05 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cuma 2 Eylül 2016 haber 6 EDİTÖR: ELİF TOKBAY/ASLAN YILDIZ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Nöbetçilere soruşturma Ya ÖSO, fasa fiso ise? Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, geçtiğimiz günlerde Daily Sabah’ta kaleme aldığı yazıda Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) yeterli destek görmesi halinde “DAEŞ’le de, Esed’le de” mücadele edebileceği iddiasında bulundu. Ayrıca ÖSO’nun Cerablus’a girmesiyle birlikte de YPG’nin “DAEŞ”le savaşabilen tek unsur olma “efsanesi”nin sona erdiğini kaydetti. O halde bir başka “efsane” ikame etmekle meşgulüz!.. Böyle olunca bir ÖSO komutanı da vermiş coşkuyu ve “Türkiyedestekli” muhaliflerin Cerablus’tan sonra şimdi yeni hedefinin Menbiç, sonrasında El Bab ve Mare olduğunu söylemiş. Tabii bütün bu ifadelerin satır araları, IŞİD’i sınırdan uzaklaştırdı diye parlatılan ÖSO’nun aslında Türkiye olmadan bir hiç olduğunu da gayet güzel açık ediyor. Kalın’ın yazısından daha detaylı aktaralım: “Fırat Kalkanı Harekâtı, ılımlı Suriye muhalefetinin yeterli desteği görmesi halinde hem DAEŞ hem de Esed rejimi ile savaşabileceğini ve Suriye’yi terörden temizleyebileceğini gösteriyor.” Harekâtın gösterdiği bu mu? Ortada ne IŞİD ne de Esad bırakacak yetkinlikte bir “terörterminatörü” olarak ÖSO’nun adını tarihe altın harflerle yazdırabileceği mi?.. Yoksa onun, “Fırat Kalkanı” ile Suriye cehennemine kara gücü ile dalıp, hem IŞİD hem YPG ile savaşan Türkiye için bir tür “koçbaşı” olduğu mu?.. Peki, Türkiye için her ne olursa olsun da ondan ötede ne ÖSO?.. Özellikle onu önüne sürdüğümüz IŞİD için ne? Bu “kritik” soruya hanidir bu köşede aşina olduğumuz bir kaynağa tekrar başvurarak ışık tutmaya çalışalım! IŞİD’in dünyasına giren tek Batılı gazeteci Jürgen Todenhöfer’in “Terörün Kalbine Yolculuğum” başlıklı, elden bırakılmaz kitabının sayfaları arasına bir kez daha dalarak… (Bu kitabın hiç vakit kaybetmeden derhal Türkçe çevirisi yapılarak basılması lâzım.) Todenhöfer, kendisini IŞİD kontrolündeki Rakka ve Musul’a davet eden Almankökenli önde gelen IŞİD elemanı Abu Qatadah’a ÖSO üzerine sorular da sormuş (Eylül 2014’te). Aldığı cevaplar, hiç göz ardı edilecek gibi değil. Kaydedelim: “ÖSO, Obama’nın da dediği gibi, fırıncı, kasap ve çiftçilerden oluşan ve savaş hakkında hiç mi hiç fikri olmayan toplama bir grup. En iyi silahları ellerine veriyorsunuz, onları nasıl ellerinde tutacaklarını bilmiyorlar. Pek çoğu savaştan hiç anlamıyor. Yozluk ve yolsuzlukları had safhada... İhtiyaç duyduğumuz pek çok mühimmatı onlardan satın alıyoruz. Bu nasıl olur, diye sorabilirsin. İşte mesele bu. Onlar [ÖSO elemanları] kendi ceplerini doldurma derdinde. Batılı siyasetçi ve hükümetler de onlara bunu nasıl yapacaklarını gösterme hususunda büyük iş başardı. (...) ÖSO, Fransa ve diğer birkaç devlet tarafından teçhizatlandırıldı; Amerikalılar ve ona benzer ülkeler tarafından... Ocak’ta onlarla savaşmaya başladık. Şimdi ellerinde bulunan topraklara ve bir de bizim elimizdekilere baktığında ne kadar feci bir savaş verdiklerini görebilirsin. Çok toprak kaybettiler. Şehir merkezlerinden çekildiler, Humus’a ‘bay bay’ dediler” (J. Todenhöfer, “Ten Days in the Islamic State: My Journey into the Heart of Terror”, 2016, s. 9091). Todenhöfer, “O halde ÖSO size askeri tehdit oluşturmuyor, öyle mi” diye tekrar sorduğunda da Abu Qatadah’ın nihai cevabı şöyle: “Bizler başka topraklardan gelmiş ‘muhacir’leriz. Biz, İslâmi devlet kurmak için şehit olmaya geldik. ÖSO içindeki Suriyeli ise daha hoş ve iyi bir hayata sahip olabilmek için savaşmaya başladı. Onun motivasyonu, bizimkinden tamamen farklı. Amerika’nın ve Batı’nın parası sayesinde hayatı daha konforlu oldu. Eğer bir parça daha yolsuzluğa bulaşıp daha çok paraya silah ve mühimmat pazarlığı yaparsa, daha da iyi bir hayata kavuşabilir. O yüzden neden hayatını tehlikeye atıp [bizim gibi] ölmekten mutluluk duyan insanlarla savaşsın ki?..” (s. 91). İşte bu da madalyonun öbür yüzü… IŞİD’li militan, bizim adeta bir yeni “efsane” olmaya aday gibi takdim ettiğimiz ÖSO için “kestane” demeye getiriyor. Hangisi doğru, bakalım, göreceğiz!.. Türkiye’nin 91. partisi Osmanlı Partisi oldu Türkiye’nin 91’inci siyasi partisi Osmanlı Partisi adıyla kuruldu. Ambleminde; hilal üzerine Arapça Elif ve Vav yazılı parti, “Lider Türkiye” sloganıyla siyasi hayatına başlayan Osmanlı Partisi Genel Başkanı İbrahim Ünye; kısa bir sürede tüm Türkiye’de teşkilatlarını oluşturarak ilk seçimlere katılmayı hedeflediklerini açıkladı. Osmanlı Partisi Genel Başkanı İbrahim Ünye, Türkiye’deki siyaseti değiştireceklerini belirterek “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, her şeyi kurumsal bir yapıya oturtacağız” dedi. l Haber Merkezi Özgür Gündem gazetesine destek veren 9 isim ifadeye çağrıldı CANAN COŞKUN Kapatılan Özgür Gündem gazetesine destek olmak üzere başlatılan “Nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyasına katılan, aralarında gazeteci Hasan Cemal’in de olduğu 9 isim hakkında, “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında HDP Merkez Yürütme Kurulu Üye CAN DÜNDAR’A DA DAVA Kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak için başlatılan nöbetçi genel yayın yönetmenliği kampanyasına katılan gazetemiz eski genel yayın yönetmeni Can Dündar’a ve gazetenin tutuklu Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya’ya, Dündar’ın nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptığı gün olan 22 Haziran’daki gazetede yer alan “Saray rejiminin en kullanışlı hâkimi” başlıklı haberden dolayı İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği yargıcı Bekir Altun’un şikâyetiyle dava açıldı. Dündar ve Kızılkaya’nın kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ettikleri iddiasıyla 2 yıl 4 aya kadar hapisleri istendi. si Çilem Küçükkeleş, Özgür Radyo Ge yın Yönetmeni Said Sefa, Tuğrul Eryıl nel Koordinatörü Derya Okatan, ka maz, Dicle Anter, Hasan Cemal, Hasan patılan haberdar.com sitesi Genel Ya Hüseyin Tahmaz, Murat Uyurkulak ve Nadire Mater “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla ifadeye çağrıldı. 15 gün içerisinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade vermeleri istenen isimler hakkında aksi halde zorla getirilme kararı çıkartılacağı belirtildi. Öte yandan geçen günlerde tutuklanan gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya ve Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın tutukluluklarına yapılan itiraz reddedildi. Zana Kaya ve İnan Kızılkaya’nın 6 gündür tecritte tutulduğu öğrenildi. Beyaz güvercinler barış özlemiyle uçtu Elçi ve Dink, Dünya Barış Günü’nde öldürüldükleri yerde anıldı CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Emre Yılmaz, MYK üyesi Mustafa Kalkan, Erhan Çetinkaya, Adana, Mardin, Adıyaman ve Gümüşhane Gençlik Kolları temsilcilerinden oluşan bir grup, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Diyarbakır’a giderek 28 Kasım’da öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’yi mezarı başında andı. Elçi’nin mezarı başında beyaz güvercin uçuran CHP’li gençler barış mesajı verdi. Agos önünde anma Halkevleri üyesi bir grup 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Hrant Dink öldürüldüğü Şişli’deki Agos Gazetesi’nin önünde anma etkinliği düzenledi. “Hepiniz cinayet mahallindeydiniz” yazılı pankart açan Halkevi üyeleri, “Savaşa hayır; barış hemen şimdi” şeklinde slogan attı. “Barış ve kardeşlik kazanacak” yazılı dövizler taşıyan grup üyeleri adına açıklama yapan Nuri Günay, “Ülkemiz Ortadoğu ve tüm dünya savaşın cenderesi altında. Bu yüzden 1 Eylül Dünya Barış Günü bizim için mücadele günü demek. Bu topraklarda barış isteyenler ağır bedeller ödemek zorunda kalıyorlar. Bugün bu yüzden buradayız” dedi. Akdeniz’e karanfil KESK Hakkâri Şubesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında silahların susması ve kalıcı bir barış çağrısında bulundu. İHD Mersin Şubesi üyeleri 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü Akdeniz’e güller ve karanfiller bırakarak, güvercinler uçurarak kutladı. İHD İstanbul Şabesi, Eminönü İskelesi’nde “OHAL Kaldırılsın Barış Hemen Şimdi” pankartı açarak “Kürt sorunun çözümü için tüm kanalları açılmalı” dedi. Atatürk Parkı’nda bir araya gelen İHD üyeleri, Türkçe, Kürtçe ve Arapça “Yaşasın barış” yazılı bir pankart açtı. Yalova Belediyesi tarafından Bağlarbaşı Mahallesi’nde yapılan Kardeş Şehirler Parkı, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde açıldı. l ABİDİN YAĞMUR, FARUK KIRTAY, DHA ‘Annelerin ağıtları değil, çocukların şarkıları olmalı’ Kılıçdaroğlu, ‘El ele verirsek barışı ve huzuru getiririz’ dedi Ataşehir Belediyesi tarafından Cumhuriyet Parkı’nda bu yıl 5’incisi düzenlenen “Kardeş Kültürlerin Festivali”ne katılan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, annelerin gözlerinin gülmediği hiçbir yerde huzur olmayacağını belirterek, “Kimsenin etnik kimliği, inancı üzerinden siyaset bu topraklara barış getirmez. Gelin birlikte annelerin ağlamadığı herkesin düşüncelerin rahatça söyleyebildiği bir Türkiye yaratalım” dedi. Kılıçdaroğlu, başta siyasetçiler olmak üzere gelecek nesillere iyi bir ülke bırakmak için mücadale edilmesi gerektiğini belirterek “Benim en huzur bulduğum yer annemin diziydi. Barışı evet biz sağlayacağız. Huzuru sağlayamayan siyasilerdir. Bu ülkede halen anneler ağlıyorsa, huzur içinde yaşayamıyorsa sorumlusu biz siyasilerdir. Bu sorunu çözmek zorundayız. El ele verirsek emin olun barışı ve huzuru getiririz. Kimsenin etnik inancı üzerinden siyaset bu topraklarda barışı getirmez. Onun için kışlaya, camiye ve adliyeye siyaseti sokmayın” dedi. Kılıçdaroğlu, “Ağaçlar farklı olabilir ama orman ormandır. Hepimizin ortak paydası annelerin ağıtları değil, çocuklarımızın şarkıları olmalıdır. Barışa özlem çeken bir ülkeyiz. Artık huzur içinde birlikte yaşamak istiyoruz” diye konuştu. Daha sonra Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler barış güvercinleri uçurdu. Kardeş Türküler ve Candan Erçetin sevilen eserlerini seslendirdi. l ALİ AÇAR KADINLARDAN BARIŞ HALAYI n Gaziantep’de HDP öncülüğünde biraraya gelen STK’ler 20 Ağustos’ta Besna ve Nurettin Akdoğan çiftinin kına gecesine düzenlenen ve 56 kişinin öldüğü canlı bomba saldırısının olduğu sokakta barış çağrısı yaptı. n ESP Sosyalist Kadın Meclisleri ve Özgür Genç Kadın üyeleri, Kadıköy Khalkedon Meydanı’nda “barış halayı”na durdu. Kadınlar, hep bir ağızdan ezgiler söyledi, zılgıtlar çekti. Kadınlar, eşarplarını gökyüzüne fırlattı. Bodrum DİYARBAKIR DTK Eşbaşkanı Dicle, Ala’nın istifasının işaret olduğunu, şiddetin artacağını söyledi: Kaos kokusu var HDP,DBP,DTK,HDKve KJA bileşenleri, PKK lideri Abdullah Öcalan’dan geçen yıl 5 Nisan’dan bu ya na haber alınamaması ne MAHMUT ORAL deniyle açlık grevine girme kararı aldı. Gazetemize konuşan DTK Eşbaşkanı Hatip Dic le, 5 Eylül’de başlatacakları açlık grevi ne milletvekillerinin de katılacağını, ka tılımcıların bir komisyon tarafından se çileceğini belirtti. Dicle “Dileriz öyle ol maz ama gelişmeler, bir kanlı dönemin başlayacağı, daha çok kaos dönemine gi receğimiz, şiddetin artacağı döneme işa ret ediyor”dedi. İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın istifasının da yeni dönemin bir işareti olduğunu vurgulayan Dicle, DTK binasının basılmasını gözdağı olarak nitelendirdi. ‘Karar ortaklaşa alındı’ Hatip Dicle, “Doğru olan yön, gerçekten iç barışın tesis edilmesidir. Bunun ilk adımı da Sayın Öcalan ile yapılacak görüşmelerin sağlanmasıdır. Devletin bu şiddet politikalarından vazgeçip diyalog zeminine dönmesidir. Biz çıkar yolun bu olduğunu düşünüyoruz. Diğer bütün yollar hem Türkiye halklarını, hem Kürtleri, hem de devleti yıpratır. Bundan kazanan çıkmaz” diye konuştu. Bu ey leme Kürt siyasi hareketinin ortak karar verdiğini vurgulayan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, “Sayın Öcalan için 10 milyondan fazla kişi ‘önderim’ diyerek, noter onaylı dilekçe verdi. Bugün böylesine kabul gören tarihi bir kişiliğe sahip çıkmak, bu halk için onur sorunudur. Hepimiz açısından böyledir. Bu nedenle biz bu eyleme girişince başarıp başarmamaktan çok onurumuzu kurtarma kararlılığı ile başlıyoruz. Bu nedenle bu eylemin tarihi bir yanı varsa bu kararlaşmadır. Mücadelenin tarihi içinde bu süreç nasıl gelişir o ayrı bir konu. Bu kararlılığımızı göstereceğiz, devlet de nasıl tavır alacak onu da göreceğiz” dedi. l DİYARBAKIR Necmiye Alpay’ın tutukluluğuna itiraz Kapatılan Özgür Gündem gazetesi hakkında başlatılan soruşturma kapsamında örgüt üyeliği iddiasıyla tutuklanan dilbilimci, yazar Necmi ye Alpay’ın tutukluluğuna itiraz edil di. İtiraz dilekçesin de Alpay’ın kişiliği ve siyasal duruşu itiba rıyla terör örgütü ile bağlantısı olamaya cağı vurgulandı. Necmiye Alpay’ın avukatı Cemal Polat, tutuklama gerekçesi olarak ileri sürülen “silahlı terör örgütü Necmiye Alpay nün propagandasını yapmak ve üye olma” iddiasına ilişkin dosyada hiç bir delilin ve maddi vakanın olma dığını belirtti. Avukat Polat, Alpay’a sorgu sırasında bu suçlamaya iliş kin bir soru yöneltilmediğine vurgu yaparak, tutuklanmasına gazetenin Yayın Danışma Kurulu üyesi olması nın yeterli görüldüğünü kaydetti. l İSTANBUL ‘Barışı isteyene terörist denilemez’ Metis Yayınları ve Sel Yayınları, Necmiye Alpay’ın tutuklanmasının ardından birer açıklama yaptı. Açıklamada “Barış isteyenlere terörist diyerek demokrasi kurulamaz. Demokrasinin temel ilkelerini çiğneyen bir demokrasi olamaz. Muhalif her sesi düşmanlaştıran, kendine benzemeyene hayat hakkı tanımayan, eleştirel aklı yok etmeyi hedefleyen, kalemin silahtan daha zararlı, lincin eleştiriden daha makbul olduğunu varsayan bir demokrasi olamaz. Necmiye Alpay’ın tutuklanması hukuki değil, siyasaldır” denildi. Sel Yayınları da Alpay’ın tutuklanmasını kınadı. l İSTANBUL Aslı Erdoğan AYM’ye gidiyor Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi’nin Yayın Danışma Kurulu üyesi olduğu için tutuklanan yazar Aslı Erdoğan’ın tutukluluğu Anayasa Mahkemesi’ne taşınıyor. Erdoğan’ın avukatı Cihat Duman, müvekkilinin tutuklanmasına yönelik İstanbul 5’inci Sulh Ceza Hâkimliği’ne yaptıkları itirazın 10 gündür yanıtlanmadığına dikkat çekerek, orta Aslı Erdoğan ya çıkan hak ihlallerinden dolayı Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapma durumunda olduklarını söyledi. l İSTANBUL Evlatlarımıza yazık değil mi? PKK’nin alıkoyduğu asker ve polislerin aileleri barış sürecinin başlatılmasını istedi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Öztürk Türkdoğan, PKK tarafından alıkonulan asker ve polislerin serbest bırakılması çağrısında bulunurken, İHD olarak bu kişileri kendilerinin teslim alabileceklerini söyledi. PKK’nin alıkoyduğu asker ve polislerin aileleri ise çocukları için isyan etti. 2015’in Ekim ayında Tunceli’de kaçırılan Er Müslüm Altundaş’ın babası Şevket Altundaş, “Her iki taraftan ricam barış sürecini başlatsınlar. Bir kuru inat uğruna, bu evlatlara yazık değil mi?” dedi. Altundaş, HDP’li İdris Baluken’in “Bir hafta savaşa ara versinler biz çocukları alıp gelelim” ifadelerini anımsattı. Annesi Songül Altundaş ise “Çocuğumun illa şehit olması mı bekleniyor?” dedi. l ANKARA C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear