi sıra “Bu gençlere üniversitede okuma hakkı vermeme”de… Şimdi söyleyin lütfen, bazı gençlerin, mesela fetih lokumundan hoşlanmayan, savaşa itiraz eden gençlerin elinden üniversitelerde okuma hakkını kim alabilir? Bildiğim kadarıyla okuma (eğitim) hakkı, anayasal güvence altında bir hak. Anayasal güvenceye alınmış bir hakkı geri almak kimsenin (Reis dahil kimsenin) haddi değil. Belki, yargı kararıyla bu hak geri alınabilir ama onun bile hukuksal bir kılıfı bulunmalı. Bu da pek kolay olmasa gerek. Yani Reis’in sözlerini buyruk kabul eden bir yargıç “Mahkememiz şu, şu ve şu kişilerin üniversitelerde okuma hakkını iptal etmiştir” gibi bir karar vermeye kalkarsa hem komik hem rezil olur. HHH Peki, ortada yargı kararı bile yokken, taa Samsun dolaylarından naralanıp “Bu gençlere üniversitelerde okuma hakkı vermeyeceğiz” diye hüküm kesip kendi kafasınca karar veren bir siyasetçiye siyasal literatürde ne denir? Soruyu uluslararası ilişkiler, devletler hukuku, siyaset sosyolojisi gibi akademik alanlarda eğitim veren hocalar cevaplasın. Ben, sadece “Yav Reis bir de diktatör olaydın ne yapardın acep” diye sormakla yetinip bu riskli yazıyı noktalayayım… sBaTvKa,şVaPçNıy’yoer Geçen hafta internet yayınlarına Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) denetimini öngören yasanın Meclis’te kabul edilmesinin tartışmaları devam ederken, erişim engellerinin aşılması için kullanılan VPN (Sanal Özel Ağ) servislerinin engellenmesine dönük çalışmalara başlandığı ortaya çıktı. Evrensel’in haberine göre, Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) İnternet Dairesi Bilişim Uzmanı Levent Gönenç, VPN’lerle ilgili ciddi önlemler alındığını bildirdi. VPN’lerin tüm dünyada ortak bir sorun olduğunu iddia eden Gönenç, söz konusu çalışmaların henüz test aşamasında olduğunu kaydederek, “testlerimiz tamamlandıkça faz faz ilerlemeyi düşünüyoruz” dedi. Gönenç’in açıklaması sonrası değerlendirmede bulunan siber haklar uzmanı ve hukukçu, Prof. Dr. Yaman Akdeniz, “Eğer VPN uygulamaları da engellenmeye başlanırsa o zaman çember gitgide daralacak, bizim internetimizin de TRT’den pek bir farkı kalmayacak. Fakat çember daralsa da başka alternatifler ortaya çıkacaktır” değerlendirmesinde bulundu. TBMM Madde Bağımlılığını Araştırma Komisyonu’na bir sunum yapan Gönenç’e “VPN üzerindeki haberleşmeleri, internet sağlayıcılarını kontrol edebiliyor musunuz” sorusu soruldu. Gönenç, VPN’le ilgili kanunda hüküm olduğunu belirterek, şunları paylaştı: “Bu hüküm kapsamında da erişim sağlayıcılarına, internet servis sağlayıcılara uyarılarımız bulunmakta. Bu uyarılarımız kapsamında ciddi tedbirler de alıyorlar, bu aldıkları tedbirleri de şu anda test etme aşamasındayız. Sürekli değişen uygulamalar bu bahsettiğiniz alternatifli erişimi engelleme uygulamaları. IP adresleri sürekli değişebiliyor, yöntemleri değişebiliyor. Çünkü amaçları zaten erişime engellemeyi aşmak, bu amaçla üretilmekte.” l Haber Merkezi Atatürkçülere terörist diyen, başı açık kız öğrencileri görünce okul müdürlerini fırçaladığı belirtilen Bartın Milli Eğitim Müdürü, şimdi de Çanakkale kutlamalarından Atatürk’ü çıkardı Katıldığı bir programda Atatürkçülere “terörist” diyen Bartın İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir bu kez de 18 Mart Şehitleri anma töreni için kendisine gönderilen resmi yazı daki talimatları hiçe saydı. Demir, tüm ku rum ve karargâhların Türk bayrak ve Ata türk posterleriyle do İKLİM ÖNGEL natılması istenen yazıdaki, “Atatürk posterleri” bölümünü çı kardı. Demir daha önce de “Bizim elimizde 120 bin cami kadrosu var ama bu imkânlar Atatürkçülerin elinde olsaydı eli silahlı terörist ye tiştirirlerdi” demişti. Bartın Valiliği’nden 18 Mart Şe hitleri Anma Günü’ne ilişkin res mi yazı gönderildi. Gönderilen ya zıda, kamu kurum ve kuruluşları nın yapacağı iş ve işlemlere ilişkin “genel esaslar” başlığında, “Prog rama kurum amirleri, müdür yar dımcıları ve şube müdürleri ka tılacaktır. 07.00’den itibaren res mi daire, askeri birlik, kurum ve karargâhlar Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle donatılacak, bayrakların temiz, ütülü, Bayrak Kanunu ve Tüzüğü’ne uygun ol ması sağlanacaktır” denildi. İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar De mir ise valiliğin yazısını eğitim ku rumlarına, “18 Mart Şehitleri An ma Günü nedeni ile tüm okul ve kurumlarımızın 18 Mart 2010 pa zar günü saat 07.00’den itibaren Türk bayrakları ile donatılması, bayrakların ütülü, temiz ve Bayrak Kanunu’na ve Tüzüğü’ne uygun ol ması...’’ ifadeleriyle gönderdi. İLK VUKUATI DEĞİL Demir daha önce de Bartın’ın Ulus İlçesi İmam Hatip Lisesi toplantı salonunda Ulus Müftülüğü’nün aylık imamlar toplantısında “Bizim elimizde 120 bin cami kadrosu var, ama bu imkânlar Atatürkçülerin elinde olsaydı eli silahlı terörist yetiştirirlerdi” dediği gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunumuş, dilekçede Demir’in “okulları ziyaret ettiğinde başı açık öğrencileri gördüğünde sinirlendiğini ve bu öğrencilerin başlarının kapatılması konusunda okul müdürlerini fırçaladığını, 46 yaş gurubu çocukların Kuran kurslarında yetiştirilmesi ve örgütlendirilmesi gerektiğini” söylediği belirtilmişti. CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya, İl Milli Eğitim Müdürü Demir hakkında daha önceki görev yerlerinde yaptığı usulsüzlükler nedeniyle “idarecilik yapamaz” durumda olduğunu belirtti. Demir’in olayının münferit olmadığını söyleyen Yalçınkaya, “Siyasi iktidarın bu tür eylemlere gerekli inceleme, araştırma, soruşturma ve tepkiyi göstermemesi ve bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin görevlerine devam ettirilmesi de bu olayları gerçekleştirenleri cesaretlendirmektedir” dedi. Olayı Meclis’e taşıyan Yalçınkaya, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde şunları sordu: “Bu aleni saygısızlığa karşı nasıl bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz; Bu bürokrat, devletimizin kurucu liderinin resimlerini okullara astırmamak suretiyle Ulu Önder’e en hafif tabiriyle saygısızlık yapabilme cüret ve gücünü nereden almaktadır, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkındaki eleştiriler hakaret kabul edilerek onlarca kişi hakkında yasal işlem yürütülürken; Ulusal Kurtuluş Savaşımızın önderi ve Cumhuriyetimizin kurucusu hakkında kabul edilemez tutum içinde olan, halk arasında kin, nefret ve düşmanlık yaratacak davranışlar sergileyerek laik, bilimsel, çağdaş eğitim anlayışından yoksun bir tutumla idarecilik yapan bir kişi hakkında yasal işlemin başlatılamamış olmasının gerekçesi nedir?’’ Nuriye Gülmen, Yüksel Direnişi’nin 500. gün etkinliklerinde konuştu: Nuriye Gülmen Mehmet Dersulu Alev Şahin Zafer mazlumların olacak Y üksel Direnişi’nin 500. günü kapsamında düzenlenen panelde konuşan Nuriye Gülmen, sadece işlerinden ihraç edildikleri için değil adaletsizliğe karşı da direndiklerini belirterek “İnanıyoruz ki bir gün zafer tüm mazlumların olacaktır” dedi. Yüksel Direnişi’nin 500. günü kapsamında Ankara Mimarlar Odası’nda bir panel düzenlendi. Panele ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen, mimar Alev Şahin ve öğretmen Mehmet Dersulu konuşmacı olarak katıldı. y‘Yaadtiereslnimecoelkatcika’ktık İlk konuşmacı olan mimar Şahin, ihraç edildikten sonra Yüksel Direnişi’nden aldığı cesaretle Düzce’de eylem yapmaya başladığını aktararak, “Vatanı sevmek; onurla kul hakkı yemeden çalışmaktır” dedi. Dersulu ise “Bir ülkede faşizm ve adaletsizlik varsa ya teslim olacaktık ya da onurumuzla direnecektik. Biz ikincisini seçtik” diye konuştu. Direnmenin tarihsel bir rol olduğunu, bunu yerine getirdikleri için gurur duyduklarını vurgulayan Nuriye Gülmen ise “Halkımız sahip çıktı, biz direndik. Direnmeye devam edeceğiz. İktidar da şunu anladı ki asla direnmeyi bırakmayacağız. Biz Yüksel Direnişi’ni sadece işimizi kaybettiğimiz için değil, bilcümle uygulanan adaletsizliğe karşı başlattık. Ve inanıyoruz ki bir gün zafer tüm mazlumların olacaktır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet SOMA DAVASINDA BUGÜN KARAR BEKLENİYOR ‘Adalet istiyoruz’ Aralarında İstanbul, Bursa, Düzce, Antalya, Aydın, Ankara, Artvin, Hatay Yalova, Sakarya, Denizli, Gaziantep, Balıkesir, Adana, Diyarbakır, Çanakkale ve Van baro başkanlarının da bulunduğu yüzlerce avukat, bugün görülecek Soma davasına katılma çağrısı yaptı. Avukatların çağrı metninde şu ifadeler yer aldı: “Adalet istiyoruz. Türkiye tarihinde gerçekleşmiş en büyük işçi katliamının davasında karar aşamasına gelindi. Mahkemenin esas hakkında karar vermesini mümkün olduğunca uzatmak ve bu davayı kamuoyunun dikkatinden kaçırmak için gerek avukatlara gerekse ailelere her türlü zorluk çıkarılarak baskı yapılmaya çalışılmaktadır.” Bugün görülecek duruşmada savcılığın esas hakkındaki mütalaasını sunmasını beklediklerini söyleyen avukatlar, “Bu duruşmaya avukatlar olarak güçlü ve etkili bir katılımın adalet arayan ailelerinin adalet taleplerinin gerçekleşmesi için önemli bir katkı sağlayacaktır” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet İKRAMİYE GASPI İhraçlar haklı fesihmiş SİNAN TARTANOĞLU Bürokrasi KHK ile ihraç edilenlerin emekli ikramiyelerini vermemekte direniyor. Mahkemeler, bürokrasinin inadına karşı emeklilik ikramiyesini hak olarak tespit ettikçe, devlet gaspa yeni gerekçeler buluyor. Son gerekçe emeklilik ikramiyesi hakkını arayan Hak ve Adalet Platformu Sözcüsü Ömer Faruk Gergerlioğlu’na sunuldu. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), KHK ile ihraç edilen Gergerlioğlu’na, “Memurların kurumlarınca haklı bir nedenle görevine son verilmiş olması, ikramiye ödenmesine engel bir hal teşkil etmektedir” yanıtını verdi. Darbe girişiminin ardından on binlerce kamu görevlisi OHAL KHK’leri ile ihraç edildi. Ancak ihraç edilen bu kişilerin özlük hakları ile ilgili bir düzenleme yapılmadı. SGK de emeklilik ikramiyelerinin ödenmemesi ile ilgili kararlarında OHAL KHK’lerini değil, Emekli Sandığı Yasası ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası hükümlerini gerekçe gösterdi. Buna göre verilen çok sayıda kararda, “Farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmetleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlananlara yapılacak ikramiye ödemesinin, Sandığa tabi hizmetin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması koşuluna bağlandığı” değerlendirmesi yapıldı ve emekli ikramiyesi talepleri, “kamu görevinden kıdem tazminatı gerektirmeyecek şekilde çıkarıldığı” gerekçeleriyle reddedildi. ‘Hakkaniyete aykırı’ Ankara 16. İdare Mahkemesi, ihraç edilen bir kamu personelinin SGK’nin işlemine karşı verdiği bir kararda, “Hizmetin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermediğinden bahisle ikramiyeden yoksun bırakılmasının eşitliğe ve hakkaniyete aykırılık oluşturacağı açıktır. Sandığa tabi hizmetin ne şekilde sona ermiş olmasına bakılmaksızın ikramiye ödemesinden yararlandırılması gerekirken, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir” denildi. Anayasalı gerekçe Ankara 4. İdare Mahkemesi de 27 Şubat 2018’de ihraç edilen bir polisle ilgili verdiği kararında “Davacının işlem sebebiyle yoksun kaldığı parasal kayıplarının tazmini anayasanın 155. maddesinin gereği olup, davacının hak ettiği emekli ikramiyesinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı. Böylece idare mahkemesi OHAL hukukunun yarattığı bir idari işlemin iptalinde anayasanın “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır... İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmünü gerekçe göstermiş oldu. Gergerlioğlu örneği Eski Mazlumder Başkanı, Hak ve Adalet Platformu Sözcüsü Ömer Faruk Gergerlioğlu, 7 Ocak 2017’de ihraç edildi. Gergerlioğlu, ihraç edildikten sonra emeklilik başvurusu yaptı ve kabul edildi. Farklı sosyal güvenlik kurumlarında hizmeti olmamasına, bütün hizmetinin Emekli Sandığı kapsamında olmasına karşın Gergerlioğlu’nun emekli ikramiyesi ödenmedi. 16 Ocak’ta SGK’ye ikrameyisinin ödenmesi için başvuran Gergerlioğlu’na ikramiyenin ödenmemesi için İş Kanunu’nun haklı fesih düzenlemesi gerekçe gösterildi. SGK işleminde şöyle denildi: “İşverenin haklı fesih nedenleri kıdem tazminatı ödenmesine engel bir hal olarak ortaya çıkmaktadır. Memurların kurumlarınca haklı bir nedenle görevlerine son verilmiş olması ikramiye ödenmesine engel bir hal teşkil etmektedir. Görevinizden kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak ayrılmadığınızdan memuriyet hizmetleriniz nedeniyle tarafınıza emekli ikramiyesi ödenmesi kanunen mümkün değildir.” Binlerce mağdur SGK’nin işlemine karşı dava açtığını belirten Gergerlioğlu tepkisini şu sözlerle gösterdi: “Bende birleştirme işlemi yok. Emekli Sandığı ile başladım, Emekli Sandığı ile bi tirdim. Bana sundukları gerekçede kendilerine göre bir gerekçe bulmuşlar. Yapılan çirkin. 27 yıllık hizmet boyunca kesileni vermiyorsun. İdare mahkemeleri zaten iptal ediyor. Ama devam ediyorlar. Devlet ciddiyeti adına inanılmaz. Askeriyede olanların emeklilik başvurularını kabul etmiyorlar. İspatlanmış bir suç yok, tutuklu, emekli de olamıyor. Böyle uygulamalar da var. Binlerce kişinin başına geliyor.” C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear