25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 21 Şubat 2018 ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY Yarım yüzyılın açığı ekonomi 9 Aykut Erdoğdu, 2016’da 32.6 milyar dolar olan cari açığın, yüzde 44.5 artışla 47.1 milyar dolara çıktığını belirterek “2017’nin cari açığı, Türkiye’nin 52 yıllık açığına bedel” dedi Ülkede yapısal sorunlardan biri haline gelmiş cari açıkta korkutan bir tablo artaya çıktı. G20 ülkeleri içinde en kötüler arasında yer alan Türkiye, geçen hafta açıklanan cari açık verileriyle daha özgün bir yere doğru ilerlemeye başladı. Soruna duyarsız kalmayan siyasilerden konuya ilişkin açıklamalar da gelmeye başladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, 2016’da 32.6 milyar dolar olan cari açığın, yüzde 44.5 artışla 47.1 milyar dolara çıktığını belirterek, “2017’nin cari açığı, Türkiye’nin 52 yıllık açığına bedel” değerlendirmesinde bulundu. Erdoğdu yaptığı açıklamada, 1951 yılından bu yana hesaplanan cari açık verilerine göre, 19512002 arasını kapsayan 52 yılda Türkiye’nin verdiği toplam cari açığın 43.7 milyar dolar olduğunu belirtti. Oysa sadece 2017’de bunun 47.1 milyar dolara ulaştığını kaydeden Erdoğdu, “Yani, bir yılın açığı 52 yıla bedel düzeye geldi. 1923’ten 2002’nin sonuna kadar geçen 80 yılda Türkiye toplamda 247 milyar dolar dış ticaret açığı verirken, AKP’yle geçen 15 yılda, 2017 sonu itibarıyla toplam dış ticaret açığı 967 milyar dolara ulaştı” dedi. İhracat ve turizm gelirleri hızla düşerken, kronik cari açık sorununun milli ekonomiyi tehdit ettiğini, cari açıkla birlikte bütçe açığının da art tığını anlatan Erdoğdu, kronik cari açık ve bütçe açığının yüksek borçlanmaya yol açtığına dikkat çekti. Aykut Erdoğdu Bakana yeni yetkiler verildi aFirntaıknssomraunn Yerleşik sermaye çıkıyor Aykut Erdoğdu, 47 milyar dolarlık cari açığa karşılık, yabancı sermaye hareketlerinin toplam değerinin 49,4 milyar dolara ulaştığını da kaydederek, Türkiye’nin içinde olduğu OHAL koşullarına rağmen ödemek zorunda bırakıldığımız yüksek faiz nedeniyle sıcak paranın gelmeye devam ettiğini söyledi. 2017 yılı içinde toplam sıcak para hareketlerinin net büyüklüğünün 13 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Erdoğdu, 2017 yılında yerleşiklerin Türkiye’den çıkardıkları sermayenin büyüklüğünün ise 10,5 milyar dolar olduğuna işaret etti. Doğrudan yatırımlarda da 2 milyar dolar azalma olduğunu vurgulayan Erdoğdu, 2017 yılında 8.1 milyar dolar doğrudan yatırımın 4.6 milyar dolarının üretken olmayan gayrimenkul alımına yöneldiğini belirtti. Türkiye’deki faizlerin yüksek olmasının yabancıların borç senetlerine olan talebini adeta patlattığını, 2016’da 7 milyar dolar olan borç senedi değerinin 2017’de 20.8 milyar dolara ulaştığını anlatan Erdoğdu, bir yılda hükümetin net 10 milyar dolar borçlandığını da sözlerine ekledi. l Ekonomi Servisi Rekor Türkiye’nin son 15 yılda elde ettiği gelirlerle 967 milyar dolarlık dış açığın ancak 419 milyar dolarını karşılayabildiğini ifade eden Erdoğdu, şöyle açık devam etti: “Geriye kalan 548 milyar dolarlık açık, 500 milyar dolar ihracatı hedefleyen AKP’nin Türkiye’nin ba borçla şına sardığı cari açıktır. 15 yılda 548 milyar dolar cari açık veren ekonomi, bu açığı borçlanarak kapatabilmiş ve ödendi borca da toplam 149 milyar dolar dış borç faizi ödendi. İhracatımız 2014’te 157 milyar dolarken, 2015’te 143 milyar dolara ve 2016’da 142 milyar dolara düştü. AKP hükümetinin ihracat rekoru açıklamalarının eşlik ettiği 2017’de ancak 2014 düzeyine yükselerek 157 milyar dolar oldu. ‘Rekor ihracat’ yılı 2017’de ithalat ve dış ticaret açığı rekor kırdı. 2016’da 32.6 milyar dolar olan cari açık, yüzde 44.5 arttı. l Ekonomi Servisi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, konuya ilişkin değerlendirmesinde, aralık ayı verilerinin vahim bir boyutta olduğuna dikkat çekerek, cari işlemler açığının aralıkta, 2016’nın aynı ayına göre 3.3 milyar dolar artarak 7.7 milyar dolar olarak gerçekleştiğini hatırlattı. Kozanoğlu’nun değerlendirmesi özetle şöyle: “Cari açık aralık ayına kadar vahim ama alışıldık bir tabloya işaret ediyor. Ne var ki, bundan sonrası daha da endişe verici. Çünkü, yılın son ayında doğrudan yatırımlardan net 490 milyon dolar, portföy yatırımlarından net 340 milyon dolar döviz giriş gerçekleşti. Bunlar olağan bir seyri yansıtıyor. Gelgelelim kredi yenilemelerindeki tıkanma sonucu, 2 milyar dolar finansman daralması yaşandı. Net rakamlara vurunca, bırakın cari açığı finanse etmeyi, mevcut finansman olanakları 1165 milyon dolar geriledi. Garip bir durumun ortaya çıktığı görülüyor. Açık 7.7 milyar dolar iken, Merkez Bankası rezervlerinden daha fazlası, tam 8636 milyon dolar buharlaşmış görünüyor. 2017’nin son iki ayı alındığında da, toplam cari açık 12.075 milyon dolar iken, rezervlerde eksilme 12.721 milyon dolar. Anlaşılan korkulan oluyor, artık cari açığı finanse edememeye başlıyoruz. Gerçi ocakta Merkez Bankası rezervlerinde bir artış gözleniyor. 24 Kasım 2017 ile 29 Aralık 2017 arasında altın dışı rezervler 12.2 milyar dolar azalırken 26 Ocak’a kadarki 4 haftada 7.2 milyar dolar artıyor. Yani sorun aynı şiddette devam etmiyor. Yine de cari açığı finanse etmekte ciddi bir güçlüğün söz konusu olduğu, ekonomiyi daha kritik bir 2019’un beklediği gerçeği değişmiyor.” l Ekonomi Servisi Turizmci Berlin yolcusu MUSTAFA ÇAKIR TOBB, TÜSİAD, TESK, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) gibi sivil toplum örgütlerinin de içerisinde yer aldığı Gümrük ve Ticaret Konseyi’nin yönetmeliği değiştirildi. Değişiklik ile Gümrük ve Ticaret Bakanı’na, konsey üyelerinin üyeliklerini sona erdirme yetkisi verildi. 2012’de çıkarılan yönetmelikle, gümrük ve ticaret politikalarına yön vermeye katkı sağlamak amacıyla gümrük ve ticaret konseyi kurulmuştu. Konsey’de bakanlıkların yanı sıra aralarında TOBB, TÜSİAD, TESK, TÜRMOB, Tüketici Dernekleri Federasyonu, Tüketici Örgütleri Federasyonu, TİM, TZOB’nin de bulunduğu sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de yer alıyor. Gümrük ve Ticaret Konseyi Genel Kurulu, üye tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanıyordu. Değişiklikle salt çoğunlukla toplanma şartı kaldırıldı. l ANKARA Çelik ithalatında sert çıkış ABD’nin çelik ithalatına ek vergi getirme planına Avrupa’dan tepki geldi. Almanya Ekonomi Bakanlığı sözcüsü, Avrupa Birliği’nin ABD’nin çelik ithalatına vergi getirme planına gereken yanıtı vereceğini belirtti. Sözcü, “Öncelikle ABD Başkanı’nın nasıl bir adım atacağını bekleyip göreceğiz. Avrupalı şirketlere yönelik bir sınırlama gelirse Avrupa Birliği orantılı olarak karşılık verecektir” dedi. Sözcü, Alman hükümetinin konuyla ilgili Avrupa Komisyonu ile temas halinde olduğunu söyledi. ABD Başkanı Donald Trump’ın, “ulusal güvenlik” gerekçesiyle çelik ithalatına yüzde 24 vergi getirmeyi planladığı bildirilmişti. l Ekonomi Servisi Turizmde 2018’i ‘Avrupa Yı lı’ ilan eden sektör, ITB Berlin Turizm Fuarı’na (ITB Berlin) Antalya’dan 4 özel uçakla çıkarma yapacak. Bu yıl Alman pazarında, erken rezer vasyonlarda yüzde 60 80 yükseliş gösteren sektör, 2015’te Antalya’ya gelen 3 milyon Alman turist rakamına ulaşmayı hedefliyor. Her yıl Antalya’da turizm sezonu önce si en önemli belirleyici unsurlardan biri olarak gösterilen ITB Berlin, 711 Mart’ta, Berlin’de düzenlenecek. Öte yandan, ülkeye en fazla dövi zi Avustralyalı turist getirdi. Geçen yıl Türkiye’yi en fazla Rus turistler ziyaret ederken, ortalama en fazla harcama yı 1.312 dolar ile Avustralyalılar yap tı. Türkiye’yi 2017’de yüzde 12.2 pay ile en çok Ruslar ziyaret etti. TÜİK verilerine göre, 2017’de Avust ralyalıları ortalama 1.008 dolar harcama ile Japonlar, 839 dolarla Fransızlar izledi. l Ekonomi Servisi 800 otel karar bekliyor Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Osman Ayık, hazine veya ormandan tahsisli 800’e yakın 5 yıldızlı otel için tahsis süresinin yeniden 49’a yıla çı karılması amacıyla kanun çıktığını, ancak yönetmelik çıkmadığından uygulamaya geçilemediğini söyledi. Ayık, kanun süresi bir yıl olduğundan yönetmeliğin bir an önce çıkması gerektiğini vurguladı. ‘Mazotun yarısını ödüyoruz’ Yeni tarım ve hayvancılık teşviklerini açıklayan Erdoğan, ‘Bu kıyağımızı unutmayın’ dedi. Kırmızı et için iki yıl geri ödemesiz yedi yıl vadeli borçlanma sağlandı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, çiftçilerin üretim maliyetlerini azaltmak amacıyla 23 Şubat’tan itibaren mazot maliyetinin yarısını devletin ödeyeceğini açıkladı. Erdoğan, kırmızı et ihtiyacının karşılanması için de “tarım kredi kooperatifleri üyesi çiftçilerimize TİGEM aracılığı ile Ziraat Bankası’ndan kredi kullandırarak 300 başa kadar damızlık koyunu ve yemini temin ediyoruz” dedi. Yetiştiricilere 7 yıl vadeli kre di açılacağını duyuran Erdoğan, “İlk iki Yetiştirici kredi borcunun ilk iki yılı geri ödemesiz, bu kıyağı da unutmayın ha, 7 yılda bankaya ödeyecek. İlk iki yılı geri ödemesiz, bu kıyağı da unutmayın ha” ifadele rini kulandı. Erdoğan, AKP iktidarlarının tarım ve hayvancılık politikalarını anlattı. 15 yılda 103 milyar TL nakit hibe desteği verdiklerini belirten Erdoğan, “Ey ana muhalefetin başındaki zat. Sen böyle bir rakamla hiç tanıştın mı” dedi. Bu bir kıyak 2023’e kadar 14.3 milyon hektar alanda arazi toplulaştırmasını tamamlamayı hedeflediklerini belirten Erdoğan, “2002’de 3.7 milyar dolar olan tarımsal ihracatı 17 milyar dolara çıktı. Tarımda net ihracatçı bir ülke konumuna geldik ama ana muhalefetin başı bilmiyor. Hangi ülkede yaşadığının farkında değil” ifadelerini kullandı. Erdoğan programda, kırmızı et ihtiyacının karşılanması için hayata geçirilecek yeni projeyi de anlattı. Erdoğan, “Talep eden tarım kredi kooperatifleri üyesi çiftçilerimize TİGEM aracılığı ile Ziraat Bankası’ndan kredi kullandırarak 300 başa kadar damızlık koyunu ve yemini temin ediyoruz. Üreticinin bakım, hizmet bedeli ve sigortasını avans olarak ödüyor, doğacak kuzulara da alım garantisi veriyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Düzeltme?.. Küresel finans piyasaları 2018’in ilk günlerinden itibaren çalkantılı günler yaşıyor. Yılın özellikle ikinci ayında dünya borsalarında finansal varlıkların uğradığı kayıplar yüzde 15’i buldu. Wall Street kaynaklı kayıplar giderek tüm dünya borsalarına yayıldı. Ana akım iktisat medyasının bu olguları açıklama biçimi ise uluslararası iktisat yazınına yeni bir kavram hediye etmek oldu: düzeltme. Dikkat ediniz, “çalkantı”, ya da “kayıp” değil; “düzeltme”! İktisat medyasının bu kibirli inancı, doğrudan doğruya ana akım neoliberal öğretinin “piyasalar her zaman dengededir; piyasalar istikrarlıdır”; “piyasalar kendi kendine dengeye gelir ve herhangi bir kurala (regülasyon) bağlanmadan optimum dengeye kendileri ulaşır” vb. vb. türünden ortodoks fetişlerine dayanmaktadır. Aynı, “sermayedar” ya da “emekçi” gibi sınıfsal kavramlaştırmalar yerine tercih edilen “aktörler” veya “oyuncular”; veya “azgelişmiş ülkeler” yerine kullanılan “yükselen piyasa ekonomileri”; ya da “emperyalizm” sözcüğünü unutturma çabası için kullanılan “küreselleşme” kavramları gibi... HHH Kapitalizmin dünya ölçeğinde sürdürdüğü finansal küreselleşme olanakları dünyamızı bir spekülasyon çöplüğüne çevirmiş durumdadır. Bu süreçte tüm ülkelerde toplam özel sektör borcunun küresel gelire oranı 1950’lerde yüzde 50 düzeyindeyken, 2007’ye gelindiğinde yüzde 170’i aşmış olup, kamu sektörü borcu ile birleştirildiğinde de, 2017 itibarıyla, toplam borcun küresel ekonomiye oranının yüzde 220’ye ulaştığı gözlenmektedir. Yani, küresel ekonomi, dünya mal ve hizmet üretim gelirlerinin iki misli fazlasına ulaşan bir borç sarmalı ile çalışmaktadır. 2015 itibarıyla 152 trilyon dolarlık bir büyüklük ifade eden ve dünya toplam gelirinin yüzde 225’ine ulaşan bu tutarın ardında 2010 sonrasında geliştirilen “miktar kolaylaştırması operasyonları” ve “sıfır faiz içeren para politikaları” yatmaktadır. Ancak, taze fonlar reel ekonomide sabit sermaye yatırımlarına ve emeğin üretkenliğini artırıcı teknolojik dönüşümleri beslemek yerine, borsa hisse senetleri, bonolar, repolar ve finans sisteminin yeni icat enstrümanları aracılığıyla kapitalizmin kumarhane masalarında çarçur edilmiştir. Bankacılık kesimi dışındaki reel üretici sektörlerdeki şirketler de rant masalarına katılmayı çıkarlarına daha uygun bulmakta ve tüm dünyada reel üretici şirketlerin borçlanması hızla yükselirken, sabit sermaye yatırımları gerilemektedir. Sonuç olarak, yaşananlar, yaşanması muhtemel kâbusun habercisi gibidir: Küresel mali piyasalarda ucuz kredinin daralmasıyla birlikte tüm gelişmekte olan dünyada devalüasyonist baskılar hızlanacaktır. Borç yükü arttıkça, borçların çevrilmesi için gerekli fonlar zorunlu olarak “içeriden” karşılanacak; artan sömürünün yaratacağı sınıfsal tepkiler ise yükselen milliyetçilik dalgaları, sosyal ayırımcılık ve hukuk dışı uygulamalar aracılığıyla bastırılmaya çalışılacaktır. Popüler iktisat medyasının “düzeltme” diye geçiştirmeye çalıştığı çalkantılı ve istikrarsız sürecin özü budur. Afrin piyasayı hareketlendirdi Suriye hükümeti yanlısı savaşçıla rın Halep’ten Afrin bölgesine girmeye başladığı haberinin ardından artan jeopolitik risk algısıyla borsa eksiye geçerken dolar/TL 3.80’e yükseldi. Gün içinde dar bantta hafif yukarı yönlü hareket eden BIST100 haberin ardından eksiye geçerken saat 17.12’de yüzde 0.4 düşüşle 115.378 puandan hareket etti. Dolar/TL ise dün gün içindeki en yüksek seviye olan 3.7840’ı görmesinin ardından saat 17.12’de 3.7807/3.7820 aralığında bulunuyordu. l Ekonomi Servisi Beyaz eşyada düşüş sürdü Vergi indiriminin bitmesinden sonra beyaz eşya toparlanamıyor. Beyaz eşya satışları ocakta yıllık olarak yüzde 17 gerileme kaydetti. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği verilerine göre ocak ayında beyaz eşya iç satışı yıllık olarak yüzde 17 gerileme kaydetti. Dernek ocakta iç satışların 398 bin 558 olarak gerçekleştiğini duyurdu. Böylelikle vergi indiriminin sona erdiği eylül sonundan bu yana takip eden 4 ayda da satışlarda gerileme kaydedildi. Beyaz eşya sektörü önemli kısmında vergi indirimi olan 2017 sınırlı bir artışla kapadı. Şubat 2017’de başlayan ve eylül sonuna kadar devam eden vergi indirimlerinin yaşandığı 2017’de beyaz eşya iç pazar satışları yüzde 14 arttı. l Ekonomi Servisi C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear