26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Perşembe 29 Eylül 2016 haber 10 DAMATLAR KOALİSYONUBumerangsahibini EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK 11 de vurabilirumerang Avustralya yerlilerinin kullandığı bir av silahı. Mesela bir kuş Bsürüsüne doğru fırlatılıyor, uçuşan kuşların birinden birine çarpıp indiriyor; sonra döne döne yine avcının yanına geliyor. Avcı hünerliyse yere düşürmeden “silahını” kapıyor ve bir başka kuş sürüsü için yeniden kullanıyor. Ama ya avcı hünerli değilse? Mesela “Ne biçim fırlattım ama di mi” diye yayık yayık sırıtarak arkadaşlarına bakıyorsa, bumerang gelir donk diye avcının kafasında patlar. Bu yazıyı okuyan herkesin yaşı uygun; hatırlayacaklardır. 1990’larda bilimselteknolojik bir devrim başladı. Yarı iletkenler, uydu ve çip teknolojilerindeki devrimsel sıçramalar yeryüzünde iletişimin ve bilişimin sadece hızını değil niteliğini de değiştirdi. Bırakın akılsızını, akıllı cep telefonları bile ona buna fiyaka yapma, “Bak benim neyim var” diye şişinip hava basma aracı olmaktan çoktan çıktı. Neredeyse “herkesin” eline düştü Yedi yaşındaki torunuma bir zamanlar cep telefonu diye bir aygıt olmadığını söylediğimde “Dedem benimle dalga geçiyor” dercesine suratıma baktı. Benim kuşağım iletişim ve bilişim teknolojilerindeki değişimleri, sıçramaları, yenilikleri izleyemez hale geldi. 90’lı yılların bilgisayarlarını (mesela o sadece bir megabyt bellekli efsane Atari’leri) kağnı arabası derekesine indirgeyen iPhone’lar, Samsung Galaksy’ler artık her ihtiyaca cevap veren dev kapasiteli bilgisayarlara dönüştü. Birkaç futbol sahası büyüklüğündeki hangarlara sığmayacak belgeler pul büyüklüğündeki bir çipe depolanabiliyor... Bu dallarda at koşturan şirketler, geleneksel sanayi şirketlerini solladı geçti. Kapitalist sistemin pek sevdiği “başarı hikâyeleri” artık ağır sanayi ya da finans sektörlerinde değil, bilişim ve iletişim sektörlerinde anlatılıyor. Genç kuşaklar için idoller artık otomotiv CEO’larından, finans guruları arasından ya da petrol CEO’larından değil, Microsoft’un, Google’ın, Apple’ın buluşlu bilişli patronlarından seçiliyor. HHH Teknolojideki bu gelişmeler, bu devrimsel sıçramalar küresel şirketlerin dünyaya hükmedebilmelerini kolaylaştırıyor. Yedi gün 24 saat açık borsalar finans dünyasının işleyişini kökünden değiştirdi. Sermaye engelsiz kısıtsız bütün yerküre üstünde gönlünce at koşturuyor. Ülkeleri batırabiliyor, ülkeleri yönlendirebiliyor, hatta yönetebiliyor. Ama bu gelişmeler, devrimsel sıçramalar kendi zehrini de doğuruyor. Kapalı kapıların ardı artık hiç de güvenli değil. Küresel şirketlerin yönetim odalarında, devletlerin bakanlar kurulu ya da genelkurmay odalarında alınan uğursuz kararlar artık sır olarak kalamıyor. İlk belirti WikiLeaks belgeleri idi. Pek çok şirketin, devletin, askeri operasyonların kanlı, halk ve insanlık düşmanı, hukuk dışı karar ve eylemleri ilkin WikiLeaks belgeleri ile gün ışığına çıktı. Ardından Panama Belgeleri, Bahama Belgeleri ile vergi cennetlerinde posta kutusu şirketler kurarak kara ve kanlı paralarını güvenceye alanların kirli çamaşırları ortalığa saçıldı. Birkaç gün önce “yerli ve milli” bir eyleme tanık olduk. RedHack adlı internet eylemcileri hem damat, hem bakan olan bir zatın email yazışmalarını ele geçirdi. Şimdilik tadımlık niyetine birkaçını yayımladılar da. Arkası gelecek(miş). Küresel sermaye iletişim ve bilişim dallarında kârlarına kâr katarak, kapitalizmin devresel bunalımlarını bu yolla aşacağını ilan ederek şişiniyordu. Fırlattıkları bumerang döndü kafalarında patladı. Üstelik bu daha başlangıç. Hani şair muştulamıştı: Güzel günler göreceğiz çocuklar... Aydın Doğan’ın damadı Yalçındağ’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Albayrak’a gönderdiği epostalar ‘iktidarmedya’ ilişkisini bir kez daha sorgulattı Hacker grubu RedHack’in yayımladığı elektronik epostalarda, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan’ın damadı Doğan Yayın Holding Başkan Vekili ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Yalçındağ’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a hemen her gün bilgi ver diği öne sürüldü. RedHack, Yalçındağ ile Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan arasında geçtiği iddia edilen eposta trafiğini, Albayrak’ın da mesajlaşmaya eklendiği iddiasıyla duyurdu. Elektronik postalarda, Yalçındağ’ın, Doğan Grubu ile ilgili bilgileri Enerji Bakanı Berat Albayrak’a yolladığı iddia edildi. Aynı epostaların Albayrak’ın abisi Tur kuvaz Medya Grubu’nun CEO’su ve Çalık Holding Yönetim Kurulu Üyesi Serhat Albayrak ile Hasan Doğan’a da gönderilmesi de dikkat çekiyor. RedHack’in açıkladığı epostalar, AKP iktidarı ile medya arasındaki ilişkileri daha gözler önüne sererken; Türk basını açısından ‘iktidarmedya’ ilişkilerini bir kez daha sorgulatıyor. İşte o epostalar: 6 E2Y0L16ÜL ‘BELKİ DE DOĞAN GRUBU OLMAYACAKTI’ Yalçındağ, 6 Eylül 2016 tarihinde Bakan Albayrak’a bey eğer Aydın bey sizi tekrar bu göreve getirmeseydi belki de bugün gece saat 02.25’te gönderdi Doğan grubu olmayacaktı. Siz gel ği bilgi notunda, Jandarma Ge diniz grup kurtuldu ama siz de iyi nel Komutanı Yaşar Güler ile şeyler yaptınız. Teşekkür ederiz. arasında geçen konuşmayı ak Bundan sonra beklentimiz bu birlik tarıyor. Yalçındağ, “Konu: Jan beraberliğe sahip çıkmak. İnşallah darma genel komutanı ziyaret” Yaşar Güler bu ayarda gidersiniz dedi. (bunları başlığıyla gönderdiği epostada, bayağı asker sertliğinde söyledi:) ). “Hasan bey iyi akşamlar, 10 gün önce Bende emredersiniz komutanım dedim.” Jandarma Genel Komutanı Yaşar Paşa’ya Ankara’da geçmiş olsun ziyaretinde bu ‘Tek kişi var: Erdoğan’ lundum. Yanıma Hande Fırat’ı da aldım. epostanın “İkinci notum” diye devam Yaşar Paşa şöyle lafa başladı; Mehmet Ali eden kısmında, şu ifadelerin geçtiği iddia edildi: “Ortak olduğum siber güvenlik şirketi Natek için tebrik etti. ‘Kuran çocukları çok iyi tanırım, bizimle iş yaparlar’ dedi. Fetö’cü olmadıkları için şimdi daha iyi anlıyorum ki yapın bu şirketle çalışın dediğim bir sürü işi de bunlara vermemiş Fetö’ya yakın olan gruplar dedi. Bende Amerika’da olduğu gibi bu şirketin devletin siber güvenlik şirketi olması gerektiğini ve bu konudaki vizyonumu anlattım. Tamamen katılıyorum ama bunu konuşacağınız tek kişi var Sayın Cumhurbaşkanımız, gidin bunu anlatın ve dediğinizi tek kendisi anlar ve yol verir dedi.” 13 M20A1Y6IS ‘GELDİĞİNİ BİLSEM KAPIDA KARŞILARDIM’ Yalçındağ’ın 13 Mayıs 2016 saat 18.57’de Hasan Doğan’a gönderdiği bir başka epostada ise, “Hasan bey kolay gelsin. Geçen gün Sayın Cumhurbaşkanımız Hilton Oteline gelmiş. Benim bilgim yoktu, olsa zatıalilerini kapıda karşılardım. Bizimkiler bana haber vermemişler ve Vuslat (Doğan Sabancı), İbrahim Kalın beyle görüşerek haberleşerek orada karşılamak talebinde bulunmuş, hatta Aydın beyle birlikte. Sonra askeri protokol Aydın beyin karşılama ekibinde olmasının uygun olmayacağını bildirmiş. Vuslat ise İbrahim bey le görüşerek oraya davet edilmiş. Ve gitmiş Beyfendiyi kapıda karşılamış. Olabilir çok normal tabiki. Ama burada bu iş şöyle satılıyor, işte bizde Külliye ile temas kurabiliyoruz. Bu beni biraz sıkıntıya sokuyor. Sadece bilgi vermek istedim. Kolay gelsin.” denildiği kaydedildi. 6 M20A1Y6IS ‘BAŞKANLIK İÇİN HERKES YAPACAĞINI BİLİYOR’ Yalçındağ’ın 6 Mayıs 2016’da gönderdiği öne sürülen epostada Doğan Medya Grubu’nun yeni yayın dönemine ilişkin şu bilgileri verdiği iddia edildi: “(...) Bu dönemde grubumuzla ilgili artıların ve eksilerin muhakemesini yaparsak hepimiz için faydalı olur.(...) Net olunması gereken 2 konunun Paralel ile mücadelede ve Başkanlık sistemi olduğu kanaatindeyim. Alınan bu değişim kararının 1 gün, 1 hafta, 1 ayda değil uzun süre önce alındığını biliyoruz. Her türlü ayrıntısına kadar planlandı ve en doğru zaman beklendi. Şu anda AK Parti ve Sayın Tayyip Erdo dan Partili Cumhurbaşkanı veya ğan en güçlü olduğu günleri yaşı Başkanlık modelinin gelmesi için yor. Hem içerde hem de dışarda. çalışılacak. Son olarak bugün Hür Türkiye’nin bir numaralı konusu riyet gazetesinin manşetini büyük olan terörle mücadelede yol hari sorumsuzluk ve düşmanlık tası başarıyla sürdürülüyor. Mo olarak görüyorum. İş bit tor ısındı bundan sonra durması miş gitmiş neye yaraya mümkün değil. Ancak tam temiz Sedat Ergin cak bu manşet anlamak lik olduğunda motor kapanacak, ta zorluk çekiyorum. Ka bu konuda herkes ne yaptığını ve ne yapa fasızlığın daniskası Sedat’ın cağını biliyor.” yaptığı. Yine bir çuval inci epostanın devamında, şu ifadeler dik ri berbat ettiğimizi düşünüyo kat çekti: “Yeni Başbakan ile 1 yıla kalma rum. Yazık.” 11 M20A1Y6IS HÜRRİYET’İN BAŞINA AHMET HAKAN Başka bir epostada ise şu ifadelerin geçtiği savunuldu: veniyorum benim adamım oldu’ diye Sedat’tan vazgeçmiyor. “Konu: Ahmet Hakan, Bildiğiniz gi Sedat Ergin benimle yaptığı her bi uzun zamandır Hürriyet Gaze toplantıyı Vuslat’a gidip anlatı tesinde yapılan hatalar, yanlışlar yormuş diye Sedat’a çok güve ve gazetedeki satış kaybı sebebiyle niyormuş. Diğer taraftan Aydın mevcut genel yayın müdürünün de bey de nasıl olsa Sedat değişe ğiştirilmesi gerektiği konusunda 2 Ahmet Hakan cek diye düşündüğü için kim ol aydır çalışmalar yapmaktayım. Se malı ki rahat etsin ve güvensin dat değiştiğinde kim olmalı ki ben kefil diye bir çalışma içinde. Ahmet Hakan’ı olayım diye ciddi bir araştırma yapmak düşünüyorum dediğinde ben Ahmet ile tayım. Sonunda benim sorumluluğumda uzun toplantılar yaptım. Ahmet’te şunun işi yeni birine teslim edeceğim ama beni farkındaki biz birbirimizi anlamalıyız ki zor durumda bırakacak biri olmaması la birlikte çalışalım. Sonunda gördüm ki zım. Bu arada Vuslat, ‘ben Sedat’a çok gü ben Ahmet’e kefil olabilirim. Benimle çok paralel düşünüyor. Ayrıca sadece size bağlı olursam çalışırım, Vuslat hanım müdahale ederse çalışamam diyor. Bugün gazeteciler.com da çıkan haber ilginç. Çoğu doğru. Vuslat’ın kendi yapmak istediği, Aydın beyin olmaz dediği dahil doğru. Vuslat genel yayın müdürü olacakmış. Olmaz dedi. Ben Ahmet ile bu işi yapabileceğimizi düşünüyorum. Düşünmekte fayda görüyorum.” 29 H2a0z1i6ran ‘BURAYI SABAH GİBİ YAPMAK İSTİYORSUN’ MEHMET ALİ YALÇINDAĞ Doğan Holding’in kurucusu Aydın Doğan’ın büyük kızı Arzuhan Doğan Yalçındağ ile evli olan Mehmet Ali Yalçındağ, 1989 yılında American College in London’dan mezun olduktan sonra 1990’da Doğan Dış Ticaret’te çalışmaya başladı. 1991 yılında Doğan Holding İcra Komitesi’nde, 1992 yılında da Milliyet gazetesinde genel müdür yardımcısı olarak görev aldı. 1996 yılında Doğan Holding’deki medya şirketleri Doğan Yayın Holding çatısı altında birleştirilirken Yalçındağ bu kuruluşun yönetim kurulu başkanvekilliğine getirildi. 1999 yılında Doğan Yayın Holding İcra Kurulu Başkanlığı’na atandı. Hanzade Doğan Boyner’in, Doğan Grubu yayınlarında aktif görev almasının ardından gelişen süreçte çıkan görüş ayrılığı üzerine gruptaki görevlerinden ayrılan Yalçındağ, 2012’de Yandex Türkiye’nin CEO’luğunu üstlendi. 1 Kasım seçimlerinin hemen ardından 21 Aralık 2015 tarihinde Doğan Yayın Holding Başkan Vekilliği görevine getirilen Yalçındağ, gruba bağlı medya organ larının koordinasyon ve yayın politikalarının yönetiminden sorumlu oldu. PORTRE PORTRE BERAT ALBAYRAK Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Erdoğan’la evli olan Berak Albayrak 1978’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nü tamamladı ve New York’taki Pace Üniversitesi’nde finans üzerine yüksek lisans yaptı. 1999 yılında profesyonel olarak iş hayatına başlayan Albayrak, Çalık Grubu’nun yurtiçi ve yurtdışı şirketlerinde çeşitli görevler üstlendi. 2002 yılında çalıştığı Çalık Holding’in ABD ofisinde finans direktörü oldu. 2006 yılında Türkiye’ye dönen Albayrak, holdingin Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı, 2007’de ise Çalık Holding Genel Müdürü oldu. 2013 yılının sonunda Sabah gazetesinde köşe yazıları yazmaya başladı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’den milletvekili olarak Meclis’e girdi. 24 Kasım’da Ahmet Davutoğlu başbakanlığındaki 64. Hükümet’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevini üstlendi. Binali Yıldırım tarafından kurulan 65. Hükümet’te de bu göreve devam etti. 21 N20İS16AN ‘BİNALİ BEY’LE KONUŞTU, DENİZ HAVAYA GİRDİ’ 21Nisan 2016 saat 00.04’te gönderildiği ta Binali bey ona konuştu. Deniz havaya girdi. Dün Binali beye öne sürülen bir epostada şu haber yolladım, Deniz’i neydeyse ifadelerin geçtiği iddia edildi: yolluyordum adamı kurtardınız “Konu: Üstat. Üstat selam, De diye. Bu sabah Enerji Bakanımız niz Zeyrek düşman. Elimden tüm Ankara temsilcilerini çağır geleni yaptım. Cnntürk de mış Deniz hariç. İçine su serpil haftada 5’den 2’ye düşürdüm. di. Süper oldu. Sedat Ergin ara Ne kavgayla. Efendim Hürri dı Deniz çağrılmamış çok üzül yet Ankara temsilcisine bunu dük dedi. İyi dedim. Üstat ben yapamazmışım. Vuslat ve Se Deniz Zeyrek burda uğraşıyorum ama bir ko dat öyle diyormuş deniz de bu ordinasyon içinde olmamız la böyle dedi. Ama sonunda düştü 2’ye. zım. Bu kardeşin burada tek başına Ama ne mücadele. Ankara’da kimse mücadele ediyor ama yalnızım, sen görüşmüyor diyorum bu arkadaş ol ciddiye almıyorsun ama tek başıma maz diyorum. Binali bey diyorki her strateji yapıyorum. Nasıl olacak böy gün beni arıyor. Sonunda geçen haf le bilmiyorum vallahi. Yalnız da kal sam mücadeleye devam edeceğim ben pes aüetmem. Eyvallah.” ‘Ritim bozukluğum var’ Yine 21 Nisan 2016 saat 00.09’da gönderildiği öne sürülen başka bir epostada şu ifadelerin geçtiği savunuldu: “Konu: Yine ben. Üstat, Ben bu projede gücümü 3 kişiden alıyorum. Beyfendi, Berat bey ve sen. Üçünüzle de görüşmeyince benim gücüm azalıyor, ne olur anlayın beni. 10 gün önce Sayın Cumhurbaşkanı’mız Kandil için cevaben arayınca biraz toparladım çünkü aydın bey ile akşam yemeğindeydim şahane oldu. Ama konuşmamız lazım. Kalbimde ritm bozukluğu var inanmıyorsun bana. Mehmet Ali.” 10 M20A16YIS ‘MUHARREM İNCE’YE HAYIR DEDİM’ Yalçındağ’ın 10 Mayıs 2016 saat 14.16’da gönderdiği “Sürpriz ziyaret” başlıklı eposta, siyaset ve medya ilişkisine ışık tutması açısından da ilginç. epostada, şu ifadelerin yer aldığı öne sürüldü: “Yalova Milletvekili Muharrem İnce ziyarete geldi. Meral hanımın çıkışının siyaseti hareketlendirdiğini bunun arkasından CHP de de değişimin önünün açılacağını bunun bir fırsat olduğunu, bu fırsatı iyi kullanırsak Başkanlığın önünün tıkanacağını ve vakit geçirmeden bu projeye destek olunması gerektiğini, burada da Doğan medya ve Hürriyet’in çok önemli konumda olduğunu anlattı. Başkan olunduğu takdirde artık Türkiye’nin kötü günlere geçeceğini ve yapılacakların durdurulamayacağı anlattı. Hadi destek olun yapalım şu işi çıkarın beni ortaya dedi. Bu işi yapacak tek kişi kendisinin olduğunu ifade etti:))) Benim cevabım; Medyanın siyasete karışmasının doğru olmayacağını, siyaseti yönetmeye kalktığımız için çok prestij kaybettiğimizi söyledim. Nasıl olsa bir gün Kılıçlaroğlunun yerine geçme şansının olduğunu böyle işleri biraz zamana bırakmakta fayda olacağını anlattım. Yok yok hemen acele yapıp durduralım Tayyip beyi diyor:)). Diyecektim ki en yanlış adrese geldiniz, ama kendimi tuttum, Hayırlısı olsun bir bakalım dedim, ayrıldık. Kolay gelsin.” l İSTANBUL/Cumhuriyet İNCE’DEN YANIT: ‘Berat damat mı, medya imamı mı?’ Muharrem İnce, kendisi ile ilgili iddiaları gazetemi o tam tersi, bu yazılanlar doğruysa bunları damada, Berat’a gönderi ze değerlendirdi. “Türkiye’de bir yor, Cumhurbaşkanı’nın özel kalem AKP düzeni var. Bir medya dü müdürüne gönderiyor. Ya bu Berat zeni var, bir de muhalefet düze Albayrak bakan mı, damat mı, med ni var” diyen İnce “Bu üçü birbiri ya imamı mı? Muhalefet milletvekili ile çok iyi geçiniyor. AKP med olarak bir medya patronuna ‘benim yadan memnun, medya muha ambargomu kaldır’ dememin çok lefetten memnun gül gibi geçi normal olduğunu düşünüyorum. niyorlar. Benim bu üçlüye itira Türkiye’de medyanın ne hale gel zım var. Üçüne de itirazım var. diğinin bir göstergesidir bu. De Bu muhalefet düzeni de sorun Muharrem İnce mek ki sadece altyazıyı belirlemiyor, lu, AKP düzeni de sorunlu, med manşetleri de Berat atıyormuş bu ya düzeni de sorunlu” dedi. radan onu anladım. Benim onun desteğine Yalçındağ’dan randevu istediğini, bunun falan da ihtiyacım yok. Benim milyonlar doğru olduğunu anlatan İnce, şöyle de ca kez tıklanan bir konuşmam var. 2009 vam etti: “Bana bir ambargo uygulanıyordu bütçe görüşmesi. Bu konuşmayı yaptık Hürriyet gazetesinde. Haber olamıyordum. tan sonra 20 gün boyunca hiçbir televiz Genel yayın yönetmeni ile konuştum, bir yon bunu göstermedi, hiçbir gazete bu de patronla konuşayım dedim, bir de bun nu yazmadı. 20 gün sonra sosyal med ları konuştum. O görüşmeden önce ne dü yada milyonlar bunu tıklayınca televiz şünüyorsam o görüşmede onları söyle yonlar, gazeteler bunu gösterdi. Gaze dim. “Başkanlık sistemi geliyor. Gelirse bu te toplumun malıdır, babasının parası ile ülkenin sonu olur, felaket olur” dedim. Ba kurmuş olabilir ama gazete 4. güçtür, na ambargoyu kaldırmasını söyledim. Ama topluma ve kamuya aittir.” Alman şirketİ, ERDOĞAN’LA ‘gizli görüşme’ istemiş RedHack’in Twitter’daki hesaplarından yayımladığı son epostada ise Almanya merkezli Baliqa Invest şirketinin, Berat Albayrak’tan “Erdoğan ile gizli görüşme” talebi istediği iddia edildi. Şirket temsilcisi Josef Bauer imzalı olduğu belirtilen epostada, Katar’daki Doha metrosuyla ilgili bir Türk Alman konsorsiyumunun kurulması konusunda damat Berat Albayrak’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ‘gizli’ bir görüşme ayarlanması istendiği öne sürüldü. Petrol Ofisi’nin satışıyla ilgili teklifleri olduğunu da dile getiren Josef Bauer, “Bavarya Başbakanı mız geçtiğimiz cuma misafirinize bir mektup yazdı ve bu mektup başka şeylerin yanı sıra ‘Metro Doha’ ile ilgiliydi. Bir TürkAlman konsorsiyumu ideal olacak ve Katar’a büyük faydalar sağlayacaktır. Bu noktada Katar’ı birlikte destekleyebiliriz” ifadelerini kullanıp, bu kanaldan daha fazla detay veremeyeceğini söylediği belirtildi. Epostada şu ifadelere yer verildiği öne sürüldü: “Sayın Bakan Dr. Albayrak, takdir edersiniz ki bu bilgilendirme kanalıyla daha fazla detay vermem mümkün değil. Bu nedenle sizden Afrika gezinizin ardından Sayın Cumhurbaşkanı ile gizli bir görüşme için tüm etkinizi kullan manızı rica ediyorum. Bu toplantı mümkün olan en erken zamanda gerçekleşmeli ve ne olursa olsun Suudi Kralı’nın mart ortasındaki Moskova ziyaretinden önce yapılmalı. Sahip olduğum bilgilerin Cumhurbaşkanı ve siz açısından için değerli olacağı konusunda sizi temin ederim. Özellikle Cumhurbaşkanınızın Körfez ülkelerindeki büyük itibarı ve etkisi, Türkiye’de Almanya ile ortak stratejik projelerin gerçekleşmesi konusunda yardımcı olacak ve her iki tarafın da yararına olacaktır. Yanıtınızı almaktan büyük mutluluk duyacağım ve bir sonraki toplantımız için sabırsızlanıyorum” l İSTANBUL / Cumhuriyet NOT: epostalardaki imla hataları olduğu gibi bırakılmıştır. CeHaPe Başlıkta gördüğümüz ifade, uzunca bir süredir iktidara yakın troll ve trolümsüler tarafından ana muhalefet partisini küçümsemek için kullanılıyor. Böyle yazmayı, CHP’ye burun kıvırmayı, partinin her yaptığını önemsizleştirmeyi seviyorlar. Bu arkadaşların tek beğendiği, “milli irade” ifadesiyle kamufle edilen “güçlü lider”, “tek lider” modeli. Nedeni basit. O tarz sosyolojinin hâkim olduğu ailelerden geliyorlar, o yönetim modeli üzerine örgütlenen kurumlarda çalışıyorlar, kimleri benzer bir lider kültünün olduğu dini cemaatlere mensuplar ve eşitlikçi ortamlarda güvensiz hissediyorlar. Psikolojik nedeni ne olursa olsun, şu anda Türkiye’de “sağ” denilen olguyu temsil eden Adalet ve Kalkınma Partisi’nde hiyerarşi ve lider kültü hâkim. Bu yüzden CHP’yi, ana muhalefet partisi içindeki çok sesli ortamı ve partinin genlerine kadar işlemiş “eleştiri kültürünü” anlamaları mümkün değil. Bunları birer zaaf olarak görüyorlar. Lafı evelemeden gevelemeden söyleyeyim. Bu yazı, yiğidin hakkını teslim etmek, yani CHP ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun darbe sonrası süreçte gösterdiği “dikkatli demokrat” tutumunun çok önemli olduğunu vurgulamak amaçlıdır. Kemal Bey Cumhuriyet döneminin en uzun boylu, en yakışıklı, en karizmatik siyasetçisi olmayabilir. Halihazırda yaptığı muhalefetin, özellikle Kürt meselesinin çözümü boyutunda eksikleri olabilir. Kitleleri peşinden sürükleyen zehir gibi bir belagatı, tokat gibi bir üslubu olmayabilir. Ancak Kemal Bey, Türkiye’nin içinden geçtiğimiz bu karanlık dönemde istikrarlı bir biçimde demokrasiyi hatırlatan bir duruş sergilemiştir. Hem darbeye karşı çıkıp, hem de darbe sürecin bir ‘cadı avına’ dönüştüğü konusunda itirazlarını artan bir biçimde dillendirmiştir. Yenikapı’ya giderken ve orada kürsüye çıktığında, HDP’nin de orada olması gerektiğini söylemiştir. Belediyelere kayyım atanması ve ‘Yenikapı ruhu’ denilen süreçte iğreti durmuş ve her fırsatta çekincelerini dile getirmiştir. KHK’lere itiraz etmiş, bunların Türkiye’deki demokrasi krizini daha da derinleştireceğini söylemiştir. Bütün bunların önemli olduğunu düşünüyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse, HDP lideri Selahattin Demirtaş da bütün bunları yaptı ve hatta bir adım öteye giderek darbe sonrası süreçte hükümete Türkiye’de geniş bir reform ve çözüm süreci için işbirliği teklif etti. Demirtaş’ın darbe sonrası günlerde yaptığı bazı mitingler gerçekten hitabet açısından da inanılmaz güçlüydü. Ama kim duyabildi HDP’nin sesini? Hepimiz artık gazete ve televizyonların nasıl yönetildiğini biliyoruz. Gelinen noktada iktidar HDP’yi yok etmeye kararlı. Partinin ve Demirtaş’ın sesi tamamen kısılmış durumda. Cumhuriyet gazetesi ve birkaç web sitesi dışında ana akım medyada mutlak sansür var. İşte bu yüzden CHP’nin tutumu ve muhalefeti her zamankinden daha değerli. En azından CHP’ye yönelik sansür yok; haliyle parti sesini duyurabiliyor. CHP kuşkusuz daha cevval muhalefet yapabilir. Kürt meselesini sahiplenerek çözümde kapı aralayıcı olabilir ve tabii olmalı. Ancak bugünün koşullarında şu kadarını da küçümsememek lazım. Zira olağanüstü ve olağanüstü boğucu bir dönemden geçiyoruz. CHP de olmasa, Ankara’da nefes almak mümkün değil... İnternetin tartışılan korsanları Yalçındağ’ın, Doğan Medya’da istediği değişimi yapmak için yaptığı toplantı ve Vuslat Doğan Sabancı ile görüşmesinin sonuçlarını Hasan Doğan ve Serhat Albayrak’a özetle şöyle aktardı de durduğumuz ve maalesef bizim ilk 6 ayın sonunda henüz standartları yakalamadığımız somut örneklerle görüşüldü, dedim. ‘Milli konulara yeterince sahip çıkılmadığı, ülkemizin yurt dı nim yoğun mücadelem sonucu aldığımızı halbuki bunun çok basit yöntemle olması gerektiğini fakat bunu yapabilmem için yeterli yetkimin olmadığını söyledim. ‘Sana yetki verirsem sen Yalçındağ: Bu mailleri atmadım Gündemde ‘Halk için hack’ sloganıyla yerini alan Kızıl Hacker’ler yani diğer is ğı iddia edildi: “Bizimki sadece zihniyet şı odaklara karşı gereğinde savunulma bizi Sabah Gazetesi yapmak istiyorsun’ değişimi, makul yayıncılık, evrensel de dığı gibi konular üzerinde duruldu’ de dedi. Buna katılmadığımı böyle söyleye ğerlerde muhalefet gibi normal üzerin dim. Biraz yol aldıysak bile bunu be rek demagoji yaptığını anlattım.” Gazetemize konuşan Doğan Yayın Holding Başkanvekili Mehmet Ali miyle RedHack, kendilerini Marksist ve sosyalist olarak tanımlıyor. Şubat 2012’de Ankara Emniyet ‘ERDOĞAN’A ‘BAŞKOMUTANIM’ DEDİM, HOŞLANDI’Müdürlüğü’nün internet sitesini çökerterek adlarını 18 AĞ20U1S6TOS duyuran grup, aynı zamanda Türkiye genelinde yaklaşık 350’ye yakın emniyet müdürlüğü sitesini geçici bir süreliğine çalışamaz hale getirmesiyle biliniyor. Grup, emniyet ve bakanlık gibi kurumların ardın Yalçındağ’ın 18 Ağustos’ta gönderdiği epostada şu ifadeleri kullandığı belirtiliyor: “Sağolsun randevuyu bir bakalım’ dediği devusuna Vuslat’ı da dahil etmek istedini AD’ye ertesi gün ilettik. Hande ğini anlatır. Hande bunun çok yanlış olAD’ye demişki ‘Mehmet Ali bey duğunu böyle bir şey yaparsanız rande Yalçındağ’ın ilk sözleri “Suikast, komplo, ne diyeceğimi bilmiyorum ama...” oldu İddiaların odağındaki isim Doğan Yayın Holding Başkanvekili Mehmet Ali Yalçındağ, Cumhuriyet’e, “Günlüklerim çalındı, bu mailleri ben atmadım” la görüştüm, incelemelerini yapıyorlar. Ama bu benim email attığım doğru değil. Buradaki şey, teknik çalışma neticelenmedi ama bilgisayarımın şifresini ele email atıyor gibi göstermişler. Ben şaşırdım. Bu yapılabiliyormuş meğer teknik olarak. Ben bunun nasıl yapıldığının şaşkınlığı içerisiydeydim, ama teknik olarak mış, atılmış mı atılmamış mı? Atılmışsa nasıl atılmış, atılmamışsa nasıl bu yeniden böyle bir dizayn edilmiş şimdi bunların hepsinin raporu çıkacak. Bir an ön dan en güvenli server sistemine sahip olduğu belir Hasan Doğanın yardımıyla hemen le birlikte olacak.’ AD 2 gün son vuyu riske atarsınız der. Hatta Hasan dedi. Yalçındağ’la dün akşam yaklaşık geçiriyorlar, kırıyorlar, bilgisayarımda benim bilgisayarımdan email atılmış gi ce çıkarın diye söyledik. Rusya’dan çalış tilen BTK’nin (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) darbe sonrası Sayın CBmızı telefon ra beni çağırarak bu randevuyu Doğan’ın randevu için kesin değil uğ 10 dakika süren bir telefon görüşmesi ki günlük raporlara, günlük şeylere gi bi... email atabiliyorlarmış bilgisayarını ma yapılacak. Böyle bir tatsız olay. sitesini hacklemesiyle de gündeme geldi. RedHack la arayarak geçmiş olsun dilekleri sadece benimle değil Vuslat’ı da raşacağız bir bakalım dediğini hatırlat gerçekleştirdik. Yalçındağ’ın ilk sözleri riyorlar. Bunları değiştirerek, manipüle zı ele geçirdikleri zaman. Yatak odasına Rusya’dan destek mi alınıyor? grubunun çekirdek kadrosunu oluşturan üye sayısı mi ilettim. Kendisine ‘sayın başko yanına alacağını söyledi. Gerekçe mış. AD bunun üzerine karar değiştirir “Suikast, komplo, ne diyeceğimi bilmiyo ederek ve hitap koyarak bazı yerlere ya girmek gibi bir şey. Bu etik dışı, ahlak Evet. Alınmak zorunda, çünkü nın 12 olduğu iddia ediliyor. Grubun zaman zaman mutanım’ diye hitap ettim hoşuna Hasan Doğan olarak Vuslat’ın eşi Ali’nin işleri ve bana ‘seni de götürmeyeceğim ben rum ama...” oldu. Yalçındağ’ın soruları email atıyorlar ya email atmış gibi gös sızca bir şey. İnsan böyle şeyleri başına server’ler orada. içinde de ayrılıklar yaşandığı iddia edildi. Grup içindeki RedHack’in sözcüsü olarak tanınan ve sık sık basına röportajlar veren kişinin “polis muhbiri” olduğunu itiraf edip kamuoyundan özür dilemesiyle başlayan süreç grupla ilgili akıllarda soru işaretleri oluşturdu. RedHack bu olay sonrası yaptığı açıklamada, sözcüyle alakalarının kalmadığını ve bu tür şahıslara itibar edilmemesi gerektiğini ifade etti. RedHack üyesi olduğu gerekçesiyle zaman zaman bazı kişilere operasyonlar yapıldı, gözaltılar oldu. 2012 yılı içinde RedHack paylaşımlarını sosyal medya üzerinden yapan 7 kişi ‘RedHack yöneticisi olmak’ iddiasıyla 6 ve 9 ay sürelerle tutuklandı ve ardından delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Utku gitti, anayasamızda böyle söylüyor sen de rahatlıkla söyle dedi, gülüştük, çok keyifliydi. Ve telefona AD’ı verdim. Çok uzun zamandır ilk kez telefonla konuştular. Bence iyiydi. Daha sonra aile fertleri bana teşekkür edeceklerine, ‘bizde zannettik ki CB’ı kendi aradı babama teşekkür etti’ dediler. Küçümsediler işi. Beklentileri sayın CB’mızın AD’yi arayıp teşekkür etmesiymiş. 03Ağustos Çarşamba akşamı geç saatte Hande Fırat ile birlikte Sayın CB’mızı ziyaretimizden sonra çıkarken Hasan bey Hande ile Aydın beyle birlikte nin bizim yüzümüzden kötü gittiğini ve bu sebeple de Vuslat da bu oyuna dahil olmak istiyor dedi. Benim yaptığım işe devam edeceğimi Vuslat’ın ise yurt dışında çalışmalar yapmak istediğini ve olan olayların yurt dışında anlatılmasına yardımcı olacağını anlattı. Bende cevaben Vuslat ve Ali daha düne kadar bizden (AK Partiden) nefret ederken nasıl gidip yurt dışında bu olanları samimiyetle anlatacak, nasıl Sayın CBmızı, nasıl bu darbeyi, içten anlatacak. Bu doğru bir karar değil hoş karşılanmayacaktır dedim. (…) Daha son yalnız gideceğim’ der. Burada niyet yine iyi giden birşeyi bozmaktır.” ‘Mert, Erdoğan hayranı’ Epostada “Ahmet Hakan, Nuray Mert, Arzu ve ben Bodrum’da 12/ağustos cuma akşamı sohbet. Nuray Mert Sayın CB’mızın hayranı olmuş, ‘doğru konuşalım olmasaydı mahvolmuştuk’ der. Arzu sorar neden akademisyenler yurt dışında gazete ilanları vermiyorsunuz düşüncelerinizi anlatsanız çok hoş olur. Nuray cevaben çok doğru olur ben bir yoklayayım etrafı mıza verdiği yanıtlar şöyle... epostalarla ilgili görüşlerinize yer vermek istiyoruz... Şimdi onun hakkında şöyle bir şey söy lemek istiyorum... Benim bilgisayarım maalesef bir şekilde hacklenmiş. Benim günlük bütün raporlarım, rapor dediğim günlük, ben 22 senedir günlük tutuyorum. Hepsi maalesef çalınmış, ele geçirilmiş. Bundan sonra bunlar manipüle edilerek, değiştirilerek, hitap konularak bazı yerlere email atılmış. Bugün (dün) ve dünden (önceki gün) itibaren gelince şa teriyorlar ya da bunu fotoğrafla atıldı gibi algı yaratıyorlar. Böyle bir email yok. Böyle bir şey yok, atma yok. ‘Günlüklere ekleme yaptılar’ Tamamen günlüklerim diyorsunuz... Tabii yani. Ben 22 senedir günlük tutan, bütün çalışmalarımın raporlarını yazan biriyim. Ama bunları manipüle etmişler. Bazıları tam bırakmışlar, bazılarını eksiltmişler, çoğaltmışlar, önüne arkasına hitaplar koymuşlar. Benim tavrıma, tarzıma uygun olmayan bazı ekleme gelince anlıyor, böyle şeylere prim vermemek lazım diye düşünüyorum. İnsanların ekmeğine yağ sürüyorlar, hırsızlık, bilgi hırsızlığı çalınıyor, sonra montajlanıyor, önüne arkasına bir şeyler konuluyor, senmişsin gibi gösteriliyor. ‘Rusya’dan ekip inceliyor’ Bu sizin bilgisayarla ilgili çalışmayı yapan ekibin çalışması ne zaman biter, sonuçları ne zaman açıklanır? Bugün (dün) bir ekip incelemeye başladı. Ne kadar sürecek bilmiyoruz. Ön Kamuoyuna ne zaman bir açıklama yapacaksınız? Konunun netleşmesini bekliyoruz, açıklama yapacağız. Bilgisayarıma girilerek mailler atılmış. Önlerine arkasına hitaplar konularak. Örneğin benim yaptığım bir konu yazılmış mesela alınmış copypaste edilmiş, birisine hitap edilerek üstüne bir cümle konulmuş veya altlarda bir şeyler değiştirilmiş, manipüle edilmiş, başka yere mail atılmış gibi gösterilmiş. Bunun çalışmasını yapıyoruz, incelemesini. Çok tatsız bir şey, Allah Kalı da 8 ay askeri cezaevinde kaldı. randevu konusunu konuşmuş. ‘Siz isteyin ra AD Hande Fırat ile konuşur ve CB ran der” iddialarında bulunuldu. şırdım. Bugün (dün) teknik arkadaşlar ler yapmışlar. Bunları email ortamında, ce loglara bakılıyor, loglardan nasıl atıl kimsenin başına vermesin... C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear